-
1.
+4Etraftaki insanların meraklı bakışları arasında gözlerimi açtım. Bacaklarımda, başımda ve vücudumda dayanılmaz derecede acı hissediyordum. Sokağın başından gelen ambulansın sesini duydum ve gelir gelmez beni sedyeye aldılar, ambulansa bindirdiler. Vücudumdaki ağrıyan yerleri ve bir şeye alerjim olup olmadığını sordular bende zor bir şekilde bacaklarım, başımın ve vücudumun ağrıdını söyledim, alerjim olmadığını ekledim.Bir kaç saniye sonra iğne yaptılar, yani son hatırladığım şey oydu.
-
2.
+4Arabayı park etmek sorun olacağı için yürüyerek inmiştim. Sahilde el ele dolaşan çiftler, baharın gelişini kutlayan doğa her şey çok güzel görünüyordu.O anlık her şeyi unuttum adeta. Bakta yalnız başına oturan birini gördüm, yanına oturdum. Otururken yanlış anlamasını istemediğim için yüzüne bakmamıştım,oda bana hiç bakmamıştı. Ellerim montumun cebinde istanbulu izliyordum, büyük bir iç geçirdim.Ne oldu hiç konuşmuyorsun diye bir ses geldi yanımdan. Alara yanımda oturuyordu,bu saate ne işin var burada dedim. Kafamı dinliyorum dedi, anladım dedim fazla konuşmak istememiştim nedense. Melisin durumunu biliyorsun değil mi dedi. Maalefef hastahanede şuan,onu zaten ben zütürdüm dedim. Hayır onu demiyorum Melis hasta, kalbi rahatsız dedi. Ağzım açık dinliyordum. Kekelerek devam et lütfen dedim. Babası yurt dışına gönderdi, Türkiyede çok yere gittiler ama bir çaresini bulamadılar sadece ilaçlarla ölümünü geciktirmeye çalışıyorlar dedi. Babası o yüzden hiç kızamıyor ona,ne isterse yapıyor dedi. Bana çok kötü davranıyor neredeyse hiç arkadaşı kalmadı, alttan alıyoruz. Sevgilisi sürekli yanında olmaya çalıştı onuda sürekli tersledi ve sonunda ayrıldılar dedi. Denize bakarak iç geçirdi.Bu saatte ne işin var burada dedi.Ben hala çok şaşkın ve üzüntülüydüm. içimden insanın yüzü güzel olacağına kaderi güzel olsun dedim. Patronu beklerken biraz gezeyim dedim dedim. insan ne kadar plan yapsada kaderin önüne geçilmiyor dedim Alaraya.Öyle vallahi bana bak mesela başarılı bir mimarım, istediğim neredeyse her şey ayağımın altında ama mutlu değilim dedi. Daha yeni tanıştık ama anlatmak istersen dinlerim dedim ve tebessüm ettim.O an kime üzüleceğimi şaşırmıştım. Babam ve annem ayrılar, babam beni özel bir okulda okuttu, yurt dışında dil eğitimi aldım. Annem boşandıktan sonra beni bırakıp gitmiş. Babam Melisin babasıyla ortak yani şirketin yarısı bizim dedi. Erkek arkadaşlarım benimle hep param için takıldı, sonra bir gün bir çocuğu çok sevdim, kuzenimi.Biraz şaşırdım ve galiba kötü kötü baktımki, lütfen bana öyle bakma dedi. insan aşık olunca hiçbirşeyi önemsemiyor dedi. Aslında şirketin büyük yüzdesi babamın abisine aitti o ve eşi trafik kazasında ölünce bize kaldı. Kuzenim yani aşık olduğum çocukta nerede bilmiyorum dedi. Geçen ay bir anda ortadan kayboldu, gittiği gece aşırı doz alkollü araba kullanırken kaza yaptım ve hafızamı kaybettim.Çok aşık olduğumdan heralde onu unutmadım, ailem onun fotoğraflarını ve her şeyini yok etti daha görüpte üzülmeyeyim diye.Ama bir gün gelecek bekliyorum dedi. Peki yüzünü hatırlamıyor musun dedim. Hayır,keşke hatırlasam her yeri arardım vallahi dedi. Gözleri dolmuştu,o kadar çok seviyor muydun cidden dedim. Sevmişim demekki baksana aklım gitmiş ama o gitmemiş dedi.Çingene bir kadın abe alsana güzel ablama bir gül dedi. Alara bana bakarak güldü. Normalde gibseler almazdım ama kızın moralini düzeltmek istedim o an.iyi hadi ver ordan bir tane, kaç lira dedim.Abe güzel abim sana 10 liraya olur dedi. Fiyakayı bozmamak için çıkarıp verdim. Gülü Alaraya uzattım, çekirdek çitlemek ister misin dedim. Olur dercesine kafasını salladı. Tekele uğrayıp çekirdekleri aldım.Çitledik, biraz birbirimizden bahsettik. Telefon numaralarımızı verdik.Eve bırakmak istedim, kabul etti. Evine doğru yürümeye başladık, sence aşk nedir diye sordu bana. Bence senin yaptığını yapmaktır, yani beklemek dedim. insan seviyorsa bekler, onun için her şeyi göz alır dedim.Oda aşk insanın içindeki akciğerleri gibidir,bir süre onsuz nefes alabilirsin ama sonra ölürsün dedi. Peki aşklar hep bitmek zorunda mı dedi. Aşk insan kendine yenilince biter dedim, tebessüm etti. Evine varınca teşekkür etti ve bende arabayı bıraktığım yere doğru yürümeye başladım. Alara Melisten çok farklıydı. Davranışları,cümleleri çok olgundu.O kadar güzel ve zengin olmasına karşı şımarmamıştı.Oda benim gibi hafızasını kaybetmişti belkide ondan o kadar ısınmıştım. Arabaya vardığımda yürüyecek dermanım kalmamıştı. Radyoyu açtım Fırat Tanış-Yani Olmuyor çalıyordu. Bende içimden yani olmuyor bazen dedim. insan ne kadar denesede diğer insanlar karşısına zorluklar çıkartıyor, insanı bıktırıyor. Saatimi kurdum, gözlerimi kapattım. Saatim çalıp uyandığımda geçen sevişemem çiftin arabası yan tarafta duruyordu. Biraz doğrulup baktığımda yine yarı çıplak yiğiştiklerini fark ettim.Ama bu kadar yeter diyerek arabadan indim, camlarını tıklattım. Beni fark edince hemen üstlerini örtmeye çalıştılar ikisininde mallar meydandaydı.Şokun etkisinden çıkınca camı açtı erkek olan. Buyuuur buyurun diyerek kekeledi. Abicim saat daha 5 burası yapılacak yer mi Allah'ını seversen,al git evine istediğinizi yapın. Hayır anlamıyorum gecede değil insanlar görmesin, yanda koskoca araba var onuda mı görmüyorsun dedim. Haraketlerinden yerin dibine girdikleri anlaşılıyordu.Bir şey diyemedi, biraz daha dikkatli olun kaç yaşında insanlarsınız dıbına koyayım dedim ve arabaya binerek oradan uzaklaştım. Arabada küçük çaplı bir gülme krizi geçirdikten sonra aklıma Melisin durumu geldi.O haldeyken onu bırakmış,en iyi arkadaşıyla takılmıştım. Bencillik ettiğim fakına vardım.Şirketin önüne geldim, Murad Beyi beklemeye başladım. Yine hiç sektirmeden saatinde bindi. Hastaneye gidiyoruz dedi. içimden bir daha bu adamdan bir şey saklayanın... dedim. Zaten saklasamda bir şekilde öğreniyordu.Bir şey demeden hastaneye sürdüm.Tümünü Göster
-
3.
+3Biraz mahalleyi dolaşmak ve 2 haftadır yatıyor olmanın hamlığını atmak için montumu alıp dışarı çıktım. Telefonum yoktu ve yağmurun evini bilmediğim için onunla dolaşmaya niyetlensemde yanına gidemedim. Sokakta oynayan çocuklar vardı, yanlarından geçtim fakat hiçbiri beni tanımıyordu bu bana biraz garip gelmişti çünkü uzun zamandır burada oturduğumuzu söylemişti annem. Kahveye gittim oturdum millete selam verdim, selam aldılar fakat onlarında beni tanımadığını düşündüm.Çayımı içip biraz daha dolaştım eve doğru giderken bizim apartmanın önünde son model bir Mercedes gördüm. Babam arkasından el sallıyor annem ise su döküyordu. Yanlarına gittim kimdi o diye sordum. Babam,annemin yıllarca onların hasta çocuğuna baktığını çocuk vefat edince annemin işi bıraktığını ve Ankaraya gelmişken onlarıda ziyarete geldiğini söyledi. içimden vay be dedim, demek ki hala böyle insanlar var. içeri geçtik, yemek yedik. Emrah yine gelmemişti akşam yemeğine, babam yemekten sonra keyif sigarasını yakarken pekekent yine gelmedi dedi, annemde onu desteklerce kafasını salladı. Birkaç saat sonra uyudum. Gece feryatlarla ve itfaiyenin sesiyle uyandım.Her yer duman içerisindeydi.
-
4.
+3Uyandığımda başımdaki ağrı hala devam ediyordu. Kolumda serum ve vücudumda bir sürü kablo vardı. Uyandığımda bir hışımla kalkan 3 kişi gördüm ama hiçbirini tanımıyordum. Kalktığımı gördükten sonraki mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Yeşil gözlü,1.67 boylarında 20 yaş civarı bir kız,60 lı yaşlarda eski giyinimli karı-koca olduğunu düşündüğüm üç kişi.Ama ben söylediğim gibi tanımıyordum onları. Uyanır uyanmaz kız bana yavaşça sarıldı şükür uyandın, çok korktuk dedi. Karı-koca olduğunu düşündüğüm insanlarda benzeri şeyleri tekrarladılar. Ardından doktor geldi ve çok fazla darbe almışsınız fakat şanslı olmalısınız ki hemen bizi aramışlar dedi ve ekledibaşınıza çok fazla darbe almışsınız geçici bir hafıza kaybı yaşıyor olabilirsiniz sakın korkmayın.Şimdi anlamıştım neden o insanları tanımadığımı...
-
5.
+3Hastahaneye giderken yolda bir çiçekçiye uğrayıp binbir çeşit çiçekten bir buket yaptırdıktan sonra hastaneye gittik. Melisin olduğu katta durduk fakat onun yan odasına girdik.Şaşkınlığımı gizleyememiş olucam ki patron ne oldu diye sordu,yok bir şey efendim dedim. içeride en az 90 yaşında bir teyze vardı. Patron elini öptükten sonra kafasıyla benimde öpmem için işaret verdi. Ardından annecim nasılsın iyi misin vs muhabbet ettiler. Patronun süt annesiymiş Pakize Hanım. Tuvalete gidicem diye izin isteyip, Melisin odasına girdim. Melis ne kadar çabuk özledin beni diyerek güldü. Melis yan tarafta baban var dikkat et dedim. Nasıl ya falan dedikten sonra durumu anlattım. Melis gitmeden yine kulağına bir şey diyicem gelir misin dedi, yemezler diyip sırıttım.Bu sefer gercekten bir şey diyicem dedi, yanına gittim ve eğildim. Yine yanağımdan öpmüştü bir erkek için güzel bir şey olabilirdi ama ona karşı bir şey hissetmediğim için bana zulüm oluyordu. Görüşürüz diyerek odadan çıktım,onu üzmek istemiyordum ama her erkeği böyle elde edebileceğini düşünmesi beni ondan uzaklaştırıyordu. Pakize anneyle biraz daha muhabbet ettikten sonra odadan çıktık. Henüz birkaç adım atmıştık ki karşımıza Efe ve Banu çıktı.Efe hayırdır oğlum noldu dedi Murad Bey.Şey ben şey Pakize anneyi ziyarete gelmiştim dedi kekelereyerek. Banuda nasıl ya biz Melise gelmedik mi demesiyle sıçtığımızın haberide gelmişti. Murad Bey Melis mi ne alaka diye sordu. Banu yine lafa atlayarak aaa haberiniz yok mu bizim saf Melis intihar etmeye çalışmışta. içimden en az benim kadar Efeninde sövdüğüne emindim. Murad Bey hadi Banucum beni Melisin yanına zütür dedi ve bize pis bir bakış atarak Melisin odasına girdiler.Efe Banunun arkasından bitirdin bizi be Banu dedi. Durumdan sinirlerim bozulmuş olacakki gülmeye başladım,Efe'de bana katıldı. Hastanenin içinde katıla katıla gülüyorduk. Hemşirenin uyarısıyla kendimize geldik. Durumun ciddiyetini farkettikten sonra odaya girdik. Melis babasına vallahi söylicektim babacım, yemin ediyorum söylicektim diyordu. Murad Bey tamam kızım sen iyi olda gerisinin bir önemi yok diyerek Melise sarıldı. Efede bensiz olmaz diyerek onlara katıldı. Bildiğiniz karşımda örnek aile tablosu vardı, bende ayakta onları izliyordum. insan bir şeyden haberi yokken ne kadar mutlu diyordum içimden. Murad Bey karısının onu aldattığını,Efe Bey kardeşinin öleceğini;ikiside Murad Beyin mafya olduğunu bilmiyordu. Murad ve Efe Bey yerlerine oturduktan sonra konuşmaya devam ettiler. Melis sürekli bana bakıyordu, Murad Bey fark etmiş olacakki bana dönerek bundan sonra Melisin şöförü olacaksın, beni şirketteki çocuklar alır sabah-akşam dedi. Murad Bey Melis mutlu olsun diye her şeyi yapıyordu. Bende emredersiniz efendim diyerek karşılık verdim. Melis çok mutlu olmuştu, galiba düşündüğüm gibi tutunacak bir dal arıyordu kendine. içimden birinin mutluluğu için kendi mutluluğunu erteleyebiliyorsan o zaman gerçek bir olabilirsin dedim. Sonra sen neymişsin be abi dedikten sonra odadan çıktık. Melisin yanında yarın çıkacağı için kimse kalmayacaktı.Eve doğru giderken Murad Bey ailem benim için çok önemli, onlar için her şeyi yaparım dedi. Kızım seninle mutlu oluyor, sakın onu üzme dedi ve gülümsedi.Ne diyeceğimi bilemediğim için onaylarcasına kafamı salladım.Eve gittiğimizde annem sofrayı kurmuş Murad Bey bekleniyordu. Yemekler yendikten birkaç saat sonra bende yattım, uyumayı çok seviyordum ve bugün cidden yorulmuştum. Ertesi gün Melisi almak için hastaneye gittim. Melis ön koltuğa oturdu, arabayı eve doğru sürmeye başladım. Melis hadi beni kahvaltıya zütür dedi. Melis yorgunsun olmaz dediysemde zorla geçen gittiğimiz mekana yakın bir yere gittik. Kahvaltıda adeta beni gözleriyle yiyordu. Melis güzel olabilirdi ama benim bir ilişkiden beklediğim bu değildi. Melis dahada ileri giderek elimi tutmaya başladı. Geçen gece için özür dilerim, sarhoştum anlarsın ya dedi ve güldü.Önemli değil birdaha bu kadar içmemen gerektiğini anlamışsındır heralde dedim. Kahvaltımızı yapıp eve gittikten sonra eve gittik. Buket Hanım evde yoktu, dün kızı neredeyse ölmek üzereydi ama kadının umrunda bile değildi maalesef. Melisin halsiz halini görerek koluna girdim. Melis tamamen yükünü beni üstüme bırakmıştı neredeyse bu böyle olmayacak diyerek kucağıma aldım ve merdivenlerden çıkarmaya başladım. Odasına girip yatağına oturttuktan sonra sende iyi alıştın haaa dedim. Gülerek sende alıştırma dedi.Çok fazla uzatmayarak kapıya doğru yöneldim. Melis ya ama ben nasıl üstümü çıkarıcam şimdi desede duymamış gibi yaparak dışarı çıktım. Annem Emrah kaç gündür yok, çok endişeleniyorum dedi.Tümünü Göster
-
6.
+2Eve yaklaşınca arabayı sağa çek dedi, sağa çektim ve sustum onun konuşmasını bekledim. Sonunun o içeride ateş ettiğim adam gibi olmasını istemiyorsan kimseye bir şey söylemeyeceksin dedi, sözcükleri sakin ve tane tane söylüyordu.Öyle söyleyince adamdan daha çok korkmaya başlamıştım. Zaten daha ne kadar korkabilirdim altıma işemiştim korkudan. Beni anladın mı diye bağırdı bir anda. Yutkunarak anladım diyebildim sadece.Şimdi al şu parayı arabayı yaptır dedi ve telefon numaramı istedi. Gideceğim yerin adresinide aldıktan sonra onu eve bıraktım. Arabayı servise bırakıp dolmuşla eve döndü. Adam bana on beş tane iki yüzlük vermişti,ilk defa bu kadar çok parayı bir arada görmüştüm ama o arabada bu kadar ucuza tamir olmaz diye düşündüm demekki bu paraları ödül olarak vermişti. Saat daha sabah 11 idi. Alara ve Melis hamak keyfi yapıyor, annemde onlara servis yapıyordu.Ama melis eskisi gibi davranmıyordu anneme daha kibar konuşuyor, rica ediyordu bu haraketi önceki şeyleri unutturmaya yetmişti şimdilik. Paraları odamdaki çekmeceye sakladım ve kilitledim. Ardından babama yardım etmek için dışarı çıktığımda annem babamın alış verişe gittiğini söyledi. Anneme bundan sonra benim alış-verişe gideceğimi, babamın birdaha gitmemesini söyledim. Melis,Fatih bir bakabilir misin diye seslendi. Yanlarına gittim buyrun hanımefendi,ne istemiştiniz dedim.Ya ben sevmiyorum öyle lafları anneme söyle yaşlı işi one vs yine boş boş konuşuyordu. Tamam Melis dedim, yüzüme baktı aha yine bir şey diyecek diye beklerken tamam Fatihçim dedi gülümsedi. Alara peki artık alış-verişe gidebiliriz değil mi dedi.Ben yine bir şey demedim. Melis yarın gidiyoruz o zaman dedi ve ben biraz uyumak için odama geçtim. Malum o kadar olay oldu ve dışarıda rahat uyuyamadım. Uyandığımda saat akşamüstü beş civarıydı.
-
7.
+2Sabah üzerimde battaniye ile uyandım.Her tarafım tutulmuş, birazda boğazlarım ağrıyordu. Telefonun saattine baktım saat 7 ye geliyordu.Eve gidip üzerimi değiştirdim, içeride biraz atıştırıp arabaya gittim. Patron bindi arabaya, nereye gidiyoruz efendim dedim. Sanki söylesem zütürebileceksin dedi baya bir züt olmuştum, sustum bir şey diyemedim hak etmiştim çünkü. Yine bizi izbe bir yere zütürdü yarım saate gelicem dedi ve arabadan indi. Yarım saat oldu adam gelmedi, dakik olduğu için biraz garibime gitti on dakika sonra silah sesi gelince hasgibtir sıçtık dedim sesli olarak. Kaçsam mı diye düşündüm fakat kaçamazdım, ihanet edemezdim kimseye. Ardından patron koşarak arabaya bindi.Çabuk sür diye bağırdı.Ama efendim silah dememe kalmadan kes sesini, konuşma sür diyerek yine bağırdı. Birkaç dakika sürdüm, dikiz aynasına baktım iki araba bizi takip ediyordu yada bana öyle gelmişti. Anlamak için saçma bir yola girdim ve onlarda peşimizden geldi. Patron napıyorsun sen, nereye gidiyoruz diye bağırdı. Beyefendi galiba takip ediliyoruz dedim. Adam arkasına döndü ve bana kurtulabilir misin bunlardan dedi. Cevap veremedim dondum kaldım o an.içimden neye düştüm ben böyle *** diyerek sövdüm. Patron bağırarak bir daha sordu kurtulabilir misin sana diyorum. Denerim dedim sadece. Adamlarda reklamda gördüğüm son model passat vardı ama altımdada AUDi A6 vardı boru değildi hani.Şehri bilmiyordum ama tanıdık geldiğini söylemiştim. Saçma sapan yol ayrımlara,ara sokaklara girdikten sonra dikiz aynasından bir daha baktığımda arabalar yoktu ama bende arabanın neredeyse her yanını sürtmüştüm kaçarken.Eve doğru sür dedi ve ardından telefonunu çıkardı Süleyman çocukları topla bizim eve gel dedi,ama eve girmeyin dışarıda bekleyin diye ekledi.Eve gidince bir daha aradı benim dün gittiğim sote mekanı tarif etti, oraya gelmelerini söyledi. Oraya gittik arabadan indi sen burda kal dedi bana. Korkudan altıma yaptığım için îlk işim torpidodaki peçetelerle pantolonumun ıslaklığını azaltmaya çalışmak oldu. Patron birkaç dakika sonra arabaya bindi ve eve gidelim dedi.
-
8.
+2Arabayı denize karşı sote bir yere çektim. Düşünmeye başladım, Allahım benim günahım ne,neden bir kere bile sevindirici bir şey olmuyor dedim arabanın içinde bağırarak. Denize baktım biraz, ardından radyoyu açtım. Göksel-Denize Bıraksam Kendimi çalıyordu, ekranda öyle yazıyordu yani. Ulan istanbul dedim bu kadar güzel olmasan kimse katlanamaz burada yaşamaya. Havan kirli, insanların değişik. Arabanın saatine baktım saat beşe geliyordu. Annem telefon almam için biraz para vermişti malum şöfördüm artık. Sarıyere inip biraz dolaştıktan sonra telefoncuya girip ucuz kameralı bir telefon aldım kendime ve birde hat tabiki. Saat 7:30 civarı şirketin önünde beklemeye başladım ve patron yine sektirmeden sekizde arabadaydı.Eve gittik. Yemek faslı bittikten birkaç saat sonra herkes odalarına çekildi. Bende yine hava almak için bahçeye çıktım,bu zamanlar hava çok güzel oluyordu ne sıcak ne soğuk. Hamağa oturdum gözlerimi kapattım, havayı içime çektim. Gözlerimi açtığımda karşımda Melis vardı, kalkıp gitmeye niyetlendim lütfen oturur musun dedi ve yanıma oturdu. Konuşmuyor,sadece yüzüne bakıyordum. Bana davranışım için özür dilerim dedi.O an dondum kaldı e diyeceğimi bilemedim bayan EGO benden özür diliyordu ve devam etti zor zamanlar geçiriyorum babam çok üstüme geliyor, sevgilimden ayrıldım, arkadaşlarım bir bir benimle küsüyor dedi.Ben yine susmaya devam ettim çünkü yediremedim kendime sürekli aşağılayıp, ezip özür dilemek çok adaletsizce geldi bana. Kalkıp gidemezdim ama susabilirdim ki öyle yaptım. Biliyorum yeni geldiniz buraya alışmaya çalışıyorsun, babam anlattı eviniz yanmış falan dedi. Elini uzattı arkadaş mıyız diye sordu. Bayan EGO beni ters köşeye yatırmıştı. Bende elimi uzattım sonuçta kız özür dilemişti hiç takmayabilirdide. Ardından kafamı salladım onay verircesine.iyi geceler dileyip eve girdi. Bende biraz daha yıldızlara baktıktan sonra gözlerimi kapattım, hamakta uyuya kalmışım.
-
9.
+2Mecburen giyinip yanına gittim. Melis hazırım ama bana neden arkadaşın gibi davrandığını anlayamıyorum,ben sadece bir çalışanım biliyorsun dedim.Oda tamam işte ben spora gidiyorum sende benimle geliyorsun, yani emrettiğim şeyi yapıyorsun dedi üstüne bastırarak. Bunu gelmem için yaptığını bildiğim için üstünde durmadım fazla. Yürüyerek sahile indik, biraz koştuk. Spor yapmadığım için çabuk kesildim oda bakıp bakıp gülüyordu halime.Çok değişik hissetmiştim o an,sanki sevgilimle berabermişim gibiydi.Bu kadar yeter diyerek bir taksi çağırdı, yürürdük desemde sen şimdi yere yığılır kalırsın falan uğraşamam dedi. Yine alttan alttan laf sokuyordu. Babası kadar olmasada fena sayılmazdı.Eve döndüğümüzde annem ve babam evde yoktu. Odamdaki masanın üstünde annemin bıraktığı bir not vardı.Bir akrabaya gidicez haberin olsun, saat 1 gibi döneriz diye yazmıştı annem. Mutfağa gidip birşeyler atıştırırken yukardan gelen Fatih çabuk gel sesini duydum.Ses banyodan geliyordu. Direk içeri daldım, Melis üstünde bornoz yerde ayağını tutuyordu. Kucakladım ve odasına zütürdüm. Neresi acıyor dedim sağ ayak bileğini gösterdi. Ambulansı aramamı ister misin dedim, hayır gerek yok o kadarına dedi.Ne yapalım o zaman dedim.Şu çekmecede krem var biraz ovalar mısın dedi. Bende kremi alıp sürdükten sonra masaj yaparak ovalamaya başladım. Ovaladığımda yavaşça ve sessizce ahh diyordu.O an kendime mukayyet olamayacağımı hissettim için bu kadar yeter diye düşünüyorum dedim.Oda ama hala çok acıyor vs derken çoktan çıkmıştım odadan.
-
10.
+2Melisin fiziği sürekli spor yaptığı için mükkemmeldi ve öyle bir kız yanınızda bornozla yavaşça ahhlarken sizin kendine hakim olmanız gerçekten zor olurdu. Bende bunu hissettiğim için kendimi direk dışarı atmıştım.Bir şeyler daha atıştırıktan sonra telefonumun saatini kurdum ve uyudum. Kalktığımda saat 1:20 civarıydı.ilk önce banyoya girdim ve ardından dışarı çıktım. Annem babam elleri kolları dolu geliyordu. Yanlarına gittim ve yardım ettim. Kıyafet,ayakkabı envai çeşit şey almışlardı. Bende biraz patavatsızlık edip piyango vurdu heralde diyerek kendimce güldüm. Annem ilk maaşlarının peşin yattığını söyledi. Yüzündeki ifadeden şakamdan hiç hoşlanmadığımı anlamıştım. Annem yemek hazırlıkları yaparken, babamda bahçe ile ilgileniyordu, Melis ise hala odasından çıkmamıştı. Bende arabaya bakıp geleyim diyerek evden çıktım ve dolmuşla servise gittim. Daha işi var gibi gözüküyordu ama usta yarın gel al dedi. Usta bunun parasını nasıl halledicez diye sorduğumda hallettik biz o işi Murad Beyle dedi. Düşündüğüm gibi Patron bana vermişti o paraları. Dönüşte Emrah'ın durağına uğramak geldi aklıma. Beni terslese, küfürde etse kardeşimdi o benim. Durağa gittim, Emrah nerede diye sordum o puşt artık burada çalışmıyor cevabından sonra çok şaşırdım. Neden diye sordum sadece. Adamlar patrondan ona düşen parayı arttırmasını istediğini, arttırmayınca olay çıkardığını, yumruk attığını, söverek sinirle gittiğini söyledi.O gün o yüzden öyleydi diye düşündüm. Peki bu çocuk ne yapıyordu düşünmeden edemedim.Ev yakın olduğu için yürüdüm, gittiğimde Efe arabasını park ediyordu.
-
11.
+2Yanında sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın vardı. Bana göz ucuyla kapıyı aç dedi. Hatunun boyu benden uzundu, içimden böyle adamın böyle sevgilisi olur dedim. Arabadan inince kulağıma eğilip, bundan sonra arabada yengeni görürsen kapıyı aç dedi ve sırıttı. Bende emredersiniz diye karşılık verdim. Hiç gözüktüğü gibi zengin, şımarık değildi tabi bazı davranışları hariç. Akşam yemeğinden sonra patron konuşmak için yanına çağırttırdı. Purosunu yakmış, yine sessizce otur dedi. Bana kendinden bahset dedi.Ne desem bilemediğim için iyi huylu, dürüst,güvenilir biri olduğumu düşündüğümü söyledim. Sana güvenebilir miyim diye sordu. ilkönce adam bana mı yazıyor diye düşünsemde işin ciddi olduğunu bildiğim için evet güvenebilirsiniz dedim.Ama içten içe tutuşmaya başlamıştım acaba şimdi benden ne isteyecek diye. Benim bazı teslimatlarım oluyor, kendisine güvenebileceğim birilerini arıyorum, benim adamların kafası basmaz çoğu şeye yapabilir misin dedi. içimden tak yoluna gidicem diye düşünsemde, kabul etmezsem yine tak yoluna gideceğimden yaparım dedim. Tamam yarın yine seninle bir yere gidicez, şimdi gidebilirsin dedi. Odadan çıkınca içten içe korksamda kapıcılık yaparken, mafyanın içine girmek bir özgüven vermişti.Şaşkınlığımı atmak ve düşünmek için hamağa oturdum.
-
12.
+2Ulan dedim hayatımı film yapsalar kapalı gişe oynar. Kapıdan giren kardeşimi gördüm, yalpalayarak yürüyordu. Yanına gittim, kolundan sertçe kolundan tuttum. Oğlum sen akıllanmayacak mısın,tam düzeldin diyoruz gidip milleti dövüyorsun durduk yere diye bağırdım. Yine sarhoştu,kes be diye bağırdı. Aşırı sinirlendim,bir tokat patlattım sarhoş olduğu için hemen yere düştü. Keşke seni dövdükleri gün öldeydin, keşke evi yaktığım gün hepiniz orada ölseydiniz diye bağırdı. Yine şok geçiriyordum.Lan a*ına kodumun sen mi yaktın evi diyip, tekme attım. Madem evi yaıyorsun niye kaçmadın, kendinde mi nefret ediyorsun dedim. Evden kaçarken halının çıkıntısına takılıp düştüm, kafamı kaloriferin kenarına vurmuş bayılmışım, uyandığımda sen karşımdaydın sonra beni kucaklıyıp dışarı çıkardın dedi. Bunu sinirim geçene kadar bir güzel dövdüm orada. Yavaşça ayağa kalktı, bitiricem oğlum seni millet öldüremedi ben öldürücem diye bağırıp gitti. Ulan bir günüm normal geçmiyorki, insan neden kendi ailesini öldürmeye çalışır aklım almıyordu. Millettekide ne biçim uyku diye düşündüm o kadar bağırdık, küfür ettik kimse uyanmadı a*k.Gidip hamağa uzandım, yine uyuya kalmışım.
-
13.
+2Bahçeye çıktım, kimseyi göremeyince dolaşmaya başladım. Babam alış-verişten yeni dönüyordu, koşup elindekileri aldım. Beraber mutfağa taşıdık, özel şeylerini evdekiler kendileri alıyordu biz sadece mutfak, tuvalet ihtiyaçlarını vs alıyorduk. Murad beyin odasından sesler geliyordu, yukarı çıktım. Buket Hanım biriyle hararetli bir şekilde konuşuyordu. Aşkım gelemem söyledim ya Murad burda, anasına bak kızına al dedim. Adamın koruma ordusu var ama karısına sahip çıkamıyor diye düşündüm kendi kendime. Kadın bende özledim,son buluşmamızda çok iyidin vs konuşuyorduki bu kadar dinlemek yeter diye düşündüm ve aşağı indim. Annem karnımızın aç olduğunu düşündüğü için ben ve babama yemek koymuştu,bir güzel yedik. Melis evde yoktu,Efe'de sabahtan yoktu zaten. Birkaç saat sonra yine tüm aile yemeğîni yemiş, keyif sigaralarını içiyorlardı. Buket Hanım sanki aldatmıyormuş gibi Hayatım, aşkım diyordu Murad beye. Hayata bak dedim o kadar paran var, adamın var karın hala seni aldatıyor. Millet yatınca yine klagib olarak hamağa yöneldim, burada stres atıyor adeta yenileniyordum. Yine burada uyuyakalmamak için odama döndüm ve uyudum. Sabah kalktığımda saat 7:30 a geliyordu. Fakat Murad Bey evde yoktu, gitmişti.Fırsat bilerek tekrar uyumaya yeltensemde Melisin bağırışlarıyla uyanmak zorunda kaldım. Fatih hadi güzel bir gün bizi bekliyor diye bağırıyordu, bana niye böyle davranıyordu anlamıyordum. Ardından üstüne spor bir şeyler giy, spora gidicez, bekliyorum diye bir daha bağırdı. Haydaaa dedim, sabah sabah nereden çıkmıştı şimdi.
-
14.
+2http://youtu.be/F9vA7L8H4nc
Sabah Melisin dürtmeleriyle uyandım.Hadi ama uykucu saat 8 e geliyor,babam bekletilmeyi sevmez dedi.Bende beklemez direk sıkar valla zaten dedim içimden.Ayağın nasıl oldu diye sordum.iyi ama hala ağrı oluyor arada,kremi sürerken zorlanıyorum yine gelip sürer misin dedi.içimden a*k bir insan nasıl zorlanabilir krem sürerken desemde tamam dedim.Annem sofrayı kurmuştu,Melis Hanım buyurun diye seslendi.Bende üstümü hemen giyinip arabaya yöneldim.Efe camı tıklattı,camı açtım.Bugün yengeni biryerden almanı isticem benim şirkette işim var dedi ve numaramı istedi.Adresi mesaj atarım dedikten sonra gitti.Patron arabaya bindi ve sür dedi.Ormanın içinde,göle manzarası olan,havuzlu bir köşke geldik.Girişte iki tane öküz gibi güvenlik vardı.içeri girdik,patronu indirdim,arabayı park ettim.Patron gel diyerek kafasıyla işaret etti.Korumaların korkutucu bakışları arasında içeri girdim.patron deri koltuğuna oturduktan sonra içerideki korumalara seslenip viski getirin buzlu olsun dedi.Karşısına oturmam için yine kafasıyla işaret etti.Buraya senden önce çok kişi oturdu,ama bazıları bize ihanet etti,burada hepsi yalavarak ve çığlık çığlığa öldü.Şimdi tekrar soruyorum sana güvenebilir miyim dedi.Ben korkudan ağlamak üzereydim,yutkunarak evet efendim dedim.Oğlum alın bunu ne yapacağını anlatın dedi.Beni bir odaya soktular.Murad Beyin sağ kolu olduğunu tahmin ettiğim Süleyman pala bıyıklarını düzelttikten sonra eliyle masaya vurdu.Burası ananın kucağına benzemez,korkuyorsan gibtirolup gidebilirsin,bizim korkaklarla işimiz olmaz dedi.Ben bir şey söyleyemedim çünkü korkmuştum.Yanına iki adam vericem ve bundan sonra teslimatları sen yapacaksın dedi.Sakın içinde ne olduğunu merak etmeye kalkıp bakmayı düşünme diyerek sert bir bakış fırlattı.Cihat,Mete anladınız mı diye yanındaki adamlara bağırdı.Cebinden kese kağıdı içinde yüklü bir miktar para çıkarttı.Yarısı şimdi,yarısı iş bittikten sonra dedi.Bizde işler böyle yürüyor babamın oğluda olsan burası böyle diyerek yine sert sert bakmayı sürdürdü.Anladım dedim.Cihat,Mete hadi hazırlanın çıkıyorsunuz dedikten sonra çıkıp gitti. -
15.
+2Arabayı markete doğru sürdüm, arabadan indim. Anayolun kenarında küçük bir A-101 vardı. Fiyatlar ucuz olduğu için ister istemez fazla alış veriş yaptım. Melisin gönlünü almak istercesine ateşte mısır hariç ne güzel gider diye sordum kasiyere.Abi maşmelov denen bir şey var benim manita hasta oluyor valla dedi ve güldü kasiyer. Yerini bulup 2 paket aldım, aldıklarımın parasını ödeyip arabaya eşyalarla arabaya bindim.Eve gittiğim, kapıyı çaldım içeride kisme yoktu. Saksıdan anahtarı alıp içeri girdim. Etleri pişirmek için kömürlükteki mangalı dışarı kurdum, yaktım.Kömürün zehirleyici etkisinin gitmesini beklerken Melis geldi. Elinde bir poşet vardı, sana mantar topladım dedi güldü. Beni öldürmek istiyorsan mantarla yapma acı çekmek istemiyorum dedim ve güldüm. Melis içeri girip mantarları yıkayacağını söyledi. Bende yavaş yavaş etleri mangala atmaya başladım. Elinde bir nezle dışarıdaki masayı silmeye başladı Melis. Onun hiç böyle biri olduğunu tahmin etmemiştim.Şaka yollu maşallah maşallah dedim gülüştük. içeriden salatayı getirdi, etleride masaya koyduktan sonra neredeyse her şey hazırdı. Melis bir şey unuttum diyip, içeri girdi. Elinde mahsendeki şaraplardan biri vardı.O gün araba kullanmama neden olmadığı için abartabilirdim ama yanımda Melis gibi bir tehlike olduğunu bildiğim için yine çok fazla içmeyecektim. Etlerimizi yiyor, şaraplarımızı tadıyorduk. Melis şarapım kalitesi nasıl anlaşılır biliyor musun dedi. Kadehini kaldırdı ve sağdan sola yavaşça döndürdü.Şu kalan yağ tabakasını görüyor musun işte bu şarapın kalitesini anlamanın bir yolu dedi. Melisin uç davranışları olabilirdi ama çok kültürlü bir insandı, yetiştirilme tarzı, okuduğu okullara gitmek her insanın yapabileceği şeyler değildi. Melis yine uzun uzun gözlerimin içine bakıyor, şarabın etkisiyle sallanıyordu. Saat 6 ya geliyordu, orman olduğu için hava hafiften esmeye başlamıştı. Masayı beraber toplayıp içeri geçtik. Melise sana bir süprizim var diyerek maşmelovları getirdim. Melisin mutluluğu yüzünden okunuyordu, kasiyerin tavsiyesi işime yaramıştı. Melise fakat nasıl yapıcaz bilmiyorum dedim, yanıma yaklaştı yavaşça elini yanağıma zütürdü ben hallederim dedi. Yavaşça yanağımdan ellerini çekti ve içeriden iki tane çubuk getirdi. Maşmelovu ucuna geçirip, şömineye doğru uzattı. Bende aynısını yaptım, biraz bekledikten sonra yedik gerçekten güzel olmuştu. Melis bittikle bardağının çeyreğine kadar şarap dolduruyor, banada koyuyordu.Ben yavaş devam ediyordum. Melis ben banyoya giricem, bugün yaşadıklarımız çok bunalttı beni dedi. Bende dikkat et kafan çok yerinde değil desemde, dinlemeyecek yukarı çıktı. Birkaç dakika sonra canım sıkıldı, radyoyu açtım.Şaşırtıcı şekilde sürekli eski şarkılar çalıyordu, spiker nostalji kanalı olduğunu söylemişti.Şimdi sizleri Eurovision'a zütürücez,ilk Eurovision şarkımız Semiha Yankı ile Seninle Bir Dakika dedi. Gerçekten çok güzel bir şarkıydı. Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle irkildim. Melis üstünde bornozuyla odaya geldi. Elinde çakmak masanın üstündeki şamdanları yakmaya başladı. Ayakta onu izliyordum ve bir anlam vermeye çalışıyordum. Melis dememle bornozunun belindeki kuşağı çıkardı ve bornozunu üstünden attı. Melis napıyorsun sen diyebildim çatallı bir sesle, yutkundum.Gel buraya dedi sessizce, olmaz Melis yapamam dedim.Bir anda gözleri doldu gerizekalı ben sana aşık oldum dedi sesi giderek azalırcasına. Benimde gözlerim dolmuştu Melis yapamam olmaz, aşık oldum diyorsun aşk bu değilki sevmek sevişmek değilki diyordu. Radyodan gelen Semiha Yankının sesi duyuldu o an sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika... Duydun demi Melis dedim, sevmek bir ömür sürer ama ben seni sevmiyorum sevmediğim biriyle bunu yapamam dedim. Melis artık bağırarak ağlamaya başlamıştı, dizlerinin üzerine çöktü halıya kapanıp ağlamaya başladı. Melis üstünü giy, üşeyeceksin demeye çalışsamda Melis bir yakını ölmüşçesine katıla katıla ağlıyordu. Yanına gittim,diz çöktüm. Sarıldım o an aklımdan hiçbir şey geçmiyordu onu teselli etmekten başka. Melisin kulağına özür dilerim,ama aşık olmadığım biriyle bunu yapamam dedim. Melis kalbini tutarak nefes alamıyorum diyordu sessizce.O an çırılçıplaktı ve nefes alamıyordu acilen hastahaneye zütürmem gerek dedim kendime. Koşarak üst kata çıkıp pantalonunu ve tshirtini getirdim.Çabuk olmaya çalışarak zar zor giydirdim.iç çamaşırlarını giydirmek için vaktim yoktu. Kucağıma alıp arabanın arkasına yatırdım, üstüne montumu örttüm. Arabanın anahtarı içeride kalmıştı, sinirle kapıya yumruk attım o anlık sinirle. Galiba elimi kırmıştım, içeri girdim anahtarı aldım ve koşarak arabaya bindim. Ağlıyordum ve demin bana kendimi teslim edecek kadar aşık olan kız arkada ölüyordu. Belkide benim yüzümden ölüyordu. Arabayı hayvan gibi sürüyordum, elimin acısını unutmuştum o an.1 saatte geldiğimiz yolu yarım saatte geri dönmüştüm. Acıbademe çekip, Melisi yine zehirlendiği gün gibi kucağıma aldım. Melisin gözleri kapalıydı ve tepkilerime cevap vermiyordu. Yanağından,alnından, boynundan her yerinden öpüyordum. Nolur uyan Melis nolur diye ağlıyordum. Melisi sedyeye aldılar, dizlerimin üzerine çöktüm, ağlıyordum... Hemşire siz yakınımısınız diye soruyordu, sadece yüzüne boş boş bakıyordum. Sesler kegibleşiyor, görüntüler sallanıyordu. Bayılmışım...Tümünü Göster
-
16.
+2Uyandım ve kahvaltı için mutfağa gittim. Annem Melisin uyanınca haber versin dediğini söyledi. Bende o kadar meraklıysa gelsin kendisi baksın bari dedim kısık sesle. Annem güldü, hadi tamam öyle deme patronun kızı sonuçta dedi. Melisin odasına gidip, Melis Hanım uyandım haberiniz olsun dedim. içeriden Hanım demek yok dedi. Emredersiniz dedim ve kahvaltı için mutfağa girdim. Kahvaltımı yaptıktan küçük bir çantaya eşyalarımı koyup aranın arkasına erleştirdim. Melis pembe ve kocaman bir valizle-sanki 3 ay kalacakmışız gibi-merdivenin oradan bağırıyordu. Valiz cidden ağırdı, merdivenden indirirken zorlanmıştım. Güç bela arabanın bagajına koyduktan sonra Melis dağ evine bu arabayla gitmicez dedi. Bende başka araba mı varki dedim saf gibi Melise. Melis sadece gülümsedi ve arabaya bindi. Arabaya bindim ve Melisin tarifleriyle garaj gibi bir yere geldik. içerideki adam koşarak Melisin kapısını açtı. Melis teşekkür edip bana bakarak hangisiyle gidelim dedi. içimden oha a*k dedim, insan düşünemiyormu benim babam nasıl bu kadar zengin dedim. Murad Beyin Q7 sinin turuncu renkli olanı vardı. Arabanın şehvetine kapılarak bu olsun dedim. Avni efendi anahtarı alabilir miyiz lütfen dedi. Adam 2 saniye içinde gidip anahtarı getirdi. Melis çantasından bir yüzlük çıkarıp adama uzattı ve teşekkürler Avni bey dedi. Arabanın anahtarını Avni Beye verdikten sonra güzelim Q7 nin içine bindim. Araba olduğunu bilmesem tank olduğunu düşünebilirdim. içimden daha geçen ay ekmek parasını düşünürken şimdi hangi arabaya binicem diye düşünüyorsun dedim. Allaha bir daha Şükrettikten sonra kontağı çevirdim ve garajdan çıktım. Melis nereye gidiyoruz diye sordum.Siz dün Alarayla nereye gittiyseniz oraya dedi. Sinemanın önüne çektim arabayı, geldik dedim. Elimden tuttu ve içeri girip hangisine gittiniz diye sordu. Adeta kafayı yemişti,bu nasıl bir duygu olabilir diye düşündüm içimden. Starwars afişini görüp buna gittik dedim. Bana yalan söyleme diyerek gözlerini büyüttü. Arabada niye delibal hakkında konuşuyordunuz o zaman dedi.Hah afferin dedim manyak bananın manyak kızı başka ne olabilirki. Biletleri alıp biraz bekledikten sonra içeri girdik. Film başladı, Melis kucağıma kafasını koymaya çalışıyor bende bacaklarımı çekmeye çalışıyordum. Sessizce emrediyorum dedi, bende çekmedim. Onun kölesi gibi bir şeyiydim kısacası. Yarıda kendime gelmek için tuvalete gittim, yüzümü yıkadım. içimden Allah kurtarsın valla benim işimde zor dedim, güldüm.Yerime döndüğümde Melis yoktu. Merak edipte hiç bakmadım bende, Melis sabrımı zorluyordu çünkü. içeri elinde mısırlarla girdi ve bana bakarak mısırsız sinemamı olur dedi, güldü.Film başladı Melis kıtır kıtır mısırı yiyordu,ben dahil herkes rahatsız olmuştu. Melis biraz yavaş diye uyardım. Sanamı sorucam be diye fısıldar biçimde bağırdı ve öyle yemeye devam etti. Arkadan lütfen biraz sessiz olur musun diye bir ikaz geldi ki haklıydılar. Melis beklediğim biçimde yemeği bıraktı,bir kaç saniye sonra ayağa kalktı ve onu diyen kişinin yanına gitti. Elindeki mısırı adamın kafasına boca etmesiyle adamın ayağa kalkması bir oldu.O anlık heyecanla yanına bir hışımla gittim. Beyefendi özür dileriz nolur falan desemde beni sevgilisi sanmış olacakki adam olsaydında sevgiline sahip çıksaydın dedi. Bende birincisi o benim sevgilim değil, ikincisi adamlığı senden mi öğrenicem lan diyip adama kafa attım.O an adrenalin patlaması yaşıyor, belkide hafızamı kaybetmeme dayak yemem neden olduğu için daha çok vuruyordum. Güvenlik görevlileri 1 dakikaya kadar anga gelebilmişlerdi,ama en sinirimi hala atamamıştım. Adamın yüzü kanlar içindeydi, benimde o an adrenalinden hissetmesemde dudağım patlamış, yüzümün çeşitli yerleri morarmıştı. Güvenlik beni dışarı çıkarmaya öalıştı, tamam ben çıkarım lan diyerek sinirle arabaya doğru yöneldim. Melis arkamdan koşar adım geldi ve arabaya bindik. Melis ağlamaya başlamıştı, dayanamayarak sende zırlama be şimdi seninle uğraşamıcam diye bağırdım. Melis sustu bir şey demedi, ardından vazgeçtim eve gidelim dedi. Bende yok sana söz verdim, olmaz dedim onu kırdığımın farkına vararak. Gerçi bir nevi onun için kavga etmiştim ama o bir bayandı ve nedense doğada her zaman dişiler haklı oluyordu. Melis hem senin yüzün bu haldeyken olmaz dedi, bende Melis sadece kalıp gelicez yüzüme ne alakası var dedim. Gezmiyelim direk oraya gidelim o zaman dedi, tamam dedim.1 saatlik yolculuğun ardından orman içinde bir malikaneye geldik. Melis saksının içinden anahtarı aldı ve kapıyı açtı. içeride eski ve pahalı olduğu her halinden belli olan koltuk takımları, masalar,şamdanlar vs bir sürü şey vardı. Melis alt kattada şarap mahseni var, üst kattada tuvalet, banyo ve odalar var dedi. Amerikan tipi mutfak vardı evin tam ortasında.Bir şömine ve şöminenin üzerinde eski bir radyo. Melis içeri girer girmez radyoyu açtı. Zeki Müren ah bu şarkıların gözü kör olsun diyordu. Melis yüzüm için pamuk, krem vb şeyler getirdi. Yüzümü temizledi ve tedaviye başladı. Canım çok yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum. Tedavi bittikten sonra Melis valizleri getirmem için bana yardım eder misin dedi. Melisin insafa gelmesi için dayak yemem gerekiyormuş anlaşılan dedim kendi kendime ve güldüm. Valizleri getirdikten sonra yukarı taşıdım ve Melis giyinmek istediğini söyleyip odasına girdi. Bende onun yan odasında kalacaktım.Üstümü değiştîrip daha spor bir şeyler giydim. Meliste öyle yapmıştı, beraber salona indik. Ormanın içinde olduğumuz için haliyle soğuktu evin içi ve biraz tozluydu. Melis evde temizlik yaparken benim gidip odun kırmam gerektiğini söyledi ve kömürlüğün yan tarafta olduğunu ekledi. Girişteki anahtarlıktan kömürlüğün anahtarı olduğunu tahmin ettiğim anahtarı alıp, kömürlüğe gittim .ihtiyacım olan malzemeleri aldıktan sonra fazla uzaklaşmayarak yıkılmış ağaçlar aradım.Bir kaç tane bulup aldığım darbelerin etkisiyle zar zor bir kaç parça kestim. Yüzüm yara bere içinde, elimde balta, ormanın içindeyim kim görse korkar kaçar heralde dedim ve güldüm kendi kendime. Odunları bir kaç defada taşıdıktan sonra eve girdim. Melis eşofman üstünü çıkarmıştı. Altında tayt, üstünde t-shirt le duruyordu. Elinde vilada yerleri siliyor, aynı andada Zeki Mürene eşlik ediyordu. Bana bakarak hadi şömineyi yak dedi. Kömürlükten bir kaç çıra aldıktan sonra odunları dizip şömineyi yaktım. Koltuğa oturduktan sonra Melisi izlemeye başladım, erkek olduğum için ister istemez hormonlar baskı yapıyordu. Göğüslerinin viladayla git gel yaparken sallanışı, kalçalarının dar taytı içindeki adeta beni çıkarın buradan diyerek bağırışı beni tahrik ediyordu. Kendime hakim olamayacağımı anlayarak ben şarap mahzenine bakıcam ve sonra alış verişe gidicem dedim. Melis tamam geç kalma, yalnız başıma korkarım burda dedi. Mahsene indiğimde her şarap bir bölümde saklamıştı. Altında kaç yılında nerede üretildiği ve neden yapıldığı yazıyordu. Cidden çok uğraşıldığı belliydi. Yukarı kata çıkıp Melise ben gidiyorum dedikten sonra arabaya binip etrafa bakınmaya başladım. Geldiğimiz yolda sağ tarafta küçük bir market gördüğüm aklıma geldi, oraya sürdüm.Tümünü Göster
-
17.
+2Beyler öncelikle özür dilerim, gerçekten şuku için değil ders dolayısıyla yoğun olduğum için yazamadım.Şuku vermesenizde olur canınız sağolsun. Saygılar...
-
18.
+2kimse bakmıyor sanma kardeşim biz bakıyoruz okuyoruz devam et güzel gidiyorsun
-
19.
+2Annemin hadi kalk sesiyle uyandım. Benim için kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltımı yaptıktan sonra üstümü giyinip arabada beklemeye başladım. Murad Bey arabaya bindi, benimle bir yerde konuşmak istediğini söyledi. Sahilde bir kafeye gittik, Murad Bey uzatmadan konuşmaya başladı.Tümünü Göster
Murad:Dün kızımın ne yapmaya çalıştığını gördüm.
Lan bu manyak arabaya kamera mı koydurmuş a*k dedim içimden
Murad:Senin ne yaptığınıda gördüm, başkası mesele olsa karşıma alıp konuşmazdım. Bana verdiğin sözden çıkmadın bunu taktir ettim. Orada senin yerinde başkası olsa aynı şeyi yapar mıydı bilmiyorum.
Korkmakla birlikte Murad Beyin benimle bir baba gibi konuşması beni etkilemişti. Dinlemeye devam ettim.
Murad:Daha önce kızımın birçok sevgilisi oldu, hepsi benim aile dostumun çocuklarıydı ve her şeyden haberim vardı.
Bende içimden daha geçen kızı eve çağırıolardı ya hadi neyse dedim.
Murad:Asla böyle bir şey olmasın demiyorum ama olursada benden saklamaya kalkmayın, öğrenirim.
Ben:Murad Bey ben sizin kızınıza karşı bir şey hissetmiyorum, buraya geleli fazla zaman olmadı. Kızınız bazı sıkıntılar yaşıyor. Belki birine bağlanmak-destek almak için bana öyle davranmıştır. Lütfen rica ediyorum aramızda kalsın benimle konuşurken sizin daha önce onun saçlarını hiç okşamadığınızı söyledi.
Murad:Bu dediklerinin hepsini biliyorum, işlerim çok yoğun biliyorsun.
Dedi ve ilk defa güldüğünü gördüm.O an karşımda bir mafya değil bir baba vardı ve onun verdiği güvenle rahat rahat konuşabiliyordum.
Murad:Benimde yaşım ermeye başladı, herkes benim güvenimi kazanamaz.Son yaptığın haraketle benim güvenimi sağladın.
Biraz daha konuşup mekandan ayrıldık. Bugün haftasonu olduğu için onu şirkete bıraktım.Eve döndüğümde Melise bakmak için üst kata çıktım. Melisin odasından ağlama sesleri geliyordu. Melis gelebilir miyim dedim.Git istemiyorum, hepiniz aynısınız dedi. içimden ulan aynı olsam seni orda öpmeyi geç neler neler yapardım dedim.Yan odada Melisin annesi yine sevgilisiyle konuşuyordu. Aşkım birazdan çıkıcam, tamam öptüm kapatıyorum diyordu sevgilisine. Koşarak merdivenlerden indim. Aşşağı indiğinde dinlediğimi fark etmiş gibi yüzüme pis pis baktı.iyi günler dedikten sonra evden gitti. Babam ve annemde dolaşmaya çıkmıştı tahminen,ev boştu. Güvenlik kulübesinden hiç çıkmıyordu.Çok az muhabbetimiz olmuştu onunla. Melisin kapısına gidip, hani biz Alarayla alışverişe gidecektik, ektin kızı dedim.Ses gelmedi. Melis diye kapıya vurarak seslendim, yine ses gelmedi. Kapıyı açmaya çalıştığımda kapı açılmadı. Omzuma kuvvet 2-3 demeyişten sonra kapıyı kırdım. Melisin elinde bir ilaç şişesi, diğer kolu yataktan sarkar vaziyette buldum. Melisi yavaş yavaş tokatlamaya başladım. Hiçbir tepki vermiyordu. ilaç kutusunuda cebime attım. Kucakladım,aşşağı indirdim. ister istemez ağlıyordum, içimden giberim ambulansını dedim. Melisi arabanın arka koltuğuna yatırdım ve öne geçtim. Bizi kovalayan adamlardan kaçtığım gün kadar hızlı sürüyor, ışık falan dinlemiyordum. Acıbademin önüne gelince kucağıma alıp içeri girdim. Yardım edin ne olur diyerek feryat ettim. Sedye getirdiler, doktora bir sürü ilaç içmiş diyip cebimden ilaçları çıkardım. Midesini yıkadılar ve odaya aldılar. Elimi tutuyordum belki hisseder burada olduğumu diye. Yavaş yavaş gözlerini açtı, beni görünce babama söylemedin demi dedi. Zaten heyecandan aklıma bile gelmemişti babasına haber vermek. Söylemedim dedim. Teşekkür ederim,iyi ki varsın dedi. içim bir değişik olmuştu, derin bir nefes aldım uyandığını haber vereyim dedim. Doktor gelip yarın çıkabilirsiniz, biraz bizimle kalması lazım dedi. Babasına ne dicem diye düşünürken Efeyi aramaya karar verdim.Efe Bey kız kardeşiniz şu hastahanede vs dedikten sonra önemli bir şeyi yok ama babanıza söylemeyin dedim.Efe elinde bir tomar çiçek ve yanında Banuyla geldi. Banu topuklu ayakkabı, kısacık bir etek, kızıl saçlar,1.80 den uzun boyuyla hastanedekilerinde dikkatini çekmişti.Efe benimle dağ evinde kaldığını söylerim merak etme dedi Melise. Melis halsiz haliyle çok sağol dedi.Efe Bey buradaysa ben artık çıkayım dedim. Melis kulağıma bir şey söylemek için yanına çağırdı ve bir anda yanağımdan öptü.Bir şey diyemedim Efe beyin pis pis bakışları arasında odadan çıktım.Eve gittiğimde annem ve babam hala yoktu.Ev sahiplerinin olmadığını fırsat bilerek televizyonun karşısına geçip biraz dinlendim. Telefonum çalıyordu, açtım.Murad Bey şirkete gelip onu almam için bir saat verdi ve telefonu kapattım. Televizyon izlerken uyuya kalmışım. Uyandığımda Buket Hanım karşı koltukta oturuyordu.Her şeyi duydun demi dedi. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum dedim. Bana yalan söyleme diyerek bana tokat attı, kendinize gelin ne yapıyorsunuz diyerek odadan çıkmaya çalıştım. Kolumdan çekip ne istiyorsun para mı, benimi istiyorsun diyip beni kendine çekmeye çalışırken elinden kurtuldum. Kocanıza yada başkasına bir şey söylemeyeceğim, paranızıda istemiyorum, yeter ki beni rahat bırakın diyerek odadan hızla çıktım. içimden nasıl bir insan bu ya dedim, evde kalmak tehlikeli olduğu için arabaya bindim ve sote mekanıma gittim. Melis ayrı dert, annesi ayrı dert dedim güldüm kendi kendime. Radyoyu açtım Duman-Senden Daha Güzel çalıyordu. Hayatın boyunca belki Melisten güzel bir kızla öpüşemeyeceksin ama sana yakışmazdı zaten dedim kendi kendime.Bir anda arabadaki kameralar geldi aklıma Allah'tan hep içimden konuşuyordum. Allah akıl fikir versin diyerek biraz dolaşmak için sahile indim. -
20.
+2Anne bende bilmiyorum dememle annemin ağlamaya başlaması bir oldu. Anneme sarıldım ve anne biliyorsun Emrah böyle bir çocuk merak etme bir yerden çıkar dedim. Burası istanbul yavrum adamı yer bitirir, küçücük mahalle değilki başının çaresine baksın dedi. Annemi teselli etmeye çalışırken telefonuma mesaj gelmişti. Babam kapıda gözükünce annem ağladığı belli olmasın diye bir şey istemiş gibi tamam yavrum sen git al şimdi falan dedi. Bende bozuntuya vermeden gidiyorum şimdi anne dedim. Babam hanım noldu ağladın mı sen dedi.Yok canım polenlerden dolayı dedi annemde. Dışarı çıktım, mesajı açtım. Mesaj Alaradan geliyordu. Mesajda yürüyüşe çıkıcam, gelirsen senide beklerim aynı yerde yazıyordu. istemsiz olarak sevinmiştim, Alara bana yaşadığımı hissettiriyor gibi hissediyordum. Tamam,aynı yerde diye cevap verdim. Odamda spor kıyafetlerimi giydikten sonra annemlere spora gidiyorum dedim ve sahile indim. Yine gidip aynı bakta oturdum, selam dedim. Selamda siz kimsiniz dedi,ses yabancıydı. Dönüp baktığımda Alara olmadığını fark ettim, içimden inşallah sapık var diye bağırmaz dedim. Kekelereyek kusura bakmayın ben burada birini bekliyordumda dedim. Karşıda hafif tempolu koşan Alarayı görünce rahatladım. işte arkadaşım, tekrar kusura bakmayın dedim ve Alaraya doğru yürümeye başladım. Alara kimdi o diye sordu, boşver şimdi dalga geçersin dedim.Oda hadi anlat insanı merakta bırakma dedi. Olayı anlatınca baya güldü,o güldükçe bende güldüm. Aşık olmaya korkuyordum, kendimi başkalarında aramaktan korkuyordum sadece belkide. içimden yaşa gitsin, yaşasanda bitecek yaşamasanda dedim.Bir an gaza gelerek sinemaya gitmek ister misin dedim Alaraya. Alara bu kılıklamı diyerek tebessüm etti.Ne olacak spor kıyafetleriyle giremezsiniz diye bir kural mı var dedim. Tamam hadi o zaman fakat sinema biraz uzak taksiyle mi gitsek dedi. Bende Murad Beylerin evinin yakın olduğunu oradan arabayı alıp gidebileceğimizi söyledim. Kabul etti ve eve doğru yürüdük. içeriden arabanın anahtarını aldım, Alara arabaya bindi. Bende arabaya binecekken Melisin camdan bize baktığını gördüm. içimden oğlum kimin arabasını izin almadan özel işlerin için kullanıyorsun dedim.Ama o an mutlu olmak istiyordum. Melisin sinirli bakışları arasında arabaya bindim. Filme gittiğimiz yer küçük bir yerdi. Tahminimce genelde yiğişmeye yer arayan çiftlerin uğrak mekanıydı. Alara Delibala gidelim mi dedi, bilmesemde olur gidelim dedim.(Bu arada hikaye kurmaca olduğu için filmlerin çıkış tarihlerini önemsemeyin, yeni çıktığını bende biliyorum).Biletlerimizi aldıktan sonra Aşk filmi olduğu için-yani afişten öyle tahmin ettim-mısır almadık. Filmedeki her duygusal sahnede Alaranın gözleri doluyordu. Kıvır kıvır saçları,bal rengi gözleriyle o kadar tatlı olmuştuki.Ona baktığımı farkeden Alara bir şey mi oldu dedi.Yoo dalmışım dedim. Film orda bak dedi ve gülümsedi.O gülümseyince bende mal mal gülümsüyordum. Kendime gelmeye çalıştım.Ara oldu, Alara tuvalete gitti. Bende dolan gözlerimi fark etmesin diye yüzüne bakmamaya çalışarak burda kalıcam dedim. Mutlu-mutsuz sahne farketmeden duygusal biri olduğum için gözlerim dolmuştu haliyle. Alara geldi ve film başladı. ikinci perdenin ortasına doğru Alara omzuma yattı. Sinema küçük olduğundan ve tahminimce rahat rahat yiğişebilsinler diye aralarda kol ve içecek koyma yerleri yoktu. Gözlerime baktı sen ağlıyor musun dedi. Hayır ya ışık gözümü rahatsız etti ondan sulandı biraz dedim. Hadi öyle olsun dedi ve filmi izlemeye devam ettik. Filmin sonlarına doğru çocuğun intihar ettiğini görünce bende oda ağlıyorduk. Film bitti, ışıklar açıldı. Alara cebinden çıkardığı mendille gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu.O kadarda değil abartma dedim ve güldüm.Ben gülünce oda güldü ve sinemadan çıkıp arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya bindiğimizde küçük çaplı film değerlendirmesi yaptıktan sonra onu evine bıraktım. Melis gibi değildi, Melis olsa öpmeye çalışır yada başka bir şey yapardı.Ama Alara sadece görüşürüz diyip arabadan inmişti. Fatih kendine gel dedim kendi kendime o kim sen kimsin.Şu altındaki araba bile patronunun, yaptığını öğrense kovacak belkide dedim. Zaten arabada kameralar vardı her türlü görmüştür diye düşündüm ve eve doğru sürdüm. Geldiğimde Melis odasının kapısını kitlemişti yine. Melis diye seslendim korkuyordum yine kendine bir şey yapacak diye. Bağırarak merak etme intihar etmiyorum dedi. istemsizce gülmüştüm. Annem benim için bir şeyler hazırlamıştı onları yedikten sonra odama gidip uyumaya karar verdim, uyandığımda saat 5 civarıydı. Arabanın kirlendiğini fark ettim ve yıkamak için annemden kova ve sıvı sabun istedim. Arabayı yıkadıktan sonra, biraz kurumasını bekledim ve camlarını havluyla kuruladım. Melis yine taciz eder gibi camdan izliyordu. Benim onu fark ettiğimi görünce sinirlenerek perdeyi çekti. Neyse diyerek anneme malzemeleri vermek için içeri geçtim. Ardından Murad Bey ve eşi siyah kapıdan AUDi Q7 ile girdiler. Adamın en kötü arabası A6 diye tahmin ettim içimden. Arabalara merakım olduğunu fark ettiğim için yavaş yavaş arabaları tanımaya başlamıştım. Buket Hanım bir bakış fırlatarak içeri geçti. Allahım bütün kadınların benimle alıp veremediği ne dedim içimden. Yemeği içeri hazırlamıştı bu sefer annem. Murad Bey Melisi çağırdığında Melis gelmemek için diretince Murad Bey anneme beni çağırmasını söylemiş. Odasına gittiğimde Melis kapıyı açar mısın dedim, kapı açık dedi. içeri girip neden böyle yapıyorsun Melis yemeden olur mu hiç dedim. Melis aşşağı gelirim ama bir şartla dedi. Haydaaa dedim içimden. Beni yarın bugün Alarayı gezdirdiğin gibi gezdireceksin ve akşam dağ evinde kalıcaz dedi.Ben olmaz diyecek olsamda Melisin Alarayla gezmeye çıktığımı söyleyeceğini tahmin ettiğim için tamam dedim.Bir anda ayaklandı ve yanağımdan öptü, merdivenlerden inerek yemek masasına oturdu. Bende hızlı adımlarla odama geri dönmeye çalışırken Murad Bet otur sende ye diye ısrar etmeye başladı. Murad Bey çok teşekkür ederim,ben yedim dedim ve kaçar gibi odama döndüm.Şimdi bide Melisle uğraşacaktım, küçük bir çocuk gibiydi beni çok yoruyordu. Saat on gibi telefonuma gelen mesajla irkildim, aslında iki mesaj gelmişti biri Emrahtan biri Alaradan. Emrahtan gelen mesajda sana senin nefesinden bile yakınım benden kork kardeşim!!! yazıyordu. içimden söverek cürum kadar yer yakarsın anca dedim. Alaradanda iyi geceler mesajı vardı, yüzümde yine istemsiz bir gülümseme oluştu. Bende iyi geceler yazdım ve gülücük eklemeyi ihmal etmedim. Melis öğretmişti gülücük yapmasını. Gözlerimi kapattım, uyumuşum.Tümünü Göster