1. 126.
    +1 -1
    bu trene ne zaman bindirildim, ne kadar zamandan beri yol alıyoruz, hepsinden önemlisi nereye gidiyoruz? fakat düşündükçe daha kötü oluyorum, nerede tutuluyordum da şimdi de trenle başka bir yere zütürülüyorum? tek bildiğim şey vardı, eğer niyetleri beni öldürmek olsaydı bunu çoktan yapmış olurlardı. peki benden ne istiyorlar, zaten iflas etmiş durumdayım.. gerçi onu bile bilmiyorum ki.. murat, muratla konuşacaktım! sahi murat nerde, onun haberi var mı, en son barda buluşacaktık, acaba geldiğinde beni bulamadığında ne düşündü? o çocuğun başına bi şey gelmemiş olsa bari. ama şu an onu bile düşünecek halde değilim..

    su, birazcık su olsa içip uyuyabilirim sanırım..

    az önce konuştuklarını duyduğum adamların sesleri susmuştu, belki gitmişlerdi, belki de bana doğru yaklaşıyorlardı. sırtımdaki ve belimdeki ağrılar bir yana, bacaklarımdaki üşüme ve hissizlik de beni ayrıca halsizleştiriyordu. acaba kaç tane dişimi kırmışlardı, acaba kalıcı bir hasar bırakmışlar mıydı, acaba üzerimdeki kanlı gömlek ve bacağımdaki yırtık pantolonu değiştirdikleri gibi değiştirmişler miydi? pantolonun değiştiğinden emindim çünkü camdan ince ince sızan soğuk bacaklarımı üşütse de doğrudan bacak derime vuran bir soğuk yoktu. hem nasıl bir trende gözleri bağlı bir yolcunun seyahat etmesine izin verirler? benden başka yolcu var mı acaba vagonda? gece mi gündüz mü? nerdeyiz lanet olsun nerdeyiz! nasıl bir şeyin içine düştüm ben!!

    koltuğumda sessizce kafayı yemek üzereyken ayak sesleri duyuyorum uzakta. gitgide sesler netleşiyor ve tam dibimde kesiliyor.

    - vi goagmi ! (are you hungry - aç mısın)
    - ne??
    - vi goag ni buulüıdık !(are you hungry bastard - aç mısın bin)
    - ne??
    - gılbani turkia!! (fucking turks - sktimin türkleri) [not: beyler ben de sevmediğim bu diyaloğu ama hikaye böyle idare edin]
    - anlamadım, ne diyosun be adam!
    - arr yu hangrri bastarrd ! (are you hungry bastard - aç mısın bin!)
    - yes! off. and water!! water please!! (evet! ve su, su lütfen!)
    - teyk dis bredd, votır fayf minuts. (take this bread, water (is after) five minutes - al şu ekmeği, suyu beş dakka sonra getiririm.)

    sağ elimi çözüp yuvarlak, sert kabuklu ve hafif mısır kokan bir parça ekmeği elime tutuşturdu. gözlerim kapalı, vücudum yaralı, nereden başlayıp nereye gittiğini bilmediğim bir trende rus bir huur çocuğunun bana getireceği suyu bekliyorum.. dışarıdan gelen rüzgar uğultuları ve ağır çelik sesleri hiç susmayacakmış gibi ilerliyoruz...

    • ** part 1 : ekmek *** sonu ***
    Tümünü Göster
    ···
  2. 127.
    0
    binler part 1 de bitti nihayet. okuyan bir tane bile panpa olsa yeter bana.
    ···
  3. 128.
    0
    devam et kardeşim ben okuyorum
    ···
  4. 129.
    0
    güzel gidiyorsun kardeşim devam
    ···
  5. 130.
    0
    ##### part 2 / sigara ######

    ...

    ...

    ...

    - not like in the old days, huh? (eski günlerdeki gibi değil ha?)
    - you?! djibril, is that you?! (sen?! djibril, sen misin?!)
    - ssshh! be quite man! they're just waiting outside. (şşş! sessiz ol adamım! hemen dışarıda bekliyorlar.)
    - djibril, ohh! my dear friend! where the fuck are we? why are you here? (djibril, ah! sevgili dostum! hangi cehennemdeyiz biz! neden buradasın?)
    - we will talk man, i'm just another prisoner like you. you were almost dead when they had brought you here. (konuşucaz adamım, ben de senin gibi tutsağım burada. seni buraya getirdiklerinde neredeyse ölüydün.)
    - fucking russians? djibril, where the hell we are, WHO the fuck these guys?! just tell me, what is going on here! (sktiğimin rusları mı? djibril, hangi cehennemdeyiz! kim bu dıbına kodumun çocukları?! söyle bana, neler oluyo burda!)
    - stay back, they're coming, we will talk soon. (geri çekil, geliyolar, yakın zamanda konuşucaz.)
    - djibril! vay dıbına koyayım böyle işin!

    tek kişilik hücremde geri çekilip tahta yatağın üzerine oturdum. uyandığımda tamamen yalnız olduğumu sanmıştım fakat yan taraftaki hücrede mit'ten arkadaşım djibril'i de tutuyorlardı. kafayı yemek üzereyim, neler oluyo! nerdeyiz, ne suç işledik de bu hapishane köşesine düştük bilmiyorum, kim bu adamlar, ne zamandan beri buradayım? en son bir trende su içtikten sonra dalıp gittiğimi hatırlıyordum. ben bunları düşünürken ayak sesleri gittikçe gürleşmişti. 3-4 kişinin ayak sesiydi bunlar, ritmik bir şekilde yürüdüklerini hissedebiliyordum. hücre kapımın önüne geldiklerinde ayak sesleri kesildi, bir el hücremin kapısındaki küçücük aralıktan içeri girip küçük bir zarf bıraktı. sonra hiçbir şey söylemeden aynı ritmik yürüyüşle gittiler. tamamen gittiklerinden emin olmadan kılımı bile kıpırdatmamıştım, gittiklerinden emin olduktan sonra hızlıca kapıya doğru yürüdüm ve eğilip zarfı aldım. eğilirken belimdeki korkunç ağrıyı heyecan ve meraktan hissetmedim bile. sarı, dış yüzünde adımın yazdığı, ağzı sıkıca yapıştırılmış bu zarf tüm sorularıma cevap verebilirdi.

    zarfı aldığım gibi tahta yatağıma geçtim. kapının üstündeki küçük boşluktan içeri sızan ışık altında bu zarfın içindeki şeyi inceleyebilirdim. zarfı yırtmak için dikkatlice elimi zütürdüğümde acı bir çığlık işittim:

    - helpp me!!! (imdaat!... )
    Tümünü Göster
    ···
  6. 131.
    0
    up up up
    ···
  7. 132.
    0
    bir up çeksem karşıki dağlar cenderme
    ···
  8. 133.
    0
    up up up
    ···
  9. 134.
    0
    7-up 7-up 7-up
    ···
  10. 135.
    0
    okuyun da ibret alın binler
    ···
  11. 136.
    0
    up up up
    ···
  12. 137.
    0
    vay amk farcry'a döndü :D , güzel moruk devam
    ···
  13. 138.
    0
    http://ccc.incisozluk.cc/...kan/@tut-ki-gibim-kasindi alın sadece onun yazdığı kısımlar..
    ···