-
1.
+1evet beyler efsane tak hikayesi tek entry olarak karşınızda..
meraba binler, beni bilen bilir. abuk subuk yerlerde takum gelir.* öyle fazla tutamam, çekinmeden her tuvalete sıçarım. sıçmazsam içimde nükleer patlamalar olur çünkü.
bi süre önce bi kızla çıkıyodum. sonunda beyaz tenli, zayıf, pembe am taşıdığına dair bir çok işaret barındıran bir kız bulmuştum. kızla hergün buluşuyoruz, bi yerlere gidiyoruz falan. ikimiz de işsiziz yani amk.
sabah sıçamadım mı o gün bana kabus olur. bu dönemde de sıçma düzenim akşam saatlerine kaymıştı. kızla ayrılma saatlerimizi hep benim sıçma saatim belirliyordu. tak baskısı dayanılmaz olunca kızla vedalaşıp \"şimdi gitmem gerek\" deyip koşa koşa eve gidiyordum. böylece farketmeden de olsa daha çekici olmuştum onun için. beraber vakit geçirmeye doyamadan gidiveriyordum.
kızla işi ilerlettik. ailemle tanıştırıcam diye başımın etini yemeye başladı. ben de tamam amk dedim getir tanışalım. öyle şey olur mu hiç? bu akşam bizdesin, yemeğe geliyosun diye emrivaki yaptı. bahsettiği zaman aralığı zütümü hunharca sıçarak rahatlattığım, şımarttığım dakikaları, saatleri de kapsıyordu.
kızla minibüse bindik. minibüste kızın elini tutunca -neredeyse- kucağında oturduğum dindar amca \"öhö öhö\" yaptı. kucak meselesini açayım da muallak zannetmeyin: minibüs tıklım tıkış. koltuk iki kişilik. cam kenarında cami desenli, dantelli takkesiyle muhafazakar bir amca, yanında ben, koltuğun en uç kısmına da poposunun bir yanağını dayamış sevgilim. 3ümüz züt züte ilerliyoruz kızın evine doğru.
minibüste kıza \"tuvalet alaturka mı?\" dedim. \"efendim?\" dedi. yok bişey deyip geçiştirdim. işin aslı alaturka dışında tuvalete sıçamıyordum, ama kıza bunu nasıl söyleyeyim...
bağcılar migros\'un önünde inmemiz gerekiyordu. kız hareketlendi, şöföre inecek var demek için hazırlığa geçti, ağzını ıslattı. tam bu sırada kıza sus işareti yaptım, gülümseyip peki anlamında kafasını oynattı. \"inecek var\" dedim duymadı, ilerlemeye devam ettik. tekrarladım ama nafile. en sonunda \"kaptaan indirrr\" diye bağırdım. herkes güldü, şöför de bıyık altından sırıttı dikiz aynasına. kıza rezil oldum. migrosu da 100m kadar geçmiştik.
inerken yaşadığımız züt kardeşliğinin getirdiği samimiyetle yanımdaki dindar amcaya iyakşamlar dedim. allah ıslah etsin dedi. içimden \"ananı gibim\" deyip indim.
migrosa girdik, misafirliğe giderken adettendir diye karışık meyve yaptırdım. bu şekilde tartamayız dediler, meyveleri kasada bırakıp trip atıp çıktım. gittim mahalle manavından karışık meyve yaptırdım, siyah poşete koydurdum. pastaneden de bi kutu karışık şöbyet, bülbülyuvası, kadayıf yaptırdım.
kızın evine doğru yürürken yavaştan sıçma saatimin geldiğinin de farkında ve tedirgindim.
neyse sıkılanlar olmuş özet geçiyorum.
kızın ailesiyle öpüş-tokuş hal hatır sorma derken yemek masasına oturduk. kızın annesi mercimek yapmış, acıkmıştım 2 tabak yedim. üstüne de jöle yapmış annesi, onu da yedik.
5 dakika sonra jöle midemde canlandı. mercimekler şemame oynayıp tepiniyolar, özerkliklerini ilan etmişler. tak kapıya dayandı. lavobo nerdeydi deyip -lafa bak amk, sanki lavaboya sıçacaz- masadan kalktım. tarif ettiler, gittim. tuvalet alafrengaydı. klozetle bikaç dakika bakıştık. ellerimi diz altına kıstırıp dömelmeden sıçamadığım için ne yapacağımı şaşırmıştım doğrusu.
klozet şuna benziyordu: http://www.raf.com.tr/ima.../web/00_56_01.jpg duvara bağlıydı, ayakları yere değmiyordu. önce oturarak yapmayı denedim ama zütüm resmen yadırgadı ve çıkış izni vermedi. zütümdeki basınç arttıkça artıyordu. en sonunda giberim deyip klozetin üstüne çıkıp alaturka pozisyonumu aldım. dömelmeden sıçamıyordum ve buna mecburdum. zütümün sesini bastırsın diye suyu sonuna kadar açtım.
çata çuta sıçtım, tuvalet inledi. rahatlamanın etkisiyle nerde olduğumu unutup oynak bir şarkı patlattım (güvercin uçuverdiiiiii, kanadın açıveeeeerdiii) . evde de hep böyle yaparım. keyfim yerindeydi. hatta ilerleyen dakikalarda dömelmiş pozisyonda zıplayıp dizlerin altına kıstırdığım ellerimle alkış yapmayı denedim.
denememle birlikte klozetle beraber yere çöktük. çottang diye ses çıktı, dışkım içinde yüzdüğü suyla beraber banyoya yayılmaya başladı. sevgilimin evinde klozeti kırmıştım! kızın babası kapıya geldi, iyi misin dedi? önce ölü taklidi yaptım ama kapıyı açmaya çalışınca \"iyiyim muzaffer amca, merak etmeyin\" dedim.
ilk bikaç dakika intihar etmeyi düşündüysem de sonra bu şekilde ölü bulunma fikri pek cazip gelmedi. dıbına koduğumun tuvaletinde kırık klozetle başbaşaydık. bi ara korkudan klozete sarıldım. düşünmeye başladım. bir kurtuluş planı yaptım.
üstümü düzeltip tuvaletten çıktım. kapıyı dışardan kilitleyip anahtarı cebime koyarak mutfağa koştum. meyveleri koyduğum siyah poşeti boşaltıp yanıma aldım. tuvalete yöneldim. bu sırada kız beni meyve poşetiyle tuvalete girerken gördü. manavda bolca muz koydurmuştum, kız kimbilir ne düşünmüştü bu görüntü karşısında... kızla bakıştıktan sonra aceleyle içeri daldım kapıyı kilitledim. takları tuvalet fırçasıyla iteleyip poşete doldurdum.
elimde tak poşetiyle çıktım ve tuvaletin kapısını kilitledim. mutfağa koştum. poşeti camdan aşağı boşalttım. löpçük löpçük diye aşağıdaki arabanın tavanına yapıştı amk. özetle sıçmıştım şimdi de sıvıyordum. iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.
salona koştum. müsaade istedim. herkes şaşırdı. daha yeni geldin oğlum geç şöyle otur dedi kızın babası. biraz emir verir gibi söylediği için karşı çıkmaya zütüm yemedi. üstelik suçluluk pgibolojisi içindeydim. denileni yaptım, tekli koltuğa oturdum.
kızın babası benim hakkımda birşeyler öğrenmeye çalışıyordu. iş-güç, hava-su muhabbetinden sonra kızın annesi ayağa kalktı. aynı saniye içinde vücüdumdan soğuk ter attım amk, \"ayten teyze nereye gidiyosun\" diye haykırdım. kadın önce şaşırdı, sonra \"lavoboya gidicem oğlum\" dedi.
10 saniye içinde bir yalan uydurmalıydım. \"ahh, nuri amcamları havaalanından alıcaktım, unuttum... beni bekliyolar\" deyiverdim. halbuki amcam yok. nuri de emrah filmlerinden bilinçaltıma yerleşmiş baba yarısı\'nın adıydı. cümleten iyakşamlar deyip hemen kapıya koştum. ayağımı ayakkabıya soktum, içerden ses geldi \"muzaffer, kapı açılmıyo\". ananıgibim diye haykırıp ayakkabının topuklarına basa basa kaçtım.
sonra kızla bi daha görüşmeme kararı aldım. kız defalarca aradı açmadım. son mesajında \"neden kaçıyorsun? klozet önemli değil bak, araba da önemli değil. babam da affetti hem, hadi aç şu teli\" yazmış. hasgibtir dedim, arabayı nasıl bildiler? telaştan, tak taşıdığım boş poşeti de mutfakta unuttuğumu hatırladım. bu olayı ve kızı komple hafızamdan silmeye karar verdim. hattımı değiştirdim. korkudan hala ne bağcılar minibüsüne binerim, ne de o semtin yakınından geçerim...
başlık yok! burası bom boş!