1. 226.
    0
    Arada birbirimizi kaybettiğimiz iyi oldu. Bir şeyin kıymetini bilmenin en klagib yolu onu kaybetmektir.
    (Emrah Serbes)
    ···
  2. 227.
    0
    iyi aile çocukları, eline hiç taş almamışlar, her zaman kazanan ata oynayanlar, sırtını daha güçlü birine dayamadan başka kimseyle kavga edemeyenler. Sizin ruhunuzu çok iyi biliyorum. Irak işgalinden önce de Amerika’nın yanında savaşa girmeliyiz diyordunuz. Çünkü siz ancak dayak yemeyeceğinizi bildiğiniz kavgalara girersiniz beyler. Siz ancak çocukları dövebilirsiniz. Uzağından yakınından geçmediniz hiçbir onurlu kavganın. Hiçbir zaman da anlayamayacaksınız kelleyi koltuğa alıp canavarlarla dövüşmeye giden insanları. (emrah serbes)
    ···
  3. 228.
    0
    birleşince kısa devre yapan parmak uçlarımız öldü önce. sonra yeşil öldü benim için sonra kahverengi. sonra ilk öpüştüğümüz yeri kalbinden bıçakladılar. on iki yıl geçti susmak ne kısaymış. sen böyle ne güzel sonsuza kadar susalım diyorsun. sonsuzluk bir gün herkesle konuşur sevgilim bunu da biliyorsun.

    sen gittin ve herkes ölmeye başladı

    (Emrah Serbes)
    ···
  4. 229.
    0
    narrator okuduğunda tanıdık gelecek.
    ama sonu değil.

    73. bira ve kahve

    Bir gün tanışacağız, arkadaşlığımızın arkadaşlık düzeyinde kalmayacağını bilerek arkadaş olacağız, sonra sevgili. Bir ay, altı ay, üç yıl. Sonra ben, bir akşam ya da sabah ya da gece yarısı, henüz sen beni terk etmemişsen tabii, herhangi bir neden belirtmeden çekip gideceğim. Çünkü veda konuşmalarını beceremem. Becerebilseydim altı sene önce evlenmiş olurdum. Nasıl ayrılacağımı tahayyül edemediğim için evlenemedim. Ama bu ayrı bir konu. (Ve sana –bir cümleye “ve” ile başlamanın ona ilahi bir ton kattığını Jonathan Safran Foer’den öğrenerek kullanmaya karar verdiğimi de belirtmek isterim– erkek dünyasının tam kalbinden bir tavsiye, bu tarz dostane veda konuşmalarını becerebilen adamlardan uzak dur lütfen. Onlar bir gece uyanıp seni kıtır kıtır kesebilecek kadar kendine güveni yerinde adamlardır. Onlar en düşmanca hislerini bile dostane biçimde ifade edebilen gerçek erkeklerdir, onlar ergen değildir. Ece Temelkuran ne güzel kadın.) Her neyse. Ve sen kendini tak gibi hissedeceksin. Haklı olarak. Ve üzüleceksin. Ve sen üzüldüğün için ben de üzüleceğim. Ama bunu çaktırmayacağım. Ve sen benim taş kalpli ve vicdansız biri olduğumu düşüneceksin. zütün önde gideni olduğumu düşüneceksin. Bu düşüncelerini bir terbiye süzgecinden geçirip smslere dökeceksin. Ve ben onları okurken şöyle düşüneceğim, “Sanırım ben bu dünyaya insanların kalbini kırmak için geldim.” Sonra bir gece saat ikide, alkollüyken telefon açıp bağıra çağıra dökeceksin içindeki bütün zehri. Ama benim kafam o an yazdığım şeyin zehriyle dolu olduğundan senin zehrinden etkilenmeyeceğim ve diyeceğim ki, “Yarın akşamüstü bir kahve içmeye ne dersin?” Ve sen de diyeceksin ki, “Yarın akşamüstü gelip seni bıçaklamama ne dersin bencil bin? Bip bip bip biiiip…” Her neyse. Dışarıda kahve içmekten nefret ederim zaten, evde yeterince içiyorum. Kahve içelim dememin nedeni, bira içip duygusallaştıktan sonra aynı döngüye tekrar başlamaktan korkuyor olmam. Sonuçta bir gün, o kahveyi barış içinde içeceğiz, havadan sudan konuşacağız, herkesin herkessiz yapabileceğini bildiğimizden (Tezer Özlü ne güzel kadın); kendimizle, o ana kadar ki bütün aptallıklarımızla dalga geçebileceğiz ve en sonunda, “Ne güzel böyle, bunu her zaman yapalım,” diyeceğiz. Masaya gelen, donmuş sümüğü üst dudağına yapışık çocuktan selpak ve bu işi sadece hayır için yaptığını iddia eden adamdan tükenmez kalem alacağız. Selpak mı kalem mi diye soracağım. Tabii ki de kalemi seçeceksin. Sonra aramızdaki sessiz anlaşmaya uyarak, bir daha bu kahve faslını hiç tekrarlamayacağımızı bilerek, ayrı yönlere gideceğiz.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 230.
    0
    Çünkü büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. Büyüdükçe öyle bir küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı. Büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo aldım ve dünyadan vazgeçtim. (Emrah Serbes)
    ···
  6. 231.
    0
    buraya ekşiye çevirmişiniz lan dümbükler.
    Seviye yükselmiş.

    not: emrah serbes' in en güzel kitabı erken kaybedenler. Behzat Ç. ile gözünüz boyanmasın. Son harfiyat ile her temas iz bırakır, erken kaybedenlerin yanında tırı vırıdır.
    ···
  7. 232.
    0
    34. okulunu bitir askere git işe gir evlen çocuk yap

    Bir arkadaşım var, evlendikten sonra işe girdi, askerden döndükten sonra da okulunu bitirdi. Geçen akşam görüştük, baba olmak istiyordu ama bunun için doğru zaman olup olmadığından emin değildi. Dostum dedim, senin bu işleyişiyle alakalı bir sorunun yok galiba, senin sorunun sıralamayla. Kafana takılan sorunları kronolojiyi bozarak çözmeye çalıştın bugüne kadar ama bir yerde yanlış yaptın. Çocuğu en başta yapacaktın. Çünkü senin programında da esas programda da çocuk son nokta. “Haklısın galiba,” dedi. Bir bira daha söyledik, üçüncü biradan sonra beşinciyi değil de dördüncüyü içecek olmanın verdiği o garip hüzünle.

    35. onca mutluluk varken

    20. yüzyılda yazılmış en iyi roman, Onca Yoksulluk Varken. (Bu meseleye bilahare dönmek lazım.) Orada Momo diyor ki, “Mutluluk yokluğuyla bilinen bir merettir.” Aynen öyle ve ayrıca: içinde bencillik olmayan hiçbir mutluluk da yok. Kimse kimseyi mutlu edemez. Mutluluk sadece gasp edilebilir bir şey. Hayatın boyunca mutlu olduğun anları toplasan, on beş yirmi dakikadan sonrası haksız kazanç gibi gelir.

    36. insanız affet

    Kazancakis’in Zorba’sının en sevdiğim cümlesi, “insanız affet.” Madam Ortans ölüm döşeğindeyken Girit’in ileri gelenlerinden biri geliyor, “Bugüne kadar senin hakkında ileri geri konuştuysam kusura bakma, insanız affet,” diyor. Ölüm döşeğindeki ihtiyar bir fahişeye söylüyor bunu. Onun affetmesi mühim çünkü. Tanrı zaten affeder, konsepti bu, bağışlayıcı olmak. Ama en güçsüz olanın konsepti bu değil, onun elinde tek silah var, affetmemek.

    37. saplantı

    insanların benim hakkımdaki düşüncelerine hep çok önem verdim. Her kişiliği bir saplantı şekillendirir. Benimkini şekillendiren de bu oldu sanırım.

    38. evlilik teklif ederken dikkat edilmesi gereken hususlar

    Çocukken bir arkadaşım vardı sadece ön dişlerini fırçalardı. Arka taraftaki dişler nasılsa fazla gözükmüyor diye. O zamanlar garip geliyordu bu davranışı ama neden öyle yaptığını şimdi anlıyorum. Çürümeyi kimsenin taktığı yok aslında, çürümekten zevk alıyoruz. Yeter ki o çürükler görünür bir yerde olmasın. Bize bir şey öğretebilecek tek hoca var, utanç. Yirmi küsur yıl okuduk, yüzlerce hoca gördük, hangileri aklımızda kaldı, bizi en çok utandıranlar. Bütün sınıfın önünde yüzün kızardığında aldığın dersi en süper okulları bitirdiğinde alamazsın. Sınıfın en tembeli bile olsan orada idrak edilmesi güç bir sırra vakıf oluyorsun çünkü. Esaslı bir tak yediğinde, çürükler ortaya çıktığında yani, bütün toplumun sana karşı nasıl tek yumruk olduğunu orada öğreniyorsun. Toplum derken anne baba da dâhil buna. En sevilen haber ne, çocuğunu kolundan tutup polise teslim eden baba. Yahut çocuğunu polisin elinden alıp dövmeye devam eden anne. Gazetecilerin kafası genelde az çalışır. Çok fazla bilgi akışı var çünkü; motor hararet yapıyor, sentez yeteneklerini kaybediyorlar. Ama bu mesleki deformasyona rağmen bütün basın mensuplarının çözdüğü bir sır var. En sahici hikâyenin en çürük hikâye olduğu sırrı. Çocuğunu polise teslim eden ana baba haberinin neden rağbet gördüğünü çok iyi biliyorlar. Karısını polise teslim eden koca haberi böyle rağbet görmez ama. Kocasını ele veren kadın haberi de. Hırsızın karısıdır artık o yahut katilin kocasıdır. Doğal suç ortağıdır. O ittifakı hiçbir ihanet bozamaz, hiçbir devlet bozamaz. Çünkü evliliğin temel prensibi bu, yardım ve yataklık etmek. Belki de insanlar topluma karışmak için değil, topluma karşı iki kişilik bir savunma hattı kurmak için evleniyorlardır. Belki de çürümeyi paylaşmak için. Kim bilir. Bir seferinde evlilik teklif etmiştim. Evet ya da hayır gibi rutin bir cevap bekliyordum ama başka bir soruyla karşılaşmıştım. Neden? Beraber çürümek yalnız çürümekten iyidir. Bunun içindi. Bunu söyledikten sonra kabul ettirmesi zor tabii.

    39. şimdiki aklım olsa paradoksu

    Şimdiki aklım olsa öyle yapmazdım. Öyle yapmasaydım da şimdiki aklım olmazdı.

    (Emrah Serbes)
    Tümünü Göster
    ···
  8. 233.
    0
    @188 düşmüş kişilerin hikayelerinden seviye düşmez ya da yükselmez, rahat ol.

    + erken kaybedenler mistir, aynen.
    ···
  9. 234.
    0
    Karanlıkta nüfus sayımı şöyle yapılır. Yaşayanlar bir sigara yakar.

    (Emrah Serbes)
    ···
  10. 235.
    0
    babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum. bazen öyle olur. her şey üst üste gelir.
    polis olmasaydım katil olurdum. çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.
    binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm. seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım. seninle o gün barıştık.
    şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalın ayak anlayabildiğim şeyler var.
    şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var
    bütün çaresiz insanlar gibi,
    dağılan bir okul gibi..
    acılarımız da birbirine benziyor artık kızım. birbirine benzeyen parmaklar gibi. ama her birinin eşsiz bir izi var.
    bazen gözlerim doluyor karanlıkta. ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde, hiç susmuyorsun.
    ağlamama asla müsaade etmiyorsun.
    'her şey affedildi babacık' diyorsun. 'hiç ayrılmayacağız' diyorsun.
    keşke hep yanımda olsaydın diyorum böyle konuştuğunu duyunca.
    'bu kış çok kar yağar, belki beraber kayboluruz'diyorsun sen bana.
    ama kartaneleri birbirine benzemez ki kızım!
    cesetler de benzemez.. ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.
    koşan atlar, düşen atları hatırlatır.
    yağmur yağar.. durur.. tekrar başlar..
    yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir. beşikten mezara kadar.
    karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. yalan mı söylüyorum sana?
    affet beni kızım affet.
    bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki kızım!

    http://www.youtube.com/watch?v=bfjCMkpzeHU

    -mutsuz oluruz
    -mutsuz olalım. hep mutlu olunacak diye bir kural yok ki; biz de mutsuz olalım.
    ···
  11. 236.
    0
    tvdeydi bu gece 12,5 falandım demiş bi yerde ben kaçırdım orayı
    ···
  12. 237.
    0
    emrah reyiz şu an canlı yayında beyler

    http://www.ustream.tv/cha...---kont-bulmaya-gidiyoruz
    ···
  13. 238.
    0
    amk ben bu adamı kaç yıldır takib ettim. eski sevgilim olacak dangalağa gösterdiğim de " lölö " yapıyordu amk şimdi tesadüfen açtığı bloga denk geldim paso emrah reyizden yardırmış. amk emrah reyiz eğer okuyorsan , o kız bana çok acı çektirdi. öyle bişey yaz ki bigün böyle en zor günde kaçanları , hayatı rol olanları üzsün. tek dileğimdir.
    ···
  14. 239.
    0
    ben o sıra kyk dan yolumu buluyorum, bir kaç defa geldim, hakan abi yok dedi, bülent abi giblemedi zaten, senin uğruna düştük yollara iş bilmem zanaat yok. diyeceğim o ki herkesin inandığı bir şey vardır şu dıbına koyduğumun hayatında benimkisi de sensin abi napayım

    aslında kahvaltıya gelecektin başgan 10 numara ekmek kızartmıştık ha
    ···
  15. 240.
    0
    abi daşşanı yiyim görüyosan bi sinyal ver sevindir garibi be
    ···
  16. 241.
    0
    reyiz kusura bakmada oçsun amk bu haftada bünyemi altüst ettin.bi ordan ver ayarı bi ordan amk. şakasını gibiyim de sen yiğit adamsın. senin gibielr varken ben hala umutluyum bu ülkeden.
    ···
  17. 242.
    0
    babuş eline sağlık
    ···
  18. 243.
    0
    bu adamın fayntenksdenki progrdıbını bulabilcek var mı la ?
    ···
  19. 244.
    0
    kendisi hakkında fazla bir bilgiye sahip olmasam da muhteşem bir insan olduğunu ve yazılarının harika olduğunu biliyorum.

    (bkz: Behzat Ç)
    ···
  20. 245.
    0
    babuş kalk bi makarna yapta yiyek la.
    ···