ekşi sözlükte yazmak isteyenler bana ulaşsın

deneyimlerime göre pek fazla samimi olunmayan bir kişiyle yanyana 31 çekmek zorunda kalmaktan sonra en fazla liselilik yaratan hadisedir. zordur bir zamanlar gibtiğiniz kişinin takma yannan aldığını görmek, çok zordur onun zütten verdiğine şahit olmak, çok zordur...

"hayatın nereye doğru yol aldığını kestiremiyoruz. devam edecektim bu paragrafa ama sabah sabah seviyeyi yükseltemeyeceğim dıbına koduklarım..

romanım aslında yannan gibi gidiyordu. baş karakterim harun abi bu düşünceleri aslında kendi kendine söylüyor gibi gözükse de topluma çok saf bir şekilde yaşıyorsunuz mesajı veriyordu huurcocugu. mükemmel @2lerle okuyucuyu kendinden geçirtecektim. sarsılarak boşalacaklardı. daha ilk günden romanı yarılamıştım, hızlı yazıyordum. özet geçiyordum bol bol. aslında bu gazla bitirirdim dıbına koyim ama bir de baktım ki bana güç veren iki dostum da bitmiş. bira ve fıstık

fıstık yerken kendimi muazzam bir hayal havuzunda buluyorum nedense. amlar zütler memeler dört bir yanımı sarmış bana güç veriyor ve kuruyan bogazımı nemlendirmek için içtiğim bira sayesinde de daha bir coşuyorum. dns yapıpı youjizzin dıbına koyuyorum ama işte harun abinin de dediği gibi hayat hiç de istediğimiz gibi gitmiyor.

son fıstığı da attım ağzıma ve dim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi dim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, annem liselisimin it herif dedi. terliği arkamdan fırlattı,zor kaçtım.kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak diyordum ama sonradan farkettim ki bagcıkları ayakkabının içine itelersem anyştayn olabilirdim.

dim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni liseli fakir binlerden sandı, çünkü ayaklarımda da topuklarını giberttiğim bağcığını bağlamadığım ayakkabılar ve 31den atmık sıçrayıp da kuruyunca uhu damlamış gibi duran bir pijamayla pek de güzel bir fakir bin veriyordum.

"abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. ben de doğruca fıstıkların olduğu yere gittim. aman allahım bu ne güzellik. bissürü fıstık yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan ucuz. desem de inanmayın huurcocukları fakir biniz diyoz.bir de bira almak lazımdı. gittim onu da aldım.

tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar giberken kulağıma "paşam" diye yankılanan bir ses şimdi "dildo da alalım. kalın siyah olsun" diyordu. bir zamanlar kulağıma "yannanını agzıma ver" diye yankılanan bir ses şimdi "yok anal yapmayalım zütümün üstüne oturamıyorum" diyordu. yavaşça arkamı döndüm. fıstıklar ve bira elimden yere düştü. evet, eski gibtiğimdi bu.neyseki birayı eve koltuk altında sokcam diya kutu almıştım. liseli olduğumu söylemiştim.

bir zamanlar gibtiğim kadındı. bir zamanlar ağzına, yüzüne,memelerine akıtarak mal gibi gezdiğimiz oronspu. şimdi nişanlısıyla dim'e gelmiş fantazi yapıyordu. bir zamanlar dıbını zütünü bir ettiğim kadındı bu. ve alışveriş arabasında dildo, züte sokulan top şeklinde ipli oyuncak, geciktirici krem, kelepçe,deri yelek(manowar tarzı) gibi birsürü ürün vardı. evet bir zamanlar uğruna 50 ytl harcayabileceğim kadındı bu.

ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden sarsılarak irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya elimi gibime soktum ama lanet olası(dıbına kodumunun) dim'de raf diye bir şey yok ki. pansaş olsa arkadaki adam seni gibertemez ama raf yerine kolilerde yannan sergileyen dim sayesinde herşey bin oldu..

peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, liseli gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara yumurta topuk ayakkabılarla giber gibi çömelmiş ve züt çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. başladılar gibişmeye. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. kutu biram mahzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, dıbına kodumun liselisi köpürttün at yannanı diyordu.

zütüne baktım. biranın değil lan, eski sevgilimin. bana baktı, huur bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. gibime bakıyordu. üzerinde 31den kalma döller olan, taşağın soldaki sarkık olanı yırtıktan görünebilen bir eşofman. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar gibişmiştin. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona tam bir zengin bini. dim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi dıbına koduğum?

böyle düşündüm ama sonra hasgibtir dedim. adam kapmış kızı, çatır çutur gibip dıbınıa zütünü bir ediyor, hatta amcığını yannanlıyor.ben de lavuk gibi pijamayla topuk kısmı ezilmiş yumurta topuk ayakkabıla geziyorum. kim naapsın lan beni. "nasılsın gibişmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "bigibtir git yarram" dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu liseliden bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl olduğundan zerre gibinde değildim herifin. adam en ucuz şarabı seçmekle meşguldu.

"niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "yeni yannanlar peşindeyim" der gibi tekrar baktı bana. "neyse gibtir et" der gibi baktım. gibtir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden.

gözyaşlarımı saklayarak iki poşet fıstığı ve biramı yerden aldım ve kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, 31e devam etmek için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakmasın artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü, fakir bin olduğumdan ötürü..tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. mina koyim, bi gibiş de yaşayamadık be.

eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan.

"abi bir şey diycem. pijamanın önünde delik var, sol daşşak gözüküyor, baya bir büyük"

o günden beri evdeyim. otuzbire devam.dim'e de sms yolluyorum.