/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +10
    Uyandığımda saat 6'ydı. Direk doktora gittim. Neden bilmiyorum. Normalde böyle bir raporu umursamazdım. Ama bu sefer umursadım. Üzerinde yazan doktor'a gittim ve 1 saat sıra bekledim aq. Lan saat 6.30 da geldim. Saat 7.30. Derya'ya mesaj attım. b-"Derse geç kalabilirim hocayı oyala" D-"Bir sorun mu var?" b-"Sayılır. Ben hemen gelmeye çalışacağım." dedim ve telefonu cebime attım. Sıra sonunda bana geldi. Girdim içeriye ve

    b-"Babamın hakkında bilgi almak için gelmiştim. " işte ismini falan sordu sonra sonucu söylemeye başladı.

    Do-"Babanıza erken kanser teşhisi konulmuştu. Ama şu an durumu iyi. Kanser daha nüksetmeden alındı. Ama yine de her ihtimale karşı her ay doktora uğrar." inanamıyorum. Babam kanserdi ve benden mi saklıyordu? Allah'ım çıldıracağım.

    b-"Teşekkürler" dedim ve çıktım dışarıya. Resmen sinirden köpürüyordum. Yetmişti artık. Neden benden saklıyordu kanser olduğunu? Neden beni adam yerine koyup yardım istemiyordu? Ben onun için o kadar mı önemsizim? Hadi kanserden kurtulamasaydı ne olacaktı? Artık ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece okula geç kalmamak için koştum ama ruhum resmen eve gidip babama hesap sormamı istiyordu. Şu devamsızlık denen illet yüzünden başıma gelmedik kalmadı. Başım sıkışsa okula gitmem gerekiyor. Okula gittim ve bu sefer çıkışta kesinlikle o hikayenin devdıbını dinleyecektim. Kaç gündür aksıyor hikaye. Okula vardım ve Salih ortada yoktu. Derya ise biraz üzgün gibiydi sanki. Derya'nın yanına geçtim ve

    b-"Ne oldu?" diye sordum.

    D-"Bir şey yok. Mağaraya gideceğiz değil mi?" diye sordu ben de

    b-"Evet kesinlikle gideceğiz bu sefer ne olursa olsun koşarak gideceğiz." dedim. Yeter da. Hikayeyi duyacağım bu sefer gökten meteor düşse de gideceğim. Derslere girdik ve sorunsuz bir şekilde çıkıp mağaraya vardık. Mağaradan içeri girdik ve Ejderha yine uyuyordu.

    b-"Uyanmasını beklemeli miyiz sence yoksa uyandıralım mı?"

    D-"Bırak uyusun. Bu sefer akşam olursa gitmeyeceğiz. Her türlü o hikayeyi dinleyeceğiz." dedi. Derya da benim kadar hevesliydi. Oturduk ve ben biraz uzandım. Ejderhanın mağarasına ilk girdiğim zamanı hatırladım. Çok rahatlatıcıydı nefes alış verişinden oluşan rüzgar. Normalde nefes kokusundan falan rahatsız olurdum ama koku yoktu. Sadece havadan ibaret sanki. Yanıma döndüğümde Derya uyuyakalmıştı. Ben de yanlış anlaşılmasın diye Derya'dan biraz uzaklaşıp yattım ve ben de uyuyakaldım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 27.
    +9
    Uyandığımızda Ejderha bize bakıyordu. Ama sanki mutlu gibi. Hani evladın uyurken izlersin ya tam da öyle. Ben de zaten uyandım ve hemen saate baktım. Sadece 1 saat uyumuşum ve sanki yıllardır uyuyorum gibi rahatlamıştım. Toprak zeminde yatmama rağmen. Derya da uyanmıştı.

    E-"Senin burada uyumana alıştım da Derya'yı ilk kez görüyorum" dedi.

    b-"Daha 2. uyuyuşum hemen ne alıştın." dedim. Derya da yeni uyanmış sesiyle

    D-"Günaydın"

    b-"Akşam oldu akşam gidiyoruz." dedim. Ejderha ise espiriyi anlamadı ve

    E-"Daha erken akşam daha gelmedi." dedi.

    b-"Şaka yapıyorum. Hikayeni dinlemeden bugün hiçbir yere gitmem."

    D-"afnen mende"

    b-"Bir kendine gel de anlatsın." Daha sonra Derya kendini toparladı. Ejder de başladı hikayenin devdıbına.

    E-"Ti-an'ın ölümünden sonra insanlar ile ejderhalar arasında olan savaş başladı. insanlar bize karşı çok güçsüzlerdi. Kalelerinin arkasına kaçıyorlardı artık. Ben de o zamanlarda yumurtadan yeni çıkmıştım. Bizde sadece 1 kişi olur üremek için. O bir kişi yumurta bırakır ve yavru ejderha çıkar. Çıktığı zaman da bize öğretir. Artık ne kadar zaman öğretmek isterse. Benim büyüğüm bana 20 gün öğretti ve ondan sonra onu görmedim. Daha uçmayı bile bilmiyordum. Bana başka bir büyük ejderha geldi ve büyüğümün öldüğünü insanların onu öldürdüğünü söylediler. O zamanlar insanlar Ejderha öldürmeyi öğrenmişlerdi. Kraliçe Fell sayesinde."

    D-"Fell de kim? Daha önce tarih kitaplarında falan görmedim."

    E-"Fell çok güçlü bir kraliçeydi. Aynı zamanda acımasız biriydi de. Ejderhalarla dolu bir zindanı vardı ve her ejderha üzerinde deneyler yapıp zayıf yönlerini bulmaya çalışıyorlardı. Ve sonunda buldular da. Çok garip bir zıpkındı. Bize deydiği anda pulumuzu sanki bir kağıtmış gibi yırtıyordu. Bizi teker teker avladılar. Bazı ejderhalar kaçtı. Ben ise uçamadığım için kaçamadım ve kraliçe Fell beni aldı ve bu mağaraya kapattı. Bana inanılmaz işkenceler etti. insanlardan nefret etmeme yetecek kadar. Yaşdıbının sonunda benim sayemde ölümsüz olabileceği hayalleri vardı. Daha çok deney yaptı ve sonunda öldü. Oğlu Reth tahta geçti ve bir daha insanlara saldırmama karşılığında bütün ejderhaları serbest bıraktı. Ben ise mağaradan çıkamayacak kadar büyümüştüm. Onun için burada ölüme terk edildim." Gerçekten çok kötü olmuştum bu hikayeyi duyduğumda. Derya'nın tarafı zaten ağlamamak için kendini tutuyordu. Yıllarca burada zulüm görmüştü. Ve hala yaşamaya çalışıyordu.

    E-"Yüzlerce yıl sonra seni duydum. Mağaranın dışından bir ağlama sesi geliyordu. O an eski zamanlarım aklıma geldi. Acı çektiğim zamanlar. Büyüğümün öldüğü zaman kaldığım yalnızlık. Daha sonra uyandığımda mağarada yatıyordun. Ve seni en başta öldürmek istedim."

    Edit: Yurda geçiyorum. Geçince devam ederim.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 28.
    +10
    b-"Beni öldürmek mi? Şaka yapıyorsun herhalde." dedim.

    E-"Şaka yapmıyorum. Sen gelmeden önce insanlara kin ve nefret besliyordum. Sana doğru yaklaştım ve ağzımda sana gösterdiğim gibi ateşi biriktirmiştim. Tam salacağım sırada bana dokundun. Bana dokunduğunda birden çok duygu hissettim. Pozitif duygulardı. Nedenini anlamadan sana saldırmayı bırakıp sadece izlemeye başladım. Zaten sonra sen uyandın." Beni öldürülecektim ve son anda kurtuldum yani? Zaten mağaraya girdiğimde ilk amacım ölmekti. Şimdi yalan olmasın. Ama böyle bir sonuç beklemiyordum. Biraz üzülmedim değil.

    b-"Sorun değil ben de zaten mağaraya ölmek için gelmiştim."

    E-"Dünyayı lanetlemek için geldiğini sanıyordum?"

    D-"Cidden sordun mu yani bunu?"

    b-"Tabiki sordum. Ne yapsaydım? O anki aldatılmıştım ve aklıma gelen ilk şey buydu. Ben de sordum doğal olarak." Ejderhanın yüzü yine hüzünlü bir hal almıştı ve dayanamayıp sordum:

    b-"Bir sorunun mu var senin? Arada üzülüyorsun ve yüzünü bizden kaçırıyorsun. Biz sana şu ana kadar derdimizi anlattık. Şimdi sıra sende." dedim. O ise şöyle bir cevap verdi.

    E-"Yarın benimle kalır mısınız? Sizden rica ediyorum bu benim için çok önemli."

    D-"Tabiki geliriz. Elimizden geldiğince burada kalacağız." dedi.

    b-"Aynen. istediğin zaman kalabiliriz seninle" dedim. Ejderha hem mutlu hem de hüzünlüydü.

    E-"Teşekkürler. Hava karardı. Gidebilirsiniz" dedi.

    b-"istersen kalalım."

    E-"Hayır bugün olmaz. Lütfen yalnızca yarın gelin. Size anlatacağım şeyler var."

    b-"Tamam. Zaten babamla konuşmam gerekiyordu. " Sesli düşünmüştüm. Derya meraklı bir şekilde baktı ama görmezden geldim. Mağaradan çıktık. Derya ile vedalaşıp evlerimize dağıldık. Eve geldiğimde babam yine odasındaydı. Normalde odasına kapıyı çalar girerdim ama bu sefer direk kapıyı açtım.

    b-"Baba bu ne demek oluyor?"

    B-" Ne ne demek oluyor?"

    b-"Elimdeki rapora bak ve bana cevap ver."

    B-"Önemli birşey değil bu. Geçti zaten artık iyiyim."

    b-"Bana nasıl söylemezsin? Benden neden sakladın bunları?"

    B-"Sana söyleyip boşuna telaşlandırmak iste... "

    b-"Annem öldüğünden beri böylesin." dediğimde babam bana bir tokat attı. Çok sert bir tokat değildi ama manevi yüklü bir tokattı. Bu tokadı hakeden babamdı ben değil.

    B-"Çabuk çık odamdan" dedi ve bende çıktım. Evden de çıktım. Bu gece ev hariç neresi olsa razıydım. Mağaraya gitmeyi düşündüm ama sonradan kesin bir dille "Gelmeyin" dediği aklıma geldi. Ben de gittim ve aklıma gelen ilk güvenli yerde yani mağaranın önündeki ağaçta yattım. Uyandığımda ilk işim mağaraya girmek olacaktı.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    +9
    Birinin beni sallamasına uyandım. Derya'ydı beni sallayan. ince ve kısa kollu bir t-shirt giyinmiş ve üzerinde "I
    ···
    1. 1.
      0
      arkadaş çıldıracağım. Neden yarım gidiyor bu yav? Devam da edemiyorum.
      ···
    2. 2.
      0
      Farklı bir yere yaz kopyala yapıştır yap
      ···
    3. 3.
      0
      yok olmuyor. Senin yollarından hariç birkaç yol daha denedim olmadı.
      ···
    4. 4.
      0
      Elle yazıyorum onu bile kabul etmiyor. Ne hale geldi be sözlük.
      ···
    5. 5.
      0
      Reis bilmiyomda hızlı yaz be
      ···
    6. 6.
      0
      Yazamıyorum ki sorun orada keşke yazabilsem.
      ···
    7. diğerleri 4
  5. 30.
    +6 -1
    Beyler burada yaşanan bir sorundan dolayı entryleri giremiyorum. Bu hikaye girilen bir site vardı onun adı neydi? Hikayeyi orada tamamlayacağım mecburen.

    Hikayeyi wattpaddan tamamlayacağım. Oradan okursunuz artık. Bende diyorum hikaye yazarları neden bıraktı burayı? Neden bulundu. Kalın sağlıcakla.
    ···
    1. 1.
      0
      Watpadd
      ···
    2. 2.
      0
      teşekkürler
      ···
    3. 3.
      0
      Hızlı hızlı gir oraya reıs
      ···
    4. 4.
      0
      Nasıl ulaşıcaz hikayeye link bırak
      ···
    5. 5.
      0
      Yazınca bırakacağım hatta kimse görmese bile sana özelden atacağım
      ···
    6. 6.
      0
      Atacağım
      ···
    7. 7.
      0
      Eyv adamsın sen
      ···
    8. 8.
      0
      Başkan linki at
      ···
    9. 9.
      0
      Banada at panpa
      ···
    10. 10.
      0
      Link at
      ···
    11. 11.
      0
      Panpa link atar misin
      ···
    12. 12.
      0
      Panpa link atar misin
      ···
    13. 13.
      0
      Tamam yeni uyandım yazar yazmaz herkese atacağım linki buraya.
      ···
    14. 14.
      0
      Link beklemekteyiz .d
      ···
    15. 15.
      0
      Link beklenir
      ···
    16. 16.
      0
      Link atsana okuyalım
      ···
    17. 17.
      0
      Lan amk link at burdan devam etsene aq
      ···
    18. 18.
      0
      Hala buradan link bekleyenler sorunu çözdüm sözlükten devam ediyorum.
      ···
    19. diğerleri 16
  6. 31.
    +5
    Yarın wattpad ' a girerim akşam akşam kafa kalmadı. Kusura bakmayın. Görüşmek üzere.
    ···
    1. 1.
      0
      Link bekliyorum hocam
      ···
  7. 32.
    +7 -1
    Birinin beni sallamasına uyandım. Derya'ydı beni sallayan. ince ve kısa kollu bir t-shirt giyinmiş. Bir de kot pantolonu vardı. Her tarafım tutulmuştu.

    D-"Burada niye uyudun?" diye sordu.

    b-"Uzun hikaye. Sonra anlatırım. Şimdilik mağaraya girelim." dedim. Mağaraya girdiğimizde Ejderha uyuyordu. Her zamanki gibi. Bu sefer daha da fazla uyuya kalma gibi bir şansım yoktu çünkü yeni uyandım. Zaten Ejderha da yarım saat kadar sonra gözlerini açtı. Ama normalde gözleri parlardı. Ela renkliydi gözleri. Bu sefer gözleri siyaha yakın bir renkteydi. Her gün daha da farkına varıyordum ama bugün bu kadar siyaha yakın görünce içimi bir korku kaplamıştı.

    E-"Günaydın" dedi bize.

    D-"Günaydın" dedi. Ben de

    b-"Günaydın" dedim. Gerginliğimi gizleyememiştim. Ejderha sanki yaşlı adammışcasına yerinden kalkmıştı.

    E-"Bir bine bir sorunun var gibi. Dün gece mağaranın önünde senin nefeslerini hissettim. Biraz sinirli ama daha çok üzgündü."

    b-"Babamla tartıştık ve bende evden çıktım. Sadece biraz sinirlendim." dedim.

    E-"içinde birikenler var senin babana karşı. Onları zamanı geldiğinde onunla paylaş. Seni anlayacaktır." dedi. Yıllardır bu mağaradaydı ama nasıl böyle akıllı fikirler üretiyordu? Pek bir fikrim yoktu.

    E-"Sizden istediğim birşey var. Ama gerçekten büyük bir sorumluluk. isterseniz kabul etmeyebilirsiniz ama kabul etmenizi umuyorum" dedi.

    b-"Senin için gerçekten bu kadar önemliyse biz elimizden geleni yaparız."

    D-"Evet sadece senin istemen yeterli" dedi. Arkasından 2 tane taş gibi bişey uzattı kuyruğuyla. Taşlar bizim boyumuzdaydı neredeyse. Ve bize şunları söyledi:

    E-"Bunlar sizin de ruhunuzu katarak oluşturduğunuz yumurtalar." (inci sözlük özel kısmı geliyor) Benim aklıma gelen ilk şey ben ejderhayı ne zaman gibtim aq? Ejderha Derya'yı ne zaman gibti aq? Ejderhanın cinsiyeti ney ki aq? (inci sözlük özel kısmı sona erdi) Ejderha kafamızın karıştığını anlamış olacak ki direk lafa girdi

    E-"Bunlar sizinle ilk karşılaştığımız zamanlarda içimde oluşan yumurtalar. Sadece derin bağlar oluştuğunda ortaya çıkarlar. Ama Ejderhalar tarihinde 2 tane ilk yaşandı. ilk olarak 2 tane ejder yumurtası yumurtladım ve ikinci olarak da bir insanla bağ kurdum." Şimdi biz Ejderha ile çiftleşmiş mi oluyorduk? Kafam allak bullak olmuştu.

    E-"Şimdi sizden ricam size verdiğim yumurtalara elinizi koyun ve dediklerimi tekrar edin" dedi. Benim yumurta yamuk yumuktu amk. içinden ejderha değil de sanki çarpık bir adam çıkacak gibi duruyordu. Hem daha detayını bile öğrenemeden direk bunu yaptırması garibime gitmişti.

    E-"Kusura bakmayın sormayı unuttum o yumurtaların sizin Ta-ar ı olmasını kabul ediyor musunuz?"

    b-"Ta-ar ne demek?"

    E-"Ejderhalar yumurtadan ilk çıktıklarında söyledikleri sözcük Ta-ar dır. Biz de buna iki anlam verdik. ilk anlam Ben doğdum ikinci anlam ise evlat. Yani evladınız olarak kabul ediyor musunuz?"

    EDiT: SONUNDAAAAAA ÇÖZDÜM SORUNU OH BEEEEE
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    +6
    Bunu direk sormuştu. Şaka maka değildi. Zaten Ejderha'nın şaka yaptığını hatırlamıyorum hiç. Bu iş gittikçe garipleşiyordu. Okula falan bununla nasıl gidecektik ki? Zaten beni geçtim Derya nasıl taşıyacaktı bu yumurtayı? Garip. Gerçekten çok garip.

    E-"Bu yumurtaları kabul ederseniz onların yanında durmanız gerekecek. Sürekli değil. Ama ondan uzak durdukça özlem çekeceksiniz. Siz insanlarda nasıl etki olur bilmiyorum ama. Dediğim gibi siz bir istisnasınız. Ve ejderhaların tekrar dünyada yaşamasının son şansı sizsiniz. Onun için tekrar soruyorum. Kabul ediyor musunuz?" Derya tereddüt bile etmeden

    D-"Evet kabul ediyorum. Seninle tanışalı 1 hafta oldu ama sana olan sevgim tarif bile edilemez. Elbette senin bize emanetini geri çevirecek değilim." Derya'nın bu sözleri beni de etkilemişti. Gerçekten de neden bu kadar düşünüyordum ki. Şu ana kadar biz ondan o kadar yardım istedik. O ise istinasız koşulsuz yardım etti.

    b-"Bende kabul ediyorum." dedim. Ejderha biraz rahatlamış gibiydi dengesini zor sağlıyor gibiydi.

    E-"Şimdi dediklerimi tekrar edin. Ta-ar. Io zan ish taan."

    Db-"Ta-ar. Io zan ish taan"

    E-"Ou du onebu Saar"

    Db-"Ou du onebu Saar" dedik ve içimde bir his oluştu. Sanki bir bağ vardı. Yumurta ile benim aramda. Ciddi anlamda çok fazla ağır yük derken bundan bahsediyordu. Daha sonra Ejderha daha fazla dengesini tutamayıp düştü. Biz ise hemen öne doğru koştuk ve

    D-"iyi misin" diye sordu. Ejderha ise:

    E-"Kraliçe Fell'in bana bıraktığı son armağan. Bu şafak vakti öleceğim. Ölmeden önce bu yumurtaların çıkması bana bir ödül. Hak etmediğim bir ödül. Onlar daha yumurtadan çıkarken bile göremeyeceğim." dedi. Gerçekten üzülmüştüm.

    D-"Hastalığın ne belki bir çaresine bakabiliriz?"

    E-"insanların tedavi edebileceği bir şey değil. Geçen sefer bana dokunduğunda elin yanmıştı. Vücudumun o kadar sıcak olması bu yüzdendi. Üzerimde deneyler yaparken bana hastalık bulaştı. Ve yüzlerce yıl içimde yavaş yavaş beni öldürüyordu. Ve bugün şafak vakti öleceğim. Çünkü ayağım da soğumaya başladı."
    ···
  9. 34.
    +6
    Olamazdı. Şimdi olmazdı. Neden ölmek zorundaydı ki? Derya ağlıyordu.

    D-"Bir yolu olmalı" diye etrafta öylece dolaşıyordu. Ben ise kendimi tutuyordum. Ağlamamam lazımdı. EJderha'nın beni son görüşü ağlarken olmamalıydı. Saatlerin nasıl geçtiğini bile anlamamıştım. Ama akşam olmuştu. Bir sonraki şafakta ejderha ölmüş olacaktı. Bende bu konuyu dağıtmak ve son zamanlarını iyi geçirmesi için:

    b-"Bize orada söylettiğin şeyin anlamı neydi?"

    E-"Ejderhalar her yumurtası olduğunda büyüğü olması için yemin eder. Normalde benim bunu yapmam lazımdı ama benim fazla vaktim kalmadığı için size yaptırdım bunu.Ta-ar. Io zan ish taan. Yani yeni doğan. Bu dünyadaki yardımcın benim. Ou du onebu Saar. Senin bu kabuktaki yaşdıbının bekçisi artık benim. Sözler bunlardı. Onlarla benimle kurduğunuzdan daha güçlü bir ruh bağı kurdunuz." Ejderha'nın gözyaşlarını ilk kez görmüştüm.

    E-"Benim neslimin parçalarını göremeyecek olmama üzülüyorum. Onlara öğretmek isterdim ejderha olmanın nasıl bir şey olduğunu. Onların yanında uyumak, gerektiğinde onları korumak isterdim. Ama yapamıyorum. Ölüm benim için geliyor ve hiçbir şey yapamıyorum." Daha sonra Derya ve ben birbirimize baktık. Ne yapacağımızı biliyorduk. Ona doğru döndük ve ikimizde sarıkdık.

    b-"Bunca zaman bize ejderha olmayı öğretmedin ama bizi sımsıkı korudun."

    D-"Kendi derdin varken bizim dert bile sayılmayacak yönlerimizle ilgilendin."

    b-"Sayende artık büyüdük."

    Db-"Bunun için sana teşekkür ederiz Baba." Ejderha duygulanmıştı.

    b-"Ve sana yavrularını göstereceğiz." dedim ve telefondan feneri açıp Yumurtaya doğru tuttum. Tam bir şekli yoktu ama yine de ejderhanın üzüntüden ağlaması sevinçten ağlamaya dönüşmüştü. Derya da tuttu. Derya'nınki biraz daha net gözüküyordu.

    E-"Şu zamana kadar ölümden korkuyordum. Artık korkmuyorum. ikinize de teşekkür ederim." dedi ve bize doğru üfledi. Daha sonra Derya'nın uyuyakaldığını gördüm. Benim de gözlerim kapanıyordu.

    E-"Öldüğümü görmenizi istemiyorum. Bu bizim beraber son uykumuz. Teşekkürler." dedi ve uyuya kaldık.

    Edit:Beyler not defterinde geldiğim yer buraydı. Devam edeceğim ama yine 10 dkda 15 dkda bir gelecek partlar.
    ···
    1. 1.
      0
      3 dakkan kaldı
      ···
  10. 35.
    +6
    Uyandığımda Derya ağlıyordu. Ejderha'ya baktım. Artık nefes alıp vermiyordu. Ne yani bu kadar mıydı? Hani ejderhalar binlerce yıl yaşardı? Ne oldu da öldü? Nefes bile alamıyordum. Hayatımda ilk kez babamın eski halinden bile daha iyi biriyle tanışmıştım. Her zaman yalnız hissederdim. Şu an ise bomboştum. içimdeki acı o kadar fazlaydı ki.Ejderha'nın çenesine doğru yaslanıp oturdum. Gerçekten dediği gibi vücudu soğumuştu. Bu daha da fazla ağlamamama neden olmuştu. Sadece 1 hafta tanıdığınız birine karşı içimizde bu kadar duygu olması çok acıtıyordu. b-"Keşke bizi uyutmasaydın. Yanında 6 saat daha dururduk." derken buldum kendimi. Derya ise yumurtasına doğru gitti ve D-"Bu onun bize bıraktığı son emanet. Eğer bunu koruyamazsak artık Ejderha diye birisi olmaz." Ben de kendi yumurtama doğru yürüdüm. O anda dengemi kaybedip yere düştüm. Yürüyecek takatim kalmamıştı. Arkama doğru baktım. Ejderha'nın ölüsü bile çok güzel görünüyordu. Çok asildi. Sanki gülümsüyordu. Daha sonra yumurtaya doğru neredeyse sürünerek gitmiştim. Derya ise kendi yumurtasına sarılıyordu. Ben ise yumurtayı yanıma alıp Ejderha'nın yanına gittim. Saatlerce orada öylece oturduk.

    D-"Buradan çıkmalıyız. Bizim de yaşamamız gereken bir hayat var."

    b-"Biliyorum ama sanki uyanacak gibi duruyor." dedim. "biraz daha bekleyelim."

    D-"13 saattir bekliyoruz zaten." o kadar olmuş muydu? Gerçekten zaman bana düşmandı.

    b-"Yumurtaları burada bırakmalıyız. Kimse mağaraya girmez zaten. Yanımızda zütürürsek başlarına bişey gelebilir."

    D-"Tamam" dedi hemen zaten. ikimiz de mağaradan çıktık ve evlere dağıldık. Eve doğru giderken gerçekten de Ejderha'nın dediği gibi. Özlem çekmeye başlamıştım o yumurtaya karşı. Sanki ana baba özlemi değil de daha çok acı çekiyordum. Aşk acısı gibi. Ve eve vardığımda babamla konuşmam da gerekiyordu.
    ···
  11. 36.
    +6
    Eve vardım ve babamın odasına doğru gittim. Ayaklarım geriye doğru gidiyordu ama konuşacaktım. Kaçışı yoktu bu sefer. Odasına girmeden kapıya vurdum. Babamdan "gir" sesi geldi. içeriye girdim ve babamın önüne geçtim. Raporlarını alıp kenara koydum ve

    b-"Baba seninle artık baba oğul konuşmamız lazım." Babam ise

    B-"Şu an işim var. Sonra konuşuruz."

    b-"Baba. Yeter artık. Neden bana önemsiz biri gibi davranıyorsun? Ben senin oğlun değil miyim? Beni 6 yaşımda bıraktın. Sadece maddi destek gibi görüyorum artık seni gözümde. Lütfen babam ol artık tekrar. Benim için gerçekten endişelenen babam ol." Ejderha'nın dediği gibi içimdeki bütün sözcükler bu kadar çıkmıştı. Daha çok söylemek istediğim vardı ama fazla söze gerek olmadığını düşündüm. Babam bana döndü ve

    B-"Neden endişelenmediğimi düşündün ki? Gerçekten sana sadece maddi yardım mı yapıyordum? Senin için saatlerce çalışıyorum bu işte. O kadar fazla çalışıyorum ki normal iş saatimin 3 katı çalışıyorum peki neden? Evet en başta annen öldüğü için kendimi işe verdim. Ama şimdi senin için. Sen daha rahat yaşa diye. Senin o gördüğün erken kanser tedavime her ay gidebilmek için bir yığın para ödüyorum. Sırf sen yalnız kalma diye. Evet sana vakit ayıramıyorum bunun için özür dilerim ama sana vakit ayıramıyorsam da bunun nedenini bir... " derken istemsiz bir şekilde ona sarıldım ve ağlamaya başladım.

    b-"Sende gidersen artık ben daha fazla ayakta duramam." dedim. Babam da

    B-"Biliyorum oğlum. Biliyorum." dedi. Bu olaydan sonra artık bir karara vardık. Hergün 1 saat sohbet vakti koymuştuk. Bu sohbet vaktinde kimsenin işi olması yasaktı. Kendimi kısıtlamıştım ama buna değerdi.

    Edit: Beyler evi temizleyip dışarı çıkacağım. Zaten hikayenin bitmesine çok az kaldı. Akşama doğru gelirim tahminimce. Görüşmek üzere.
    ···
  12. 37.
    +3
    Beyler bunları da okuyun kesiştiği noktalar olacak. Hem bekleme derdinden de kurtulmuş olursunuz belli bir süre
    (bkz: rüyamdaki kız kim)
    (bkz: içimdeki öldürme hissi vahşet)
    ···
  13. 38.
    +5
    Edit: Sinema yeni bitti. Gelir gelmez giriyorum entryi

    Babamla bu şekilde bir iletişim kurmak iyi gelmişti. Ama hala içimde acı vardı. Bir Ejderha'nın ölümünün acısı 2.si ise yumurtadan uzak kalmadaki çektiğim özlem. Cidden çok kötüleşiyordu git gide. Yok yani şekilsiz bir yumurta için bu kadar özlem çekmek çok garipti. Ama işte bu ejderha işleri falan pek anlamıyordum. Birden aklıma ejderhaya isim koymak geldi. Adı ne olmalı ki? Oyunlarda isim koymak bile zorken gerçek hayatta isim koymak daha zor. Babamın ismi olur mu? Hayır. Kesinlikle olmaz. Keşke Ejderha'nın gerçek adını öğrenebilseydim. Aklıma bir fikir geldi. Aslında adını Ti-an koyabilirdim. Hem insanlarla tanışan ilk ejderha ve insanları seven ilk ejderha olarak biliniyordu. Mantıklı bir seçim yapmıştım. Yumurtadan çıktığında adını Ti-an yapacaktım. Tek bildiğim ejderha adı da oydu. Mantıken onun adını verecektim. Daha sonra yatağa yattım ve uyuya kaldım. Rüyamda her taraf yeşillik ve güneş sanki çimenleri okşuyordu rüzgarın da yardımıyla. Daha sonra arkamda Ejderha'yı gördüm.

    b-"A ama nasıl olur? Hala yaşıyorsun."

    E-"Hayır. Öldüm. Sadece rüyandayız.Bak Derya da arkanda." Arkamı döndüm ve tam bir ışık gibi parlıyordu. Çok güzeldi. Derya da Ejderha'yı görünce biraz şaşırdı ama mutlu oldu. Yanına koştu sarılmak için ama Ejderha dur işatreti yapınca otomatikman durdu.

    D-"Yaşıyor musun? Yoksa ben mi öldüm? Sende mi öldün? Neredeyiz biz?"

    b-"Kız az bir sus. Rüyadayız şu anda. Nasıl yaptıysa rüyamızda buldu bizi." Ejderha gülmeye başladı.

    D-"Bir an öldüm sandım. Yumurtama olan özlemim o kadar ağır ki."

    b-"Aynen ben de bu kadarını beklemiyordum." Ejderha konuya girdi bizim lafların arasına dalıp:

    E-"Başınız ciddi belada olabilir. Mağarada biri bedenimi yoketti."

    b-"Kim?"

    E-"Kraliçe Fell zamanında bir birlik kuruldu. Adı ... idi."

    D-"Duymadım ismi ne?"

    E-"Bu dünyadan size bilgi veremiyorum. Sadece dikkat edin. Yumurtalar hala sağlam hissedeniliyorum. Siz de hissetmişsinizdir. Daha fazla sizinle durmak isterdim ama uyanmanızın zamanı geldi" dedi ve uyandım.
    ···
  14. 39.
    +5
    Nefes nefese uyanmıştım. Hemen mağaraya gitmem gerekiyordu. Koşarak çıktım evden. Hem duyduğum özlem hem de Ejderha'ya olan merakım. Cesedinden ne istemişlerdi ki? Kraliçe Fell binlerce yıl önce yaşamış. Ejderhalar binlerce yıl yokken neden birden bire ölünce ortaya çıktılar ki? Aklımda bir sürü soru işareti vardı. Ama şu an tek yapmam gereken şey mağaraya varmak. Mağaraya gittiğimde gerçekten de cesedi yoktu. Sinirden köpürüyordum. Ne yapmışlardı ona? Daha sonra arkamdan bir ses geldi. Derya da koşarak geliyordu. içeri girdi ve o da Ejderha'yı göremeyince bayağı sinirlendi. "Mağara bu kadar büyük müydü?" diye geçirdim içimden. Ejderha olmayınca mağara gerçekten aşırı büyük gözüküyordu. Hatta kendimi ilk kez o zaman küçük hissettim. işe yaramaz biri hissettim. Daha sonra arkamızdan bir ses geldi. irkilip geri döndük ikimiz de. Yumurtaya doğru göz ucuyla baktım ve gerçekten taş parçaları gibi gözüküyorlardı. iyi kamufle olmuşlardı. içimdeki özlem geçmişti ama dokunmak istiyordum sanki. Sesin geldiği yöne doğru baktım ve alkışlaya alkışlaya biri geliyordu. Gelen Salih'ti.

    Sa-"Sizi tebrik ediyorum. Demek bir ejderha gördünüz ve sırrını sakladınız. Öğrenemem mi sandınız gerçekten?" dedi.

    b-"Ejderhayı nereden biliyorsun. Yoksa... "

    Sa-"Evet. Sizin çöpünüzü yakan bendim. Son ejderha da öldü. Artık La-Ateh in önünde bir engel kalmadı."

    D-"La-Ateh de kim?"

    Sa-"Artık bu dünyanın yeni tanrısı. Sri Lanka'nın dünya haritasından silindiğini duymuşsunuzdur." Başıma büyük bir bela alacağımı biliyordum ama ona doğru bir yumruk savurdum. Yumruğuma karşı koymadı. Sadece yumruğumu yedi. Yüzü kımıldamamıştı bile. Bana doğru baktı ve

    Sa-"Bana bir şey mi olması gerekiyordu?" dedi. Bana doğru baktı ve eliyle yakamı tutup kaldırdı.

    D-"Bırak onu" diyip üzerine koştu. Onu da tek eliyle itti. Ama kız 2-3 metre boyunca yerde yuvarlandı. Ve muhtemelen bayıldı.

    b-"Sen de kimsin?" dedim.

    Sa-"Ejder ateşi birliğinin son üyesiyim. Adımı zaten biliyorsun. Ama şu an La-Ateh için çalışıyorum."

    b-"O kim lan?" Bu bu kadar güçlüyse La-Ateh bizi giber atar amk.

    Sa-"Kendisi bu dünyanın yeni tanrısı. Yakında onun dönemi başlayacak.Ama siz göremeyeceksiniz. Çünkü ikinizi de burada öldüreceğim." dedi ve cebinden bıçak çıkardı. Tam bana saplayacakken içeri biri girdi.

    F-"Dur. işimiz bitti zaten. Gidiyoruz."
    Tümünü Göster
    ···
  15. 40.
    +2
    EDiT:Fatih (bkz: rüyamdaki kız kim) ve La-Ateh (bkz: içimdeki öldürme hissi vahşet) kim bilmeyenler bu hikayeleri okusun. ilerde bu hikayeleri birleştirmeyi planlıyorum.

    b-"Sende kimsin?"

    F-"Ben Fatih. La-Ateh'in sağ koluyum. Ve size bu kadar bilgi yeter. Bizim tarafımızda ne kadar insan yaşarsa o kadar iyi Salih. Bırak onları."

    Sa-"Bana karışma. Bu onlarla benim aramda."

    F-"Benim emirlerime karşı mı geliyorsun?" dedi ve gözleri turuncu turuncu yanmaya başladı. Salih'e doğru baktım ve Salih yanıyordu. Beni yakamdan tutan eliyle itti ve yere düştüm. Gözlüklerini çıkardı ve yere attı.

    Sa-"Fatih. Bırak beni" diye çığlık atıyordu.

    F-"Neden bırakayım? Emirlerime karşı gelen birine neden ihtiyacım olsun?"

    Sa-"Özür dilerim lütfen bırak beni" dedi ve gözündeki turuncu yanma söndü. Salih de nefes nefese ve ter içinde kalmıştı.

    F-"Senin ismin ne çocuk?"

    b-"Bir bine ismim." dedim.

    F-"Peki ya orada yatan kızın ismi ne?"

    b-"Neden soruyorsun?"

    F-"Seni ilgilendirmez."

    b-"ilgilendir... " Gözleri yanmaya başlamıştı ve her tarafımda kılıçlar vardı. Bana doğru dönüklerdi.

    F-"Ya söyle ya da bu kılıçlarla oynarsın. Ama içine girince." dedi. Çok korkmuştum.

    b-"i ismi Derya" kekelemiştim. Kılıçlar etrafımdan kayboldu. Sadece biri kaldı ve o da ayağıma saplandı. Büyük bir çığlık attım ve yere düştüm.

    F-"Bu bana hemen cevap vermediğin içindi. " dedi ve gözlerindeki turuncu ateş söndü. Ayağım acıyordu ama ne yara vardı ne başka bir şey.

    F-"Salih toparlan. Gidiyoruz."

    Sa-"Tamam." dedi ve neredeyse sürünerek kalktı. Giderken Fatih arkasına döndü ve

    F-"Tekrar sizinle görüşeceğimizi hissediyorum" dedi ve gitti.
    ···
  16. 41.
    +2
    Yurdun interetini gibeyim yine gitti.
    ···
  17. 42.
    +5 -1
    EDiT:MOBiL VERiDEN ATIYORUM. BiRKAÇ PART SONRA KAPATACAĞIM ŞARJIM AZ VE ŞARJ MAKiNEM YOK.

    Yerimden kımıldayamıyordum. Ne yara var ne başka bir şey ama çok ağrıyordu ayağım. Daha sonra Derya uyandı. Her tarafında küçük küçük sıyrıklar vardı.

    D-"Sen iyi misin? O da neydi öyle" dedi.

    b-"Bilmiyorum ama başımızda büyük bir bela var. Bizimle fazla uğraşacaklarını sanmıyorum. Son Ejderha'nın öldüğünü söylediler fakat yumurtadan haberleri yok."

    D-"Söylediler derken? Bir kişi daha mı var yani?"

    b-"Fatih denen bir çocuk da vardı. Bayağı tehlikeli birisi. Gözleri turuncu turuncu yanıyor ve sana hipnoz gibi bir şey yapıyor. Ayağıma kılıç sapladı ama yara falan yok ve kalkamıyorum acıdan." dedim. "Bana Ta-ar ımı uzatır mısın?" dedim.

    D-"Benim de ona dokunmam lazım. Neden bilmiyorum ama iyi gelecek gibi hissediyorum." dedi ve yumurtamı yanıma getirdi. Yuvarladı desek daha doğru olur. Kocaman yumurta amk. Ona dokunduğum anda sanki bütün dünyam güzelleşti. Mutluluk hormonlarım tekrar salgılanmaya başlamış gibiydi. Kendimi gerçekten daha iyi hissediyordum. Hatta dalgınlığa gelip ayağa kalktım. Sonra acısından geri yere düştüm. Bu nasıl bir şeydi böyle? Sadece pgibolojik olarak acıması lazımdı. Ama gibtiğimin acısı geçmiyordu. Daha yumurtaları beklememiz lazımdı. Ne kadar zamanda çıkacakları hakkında bir fikrim yoktu. Acı yavaş yavaş geçiyordu. Ayağa kalkmaya başlamıştım. Sadece sendeleyerek yürüyordum o kadar. Akşam olmuştu Ejderha'nın gidin dememesi gerçekten zoruma gitmişti. Derya da zaten hüzünlü bir şekilde arkasına baktı. Yumurtaları bıraktık ve eve doğru yola çıktık. Babamla anlaştığımız sohbet saatimize 1 saat vardı. Eve gittiğimde artık sadece yemek hazırlayacağım endişesiyle gitmiyordum. Sonunda bir şeyler iyi gidiyordu. Ve yine Ejderha'nın son tavsiyesi sayesindeydi.
    ···
  18. 43.
    +4 -1
    Eve vardım ve babam da heyecanlanmış bir biçimde beni bekliyordu. Bu heyecanının nedenini biliyordum. Çünkü ben de heyecanlıydım. Ama içimdeki acı dışında. Gerçekten sinir bozmaya başlamıştı. Babamla sohbetimi bozmasa sevinirim yani. Daha ilk sohbetimde "Baba yumurta hasreti çekiyorum ben yatıp uyuyayım" demek istemiyorum. Sadece babamla düzgün bir sohbet etmek istiyorum. Ve zaten zamanı gelince de oturduk ve konuşmaya başladık. Babamın patrondan zam istemeye kalkışmış ve yediği azarı anlatıp gülüyordu. Ben ise mal gibi Melisa olayını anlatmaya kalkıştım. Tam anlatacakken içimdeki özlem resmen acıya dönüştü ve zihnimde bir ses yankılandı. ince ve güzel bir sesti. Sanki bir parçamdı. Ve bu sesi duyunca içimi hoş bir his kapladı. "Ta-ar" Hasgibtir. Yumurtadan çıkıyordu. Acilen yanına gitmem lazımdı. Yeni doğan bir ejderhanın ilk göreceği yer bir mağaradan çok ebeveyni olmalı diye düşündüm. Demek babalık böyle bir duyguydu. Babama döndüm ve

    b-"Baba kusura bakma daha ilk günden böyle yapıyorum ama hemen Derya'nın yanına gidip ödevimi almam lazım. Onda kalmış. Yarın okula onu zütürecektim.

    B-"Ara söyle yarın getirsin."

    b-"Ekgibler vardı. Kusura bakma." dedim ve giderken

    B-"Önemli değil yarın yaparız" dediğini duydum. iyi bari en azından kızmamıştı. Direk mağaraya doğru koştum.
    ···
  19. 44.
    +6
    Mağaraya vardığımda yumurtanın çatlamış ve belli parçaları kopmuştu. Ama hala çıkmaya uğraşıyordu. ilk baş yardım edecektim çıkmasına ama sonra aklıma geldi. Kelebekler kozadan çıkarken kanatlarını kullanırlardı. Çıktıkları an uçmaları bu yüzdendi. Dokunmamak en iyisiydi. Zaten kendisi bir 10 dakikalık mücadeleden sonra çıktı. Ben ona o bana bakıyordu. Siyah bir ejderhaydı. Simsiyahtı. Gece kadar siyahtı hatta. Yumurtadan çıktığını ve bana baktığını bile hislerim sayesinde anlıyordum. Bana baktı ve tekrar "Ta-ar" dedi. Ben de yanına gittim ve sarıldım istemsiz bir biçimde. Benden 4-5 cm kadar küçüktü. Bana baktığını hissediyordum ama tepki vermiyordu sarılmama. Daha sonra bana doğru döndü ve elimi ısırdı. Ani bir hareketle elimi çektim ve elimdeki deriyi falan gibti yani. Lan daha ilk tanışmamız. Ne yapıyorsun amk.

    b-"Neden yaptın ki şimdi?" dedim. Bana boş boş bakmaya devam ediyordu ve tabiki bende kıvranmaya. Birden elimi yalamaya başladı ve yaram da kapanmaya başladı. Kimin evladı be. Bizim Ejderha'nın bir alt modeli gibi. O üfleyerek de kapatabiliyordu. Derya'nın yumurtası hala duruyordu. Derya'yı aradım.

    D-"Avlo"

    b-"Yeni mi uyandın sen?"

    D-"Havır uyuyovdum"

    b-"Benim Ta-ar yumurtadan çıktı." ani anda bir

    D-"Neee" birkaç tane eşya düşme sesi ve bir cam kırılma sesi.

    b-"Dur dur sakin ol. Sadece benimki çıktı seninki sağlam. Zaten çıkınca direk zihninde Ta-ar diye bir ses duyuyorsun."

    D-"Dur bekle orada geliyorum."

    b-"Saçmalama bu saatte çıkamazsın dışarıya. Hem bizi birlikte görürlerse ne derler? Sen evde kal. Yarın görürsün." dedim.

    D-"Tamam ama meraktan uyuyamam ki ben şimdi. Fotosunu çek at."

    b-"Simsiyah bişey. Flash ışığına nasıl tepki vereceğini bile bilmiyorum. Yapamam böyle bişey." dedim

    D-"Aman ya tamam kapat kapat. Hemen yarın olsa keşke."

    b-"Okul var. Yarın olsa ne olacak?"

    D-"Yarın saat 6 da çıkar gelirim."

    b-"Tamam tamam." dedim ve telefonu kapattım. Haber vermeseydim daha iyiydi. Şimdi bütün gece kendini yiyecek. b-"Şimdi seni mağarada bırakıp nasıl eve gideceğim?" dedim ve bana boş boş bakmaya devam ediyordu.
    ···
  20. 45.
    +1 -4
    Evet beyler bugünlük bu kadar kendinize iyi bakın. iyi geceler.
    ···
    1. 1.
      0
      Ya yazsana kardeşim ya
      ···