-
1.
+4Arabayı park etmek sorun olacağı için yürüyerek inmiştim. Sahilde el ele dolaşan çiftler, baharın gelişini kutlayan doğa her şey çok güzel görünüyordu.O anlık her şeyi unuttum adeta. Bakta yalnız başına oturan birini gördüm, yanına oturdum. Otururken yanlış anlamasını istemediğim için yüzüne bakmamıştım,oda bana hiç bakmamıştı. Ellerim montumun cebinde istanbulu izliyordum, büyük bir iç geçirdim.Ne oldu hiç konuşmuyorsun diye bir ses geldi yanımdan. Alara yanımda oturuyordu,bu saate ne işin var burada dedim. Kafamı dinliyorum dedi, anladım dedim fazla konuşmak istememiştim nedense. Melisin durumunu biliyorsun değil mi dedi. Maalefef hastahanede şuan,onu zaten ben zütürdüm dedim. Hayır onu demiyorum Melis hasta, kalbi rahatsız dedi. Ağzım açık dinliyordum. Kekelerek devam et lütfen dedim. Babası yurt dışına gönderdi, Türkiyede çok yere gittiler ama bir çaresini bulamadılar sadece ilaçlarla ölümünü geciktirmeye çalışıyorlar dedi. Babası o yüzden hiç kızamıyor ona,ne isterse yapıyor dedi. Bana çok kötü davranıyor neredeyse hiç arkadaşı kalmadı, alttan alıyoruz. Sevgilisi sürekli yanında olmaya çalıştı onuda sürekli tersledi ve sonunda ayrıldılar dedi. Denize bakarak iç geçirdi.Bu saatte ne işin var burada dedi.Ben hala çok şaşkın ve üzüntülüydüm. içimden insanın yüzü güzel olacağına kaderi güzel olsun dedim. Patronu beklerken biraz gezeyim dedim dedim. insan ne kadar plan yapsada kaderin önüne geçilmiyor dedim Alaraya.Öyle vallahi bana bak mesela başarılı bir mimarım, istediğim neredeyse her şey ayağımın altında ama mutlu değilim dedi. Daha yeni tanıştık ama anlatmak istersen dinlerim dedim ve tebessüm ettim.O an kime üzüleceğimi şaşırmıştım. Babam ve annem ayrılar, babam beni özel bir okulda okuttu, yurt dışında dil eğitimi aldım. Annem boşandıktan sonra beni bırakıp gitmiş. Babam Melisin babasıyla ortak yani şirketin yarısı bizim dedi. Erkek arkadaşlarım benimle hep param için takıldı, sonra bir gün bir çocuğu çok sevdim, kuzenimi.Biraz şaşırdım ve galiba kötü kötü baktımki, lütfen bana öyle bakma dedi. insan aşık olunca hiçbirşeyi önemsemiyor dedi. Aslında şirketin büyük yüzdesi babamın abisine aitti o ve eşi trafik kazasında ölünce bize kaldı. Kuzenim yani aşık olduğum çocukta nerede bilmiyorum dedi. Geçen ay bir anda ortadan kayboldu, gittiği gece aşırı doz alkollü araba kullanırken kaza yaptım ve hafızamı kaybettim.Çok aşık olduğumdan heralde onu unutmadım, ailem onun fotoğraflarını ve her şeyini yok etti daha görüpte üzülmeyeyim diye.Ama bir gün gelecek bekliyorum dedi. Peki yüzünü hatırlamıyor musun dedim. Hayır,keşke hatırlasam her yeri arardım vallahi dedi. Gözleri dolmuştu,o kadar çok seviyor muydun cidden dedim. Sevmişim demekki baksana aklım gitmiş ama o gitmemiş dedi.Çingene bir kadın abe alsana güzel ablama bir gül dedi. Alara bana bakarak güldü. Normalde gibseler almazdım ama kızın moralini düzeltmek istedim o an.iyi hadi ver ordan bir tane, kaç lira dedim.Abe güzel abim sana 10 liraya olur dedi. Fiyakayı bozmamak için çıkarıp verdim. Gülü Alaraya uzattım, çekirdek çitlemek ister misin dedim. Olur dercesine kafasını salladı. Tekele uğrayıp çekirdekleri aldım.Çitledik, biraz birbirimizden bahsettik. Telefon numaralarımızı verdik.Eve bırakmak istedim, kabul etti. Evine doğru yürümeye başladık, sence aşk nedir diye sordu bana. Bence senin yaptığını yapmaktır, yani beklemek dedim. insan seviyorsa bekler, onun için her şeyi göz alır dedim.Oda aşk insanın içindeki akciğerleri gibidir,bir süre onsuz nefes alabilirsin ama sonra ölürsün dedi. Peki aşklar hep bitmek zorunda mı dedi. Aşk insan kendine yenilince biter dedim, tebessüm etti. Evine varınca teşekkür etti ve bende arabayı bıraktığım yere doğru yürümeye başladım. Alara Melisten çok farklıydı. Davranışları,cümleleri çok olgundu.O kadar güzel ve zengin olmasına karşı şımarmamıştı.Oda benim gibi hafızasını kaybetmişti belkide ondan o kadar ısınmıştım. Arabaya vardığımda yürüyecek dermanım kalmamıştı. Radyoyu açtım Fırat Tanış-Yani Olmuyor çalıyordu. Bende içimden yani olmuyor bazen dedim. insan ne kadar denesede diğer insanlar karşısına zorluklar çıkartıyor, insanı bıktırıyor. Saatimi kurdum, gözlerimi kapattım. Saatim çalıp uyandığımda geçen sevişemem çiftin arabası yan tarafta duruyordu. Biraz doğrulup baktığımda yine yarı çıplak yiğiştiklerini fark ettim.Ama bu kadar yeter diyerek arabadan indim, camlarını tıklattım. Beni fark edince hemen üstlerini örtmeye çalıştılar ikisininde mallar meydandaydı.Şokun etkisinden çıkınca camı açtı erkek olan. Buyuuur buyurun diyerek kekeledi. Abicim saat daha 5 burası yapılacak yer mi Allah'ını seversen,al git evine istediğinizi yapın. Hayır anlamıyorum gecede değil insanlar görmesin, yanda koskoca araba var onuda mı görmüyorsun dedim. Haraketlerinden yerin dibine girdikleri anlaşılıyordu.Bir şey diyemedi, biraz daha dikkatli olun kaç yaşında insanlarsınız dıbına koyayım dedim ve arabaya binerek oradan uzaklaştım. Arabada küçük çaplı bir gülme krizi geçirdikten sonra aklıma Melisin durumu geldi.O haldeyken onu bırakmış,en iyi arkadaşıyla takılmıştım. Bencillik ettiğim fakına vardım.Şirketin önüne geldim, Murad Beyi beklemeye başladım. Yine hiç sektirmeden saatinde bindi. Hastaneye gidiyoruz dedi. içimden bir daha bu adamdan bir şey saklayanın... dedim. Zaten saklasamda bir şekilde öğreniyordu.Bir şey demeden hastaneye sürdüm.Tümünü Göster
-
2.
+4Etraftaki insanların meraklı bakışları arasında gözlerimi açtım. Bacaklarımda, başımda ve vücudumda dayanılmaz derecede acı hissediyordum. Sokağın başından gelen ambulansın sesini duydum ve gelir gelmez beni sedyeye aldılar, ambulansa bindirdiler. Vücudumdaki ağrıyan yerleri ve bir şeye alerjim olup olmadığını sordular bende zor bir şekilde bacaklarım, başımın ve vücudumun ağrıdını söyledim, alerjim olmadığını ekledim.Bir kaç saniye sonra iğne yaptılar, yani son hatırladığım şey oydu.
-
3.
+3Biraz mahalleyi dolaşmak ve 2 haftadır yatıyor olmanın hamlığını atmak için montumu alıp dışarı çıktım. Telefonum yoktu ve yağmurun evini bilmediğim için onunla dolaşmaya niyetlensemde yanına gidemedim. Sokakta oynayan çocuklar vardı, yanlarından geçtim fakat hiçbiri beni tanımıyordu bu bana biraz garip gelmişti çünkü uzun zamandır burada oturduğumuzu söylemişti annem. Kahveye gittim oturdum millete selam verdim, selam aldılar fakat onlarında beni tanımadığını düşündüm.Çayımı içip biraz daha dolaştım eve doğru giderken bizim apartmanın önünde son model bir Mercedes gördüm. Babam arkasından el sallıyor annem ise su döküyordu. Yanlarına gittim kimdi o diye sordum. Babam,annemin yıllarca onların hasta çocuğuna baktığını çocuk vefat edince annemin işi bıraktığını ve Ankaraya gelmişken onlarıda ziyarete geldiğini söyledi. içimden vay be dedim, demek ki hala böyle insanlar var. içeri geçtik, yemek yedik. Emrah yine gelmemişti akşam yemeğine, babam yemekten sonra keyif sigarasını yakarken pekekent yine gelmedi dedi, annemde onu desteklerce kafasını salladı. Birkaç saat sonra uyudum. Gece feryatlarla ve itfaiyenin sesiyle uyandım.Her yer duman içerisindeydi.
-
4.
+3Hastahaneye giderken yolda bir çiçekçiye uğrayıp binbir çeşit çiçekten bir buket yaptırdıktan sonra hastaneye gittik. Melisin olduğu katta durduk fakat onun yan odasına girdik.Şaşkınlığımı gizleyememiş olucam ki patron ne oldu diye sordu,yok bir şey efendim dedim. içeride en az 90 yaşında bir teyze vardı. Patron elini öptükten sonra kafasıyla benimde öpmem için işaret verdi. Ardından annecim nasılsın iyi misin vs muhabbet ettiler. Patronun süt annesiymiş Pakize Hanım. Tuvalete gidicem diye izin isteyip, Melisin odasına girdim. Melis ne kadar çabuk özledin beni diyerek güldü. Melis yan tarafta baban var dikkat et dedim. Nasıl ya falan dedikten sonra durumu anlattım. Melis gitmeden yine kulağına bir şey diyicem gelir misin dedi, yemezler diyip sırıttım.Bu sefer gercekten bir şey diyicem dedi, yanına gittim ve eğildim. Yine yanağımdan öpmüştü bir erkek için güzel bir şey olabilirdi ama ona karşı bir şey hissetmediğim için bana zulüm oluyordu. Görüşürüz diyerek odadan çıktım,onu üzmek istemiyordum ama her erkeği böyle elde edebileceğini düşünmesi beni ondan uzaklaştırıyordu. Pakize anneyle biraz daha muhabbet ettikten sonra odadan çıktık. Henüz birkaç adım atmıştık ki karşımıza Efe ve Banu çıktı.Efe hayırdır oğlum noldu dedi Murad Bey.Şey ben şey Pakize anneyi ziyarete gelmiştim dedi kekelereyerek. Banuda nasıl ya biz Melise gelmedik mi demesiyle sıçtığımızın haberide gelmişti. Murad Bey Melis mi ne alaka diye sordu. Banu yine lafa atlayarak aaa haberiniz yok mu bizim saf Melis intihar etmeye çalışmışta. içimden en az benim kadar Efeninde sövdüğüne emindim. Murad Bey hadi Banucum beni Melisin yanına zütür dedi ve bize pis bir bakış atarak Melisin odasına girdiler.Efe Banunun arkasından bitirdin bizi be Banu dedi. Durumdan sinirlerim bozulmuş olacakki gülmeye başladım,Efe'de bana katıldı. Hastanenin içinde katıla katıla gülüyorduk. Hemşirenin uyarısıyla kendimize geldik. Durumun ciddiyetini farkettikten sonra odaya girdik. Melis babasına vallahi söylicektim babacım, yemin ediyorum söylicektim diyordu. Murad Bey tamam kızım sen iyi olda gerisinin bir önemi yok diyerek Melise sarıldı. Efede bensiz olmaz diyerek onlara katıldı. Bildiğiniz karşımda örnek aile tablosu vardı, bende ayakta onları izliyordum. insan bir şeyden haberi yokken ne kadar mutlu diyordum içimden. Murad Bey karısının onu aldattığını,Efe Bey kardeşinin öleceğini;ikiside Murad Beyin mafya olduğunu bilmiyordu. Murad ve Efe Bey yerlerine oturduktan sonra konuşmaya devam ettiler. Melis sürekli bana bakıyordu, Murad Bey fark etmiş olacakki bana dönerek bundan sonra Melisin şöförü olacaksın, beni şirketteki çocuklar alır sabah-akşam dedi. Murad Bey Melis mutlu olsun diye her şeyi yapıyordu. Bende emredersiniz efendim diyerek karşılık verdim. Melis çok mutlu olmuştu, galiba düşündüğüm gibi tutunacak bir dal arıyordu kendine. içimden birinin mutluluğu için kendi mutluluğunu erteleyebiliyorsan o zaman gerçek bir olabilirsin dedim. Sonra sen neymişsin be abi dedikten sonra odadan çıktık. Melisin yanında yarın çıkacağı için kimse kalmayacaktı.Eve doğru giderken Murad Bey ailem benim için çok önemli, onlar için her şeyi yaparım dedi. Kızım seninle mutlu oluyor, sakın onu üzme dedi ve gülümsedi.Ne diyeceğimi bilemediğim için onaylarcasına kafamı salladım.Eve gittiğimizde annem sofrayı kurmuş Murad Bey bekleniyordu. Yemekler yendikten birkaç saat sonra bende yattım, uyumayı çok seviyordum ve bugün cidden yorulmuştum. Ertesi gün Melisi almak için hastaneye gittim. Melis ön koltuğa oturdu, arabayı eve doğru sürmeye başladım. Melis hadi beni kahvaltıya zütür dedi. Melis yorgunsun olmaz dediysemde zorla geçen gittiğimiz mekana yakın bir yere gittik. Kahvaltıda adeta beni gözleriyle yiyordu. Melis güzel olabilirdi ama benim bir ilişkiden beklediğim bu değildi. Melis dahada ileri giderek elimi tutmaya başladı. Geçen gece için özür dilerim, sarhoştum anlarsın ya dedi ve güldü.Önemli değil birdaha bu kadar içmemen gerektiğini anlamışsındır heralde dedim. Kahvaltımızı yapıp eve gittikten sonra eve gittik. Buket Hanım evde yoktu, dün kızı neredeyse ölmek üzereydi ama kadının umrunda bile değildi maalesef. Melisin halsiz halini görerek koluna girdim. Melis tamamen yükünü beni üstüme bırakmıştı neredeyse bu böyle olmayacak diyerek kucağıma aldım ve merdivenlerden çıkarmaya başladım. Odasına girip yatağına oturttuktan sonra sende iyi alıştın haaa dedim. Gülerek sende alıştırma dedi.Çok fazla uzatmayarak kapıya doğru yöneldim. Melis ya ama ben nasıl üstümü çıkarıcam şimdi desede duymamış gibi yaparak dışarı çıktım. Annem Emrah kaç gündür yok, çok endişeleniyorum dedi.Tümünü Göster
-
5.
+3Uyandığımda başımdaki ağrı hala devam ediyordu. Kolumda serum ve vücudumda bir sürü kablo vardı. Uyandığımda bir hışımla kalkan 3 kişi gördüm ama hiçbirini tanımıyordum. Kalktığımı gördükten sonraki mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Yeşil gözlü,1.67 boylarında 20 yaş civarı bir kız,60 lı yaşlarda eski giyinimli karı-koca olduğunu düşündüğüm üç kişi.Ama ben söylediğim gibi tanımıyordum onları. Uyanır uyanmaz kız bana yavaşça sarıldı şükür uyandın, çok korktuk dedi. Karı-koca olduğunu düşündüğüm insanlarda benzeri şeyleri tekrarladılar. Ardından doktor geldi ve çok fazla darbe almışsınız fakat şanslı olmalısınız ki hemen bizi aramışlar dedi ve ekledibaşınıza çok fazla darbe almışsınız geçici bir hafıza kaybı yaşıyor olabilirsiniz sakın korkmayın.Şimdi anlamıştım neden o insanları tanımadığımı...
-
6.
+2Melisin fiziği sürekli spor yaptığı için mükkemmeldi ve öyle bir kız yanınızda bornozla yavaşça ahhlarken sizin kendine hakim olmanız gerçekten zor olurdu. Bende bunu hissettiğim için kendimi direk dışarı atmıştım.Bir şeyler daha atıştırıktan sonra telefonumun saatini kurdum ve uyudum. Kalktığımda saat 1:20 civarıydı.ilk önce banyoya girdim ve ardından dışarı çıktım. Annem babam elleri kolları dolu geliyordu. Yanlarına gittim ve yardım ettim. Kıyafet,ayakkabı envai çeşit şey almışlardı. Bende biraz patavatsızlık edip piyango vurdu heralde diyerek kendimce güldüm. Annem ilk maaşlarının peşin yattığını söyledi. Yüzündeki ifadeden şakamdan hiç hoşlanmadığımı anlamıştım. Annem yemek hazırlıkları yaparken, babamda bahçe ile ilgileniyordu, Melis ise hala odasından çıkmamıştı. Bende arabaya bakıp geleyim diyerek evden çıktım ve dolmuşla servise gittim. Daha işi var gibi gözüküyordu ama usta yarın gel al dedi. Usta bunun parasını nasıl halledicez diye sorduğumda hallettik biz o işi Murad Beyle dedi. Düşündüğüm gibi Patron bana vermişti o paraları. Dönüşte Emrah'ın durağına uğramak geldi aklıma. Beni terslese, küfürde etse kardeşimdi o benim. Durağa gittim, Emrah nerede diye sordum o puşt artık burada çalışmıyor cevabından sonra çok şaşırdım. Neden diye sordum sadece. Adamlar patrondan ona düşen parayı arttırmasını istediğini, arttırmayınca olay çıkardığını, yumruk attığını, söverek sinirle gittiğini söyledi.O gün o yüzden öyleydi diye düşündüm. Peki bu çocuk ne yapıyordu düşünmeden edemedim.Ev yakın olduğu için yürüdüm, gittiğimde Efe arabasını park ediyordu.
-
7.
+2Annemin hadi kalk sesiyle uyandım. Benim için kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltımı yaptıktan sonra üstümü giyinip arabada beklemeye başladım. Murad Bey arabaya bindi, benimle bir yerde konuşmak istediğini söyledi. Sahilde bir kafeye gittik, Murad Bey uzatmadan konuşmaya başladı.Tümünü Göster
Murad:Dün kızımın ne yapmaya çalıştığını gördüm.
Lan bu manyak arabaya kamera mı koydurmuş a*k dedim içimden
Murad:Senin ne yaptığınıda gördüm, başkası mesele olsa karşıma alıp konuşmazdım. Bana verdiğin sözden çıkmadın bunu taktir ettim. Orada senin yerinde başkası olsa aynı şeyi yapar mıydı bilmiyorum.
Korkmakla birlikte Murad Beyin benimle bir baba gibi konuşması beni etkilemişti. Dinlemeye devam ettim.
Murad:Daha önce kızımın birçok sevgilisi oldu, hepsi benim aile dostumun çocuklarıydı ve her şeyden haberim vardı.
Bende içimden daha geçen kızı eve çağırıolardı ya hadi neyse dedim.
Murad:Asla böyle bir şey olmasın demiyorum ama olursada benden saklamaya kalkmayın, öğrenirim.
Ben:Murad Bey ben sizin kızınıza karşı bir şey hissetmiyorum, buraya geleli fazla zaman olmadı. Kızınız bazı sıkıntılar yaşıyor. Belki birine bağlanmak-destek almak için bana öyle davranmıştır. Lütfen rica ediyorum aramızda kalsın benimle konuşurken sizin daha önce onun saçlarını hiç okşamadığınızı söyledi.
Murad:Bu dediklerinin hepsini biliyorum, işlerim çok yoğun biliyorsun.
Dedi ve ilk defa güldüğünü gördüm.O an karşımda bir mafya değil bir baba vardı ve onun verdiği güvenle rahat rahat konuşabiliyordum.
Murad:Benimde yaşım ermeye başladı, herkes benim güvenimi kazanamaz.Son yaptığın haraketle benim güvenimi sağladın.
Biraz daha konuşup mekandan ayrıldık. Bugün haftasonu olduğu için onu şirkete bıraktım.Eve döndüğümde Melise bakmak için üst kata çıktım. Melisin odasından ağlama sesleri geliyordu. Melis gelebilir miyim dedim.Git istemiyorum, hepiniz aynısınız dedi. içimden ulan aynı olsam seni orda öpmeyi geç neler neler yapardım dedim.Yan odada Melisin annesi yine sevgilisiyle konuşuyordu. Aşkım birazdan çıkıcam, tamam öptüm kapatıyorum diyordu sevgilisine. Koşarak merdivenlerden indim. Aşşağı indiğinde dinlediğimi fark etmiş gibi yüzüme pis pis baktı.iyi günler dedikten sonra evden gitti. Babam ve annemde dolaşmaya çıkmıştı tahminen,ev boştu. Güvenlik kulübesinden hiç çıkmıyordu.Çok az muhabbetimiz olmuştu onunla. Melisin kapısına gidip, hani biz Alarayla alışverişe gidecektik, ektin kızı dedim.Ses gelmedi. Melis diye kapıya vurarak seslendim, yine ses gelmedi. Kapıyı açmaya çalıştığımda kapı açılmadı. Omzuma kuvvet 2-3 demeyişten sonra kapıyı kırdım. Melisin elinde bir ilaç şişesi, diğer kolu yataktan sarkar vaziyette buldum. Melisi yavaş yavaş tokatlamaya başladım. Hiçbir tepki vermiyordu. ilaç kutusunuda cebime attım. Kucakladım,aşşağı indirdim. ister istemez ağlıyordum, içimden giberim ambulansını dedim. Melisi arabanın arka koltuğuna yatırdım ve öne geçtim. Bizi kovalayan adamlardan kaçtığım gün kadar hızlı sürüyor, ışık falan dinlemiyordum. Acıbademin önüne gelince kucağıma alıp içeri girdim. Yardım edin ne olur diyerek feryat ettim. Sedye getirdiler, doktora bir sürü ilaç içmiş diyip cebimden ilaçları çıkardım. Midesini yıkadılar ve odaya aldılar. Elimi tutuyordum belki hisseder burada olduğumu diye. Yavaş yavaş gözlerini açtı, beni görünce babama söylemedin demi dedi. Zaten heyecandan aklıma bile gelmemişti babasına haber vermek. Söylemedim dedim. Teşekkür ederim,iyi ki varsın dedi. içim bir değişik olmuştu, derin bir nefes aldım uyandığını haber vereyim dedim. Doktor gelip yarın çıkabilirsiniz, biraz bizimle kalması lazım dedi. Babasına ne dicem diye düşünürken Efeyi aramaya karar verdim.Efe Bey kız kardeşiniz şu hastahanede vs dedikten sonra önemli bir şeyi yok ama babanıza söylemeyin dedim.Efe elinde bir tomar çiçek ve yanında Banuyla geldi. Banu topuklu ayakkabı, kısacık bir etek, kızıl saçlar,1.80 den uzun boyuyla hastanedekilerinde dikkatini çekmişti.Efe benimle dağ evinde kaldığını söylerim merak etme dedi Melise. Melis halsiz haliyle çok sağol dedi.Efe Bey buradaysa ben artık çıkayım dedim. Melis kulağıma bir şey söylemek için yanına çağırdı ve bir anda yanağımdan öptü.Bir şey diyemedim Efe beyin pis pis bakışları arasında odadan çıktım.Eve gittiğimde annem ve babam hala yoktu.Ev sahiplerinin olmadığını fırsat bilerek televizyonun karşısına geçip biraz dinlendim. Telefonum çalıyordu, açtım.Murad Bey şirkete gelip onu almam için bir saat verdi ve telefonu kapattım. Televizyon izlerken uyuya kalmışım. Uyandığımda Buket Hanım karşı koltukta oturuyordu.Her şeyi duydun demi dedi. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum dedim. Bana yalan söyleme diyerek bana tokat attı, kendinize gelin ne yapıyorsunuz diyerek odadan çıkmaya çalıştım. Kolumdan çekip ne istiyorsun para mı, benimi istiyorsun diyip beni kendine çekmeye çalışırken elinden kurtuldum. Kocanıza yada başkasına bir şey söylemeyeceğim, paranızıda istemiyorum, yeter ki beni rahat bırakın diyerek odadan hızla çıktım. içimden nasıl bir insan bu ya dedim, evde kalmak tehlikeli olduğu için arabaya bindim ve sote mekanıma gittim. Melis ayrı dert, annesi ayrı dert dedim güldüm kendi kendime. Radyoyu açtım Duman-Senden Daha Güzel çalıyordu. Hayatın boyunca belki Melisten güzel bir kızla öpüşemeyeceksin ama sana yakışmazdı zaten dedim kendi kendime.Bir anda arabadaki kameralar geldi aklıma Allah'tan hep içimden konuşuyordum. Allah akıl fikir versin diyerek biraz dolaşmak için sahile indim. -
8.
+2Yataktan bir süre kalkamadım şoka girmiştim resmen. Annemin feryatlarıyla kendime geldim neredeyse bütün ev alev alev yanıyordu.Öksürüğe boğulmuştum kendimi çok çaresiz hissettim ama bütün ailem hayatı bana bağlıydı. Kardeşimi yanan perdenin kenarında kafası kanarken yarı baygın buldum.Her ne kadar şerefsiz alkoliğin tekide olsa kardeşimdi. Kapıya yakın olduğu için zorda olsa kucakladım.O kadar çok duman vardı ki kapıyı bile bulamadım bir süre. Ardından kapı kırıldı içeri itfaiye erleri girdi. Hemen îkimizi çıkarttılar dışarı, içeri tekrar girmeye çalıştım ama sokmadılar. Ağlıyorum,annem babam içeride belkide cayır cayır yanıyordu ve ben bir b*k yapamıyordum. Birkaç dakika sonra annemi çıkarttılar dışarı, hemen yanına koştum nefes almakta zorlanıyordu sadece iyi sayılırdı. Uzun bir süre geçmesine rağmen babam hala çıkmamıştı. Belkide o an bana çok uzun gelmişti bilemiyorum. Babamı çıkarttıklarında ölü gibiydi ve ben ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum. Ardından başım dönmeye başladı.
-
9.
+2Mecburen giyinip yanına gittim. Melis hazırım ama bana neden arkadaşın gibi davrandığını anlayamıyorum,ben sadece bir çalışanım biliyorsun dedim.Oda tamam işte ben spora gidiyorum sende benimle geliyorsun, yani emrettiğim şeyi yapıyorsun dedi üstüne bastırarak. Bunu gelmem için yaptığını bildiğim için üstünde durmadım fazla. Yürüyerek sahile indik, biraz koştuk. Spor yapmadığım için çabuk kesildim oda bakıp bakıp gülüyordu halime.Çok değişik hissetmiştim o an,sanki sevgilimle berabermişim gibiydi.Bu kadar yeter diyerek bir taksi çağırdı, yürürdük desemde sen şimdi yere yığılır kalırsın falan uğraşamam dedi. Yine alttan alttan laf sokuyordu. Babası kadar olmasada fena sayılmazdı.Eve döndüğümüzde annem ve babam evde yoktu. Odamdaki masanın üstünde annemin bıraktığı bir not vardı.Bir akrabaya gidicez haberin olsun, saat 1 gibi döneriz diye yazmıştı annem. Mutfağa gidip birşeyler atıştırırken yukardan gelen Fatih çabuk gel sesini duydum.Ses banyodan geliyordu. Direk içeri daldım, Melis üstünde bornoz yerde ayağını tutuyordu. Kucakladım ve odasına zütürdüm. Neresi acıyor dedim sağ ayak bileğini gösterdi. Ambulansı aramamı ister misin dedim, hayır gerek yok o kadarına dedi.Ne yapalım o zaman dedim.Şu çekmecede krem var biraz ovalar mısın dedi. Bende kremi alıp sürdükten sonra masaj yaparak ovalamaya başladım. Ovaladığımda yavaşça ve sessizce ahh diyordu.O an kendime mukayyet olamayacağımı hissettim için bu kadar yeter diye düşünüyorum dedim.Oda ama hala çok acıyor vs derken çoktan çıkmıştım odadan.
-
10.
+2Yağmur seni terketti ve bir adamla kaçtı dedi. Aaaann an ne diyerek kekeledim. Yağmur senin son durumunlarından sonra kendini kötü hissediyordu, önceden siz hergün gezerdiniz,o seni çok seviyordu ve bir sürü şey söyledi dinlememiştim gitti lafından sonra söylediklerinin bir önemi yoktu çünkü. Sadece kimle diyebildim, önceyi hatırlamadığım için ondan sadece hoşlanıyordum nişanlım olması yüzünden belkide zorunda hissediyordum kendimi. Baya zengin bir adamın onu uzun süredir istediğini ve ailesinin ona baskı yaptığını son olaylardan sonra her şeyi herkesi bırakıp kaçmak istediğini ve o adamla yurt dışına gittiğini söyledi.O an daha önemli şeyler ardı o yüzden fazla üstünde durmamaya ve güçlü olmaya çalıştım, ailem bir kızdan daha önemliydi sonuçta.1,5 hafta sonra babam sağ salim taburcu oldu.O süre zarfında annem ve Emrah istanbula gidip yerleştiler ama ben babamın çıkmasını bekledim. Bütün eşyalarımız yandığı için iki parça alışveriş yapıp otobüse bindik. Molada babam, oğlum benim zamanım geliyor, annen ve Emrah sana emanet dedi. Birşey demedim sarıldım sadece baba hayat bu belki ben ölürüm baksana her hafta hastanedeyim maşallah dedim gülüştük ve yolcular otobüse binmeye başladı.
-
11.
+2Muavin kek ve kahve servisi yaptı. Durumumuzdan dolayı çok iyi beslenemiyordum, yani protein alamıyordum bu yüzdende cılız biriydim. hastaneden beri hiç kendime adam akıllı dikkat etmemiştim. Otobüsten indik sora sora gideceğimiz yere vardık. Babam ve benim tepkilerimiz aynıydı tahminimce karşımızda büyük siyah kapılı, güvenlikli, bembeyaz bir köşk vardı. Bahçedeki havuz beni biraz korkutmuştu içgüdüsel olarak galiba yüzme bilmediğimi hatırladım o an bu zamana kadar hatırladığım tek şey buydu galiba. Bahçedeki garaj kapısı açık olan garajın içinde AUDi A6 yı görünce ağzımın suları akmıştı. içimden bir gün sende binersin belki dedim ve yine galiba yüzüm düştüki babam üzülme oğlum çok laf yalansız çok mal haramsız olmaz dedi, yani bir nevi züürt tesellisi verdi. Evin kapısını annem açtı, sarıldık.Emrah nerede dedim taksiye çıktı dedi. Emrahın işe başlamasına sevinmiştim, adam olmaya başlamıştı sonunda. Gerçekten istanbul değiştiriyor diye düşündüm insanı kimini iyi kimini kötü şekilde. Ardından ev sahibesi ve sahibi hoşgeldiniz tarzında bir şeyler söylediler.Çok havalı tiplerdi.Ev sahibesi bir kadına göre uzun ve yaşına göre alımlıydı,ev sahibi ise yani patron gözlüklü, şişko bürokrat tipli birine benziyordu. Ardından merdivenlerden kızı ve oğlu olduğunu tahmin ettiğim 2 kişi daha indi.
-
12.
+2Kızı gördüğümde içimden bu insansa biz neyiz demek geldi ama kendimi tuttum tabiki, oğlanda kaslı, zengin,havalı bir tipti. Aklıma annemle izlediğimiz diziler geldi. Dedim ulan hepsi mi aynı olur. insan 2 hafta evde olunca yapacak birşeyi olmuyor dizi izliyor tabiki. Bize malikanenin yanında üç odalı ve ayrıca tuvaleti olan ama odalar küçük bir yeri vermişlerdi. Babam bahçe ve evin tesisat işi ile ilgilenecekti bende araba sürmeyi hatırlayabilirsem ki 1-2 pratikten sonra hatırlayacağımı düşünüyordum şöförlük yapacaktım. Hayalim şimdiden gerçek olmuştu,A6 yı sürebilecektim. Emrah gece geç saatte geldi.O gün uyudum sabah kalktığımda havuzda patronun kızı yüzüyordu. Mart ayı yeni bitmişti hava yavaş yavaş ısınıyordu. Annem kahvaltıyı patronun isteğiyle bahçeye hazırlamıştı. Annem mutfağı ve çatal-kaşıkların yerimi tarif ettikten sonra gidip almamı istedi ve o babamı uyandırmak için bizim kaldığımız yere doğru gitti. Babam yorgundu normalde bu kadar uyumazdı. içeri geçip çatalları getirdikten sonra patronun kızının havuzdan çıkmaya niyetlendiğini gördüm. Sabah olduğu için rüzgar esiyordu ve kız benden havluyu uzatmamı istedi. Yanına zütürüp buyrun dedim ve kızın fiziğine bakakaldım galiba buda içgüdüsel bir olaydı. Kız durumu farketti bir şey mi oldu dedi. Hayır havuzda yılan varda sizi soktumu diye bakıyordum dedim. Kız korktu ve bağırarak hani nerde yılan ıyy falan dedi. Sonra bana komik mi diyerek bağırdı ve bidaha böyle saçma sapan bir haraketini görürsem gidersiniz bu evden bune terbiyesizlik dedi ve koşar adım eve doğru girdi. Halbuki ben sadece durumu çaktırmamak istemiştim ve böyle bir espri yaparsam ona baktığımı anlamaz hemde belki benden hoşlanır diye düşünmüştüm.Ama o güzel bedenin içinde bir EGO vardı işte.15 dakika sonra ev halkı kalktı ve kahvaltılarını bitirdikten sonra işe gittiler. Sadece patronun çocuları kaldı evde.iki saat arayla taksi çağırarak onlarda evden ayrıldı. Annem beni çağırdı, otur konuşalım dedi.
-
13.
+2Yemekler gelmeye başlamıştı, levrekten önce söylediği kalamar, börülce vs masaya konmuştu. Melis daha önce yedin mi diye sordu bende bilmiyorum dedim. Melis daha içmeden kafayı buldu dedi gülerek. Masaya şişe içinde su gibi bir şey getirdi garson, ardından servisini yaptı.Şefaf şeyin içine su koyunca beyaz renkli bir sıvı çıktı. içimden vay a*k dedim. Melis hadi iç dedi, bilmediğimi anlamasın diye gülerek içtim. içtiğimde kusacak gibi olmuştum, çok değişik bir tadı vardı. Melis hayırdır daha önce içmedin heralde dedi, bende hayır uzun zamandır içmiyordum içince bir değişik geldi dedim.Hem yemek yiyor hemde konuşuyorduk, gözleri gözlerime bakıyor adeta benimle dans ediyorlardı. Levrekler geldi, Melis bir bardak daha koydu kendine bana bakarak hadi çok yavaşsın sende dedi.Bir nefeste içtim o an nasıl içtim bilmiyorum artık nasıl gaza geldiysem.Ohh yarasın dedikten sonra levreğini tatmaya başladı. Başım dönmeye başlamıştı ve midem bulanıyordu kendi kendime ne içtim lan ben dedim Melise fark ettirmemeye çalışarak. Melis bir bardak daha koymuştu kendine banada bir bardak daha koyarken yeter araba kullanıcam dedim.Oda uzatmadı ve içmeye devam etti. Kalktığımızda gece 1 e geliyordu. Babası Melisi aramıştı birkaç kere onu dolaştırmaya çıkardığımı söyledi babasına, babasının banada dolaştıracağını tahmin ettiğim için bir korku olmuştu içimde. Ardından Melis hesabı istedi ödedikten sonra eve dönüşe geçtik. Saçma sapan konuşuyor, üzerime yığılıyordu.Bu böyle olmaz diyerek açık olan bir bakkalın önünde durdum. içeri girip arkadasım sarhoş oldu,onu ne ayıltır dedim. Adam içeride büyükçe bir kağıt bardağa kahve yapıp getirdi. Borcum ne kadar dediğimde 10 lira yeter dedi. içimden kahvemi içiyoruz yoksa ölümsüzlük iksiri mi belli değil dedim. Parayı ödedikten sonra denize karşı sote mekana çekip Melise kahveyi içirmeye çalıştım. Melis dışarı çıkıp hava almak istiyorum dedi ve arabadan indi. Biraz kustu, arkasından tutuyordum çünkü önümüz uçurumdu. Kahvesini içirmeye devam ettim. Arabaya binmek istedi, yerine oturttum.
-
14.
+2Kapı açık,gel dedi. içeri girdim yatağın üstünde envai çeşit çikolata arkada çalan depresip bir şarkı ve pijamalarıyla yağmur duruyordu karşımda. Yatağını gösterdi gel otur dedi gözleri ağlamaktan şişmiş bir vaziyette.Ben bir şey diyemeden sarıldı sadece. Birkaç dakika kaldık öyle, kalbim küt küt atıyordu. Moralini düzeltmek istedim biraz. Akşam sizin emrinizle dışarı çıkmayı düşünüyorum, sizde gelmek ister misiniz dedim. Ağlayan gözleri güneş ışığınızda yardımıyla parıldamıştı adeta.Ama ondan önce alış-veriş diye bağırdı çılgın gibi. Ulan bütün kadınlar mı aynı olur,10 gün aç bırak yemek değil alış-veriş der bu manyaklar dedim içimden. Akşam 7 gibi beni kapının önünden al dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.O an pancar gibi kızardığıma emindim o fatketmeden odadan çıkmaya çalışırken arkamdan acıyı fazla kaçırmışsın, yüzün kıpkırmızı olmuş dedi ve katıla katıla güldü. Dışarı çıktığımda annemi kapıda görmemle annemin kapıyı dinlediğini anladım. Anne hiç yakışıyor mu Allah aşkına dedim. Oğlum bu kızlar 1-2 gün takılır böyle sonra terkeder giderler, gönlünü kaptırma aklında olsun dedi ciddi bir şekilde.Bir şey diyemedim çünkü haklıydı. Hadi git alış-verişe madem ama babanda seninle gelecekmiş onada söyle dedi.Üstüme rahat bir şeyler giyip, babama haber verdikten sonra arabaya bindim. Babamla gidip alış-veriş yaptık eve döndüğümüzde saat 5:30 du.Üzerime giyecek hiçbir şeyim olmadığını farkettim sonuçta akşam Melisle büyük ihtimal elit bir yerde yemek yiyecektik. Odamdaki çekmeceden paramı almak için gittiğimde paranın yarısının olmadığını farkettim. Ulan muallak şimdide hırsızlığa başlamış diye sinirlendim. Arabaya dönüp, yine yakında gördüğüm bir avm ye girdim. Mağazaları dolaşırken Kığılıya girdim, çıktığımdan bin lirada bana girmişti. Parfümsüz olmaz diyerek yüz elli lirada ona verdim.Eve döndüğümde saat 6:30 du.
-
15.
+2http://youtu.be/F9vA7L8H4nc
Sabah Melisin dürtmeleriyle uyandım.Hadi ama uykucu saat 8 e geliyor,babam bekletilmeyi sevmez dedi.Bende beklemez direk sıkar valla zaten dedim içimden.Ayağın nasıl oldu diye sordum.iyi ama hala ağrı oluyor arada,kremi sürerken zorlanıyorum yine gelip sürer misin dedi.içimden a*k bir insan nasıl zorlanabilir krem sürerken desemde tamam dedim.Annem sofrayı kurmuştu,Melis Hanım buyurun diye seslendi.Bende üstümü hemen giyinip arabaya yöneldim.Efe camı tıklattı,camı açtım.Bugün yengeni biryerden almanı isticem benim şirkette işim var dedi ve numaramı istedi.Adresi mesaj atarım dedikten sonra gitti.Patron arabaya bindi ve sür dedi.Ormanın içinde,göle manzarası olan,havuzlu bir köşke geldik.Girişte iki tane öküz gibi güvenlik vardı.içeri girdik,patronu indirdim,arabayı park ettim.Patron gel diyerek kafasıyla işaret etti.Korumaların korkutucu bakışları arasında içeri girdim.patron deri koltuğuna oturduktan sonra içerideki korumalara seslenip viski getirin buzlu olsun dedi.Karşısına oturmam için yine kafasıyla işaret etti.Buraya senden önce çok kişi oturdu,ama bazıları bize ihanet etti,burada hepsi yalavarak ve çığlık çığlığa öldü.Şimdi tekrar soruyorum sana güvenebilir miyim dedi.Ben korkudan ağlamak üzereydim,yutkunarak evet efendim dedim.Oğlum alın bunu ne yapacağını anlatın dedi.Beni bir odaya soktular.Murad Beyin sağ kolu olduğunu tahmin ettiğim Süleyman pala bıyıklarını düzelttikten sonra eliyle masaya vurdu.Burası ananın kucağına benzemez,korkuyorsan gibtirolup gidebilirsin,bizim korkaklarla işimiz olmaz dedi.Ben bir şey söyleyemedim çünkü korkmuştum.Yanına iki adam vericem ve bundan sonra teslimatları sen yapacaksın dedi.Sakın içinde ne olduğunu merak etmeye kalkıp bakmayı düşünme diyerek sert bir bakış fırlattı.Cihat,Mete anladınız mı diye yanındaki adamlara bağırdı.Cebinden kese kağıdı içinde yüklü bir miktar para çıkarttı.Yarısı şimdi,yarısı iş bittikten sonra dedi.Bizde işler böyle yürüyor babamın oğluda olsan burası böyle diyerek yine sert sert bakmayı sürdürdü.Anladım dedim.Cihat,Mete hadi hazırlanın çıkıyorsunuz dedikten sonra çıkıp gitti. -
16.
+2Arabayı denize karşı sote bir yere çektim. Düşünmeye başladım, Allahım benim günahım ne,neden bir kere bile sevindirici bir şey olmuyor dedim arabanın içinde bağırarak. Denize baktım biraz, ardından radyoyu açtım. Göksel-Denize Bıraksam Kendimi çalıyordu, ekranda öyle yazıyordu yani. Ulan istanbul dedim bu kadar güzel olmasan kimse katlanamaz burada yaşamaya. Havan kirli, insanların değişik. Arabanın saatine baktım saat beşe geliyordu. Annem telefon almam için biraz para vermişti malum şöfördüm artık. Sarıyere inip biraz dolaştıktan sonra telefoncuya girip ucuz kameralı bir telefon aldım kendime ve birde hat tabiki. Saat 7:30 civarı şirketin önünde beklemeye başladım ve patron yine sektirmeden sekizde arabadaydı.Eve gittik. Yemek faslı bittikten birkaç saat sonra herkes odalarına çekildi. Bende yine hava almak için bahçeye çıktım,bu zamanlar hava çok güzel oluyordu ne sıcak ne soğuk. Hamağa oturdum gözlerimi kapattım, havayı içime çektim. Gözlerimi açtığımda karşımda Melis vardı, kalkıp gitmeye niyetlendim lütfen oturur musun dedi ve yanıma oturdu. Konuşmuyor,sadece yüzüne bakıyordum. Bana davranışım için özür dilerim dedi.O an dondum kaldı e diyeceğimi bilemedim bayan EGO benden özür diliyordu ve devam etti zor zamanlar geçiriyorum babam çok üstüme geliyor, sevgilimden ayrıldım, arkadaşlarım bir bir benimle küsüyor dedi.Ben yine susmaya devam ettim çünkü yediremedim kendime sürekli aşağılayıp, ezip özür dilemek çok adaletsizce geldi bana. Kalkıp gidemezdim ama susabilirdim ki öyle yaptım. Biliyorum yeni geldiniz buraya alışmaya çalışıyorsun, babam anlattı eviniz yanmış falan dedi. Elini uzattı arkadaş mıyız diye sordu. Bayan EGO beni ters köşeye yatırmıştı. Bende elimi uzattım sonuçta kız özür dilemişti hiç takmayabilirdide. Ardından kafamı salladım onay verircesine.iyi geceler dileyip eve girdi. Bende biraz daha yıldızlara baktıktan sonra gözlerimi kapattım, hamakta uyuya kalmışım.
-
17.
+2Sabah üzerimde battaniye ile uyandım.Her tarafım tutulmuş, birazda boğazlarım ağrıyordu. Telefonun saattine baktım saat 7 ye geliyordu.Eve gidip üzerimi değiştirdim, içeride biraz atıştırıp arabaya gittim. Patron bindi arabaya, nereye gidiyoruz efendim dedim. Sanki söylesem zütürebileceksin dedi baya bir züt olmuştum, sustum bir şey diyemedim hak etmiştim çünkü. Yine bizi izbe bir yere zütürdü yarım saate gelicem dedi ve arabadan indi. Yarım saat oldu adam gelmedi, dakik olduğu için biraz garibime gitti on dakika sonra silah sesi gelince hasgibtir sıçtık dedim sesli olarak. Kaçsam mı diye düşündüm fakat kaçamazdım, ihanet edemezdim kimseye. Ardından patron koşarak arabaya bindi.Çabuk sür diye bağırdı.Ama efendim silah dememe kalmadan kes sesini, konuşma sür diyerek yine bağırdı. Birkaç dakika sürdüm, dikiz aynasına baktım iki araba bizi takip ediyordu yada bana öyle gelmişti. Anlamak için saçma bir yola girdim ve onlarda peşimizden geldi. Patron napıyorsun sen, nereye gidiyoruz diye bağırdı. Beyefendi galiba takip ediliyoruz dedim. Adam arkasına döndü ve bana kurtulabilir misin bunlardan dedi. Cevap veremedim dondum kaldım o an.içimden neye düştüm ben böyle *** diyerek sövdüm. Patron bağırarak bir daha sordu kurtulabilir misin sana diyorum. Denerim dedim sadece. Adamlarda reklamda gördüğüm son model passat vardı ama altımdada AUDi A6 vardı boru değildi hani.Şehri bilmiyordum ama tanıdık geldiğini söylemiştim. Saçma sapan yol ayrımlara,ara sokaklara girdikten sonra dikiz aynasından bir daha baktığımda arabalar yoktu ama bende arabanın neredeyse her yanını sürtmüştüm kaçarken.Eve doğru sür dedi ve ardından telefonunu çıkardı Süleyman çocukları topla bizim eve gel dedi,ama eve girmeyin dışarıda bekleyin diye ekledi.Eve gidince bir daha aradı benim dün gittiğim sote mekanı tarif etti, oraya gelmelerini söyledi. Oraya gittik arabadan indi sen burda kal dedi bana. Korkudan altıma yaptığım için îlk işim torpidodaki peçetelerle pantolonumun ıslaklığını azaltmaya çalışmak oldu. Patron birkaç dakika sonra arabaya bindi ve eve gidelim dedi.
-
18.
+2Eve yaklaşınca arabayı sağa çek dedi, sağa çektim ve sustum onun konuşmasını bekledim. Sonunun o içeride ateş ettiğim adam gibi olmasını istemiyorsan kimseye bir şey söylemeyeceksin dedi, sözcükleri sakin ve tane tane söylüyordu.Öyle söyleyince adamdan daha çok korkmaya başlamıştım. Zaten daha ne kadar korkabilirdim altıma işemiştim korkudan. Beni anladın mı diye bağırdı bir anda. Yutkunarak anladım diyebildim sadece.Şimdi al şu parayı arabayı yaptır dedi ve telefon numaramı istedi. Gideceğim yerin adresinide aldıktan sonra onu eve bıraktım. Arabayı servise bırakıp dolmuşla eve döndü. Adam bana on beş tane iki yüzlük vermişti,ilk defa bu kadar çok parayı bir arada görmüştüm ama o arabada bu kadar ucuza tamir olmaz diye düşündüm demekki bu paraları ödül olarak vermişti. Saat daha sabah 11 idi. Alara ve Melis hamak keyfi yapıyor, annemde onlara servis yapıyordu.Ama melis eskisi gibi davranmıyordu anneme daha kibar konuşuyor, rica ediyordu bu haraketi önceki şeyleri unutturmaya yetmişti şimdilik. Paraları odamdaki çekmeceye sakladım ve kilitledim. Ardından babama yardım etmek için dışarı çıktığımda annem babamın alış verişe gittiğini söyledi. Anneme bundan sonra benim alış-verişe gideceğimi, babamın birdaha gitmemesini söyledim. Melis,Fatih bir bakabilir misin diye seslendi. Yanlarına gittim buyrun hanımefendi,ne istemiştiniz dedim.Ya ben sevmiyorum öyle lafları anneme söyle yaşlı işi one vs yine boş boş konuşuyordu. Tamam Melis dedim, yüzüme baktı aha yine bir şey diyecek diye beklerken tamam Fatihçim dedi gülümsedi. Alara peki artık alış-verişe gidebiliriz değil mi dedi.Ben yine bir şey demedim. Melis yarın gidiyoruz o zaman dedi ve ben biraz uyumak için odama geçtim. Malum o kadar olay oldu ve dışarıda rahat uyuyamadım. Uyandığımda saat akşamüstü beş civarıydı.
-
19.
+2Bahçeye çıktım, kimseyi göremeyince dolaşmaya başladım. Babam alış-verişten yeni dönüyordu, koşup elindekileri aldım. Beraber mutfağa taşıdık, özel şeylerini evdekiler kendileri alıyordu biz sadece mutfak, tuvalet ihtiyaçlarını vs alıyorduk. Murad beyin odasından sesler geliyordu, yukarı çıktım. Buket Hanım biriyle hararetli bir şekilde konuşuyordu. Aşkım gelemem söyledim ya Murad burda, anasına bak kızına al dedim. Adamın koruma ordusu var ama karısına sahip çıkamıyor diye düşündüm kendi kendime. Kadın bende özledim,son buluşmamızda çok iyidin vs konuşuyorduki bu kadar dinlemek yeter diye düşündüm ve aşağı indim. Annem karnımızın aç olduğunu düşündüğü için ben ve babama yemek koymuştu,bir güzel yedik. Melis evde yoktu,Efe'de sabahtan yoktu zaten. Birkaç saat sonra yine tüm aile yemeğîni yemiş, keyif sigaralarını içiyorlardı. Buket Hanım sanki aldatmıyormuş gibi Hayatım, aşkım diyordu Murad beye. Hayata bak dedim o kadar paran var, adamın var karın hala seni aldatıyor. Millet yatınca yine klagib olarak hamağa yöneldim, burada stres atıyor adeta yenileniyordum. Yine burada uyuyakalmamak için odama döndüm ve uyudum. Sabah kalktığımda saat 7:30 a geliyordu. Fakat Murad Bey evde yoktu, gitmişti.Fırsat bilerek tekrar uyumaya yeltensemde Melisin bağırışlarıyla uyanmak zorunda kaldım. Fatih hadi güzel bir gün bizi bekliyor diye bağırıyordu, bana niye böyle davranıyordu anlamıyordum. Ardından üstüne spor bir şeyler giy, spora gidicez, bekliyorum diye bir daha bağırdı. Haydaaa dedim, sabah sabah nereden çıkmıştı şimdi.
-
20.
+2Yanında sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın vardı. Bana göz ucuyla kapıyı aç dedi. Hatunun boyu benden uzundu, içimden böyle adamın böyle sevgilisi olur dedim. Arabadan inince kulağıma eğilip, bundan sonra arabada yengeni görürsen kapıyı aç dedi ve sırıttı. Bende emredersiniz diye karşılık verdim. Hiç gözüktüğü gibi zengin, şımarık değildi tabi bazı davranışları hariç. Akşam yemeğinden sonra patron konuşmak için yanına çağırttırdı. Purosunu yakmış, yine sessizce otur dedi. Bana kendinden bahset dedi.Ne desem bilemediğim için iyi huylu, dürüst,güvenilir biri olduğumu düşündüğümü söyledim. Sana güvenebilir miyim diye sordu. ilkönce adam bana mı yazıyor diye düşünsemde işin ciddi olduğunu bildiğim için evet güvenebilirsiniz dedim.Ama içten içe tutuşmaya başlamıştım acaba şimdi benden ne isteyecek diye. Benim bazı teslimatlarım oluyor, kendisine güvenebileceğim birilerini arıyorum, benim adamların kafası basmaz çoğu şeye yapabilir misin dedi. içimden tak yoluna gidicem diye düşünsemde, kabul etmezsem yine tak yoluna gideceğimden yaparım dedim. Tamam yarın yine seninle bir yere gidicez, şimdi gidebilirsin dedi. Odadan çıkınca içten içe korksamda kapıcılık yaparken, mafyanın içine girmek bir özgüven vermişti.Şaşkınlığımı atmak ve düşünmek için hamağa oturdum.
başlık yok! burası bom boş!