/i/Bilim

"hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. ilimin ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir".
M.K ATATÜRK
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 10.
    +1
    Kanka belirsizliğin olayı bizim ölçemememiz değil tamamen matematiksel olarak öyle olmak zorunda. Mesela Fourier diye bi matematikçi var adam diyo ki her fonksiyon belli sayıda ve belli özellikteki sinüs fonksiyonların toplamı olarak belirtilebilir. Mesela y=x^2+1 i atıyorum y=5sin3x - 7,6sin5x + ... diye yazabilirsin. Kuantum belirsizliği de buradan geliyor. Parçacığın dalga fonksiyonunu o grafikteki dalga gibi düşün. Mesela dalga fonksiyonu y= sinx olsun. Burada tek bir sinüs fonksiyonu var yani parçacığın özelliğini biliyosun (özellik bu durumda momentum oluyo) çünkü tek bi katsayıya sahip fonksiyon var, birkaç fonksiyonun bileşkesi değil. AMa sinx e baktığında sonsuza kadar uzanıyo yani parçacığın yeri hakkında en ufak bi bilgiye sahip olamıyosun.
    Daha sonra gidip 10 milyar tane sin fonksiyonunu bir araya getirip atıyorum 7 cm lik bi dalga oluşturuyon (nasılını merak ediyorsan fourier transformasyonunu araştırabilirsin) ve bu sefer yeri hakkında daha iyi bilgin oluyo ama 10 milyar tane sin fonksiyonu kattığın için fonksiyonun tam özelliğini yani momentumunu bilemiyosun.
    Yani kısacası bu kuantum olayını tamamen farklı bi matematiksel teoremle göstermediğin sürece (ki bu da mümkün mü bilinmez) en hassas ölçüm aletleriyle bile ikisini aynı anda ölçemezsin. Saygılar,
    ···
    1. 1.
      0
      Vay aq.
      ···
  2. 9.
    0
    orbital kardeşimmmm orbitalllll ayetlerde orbital yazıyor boşuna mı hasanberg müslüman dı
    ···
  3. 8.
    +3
    Kendi felsefi görüşlerini bilime uygulamayı acilen bırakmalısın. Çünkü deneylerle kanıtlanmış ksımları inkar etme aşamasına gelmişsin. Öncelikle senin bahsettiğin Heisenberg Belirsizlik ilkesi değil Ölçüm Problemidir. Ölçüm problemi hakkında söylediğin doğru. Bir elektronun bir özelliğini ölçmeye çalışırken o elektrona müdahale ettiğimiz için durumunu değiştirmiş oluyoruz ve ölçüm imkansız hale geliyor. Heisenberg belirsizlik ilkesinin bununla alakası yok. Heisenberg belirsizlik ilkesi elektronların ve diğer bütün maddelerin aynı anda hem dalga hem parçacık gibi davranmasından doğan temel bir özelliktir. insan ölçümüyle bir alakası yoktur. Bu dalga-parçacık ikililiği elektronun 'belirli ve kesin' bir konuma ve hıza sahip olmasını önler. Belirliliğin ve kesinliğin yerine olasılık dağılımı gelir ve sanki elektron aynı anda birden fazla yerde ve birden fazla hıza sahipmiş gibi davranır.
    ···
    1. 1.
      -1
      bence sen kitaplarda yazanları biraz unutarak kendin düşünmelisin. aynı konudan bahsediyoruz ama kitaplarda yazan cümleleri olduğu gibi yazarak böyle böyledir diyorsun. bahsettiğin şeyler felsefi şekilde basit örneklerle gayet açıklanabililiyor. örneğin ben yelkovan için kararlı bir "an" oluşana kadar saniyenin durumu dalgadır, olabilecek tüm pozisyonlarda bulunabilir diyorum, sen aynı şeyi yüzlerce kez kitaplarda yazılmış haliyle tekrarlıyorsun. ben "müdahale" sözcüğünü kullanmadan, bir elektronun durumunu ölçerken, doğal olarak ondan alınan enerji, yani bilgi, bizi de farklı bir halet-i ruhiyeye soktuğu için artık o elektronun sistem dışı doğal halini bilemeyiz diyorum sen yine defalarca okuduğumuz cümleleri yazıyorsun. benim yapmaya çalıştığım şey, bildiklerimi unutarak sıfırdan düşünmek. kitaplarda yazanları değil, senin fikirlerini duymak isterim kısaca.
      ···
      1. 1.
        +1
        Normalde senin yaptığın gibi fiziği felsefi olarak incelemeye bir lafım yok. Ama halihazırda binlerce deneyle kanıtlanmış temel özellikleri ben sıfırdan düşünüyorum diyip inkar edersen artık yaptığın bilim değil felsefedir. Ve herkes senin bu tavsiyene uysaydı bilim birikimlilik özelliğini kaybeder, felsefe gibi hala 2 bin yıl önceki fikirler üzerine tartışıyor olurdu. Ama tabii ki fiziğin de bir sınırı (genişlemekte olan) var. Bu sınırın ötesinde önceki deneylerden ve teorilerden elde ettiğin arkaplanla felsefe yapabilirsin. Newtonun dediği gibi, devlerin üzerinde yükselerek. Ben de yapıyorum bu felsefeyi. Mesela kuantum mekaniğinin yorumları üzerine düşünürken. Çoklu dünyalar yorumu ve kopenhag yorumunu karşılaştırıp felsefeyle bir yere varmaya çalışabiliyorum. Senin durumun ise çok farklı. Sıfırdan düşüneyim derken kavram karmaşasına girmişsin ve bu karmaşayı sana gösterdiğim de kitaptan okuma diyip savunmaya geçiyorsun. ÖLÇÜM SORUNU ve HEISENBERG BELiRSiZLiĞi farklı şeylerdir. istediğin kadar sade konuş, sıfırdan felsefe yap ; bu ikisine aynıymış gibi davranarak bir yere ulaşamazsın. Ulaşırsan da ya yanlış olur ya da çok küçük bir ihitmal tesadüfen doğru. Ve son olarak seni 'basit örneklemeler' konusunda uyarmak isterim. Bu örnekleri konuyu daha iyi anlayabilmek için kullanırsan ne ala. Ama bu örnekleri gerçek fenomenle karıştırıp bir sonuca varmaya çalışma. Pek sağlıklı bir süreç değil çünkü birçok yanlışlığa açık.
        ···
  4. 7.
    0
    seviye neden yüksek oç he

    Ham cöt meminto
    ···
  5. 6.
    +1

    ÖZET GEÇ huur ÇOCUĞU

    ···
    1. 1.
      0
      1 büyük tık = 100 küçük tık.

      yani, büyük tık etrafını her 100 küçük tık'ta 1 kez algılıyor.

      bu büyük tık, 2 algılama arasında ne olduğunu nasıl bilebilir?
      ···
      1. 1.
        0
        küçük tıklar, büyük tıka bağlı olduğu için herşeyi bilir.
        ···
      2. 2.
        0
        büyük tık bilemez, ve bu da gayet normaldir. sistemin belirsiz olduğunu göstermez.
        ···
  6. 5.
    0
    Şuraya ilişeyim.
    ···
  7. 4.
    0
    imkan yoktu okumadım
    ···
  8. 3.
    +1
    Tanrı bilir
    ···
    1. 1.
      0
      einstein'cı panpama şuku
      ···
  9. 2.
    +1
    senin gibi birinci nesillerin başımızın üstünde yeri var panpa
    ···
  10. 1.
    +3 -5
    ne ilgisi var anlamıyorum ve bu konuda EINSTEIN dayıya katılarak kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

    herhangi bir şey, kendisinden daha yüksek frekanstaki bir şeyi doğru olarak nasıl ölçebilir?

    bir sistemin bütününü oluşturan şey sistemin alt elemanları değil midir?

    yani seni oluşturan şey zaten o elektronlar, trilyonlarca elektronun kendi aralarındaki frekans durumu ile oluşan bir sistem, o elektronlardan birinin tam durumunu nasıl ölçebilir?

    şunun gibi, bir saatteki yelkovanın bir "an"ı, kendisinin bu "an"ını oluşturan saniyenin 60 "an"ı ile meydana geliyor. yelkovanın bilinci de kendisi için oluşan her bir "an"da meydana geliyorsa, bu yelkovan, kendisi için bir "an" oluşana kadar, saniyenin 60 durumdan hangisinde olduğunu nasıl ölçebilir?

    sistemden geri çekildikçe belirsizlik falan yok, gayet deterministik olarak ölçülebiliyor her şey.

    sonuç olarak, heisenberg bir dahiyse, eintein tanrıdır.
    ···