el clasiconun şifresi mod medyan

yarrrağam amma konuşuldu maç lakin son sözü söylüyorum. real madrid yarın kan alacak arkadaş. züt, am, kulak, burun nereden kan geliyorsa alıcak kanı.

maçın şifresi real madrid-sporting gijon maçında saklı. siz zannediyor musunuz ki bu maçı gijon bileğinin hakkıyla kazandı. mourinho başkan bu maçı bilerek gijon'a sattı. herifin 5-6 yıllık kendi evinde kaybetmeme rekoru vardı ve bu rekoru gijon maçında sona erdirdi. neden?

çünkü herif barcelona maçında kan alacak arkasdaşım. bu yüzden kafada soru işareti olsun istemedi. rekorumu barca kırar ben defans yapayım rezil olmayayım düşüncesi kafasından çıksın diye bilerek kaybetti. şimdi hedef allah ne verdiyse saldırıp barca'nın anasını bacısını gibip atmak.

gijon'a kaybedip lig şampiyonluğunu barca'ya hediye etmesi mantıklı mıydı?

18 günde oynanacak 4 el clasiconun 3'ünü real madrid kazanacak. ondan sonra barca la ligayı alsın zütüne soksun. mourinho reyiz işi biliyor beyler.

ccc katolonya ülkü ocakları ccc

@4 tam bir futbol adamı. yeterli o lan söylediklerin.

@4 ü okuyun allahsızlar.

ccc barcelona ccc

amin derim ne derim başka

mantıklı geldi lan biraz ama barca giber

maçı 189 ülke veriyor uzaydanda 112 milet vereiyor hala şifre kanal bekleyen şakirtlerin ben taaa dıbına koyayım

@3 ntvspor alt yazı veriyo panpa

gibilcek züt var reserved

yarın dan sonrasını okumadım maç bugün

ufkumu genişlettin canım kardeşim

maçtan sonra burdayım

5-0 dan önce de bu tarz başlıklar çoktu hatta maçtan sonra da devam etti. skor nolursa olsun devam edecek ama barça gibecek o ayrı

tamam kanka okuduk farzet.ha birde bu maçı hangi kanal veriyo

okumadım...

no pasaran katalanlar hertürlü gibecek...

bir koridor gibi çın çın öten daracık sokaktan ayaklarını vura vura uluslararası birlikler geçiyordu.

kimler yoktu ki aralarında? uzun saçlı aydınlar, inatçı komünistler, nietzsche bıyıklarıyla yaşlı, sovyet filimlerindeki jönleri andıran yüzleriyle genç polonyalılar, kafası traşlı almanlar, cezayirliler, bunların arasına yanlışlıkla karışmış ispanyollar denebilecek italyanlar, hiç kimselere benzemeyen ingilizler, maurice thorez'e ya da maurice şovalye'ye benzeyen fransızlar... hepsi de çelikleşmiş, dimdik!

kışlalarına yaklaşıyorlardı ya, birden marş söylemeye başladılar. ve yeryüzünde ilk defa olarak, savaş düzeninde yürüyen her ulustan karmakarışık bir sürü adam, enternasyonal'i bir ağızdan söylemiş oluyordu...

kimselere nasip olmayan böylesi bir kardeşleşmenin görkeminden titredi madrid. coşkuyla fısıldadı tek bir ağız gibi: "bizimle savaşmaya, bizimle ölmeye gelmişler!" onların dil sorunu yoktu, dünyayı yaratan ellerinden tanırlardı birbirlerini. no pasaran sır değildi onlar için. ve hangi dilde verilirse verilsin anlarlardı "hücum!" komutunu.

yüzlerini bile görmedikleri ispanya işçi ve köylüleri için aynı kahramanlık ve sadelikte öldü onlar. öldüler haykırarak: diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmek yeğdir! no pasaran!"*

proleterya partisi, savaşta en ön safta
beşinci alayı kurdu
savunmak için ispanya'yı

ispanya'nın çiçeği, en kırmızı çiçeği halkın
omuz omuza dört taburla
dövüşüyor madrid sokaklarında

anacığım, anacığım
bak şuraya şarkılarla
yürüyor alayımız, yürüyor savaşa doğru,
yürüyor faşizme karşı!

no pasaran!