-
51.
+1Hikaye ilerlediğinde bazı yerleri dizi-film gibi düşünün şarkılar atıcam, dinleyerek okuyunca daha zevkli geleceğini düşünüyorum.Çok fazla okuyan yok, okuyan varsa önerilerini söylerse sevinirim. Saygılar...
-
52.
+2http://youtu.be/F9vA7L8H4nc
Sabah Melisin dürtmeleriyle uyandım.Hadi ama uykucu saat 8 e geliyor,babam bekletilmeyi sevmez dedi.Bende beklemez direk sıkar valla zaten dedim içimden.Ayağın nasıl oldu diye sordum.iyi ama hala ağrı oluyor arada,kremi sürerken zorlanıyorum yine gelip sürer misin dedi.içimden a*k bir insan nasıl zorlanabilir krem sürerken desemde tamam dedim.Annem sofrayı kurmuştu,Melis Hanım buyurun diye seslendi.Bende üstümü hemen giyinip arabaya yöneldim.Efe camı tıklattı,camı açtım.Bugün yengeni biryerden almanı isticem benim şirkette işim var dedi ve numaramı istedi.Adresi mesaj atarım dedikten sonra gitti.Patron arabaya bindi ve sür dedi.Ormanın içinde,göle manzarası olan,havuzlu bir köşke geldik.Girişte iki tane öküz gibi güvenlik vardı.içeri girdik,patronu indirdim,arabayı park ettim.Patron gel diyerek kafasıyla işaret etti.Korumaların korkutucu bakışları arasında içeri girdim.patron deri koltuğuna oturduktan sonra içerideki korumalara seslenip viski getirin buzlu olsun dedi.Karşısına oturmam için yine kafasıyla işaret etti.Buraya senden önce çok kişi oturdu,ama bazıları bize ihanet etti,burada hepsi yalavarak ve çığlık çığlığa öldü.Şimdi tekrar soruyorum sana güvenebilir miyim dedi.Ben korkudan ağlamak üzereydim,yutkunarak evet efendim dedim.Oğlum alın bunu ne yapacağını anlatın dedi.Beni bir odaya soktular.Murad Beyin sağ kolu olduğunu tahmin ettiğim Süleyman pala bıyıklarını düzelttikten sonra eliyle masaya vurdu.Burası ananın kucağına benzemez,korkuyorsan gibtirolup gidebilirsin,bizim korkaklarla işimiz olmaz dedi.Ben bir şey söyleyemedim çünkü korkmuştum.Yanına iki adam vericem ve bundan sonra teslimatları sen yapacaksın dedi.Sakın içinde ne olduğunu merak etmeye kalkıp bakmayı düşünme diyerek sert bir bakış fırlattı.Cihat,Mete anladınız mı diye yanındaki adamlara bağırdı.Cebinden kese kağıdı içinde yüklü bir miktar para çıkarttı.Yarısı şimdi,yarısı iş bittikten sonra dedi.Bizde işler böyle yürüyor babamın oğluda olsan burası böyle diyerek yine sert sert bakmayı sürdürdü.Anladım dedim.Cihat,Mete hadi hazırlanın çıkıyorsunuz dedikten sonra çıkıp gitti. -
53.
+1Elime siyah bir çanta verdiler, volvo s60 marka bir arabaya bindik.Bu sefer makam yerine ben oturmuştum, kendimi ilk defa bu kadar önemli biri hissetmiştim. Yine izne bir yere gelmiştik. Cihat sen sadece malı ver malı al konuşma dedi. Arabadan indim, içeri girdik. Sakallı,hafif dökük saçlı bir adam ve 5-6 tane koruma vardı. Cihat selamın aleyküm dedi, onlarda ellerini kalplerine zütürerek aleyküm selam diyerek karşılık verdiler.Mal hazır mı dedi cihat, burda dedi. Para hazırmı dedi adam hazır dedi cihatta.ilk para dedi adam, Cihatta biz öyle anlaşmamıştık ilkönce mal dedi. içimden ortada buluşturup versek nolacak a*k dedim. Cihat hadi git dedi bana, adam bana malı bende parayı aynı anda uzattık.Çok şükür tak yoluna gitmeden halletmiştim ilk sevkiyatı. Arabaya döndük, çantayı benden alıp beni eve bıraktılar beni. Saat 11 civarıydı, kahvaltı yapmak için mutfağa gittim. Annem benim için küçük bir sofra kurdu, karnımı doyurdum. Buket hanımın ayakkabı sesleri tüm evde yankılanıyordu neredeyse.Ben çıkıyorum dedi ve gitti. Murad beyi yine boynuzlamaya gidecekti anlaşılan. Ardından Melis Fatih bir gelebilir misin diye çağırdı, yine mi mesaj yaptıracak dedim içimden. Geldim Melis dememle annemin imalı bakışları gözümden kaçmadı. Anneme hiç pas vermeden Melisin yanına gittim. Melis annem bir işler çeviriyor kesinlikle dedi, bunun aramızda kalmasını istiyorum ama aynı zamanda ne yaptığınıda öğrenmek istiyorum dedi. Tamam aramızda kalacak yalnız araba hala serviste ama istersen gidip beraber alabiliriz dedim.Oda şimdi arabayla uğraşamayız taksi çağırdım annem gitmeye kalkınca gelmiştir gidelim hadi dedi. Kolumdan çektirdi sanki gitmek istemiyormuşum gibi. Taksiye bindik,onu takip ettik. Bebekte bir kafede bir adamla oturuyordu annesi. Adamın eli avcundaydı, zaman zaman ellerini öpüyordu. Melise baktım ağlamaya başlamıştı.Şöför Bey gidebiliriz dedim eve döndük. Melis bir yakınını kaybetmiş gibi ağlıyordu. Koşarak odasına gitti iner inmez.
-
54.
+1Yalnız kalmak isteyebilir diye peşinden gitmedim. Annem Emrah dün gece eve gelmedi nerede biliyor musun dedi. Bende arkadaşından aradı onda kalacaktı dedim. Kadının üzülmesini istemiyordum, zaten her şey onun sırtına binmişti.Efe beyin sevgilisini alacağımdan arabayı almak için dolmuşla servise gittim. Dönüşte yine denize karşı olan mekana çektim arabayı, düşünmeye başladım.Ne iş yaptığını bilmediğim bir adamın itliğini yapıyordum bir nevi ama çok iyi para kazanmıştım. Ceketimin iç cebindeki parayı alıp saymaya başladım.En az yirmi bin lira para vardı,bu kadar parayı saklayamazdım. Bankaya gidip hesap açayım vakit varken diyip sahile indim.ilk gördüğüm bankaya girdim nasılsa hepsi aynıdır diyerekten. işlemleri hallettikten sonra Efe Bey mesaj atmıştı. Saat 3 de Kahveci Hacıbabanın önünden alacaksın sokak ismini vs de atmıştı. Daha vardı, telefonun saatini kurup manzaraya karşı kestirmeyi düşündüm. Kalktığımda yanımda bir araba daha vardı. Dikkatlice baktığımda bir çift üstleri neredeyse çıplak şekilde yiğişiyordu. Denize baktım, Yağmurda böyledir şimdi dedim. Zengin koca buldum hoop görüşürüz, aşık olan insan bırakıp gider mi lan dedim. Arabayı çalıştırdım, radyoyu açtım. Model-Ağlamam Zaman Aldı çalıyordu.ilk başta değişik gelsede, sözleri güzel geldi ve dinlemeye devam ettim.Efe Beyin söylediği yere gidip beklemeye başladım. Anlam veremediğim şekilde yanıma bindi. Dikiz aynasına baktım oğlum çok yakışıklıda değilsin her gören yazıyor maşallah dedim içimden. Tipim med-cezirdeki Orkuna benziyormuş yani annem televizyon izlerken öyle demişti. Merhaba canım ben Banu dedi. Merhabalar efendim dedim bende, mesafeyi korumaya çalışarak.Eve gidicez dedi, tamam dedim. Yolları tarif etti evine gittik. Bizim malikane kadar olmasada güzel bir evleri vardı. inerken sağol canım diyip, kalçasını sağa sola savurarak eve girdi. Galiba insan zengin olunca insan direk anasının karnından böyle çıkıyor dedim gülerek.Eve döndüm. Murad beyi sabah ben bırakıyordum, akşam adamları bırakıyordu eve. Melis hala odasından çıkmamıştı. Kapısına gittim, yavaşça tıklattım.
-
55.
+2Kapı açık,gel dedi. içeri girdim yatağın üstünde envai çeşit çikolata arkada çalan depresip bir şarkı ve pijamalarıyla yağmur duruyordu karşımda. Yatağını gösterdi gel otur dedi gözleri ağlamaktan şişmiş bir vaziyette.Ben bir şey diyemeden sarıldı sadece. Birkaç dakika kaldık öyle, kalbim küt küt atıyordu. Moralini düzeltmek istedim biraz. Akşam sizin emrinizle dışarı çıkmayı düşünüyorum, sizde gelmek ister misiniz dedim. Ağlayan gözleri güneş ışığınızda yardımıyla parıldamıştı adeta.Ama ondan önce alış-veriş diye bağırdı çılgın gibi. Ulan bütün kadınlar mı aynı olur,10 gün aç bırak yemek değil alış-veriş der bu manyaklar dedim içimden. Akşam 7 gibi beni kapının önünden al dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.O an pancar gibi kızardığıma emindim o fatketmeden odadan çıkmaya çalışırken arkamdan acıyı fazla kaçırmışsın, yüzün kıpkırmızı olmuş dedi ve katıla katıla güldü. Dışarı çıktığımda annemi kapıda görmemle annemin kapıyı dinlediğini anladım. Anne hiç yakışıyor mu Allah aşkına dedim. Oğlum bu kızlar 1-2 gün takılır böyle sonra terkeder giderler, gönlünü kaptırma aklında olsun dedi ciddi bir şekilde.Bir şey diyemedim çünkü haklıydı. Hadi git alış-verişe madem ama babanda seninle gelecekmiş onada söyle dedi.Üstüme rahat bir şeyler giyip, babama haber verdikten sonra arabaya bindim. Babamla gidip alış-veriş yaptık eve döndüğümüzde saat 5:30 du.Üzerime giyecek hiçbir şeyim olmadığını farkettim sonuçta akşam Melisle büyük ihtimal elit bir yerde yemek yiyecektik. Odamdaki çekmeceden paramı almak için gittiğimde paranın yarısının olmadığını farkettim. Ulan muallak şimdide hırsızlığa başlamış diye sinirlendim. Arabaya dönüp, yine yakında gördüğüm bir avm ye girdim. Mağazaları dolaşırken Kığılıya girdim, çıktığımdan bin lirada bana girmişti. Parfümsüz olmaz diyerek yüz elli lirada ona verdim.Eve döndüğümde saat 6:30 du.
-
56.
+1Banyoya girip hazırlanmam 25 dakikamı bulmuştu .Son olarak parfümümüde sıkarak arabaya doğru giderken annem görerek ooo beyfendi nereye dedi elleri belinde. Anne Melis Hanım biraz gezmek istiyormuş dedim. Annem Melis diyecektin heralde dedi. Anne bunları sonra konuşsak olmaz mı dememle trip atarak arkasını dönüp yürümeye başlaması bir oldu. Arkasından koşup yanağına bir öpücük kondurdum, sırtıma vurup eşek herif dedi. Görüşürüz annecim diyip arabada beklemeye başladım. Melis en az yarım saat bekletti biraz sinirlensemde onun halini görünce sinirim geçmişti bile. Arabaya bindi,iyi akşamlar Fatih bey dedi. Bende farkında olmadan iyi i i akk şammlar diyerek kekeledim.O kadar olmuşmu dedi, olmuş valla çokta güzel olmuş derken içimden ne diyorsun oğlum kendine gel dedim. Melis gülüyordu. Yalnız anlamadığım bir şey vardı bu kız böyle nasıl alış-veriş yapacaktı. Hani alış-verişe gidiyorduk dedim. Canım yemek yemek istiyordu böyle giyindim bir kusuru mu var dedi, ardından emrediyorum diye ekledi. Bizi zütürdüğü yer Boğaziçi Köprüsünü tam karşısına alan güzel bir balık restorantıydı.iki levrek, salata,kalamar, deniz börülcesi vs söylüyordu her şeyden en son birde yetmişlik getir dedi. Levreği hatırlıyordumda diğerlerini hatırlamıyordum hatta 70lik ne onuda bilmiyordum.
Melis:Nasıl beğendin mi?
Ben:Yani güzelmiş
Melis:Seni istanbulun en lüks balıkçısına getirdim sen yani mi diyorsun
Ben:Yemekler gelince görücez bakalım.
Melis karşımda ışıl ışıl küpeleri, inci gibi dişleri, yüzünün güzelliyle duruyordu. Melise daha bir hafta oldu olmadı nasıl bu kadar alıştın bana dedim.Oda içimdeki sesi dinledim dedi ve güldü. Benim içimdeki ses ona aşık olmaya başladığımı söylüyordu,ama yelkenleri suya bırakmamam lazımdı. Zaten aşık olsam ve Murad Bey beni sabah söylediği gibi çığlık çığlığa öldürürdü. -
57.
+2Yemekler gelmeye başlamıştı, levrekten önce söylediği kalamar, börülce vs masaya konmuştu. Melis daha önce yedin mi diye sordu bende bilmiyorum dedim. Melis daha içmeden kafayı buldu dedi gülerek. Masaya şişe içinde su gibi bir şey getirdi garson, ardından servisini yaptı.Şefaf şeyin içine su koyunca beyaz renkli bir sıvı çıktı. içimden vay a*k dedim. Melis hadi iç dedi, bilmediğimi anlamasın diye gülerek içtim. içtiğimde kusacak gibi olmuştum, çok değişik bir tadı vardı. Melis hayırdır daha önce içmedin heralde dedi, bende hayır uzun zamandır içmiyordum içince bir değişik geldi dedim.Hem yemek yiyor hemde konuşuyorduk, gözleri gözlerime bakıyor adeta benimle dans ediyorlardı. Levrekler geldi, Melis bir bardak daha koydu kendine bana bakarak hadi çok yavaşsın sende dedi.Bir nefeste içtim o an nasıl içtim bilmiyorum artık nasıl gaza geldiysem.Ohh yarasın dedikten sonra levreğini tatmaya başladı. Başım dönmeye başlamıştı ve midem bulanıyordu kendi kendime ne içtim lan ben dedim Melise fark ettirmemeye çalışarak. Melis bir bardak daha koymuştu kendine banada bir bardak daha koyarken yeter araba kullanıcam dedim.Oda uzatmadı ve içmeye devam etti. Kalktığımızda gece 1 e geliyordu. Babası Melisi aramıştı birkaç kere onu dolaştırmaya çıkardığımı söyledi babasına, babasının banada dolaştıracağını tahmin ettiğim için bir korku olmuştu içimde. Ardından Melis hesabı istedi ödedikten sonra eve dönüşe geçtik. Saçma sapan konuşuyor, üzerime yığılıyordu.Bu böyle olmaz diyerek açık olan bir bakkalın önünde durdum. içeri girip arkadasım sarhoş oldu,onu ne ayıltır dedim. Adam içeride büyükçe bir kağıt bardağa kahve yapıp getirdi. Borcum ne kadar dediğimde 10 lira yeter dedi. içimden kahvemi içiyoruz yoksa ölümsüzlük iksiri mi belli değil dedim. Parayı ödedikten sonra denize karşı sote mekana çekip Melise kahveyi içirmeye çalıştım. Melis dışarı çıkıp hava almak istiyorum dedi ve arabadan indi. Biraz kustu, arkasından tutuyordum çünkü önümüz uçurumdu. Kahvesini içirmeye devam ettim. Arabaya binmek istedi, yerine oturttum.
-
58.
+1Hacı iyi yazıyorsun eline sağlık bitir lütfen bu hikayeyi
-
-
1.
+1Kardeşim bitiricem, mezunum ygs,Lys ye çalışıyorum. Bazen yazamayabilirim. Haber veririm. Teşekkürler okuduğun için.
-
1.
-
59.
+1Bacaklarıma yattı, saçlarımı okşar mısın dedi. Saçlarını okşamaya başladım oda konuşmaya.
Melis:Daha önce sevgilin oldu mu?
Ben:Olmuş
Melis:Nasıl olmuş, insan sevgilisi olup olmadığını bilmez mi dedi?
Ben:Melis çok uzun hikaye
Melis:Gecede uzun, baksana yıldızlara ne güzel gülüyorlar.
Ben:Ben hafızımı kaybettim,3 hafta öncesine kadar hiçbir şey hatırlamıyorum.
Melis:Üzülme, çok şanslısın keşke bende kaybetsem...
O an şaka yaptığımı düşündü, bende uzatmadım.
Melis:Ben bu kadarım işte, kimse beni dizlerine yatırıp sevmedi biliyor musun babam bile.
Ben:Sever birgün vakti olmamıştır.
Melis doğruldu, gözlerimin içine baktı. Dudaklarımız arasında birkaç santim kalmıştı, öpmek için yeltenince olmaz dedim. Nasıl olmaz dedi, olmaz işte dedim ben bananın yüzüne bakamam diye ekledim. Nereden bilecek sanki saçmalama dedi. Olmaz,uzatma dedim. Arabadan inip hızlı hızlı yürümeye başladı. Arkasından koşarak ne yapıyorsun sen diye bağırdım.Oda git başımdan, istemiyorum seni gerizekalı,mal, salak aklına ne kadar masum küfür gelirse söyledi. Ayağı takıldı, yere düşerken belinden kavradım, gözleri gözlerime değiyordu adeta, nefesi nefesime. Kendime gelmeye çalışarak zorla arabaya bindirdim ve sürmeye başladım.Eve girer girmez koşar adımlarla odasına gitti, kapısını sertçe kapattı. Kafamı çevirdiğimde Murad Beyi ağzında purosu, üstünde ropdöşambırla gördüm. Nasıl eğlendirdin mi kızımı dedi, hiç kızmış gibi bir havası yoktu. Purosunu masadaki küllükte söndürdükten sonra,iyi geceler diyip üst kata çıktı.Bir şey dememesi beni daha çok korkutmuştu sonuçta o manyağın tekiydi ve her şey beklenirdi ondan. Yorulmuştum odama geçtim, yatağıma yattım. Gözlerimi kapatır kapatmaz uyumuşum. -
60.
+2Annemin hadi kalk sesiyle uyandım. Benim için kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltımı yaptıktan sonra üstümü giyinip arabada beklemeye başladım. Murad Bey arabaya bindi, benimle bir yerde konuşmak istediğini söyledi. Sahilde bir kafeye gittik, Murad Bey uzatmadan konuşmaya başladı.Tümünü Göster
Murad:Dün kızımın ne yapmaya çalıştığını gördüm.
Lan bu manyak arabaya kamera mı koydurmuş a*k dedim içimden
Murad:Senin ne yaptığınıda gördüm, başkası mesele olsa karşıma alıp konuşmazdım. Bana verdiğin sözden çıkmadın bunu taktir ettim. Orada senin yerinde başkası olsa aynı şeyi yapar mıydı bilmiyorum.
Korkmakla birlikte Murad Beyin benimle bir baba gibi konuşması beni etkilemişti. Dinlemeye devam ettim.
Murad:Daha önce kızımın birçok sevgilisi oldu, hepsi benim aile dostumun çocuklarıydı ve her şeyden haberim vardı.
Bende içimden daha geçen kızı eve çağırıolardı ya hadi neyse dedim.
Murad:Asla böyle bir şey olmasın demiyorum ama olursada benden saklamaya kalkmayın, öğrenirim.
Ben:Murad Bey ben sizin kızınıza karşı bir şey hissetmiyorum, buraya geleli fazla zaman olmadı. Kızınız bazı sıkıntılar yaşıyor. Belki birine bağlanmak-destek almak için bana öyle davranmıştır. Lütfen rica ediyorum aramızda kalsın benimle konuşurken sizin daha önce onun saçlarını hiç okşamadığınızı söyledi.
Murad:Bu dediklerinin hepsini biliyorum, işlerim çok yoğun biliyorsun.
Dedi ve ilk defa güldüğünü gördüm.O an karşımda bir mafya değil bir baba vardı ve onun verdiği güvenle rahat rahat konuşabiliyordum.
Murad:Benimde yaşım ermeye başladı, herkes benim güvenimi kazanamaz.Son yaptığın haraketle benim güvenimi sağladın.
Biraz daha konuşup mekandan ayrıldık. Bugün haftasonu olduğu için onu şirkete bıraktım.Eve döndüğümde Melise bakmak için üst kata çıktım. Melisin odasından ağlama sesleri geliyordu. Melis gelebilir miyim dedim.Git istemiyorum, hepiniz aynısınız dedi. içimden ulan aynı olsam seni orda öpmeyi geç neler neler yapardım dedim.Yan odada Melisin annesi yine sevgilisiyle konuşuyordu. Aşkım birazdan çıkıcam, tamam öptüm kapatıyorum diyordu sevgilisine. Koşarak merdivenlerden indim. Aşşağı indiğinde dinlediğimi fark etmiş gibi yüzüme pis pis baktı.iyi günler dedikten sonra evden gitti. Babam ve annemde dolaşmaya çıkmıştı tahminen,ev boştu. Güvenlik kulübesinden hiç çıkmıyordu.Çok az muhabbetimiz olmuştu onunla. Melisin kapısına gidip, hani biz Alarayla alışverişe gidecektik, ektin kızı dedim.Ses gelmedi. Melis diye kapıya vurarak seslendim, yine ses gelmedi. Kapıyı açmaya çalıştığımda kapı açılmadı. Omzuma kuvvet 2-3 demeyişten sonra kapıyı kırdım. Melisin elinde bir ilaç şişesi, diğer kolu yataktan sarkar vaziyette buldum. Melisi yavaş yavaş tokatlamaya başladım. Hiçbir tepki vermiyordu. ilaç kutusunuda cebime attım. Kucakladım,aşşağı indirdim. ister istemez ağlıyordum, içimden giberim ambulansını dedim. Melisi arabanın arka koltuğuna yatırdım ve öne geçtim. Bizi kovalayan adamlardan kaçtığım gün kadar hızlı sürüyor, ışık falan dinlemiyordum. Acıbademin önüne gelince kucağıma alıp içeri girdim. Yardım edin ne olur diyerek feryat ettim. Sedye getirdiler, doktora bir sürü ilaç içmiş diyip cebimden ilaçları çıkardım. Midesini yıkadılar ve odaya aldılar. Elimi tutuyordum belki hisseder burada olduğumu diye. Yavaş yavaş gözlerini açtı, beni görünce babama söylemedin demi dedi. Zaten heyecandan aklıma bile gelmemişti babasına haber vermek. Söylemedim dedim. Teşekkür ederim,iyi ki varsın dedi. içim bir değişik olmuştu, derin bir nefes aldım uyandığını haber vereyim dedim. Doktor gelip yarın çıkabilirsiniz, biraz bizimle kalması lazım dedi. Babasına ne dicem diye düşünürken Efeyi aramaya karar verdim.Efe Bey kız kardeşiniz şu hastahanede vs dedikten sonra önemli bir şeyi yok ama babanıza söylemeyin dedim.Efe elinde bir tomar çiçek ve yanında Banuyla geldi. Banu topuklu ayakkabı, kısacık bir etek, kızıl saçlar,1.80 den uzun boyuyla hastanedekilerinde dikkatini çekmişti.Efe benimle dağ evinde kaldığını söylerim merak etme dedi Melise. Melis halsiz haliyle çok sağol dedi.Efe Bey buradaysa ben artık çıkayım dedim. Melis kulağıma bir şey söylemek için yanına çağırdı ve bir anda yanağımdan öptü.Bir şey diyemedim Efe beyin pis pis bakışları arasında odadan çıktım.Eve gittiğimde annem ve babam hala yoktu.Ev sahiplerinin olmadığını fırsat bilerek televizyonun karşısına geçip biraz dinlendim. Telefonum çalıyordu, açtım.Murad Bey şirkete gelip onu almam için bir saat verdi ve telefonu kapattım. Televizyon izlerken uyuya kalmışım. Uyandığımda Buket Hanım karşı koltukta oturuyordu.Her şeyi duydun demi dedi. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum dedim. Bana yalan söyleme diyerek bana tokat attı, kendinize gelin ne yapıyorsunuz diyerek odadan çıkmaya çalıştım. Kolumdan çekip ne istiyorsun para mı, benimi istiyorsun diyip beni kendine çekmeye çalışırken elinden kurtuldum. Kocanıza yada başkasına bir şey söylemeyeceğim, paranızıda istemiyorum, yeter ki beni rahat bırakın diyerek odadan hızla çıktım. içimden nasıl bir insan bu ya dedim, evde kalmak tehlikeli olduğu için arabaya bindim ve sote mekanıma gittim. Melis ayrı dert, annesi ayrı dert dedim güldüm kendi kendime. Radyoyu açtım Duman-Senden Daha Güzel çalıyordu. Hayatın boyunca belki Melisten güzel bir kızla öpüşemeyeceksin ama sana yakışmazdı zaten dedim kendi kendime.Bir anda arabadaki kameralar geldi aklıma Allah'tan hep içimden konuşuyordum. Allah akıl fikir versin diyerek biraz dolaşmak için sahile indim. -
61.
+1devam et takip ediyoruz
-
62.
+4Arabayı park etmek sorun olacağı için yürüyerek inmiştim. Sahilde el ele dolaşan çiftler, baharın gelişini kutlayan doğa her şey çok güzel görünüyordu.O anlık her şeyi unuttum adeta. Bakta yalnız başına oturan birini gördüm, yanına oturdum. Otururken yanlış anlamasını istemediğim için yüzüne bakmamıştım,oda bana hiç bakmamıştı. Ellerim montumun cebinde istanbulu izliyordum, büyük bir iç geçirdim.Ne oldu hiç konuşmuyorsun diye bir ses geldi yanımdan. Alara yanımda oturuyordu,bu saate ne işin var burada dedim. Kafamı dinliyorum dedi, anladım dedim fazla konuşmak istememiştim nedense. Melisin durumunu biliyorsun değil mi dedi. Maalefef hastahanede şuan,onu zaten ben zütürdüm dedim. Hayır onu demiyorum Melis hasta, kalbi rahatsız dedi. Ağzım açık dinliyordum. Kekelerek devam et lütfen dedim. Babası yurt dışına gönderdi, Türkiyede çok yere gittiler ama bir çaresini bulamadılar sadece ilaçlarla ölümünü geciktirmeye çalışıyorlar dedi. Babası o yüzden hiç kızamıyor ona,ne isterse yapıyor dedi. Bana çok kötü davranıyor neredeyse hiç arkadaşı kalmadı, alttan alıyoruz. Sevgilisi sürekli yanında olmaya çalıştı onuda sürekli tersledi ve sonunda ayrıldılar dedi. Denize bakarak iç geçirdi.Bu saatte ne işin var burada dedi.Ben hala çok şaşkın ve üzüntülüydüm. içimden insanın yüzü güzel olacağına kaderi güzel olsun dedim. Patronu beklerken biraz gezeyim dedim dedim. insan ne kadar plan yapsada kaderin önüne geçilmiyor dedim Alaraya.Öyle vallahi bana bak mesela başarılı bir mimarım, istediğim neredeyse her şey ayağımın altında ama mutlu değilim dedi. Daha yeni tanıştık ama anlatmak istersen dinlerim dedim ve tebessüm ettim.O an kime üzüleceğimi şaşırmıştım. Babam ve annem ayrılar, babam beni özel bir okulda okuttu, yurt dışında dil eğitimi aldım. Annem boşandıktan sonra beni bırakıp gitmiş. Babam Melisin babasıyla ortak yani şirketin yarısı bizim dedi. Erkek arkadaşlarım benimle hep param için takıldı, sonra bir gün bir çocuğu çok sevdim, kuzenimi.Biraz şaşırdım ve galiba kötü kötü baktımki, lütfen bana öyle bakma dedi. insan aşık olunca hiçbirşeyi önemsemiyor dedi. Aslında şirketin büyük yüzdesi babamın abisine aitti o ve eşi trafik kazasında ölünce bize kaldı. Kuzenim yani aşık olduğum çocukta nerede bilmiyorum dedi. Geçen ay bir anda ortadan kayboldu, gittiği gece aşırı doz alkollü araba kullanırken kaza yaptım ve hafızamı kaybettim.Çok aşık olduğumdan heralde onu unutmadım, ailem onun fotoğraflarını ve her şeyini yok etti daha görüpte üzülmeyeyim diye.Ama bir gün gelecek bekliyorum dedi. Peki yüzünü hatırlamıyor musun dedim. Hayır,keşke hatırlasam her yeri arardım vallahi dedi. Gözleri dolmuştu,o kadar çok seviyor muydun cidden dedim. Sevmişim demekki baksana aklım gitmiş ama o gitmemiş dedi.Çingene bir kadın abe alsana güzel ablama bir gül dedi. Alara bana bakarak güldü. Normalde gibseler almazdım ama kızın moralini düzeltmek istedim o an.iyi hadi ver ordan bir tane, kaç lira dedim.Abe güzel abim sana 10 liraya olur dedi. Fiyakayı bozmamak için çıkarıp verdim. Gülü Alaraya uzattım, çekirdek çitlemek ister misin dedim. Olur dercesine kafasını salladı. Tekele uğrayıp çekirdekleri aldım.Çitledik, biraz birbirimizden bahsettik. Telefon numaralarımızı verdik.Eve bırakmak istedim, kabul etti. Evine doğru yürümeye başladık, sence aşk nedir diye sordu bana. Bence senin yaptığını yapmaktır, yani beklemek dedim. insan seviyorsa bekler, onun için her şeyi göz alır dedim.Oda aşk insanın içindeki akciğerleri gibidir,bir süre onsuz nefes alabilirsin ama sonra ölürsün dedi. Peki aşklar hep bitmek zorunda mı dedi. Aşk insan kendine yenilince biter dedim, tebessüm etti. Evine varınca teşekkür etti ve bende arabayı bıraktığım yere doğru yürümeye başladım. Alara Melisten çok farklıydı. Davranışları,cümleleri çok olgundu.O kadar güzel ve zengin olmasına karşı şımarmamıştı.Oda benim gibi hafızasını kaybetmişti belkide ondan o kadar ısınmıştım. Arabaya vardığımda yürüyecek dermanım kalmamıştı. Radyoyu açtım Fırat Tanış-Yani Olmuyor çalıyordu. Bende içimden yani olmuyor bazen dedim. insan ne kadar denesede diğer insanlar karşısına zorluklar çıkartıyor, insanı bıktırıyor. Saatimi kurdum, gözlerimi kapattım. Saatim çalıp uyandığımda geçen sevişemem çiftin arabası yan tarafta duruyordu. Biraz doğrulup baktığımda yine yarı çıplak yiğiştiklerini fark ettim.Ama bu kadar yeter diyerek arabadan indim, camlarını tıklattım. Beni fark edince hemen üstlerini örtmeye çalıştılar ikisininde mallar meydandaydı.Şokun etkisinden çıkınca camı açtı erkek olan. Buyuuur buyurun diyerek kekeledi. Abicim saat daha 5 burası yapılacak yer mi Allah'ını seversen,al git evine istediğinizi yapın. Hayır anlamıyorum gecede değil insanlar görmesin, yanda koskoca araba var onuda mı görmüyorsun dedim. Haraketlerinden yerin dibine girdikleri anlaşılıyordu.Bir şey diyemedi, biraz daha dikkatli olun kaç yaşında insanlarsınız dıbına koyayım dedim ve arabaya binerek oradan uzaklaştım. Arabada küçük çaplı bir gülme krizi geçirdikten sonra aklıma Melisin durumu geldi.O haldeyken onu bırakmış,en iyi arkadaşıyla takılmıştım. Bencillik ettiğim fakına vardım.Şirketin önüne geldim, Murad Beyi beklemeye başladım. Yine hiç sektirmeden saatinde bindi. Hastaneye gidiyoruz dedi. içimden bir daha bu adamdan bir şey saklayanın... dedim. Zaten saklasamda bir şekilde öğreniyordu.Bir şey demeden hastaneye sürdüm.Tümünü Göster
-
63.
+2kimse bakmıyor sanma kardeşim biz bakıyoruz okuyoruz devam et güzel gidiyorsun
-
64.
+2Beyler öncelikle özür dilerim, gerçekten şuku için değil ders dolayısıyla yoğun olduğum için yazamadım.Şuku vermesenizde olur canınız sağolsun. Saygılar...
-
65.
+3Hastahaneye giderken yolda bir çiçekçiye uğrayıp binbir çeşit çiçekten bir buket yaptırdıktan sonra hastaneye gittik. Melisin olduğu katta durduk fakat onun yan odasına girdik.Şaşkınlığımı gizleyememiş olucam ki patron ne oldu diye sordu,yok bir şey efendim dedim. içeride en az 90 yaşında bir teyze vardı. Patron elini öptükten sonra kafasıyla benimde öpmem için işaret verdi. Ardından annecim nasılsın iyi misin vs muhabbet ettiler. Patronun süt annesiymiş Pakize Hanım. Tuvalete gidicem diye izin isteyip, Melisin odasına girdim. Melis ne kadar çabuk özledin beni diyerek güldü. Melis yan tarafta baban var dikkat et dedim. Nasıl ya falan dedikten sonra durumu anlattım. Melis gitmeden yine kulağına bir şey diyicem gelir misin dedi, yemezler diyip sırıttım.Bu sefer gercekten bir şey diyicem dedi, yanına gittim ve eğildim. Yine yanağımdan öpmüştü bir erkek için güzel bir şey olabilirdi ama ona karşı bir şey hissetmediğim için bana zulüm oluyordu. Görüşürüz diyerek odadan çıktım,onu üzmek istemiyordum ama her erkeği böyle elde edebileceğini düşünmesi beni ondan uzaklaştırıyordu. Pakize anneyle biraz daha muhabbet ettikten sonra odadan çıktık. Henüz birkaç adım atmıştık ki karşımıza Efe ve Banu çıktı.Efe hayırdır oğlum noldu dedi Murad Bey.Şey ben şey Pakize anneyi ziyarete gelmiştim dedi kekelereyerek. Banuda nasıl ya biz Melise gelmedik mi demesiyle sıçtığımızın haberide gelmişti. Murad Bey Melis mi ne alaka diye sordu. Banu yine lafa atlayarak aaa haberiniz yok mu bizim saf Melis intihar etmeye çalışmışta. içimden en az benim kadar Efeninde sövdüğüne emindim. Murad Bey hadi Banucum beni Melisin yanına zütür dedi ve bize pis bir bakış atarak Melisin odasına girdiler.Efe Banunun arkasından bitirdin bizi be Banu dedi. Durumdan sinirlerim bozulmuş olacakki gülmeye başladım,Efe'de bana katıldı. Hastanenin içinde katıla katıla gülüyorduk. Hemşirenin uyarısıyla kendimize geldik. Durumun ciddiyetini farkettikten sonra odaya girdik. Melis babasına vallahi söylicektim babacım, yemin ediyorum söylicektim diyordu. Murad Bey tamam kızım sen iyi olda gerisinin bir önemi yok diyerek Melise sarıldı. Efede bensiz olmaz diyerek onlara katıldı. Bildiğiniz karşımda örnek aile tablosu vardı, bende ayakta onları izliyordum. insan bir şeyden haberi yokken ne kadar mutlu diyordum içimden. Murad Bey karısının onu aldattığını,Efe Bey kardeşinin öleceğini;ikiside Murad Beyin mafya olduğunu bilmiyordu. Murad ve Efe Bey yerlerine oturduktan sonra konuşmaya devam ettiler. Melis sürekli bana bakıyordu, Murad Bey fark etmiş olacakki bana dönerek bundan sonra Melisin şöförü olacaksın, beni şirketteki çocuklar alır sabah-akşam dedi. Murad Bey Melis mutlu olsun diye her şeyi yapıyordu. Bende emredersiniz efendim diyerek karşılık verdim. Melis çok mutlu olmuştu, galiba düşündüğüm gibi tutunacak bir dal arıyordu kendine. içimden birinin mutluluğu için kendi mutluluğunu erteleyebiliyorsan o zaman gerçek bir olabilirsin dedim. Sonra sen neymişsin be abi dedikten sonra odadan çıktık. Melisin yanında yarın çıkacağı için kimse kalmayacaktı.Eve doğru giderken Murad Bey ailem benim için çok önemli, onlar için her şeyi yaparım dedi. Kızım seninle mutlu oluyor, sakın onu üzme dedi ve gülümsedi.Ne diyeceğimi bilemediğim için onaylarcasına kafamı salladım.Eve gittiğimizde annem sofrayı kurmuş Murad Bey bekleniyordu. Yemekler yendikten birkaç saat sonra bende yattım, uyumayı çok seviyordum ve bugün cidden yorulmuştum. Ertesi gün Melisi almak için hastaneye gittim. Melis ön koltuğa oturdu, arabayı eve doğru sürmeye başladım. Melis hadi beni kahvaltıya zütür dedi. Melis yorgunsun olmaz dediysemde zorla geçen gittiğimiz mekana yakın bir yere gittik. Kahvaltıda adeta beni gözleriyle yiyordu. Melis güzel olabilirdi ama benim bir ilişkiden beklediğim bu değildi. Melis dahada ileri giderek elimi tutmaya başladı. Geçen gece için özür dilerim, sarhoştum anlarsın ya dedi ve güldü.Önemli değil birdaha bu kadar içmemen gerektiğini anlamışsındır heralde dedim. Kahvaltımızı yapıp eve gittikten sonra eve gittik. Buket Hanım evde yoktu, dün kızı neredeyse ölmek üzereydi ama kadının umrunda bile değildi maalesef. Melisin halsiz halini görerek koluna girdim. Melis tamamen yükünü beni üstüme bırakmıştı neredeyse bu böyle olmayacak diyerek kucağıma aldım ve merdivenlerden çıkarmaya başladım. Odasına girip yatağına oturttuktan sonra sende iyi alıştın haaa dedim. Gülerek sende alıştırma dedi.Çok fazla uzatmayarak kapıya doğru yöneldim. Melis ya ama ben nasıl üstümü çıkarıcam şimdi desede duymamış gibi yaparak dışarı çıktım. Annem Emrah kaç gündür yok, çok endişeleniyorum dedi.Tümünü Göster
-
66.
+2Anne bende bilmiyorum dememle annemin ağlamaya başlaması bir oldu. Anneme sarıldım ve anne biliyorsun Emrah böyle bir çocuk merak etme bir yerden çıkar dedim. Burası istanbul yavrum adamı yer bitirir, küçücük mahalle değilki başının çaresine baksın dedi. Annemi teselli etmeye çalışırken telefonuma mesaj gelmişti. Babam kapıda gözükünce annem ağladığı belli olmasın diye bir şey istemiş gibi tamam yavrum sen git al şimdi falan dedi. Bende bozuntuya vermeden gidiyorum şimdi anne dedim. Babam hanım noldu ağladın mı sen dedi.Yok canım polenlerden dolayı dedi annemde. Dışarı çıktım, mesajı açtım. Mesaj Alaradan geliyordu. Mesajda yürüyüşe çıkıcam, gelirsen senide beklerim aynı yerde yazıyordu. istemsiz olarak sevinmiştim, Alara bana yaşadığımı hissettiriyor gibi hissediyordum. Tamam,aynı yerde diye cevap verdim. Odamda spor kıyafetlerimi giydikten sonra annemlere spora gidiyorum dedim ve sahile indim. Yine gidip aynı bakta oturdum, selam dedim. Selamda siz kimsiniz dedi,ses yabancıydı. Dönüp baktığımda Alara olmadığını fark ettim, içimden inşallah sapık var diye bağırmaz dedim. Kekelereyek kusura bakmayın ben burada birini bekliyordumda dedim. Karşıda hafif tempolu koşan Alarayı görünce rahatladım. işte arkadaşım, tekrar kusura bakmayın dedim ve Alaraya doğru yürümeye başladım. Alara kimdi o diye sordu, boşver şimdi dalga geçersin dedim.Oda hadi anlat insanı merakta bırakma dedi. Olayı anlatınca baya güldü,o güldükçe bende güldüm. Aşık olmaya korkuyordum, kendimi başkalarında aramaktan korkuyordum sadece belkide. içimden yaşa gitsin, yaşasanda bitecek yaşamasanda dedim.Bir an gaza gelerek sinemaya gitmek ister misin dedim Alaraya. Alara bu kılıklamı diyerek tebessüm etti.Ne olacak spor kıyafetleriyle giremezsiniz diye bir kural mı var dedim. Tamam hadi o zaman fakat sinema biraz uzak taksiyle mi gitsek dedi. Bende Murad Beylerin evinin yakın olduğunu oradan arabayı alıp gidebileceğimizi söyledim. Kabul etti ve eve doğru yürüdük. içeriden arabanın anahtarını aldım, Alara arabaya bindi. Bende arabaya binecekken Melisin camdan bize baktığını gördüm. içimden oğlum kimin arabasını izin almadan özel işlerin için kullanıyorsun dedim.Ama o an mutlu olmak istiyordum. Melisin sinirli bakışları arasında arabaya bindim. Filme gittiğimiz yer küçük bir yerdi. Tahminimce genelde yiğişmeye yer arayan çiftlerin uğrak mekanıydı. Alara Delibala gidelim mi dedi, bilmesemde olur gidelim dedim.(Bu arada hikaye kurmaca olduğu için filmlerin çıkış tarihlerini önemsemeyin, yeni çıktığını bende biliyorum).Biletlerimizi aldıktan sonra Aşk filmi olduğu için-yani afişten öyle tahmin ettim-mısır almadık. Filmedeki her duygusal sahnede Alaranın gözleri doluyordu. Kıvır kıvır saçları,bal rengi gözleriyle o kadar tatlı olmuştuki.Ona baktığımı farkeden Alara bir şey mi oldu dedi.Yoo dalmışım dedim. Film orda bak dedi ve gülümsedi.O gülümseyince bende mal mal gülümsüyordum. Kendime gelmeye çalıştım.Ara oldu, Alara tuvalete gitti. Bende dolan gözlerimi fark etmesin diye yüzüne bakmamaya çalışarak burda kalıcam dedim. Mutlu-mutsuz sahne farketmeden duygusal biri olduğum için gözlerim dolmuştu haliyle. Alara geldi ve film başladı. ikinci perdenin ortasına doğru Alara omzuma yattı. Sinema küçük olduğundan ve tahminimce rahat rahat yiğişebilsinler diye aralarda kol ve içecek koyma yerleri yoktu. Gözlerime baktı sen ağlıyor musun dedi. Hayır ya ışık gözümü rahatsız etti ondan sulandı biraz dedim. Hadi öyle olsun dedi ve filmi izlemeye devam ettik. Filmin sonlarına doğru çocuğun intihar ettiğini görünce bende oda ağlıyorduk. Film bitti, ışıklar açıldı. Alara cebinden çıkardığı mendille gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu.O kadarda değil abartma dedim ve güldüm.Ben gülünce oda güldü ve sinemadan çıkıp arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya bindiğimizde küçük çaplı film değerlendirmesi yaptıktan sonra onu evine bıraktım. Melis gibi değildi, Melis olsa öpmeye çalışır yada başka bir şey yapardı.Ama Alara sadece görüşürüz diyip arabadan inmişti. Fatih kendine gel dedim kendi kendime o kim sen kimsin.Şu altındaki araba bile patronunun, yaptığını öğrense kovacak belkide dedim. Zaten arabada kameralar vardı her türlü görmüştür diye düşündüm ve eve doğru sürdüm. Geldiğimde Melis odasının kapısını kitlemişti yine. Melis diye seslendim korkuyordum yine kendine bir şey yapacak diye. Bağırarak merak etme intihar etmiyorum dedi. istemsizce gülmüştüm. Annem benim için bir şeyler hazırlamıştı onları yedikten sonra odama gidip uyumaya karar verdim, uyandığımda saat 5 civarıydı. Arabanın kirlendiğini fark ettim ve yıkamak için annemden kova ve sıvı sabun istedim. Arabayı yıkadıktan sonra, biraz kurumasını bekledim ve camlarını havluyla kuruladım. Melis yine taciz eder gibi camdan izliyordu. Benim onu fark ettiğimi görünce sinirlenerek perdeyi çekti. Neyse diyerek anneme malzemeleri vermek için içeri geçtim. Ardından Murad Bey ve eşi siyah kapıdan AUDi Q7 ile girdiler. Adamın en kötü arabası A6 diye tahmin ettim içimden. Arabalara merakım olduğunu fark ettiğim için yavaş yavaş arabaları tanımaya başlamıştım. Buket Hanım bir bakış fırlatarak içeri geçti. Allahım bütün kadınların benimle alıp veremediği ne dedim içimden. Yemeği içeri hazırlamıştı bu sefer annem. Murad Bey Melisi çağırdığında Melis gelmemek için diretince Murad Bey anneme beni çağırmasını söylemiş. Odasına gittiğimde Melis kapıyı açar mısın dedim, kapı açık dedi. içeri girip neden böyle yapıyorsun Melis yemeden olur mu hiç dedim. Melis aşşağı gelirim ama bir şartla dedi. Haydaaa dedim içimden. Beni yarın bugün Alarayı gezdirdiğin gibi gezdireceksin ve akşam dağ evinde kalıcaz dedi.Ben olmaz diyecek olsamda Melisin Alarayla gezmeye çıktığımı söyleyeceğini tahmin ettiğim için tamam dedim.Bir anda ayaklandı ve yanağımdan öptü, merdivenlerden inerek yemek masasına oturdu. Bende hızlı adımlarla odama geri dönmeye çalışırken Murad Bet otur sende ye diye ısrar etmeye başladı. Murad Bey çok teşekkür ederim,ben yedim dedim ve kaçar gibi odama döndüm.Şimdi bide Melisle uğraşacaktım, küçük bir çocuk gibiydi beni çok yoruyordu. Saat on gibi telefonuma gelen mesajla irkildim, aslında iki mesaj gelmişti biri Emrahtan biri Alaradan. Emrahtan gelen mesajda sana senin nefesinden bile yakınım benden kork kardeşim!!! yazıyordu. içimden söverek cürum kadar yer yakarsın anca dedim. Alaradanda iyi geceler mesajı vardı, yüzümde yine istemsiz bir gülümseme oluştu. Bende iyi geceler yazdım ve gülücük eklemeyi ihmal etmedim. Melis öğretmişti gülücük yapmasını. Gözlerimi kapattım, uyumuşum.Tümünü Göster
-
67.
+2Uyandım ve kahvaltı için mutfağa gittim. Annem Melisin uyanınca haber versin dediğini söyledi. Bende o kadar meraklıysa gelsin kendisi baksın bari dedim kısık sesle. Annem güldü, hadi tamam öyle deme patronun kızı sonuçta dedi. Melisin odasına gidip, Melis Hanım uyandım haberiniz olsun dedim. içeriden Hanım demek yok dedi. Emredersiniz dedim ve kahvaltı için mutfağa girdim. Kahvaltımı yaptıktan küçük bir çantaya eşyalarımı koyup aranın arkasına erleştirdim. Melis pembe ve kocaman bir valizle-sanki 3 ay kalacakmışız gibi-merdivenin oradan bağırıyordu. Valiz cidden ağırdı, merdivenden indirirken zorlanmıştım. Güç bela arabanın bagajına koyduktan sonra Melis dağ evine bu arabayla gitmicez dedi. Bende başka araba mı varki dedim saf gibi Melise. Melis sadece gülümsedi ve arabaya bindi. Arabaya bindim ve Melisin tarifleriyle garaj gibi bir yere geldik. içerideki adam koşarak Melisin kapısını açtı. Melis teşekkür edip bana bakarak hangisiyle gidelim dedi. içimden oha a*k dedim, insan düşünemiyormu benim babam nasıl bu kadar zengin dedim. Murad Beyin Q7 sinin turuncu renkli olanı vardı. Arabanın şehvetine kapılarak bu olsun dedim. Avni efendi anahtarı alabilir miyiz lütfen dedi. Adam 2 saniye içinde gidip anahtarı getirdi. Melis çantasından bir yüzlük çıkarıp adama uzattı ve teşekkürler Avni bey dedi. Arabanın anahtarını Avni Beye verdikten sonra güzelim Q7 nin içine bindim. Araba olduğunu bilmesem tank olduğunu düşünebilirdim. içimden daha geçen ay ekmek parasını düşünürken şimdi hangi arabaya binicem diye düşünüyorsun dedim. Allaha bir daha Şükrettikten sonra kontağı çevirdim ve garajdan çıktım. Melis nereye gidiyoruz diye sordum.Siz dün Alarayla nereye gittiyseniz oraya dedi. Sinemanın önüne çektim arabayı, geldik dedim. Elimden tuttu ve içeri girip hangisine gittiniz diye sordu. Adeta kafayı yemişti,bu nasıl bir duygu olabilir diye düşündüm içimden. Starwars afişini görüp buna gittik dedim. Bana yalan söyleme diyerek gözlerini büyüttü. Arabada niye delibal hakkında konuşuyordunuz o zaman dedi.Hah afferin dedim manyak bananın manyak kızı başka ne olabilirki. Biletleri alıp biraz bekledikten sonra içeri girdik. Film başladı, Melis kucağıma kafasını koymaya çalışıyor bende bacaklarımı çekmeye çalışıyordum. Sessizce emrediyorum dedi, bende çekmedim. Onun kölesi gibi bir şeyiydim kısacası. Yarıda kendime gelmek için tuvalete gittim, yüzümü yıkadım. içimden Allah kurtarsın valla benim işimde zor dedim, güldüm.Yerime döndüğümde Melis yoktu. Merak edipte hiç bakmadım bende, Melis sabrımı zorluyordu çünkü. içeri elinde mısırlarla girdi ve bana bakarak mısırsız sinemamı olur dedi, güldü.Film başladı Melis kıtır kıtır mısırı yiyordu,ben dahil herkes rahatsız olmuştu. Melis biraz yavaş diye uyardım. Sanamı sorucam be diye fısıldar biçimde bağırdı ve öyle yemeye devam etti. Arkadan lütfen biraz sessiz olur musun diye bir ikaz geldi ki haklıydılar. Melis beklediğim biçimde yemeği bıraktı,bir kaç saniye sonra ayağa kalktı ve onu diyen kişinin yanına gitti. Elindeki mısırı adamın kafasına boca etmesiyle adamın ayağa kalkması bir oldu.O anlık heyecanla yanına bir hışımla gittim. Beyefendi özür dileriz nolur falan desemde beni sevgilisi sanmış olacakki adam olsaydında sevgiline sahip çıksaydın dedi. Bende birincisi o benim sevgilim değil, ikincisi adamlığı senden mi öğrenicem lan diyip adama kafa attım.O an adrenalin patlaması yaşıyor, belkide hafızamı kaybetmeme dayak yemem neden olduğu için daha çok vuruyordum. Güvenlik görevlileri 1 dakikaya kadar anga gelebilmişlerdi,ama en sinirimi hala atamamıştım. Adamın yüzü kanlar içindeydi, benimde o an adrenalinden hissetmesemde dudağım patlamış, yüzümün çeşitli yerleri morarmıştı. Güvenlik beni dışarı çıkarmaya öalıştı, tamam ben çıkarım lan diyerek sinirle arabaya doğru yöneldim. Melis arkamdan koşar adım geldi ve arabaya bindik. Melis ağlamaya başlamıştı, dayanamayarak sende zırlama be şimdi seninle uğraşamıcam diye bağırdım. Melis sustu bir şey demedi, ardından vazgeçtim eve gidelim dedi. Bende yok sana söz verdim, olmaz dedim onu kırdığımın farkına vararak. Gerçi bir nevi onun için kavga etmiştim ama o bir bayandı ve nedense doğada her zaman dişiler haklı oluyordu. Melis hem senin yüzün bu haldeyken olmaz dedi, bende Melis sadece kalıp gelicez yüzüme ne alakası var dedim. Gezmiyelim direk oraya gidelim o zaman dedi, tamam dedim.1 saatlik yolculuğun ardından orman içinde bir malikaneye geldik. Melis saksının içinden anahtarı aldı ve kapıyı açtı. içeride eski ve pahalı olduğu her halinden belli olan koltuk takımları, masalar,şamdanlar vs bir sürü şey vardı. Melis alt kattada şarap mahseni var, üst kattada tuvalet, banyo ve odalar var dedi. Amerikan tipi mutfak vardı evin tam ortasında.Bir şömine ve şöminenin üzerinde eski bir radyo. Melis içeri girer girmez radyoyu açtı. Zeki Müren ah bu şarkıların gözü kör olsun diyordu. Melis yüzüm için pamuk, krem vb şeyler getirdi. Yüzümü temizledi ve tedaviye başladı. Canım çok yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum. Tedavi bittikten sonra Melis valizleri getirmem için bana yardım eder misin dedi. Melisin insafa gelmesi için dayak yemem gerekiyormuş anlaşılan dedim kendi kendime ve güldüm. Valizleri getirdikten sonra yukarı taşıdım ve Melis giyinmek istediğini söyleyip odasına girdi. Bende onun yan odasında kalacaktım.Üstümü değiştîrip daha spor bir şeyler giydim. Meliste öyle yapmıştı, beraber salona indik. Ormanın içinde olduğumuz için haliyle soğuktu evin içi ve biraz tozluydu. Melis evde temizlik yaparken benim gidip odun kırmam gerektiğini söyledi ve kömürlüğün yan tarafta olduğunu ekledi. Girişteki anahtarlıktan kömürlüğün anahtarı olduğunu tahmin ettiğim anahtarı alıp, kömürlüğe gittim .ihtiyacım olan malzemeleri aldıktan sonra fazla uzaklaşmayarak yıkılmış ağaçlar aradım.Bir kaç tane bulup aldığım darbelerin etkisiyle zar zor bir kaç parça kestim. Yüzüm yara bere içinde, elimde balta, ormanın içindeyim kim görse korkar kaçar heralde dedim ve güldüm kendi kendime. Odunları bir kaç defada taşıdıktan sonra eve girdim. Melis eşofman üstünü çıkarmıştı. Altında tayt, üstünde t-shirt le duruyordu. Elinde vilada yerleri siliyor, aynı andada Zeki Mürene eşlik ediyordu. Bana bakarak hadi şömineyi yak dedi. Kömürlükten bir kaç çıra aldıktan sonra odunları dizip şömineyi yaktım. Koltuğa oturduktan sonra Melisi izlemeye başladım, erkek olduğum için ister istemez hormonlar baskı yapıyordu. Göğüslerinin viladayla git gel yaparken sallanışı, kalçalarının dar taytı içindeki adeta beni çıkarın buradan diyerek bağırışı beni tahrik ediyordu. Kendime hakim olamayacağımı anlayarak ben şarap mahzenine bakıcam ve sonra alış verişe gidicem dedim. Melis tamam geç kalma, yalnız başıma korkarım burda dedi. Mahsene indiğimde her şarap bir bölümde saklamıştı. Altında kaç yılında nerede üretildiği ve neden yapıldığı yazıyordu. Cidden çok uğraşıldığı belliydi. Yukarı kata çıkıp Melise ben gidiyorum dedikten sonra arabaya binip etrafa bakınmaya başladım. Geldiğimiz yolda sağ tarafta küçük bir market gördüğüm aklıma geldi, oraya sürdüm.Tümünü Göster
-
68.
+2Arabayı markete doğru sürdüm, arabadan indim. Anayolun kenarında küçük bir A-101 vardı. Fiyatlar ucuz olduğu için ister istemez fazla alış veriş yaptım. Melisin gönlünü almak istercesine ateşte mısır hariç ne güzel gider diye sordum kasiyere.Abi maşmelov denen bir şey var benim manita hasta oluyor valla dedi ve güldü kasiyer. Yerini bulup 2 paket aldım, aldıklarımın parasını ödeyip arabaya eşyalarla arabaya bindim.Eve gittiğim, kapıyı çaldım içeride kisme yoktu. Saksıdan anahtarı alıp içeri girdim. Etleri pişirmek için kömürlükteki mangalı dışarı kurdum, yaktım.Kömürün zehirleyici etkisinin gitmesini beklerken Melis geldi. Elinde bir poşet vardı, sana mantar topladım dedi güldü. Beni öldürmek istiyorsan mantarla yapma acı çekmek istemiyorum dedim ve güldüm. Melis içeri girip mantarları yıkayacağını söyledi. Bende yavaş yavaş etleri mangala atmaya başladım. Elinde bir nezle dışarıdaki masayı silmeye başladı Melis. Onun hiç böyle biri olduğunu tahmin etmemiştim.Şaka yollu maşallah maşallah dedim gülüştük. içeriden salatayı getirdi, etleride masaya koyduktan sonra neredeyse her şey hazırdı. Melis bir şey unuttum diyip, içeri girdi. Elinde mahsendeki şaraplardan biri vardı.O gün araba kullanmama neden olmadığı için abartabilirdim ama yanımda Melis gibi bir tehlike olduğunu bildiğim için yine çok fazla içmeyecektim. Etlerimizi yiyor, şaraplarımızı tadıyorduk. Melis şarapım kalitesi nasıl anlaşılır biliyor musun dedi. Kadehini kaldırdı ve sağdan sola yavaşça döndürdü.Şu kalan yağ tabakasını görüyor musun işte bu şarapın kalitesini anlamanın bir yolu dedi. Melisin uç davranışları olabilirdi ama çok kültürlü bir insandı, yetiştirilme tarzı, okuduğu okullara gitmek her insanın yapabileceği şeyler değildi. Melis yine uzun uzun gözlerimin içine bakıyor, şarabın etkisiyle sallanıyordu. Saat 6 ya geliyordu, orman olduğu için hava hafiften esmeye başlamıştı. Masayı beraber toplayıp içeri geçtik. Melise sana bir süprizim var diyerek maşmelovları getirdim. Melisin mutluluğu yüzünden okunuyordu, kasiyerin tavsiyesi işime yaramıştı. Melise fakat nasıl yapıcaz bilmiyorum dedim, yanıma yaklaştı yavaşça elini yanağıma zütürdü ben hallederim dedi. Yavaşça yanağımdan ellerini çekti ve içeriden iki tane çubuk getirdi. Maşmelovu ucuna geçirip, şömineye doğru uzattı. Bende aynısını yaptım, biraz bekledikten sonra yedik gerçekten güzel olmuştu. Melis bittikle bardağının çeyreğine kadar şarap dolduruyor, banada koyuyordu.Ben yavaş devam ediyordum. Melis ben banyoya giricem, bugün yaşadıklarımız çok bunalttı beni dedi. Bende dikkat et kafan çok yerinde değil desemde, dinlemeyecek yukarı çıktı. Birkaç dakika sonra canım sıkıldı, radyoyu açtım.Şaşırtıcı şekilde sürekli eski şarkılar çalıyordu, spiker nostalji kanalı olduğunu söylemişti.Şimdi sizleri Eurovision'a zütürücez,ilk Eurovision şarkımız Semiha Yankı ile Seninle Bir Dakika dedi. Gerçekten çok güzel bir şarkıydı. Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle irkildim. Melis üstünde bornozuyla odaya geldi. Elinde çakmak masanın üstündeki şamdanları yakmaya başladı. Ayakta onu izliyordum ve bir anlam vermeye çalışıyordum. Melis dememle bornozunun belindeki kuşağı çıkardı ve bornozunu üstünden attı. Melis napıyorsun sen diyebildim çatallı bir sesle, yutkundum.Gel buraya dedi sessizce, olmaz Melis yapamam dedim.Bir anda gözleri doldu gerizekalı ben sana aşık oldum dedi sesi giderek azalırcasına. Benimde gözlerim dolmuştu Melis yapamam olmaz, aşık oldum diyorsun aşk bu değilki sevmek sevişmek değilki diyordu. Radyodan gelen Semiha Yankının sesi duyuldu o an sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika... Duydun demi Melis dedim, sevmek bir ömür sürer ama ben seni sevmiyorum sevmediğim biriyle bunu yapamam dedim. Melis artık bağırarak ağlamaya başlamıştı, dizlerinin üzerine çöktü halıya kapanıp ağlamaya başladı. Melis üstünü giy, üşeyeceksin demeye çalışsamda Melis bir yakını ölmüşçesine katıla katıla ağlıyordu. Yanına gittim,diz çöktüm. Sarıldım o an aklımdan hiçbir şey geçmiyordu onu teselli etmekten başka. Melisin kulağına özür dilerim,ama aşık olmadığım biriyle bunu yapamam dedim. Melis kalbini tutarak nefes alamıyorum diyordu sessizce.O an çırılçıplaktı ve nefes alamıyordu acilen hastahaneye zütürmem gerek dedim kendime. Koşarak üst kata çıkıp pantalonunu ve tshirtini getirdim.Çabuk olmaya çalışarak zar zor giydirdim.iç çamaşırlarını giydirmek için vaktim yoktu. Kucağıma alıp arabanın arkasına yatırdım, üstüne montumu örttüm. Arabanın anahtarı içeride kalmıştı, sinirle kapıya yumruk attım o anlık sinirle. Galiba elimi kırmıştım, içeri girdim anahtarı aldım ve koşarak arabaya bindim. Ağlıyordum ve demin bana kendimi teslim edecek kadar aşık olan kız arkada ölüyordu. Belkide benim yüzümden ölüyordu. Arabayı hayvan gibi sürüyordum, elimin acısını unutmuştum o an.1 saatte geldiğimiz yolu yarım saatte geri dönmüştüm. Acıbademe çekip, Melisi yine zehirlendiği gün gibi kucağıma aldım. Melisin gözleri kapalıydı ve tepkilerime cevap vermiyordu. Yanağından,alnından, boynundan her yerinden öpüyordum. Nolur uyan Melis nolur diye ağlıyordum. Melisi sedyeye aldılar, dizlerimin üzerine çöktüm, ağlıyordum... Hemşire siz yakınımısınız diye soruyordu, sadece yüzüne boş boş bakıyordum. Sesler kegibleşiyor, görüntüler sallanıyordu. Bayılmışım...Tümünü Göster
-
69.
+1Beyler bu aralar çok yoğunum derslerden dolayı haftasonu yazıcam. Hikayeyi bırakıp gittim sanmayın saygılar...
-
70.
0Uyandığımda kolumda serum vardı, elimi sarmışlardı. Hemşire elinde başka bir serumla geldi, sonunda uyanabildiniz diyip gülümsedi. Nasıl yani dedim.iki gündür uyuyorsunuz, aileniz sizi sürekli ziyaret etti dedi. Anladım,arkadaşım nasıl oldu dedim. Arkadaşınızın durumu hakkında bir bilgim yok doktor bey bilgilendirir dedi. Serum yenilendikten sonra biraz daha dinlendim,bir kaç saat sonrada ayaklandım. Melisin odasını sordum, yanına gittim. Melis aynı babam gibi camlı bir odada yatıyordu. içeri sadece doktorlar ve hemşireler girebiliyordu. Murad Bey ve adamlarının oturduklarını gördüm. içimden Sultan Süleymana kalmadı be bu hayat dedim. Murad Bey ayağa kalktı sarıldı, gözleri dolmuştu.Ben bu hayatta bir ailemi sevdim, güvendim bu muydu sonu dedi. Bende daha bir şey bitmedi, Melis hala yaşıyor dedim. Yaşıyorda sayılı zamanı, senden bir şey istiyorum dedi. Buyrun dedim. Melisle evlenmeni istiyorum,son günlerinde mutlu olmasını istiyorum dedi.Ne diyeceğimi bilemedim.Her şeyimi veririm, mutluluk parayla satın alınmıyor biliyorum ama kızım seninle mutlu ve benim sana verebileceğim tek şey para dedi. Murad Bey siz beni yanlış tanımışsınız paraya ihtiyacım olabilir ama kendimi para için kullandırttıramam dedim. Arkamı dönmüş giderken, yalvarırım nolur dedi. Koskoca mafya babası bana yalvarıyordu duygulanıp hayata sövmemek elde değildi. Tamam dedim, sizden sadece kendim ve Melis için bir ev istiyorum. Melis son günlerini mutlu geçirsin yeter dedim. Melisin ölmesini kadırabilirdim ama benim yüzümden mutsuz ölmesini kaldıramazdım. Murad Bey koşarcasına yanıma gelerek bir daha sarıldı, çok teşekkür ederim çok sağol,.bundan sonra bir oğlumda sensin dedi. Sağolun Murad Bey, yeterki Melis mutlu olsun dedim. Melis bir kaç gün sonra uyandı ben o arada sigara ve alkol kullanmaya başlamıştım. Kısa zamanda yaşadıklarım ağır gelmîşti. Kaçış yolu olarak onları seçmiştim belkide. Arada Alara ile mesajlaşıyorduk,ona karşı bir şeyler hissediyordum ama unutmam gerekiyordu. Melisi hastahaneden çıkarmak için Murad Bey ile gittik,Efe Beyde Banu ile beraber gelecekti. Annesi yine yoktu, kadın kendinden başka kimseyi düşünmüyordu kendi kızını bile...