-
24.
+1chapter ‘var olus sancisi’Tümünü Göster
bunalım
bunalım dedi “bunalım insanın yaşamda duraklayıp nefes aldığı bir süreçtir” ve devam etti yürümeye. eğer çocukluğumu, sevmediğim bu yerler şekillendirdiyse, ben burada doğurmaya mecburum. sakallarını sıvazlarken koca dağa doğru bir adım daha atmış oldu. dağa dik, dik bakarak “ölüm mutlak noktaysa bizim ona ne yolla vardığımızın ne önemi var” diye düşündü.
bunalım standart çizgiden uzak düşmektir ve bunun bedelini acıyla ödemektir. “o zaman insanlaşma sürecinde doğanın hayvana biçtiği role bunalımlarımızla isyan ediyoruz” dedi. çektiğimiz acılar bizi standart‘a zorluyor, çoğumuz acıdan korkup doğanın bize biçtiği çiftleş ve türünü devam ettir olgusuna dört kolla sarılıyoruz. sonsuzluk içinde 60 yılın ne gibi bir önemi olabilir ki. bunca telaş ve koşuşturma bunun için mi? yaşam bu denli basit kalıplar üzerine oturmasaydı, varlığının devamlılığını nasıl sağlayabilirdi ki? beklide baki olan yaşamın sonsuzluğudur. bizler bu varoluş içinde birer piyonuz. insandan böceğe bir çok şekilleriyle koca tanrımız yaşam, bir şekilde var olmayı başarıyor. ince narin kırılgan bedenlerimizle her şeyden korkarak, yaşamaya yaşamı devam ettirmeye çalışıyoruz. korkuyoruz ki devam ettirebiliyoruz, yada tam terside söylenebilir.
zor olanı başarıyoruz. ama bir piyon olarak. oysa asıl hizmet ettiğimiz olgu belli. ve bana kalırsa insan yanımız bunları bilmeye doğru koca bir tunel açıyor. ve insan olmanın rahatlığını yaşamak için 60 yılda boğulacağımız bu denizden kafamızı kaldırmamız gerek. nefes almamız gerek.
kafede cayimi ictim. bir kac kisi koluma girdi ve kaldirdi beni. amerikan filmlerinde ki bilmis tavirla, ust kattaki switch e giden kabloyu kontrol edin dedim. cunku kodugumun sistemi orda birlesip ordan bir kablo ile asagidaki server makinasina geliyordu. gotumumu tuta tuta yol alirken, arkamda bir askeri us havaya ucuyordu sanki. ve ben ,magrur bir sekilde atesler ve bombalar icinden usulca yuruyordum. metroda panik yasayan gence geri isinlandik. butun bunlari yasamistim. ulan zaten yalnizdim. avustralya da da yalniz olsam ne yazardi. neyse iki xanax atinca zaten. ne yazar lan ne yazar dedim.
egitim acentalari kurt, biri gelse de duduklesek diyorlar. ben hemen susun lan kagit verin imzalayayim dedim. adamlar emek harcamadan para kazanmanin telasi icinde noluyor lan daha sana yalan soylemedik dediler. lan bana soylenen her yalan soylenmis, cennet mi vaad edeceksiniz diye bakarken. adamlar walla cennet vaad ettiler. soyle dusunmek lazim. hapisten kacmak isteyenin ilk onceligi o duvarlardan kurtulmaktir. gerisini pek hesaplamaz. hele bir atlayayim dersin. gerisi gelir. -
23.
+1begibtasa gidiyorum. bir egitim acentasina, gotum yusuf, yusuf. bakirkoyde olabilir metro degisitiriyorduk. yine bir panik atak oyle boyle degil. terliyorum. nefesimi kicimdan aliyorum. ve kendime ulan kendi ulkende bile ayakta duramiyorsun. 17 bin km otede ne tak yiyeceksin. kim sana sahip cikacak diyorum. o an aklima istanbulda yasadigim bir anim geldi. belimde sorun vardi. cok pis agriyordu. switch lerde sorun olmustu. yere egildim bir daha dogrulamadim. koluma girdiler. beni eve tasidilar. belimi hissetmiyordum. hissettigim tek sey agriydi. beni eve getirip yataga uzattilar. kafecinin caycisina ben daha zor kalkarim dolapta skoll lar var getir onlari bana dedim. cocuk vanli idi (asi vanli derdi kendine) biralari yanima birakti herkes kafeye dondu.Tümünü Göster
kimildayamiyorum yatakta. biralari aldim. her biri bir litrelik. nefes almadan iciyorum. aci ve alkolun etkisi ile uyusmustum. gozlerimi actigimda. belimdeki agri hala orda idi. ve isemem lazimdi. tam 2 metre otemde telefon var ulasmaya calistim. ama beceremedim. sonra anladim ki ulassam o tele kimi arayacaktim lan. arayacak kimse yoktu. en zoru buydu, kimi arayacaktim? amcamin oglunu mu patronu mu kafede cay satan asi vanliyi mi? iste gencler yalnizlik budur. gozumden gelen yaslar minderin amina bile koymustu. son bir gayretle yorgani torstop ettim ve icine isemeye basladim. koca istanbulda sirinevlerde, bir odada yorgana isiyordum.
yorgani savurdum kenara, tavana bakarak aglamaya devam ettim. uyumustum yine, ve beni uyandiran tel sesi idi. kardesim nasilsin diyen patron. abi iyi degilim dedim. ne kadar surer kalkman dedi abi heralde 1 ay dedim. gecmis olsun dedi kapadi. benle konustuktan sonra ilan vermis, teknik eleman aramak icin. yerdeki yorgani elimle alamadigim icin, bir cubuk yardimiyla dislerimin arasina aldim ve banyoya attim. elim belimde, buz dolabina ulasip bir seyler yedim. yalnizim diyenlere sesleniyorum burdan, yalnizlik oyle sizin melankoli yasayacaginiz kadar merhametli bir platform degil.
en zoru sicmakti. heleki alaturka bir tuvaletiniz varsa, sicmayi ayakta halletmeniz gerekir. o yuzden banyoya gidiyordum. yikanirken sicma islemini yapiyordum. bir asi vanli abey skoll aldim sana diye gelip ziyaret ediyordu.
asi vanli her bira getirisinde bana haberler tasiyordu. abey, senin yerine bir eleman aldi patron diyordu. eleman senden cok daha iyiymis, konusup guluyorlar diyordu. onca emek yine tak olmustu. bu sefer yuruyemiyordum bile. neresinden tutsan elinde kalacak, taktan bir son. bir gece boyle herseye var olusundan tut var edenine kadar kufurler ederek sizarken. sabaha uyandigimda, belimi tutarak yuruyebilecek kivama gelmistim. amacim ulan burda ruhumu sattim size 1 haftada beni sildiniz mi demekti.
kicimi tuta tuta yurudum. kafeye geldim. yine sorunlari vardi. makinalarin hic biri birbirini gormuyordu. tum sistemi resetliyorlar, ama degisen bir sey olmuyordu. ama bu sefer erken davranmadim. abi yeni isci almissin dedim. he eleman dedi. sifrelere ihtiyaci var dedi, ok dedim yazdim hepsini. sesimi cikarmadim asi vanli bir cay getir lan dedim. tamam abey dedi. asi vanli deyip gecmeyin ha az kiz dusurmedi muallak.
ben siritarak izlerken aslinda sorunun, ne oldugunu bildigimi biliyorlardi. cayimi ictim, etrafi izledim. abi nasil oldun diyenleri cevapladim. ama kara murat olmaya hic niyetim yoktu. olmadim da… -
22.
+1chapter felsefik durus.Tümünü Göster
butun bu taktanliklar icinde, beni ayakta tutan gunluk yasamimda herkesten sakladigim bir yanim var. nietzsche amca sesleniyor gerilerden ‘oldurmeyen sey guclendirir’ acilarimin anlam bulan tek mekani, benden oncede bunlari yasamislarin bana miraas biraktiklari.
kafe seruvenim son bulurken, ben artik herkese kuskuyla bakan, hayati, kendi deneyimlerim cercevesinde sorgulayan, artik hayvsansal var olusumuza kizamayan biriyim. o siralar atakoy pandost ta (panik ataklilar yardimlasma dernegi) tanistigim bogazici pgiboloji yi bitirmis bir kisi ile yasam ve anlami uzerine derin tartismalardayim. yanlis hatirlamiyorsam 100 den fazla mail yolladim. durun birini burda paylayasayim sizlerle. biraz zaman alir muallakler. sabirli olun.
mail 1
hayatın butun degerlerını yenıden anlamlandırmak ısteyen ve anlamlandırdıgı anda anlamsızlıklarla karsılasan insan enınde sonunda bunalıma girer ..sürü insanının yenıden anlamlandırma yetenegı yoktur ve ben bu anlamda ozelım galıba.
her ne olursa olsun ne kadar akilli olursan ol. yasamin sana dedigi yegane gercek su; parasiz adam gereksiz adamdir. ya parayi elde edecek seyler ureteceksin. ya da sistem senin anani hic acimaz beller. cebinde ki kadar adamsin. satin aldigin kadar bireysin. bu surecten sonra bende dedim ki gidiyorum lan. yine kaciyorum. o siralar prison break i izliyordum. hapisaneden kacan elemanlar t-bag reyis vs. ulan dunya da dunyaya geldim baska yerleri de gormek istiyorum ama benden oncekilerin, var etmis oldugu kurallar var. haci dur yerler yas nereye gidiyosun sen oyle vize nedir bilir misin?
vize bizim gibi 3. dunya ulkelerindeki bireylerin sorunu. sistemini oturtmus her ulke, yegen kusura bakma ulkemi turist olarak bile gormek istiyorsan, bana gostermen gerekenler var. ulan uzaydan bakinca dunya koca bir yuvarlak devletlerin sinirlarini da goremiyorsun. torstop bisi, hepimiz insaniz, ben senin gordugun yerleri gormek icin neden bedel odemeliyim? yok yegen bak siz geri kalmissiniz bir dilim ekmek icin birbirinizi kesiyorsunuz ben kapilari acarsam benim burda ki mutlu kitleyi de gibersin ki ben bunu hic istemiyorum. 3. dunya ulkesinden cikmadan aslinda yasam denen seyin, bizim ulkemizde var olmadigini bilmiyordum.
anladim ki hapisanedeyim. hemde hapisanemde bir suru t-bag var. zor duruma dusene gel cebimi tut diyorlar. universite bir yandan yazilar yolluyor. yavrum derslere katilmiyorsun bak atariz seni diyorlar. askeriye polis yolluyor cafeye, yegen bak vatan borcu odemen lazim diye. hersey ust uste geliyor. ulan zaten adam gibi yasayamiyorum bir gibtirin gidin diyemiyorum. o siralar hasdal askeri merkezinden yazi geldi yegen 3 donem bakaya kalmissin bir gel konusak diye. el mahkum gidecegiz.
gittim. kapida beklettiler, 4 saat sonra iceri girdim. icerde bir astek ve astsubay var. astsubay buyur otur dedi. neden 3 donem bakaya kaldigimin mazeretini sunacagim. astek kardes de benden genc. astsubay oturuyor astek ayakta. birden astek kalk lan ayaga dedi. kalktim. savunma vereceksin burasi mahkeme lan dedi. astsubay biyik altindan guluyor. durum duzmece yani oyle bir action a gerek yok. astek sordu lan niye 3 kere bakaya kaldin. ben saymaya basladim. uni ye basladim da onlar evraklari gec yolladi bende islemleri cok iyi bilmiyordum vs. astsubayda yaziyor ifademi. hani gotu toparlasam sorsam kardesler nietzsche kimdir bilirmisiniz diye aklimdan geciyor ama. tabi cok dassak isteyen bir durum oldugu icin susuyorum. hem tutanaga gecerler mecerler. susmak mazlumu oynamak en iyisi. ben uniformasizdim, onlarin uniformalari vardi. ben kurallara karsi gelendim onlar sistemin parcalari idi.
astek kardese kin besleyemedim. bitirmek zorunda oldugu 12 aya renk katmasa eger o zamani nasil gecer orda. ne olacak dedim? savunman askeri mahkemeye gidecek onlar karar vericekler dediler.
zaman daraliyordu anladim. askeri mahkeme bana yawrum sende yapmayiver demeyecekti. hapisaneden kacmakta olan bir mahkum gibi tuneli kazmayi hizlandirmam butun riskleri goze almam lazimdi. izmirden ciktigimda ya ayakta olurum ya da diz cokerek demistim. aradan gecen 4 yil sonra yine ayni karari vermek zorundaydim. sokakta bile yururken zorlanan ben, cok daha zorlu bir karar aliyordum. gidecektim. cogunuzun anlamadigini biliyorum ama. tr de kalip standart bir yasama sahip olup memur olmak oysa ne cazipti. oysa bende gibindirik bir koltuk takiminda kizimi kucagima alip tv seyretmek istiyordum. ama kacmak lazim di ve duygusalliga yer yoktu bunda. her an nobette ve tetikte olmak lazimdi. oysa biri cikip deseki kollarini ve bacaklarini kesecegiz sen daha bunlari hissetmeyeceksin. ama askere gitmek zorundasin. 4 yil yapin derdim 4 yil benden olsun size. ama bu hayatin oyle sihirli deynekleri yok. -
21.
+1chapter bilmem kac ama biraz geriye gidiyoruz.Tümünü Göster
istanbula gectigim donemde, uni yeni bitmisti. ve 1 yillik tecilli idim (vatan borcu) o 1 yil hizli gecti. bir kac donem bakaya kaldim. izmirden annem aradi ogul polisler seni sormakta ne diyek. hay amina koyayim. askerlik kim ben kim la. gotu ates sardi tabiki napayim diye dusunmeye basladim. ales miydi neydi yuksek lisans icin sinava girdim. neyse ales i hallettim. kultur universitesi de cok yakin yuruyerek gidebilecegim bir mesafe de. dedim haci tamam yuksek yapiyorum.
oldum olasi, akedemik ortamlar bana itici gelir. hele ki 3. dunya ulkesi olarak bilimde bir cok alanda geride kalmis bir ulkede, akedemisyenlerle (sozde diyeyim) konustugunda sanki hepsi mit de doktora yapmis, dunya bilimine yon verdigini dusunen tipler. oysa ulkeninde haline bakarsak, onlar sadece memurlar bildigimiz memur, icinde bilim atesi uretkenlik, ozgunluk olmayan. zamaninda inekleyerek o pozisyona gelmis, ve olene kadar da bilim insanlik adina hic bir sey veremeyecek tipler. hepsi oyledir demiyorum ama ezici cogunluk oyle maalesef. zaten oyle olmayan mutevazi kisiligi ile hemen one cikar kendini belli eder.
bilgisayar muhendisligi bolumune gittim. bu islere bakan yawsak mi yavsak, konusurken sanirsin ki bill gates. walla sansin hic yok denecek kadar az diyor bana. istersen git matemetik felan oku diyor. ulan universite parali, bende parayi vericem. derdin ne diye geciriyorum icimden. neyse bana bir tarih verdi mulakata gel dedi. gitmedim. madem sansim yok ne diye gideyim dedim. mulakat gununden iki sonra tel geldi. mulakata neden gelmediniz diye, ama konusan baskasi. dedim ki bu kisi ile konustum bana hic sansimin olmadigini soyledi. gelmeden bunu bilemezsin dedi. ok dedim yeni bir gun verdiler. gittim. benden baska 5 kisi daha var. hepsi de bilg. muh mezunu.
bolum baskani bizi odasina aldi. herkese bakti. benim dosyaya da bakti. sen dedi farkli bir kokenden geliyorsun ne diyorsun yapabilirmisin dedi. kir sacli babacan tavirli bir adam. inandim dedim bilmiyorum ama denerim. bizlere sorular sormaya basladi. ama konularin bilgisayar ile alakasi yok. sonra herkesi odadan cikarip tek tek almaya basladi. benim konusmama izin vermeden universiteyi 8 yilda bitirmissin ve bilg muh. le alakali hic bir bilgin yok dedi, burda basarili olacagini dusunuyormusun dedi. hayir dedim. amacin ne dedi, askerlikten biraz daha uzak durmak dedim. iyi dedi, ingilizce mulakati gecersen, seni kabul ediyorum dedim. walla cikip bir konuyu anlaticaksin ama, gelecek hafta bir sinav var. sen onlarla sinava gir, gecersen gelirsin dedi. ciktim odadan yahu dedim. bu sinav ne dedim. elemanlarin hepsi sictigimizin resmi dediler.
dedim kardesler niye yav. dediler ki ingilizce cikip bir konu anlatsan sorun diil. ama bu sinav 4 asamali ve 8 saat suruyor.70 alamazsan kaldin diyorlar. oha niye boyle lan dedim. ingilizceden gecemeyen zengin piclere 1 yil daha ingilizce okutuyorlar dediler. yani is tamamen duygusalmis. biraz sevinmistim o da kursagimda kaldi. kafeye geri dondum. bir azeri eleman var o dota denilen oyunun hastasi abi hayirdir, moraller bozuk gibi dedi. ya olm bole bole dedim. abi hallederiz dedi. lan olm dedim nasil halledicez. abi senin yerine sinava girerim dedi. oha dedim nasil olacak o. abi dedi verirsin kimligi bana degistiririz fotolari. girerim dedi. kaybedecek neyim var deneyelim. abi dedi yanliz benim kafeye 350 tl borcum var bisiler yaparsin onun icin. dedim ok lan ben ustleniyorum
sinav gunu geldi bizim elemanin resmini aldim cikardim, benim kimlige yapistirdim. sonra sirin evlerde (ogrenci kimlik kartlariniz asker polis nufus cuzdanlariniz pvc teknolojisi ile kaplanir diyen) seyyar elemanlardan birine gittim verdim kapladi kimligi. verdim elemana gectim kafeye, yusuf yusuf bekliyorum. aradan 5 saat gecti gecmedi eleman geldi. ne oldu diye soracak gotum bile yok. abi dedi merak etme gectin. 95 aldim dedi. ayni zamanda tum sinifa da kopya vermis muallak. 2 senedir gecemeyen elemanlar bile ortalama yapmis.
haftada 2 gun okula gitmem lazim. okul sabah 8 den aksam 6 ya kadar 7 de kafe de is basi yapmam lazim. gece 12 ye kadar ordayim. iste size burda yapmamaniz gereken bir hatanin ornegini verecegim. bildiginiz gibi baslangic ta kafan estigi zaman gel diyen patron ben kafede daha cok zaman harcadikca bana o opsiyonu vermiyordu artik. madem dun geldin bu gun de gelebilirsin gibisinden. o yuzden bastan konustugunuz seylerin disina cikip, sakin gerekenden daha fazlasini vermeyin. cunku daha fazlasinin sonu yok. verdikce isterler, pisiriksan benim gibi istediklerinde verirsin.
haftanin 7 gunu dolu, okulda open gl anlatiyorlar. c# bilmem lazim okuz gibi calismaya calisiyorum ama olmuyor. kinayt abi diyenlerin 1 milyon lira icin 1 saat anani belleyenlerin icinden boyle bir akademik kariyer cikaramayacagimi anladim.
vatan borcunu bekliyor. ev sahibi kirasini, ben xanaximi. dedim ulan gidiyorum yeter. gebermeye geberecem bari, bari kendi denizimde bogulayim. tum hayatim baskalarinin istedikleri ugrunda ilerliyor. roting christ dinliyorum ozamanlar. ve hava alanindan kalkan inen ucaklara bakiyorum ic gecirerek. -
20.
+1evet knight online konusunda kalmistik. bu konuda cok fazla ayrintiya girmeyecegim cunku liseliler icin, gayet cekici bir yana sahip. durumun vahametini size orneklemem gerekirse, bir gun kafenin kapisi onunde kalabaliga bakiyorum. ruzgarli bir sonbahar gunu, carpik yapilasmaya en buyuk ornek olan sirinevlerden. tam buna ornek bir olay gozumun onunde yasaniyor. apartmanlarin catisinin birinden, ruzgarin etkisi ile koca tahta bir palet dusuyor, nerden baksan 50 kilodan fazladir. ne oluyor lan derken. gum yoldan gecen bir elemanin kafasina. ben boyle olaylar da cok soguk kanli biri degilimdir. yardim edemeyecegimi bildigim icin, uzak durmak en azindan kargasayi artirmamak adina yapilmasi gereken bir sey diye dusunurum. tabi kafedeki tum knight oyunculari disari cikip durumu izliyor.Tümünü Göster
manzara soyle bir adam yerde can cekisiyor. ki sonradan hakkin rahmetine kavustugunu ogrendik. bu gencler espiri yapiyorlar. knight online da olen karakterleri geri canlandirmak icin bir tas var adini unuttum. tas yok mu beyler ekiekiekei adami kaldiralim diyorlar. gercek yasamda birisi can verirken onlerinde, adamlar hala sanaldan cikamamislar. ki her gun birisi olmez onunuzde. o asama da bu morfinin ne kadar guclu oldugunu anladim.
bu olay benim icin de donum noktasi oldu. knightan para kazanmanin yollarini dusunmeye basladim. kisa surede bulacaktim. oyun artik parali olmustu. aylik uyelik alamayan. oyuna girmek icin yarim saatten fazla ugrasmak zorunda kaliyordu. benim paypal uyeligim vardi. ve insanlar bana gelip abi bana uyelik al 2 katini vericem diyorlardi. herkes icin yapmam mumkun degildi cunku paypal bu ise limit koymustu.
oyunun yapimcilari ile iletisime gectim. ingilizcesi iyi olan bir arkadas yardimci oldu. amerikaya faks mail ne varsa cekiyorduk.cok surmedi cevap geldi. premium uyelik sistemi yapacagiz ilk sizle deneyecegiz dediler. iste paranin kapisi acilmisti onumde. bu isten haftada 2000 dolardan fazla yapiyordum. yarisi da cafe sahibine gidiyordu.
birsey daha dikkatimi cekmisti, oyunda gb (gold bar) dedikleri seyleri alip satiyordu bu veletler. birisi oyun icinde hile yapip oyun parasi uretiyordu. cok gecmedi o kisiye de ulastim. oyunu hem legal hem illegal yoldan satiyordum. gunluk ciro bazen 2 milyari bulmaktaydi. istanbulun, turkiyenin heryerinden insanlar premium uyelik yada gb almak icin geliyorlardi. hatta cogu cafe, toptan premium almak icin geliyordu. yasadigim en ilginc olaylardan birisi, oyundaki karakterini satmak isteyen birine aracilik etmek olmustu. adam karakterini verdi karsiliginda araba aldi.
amerikadakilerle iletisimde oldugumuz icin. ayni zamanda karakterleri hacklenenler de bize gelip abi nolur roll back yaptirin diye yalvariyordu. en ilginci ise trabzondan bir eleman belinde silah gelip. benim karakteri hackleyeni bulun size 10 milyar vericem. tek istedigim o kisiyi bulmak, diyordu. ve adamin amaci bulursa oldurmekti. bahsettigim kisi 45 yasindan yukari biriydi. sizlere saka gibi gelebilecek bu seyler maalesef gercekti. olaya bir de su acidan bakin, hayatinda huzuru ilk kez o ortamda bulmus. o ortam da ilk kez kendisi olabilmis birinin. bu sekilde davranmasi, cok da yadirganmamasi gereken birsey.
hack yoluyla oyunda paranin uretilmesi, ayni gercek hayattaki gibi enflasyonu gundeme getirdi. eskiden oyunda kurulan pazarda bir item i ( bicak helmet vs) almak icin 100 oyun parasi harcarken, artik ayni item 1 milyon lira olmustu. cunku para bizler tarafindan basiliyordu. turkiyede ki merkez bankasinin surekli para basmasi, alacaginiz urune odeyeceginiz tutari artirir. iste bu enflasyon denen sey oyunda da yasaniyordu. oyunun kismen dengesi bozulmustu. cunku bazi itemleri artik oyun parasi ile almak mumkun olmadigindan item satmak isteyenler bunu gercek paralarla yapiyorlardi ( bazen 200 bazen 1000 tl ) yani item ina gore.
neyse ben hayatimda hic sahip olmadigim paralara sahip olmaya baslamistim. bankaya gidince adam muamelesi goruyordum. ama oyuna mudahele edileceginin farkinda idim. bu is boyle devam edemezdi. sonradan anladim ki gercek anlamda zengin olma firsatini ayaklarimla tepmistim. burda ne hata yaptigimi soyleyecegim. bu isi bilmeyen pek anlamaz ama. bilenler anlar. yani oyuna mudahele edileceginii anladigim siralar yapmam gereken suydu. karakterlerde scroll olarak tuttugum tum parayi oyun parasina cevirse idim. ve 500 karakter acip bunu bolse idim. bunun icin de 500 hotmail hesabi acmak gerekiyordu. su an zengindim. cunku 1gb yi 30 kurusa satiyorduk. oyuna mudaheleden sonra bu miktar 30 tl ye cikti. her karakter 80 gb para tasiyabiliyordu. 500*80= 40000 gb yapar.40 bin ile 30 u carparsaniz. 1.200 yani ozamanin parasi ile 1 trilyon uzerinde para yapma sansim vardi teptim.
herneyse knight fasli burda biter. elde ettigim paranin, bir kismini bizimkilere yolladim. yolladigim para abim olacak is bilmezin pic etmesi ile sifirlandi(flash back yapacagiz bu konuya). patron benden borc istedi 10 bin dolar da ona borc verdim. artik taaa zamanindan beri hayalini kurdugum birseyin, alt yapisini yapmistim. yurt disina gidecektim. -
19.
+2bir gun abi dedim bu knight online a yatirim yapmamiz lazim. liseliler icin cok cekici bir oyun dedim. tamam dedi ne gerekiyorsa yap dedi. ozamanlar knight onlide selam dersen birine wtf diyordu turkler cok azinlik durumda idi. cafede projeksiyon vardi ve dedim tum gun login ekraninda soluk alan canavar (boynuzlu biseydi) duvarda gorunecek. bakan geldi bakan geldi. tabi sorunlar yasamaya basladik. oyun icin gelen zombilerle sanal ciks icin gelen chatci ler birbirlerine kem gozlerle bakmaktaydi. oyuncu tayfasi icindeki hayvani hic dusunmeden ortaya doken ana avrat kufur edenlerden olusurken, chat tayfasi disardan cok saygin gorunen ama ozellerini okudugumda (5000 kisiden fazlasinin duzenli olarak okudum) o saygin bey yada bayanin yerine, cinsel fantezilerde sinir tanimayan, dirty talk tan hoslanan diger bir hayan kismi vardi. aslinda nicelikte var olan farkliliklari, nitelikte ayni idi. bir kisim egosunu oyunla tatmin ediyor. diger kisim ic gudulerini msn de torpuluyordu.Tümünü Göster
insanlarinin ozellerini okudukca, aslinda nasil bir pislikten uzakta kaldigimin farkina varmaya basladim. yalandan baska birsey yoktu. mesela bir kiz iki tane pencere acip hatta camera acip. uzun vadeli olan iliskisindeki bireye aaa cicim ne yaptin bu gun nerelere gittin diye sorular sorarken. digerine su an cok islamdim diye yaziyordu. yada bir baba karisi ve cocugu ile konusurken metresi ile de konusuyordu. bu konuda bana kizanlar olabilir. izledigim hic bir seyin kaydini tutmadim. ve o kisiler aleyhinde kullanmadim. takim elbiseler icinta filinta bir genc, kafeden girince artik ne yakigibli delikanli cocuk diyemiyordum. cunku 10 dakka sonra camera da penis actirip oh ne guzel onu yalarim diyordu. ayni sey cok hanim efendi gelen kizlar icinde soz konusu idi. turbanlisi acigi kapalisi, hepsi ayni taktu. ilginc bir sey ortaya cikiyordu. hic birsey gorundugu gibi degil.
ulan nasil bir dunyaydi burasi. sokakta delikanliyi oynadigimiz icimizde ise kendimizden bile utanarak disari cikardigimiz bir muallaklik bir yavsaklik tiksinclik vardi. kendimi sorgulamaya basladim lan bende bunlardan birimiyim diye. ozamanlar anliyordum aslinda uzaginda kaldigim gerceklerin ne kadar tak icinde oldugunu. sirinevlerde penislerini sallayan tinerciler bizden cok daha temizlerdi. ortada buyuk bir suc vardi ve bizler, tiner cekerek beynini uyusturmus, bize cevap verebilecek kadar direnci olmayan insanlari gunah kecimiz yapmistik. oysa bizdik lan en kirlisi. bugulu gozlerler bize bakan sumugu akan o cocuklar, inanin bizlerden daha temiz. onlarin herseyi ortada. peki size soruyorum bu yaziyi buraya kadar okuyanlar, sizde biliyorsunuz ki penisinizi sirinevler meydaninda sallamaya cesaretiniz yok. peki ne kadar kendiniz olabiliyorsunuz lan. size dair ne var hayatinizda. markalarinizi arabanizi paranizi sizden alirsak geriye ne kalacak? bunlara cevabiniz var mi…
knight online liseliler sarmaya baslamisti. her gun yeni bir zombi geliyordu cafeye. abe kinayt oynicem masa lazim yarim saat acan mi? bir suruyu kenardan izliyordum. bazilari cafe nin acilisindan kapanisina kadar orda idi. hepsi liseli degil di kultur universitesine cok yakin oldugumuz icin ordan da zengin picleri geliyordu. ve bu elemanlar 10 saat bu oyunu oynuyorlardi. kendime sordum alkol niye iciyorsun? anksiyeteyi dindirmek icin. bu adamlar neden bunu oynuyor. unutmak icin. evet koyun surusu dedigimiz kitle aslinda standarttan kacmak icin cafeye geliyorlardi. okula gitmemek yada calismamak, yada iyi bir koca olmamak icin. aslinda bilinc altlarindan gelen bir tepkiydi bu. neyse konuyu cok felsefeye vurmayacagim bu asamada. ama ilerki chapterlar da bu konuda birbirimizi zorlayacagiz gencler. tum omrunuz boyunca size adam olmaniz gerektigi soylendi. izlediginiz filmler den tutun. giydiginiz elbiseye kadar size satin almak istiyorsan ( ki bu bazen am olmakta) once musteri olabilmelisin denildi. yani ha deyince musteri bile olamiyorsunuz.
zombiler artmaya basladi. zaten konuyu biraz bilirseniz. durum cok vahimdi. bu oyun icin esinden ayrilanlar, birbirlerini dovenler. her meslek grubundan insan gorebilmek mumkundu, adam kafeye gelip, haftasonunu isemek ve sicmak disinda masadan kalmadan, surekli tost ve cay soyleyerek. gozunu ekrandan ayirmadan. aha simdi savas baslicak aha simdi unique item dusurecem diyerek geciriyordu. her yastan her meslekten insanlar ayni yerde ayni taku yiyorlardi. ulan inanamiyordum. konumlarinda olmak icin herseyimi verecegim tipler, kendilerini bu oyunda kaybetmislerdi..
oha diyerek durumu izliyordum. neyse zamanla oyun turklerin eline gecmeye basladi, bu arada oyun parali oldu. yabancilar kacmaya basladi oyundan. hatta oyunda iyi bir karakteriniz varsa, surekli size pm atiyorlar aga 1k pls seklinde. lan oyun bastan asagi turk oldu. hileler pustluklar vs. kontrol tam anlamiyla turklerindi artik. -
18.
+3ertesi gun gumuscu beni aradi. cafe nin sahibi seninle konusmak istiyor dedi. ciktim evden. cafe agzina kadar dolu yaklagib 15 kisi de sira da pc bekliyordu. aklimdan ulan delimi gibti. baska cafe ayri bir net mi veriyor bunlara dedim. tabi ozamanlar, satin almanin aslinda onemli bir sey oldugunu bilmiyordum. satin aldigin seyin senin degerini gosteren bir dunyadan cok uzaktim. mc donalds da yemekle, donerciden durum almanin ne demek oldugunu bilmiyordum. satin aldiklarimizin bizlerin sahibi oldugunu bilmiyordum. gonullu koleler oldugumuzu bilmiyordum. nike diye bir ayakkabi almak icin asgari ucretimizi gozlerimizi kirpmadan. aslinda nike in bizi satin almasi icin harcadigimizdan haberim yoktu. belki var di ama sesi mi cikaracak gotum yoktu.Tümünü Göster
karsina gectim oturdum. dedi kardes dun bizi 1 haftalik taktan cikardin. istiyorsan bizle calisabilirsin. abi dedim benim boyle bir ortamda calismamin mumkunati yok. cok kalabalik, ben asosyal birisiyim, burda yapamam. iyi sen bilirsin dedi. yalniz bisi daha isticem senden dedi. cafede ki oyunlari guncellememiz lazim. bize oyun kurarmisin diye sordu. kac tane abi dedim. 30 civari dedi. yaparim abi dedim. sana 700 milyon vericem bunun icin dedi. gozlerim yerinden cikicakti. oha lan 30 oyun 1 gunde kurar gibtirir gidersin. tamam dedim. bana ust katta bir pc verdiler. ilk hatam, deep freeze kaldirmadan 10 kadar oyun kurmak oldu. allahtan oyunlarin biri reset isteyince aslinda hic bisi kurmamis oldugumu anladim. ne dehset bir belaydi bu deep freeze. bana kir pidesi soyluyorlardi. oh oyun kur para kazan ise bak lan. dedim allah yardim ediyor iste. megerse etmiyormus.
1 gunde kuracagimi dusundugum sey 10 gun aldi. cunku bir makinaya kurup imaj alip digerlerine atmak yeterli degilmis. bunun red alertinin key leri cakisir oyun patlarmis. her oyunun yamasi var mis. kil musteriler yamalari da istermis. saati bir milyona senin ruhunu isterlermis nerden bileyim.o zamanlar bu knight online denilen oyun daha yeni orataya cikmakta. millet solucan kesmek icin parti yapiyor o denli yani. 9 gunluk bayram sureci idi ve cafe agzina kadar dolu, liseliler kantir icin sira bekliyor. benden baska pc den anlayan yok kafede. birisi ama bu programi kapayamiyorum diyince ben gidiyorum. kullukleri bile temizliyorum
anam belleniyor hic aligib olmadigim bir ortamdayim. xanax ustune xanax iciyorum. 700 milyon icin 700 milyon kere gibtirdim. neyse sonunda herseyi hallettim. bayram sonunda patronun karsisina gectim. ne de olsa o ortamdan kurtulacaktim. abi dedim, bitirdim. kardesim eline saglik deyip, parayi cikardi saymaya basladi. bana 700 soz vermisti ama sayarken 700 u coktan gecmisti. dedim heralde ayiracak. 1500 dedi ve durdu al kardesim dedi. abi dedim, 700 e anlasmistik. al dedi sen 10 gundur kafede eleman gibi de kosturuyorsun. hak ettin. aldim parayi, bana bakti kardesim calismak istiyorsan kapim her zaman acik dedi. abi dedim inan yapamam ben disarda duramiyorum. kalabalik beni boguyor. ben bir yere bagli kalamam yapabilsem memur olurdum. ama yapamam dedim. bana dedi ki kardesim, teknik sorunumuzda oldugun da gel sadece gunde 1 kac saat ugra. ben senden kafede baska bir sey beklemiyorum. abi dedim bir dusuneyim. bana bak dedi, bana dusuneyim diyen adami bir daha karsima almam. ama git ne tak yiyosan ye yarin karsima gel.
eve gittim. dusundum. dedim kopruye ciktin kurdler anani belleyecekti, derdin ne lan bayram boyunca yaptin gerisi de gelir lan. ertesi gun gittim tamam abi dedim. calisicam ama dediklerimi unutma. tamam dedi canin gibildikca ugra. ok dedim. 800 milyon maas vericem dedi. yemen icmende burdan. ssk felan yok. basladim calismaya, is saati gibi bir derdim yoktu kafam esince cikiyordum. sonra geri eserse geri donuyordum. bazen ariyorlardi sorun oldugunda. gidiyordum. bu arada amcamin bir kizi ozel bir hastane de calisiyordu. ona yalvariyordum. doktorlar bana yesil recete yazsin diye. ilk isim cafe programini degistirmek oldu. easy cafe yeni cikmisti ona gectik. patronumun cok hizli bir yasami olmustu biz tanismadan once. akliniza gelmeyecek unlulerle yatip kalkmisti ama biz tanistigimiz da cemaatle ic iceydi. gunde 5 vakit namaz kiliyordu. -
17.
+2anamakina da cd room var. ve anamakinanin altinda 48 lik 3 tane swicth var. ve modem bu switch lerden birine bagli, programi kurarken modemi. switclerden sokup direk ana makineye bagliyorum. ohaaaaaaaa net var. sesimi cikarmiyorum ama. client olanlara bakiyorum local ip static verilmis. modemin ip havuzu ile diger makinelerin havuzu ayni degil. masadan kalkiyorum abi sizin net var ama kucuk bir hata yapmissiniz diyorum. bakiyorlar yuzume aval aval. abi diyorum. modem 10.0.0.1 ile basliyor sizin makineler 192.168.0.1 ile bu yuzden net yok diyorum. futbolcu olan patron ayaga kalkiyor, birader ben 35 yasimdan sonra ilk pc mi aldim. ne diyosun anlamiyorum diyor. abi diyorum, client ve ana pc de ip yi degisirsek herkesin neti olacak. kuskulu bakiyorlar bana. zira adamlarin 4 gundur interneti yok.Tümünü Göster
hemen bosta olan bir makineye gectip dhcp olayini otomatik yaptim. tak net geldi. patron agliyacak nerdeyse adam kavga etmedigi kisi birakmamis. telekomdan gelmisler kac kere bir tane mal farkina varamamis. bilenler bilir ozamanlar net cafelerin kapisina 512kbs yazilirdi. bu amcam 2048 almisti. her makineye ayni islemi uyguladim. her makina da net vardi. sene 2003 sonlari. savas kazanmis bir komutan gibi eve dondum. aksama tel geldi, bazi makinalarda yine net yok. yine dondum cafe ye. bir baktim ip ler statik olmus yine. yahu diyorum kim yapti. patron diyorki teknik elemani sen gittikten sonra kovdum ondan baska kimse bilmiyor valla. ama o gittikten sonra oldu diyor. duzeltiyorum herseyi, makinayi iki kez resetledikten sonra hesey ayni oluyor. oha amina koyayim kabus.
deep freeze diye bir yarak varmis. bilmeyenler bilmez ozamanlar makinayi en az 2 kere resetleyince hersey basa sariyordu. birsey yukluyorsun veya kaydediyorsun makineye ama 2 kez reset atinca basa sariyor. sonrada gelistirdiler programi. 1 kere reset atiyosun sadece. ve makine dondurulmadan onceki haline donuyor. dedim amina koim sizin makinalarda bi sorun var. kayit islemi olmuyor ne yaparsam yapayim siliniyor. bir tane pic eleman vardi. deep freeze var dedi. o ney lan dedim. iste resetleyince basa donuyor dedi. ozamanlar ole bir programin varligindan haberim yok. bildigim bir kart var onu pc ye takiyosun, aynen programin yaptigini yapiyor. tabi bu isin program olarak piyasada oldugunu bilmedigim icin. hay amina koyayim diyorum. butun makinalarda deep freeze i deactive edip hepsine otomatik ip veriyoruz. hepsine net geliyor fakat… bu sefer de ana makina da her pc gorunmuyor. biraz arastirinca anliyorum ki ip cakismasi.
bir sonraki gun dinleyen bilir ( metallica cividiktan sonra i disappear de geri donmeye calisti ya ki olmadi) iste o sekilde bir gun oldu. kendimi kahraman hissettim. birilerinin gotunu kurtarmistim. adamdim lan, sokakta ki en gereksiz kisi kadar bile olsa adamdim. kalabalik icinde pelerinimle yuruyen koca bir kahramandim. sizinde bildiginiz gibi varligimin farkinda olan hic kimse yoktu. ayni sizin gibi hayellerimin bas kahramani bendim. sanki, binlerce pc si bulunan bir bankanin database ini kurtarmistim. iste basaridan yoksun kalinca boyle taktan seylerle bile insan gurur duyabiliyor.
ilk kez bir seye imza atmistim. alkolumu alip eve dondum yine. 14″ lik pc nin karsisinda, yine sanalda kizlara dunyada istedikleri her seyi sundum. ve uyudum. -
16.
+1gumuscu abi geldi, sana demistim dedi. abi baska carem yoktu dedim. anliyorum dedi. dusunun bu konusmalari elazig sivesi biri ile yasiyorum. zaten bir sonraki durusmaya gittigimde, beni goz altina alan polisler birdaha bunu sana yapamayiz. birsey imzalamadin. bizde seni hatirlamiyoruz diyecegiz. gibtir git burdan. bir daha gozumuze gorunme dediler. mahkemeye tekrar ciktim. elemanlar. hatirlamiyoruz cok kargasa vardi. emin degiliz bu elemandan dediler. hulusi kentmen olmayan hakim amca tamam simdilik gibtir git bir daha bununla karsima gelirsen anani giberim dedi…Tümünü Göster
eger ceza yiyecek olsa idim bile, bana yardimci polisler yuzunden cok az ceza yiyecektim. ve bu para cezasi olacakti. zaten o asamadan sonra polise de bakis acim degisti. yine issizdim. ve ev kirasi 350 milyon idi. bu kisimdan sonra.
gumuscu olan abi, artik kopruye felan cikma sadece bana cd ver bu sana yeter dedi. zaten kopruye cikmak basli basina bir sorundu benim icin. baska carem olmadigi icin tamam abi dedim onada. eve kapandim yine, deli gibi cd basiyordum. pc ye bagli 4 tane ld cd room vardi. amd 2800+ athlon islemci vardi. bilenler bilir device manager den herseyi ide olarak ayarlayip 8 dk 4 cd basiyordum. bazen gumuscunun dukkanina gidip, programlar hakkinda bilgi veriyordum. cunku hepsinin crack i farkli idi.
tabi bana ister istemez soruyolardi neden bu isi yapiyorsun. git memur ol vs diye tavsiyelerde bulunuyorlardi. o gumuscu abi benden cok cikari olsa da oglum senin derdin ne? neden bu kadar risk aliyorsun. git memur ol, yazin 2 ay tatilin olur. ssk an olur. lan bi gibtir git diyordu. bende hep abi bosver, diyordum. en az 500 cd yapiyordum. ve her birinin kapaginda aciklamasi bile vardi. gumuscu abimiz sattiginin ne oldugunu bilmeden satiyordu.
isimde profesyonel olmustum. sizler islerin arkasinda buyuk mafya var diye dusunurken, ben evde cd basiyordum, ne mafya idim nede arkamda saglam abiler vardi. baskalarinin emeklerinden calip, fakir olana ulastiriyordum. cd verdigim adam en cok parayi gulben ergenin ferresindan kazaniyor du. ikinci sirada ise ben vardim. dunyanin en zengin insani bill gates in programlarini satiyordum.
bir gun gumuscudeyim yine, bazen arka platformda eksici piclerle (ki kesin eksici idiler) stanley kubrick filmleri uzerine konusuyoruz, yada haci ben kirmizi beyaz maviyi ariyorum diyen kimlik bunalimindaki liseliler gelmekte. bazen francois ozon bazen uzaklara bakip dalinan fransiz filmleri tavsiye ediyorum. ( kumun altinda izleyin lan ) zaten bir iki entel cumle kurunca karsimda ki kisi sus ulan aliyorum diyor. ve bir sonraki gun verdigin filmle hayatim degisti diyor. tabi ben siritarak bakiyorum. ulan baslamayan sey nasil degisir ki demek istiyorum ama musteri olduklari icin dilimi gotume sokuyorum.
iste o siralarda, icimdeki olu olan seyler yavas yavas uyanmaya basliyordu. bir gun gumuscu abi geldi. kardes yan tarafta bir net cafe acildi, bu adamlarin 4 gundur interneti yok dedi. hayirdir abi dedim. walla ben anlamam, teknik sorumlulari var ama cozemiyorlar dedi. galiba sorun telekomdaymis dedi. ama yazik adamlar cok yatirim yapti yazik lan dedi. iyi abi dedim zaten bir iki programi denemek icin, bir net cafeye gitmemiz lazimdi. aldim cd leri yanima gumuscu abi ile yan tarafta acilan cafeye gittim.
cafe cok luks dosenmis. ozamanlar lcd diye bisi yok tum monitorler lcd. 100 kusur pc var. hic bir pc de cd room yok. patron ana masada oturuyor. ismini veremeyecegim, unlu bir takimizda oynamis eski bir futbolcu. tabi benim futbolla alakam olmadigi icin patronu tanimiyorum. teknisyen dedikleri kisi de orda. cafe de sadece ust katta kantir oynayan liseliler var. herkes cozum icin bekliyor. neyse bir pc ye oturdum. program denicem, bu sirada cmd den ipconfig yaptim/ pc nin local ipsine baktim. pc nin ulasabildigi bir gateaway yok. abeyler burda cd room yok dedim. beni anamakinaya aldilar. -
15.
+1sabah uyandik bizlere goood morninggg vietnam dediler. joplarin sesi parmakliklarda yankilaniyordu. ne oldu lan nerdeyim diyordum. cunku attigim xanaxlar anami gibmisti. ilk isim cebimi kontrol etmek oldu ne kadar xanax im kaldi ona baktim. 3 mg den fazla vardi ve ben hala uyusuktum o yuzden daha fazla almadim. baska polisler vardi karsimizda bizi siraya sokup sandiklarimizla beraber minubuse yine doldurdular. bu sefer heryer aydinlikti, gidilicek yer bakirkoydu. mahkemeye cikmadan once doktor amcalari yine gorecektik. nedendir bilmiyorum bu sefer giblemiyordum hic birseyi. cunku zaten kaybedecegim hersey arkamda kalmisti. daha fazla kaybedicegim bir sey yoktu.Tümünü Göster
bakirkoyde adliye yeni yapilmisti. ( ki oraya sabika kaydi almaya gidecektim, ve bunun farkina varmayacaktim ayni koridora girene kadar) kelepceli olarak mahkemenin odasinin onune kadar getirildik. orda kelepceleri cozduler. yanimda benden genc olan polisler bana akilli ol yanlis bir sey yapma ogudunde bulundular. herkese dedigim gibi onlara da abi dedim. hakim amcanin karsisina ciktik. maalesef filmler de gordugumuz kaytan biyikli hulusi kentmen ( ustadi da anmis olduk) gibi yufka yurekli senin hikayeni dinleyecek kadar sabirli biri yoktu orda. ha ne olmus yakalanmis nerde sirinevler ustgecit, cd satarken. ok canim sen ne diyorsun bu konuda, walla hakim bey ben de sucsuzum herkes gibi. ok bir sonraki durusma da bu kisiyi yakalayan polislerinde burda olmasini saglayacak sekilde seni bilmem ne kanununun bilmem ne gerekcesi ile serbest birakiyorum.
1 gunde istanbul farkli bir elbise giymisti. artik sabikam da vardi. sirinevlerin yolunu tuttum. bir net cafeye girdim eski sevgilim mail atmis. yeni bir sevgili bulmus, tek amaci beni acitmak. eee ister istemez kaniyor, dokunmaya kiyamadigin yarim dedigin kisi baskasinin kollarindan sana resimde siritiyor. iste o anda aslinda soyleyecek hic bir seyinin olmadigini anliyorsun. eger yasarsan kabullenmek senin tek amacin olacak. yok kabullenemeyeceksen kopru seni de kucaklar git atla. sigara dumani altinda ucuz bir net cafedeyim, beni terk eden kiz baska birisinin kollarinda siritarak bana bakiyor.
yutkunmak rutin bir aktivite olmus durumda. ulan diyorsun daha fazla kotu ne olabilir ki? yani ulan kader yasam her ne isen bak lan pes ediyorum diyorsun. ama gibleyen yok. sene 2005 istanbula deli gibi kar yagiyor. sirinevler koprusunden iniyorum. tinerci cocuklar var karsimda. abi 1 lira diyorlar. cebimde 2 lira var. dusunmuyorum bile o parayi verirken. sonra toplu olarak donlari siyirip millete aletleri salliyorlar. ben dahil herkes sanki hayatinda ilk kez gib gorurmus bakiyoruz onlara. hava soguk en azindan benim gidecegim bir evim var. bu gibini sallayanlarin ise hic birseyi yok. kendimden ve sahip olduklarimdan utanarak yuruyorum. oysa 2 tl em var di birini zaten onlara verdim. ama basimi sokacagim bir ev var. ben kendimi herseyden yoksun yasamis biri sayarken, aslinda benim sahip olduklarimin yanindan bile gecemeyecekler beni utandiriyor.
chapter 7 jack london ( demiryolu serserileri)
jack amca diyordu ki, zengin olupta birseyler paylasanlara yardimsever diyemeyiz. gercek yardim severler bir kopek kadar acken ekmegini bolebilenlerdir. cok agir bir soz neresinden tutarsan tut, gunluk yasama sokamayiz bunu, en buyuk onceligimiz kendi gotumuzu kurtarmaktir. bu yuzden hic birimiz bir tinerci olup ekmegimizi bolecek cesarete sahip olamadik. ben o tinercilerin yanindan gecerken kendimden utandim cunku, biliyordum bir gun bende onlara aciyarak bakacagim. iste o gun aslinda acinilmasi gereken ben olacagim. kopek kadar acken, paylasamamis ben, zengin olduktan sonra gunah cikartir gibi iyilik yapmaya calisacaktim. oysa dunyaya gelmis en kotu benim. bir yerlerde kar yagiyordur su an, ve biz sicaksak gerisini sallamayiz.
meydanda ki kurd kardeslerin hepsi gecmis olsun dedi. ormanda tecavuze ugrayan polyannaya bari gotu kaybetmedin tesellisi idi bu ama, anladimki sistemle savasamazsin, sistem anani giber. seni itin gotune sokar. posani cikarir seni sokaga atar. sistem acimaz birey olarak da bir anlamin yoktur sistem icin. sus ve yalamaya devam et der sistem sana.
sisteme uymak lazim anladim, yani susup yalamaya devam edecektim. yani sesimi cikaracagim bir hosgoru yoktu karsimda. -
14.
-1Anani gibiym bu ne lan
-
13.
+2aslinda cok daha kotu bir sey oldu o gece, beni kelepcelerle goren amcamin oglu, anami arayip durumu bildirmis. ana yuregi, dayanamamis. hic aramamasi gerekenleri aramis. ben sirin evlerde cd satarken, karsi kiyida atakoyde villalarda oturan dayimi aramis. kendinin en buyuk sorunu icin bile kardeslerine eywallah demeyen yoksul anam benim icin kardesini aramis. yawrumu ordan cikar demis. bir evlat olarak en cok ezildigim anlardan biri de buydu. sirinevlerin koprusunde huur olurken bile eywallah dememistim ben onlara.Tümünü Göster
bir polis geldi, aktif olmayan sadece o bina da gorevli olan ( merkezin adini vermeyecegim cunku o iki polis olmasa idi hersey degigib olacakti) gencler karakolun bazi ihtiyaclari var dedi. cay seker vs. siz de sigara icmek istiyorsunuz biliyorum. o yuzden cepleriniz de getirdiginiz paralardan biraz alip, hem size sigara alip hemde karakolun ihtiyacini giderecegim dedi. hep bir agizdan ne gerekiyorsa yap abi dedik. herkes acikmisti, ve bize cig kofte geldi, kisi basina da bir sigara. ben ozamanlar sigara icmiyordum ama, tum bunlar 2 milyardan fazlaya mal oldu. kimsenin cebinde para kalmadi bir dal sigaraya, tum geceyi heba ettik. iclerimizden birisi cikti, sakalini sivazlayip dondu bize, ulan nezaretteyken bile bunlari harciyamiyorsaniz nerde harcayacaksiniz. ki dogru idi, nezarette pintilik yapmak neye denk gelir lan.
bir battaniye verdiler, benden oncekilerin kokusu sinmis icine. bilenler bilir tuvalette bulunur nezaret te. ama birakin isemeyi bakmaya bile iciniz el vermez. neyse tuvaletten havalanan sivrisinekler kokusmus battaniyelerimizle bizi sariyordu.
gece 3 sulari idi. bir polis copla durttu beni elinde el feneri vardi. kalk lan dedi. ne oluyor abi dedim. cikiyorsun burdan dedi. yukariya ciktim 3. kata bilgisayarlarin oldugu odaya, karsimda bir komser, avukatlari ile dayim vardi. gecenin 3 u butun istanbul uyuyor. dayim var karsimda, bana istanbula geldigim de ona ayak bagi olurum diye yuz ceviren dayim. ve biz komserin onunde konusmaya basladik. avukatlar surekli not aliyor. dayim; 14 yasinda zorla evlendirilmis, o basarili olsun diye taklu donlarini yikamis annemi malzeme yapmaya calisiyor. sen nasil bunu yaparsin, diyor. sanki adam oldurmus muamelesine tutuluyorum. sen bunu annene nasi yaparsin diyor. benim kafamda taslar yerine oturuyor. annem dayimi aramis. annem ki kendisi icin bir kere bile eywallah etmedigine benim icin eywallah etmis. iste ana yuregi dedikleri seyi burda anliyoruz kendi geberse de senin icin dunyalari yakar ana yuregi.
karsimda serefsizlik ve iki yuzluluk vardi. karsimda ki dayim da olsa, annemle ayni karinda yatmis olsa da, bana merhamet beslermis gibi duran bir akbaba vardi. cok sonradan deger verdigim bir arkadasimin tanimlamasi ile size sunarsam bunu eger; akraba degil akbaba dir onlar. evet aynen oyle idi, akraba degildi bana yardimci olmaya calisan, curumus etimi yemeye gelen akbaba idi. soyle bir baktim. devlet zaten ihtiyaci olana avukat veriyor benim size gereksinimim yok dedim. dayim afalladi ne diyorsun lan sen diye. sonra ayaga kalkti, komseri asagilamaya basladi. universiteyi okumus bu genc cd satmaktan burda ise bu devletten hesap sormak lazim. memur sesini cikaramadi, cunku dayim zengindi. 3 tane avukatla ordaydi. dayima en acimasiz tokadi ben attim. ve ona orda ihtyacim olmadigini soyledim. ne halin varsa gor diyerek olay mahalini cantasi ve avukatlari ile terk etti.
komiser dayim gittikten sonra, bana donup oglum sen angutmusun bir cuval inciri tak ettin. adam seni korumaya gelmisti burda dedi. bende ic cekerek disi seni ici beni yakar dedim. nezarete dogru yol aldim.
sivrisineklerin aman vermedigi, tak kokusunda bogulan, pasli ve kalin demirlere sahip olan nezarethanim demirleri bir kez daha uzerime kapanmisti. ama bu sefer amansiz bir varolus savasi icindeydim. lan bakin su asamada diyeyim size, sonu iyiyle bitecek birsey okumama ihtimaliniz yuksek.
battaniyeme sarildim, ayni benden oncekilerin yapmis oldugu gibi, ve sert zeminde uyumaya calistim. hatta battaniyeyi kafama gecirdim. sivrisineklerden korunmak icin. benden oncekilerin tatmis oldugu bu deneyde onlarin kokularini icime cekerek uyumaya calistim. -
12.
+2bakirkoye gidiyorduk. muayene icin acil girisi ile ayni yerden iceri alinacaktik. bizleri acilin onundeki demirlere kelepcelediler. hastalar bile zombi gormus gibi bize bakiyordu. yine bir acil onundeydim. bu sefer ellerimde kelepce vardi. agliyordum yine. yanimda oturan polis geldi derdin ne lan senin, adam gibi dursana icinde azcik erkeklik yok mu senin dedi. herkes bana bakiyordu. kendimi toparlamaya calistim. egilip kelepceli ellerimle yuzumu gozumu silmeye calistim.Tümünü Göster
doktorun karsisina ciktim. doktor halimi gorunce memur beyler disari dedi. bana dondu dovduler mi seni dedi. yok dedim. oglum korkma artik yasalar degigib sana birsey yaptilarsa bana soyle dedi. yok doktor bey dedim, bana hic bir sey yapmadilar. gibayetin yok mu dedi yok dedim. iyi dedi imzaladi kagitlari ve polisleri iceri cagirip verdi.
minubuse bindik bu sefer sadece sofor ben beni yakalayan polis ve minubuste yanimda oturan polis vardi. ve hepsi sivil giyinimliydi. ben pencereden disari bakarken, cd sattigim yerleri gectik. bavulumu surukledigim yerlerden gectik. olmeye geldim lan istanbul dedigim yerlerden gectik. bulundugum pozisyon olumden beterdi. dizel motorun sesi esliginde karakola dogru gidiyorduk. iki polis aralarinda konusmaya basladilar. yanimda ki bana dondu, lan huur cocugu karakolda hic birseyi imzalamayacaksin dedi bana. ben yuzune bakinca, ben sana ulan imzalayacaksin burayi deyince bana imzadan imtina ediyorum avukatimi istiyorum diyeceksin dedi. ben saskin bir sekilde bakinca. lan gerizekali imzadan imtina ediyorum avukatimi istiyorsun diyeceksin dedi bana.
tamam dedim. karakola vardik. baska bir sivil polis lan burada hepiniz adam olacaksiniz, burda kral da allah da benim dedi ve elinde jop vardi. herkes dut yemis bulbul gibiydi. eleman simdi herkes tezgahinda ki cd yi sayacak dedi bizler saymaya basladik. ben en son da idim. 800 cd si olan 200, 500 cd si olan 100 diyordu. bana sira geldi 135 dedim. minibusteki polislerden biri bu salak sayi saymayida bilmiyor. korkudan odu takuna karismis, universiteli bu hatayi yaparsa digerlerini hosgormek lazim diyip, bu salagin tezgahta 15 cd var dedi. gorevli memur tutanaklara 15 cd olarak gecti.
ben yine en sonda idim. sonradan anladim neden en sondayim. bir sira halinde tutanak tutan memurun onune yazilanlari imzalamak icin gidiyorduk. ve herkes okumadan imzaliyordu. beni minibuste uyaran polisler ise gozumun icine bakiyordu. evet imzalamayacaktim. hayatin en taktan pozisyonunda 2 polis bana yardim ediyordu. oysa polis benim icin tiksinilmesi gereken bir pozisyon ve kurumdu. sira bana geldi, onumde tutanak vardi. ben silik bir sesle avukat istiyorum dedim. onumdeki polis ne diyon sen lan dedi bana. elinde jop olan lan imzala yoksa beynini bu jop la dagitirim dedi. dondum bir an icin bir sey diyemedim korktum ve imzalamak uzereydim. minibuste olan polislerden biri, elini masaya vurdu. lan gotos hem yasadisi is yapiyorsun hemde imzalamayacagim diyorsun. yaz lan oraya imzadan imtina ediyorum diye. ben yine bisi yapamadim ensemden tuttu yazsana lan imzadan imtina ediyordum diye dedi. ben minubustekilerini dusunerek o sekilde yazdim. jop lu olan, gencler show bitti simdi nezarete bakayim diyerek. boruyu ufledi.
filmlerdeki gibi degil nezaretin soguk demirlerini avuclamak, o an da butun yasaminiz gozunuzun onunden gecer. pasli demirleri avuclayinca aslinda, kapali kaldigim evimde bile ne kadar ozgurmusum onu anladim. ellerimde superman olup bukemeyecegim demirler var. ve ben baskalarinin sinirlari icindeyim, tek sucum ise yasamak istedim. ozamanlar su aklima geldi. ben ferre bile satmiyorum ama, ferresi revacta olan gulben ergen el ustunde tutulmakta. ne vatanima ne milletime bir huurlugum olmadigi halde demir parmakliklarin arkasinda olmak durumunda olan benim. -
11.
+2sirinevlerde adim duyulmustu. program icin herkes bana geliyordu. gunduzleri evde iken toptan isler icin calisiyordum. tezgaha yigmiyordum herseyi, satabilecegimi yanima alip kopruye, sener sen in topuklari gotune vurdurarak kosmasi gibi kosuyordum. bu arada bir gumuscu ile tanismistim asil isi ise cd satmakti. yani dukkan onden gumuscu gibi gorunse de arka planda cd satiyordu eleman. elazigliydi. bana oglum bak kopruden iyi para kazanirsin ama orasi tehlikeli sen okumus adamsin o isi yapma.Tümünü Göster
abi baska carem yok dedikce sadece bana toptan yap ben burda satarim, koprudekilerin sicili zaten dolu sende onlardan biri olma diyordu. kaliteyi bile yukseltmistim. aldigim cd ler olsun kapak dizayni olsun yeni bir tarz yaratmistim. urfali bile, yegen sen cok iyi ilerliyorsun diyordu.
bir gun yine tezgahim elimde, kopruye gidiyorum ama. ayaklarim hic gitmiyor. icimde bir isteksizlik var. donum noktalarin biri daha karsimda idi ve ben isteksiz bir sekilde gidiyordum kaderime. her gece rutinden di ‘kacin lan polis’ lafini duyduktan sonra tezgahi kapip kacmak. ama o gece sessiz di. bilmiyorum keyfimde yerinde degildi.
bir adam yaklasti tezgaha, kardes kac para bu dedi. 3 milyon abi dedim. o an koprude buyuk bir kargasa baslamisti. polis iki yani ablukaya almis. kacacak yer kalmamisti. herkes bir telas icindeydi. adam bana bakti kimligini gosterdi elini omzuma koydu kacarim diye. topla tezgahi gidiyoruz dedi.
direnis gostermedim gosterecek halimde yoktu. bana bakti iyiysen artik kelepceyi takmam lazim dedi. tamam abi dedim.
o sirada omzumdan tuttu ve ben bir olu gibi kimildamadim. kelepceyi takti. gozu digerlerine bakiyordu. cok buyuk kargasa idi, yakalananlar hayir ben satmiyorum diyordu. zaten baskin sadece cd ciler icindi. tanidigim bir kac kisi kalabaligin arasina sizmis bizi izliyordu onlarda cd ci idi ama benim gibi acemi degillerdi. memur bana bakti lan olm senin sorunun ne dedi. yok abi sorunum dedim. iyi beni takip et dedi. koprunun altinda polis minibusleri bizim icin bekliyordu. o sirada kader midir nedir, amca oglum oradan geciyordu, bana bakti, gozlerinden belli idi korktugu. ses cikarmadan devam etti bende basimi onume egdim. cunku yasalarin karsisinda idim, ellerimde kelepce polisi takip ettim.
bunu ikinci minibuse alin lan dedi, beni yakalayan polis. ikinci minubuse bindirdiler. en arkaya oturdum. yanima bir polis oturdu. beni yakalayan da orda idi. cikar bakayim kimligi dedi. abi arka cepte dedim. cekti cuzdani arka cepten. ben kafayi cama dayadim. istanbul tum cumbusu ile akiyordu. renkler arabalar, insanlar. koca istanbulda bir polis arabasinda ellerim kelepceliydi. usul usul agliyordum. birden polis durttu beni, lan sen universite mi bitirdin dedi. elinde ogrenci kimlik kartim vardi. evet abi dedim. niye bu isi yapiyorsun dedi. mecburum abi dedim. zaten beni agliyor olarak gordukten sonra, beni yakalayan ona dondu dedi ki dokunma ona. yanimdaki kpss ye niye girmedin lan dedi. abi girdim iyide puan aldim ama ben o kosullarda calisamam dedim. anlamadilar tabiki. yuzume aval aval baktilar. -
10.
+4o sira da ilk cd mi satmistim bile 2 milyonu cebime atmanin sevinci ile hersey rengarenkti. derken bir tane bir tane daha sattim. metro bosalmamisti ama bana dogru bir kalabalik geliyordu. onlara bakmamaya calistim korkuyordum. benden baska kimse yoktu benim icin. kimse de kicimi kollamayacakti. yuzu gozu cizik elinde tesbih olan insana benzemeyen bir yaratik onculugunu yapiyordu kalabaligin. lan burasi dingonun ahiri mi? dedi. pardon abi dedim. elimi cebime attim. kaybedecegim hic bir sey yoktu. cebimde bir bicak vardi. onu tutuyordum. lan ben urfali bilmem ne diye saymaya basladi. olmeye geldin lan buraya dedi. kalabalik etrafimdaydi.Tümünü Göster
lan dedi bu tezgahi kapatiyorsun, bir daha da seni burda gormeyecegim tamam mi dedi. yok abi gidecek baska bi yerim yok, bu gun burda olmem gerekiyorsa olecegim dedim. bicagida cebimden cikardim. eleman guldu, lan muallak cikardin madem gotun yiyor saplasana dedi. o an benim kel kafali cd ci geldi. dokunmayin lan elemana o da ekmek parasinin derdin de dedi. kendi aralarinda tartismaya basladilar yari kurtce yari turkce devam ediyordu. urfali dondu bana, lan burda kalacaksin ama programdan baska birsey satarsan anani bellerim dedi.
tamam abi dedim. benim yasli cd ci bana dondu sen kopru deki tek turksun, o yuzden yanlis yapma ayagini kaydirirlar dedi. ve bana gunluk kac lira urfali icin, meydanda bekleyen polisler icin ve zabitalar icin ayirmam gerektigini anlatti. bu rakam 30 tl ye denkti. anladim ki ilk 30 tl sistemin islemesi icin var.
vay canina dedim. istanbulda bir koprudeyiz. ve bu koprude turk olan tezgah acamiyor. isin ironik yani kurd olsaniz bile abidin baskana gitmeniz lazim yani ulkucu birine. aklima su geldi dedim ulan diyarbakir da bir ust gecit olsa ve orda sadece turkler calismaya calissa, o kopruyu yakarlar lan. yanlis anlasilmasin bunlari yasamama ragmen irkci degilim. ve en yakin arkadasim da kurd tur. ama istanbulun gobeginde bir yabanciydim artik.
neyse komsu tezgahlar vardi ve bende onlarin komsu esnafiydim. kimisi fake marka satiyor kimisi camaken icinde calinti telefon, zamanla beni sevmeye basladilar. isimde ilerlemeye baslamistim. cok iyi satiyordum gece de 300 milyon bana kaliyordu, bazen assagi inip kopru altinda ki bufelerden arnavut cigeri yiyordum. mutluydum lan, 4 saat calisip iyi para yapiyordum. bir gelen bir daha geliyordu, cunku programdan anlayan tek bendim ve gelenlere cok ayrintili anlatiyordum. beceremezler diye mail adreslerini alip, crack konusunda yardim ediyordum. hatta uzak masaustu (vpn) baglantisi ile program kurdugum bile oluyordu. bu arada amca oglu evlendi ve baska eve tasindi. ve ben o evin kirasini karsilayacak kadar adam olmustum. -
9.
0Olaylara bak
-
8.
+3sirin evlere tasindim, gece kondudan bozma carpik kentlesmenin en guzel ornegi bir semt. yururken binalardan dolayi, gokyuzunu bile gormekte zorlanacaginiz. dogu kokenlilerin yogunlukta oldugu, kalabaliginda kaybolacaginiz varos semti sirinevler. anam ozamanin parasi ile 1 milyar vermisti, onu da sapka orup pazarlarda satarak kazanmisti. 2 hafta sonra amca oglunun davranislari degismeye basladi. niye geldin ne kadar kalacaksin der gibiydi. oysa o bizde 12 yil kalmisti. ve hic bir karsilik beklemeden, bunlari yapmistik ve ben kardes gibi gorurdum. evde bir siginti gibi hissetmeye basladim kendimi, yani bu kadar da kotu olmamaliydi bu yasam. is bakiyordum ama disari cikmakta bile zorlanan birine isi kim verir.Tümünü Göster
cd satmanin altyapisini olusturmaya calisiyorum. cd poseti cd zarfi bos cd vs. neyse bir gun sokagin birinde bir tezgaha rastladim. tezgahin basinda, kafasi kel yuzu icine cokmus kirli sakalli, 50-55 yaslarinda biraz cakal gorunumlu bir adam var. tezgaha musteri gibi yaklastim. gardas hayvanli ferre da var diyerek elinde poseti gosterdi, ben aslinda cd almak istemedigimi sirinevler koprusunde cd satmak istedigimi bu yuzden zarf ve poseti nerden bulabilecegimi sordum. iznin var mi dedi, belediyeden mi diye sordum aklima o gelmis ti ilk. guldu yok dedi ocaktan iznin var mi ne ocagi diye sordum.
iste ulkenin carpikligi da karsima cikmaya basliyordu. ne ocagi abi dedim. abidin baskana gitmen lazim dedi. abi dedim. vergi vermiyoruz. zaten yapacagim is yasadisi, niye birinden izin alayim. siritarak yuzume bakti. kurd aksani ile bu isler o kadar kolay degil dedi. anladim ki koprude yasadisi satis yapmak icin bile birilerinin onayi lazim. abi dedim ben kimseden izin almayacagim cikacagim oraya bir kac gune kadar. cunku baska bir secenegim yoktu.
neyse o tanistigim cd ci bana babacan davranmaya basladi. senin icin reisle konusurum felan demeye basladi. tabi ki killandim. ne saticaksin dedi, senin yasin genc ferre felan satma benim 15 tane mahkemem var ama 12 tanede cocugum var, baska sansim olmadigi icin bunu yapiyorum dedi. benimde baska sansim yok dedim. bedel her ne ise odenecek dedim. neyse adam bana zarf ve posetler icin gerekli adresleri verdi. ben o sirada internet cafe nin birinden program indiriyordum. sirin evlerde bir marangoz buldum. tezgahi da yaptirdim. tum varimi yatirmistim bu ise.
programlari basmaya basladim. nero cd den kapak ta dizayn ediyordum. 16x lg cd room la yavas yavas basiyordum. xp, xp service pack 2, muhasebe programlari, visual studio net 7, ingilizce egitim programlari vs gun gelmisti herseyimle hazirdim kopruye cikmaya, ulkeye dair ilginc bir gercegi ogrenecegim bir geceydi.
elimde tezgah yavas yavas cikiyordum merdivenleri, elinizde tezgah olunca saticilar size daha degigib bakiyor. bu eleman ne yapmaya calisiyor gibi. benim tezgah kucuktu digerlerine oranla, bir kose bakiyordum girecek. neyse bir hamle ile tezgahi kurdum. ilk musteriden once, mekanin sahiplerinden biri geldi. siz o kopruden gecerken onlari fark etmezsiniz arkaplanda dururlar. gardas niydiysen burda dedi. abi cd satiyorum dedim. aynen diger cd cinin dedigi gibi gardas iznin var mi? dedi. yok abi dedim, paraya ihtiyacim var o yuzden satmam lazim. beni bastan asagi suzdu gitti. ama hissetmistim, firtina oncesi sessizlikti bu. -
7.
+4sevgilim terk etmis, arkadaslar yuz cevirmis, anam bile oleceksen ol der gibi bakiyordu. ya da o pgiboloji icinde ben oyle algiliyordum. aslinda var olan her iliskinin bir cikar iliskisi oldugunu, sevginin askin ve dostlugun aslinda sen ayakta durabilirsen var oldugunu yasadigim surec bana ogretiyordu. o siralar anladim bir insan neden intihar eder. karar vermistim benim icinde tek cikis yoluydu kendimi oldurmek. ama bir engel vardi. bunu anlamayacak bir kisi vardi o da anamdi. bunu nasil o kadina yapabilirdim. tum yasamini ben adam olayim diye harcamis bir anaya bunu nasil yapardim. bu kadar bencil olabilirmiydim.Tümünü Göster
hastalik iliskilerimi yok ederken, beni bitirirken. aslinda bir seylerde bana katiyordu. benimle ayni yoksunluklari yasayanlari okuyordum nietzsche, søren aabye kierkegaard, arthur schopenhauer vb. baska bir dunyanin kapilari da aciliyordu beynimde. ve butun bu yasadigim gundelik taktanlik ve yoksunluklarin beni ittigi yer aslinda cok degerli bir yerdi. insanin varolusu hakkinda bu amcalarin soyledikleri, acinin aslinda yasamin terk gercegi oldugu, yasamin gereksizligini yazmalari vs. bana baska kapilar aciyordu. ve ben cektiklerimin beni nereye tasidigini gorunce usuldan da siritmaya baslamistim.
sokaga cikamasamda kosturamasam da normal insanlar gibi otobuse binemesemde. birseyin farkina varmistim. 3 dakika huzurlu olup bir otobuse binebilsem yada bir gun batimini seyredebilsem, normal gundelik yasamini yasayan insanlarin es gectigi bu seylerin benim bunyeme bir orgazm gibi girisi bana verilen bir armagandi. kim otobuste sadece seyahat edebildigi icin mutlu hisseder ki. ya da gun batimini izlerken mest olabilir hem de digerlerinin hissettiginin belki de 10 bin kati bir hissiyatla bunu yasar. tabi bunlar belki de 3 ayda bir yasayabilecegim 10 dk lik gecici sureclerdi. ve aslinda ozaman insan anliyor, gunluk yasamda ne kadar degerli seyi gormezden geldigimizi. ve ayrintilar derin ayrintilar bir bir gorunmeye basliyor. soyle dusunun gozune teleskop takan biri oluyorsunuz bir anda.
anlamistim ki, aciyi cekmeden bunlara ulasmak imkansiz. gundelik yasaminda olan bir insana, bunlari anlatmak imkansiz. zaten cogunuz bir gibtir git cekecektir. ama anlatacaklarimi iyi dinleyin, sizlere neleri es geciyorsunuz ogretecegim. normal bir nefes almanin ne kadar degerli bir sey oldugunu anlatacagim size. ama ozet gececegim merak etmeyin.
elle tutulacak hic bir sey kalmamisti. anami karsima aldim ve dedim ki, diz cokerek yasamaktansa ayakta olmek yegdir. anne gidiyorum dedim. nereye gideceksin dedi. istanbula dedim. kendi yasadigi sokagi terk etmekte zorlanan ben, istanbula gitmeye karar vermistim. anne belki olecegim ama gitmem lazim dedim. bana bakti ogul dedi; delisi olan hergun olusu olan 1 gun aglar. anam okuma yazma bile bilmiyor, ama bana filozoflarin bile zorlanacagi bir cumle kurdu. bir sey diyemedim. ivedilikle odami toplamaya basladim yazilarim, ders notlarim. hatiralarim. eski saglikli yasama dair anilarim. istanbula tasiniyordum. bilmedigim bir kente gidiyordum. annemin bin bir emekle koyden alip 12 yil boyunca okuttugu amcamin oglunun yanina. -
6.
+4otobusteyken odeyecegim en agir bedellerinden biriyle karsi karsiya oldugumu bilmiyordum. ve kacinilmaz olan geldi catti. 100 kere olseydim de bunu yasamasaydim dedigim bir durumla karsilastim. bagirdim durdurun lan bu otobusu oluyorum diye. sabah sabah isine giden herkes, hem aval aval hemde ulan bu gun degigib birseyler yasadik diye yuzume bakiyorlardi. talih mi kader mi bilemem, ataturk devlet hastahanesi duraginda indim.Tümünü Göster
kosarak acile gittim yine. doktor yuzume bakara yapabilecegimiz bir sey yok eve git ilik dus al dedi. iste olaylar bu asamadan sonra basladi.
ben universiteyi kazanmis bir genctim. ve bilmedigim birseyle karsi karsiyaydim. ozamanlar arama motoru olan altavista.com a panik atak yazinca 3 sonuc cikiyordu. ki google aga yoktu hatta fikir bile degildi.
neyse burda ozet gecmiyecegim konu butunlugu saglansin diye.
universiteye basladim. ege universitesinin onunde bir yol calismasi vardi. hatta yarim kalan bir viyaduge kamyon soforunun girip orada oldugunu bilirim. hatay bornova arasi eski koruklu otobusler de 1.5 saaat surmekte. ve ben 10 dakikasina bile dayanamiyorum bunun. soyle dusunun agzina kadar tikabasa dolu bir otobus var ve otobuste duramiyorsunuz. iste bu boyle karin agrisi birseydi. sonralari minibus i tercih etmeye basladim ama, babam piyango bileti satan bir emekci idi. minibus luks kacmaktaydi bana. hersey kabus gibiydi, ve uyanmak istemedigim bir gune zorunlu olarak uyaniyordum.
herhangi bir cikis yolu yoktu fiziksel olarak saglam gorunen ben, aslinda icimde curuyordum ama kimse bunu sallamadi. bilenler bilir e cafe ye az ugramadim ege uni de. ordan redhouse az yapmadim. ama kimseye ayak uyduramadim. pikniklere gidemedim. partilerde playboy olamadim. ulan derslerime bile giremiyordum playboy olmak benim neyime.
sevgilim posta koymaya basladi, sen hic bir yere gelmiyorsun benimle, biz hic bir sey yasamiyoruz beraber, bak kusura kalma boyle devam edersen gotune tekmeyi yersin dedi. kiz gercegi soyluyordu bana, zayifsan elenirsin diyordu. onceleri kabullenmek zor geldi. sonra anladimki kiz gercekci.
iste bunu ogrenmem hayli zaman aldi. en onemlisi insanin caresiz oldugunu kabul etmeye calismayasiymis. bir insan kendine ogretirse bunu galiba ulaslismis en buyuk erdemlerden birini ulasmis olandir.
hic kimse kendini o pozisyona koymaz. hic kimse kendine caresizligi yakistirmaz. her kabullenisimizin ardinda bir baska umut yatar. umutlarin sondugu yere bu hayattayken ulasmak her babayigidin harci degildir.
etrafimdaki herkes birer birer kaybolmaya basladi. artik herhangi bir faaliyete beni cagirmaz oldular. zordu bunu kabullenmek ama onlari suclayamazdim da cunku kim ister ki ayak bagi yaninda. giderek yalnizlasiyordum. bir anam vardi bana uzulen. odamdan bile cikmiyordum. inanmayacaksiniz evden 4 yil cikmadim dersem yeridir. hic cikmadim demiyorum. ama nerdeyse butun zamanim evde geciyordu. tabi bu asamada bir de yasadigimiz sosyal cevrenin baskisi var. sana tepeden bakiyorlar, deli muamelesi yapip iyice disliyorlar. hele ki annemin uzerinde baskilari yuklenmek daha zor.
senin oglun neden hep evde neden bir is bulup calismiyor. neden hep iciyor. tabi anne olarak kadin bunlarin karsisinda eziliyor. ve bunu kabullenmek benden daha da zor onun icin.
icim icimi kemiyor. icimde firtinalar kopuyor ama degistirecek ne gucum var ne sagligim. o siralara ege universitesin de doktor erhan bayraktar a gidiyorum. bana parasiz bakiyor. en son o da gibtiri cekti. paran varsa gel hastaneye yat dedi yoksa geber der gibi bir cumle kurdu. bir pgibiyatr dan bile gibtiri yemistim. ve sorular kafamda donuyor du. nerden geldik nereye gidiyoruz. butun bu acilarin sebebi ne? bir kere adam gibi olmek gunde binlerce kez olmekten iyidir demeye basladim. intihar dusuncesi giderek hakim olmaya basladi beynime. -
5.
+2 -1Köyüne dön
başlık yok! burası bom boş!