-
1.
+2Elliot Rodger'ın Mayıs 2014'te yaptığı katliamdan önce yazıp internete verdiği kitap. Yaklaşık 140 sayfa uzunluğundadır. "Manifesto" esere medyanın taktığı addır. Hatalı bir isimdir, zira kitap bir otobiyografidir. Elliot 138 sayfa boyunca kendi hayat öyküsünü, onu cinayet işlemeye hangi sebeplerin ittiğini anlatmaktadır. Kitabın ancak iki sayfalık "Sonsöz" bölümü bir tür manifesto sayılabilir.Tümünü Göster
Kitap uzun. Beni çarpan kısımlarını özetle nakledeyim.
1. Elliot, çelimsiz yarı Asyalı bir çocuktur. Okulda zorbalarca hedef seçilir. Sabah akşam tartaklanır, itilir kakılır. Okula gidemez olur. Elliot'un (annesinden boşanmış olan) babası, "Madem okumuyorsun iş yap" der. Babasının komşusu evinde tadilat yapmaktadır, Elliot o tadilatta çalışacaktır. Çalışır da, bir işe yaramaktan mutludur. Günün birinde çalışmaktan susayıp bitişikteki eve, babasının evine su içmeye gider. Anahtarla kapıyı açar, mutfağa girer. Babasının Fas asıllı yeni karısı Sümeyye gelip "Ay sen kapıyı çalmadan nasıl girebilirsin benim evime?" tribi çeker. Oğlan "Alt tarafı su içtim, hem burası benim de evim sayılır." der. Tartışma çıkar. Elliot'un babası gelip "gibtir git bu evden, bir daha da gelme" deyiverir. Sonraki aylarda, çevresindekiler adama "Birader manyak mısın, çocukla çocuk oluyorsun; baba oğul arasında böyle sudan sebepten küslük mü olurmuş" dedikçe Elliot'un babası: "Banane banane
bi kere o başlattı özür diliycek benden." diye inatlaşır.
2. Yıllar geçer. Elliot, artık üniversitededir. Tatil için annesinin evine gider. Bakar ortamda Meksıkalı bir bebe dolaşıyor. Annesinden ve kız kardeşinden de bu bebeye muhabbetler, ikramlar filan. Ertesi gün, Elliot sokaktan eve geliyor. Bakıyor ki kız kardeşinin odasından şakır şakır bir takım sesler. Ahlamalar ohlamalar geliyor. Anlayacağınız, Meksıkalı bin Elliot'un bacısını gündüz gözüyle gibiyor. Elliot annesine diyor ki, "Bana bak; bu at hırsızı kılıklı bir herif, senin evine kamp kurmuş, kızını gibiyor. Nasıl göz yumuyorsun? Yahu sen ne biçim kadınsın, ne biçim bir annesin?" Annesinin verdiği cevap: "Ay nasıl konuşuyorsun sen öyle, bi kere o çok iyi bi çocuk taam mı?" Elliot'un bütün devreler yanıyor.
3. Elliot katliamı planlamış, silahlarını almıştır. Artık bu Amerika nasıl bir memleketse, yirmi bir yaşındaki bir çocuğun üç tabanca, 400 mermi ve birkaç adet av bıçağı satın alması hiç kimseye "yavrum sen ne için alıyorsun bunları?" şeklinde bir soru da sordurmamıştır. Elliot, katliam yaparsa kendisinin de öleceğini bilmektedir. Bu yüzden eylemi erteler. Öğrenir ki, üniversiteliler bir hafta sonu partisi veriyorlar. Tam da kendi 22. yaşgününün arifesine denk geliyor parti. Diyor ki: Belki bu yeni bir başlangıç olur. Sevgili bir yana, arkadaşım bile yok. O partiye gidip biraz çevre edinebilirsem, ben bu katliamı yapmayayım.
Partiye gidiyor. insanlardan o kadar çekiniyor ki kimseyle konuşamıyor. Cesaret toplamak için votka içiyor. O sarhoş haliyle mal hareketler yapıp, birilerine sataşıyor. Bizim oğlanı resmen linç ediyorlar. Etrafta yüz tane kız var, bir tanesi bile Elliot'a yardım etmiyor. Gecenin bilançosu: Elliot'un bacağı kırılıyor, suratı dağılıyor, güneş gözlüğü ve altın kolyesi çalınıyor. Kolye, Çinli anneannesi Ah-Mah'ın hediyesi. Anneannesi, Elliot'un hayatta en çok sevip saygı duyduğu insan; o kolyeyi çaldırmak Elliot'a bacağı kırdırmaktan daha çok koyuyor. -
2.
0devam et panpa eliot reyiz izindeyiz
-
3.
0devam et bin
-
4.
0ccc elliot ölümsüzdür amk ccc
başlık yok! burası bom boş!