1. 76.
    0
    Uzun yıllardır bilirdim bu şarkıyı ancak hikayesini ilk defa az önce öğrendim.9 tane çocuk bir hastılığa düşmüş. Haluk Levent bu çocukların tedavilerini üstlenmiş.Çocukların birisinin ismiymiş Elfida. Küçük bir kız çocuğu..
    ···
  2. 77.
    +4
    Haluk Levent - Elfida
    https://www.youtube.com/watch?v=FpvReFa_uXo

    Bildiğim bir şarkıydı ama hikayesini öğrenmek yeni nasip oldu.

    MesajKonu: Elfida'nın hikayesi C.tesi 14 Mart 2009, 22:25
    “Esmerdi, narindi, yaşı ufacıktı, ismim ile ismi benzeşiyordu. Cerrahpaşa hastanesi ağrı merkezinde arkadaşımın annesini ziyaret ettiğim sırada annesinin ona seslenmesini duyunca bana seslendi sanarak gayri ihtiyari dönüp baktığımda gördüm onu. Tam karşı yatakta yatıyordu. içim cız etti. Aldığım nefesten, alabileceğim nefeslerden utandım. Gözlerim doluverdi kendimi tutum. Gülümsedim “benim de adım seninki gibi” dedim. Gülümsedi. Elindeki telefonu gösterdi “Haluk abim aldı, bana şarkı yazdı” dedi “Klibinde beni oynatacak, ama oynamak istemediğimi söyledim” dedi.
    “Biliyorum yapamam” dedi burkularak..
    “Yaparsın niye yapamayasın ki” dedim. Cevap vermedi , sustu. Suskunluğu içimi dağladı. Söylenmemiş ama binlerce kelime içeren bir suskunluktu. “Gene gel, Haluk abim hep geliyor” dedi.

    Eve dönerken hep aklımda idi. Sonrasında bir daha hiç gidemedim oraya. Teyzemiz de eve döndü. 1-2 ay sonra teyzemizi kaybettik. Sonra arkadaşımdan öğrendim ki “elfida” da 2 ay öncesinden gitmiş. Orada buluşacaklarmış.”

    Bir kız, Elfida'yla yaşadığı kısacık bir kaç anı yazmış bu satırlara...
    9 yaşındaki bir kızın, Elfida'nın hikayesi bu... Şarkıcı Haluk Levent, basından gizleyerek 16 kanserli çocuğun tedavisini üstlendi, Elfida onu hepsinden daha çok etkilemiş ki, ona bir şarkı bile yazmış... 
    ···
  3. 78.
    +1
    yüzün geçmişten kalan
    aşka tarif yazdıran
    bir alaturka hüzün
    yüzün kıyıma vuran
    anne karnı huzuru
    çocukluğumun sesi
    senden bana
    şimdi zamanı sızdıran

    şımartılmamış aşkın
    sessizliğe yakın
    kimbilir kaç yüzyıldır
    sarılmamış kollarin
    sisliydi kirpkilerin
    ve gözlerin yağmurlu
    yorulmuşsun
    hakkını almış yılların

    elfida
    bir belalı başımsın
    elfida
    beni farketme sakın
    omzumda iz bırakma
    yüküm dünyaya yakin
    elfida
    hep aklımda kalacaksin

    elfida
    sen eski bir şarkısın
    elfida
    beni farketme sakın
    omzumda iz bırakma
    yüküm dünyaya yakin
    elfida
    hep aklımda kalacaksın

    şımartılmamış aşkın
    sessizliğe yakın
    kimbilir kaç yüzyıldır
    sarılmamış kolların
    sisliydi kirpkilerin
    ve gözlerin yağmurlu
    yorulmuşsun
    hakkını almış yılların

    elfida
    bir belalı başımsın
    elfida
    beni farketme sakın
    omzumda iz bırakma
    yüküm dünyaya yakın
    elfida
    hep aklımda kalacaksin

    elfida
    sen eski bir şarkısın
    elfida
    beni farketme sakın
    omzumda iz bırakma
    yüküm dünyaya yakın
    elfida
    hep aklımda kalacaksın

    Güzel şarkıdır Haluk Levent yorumu güzeldir Hozan Beşir de fena değildir.

    içimden geldi yaziyim dedim
    ···
  4. 79.
    -1
    kızımın adını elfida mı koysam ya her gün fikir değiştiriyorum..
    ···
    1. 1.
      0
      Gene mi sen...
      ···
  5. 80.
    0
    Elfida hikayesi gibi acıklı br oğlum..
    ···
  6. 81.
    0
    sisliydi kiprikleri ve gözleri yağmurlu
    ···
  7. 82.
    0
    Mükemmel ya
    ···
  8. 83.
    +2 -1
    bir belalı başımsın
    ···
  9. 84.
    0
    sen eski bir şarkısın
    ···
  10. 85.
    0
    Her şehrin bir sonbaharı vardır.
    Antalya’da da yaşıyorsan bu durum aynı oluyormuş meğer.
    iç Anadolu’dan bu şehre yaşamak için geldiysen belki de yaşadığın mevsimi çok da farkedememişsindir. Tabi bir de melankolik duygular yaşamıyorsan, yeni bir aşktan ayrılıp yükünü dünyaya yakın hissediyorsan, hayatındaki her aşkın da bir sonbaharı olduğunu kabullenmek çok zor gelebilir insana.
    Çoğu insanın sevmediği daha doğrusu sevemediği bir mevsimdir sonbahar.
    Bütün hüzünlü duygular bu mevsimde yeşeriverir ve bütün haşmetiyle kabarır. Diğer baharda tabiat yeşillenir ve bilinen ilkbaharla tezat duygular yaşattırır insana. içinde hüzün ve acı geçen bütün hayaller, hisler, duygular seni farkında olmadan daha da derinden etkiler.
    Yetim ve Elfida kelimelerinin tam anldıbını bu mevsimde öğrenmiştim.
    Yetim: yalnız, yegane, arapçada yetem kelimesinden türetilip sadece ergenlik çağına girmemiş babasız kalan çocuk anlamında değil; kocası ölmüş kadın için de kendi kendine yetemeyen yetişkinler için de kullanılıyormuş meğerse. Ben de tam bu aralar duygusal olarak kendi kendime yetemeyen anlarımı yaşadığım anda idrak etmiştim bu kelimenin anldıbını.

    Elfida şarkısının da yeni çıktığı aylardı, 2006 nın sonbahar ayları. Bu şarkı yaz aylarında çıkmış olsaydı belki ilk çıkışında yaşadığı o başarıyı elde edemeyecekti. Albümün adı gibi "bir akşam üstü" Karaalioğlan Parkı’nda semaverden doldurduğum çayımı yudumlarken, sonbahar mevsiminin matemini, hüznünü tüm kasvetini yaşarken birden şarkıyla bütünleşivermiştim. Solisti de şarkının sözlerine kendini kaptırarak öyle bir ses tonuyla söylüyordu ki şarkıyı, tam da o duyguları veriyordu dinleyenine.
    Bu şarkının sonradan benim hayatımın bir kilometre taşı olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Hayatım boyunca beni tam hedeften vuran bir şarkı sözü olacağını bilmeden dinlemiştim belki, sonbahar mevsiminin bazı akşamlarında bu şarkıyla tanıştığım zamanlarda. Nerede ve ne zaman bu şarkıyı dinlesem alıp zütürüyordu içimdeki hüzünlere, acılara ve kendimdeki yetemeyen duygulara doğru. Onlarsa yüreğime saplanmış oklarla ardı ardına içilmiş bir kaç sigaraya oluyordu. Aşamadığın engelleri zor da olur ya kendi dünyanda kabullenmen. işte öyle bir duyguydu benimki de.
    Şarkının içinde geçen Elfida ismi arapça bir kelimeymiş: Feda etmeyi bilmek, gözden çıkarmak, bazen de çekip gitmeyi bilmek, sevdiğini yitirme acısıyla ayakta kalabilmekmiş.
    Bu duygu ve hüzün dolu anlamları da yıllar sonra kavramak benim için yine yutkunası bir hal oldu yaşadığım bu sonbahar aylarında.

    Yüzün geçmişten kalan aşka tarif yazdıran
    Bir alaturka hüzün, yüzün kıyıma vuran
    Anne karnı huzur çocukluğumun sesi
    Senden bana şimdi zamanı sızdıran.

    Şımartılmamış aşkın sessizliğe yakın
    Kim bilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların
    Sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu
    Yorulmuşsun hakkını almış yılların.
    Elfida! Bir belalı başımsın
    Elfida! Beni farketme sakın
    Omuzumda iz bırakma yüküm dünyaya yakın
    Elfida, hep aklımda kalacaksın.
    Elfida sen eski bir şarkısın artık
    Elfida! beni farketme sakın
    Omuzumda iz bırakma yüküm dünyaya yakın
    Elfida! hep aklımda kalacaksın.

    Gerçek bir dramın şarkısıymış Elfida. Bendeki ismi farklı olsa da benim için de bir dramın şarkısı oluvermişti o zaman. Sweet November orjinal isimli filmi kim yanlışlıkla ya da bilerek Kasımda Aşk Başkadır olarak çevirdi bilmiyorum ama ilk gösterime girdiği aylar sanırım yaz aylarıydı ve istenen çıkışı pek gösteremedi o yüzden diye düşünüyorum. 2001 in mayıs ayında gösterime girdiği ülkelerde sadece romantizmden hoşlanan seyirci kitlesi tarafından sevildi sanırım. Filmin başı güzel güzel giderken absürt bir şekilde sonu da iyi bağlanmadığı ya da bizlerin tabiriyle mutlu sonla bitmediği için pek tutulmamıştı diye tahmin ediyorum. Sadece o gösterişli adıyla bir de aktrisi ve aktörüyle kalmıştı hafızalarda. Keanu Reeves, Matrix filmiyle iyi bir çıkış yakalamıştı halbuki. Ben ve yaşıtlarım da her zaman Kasımda aşk başkadır felsefesiyle büyütüyorduk kendimizi. Melesef ki sonbahar mevsimi de adına her zaman yakışanı yapmaktan çekinmedi. En azından benim açımdan.
    Hep hüzünlü bir mevsim olmaktan hiç alıkoymadı beni. Şayet bitmiş bir sevdan varsa bu mevsimde yaşadığın, sen farkında olmadan bu mevsim: Bu aşkın derinlere gömülmesi için sana yardımcı olur.
    Evet hüzünlüdür bu mevsim ama iyi kullanırsan bu mevsimin duygularını, sana bitmesiyle acı veren aşk ya da duyguları, mevsim süresince daha kolay unutmanı sağlayabilir.
    Sonbahar; tam da caddesinden ve sokaklardan geçerken, kendisine ait matemi ve hüznüyle sana yardımcı olur aslında. Bir veda havasında, ölümü ve yok oluşu yaşatır insana. Sararıp düşen yapraklar, kurumuş ağaçlar, gittikçe soğuyan hava ve solan tabiat, senin sevginin de yok oluşlarını sağlar. Sen bitmesini istemesen de üşüyen sadece bedenin değildir. Bedeninle birlikte soğuyup giden bütün duyguların ve o duygulara ait yok oluşlardır aslında.

    Acı acıyı keser diye boşuna dememişler eskiler. Keza bu cümleleri taa o zamanlar düşünmek benim için ne kadar acı ve zor olduysa da şimdi de anlayıp kavramak, yorumlamak hatta tekrar idrak etmek şimdi de o kadar acı ve ızdırap verici oluyor. ilerde nasıl bir yaşam ya da hikayelerin beni beklediğini bilmiyorum ama umarım artık baş tarafı son değil de ilk olan bir baharın yaşattığı şarkıları dinlemek, kelimelerin anldıbını kavramak ve filmlerini izleyip hayatımın mutlu kilometre taşlarını yaşamanın hayatımın en büyük mutluluklarımdan biri olmasını diliyorum.
    T100 otobüsüne binip uzun süreli sevgileri ve arkadaşlıkları yaşayabilmek alışkanlıklarım hala devam ediyor.
    Eskişehir. Yenibağlar.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 86.
    0
    yüzün geçmişten kalan
    aşka tarif yazdıran
    ···
  12. 87.
    0
    Kimbilir kaç yüzyıldır

    Sarılmamış kolların
    ···
  13. 88.
    +1
    Hep aklımda kalacaksın.
    ···
  14. 89.
    +3
    elfida şarkısının hikayesi (haluk levent'in ağzından);

    1. “elfida ismi sonradan verilmiş bir isim. adı beyzanur kızımızın. 4 yaşlarındayken tanıştım.”

    “babası murat çelik bir emekçiydi. kızın amansız bir hastalığı vardı
    ve bu amansız hastalıkla mücadelesine destek olmak için cerrahpaşa tıp
    fakültesine gidiyordum, doktorlarla görüşüyordum.”

    2. “haluk bey, bu kızı gözden çıkartın…”

    “bir gün doktor odasındaydım ve doktorlardan biri gelip bana “haluk bey,
    bu kızı gözden çıkartın.” dedi. yanımda da müzisyen arkadaşım emrah
    aydoğdu var. emrah, “gözden çıkartılan kadın anlamı osmanlıca’da
    elfida.” dedi. belki tam birebir anldıbını karşılamıyordu ama bir kavram
    olarak çok uyuyordu. tabi biz birbirimize sarılıp ağladık. gerçekten
    beyzanur’u çok seviyordum.”

    3. “beyzanur’a yazdığım şarkıyı ona söylüyordum, ama o elfida’nın kendisi olduğunu bilmiyordu…”

    “ve oturdum şarkıyı yazdım. sevgili emrah aydoğdu da elinden geleni
    yaptı ve sözlerinde düzenlemeleri yaptık. ömer faruk güney’in de müziği
    vardı. bu şekilde beyzanur’un son günlerinde ona şarkıyı söylüyordum ama
    o kendisi olduğunu bilmiyordu, elfida olarak biliyordu. tabii küçük bir
    çocuktu son zamanlarında, 8 yaşlarındaydı.”

    4. “omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın…”

    “o dönemde şirketlerim batmış, sözlerdeki “omzumda iz bırakma, yüküm
    dünyaya yakın.” şunu ifade etmek içindi: ya zaten dünya kadar batmışım,
    sıkıntılıyım. beyzacığım ne olur bari sen gitme demek içindi.

    5. “yüzyıllardır sarılmamış kolların…”

    “o sözlerdeki yüzyıllardır sarılmamış kolların cümlesinin sebebi de
    şuydu: anne ve babası gece gündüz nöbetteydiler. beyzanur’un
    kırılganlığından, hasta yatağından dolayı sarılamıyorlardı. gerçekten
    sarılabildiklerini görmedim.”

    6. “sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu…”

    “beyzanur’un hep yağmurlu gözleri vardı. hayata tutunmaya çalışan…”

    7. “beyzanur’u kaybettik…”

    “o dönemde hastane personeline bakırköy’de bir konser verdim. beyzanur’a
    iyi baksınlar diye onların gecesine katıldım. o gece evden başka bir
    yere kaldırılan beyzanur’u kaybettik.

    8. “adını elfida koyun…”

    “beyzanur’u kaybetmemizden sonra anne ve babasından rica ettim.
    yıllardır beyzanur’un başındaydınız. evet kızımızı kaybettik ama lütfen
    bir çocuk daha yapın dedim. aradan bir yıl geçti ve beni aradılar. haluk
    abi, bir çocuğumuz oluyor. adını elfida koyun dedim. şu anda o elfida
    belki de 8-9 yaşlarında ve bir okulda okuyor. ablasının ismini taşıyor…”

    9. haluk abimiz, bu şarkıyı hiçbir zaman ticari amaçla kullanmak istememiş.

    “ben bu şarkıyı ticari amaçla kullanmak ve vermek istemedim ve vermedim
    de. bu başka bir şeydi. bir akdeniz akşamları faciası daha yaşamak
    istemiyordum. biliyorsunuz akdeniz akşamları muazzam bir şarkıdır
    aslında. o dönemin bir öyküsüdür ama herkes okuya okuya artık içimizden
    gelmeyecek hale geldi. elfida’nın öyle olmasını istemiyordum, o çok özel
    bir şarkıydı. ama ben yurt dışındayken benim bilgim dahilinde olmadan
    ankara’dan bir müzisyene verilmiş şarkı. çok üzüldüm ve kızdım. ailesi
    beni aradı, çok özür diledim. gerçekten benim elimde değildi. onlar da
    anlayışla karşıladı ve bundan sonra kimseye vermeme kararı aldık
    şarkıyı.
    alıntıdır...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 90.
    0
    Elfida bir belalı başımsın
    ···
  16. 91.
    -1
    şuan dinliyorum haluk reis
    ···
  17. 92.
    0
    an itibariyle büyük bir keyifle dinliyorum...
    ···
  18. 93.
    0
    Sen eski bir şarkısın
    ···
  19. 94.
    0
    Hep aklımda kalacaksın
    ···
  20. 95.
    0
    Omzumda iz bırakma yüküm dünyaya yakın.
    Elfidaa hep aklımda kalacaksın
    ···