/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +1
    tony yemek o ordek etine benzemesin dedim. baya bir gulduk. aborjin kadin olurda birsey deriz diye kiyida bekliyordu. benim bundan rahatsiz oldugumu anladi, kadina git baska seyler yap bizi unut dedi. kadin yuksek huzurumuzdan cekildi. bulagibcilar olarak seflere soverken, simdi seflik oynuyorduk. karanligini ucundan acmisti ve gerisi gelecekti.

    mutfaktaki ac herseyi yiyen tony gitmis yerine etleri asilzade edasinda yaglarindan ayiklayan biri gelmisti. acele etmeden, yapiyordu isini. ben 27. katta elimde satin alamayacagim kadar pahali bir sarapla, etrafi suzuyordum. gor anam izmirin hangi pazarinda elinde corap satiyordu. ogul olmak da zordu ana olmak kadar. hadi ananin corap sattigini dusunerek sarap icsene, gitmiyordu iste. bakarken huzur aldigimiz okyanus maviden karaya calmisti.

    okyanus ayaklarimizin altinda, zengin bir menude pahali saraplarla yemek yiyorduk. bundan 10 yil once bana iste hayal ettigin dunyalarda boyle hissedeceksin deselerdi, yine de gelirmiydim acaba? sisteme en buyuk karsi cikisim sirinevlerde cd satmakti. ve icinde bulundugum bu luks cd satarak alinamazdi. aklima neden uyusturucu satmak en karli is diye sorular geliyordu. yani reklami bile olmadan neden bu kadar cok satiliyordu, neden en pahalisiydi. magzadan pahali kot almaya benzemiyordu bu. ve alicilar, oleceklerini bile bile neden buna deli gibi saldiriyordu. insanlarin uyusturulmak istedigi pazar neden en buyuk pazardi? neden en buyuk para bu pazar da donuyordu. alkol yetmiyordu bu elemanlara, daha fazlasi gerekti.

    talep edilenin elbetteki saticilari olacakti, maddelerin etkisine gore bazilari legal, bazilari illegaldi. alkol legal, esrar illegal, xanax legal, kokain illegaldi. aslinda hepsinin yaptigi sey, beynimizde bir dizi olaya aracilik etmek. uyusturucular, anlik hislerin temsilcisiyken, antidepresanlarla uzun vadede iyi hissetmemizin dozaji ayarlaniyordu. en gotu taklu depresan a baslarsaniz eger size en az 6 ay diyecekler. 6 ay duzenli icerseniz, artik ne sistemi ne kendinizi ne de cevrenizi sorguluyorsunuz, seyreltilmis uyusturucu, damarlariniz da akarken, amma bunalimdaymisim lan diyorsunuz. oha duruma bir bakin, herseyi bomtak gorurken, kaniniza bir kimyasal katiyorsunuz, nasil oluyorsa daha pozitif oluyorsunuz. hani nerde o koca maneviyat, iki ilac yuttun kaplan saniyorsun kendini.

    butun bu dusunceler beni pgibologa gitmeye zorladi, amacim tedavi degil, ilaclari denedikleri gruplara katilmakti. denek olmak istiyordum zaten bir sekilde denektim de. diana ile o surecte tanistim, 30 yildir panik bozuklukla mucadele eden bir pgibolog tu. daha ilk bulusmamiz da soyledim, senin o davranissal bilissel terapi tekniklerini biliyorum sakin uzerimde denemeye kalkma. ise yaramadiklarini defalarca test ettim. yok dedi bende panik ataktan muzdaribim, seni anliyorum. ( aynen her pgibologun dedigi gibi) ne anlasilmaya ne de cozume ihtiyacim vardi. istedigim sadece konusmakti.

    benim icin rahatsiz edici bir durumdu bu, para aliyor diye seni anliyorum diyen biri ile yuzyuze gelmek. oysa beni karsiliksiz anlayabilen birileri daha yararli olurdu sanki. dianaya karsi cok acimasizdim. karsimda pgibolog olmasina izin vermedim. tuttugu notlari bir kenara birakmasini soyledim onceleri direndi. sonra aldigi notlari bile okumadigini ona hissettirecek seyler soyledim. not aliniyormus gibi yapiliyordu, cunku ben musteri idim ve onemli hissetmem icin kagida birseyler yaziliyor gibi yapiliyordu, oysa gencler hic bir sey yazmiyorlar. cunku receteniz belli, cozumler bireysel degil, cozumler cogunluk icin. ve ben her bulusma da neleri unuttugunu hatirlatiyordum ona. bu asamadan sonra daha dikkatli olmaya calisti, ama iplerin ucunu kacirmisti. elimde bir koz vardi, o da ilk zamanlarimiz da beni dikkate almayisi, ve ben herseyi oraya yukluyordum. kusura bakma es gecmisim diyordu. aslinda duymamisti bile onlari.

    bakti durum, taka sarmakta beni baska bir kariya havale etti. sirt ustu uzan kendini ormanda dusun diyen tiplerden biri.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    +1
    hadi size ordan birseyler sunayim.

    ormandasin, karanlik bir orman, ilkel bir topluma ait birisin, neyden korkuyosun soyle bana? jaguar orda otede caliliklarin icinde, her an bana saldirabilir. sansin yok mu jaguar a karsi? nasil olabilirki burasi onun mekani ve ben yerli kiyafetleri icindeyim. hissediyomusun jaguar yaklasiyor sana, yapraklarin ve dallarin sesini duyuyorsun. ne istersin yaninda bir mesale mi yoksa bir mizrak mi? odadayiz ve diana da var benim gozler kapali ormandayim.

    duyumsamaya calisiyorum herseyi, kari soruyor gozlerine bakabilecekmisin, jaguar in, koltugumda biraz pozisyon degisip, hazirim diyorum. paril paril tuyleri ile kara jaguar karsimda, icimdeki koca canavar, cok uzun zaman oldu. ve ilk kez karsi karsiyayiz. kadin soruyor mizrak mi ates mi istersin diye. ates diyorum, bastan asagi suzuyorum jaguari, oysa nasilda kendini gizlemisti gecen 14 yilda.

    oldureceksen mizrak verelim diyor. yok diyorum, elimde ates olsun sinirlarimizi bilelim. o olurse bu ormanin anlami kalmaz. elimdeki atesin ne oldugunu umarim cozersiniz. oldurmek istemedigimin ne oldugunu umarim anlarsiniz.

    kadin bana dunyaya don diyor, ama hic cikasim yok burdan. ama ise gitmem lazim bulagiblar beklemekte. gibe gibe kalkiyorum.

    tony nin pisirdigi etler agzimda, eve donmem lazim ama, burda kalabilirsin derse ne guzel olacak. gozler cift gormekte, ama biliyorum ki, gecmisinin pisligini burda dinlemezsem, kim bilir baska ne zaman bu kivama gelir tony. anlattikca ayiliyorum, anlattikca kanim donuyor. bu gunah cikartmaya neden peder oldum bilmiyorum ama, tanri seni affeder de diyemiyorum. 40 tas su dokunudum der gibi bakiyor bana. benim tek derdim isyerin de saat 9 da olmak zorundayim, bu yuzden 8 de kalkmaliyim var.
    ···
  3. 78.
    +1
    sene 2007

    avustralya hazirliklari en azindan teorik anlamda baslamis durumda. hic hesapta olmayan bir durum ortaya cikiyor. bir hatun kisi ile tanisiyorum. kendisi benden yasca kucuk, almanya da buyumus. ayni koyluyuz. bu sefer tamam diyorum aradigim kisi bu. hastalikta ve saglikta iyi gunde kotu gunde beraber olacagiz. ee zaten icgudusel anlamda da artik cocugun olsun yaslarindayim. tam 3 yil bu konuda savasarak gecirdim.

    agustos

    havaalanindan aldigim sevgili ile etrafimizda bir devin kollari gibi bizi sarmalamis sirinevlerin nefes aldirmaz binalari altinda yurumekteyiz. insan sevince mekan sirinevler de olsa mutlu olacak birseyler bulabiliyor. anlatiyorum surda goz altina alindim, burda yenildim burda zaferler kazandim vs. kadin bunyesi boyle birsey iste, seni terk edene kadar sana dunyanin fatihi gozuyle bakiyor.

    cok sonralari bir bilim adaminin kuslarla alakali bir makalesini okumustum. belkide anlatmisimdir hatirlamiyorum. ozetle soyle idi. kuslarin(cinsini hatirlamiyorum) 1 kilometrekare lik bir alanlari vardir. erkek kuslar savasirlar kaybeden gider. disi kazanani secmis gibi gorunur ama disinin asil yatirimi o alanadir. disi erkegi secmez alani secer, ve o alanin sahibi olan disiyle beraber olur. bu ilkel acilimdan ferrarisi olan erkegin neden sansli oldugunu anlamak mumkun. disi senin nasil olduguna degil neye sahip olduguna bakar.

    bizim oralarda bir laf vardir ” taze sipa sert ossurur” bende aynen oyle idim. avustralyaya gidecektim. super bir gelecek bizi beklemekteydi. sert ossuruyordum, cunku daha gotum gibilmemisti au da. ben au ya gidecektim o da universitesini bitirip gelecekti. ne kadar engel varsa beraber asacaktik. hic ayrilmayacaktik. hastalikta ve saglikta.

    bir seyi es gecmistim. ben hep hasta idim. bunun saglik kismi hic olmuyordu. sonsuz ozveri beklemek sacmalik olurdu. ama umut denen sey yok mu? adamin anasini gibip herseye inandiriyor. oysa en buyuk tokadi ben kendim atmaliydim kendime.
    ···
  4. 79.
    +1
    ilk yil

    cok zorlu gecti, yuregini eline alip rendeye suruyorsun. hafizamda ki en derin sey; bir telefon kulubesindeyim. annemi arayacagim. ne yapin yapin bana 20 bin dolar gonderin diyecegim. vizenin bitmesine 10 ay var. cepte 5 kurus yok. kendimi hazirliyorum tum yuku onlarin boynuna bindirecegim. evlatlari degil miyim? yollasinlar. deli danalar gibi dolaniyorum telefon kulubesinin etrafinda. cesaretimi toplayip, ariyorum. ama hesaptaki gibi olmuyor carsidaki. nasilsin yavrum iyimisin diye sorunca, zor durumdayim diyemiyorum. ben iyiyim beni dusunmeyin sizler nasilsiniz yalanina basliyorum. karsi taraftan ayni yalanla cevap geliyor biz iyiyiz sen bizi dusunme. annem birseyler anlatiyor, ben onumde uzanan yola bakiyorum. yesillikler icinde evler, yandaki restorantan yukselen kahkahalar. dunyadayim, bir telefon kulubesinde, birsey diyemiyorum ama hala aklimda batarsam bizimkiler bana el atar var.

    senden beklenileni karsilayamamak

    uzaklara gitmistim. paranin amina koyulacagi yere. urkek bir beklentinin icinde buluyorsun kendini. telefonda titrek bir sesle konusamazsin, kendi umudunu yasayamadan baskalarinin umudu olmaya calisirsan bu cekingenligi yasaman kacinilmaz. ben kotuyum bir omuz bulsam aglayacak, icim disima cikar diyemezsin. hastayim diyemezsin. cunku sen umudu olmussundur umutlarini tuketenlerin. bir bayrak gibi sanli sanli dalgalanmak zorundasindir. kotu, hasta, umutsuz, korkak olamazsin. cunku sen bayragi eline aldin kosma sirasi sende dusemezsin! bilirsin ki annen gun yaptiginda senin nasil da buralara geldiginle ovunur. olmayan basarilarina bire bin katip anlatirlar. ve sen yenilemezsin. hayal alemi devreye girer ozaman, paranin amina koymussun ananin babanin alni ak. magrur yuruyorlar bize hayvan olmamizi diretilenlere. oysa kimseye zarar vermedik yetmez miydi? bu. yok yetmiyor toplumuda doyurmak lazim. oyle bir buyuk karindir ki bu bir turlu doymak bilmez.

    anamin babamin bekletilerine sevgilimin anasinin babasinin beklentileri de eklenmisti. gel askerligini yap diyorlardi. kactigin hapisaneye gardiyan olmadan kiz yok diyorlardi. ilk yil zorlu gecmisti. gecemi gunduzume katip, yaz tatilinde sevgilimi 2 ayligina au ya getirttim. ama daha odedigim bu bedellerin bir hic ugruna oldugunu bilmiyordum. daha 2 yil vardi bunu ogrenmeme.

    anneme evlenip mutlu olacagimi anlatiyorum ama gozden kacirdigim bir sey var. peder ortalarda pek yok! annemi biraz gibistirinca, yavrum bu sene cok duskun diyor. 15 yili almanya da sonrasini tr de cesitli islerde gecirip, is bilmezliginden dolayi akranlarinin aksine sokakta piyango bileti satiyordu. utaniyordu gecmisinden birileriyle bulusmaya, o yuzden kisme gelmezdi bize. o kadar varlik icinden ulastigi nokta buydu. kamerada gorunce icimden ruhum cekildi sanki, gozlerini kacirip yere bakiyordu. benim babam degildi sanki, kufuru ve tokadi ekgib etmeyen adam gitmisti. ulan sen degilmiydin trt de “bir baska gece” yi izliyoruz diye bizi tokatlayan. anneme dunyayi zindan eden sen degil miydin? huur cocugu oyle durmasana kalk bir kufur et bir sey desene. senin hiddetin ne buyuk bir limanmis baba, iki tokat caksana. dis bileyip buyuyunce sana gostericem diye ic gecirerek aglayalim. huznun, korkundan bin kat agirmis. yine yutkunmak var, bir memur bile olmadim. oglun bulagib yikiyor diyemiyorum. ayni onun arkadaslarindan utandigi gibi ben de ondan utaniyorum diyemiyorum bulagib yikiyorum diye. hiddetini bile ozledigim bir adama bir babalik yapmadin diyecek luksum yok. bagkurdan aldigi 600 kusur liranin 400 unu kiraya veren aileme gidin bana kiz isteyin demek; cok buyuk bir lokma!

    yanilsama

    kulagina bir kulaklik takarsin duymak istediklerini duymak icin. kendini dis dunyadan izole edersin, ayni zamanda hissettiklerini hissetsinler istersin. yeni bir dunya acmissindir kendine, ve baskalarina begendikleri taktirde yer vardir burda. eger sendense dinledigin, butun dunya uzerine akar sanki. iste evrenin merkezine guzel bir ornek ” sadece kendi olan insan” merkeze baskalarinin yarattiklariyla duserken, kendimizi merkezde hissetmek ne guzeldir. bizi merkeze iten baskalarinin yarattiklari araclarla akintiya birakiriz kendimizi.

    benim sormak istedigim kuyuya inerken neden yanimiza baskalarinin ipini aliyoruz. madem kendini cok seviyosun, tutunmak isteyisin neye gebe? kendi kor kuyusuna inemeyenlerin, avuntusudur. baskalarinin yarattiklarina sarilmak. kendinden korkan yukari bir kazik cakar ve eline ipi alir inmeden once.

    terk edemedigimiz pariltili dunya, bize her daim derki kuyuya inerken ipini yanina al. ben simdi size nasil anlatirim, kulakliklarinizdan akan muziklerin sizlerin ipleri oldugunu. bunu kaciniz kabullenir. oysa cogunuz ozgurlukleriniz sandiniz. onlar sizlerin saglam ipleriniz sizi kuyunun dibiyle yuzlestirmeyip geriye ceken.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    +3
    rezerve
    ···
  6. 81.
    +1
    #rezerve
    ···
  7. 82.
    +1
    rezerve
    ···
  8. 83.
    +1
    Rezzzzzzz
    ···
  9. 84.
    +1
    Rezzzzzz
    ···
  10. 85.
    +1
    rezervasyon
    ···
  11. 86.
    +1
    Rez okuyacam
    ···
  12. 87.
    +1
    Reserved
    ···
  13. 88.
    +1
    Yerimi alayım
    ···
  14. 89.
    0
    Jsjdjejeje
    ···
  15. 90.
    +1
    Rez alıyım
    ···
  16. 91.
    +1
    Rezerve
    ···
  17. 92.
    +1
    Part 5 eskiden okumak nasip olmamışti 2 olmasada 1 den başliyorum eski gunlerdeki gii
    ···
  18. 93.
    -1
    aynı şeyleri yine yine önümüze sunun yüzsüz vasıfsız salaklar.
    ···
    1. 1.
      0
      okuduysan yol al okumayanlar okusun diye paylaştık
      ···
  19. 94.
    +1
    Rezerved
    ···
  20. 95.
    +1
    bunu yazan adam şimdi 41 yaşında vay aq
    ···