Lucius tan Kartaca adında bir düşmanımız olduğunu öğrendim
Ğ: Fiziksel bi tehditleri var mı
A: Büyük bir ordu ile geliyorlar
( Romayız mk çok zor olmaz heralde)
Ğ:Şu Hanibal kim sokakta kimsenin ağzından düşmüyor
A:Kartaca ordusunun başında ama en son General scipio ile karşılaşmamak için Alp Dağına çıkmış ve hala ordalar
Ğ: Ne o terörist olmaya mı karar vermiş

Arkadaşlar rezervlerinizle birlikte şukularınızıda verin trende çıkmamız için önemli

A: Anlamadım ( çok şaşırmadım zaten mk cahilleri)
Bizim hasanustan kızıl şeytonun evini öğrendim Roma nın taklu ve kasvetli yollarında koşarak evine vardım havuzun yanında yanlız oturuodu yanına gittiğimde şaşırmıştı
Ş: Her zaman ki gibi beklenilmezsiniz (topu topu havuzda tek yakaladım eğer mastürbasyonunu böldüysem bu beni çok üzerdi)
Ğ: Işin varsa gidim
Ş:Gördüğün gibi yalnız ve boş düşüncelerle oturuyorum
Ğ: Sizin gibi birinin düşünceleri boş olamaz
Ş:Teşekkür ederim
Ğ: Nişanlınızla aranız nasıl
Ş: pek de iyi sayılmaz
Ş: Aslında size veda etmeye geldim
Ğ: Ama neden... Sözünü böldüm ve dudağına hafif bir öpücük kondurdum oda daha sertinden bir yanıt verdi işin farklı boyutlar kazancağını anladığımdan geri çekildim
Ğ: Savaş geliyor ve benim askerlerimin yanında kalmam lazım
Ş: Seni özlicem dedi ve bana sarıldı üzülmüştü beni seviodu bende onu seviodum ve hüzünlü bir şekilde köşküne çekildi bende yoluma

Hüzünlü sahifeler: Biraz tutku katmak olaya farklı boyutlar kazandırabilir arkadaşlar fikirlerinizi söyleyin çekinmeyin

Bi mola verelim beyler ben yazıcam gene

Evime dönünce Hasanustan Senatonun yarın Savaş ile ilgili karar alacağını öğrendim en azından karar alınıodu (bu kez de sıçmam inşallah gelenek zannetmesinler) Hasanus cahilini mağarasına yollayıp odama geçtim odamda asla istemediğim bi şey vardı erkek hiç haz etmem muallaklerden topu yalancı abazan zütler bana yavaş yavaş yaklaşıodu baktım durmuo vazoyu kaptığım gibi kafasına gömdüm yanına gelince Adamın Kod Adı Hüseyin( Kızıl Şeytonun nişanlısı) olduğunu fark ettim

Of ne not be: Şuku atın az bi trendciks olalım binlerim

Mağara1: Bu adamın gerçek adı ne mk sormalıyım

C( Kodağmına koduğum hüsosu)
Ğ: Konsül Kılıklı Kevaşe

Kendine gelmesi bi iki saat aldı ölmemesi beni üzmedi değil
Ğ: Iyi misin ( cevap yok) şışt alo ( hala cevap yok) vazo için... Dicekken birden
C: Sence iyimiyim huur evladı diye bağırdı korkudan geğirdim ben böleyimdir hiç beklenmeyen yerde beklenmeyen hareketler yaparımki karşımdaki zütü kalın muallaklerin ciddiyeti bozulsun
Ğ: Üzülüyorum
C: Neyime üzülüyon lan şerro sanki benden çok haz ediyo ya
Ğ: Vazoya Üzülüyorum sana noluyo anasını dansa kaldırdığım
Çok üzgün bi hali vardı annem ezilenlere ve mutsuz insanlara yardım etmem gerektiğini öğretmişti babamsa tam tersine amlarına komayı ben babamın yolundan gitmeyi tercih ettim
Ğ: Kalk kalk kalk dıbına koduma bak benim yatağımda bana şekil yapıo


Okusan Ölmezsin: işime gelince pederin zütünden gidebilirim

Odaya sonunda amlılar geldide bunu kapı dışarı ettiler ( adını yine soramadığımın farkındayım ama onun geldiği yerede adınada verem)

OKUYORSANIZ ŞUKU VE YORUM ATIN ARKADAŞLAR TRENDE ÇIKALIM BARE

Sabah Uyandığımda amlı hizmetçiler daha yeni yerdeki vazo parçakarını topluyodu. Doğruldum bana bakıyorlardı ama umrumda değildi bezli donla bir gece geçirmiştim. Haydar baş halinden çok memnun değildi ama her istediği olsaydı vilayette gibilmedik kadın kalmazdı

Evden dışarı çıkarken yanıma iki koruma aldım çünkü Dün vazoyla birlikte kesinkes bir düşman edinmiştik ve düşman kas kafasıyla vazonun icabına baktı

Senatonun önünde durdum kapısında Dünya yıkılsada bırak adalet yerini bulsun tarzında bir yazı vardı ama bu müessesede adalet dışında her şey vardı. Entrika Savaş insan haklarına taciz ve yapılmaması gereken tüm haksızlıklar burdaydı bu kapının içinde bu kapıya medeniyet diyorlardı halbuki medeniyet bizi hizada tutmak için uydurulmuş bir yalandı Keşke ilk insan mağaradan hiç çıkmasaydıda kendi halinde en azından doğaya saygı duyan bir canlı grubu olsaydık.
Bense bunlara rağmen bu kapıdan içeri giriyodum.

Faydaramlok: Biliyorum biraz edebiyat koktu ama bu yazıyı ya da daha doğrusu bu hikayeyi tek penceredense farklı farklı pencerelerden yansıtmak istiyorum

Kapıdan içeri girdiğimde her mermere basışımda apışaram rahatsız oluyodu bez donun ucu apış arama girmişti buda sağlam bir rahatsızlık vesilesi idi batmandeki penguen gibi senatoda yürüyodum insanların içinden gine nabıyo bu dıbına koduum gibi hisler geçtiğini girer girmez anladım.
Amk yaşlı senatör pintisi meclise gollum gibi girer bi tak demezler ben bişey yapınca sorun olur nedir bu dc düşmalığı be kardeşim anlamadımki

Ahmak muallaknin Notu: Marvelında DC ninde dıbına koyam

Yazarın Notu: Hala şukularını benden esirgeyen arkadaşlar var yapmayın böle şeyler tek yapcağınız ilk sayfayı açıp yukarı okuna basmak

Senatör bir iki kelam etti yerine biri geçti belli adı Marthus Oesenchus( bildiğin marcus aurelliusun çakmasını yazmışım nese devam) dı dik bir şekilde kürsüye doğru tip tip mimiklerle yürüyodu sanki sümkürüyor mınakoduğum domuz yüzlüsü geçti mermer kürsüye başladı konuşmaya

Yazarın Savunması: Kürsü mermerse zamanında nasıl düşürüp sıçtın derseniz benim düşürdüğüm ahşaptı işi garantiye almak için bu kez mermer yapmışlar

D ( domuz surat)
D: Aldığımız son haberle beraber Hanibal Alplerden italyaya geçmiş ordusunun önemli bi kısmını kaybetsede hala önemli bi tehdit kelt kabilelerle ittifaka girdiğine dair söylemler aldık buna asla izin veremeyiz kalabalıktan domuza hak veren tezahüratlar yükseliyo lafın kısası bu senato kısmını uzun tutmak istemiyorum nerde muallak var toplanmış ayrıca senatoda kızıl şeytoş yoktu nedenini öğrenmeliydim bu yüzden bu dakikalar zehir gibiydi

SENATO KARARI
+Konsül Appius Claudius Caudex ( Benim galiba) Roma Kuzey Lejyonlarının ve Adriyatik donanmasının tönetimine atanmıştır. Savaş durumunda her türlü yetkiye ve otoriteye sahiptir
...
+Gerekli durumlarda 1 yıl sonra görevden alınabilecektir.
En önemli iki madde buydu gerisi hanibale kqrşı yapılacak hareketler emir komuta zinciri ve yeminlerle ilgiliydi

Beyler az Şuku atında millet bizi görsün

Senatodan çıkıp hızlıca kızıl hanımın konağına doğru koşa koşa etrafa su saça saça gidiyordum görenler duyanlar umrumda değildi o an anladımki onu seviyordum. Konağa vardığımda sessizlik ve karanlık bir hava hakimdi yavaşca içeri girdim her şey toparlanmıştı etrafta sadece taş ve mermer vardı. yıkılmıştım bu şehirde bu pis kokuşmuş çingenelerin ve hayatında eziyetten başka bişey görmemiş kölelerin şehrinde beni tutan tek şey oydu

Sonra öğrendimki vazo kafalı muallak kızıl hanımla birlikte evinde canlı cansız ne varsa yanında Capuaya zütürmüş

BURASI TARiH Mi KOKTU NE
Hanibal ben orduyu devralamadan sırasıyla Trebbia da Trasimene gölünde Rhone da Roma lejyonlarına karşı büyük zaferler kazanmıştı iki lejyonumuz yokolmuş diğeri ise ağır kayıplar vermişti.
işte bu yüzden Capuaya gidememiştim soluğu kanlı Cannea meydanında alcaktım. Savaş gerekçelerinden güney lejyonlarıda emrime verilmişti Hannibal Roma ya sadece 30 km uzaktaydı ve onu durdurmalıydım kanlı gün yaklaşıyordu

KANLI MEYDAN
Orduları Romaya 2 km uzakta olan bi alanda toplamıştık yaklaşık 100 bin asker vardı tepeden ovayı izliyordum adalet mitingi gibiydi etraf mk yanıma subay geldi
K( kazasker subay) Ğ( kim olabilir)
K: Adamlar hazır komutanım bu Kalabalıkla ezici bir üstünlük sağlıcamıza eminim
Ğ: Hanibal gelince ölücek olan bir Kalabalık dedim ve omzuna hafif vurup çadıra döndüm( garipsemedi hayret)

Önemli: Yazının son iki entrysi ve ilerdeki iki entry Olayı Capua ya bağlamak içindir.

Beyler şukularımızı atalım hala trendde alttayız

Her şey sabahleyin kızıl ufukta görülen atlarla başlamıştı. Takviye birlik gönderdik ama geri dönemediler bizde mecbur ufuğa doğru ilerlemeye başladık Orduları tepedeydi önde filler kanatlarda iberyalı süvariler ve üç ana hattan oluşan piyadelerden oluşuyordu. Onlara doğru ilerlemeye başladık ilk önce güneş çıkmıştı gözlerimiz yanıyordu Orduları o kadar parlıyorduki doğru yöne gittiğimizden şüphelenmeye başlamıştık yerlere birsürü kum sermişlerdi bir an kendimi plajda zannettim Süvarileri hareketlenince yanlardan darbe yememek için bizde Süvarileri gönderdik her şey o zaman başladı her taraf toz olmuştu beş metre ötemizi göremiyorduk bi an da önümüzde belirmişlerdi kargılar ve kılıçlar havada uçuşuyordu tam bir vahşetti subaylardan aldığım habere göre kanatlardanda sarılmıştık süvarilerden haber yoktu gittikçe sıkışıyorduk artık kılıç kaldıramamaya başladık nefes alamıyorduk son bir ümitle kapandan bir delik açıp çıktık tozlar kanla birleşip çamura dönmüştü yaklaşık 1000 kişi eve dönebildik binlerce insanımız bir kaç saatte ölmüştü adeta bir katliamdı