FiNAL

Yolun buradan sonrası arabayla gitmek için uygun değildi. işin kötü tarafı, hava kapalıydı ve yağmur yağmak üzereydi. Bir an evvel hocanın evini bulmalıydım. Yaklaşık bir 10 dakikalık gezinmem sonucunda sonunda çobanın söylediği kulübeyi bulabilmiştim. Kapısını tıklattığımda kapının üst tarafında bir sürgü açıldı. Bir çift göz beni süzdükten sonra 'Her kimsen defol git buradan!' diye bağırdı. Ancak gitmeye hiç niyetim yoktu. 'Lütfen aç kapıyı, sana ihtiyacım var. Eğer bu gün burada bu kapıyı açmazsan bir can çıkacak bu bedenden. Yardım et!' diye bağırdım. Ancak hala açmıyordu kapıyı. Derin bir 'of' çektikten sonra arkamı dönüp sırtımı kapıya yaslandım. Ağlamak üzereydim. Bir anlığına karşı dağa baktığımda, 100-150 metre ilerimde bir grup insan gördüm. işin kötü tarafı hepsinin ayakları tersti. Beni işaret edip, yüksek sesle bir şeyler söylüyorlardı. Yağan yağmurun arasından çakan bir yıldırım ile irkildim. Kapıya sertçe vurup son kez yaşlı adama beni içeriye alması için bağırdım. Bir anda ne değişti bilemem ama, kapıyı açmıştı.

içeriye girdiğimde yaşlı adam bana nefret dolu bakıyordu. 'Sen uğursuzsun, ne işin var benim evimde?!' dedi. Başımdan geçen olayları ona kısa bir şekilde anlattım. Bir müddet sessizlikten sonra bana bilmediğim bir takım duaları okumaya başladı. Daha sonra bana başka bir hocaya gidip gitmediğimi sordu.

Ben: (B) Hoca: (H)

H: Daha önce başka bir hocaya gitmeye çalıştın mı?
B: Evet, Çökene köyündeki bir hocaya gittim. Ancak aylar önce öldüğünü öğrendim. Benim orada konuştuğum hoca ise onlardan biriydi.
H: Şerliler çevrendeki insanların kılığına girebilirler. Sana hoca kılığına girip tuzak kurmuşlar. O hocadan bir şey aldın mı?
B: Hayır, direk ondan almadım ama sandığında bir kağıt buldum.
H: Ver şu kağıdı! (Sinirli bir şekilde)

Kağıdı aldıktan sonra yüksek sesle dualar okuyarak yavaş yavaş kağıdı yaktı. Ona kağıtta ne yazdığını sorduğumda bana bir nevi mühür olduğunu söyledi. Peşimdeki varlık beni daha önce takip ediyordu ama o kağıt sayesinde bana bağlanmıştı. Gerçekten bana tuzak kurmuşlardı.

Ben: (B) Hoca: (H)
B: Peki beni takip eden o şerlinin amacı ne?'
H: Senden ve senden geleceklerin enerjisinden beslenmek. Güç almak.
(Şimdi anlıyordum, beni öldürmemelerinin sebebi buydu. Ben onlar için meyve veren bir ağaçtım. Ağacı kesmiyorlar ama meyvelerinden faydalanıyorlardı.
B: Peki bana bu büyüyü kim yaptı?
H: Bunu bilemeyiz. Ama bu Cinnileri sana gönderen kimse, sana yaptıklarının daha kötüsünü yaşayacak.

Bu konuşmanın ardından yaşlı adam ile dışarı çıkıp bir çukur kazdık. Bana çukurun içine girmemi söyledi. Ben çukurdayken o başımın üstünde bir takım laflar geveliyor, sürekli avuçlarının içiyle toprağa vuruyordu. O vurdukça sanki yer sallanıyor yanı başımızdaki kulübe yıkılacak gibi oluyordu. Bir anda her tarafım karanlığa gömüldü. Karşımda sadece beni takip eden 'Şey' vardı. Göğsümü delmiş, kalbimi sımsıkı tutuyordu. Ben çırpınıyordum ama nafile, bu arada yer sallanmaya devam ediyordu. Hocanın sesini duyuyordum. Bazen fısıldıyor, bazen bağırıyordu. En sonunda göğsümde dayanılmaz bir acı hissettim. Karşımdaki 'Şey' yavaş yavaş göğsümü sıkmayı bırakıyor, vücudu parçalanmaya başlıyordu. Korkunç bir çığlık eşliğinde bir anda vücudu param parça oldu. içinden kara bir duman çıkıp yok olmaya başlamıştı. Her yerim dayanılmaz bir biçimde ağrıyordu. Kendime geldiğimde sert bir yatakta uzanırken buldum kendimi. Hoca yanı başımda dua okuyordu.

Kısık bir sesle 'Geçmiş olsun' dedi. Her şey bitmişti. Yıllar boyu süregelen bu zorlu günler, artık sonlanmıştı. Yaşlı adama bin bir türlü teşekkür ettikten sonra evime döndüm. Ancak dediği şu cümle aklımdan çıkmıyordu; 'Bu Cinnileri sana gönderen kimse, sana yaptıklarının daha kötüsünü yaşayacak.' Aradan bir hafta geçtikten sonra, Blogunu okuduğum kişiye ulaşmaya çalıştım. Benimle aynı kaderi paylaşan bu kişi her kimse, ona yardım etmek istiyordum. Günler boyu o kişiyi aradım, bulduğumda ise dünyam başıma yıkılmıştı. Daha günler öncesi e-posta üzerinden konuştuğum kişi, daha fazla dayanamayarak cinnet geçirip intihar etmişti. Biraz daha erken davranabilseydim, o kişinin hayatını kurtarabilirdim. işin bir başka acı tarafı da, bana büyü yapan kişiyi hiç bir zaman öğrenemedim.

Okuduğunuz için teşekkürler, başka bir hikayede görüşmek üzere. Takipte kalın.