efsane fıkraları topluyoruzzz

Nasıl yağmur nasıl fırtına‚ adam bir taksiye el kaldırmış‚ taksi durmuş. Adam gideceği yeri söyleyince‚ taksici kızarak "Orası çok yakın‚ alamam seni" diyerek gazlayıp gitmiş. Adam çok bozulmuş ama bir şekilde evine gitmeyi başarmış. Ertesi gün şans eseri bir bakmış ki‚ dün geceki taksici‚ evinin önündeki taksi durağında üçüncü sırada. Hemen plan yapmış ve ilk taksi sürücüsüne yanaşmış:

- Ataköy´e kaça zütürürsün ?

- 5 milyon.

- Sana 20 milyon veririm ama sen de yolda bana bir kere verirsin.

- Hadi be sapık mısın‚ defol.

Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşmış:

- Ataköy´e kaça zütürürsün ?

- 5 milyon.

- Sana 20 milyon vereyim ama sen de naz etme‚ bana bir kere ver.

- Vay sapık vay. Defol.

Sıra üçüncü taksiciye‚ yani bizim taksiciye gelmiş. Adam yanaşmış:

- Ataköy´e kaça zütürürsün ?

- 5 milyon.

- Peki‚ ben sana 20 milyon vereyim ama bir şartım var.

- Nedir ?

- Giderken diğer taksicilere el sallayacaksın.

- ayıp ettin abi atla

benim de favorim budur;

sosyete özentisi kadının biri papağan almaya karar verir. bir petshopa girer ve en parlak tüylü en güzel papağanı görür görmez beğenir. tam yanına yaklaşır, papağan kadına "huur" der. bunun üzerine kadın petshop sahibi nejdet e gidip "nejdet ben bu papağanı alıcam ama sen buna yarına kadar konuşmayı öğret" der. nejdet kabul eder ve kadın gittikten sonra papağan üstünde çalışmaya başlar. gidip bir kova su getirir. papağanı boğazından tutup sorar:

-hanfendi eve geldiğinde ne diceksin?
+huur dicem.

nejdet papağanın kafasını suya daldırıp çıkarır ve tekrar sorar:

-hanfendi eve geldiğinde ne diceksin lan?
+huur dicem.

nejdet papağanın kafasını tekrar suya daldırır ve bu olayı 7-8 defa tekrarlar. artık nejdet sinirden papağanın kafasını suyun içinde fazla tutmuştur ve çıkardığında papağan ölmek üzeredir. son bir kez daha sorar:

-hanfendi eve gediğinde ne diceksin lan?
+hoşgeldiniz hanfendi dicem.

nejdet papağanın kıvama geldiğini düşünür ve kafesine geri koyar. ertesi gün kadın gelir nejdet e sorar:

(kadın)tamam mı nejdet, öğrettin mi konuşmayı?
-öğrettim hanfendi. isterseniz test edebilirsiniz.
der. kadın nolur nolmaz bi bakayım düşüncesiyle papağanın yanına gider ve sorar:

(kadın)ben eve geldiğimde ne diceksin?
+hoşgeldiniz hanfendi dicem.
(kadın)ben eve yanımda bi erkekle geldiğimde ne diceksin?
+hoşgeldiniz hanfendi hoşgeldiniz beyfendi.
(kadın)ben eve yanımda iki erkekle geldiğim zaman ne diceksin?
+hoşgeldiniz hanfendi hoşgeldiniz beyfendiler.
(kadın)buraya kadar güzel. peki ben eve yanımda üç erkekle geldiğim zaman ne diceksin?
papağan bi kovaya bakar, bi kadına; sonra döner nejdet e seslenir:
+nejdet kovayı getir. anam avradım olsun bu karı huur!

en bombası

Adamın biri motogiblet almış. Satıcı adama bir kutu vazelin hediye ederek "yağmurlu havalarda bunu metallere sür‚ pas yapmaz" demiş.

Adam motorunu göstermek üzere kız arkadaşına gitmiş. Akşama doğru kız "gel seni bize zütürüp ailem ile tanıştırayım‚ hem de akşam yemeği yeriz." demiş. Hemen arkasındanda bir hatırlatmada bulunmuş. "Yalnız dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. Konuşan olursa o bütün bulaşıkları yıkar... "

Adam 4 kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken eve girdiklerinde bir de ne görsün dağ taş her yer bulaşık... Uulan bir konuşursak yandık demiş... Yemek yerken aklına "Ben şimdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez." fikri gelmiş. Kızın elini tutmuş‚ kimseden çıt yok. Bir de öpeyim demiş‚ Öpmüş gene çıt yok..
Ulan ben bununla bu işi burada pişireyim demiş. Herkesin gözü önünde kızı gibmiş ama gene çıt yok.. Adam iyice pişkinliğe vurup yahu bunun anası da güzelmiş deyip onu da gibmiş. Gene çıt yok. Tam bu sırada dışarıda gök gürleyip yağmur yağmaya başlamış. Bizimki motoru paslanmasın diye aldığı vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa fırlamış.

- "Tamam tamam koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım

En sevdiğim;

Adamın biri sürekli herkesle iddaya girip kazanıyormuş adamın bu huyundan rahatsız olup mahkemelik etmişler adam hakimin karşısına çıkmış konuşmaya başlamışlar... işte bunlar konuşurken falan suçlu yani iddada sürekli kazanan adam (ismi ismail olsun) demişki ismail=i. Hakim=h

i: hakim bey ben gözümü çıkartıp yalayıp geri yerine takarım
H: yapamazsın
i:50.000 tl sine iddaya var mısın? H: tamam demiş

Adamın gözü takmaymış çıkarmış yalamış takmış, kapmış 50.000 tl yi ardından demişki

i: hakim bey ben dirseğimi yalarım (ne yalama meraklısı biri)
H: yalayamazsın
i:250.000 tl sine var mısın?
H: tamam

Adamın kolu takmaymış çıkarmış yalamış takmış, kapmış 250.000 tl yi
Son olarak demişki

i:benim gibimin boyu bu salondaki erkeklerin gibini yanyana koysan geçer demiş
H:geçemez demil
i:2 trilyonuna var mısın demiş

Hakim kabul etmiş
Adam çıkarmış haşmetliyi hakim gelmiş tutmuş ismailin gibini aşağı indirmiş yukarı kaldırmış sağa çevirmiş sola çevirmiş çıkma değil sonra demişki

H: olum boşu boşuna 2 trilyon kaybeddin neden böyle birşey yaptın demiş
Adam hakime gitmiş demişki (burası bomba)
i:SENiNLE BURADA 2 TRiLYON KAYBEDDiM AMA GELMEDEN ÖNCE DIŞARDA HAKiME GiBiMi ELLETiRiM DiYE 10 TRiLYONUNA iDDAYA GiRDiK demiş...

Bak benim de bildiğim en güzel fıkra şudur

inşaat amelesinin biri bir gün markete gider ve kasiyere:"Kizim bana bi çeyrek ekmek ve 3 tane zeytin verir misin karnımı doyurucamda?" der ama kasiyer adamın tipinden dolayı giblemez az amele durumu çakar azcık ilerde diğer çalışana gider ve yine:"Evladim bana bi çeyrek ekmek ve 3 zeytin verir misin karnım çok acıktı?" der. Ama yine giblenmez ve diğer elemanin yanina doğru gider.

O sırada markete lüks bi araç yanaşir ve hemen içinden takim elbiseli bir sürü adam iner. Adamlar aç gibi ne buldularsa alip araca yükler işte bi kova peynir bi çuval ekmek bi çuval pirinç ne varsa alirlar o sirada arabadan ağa iner. Amele bu duruma dayanamaz ve ağanın adamlarının yanina gider ve sorar
+:Amele -Ağanın adamı *:Ağa
+Ağa bunları kime alıyor?
-Damadına.
+Damadı ne iş yapıyor?
-Kızını gibiyor napıcak.

Adam dayanamayip ağanin yanina gider.
+Ağam afedersin.
• Buyur kardeş
+Agam sen bana bi çeyrek ekmek 3 tanede zeytin ver ben senin bütün sülaleni giberim

Ahirette dexer ;
adamın biri ölüyor ve öbür dünyaya gidiyor. orada bir sürü saatler var. adam görevliye soruyor "bu saatler ne için?" görevli "herkesin bir saati vardır. yalan söyledikçe döner" diye cevap veriyor.

adamın bir saat dikkatini çekiyor. saat tam 12'yi gösteriyor. "kimin?" diye soruyor adam. görevli "mustafa kemal'in" diye cevap veriyor. "hiç yalan söylemedi. o yüzden saat hep 12'de durur" diyor.

adam kendi saatini bulup bakıyor ve birden aklına geliyor. "bir de bizim ülkemizde ricard dexer shawn diye bir lider vardı. onun saati nerede?" diye soruyor. görevli, "onun saatini azrail alıp cehenneme zütürdü, vantilatör olarak kullanıyorlar"

iki kadın sessizce oturuyormuş

2 tane çoban dağda koyun güderken bi küp bulmuşlar küpü kırdıklarında içinden cin çıkmış cini kurtardıkları için cin bunlara 3 er tane yumurta vermiş her bir yumurtayı kırdığınız da bir şey dileyin ve kabul olacak demiş bunlar sevinçten biri sağa biri sola koşmaya başlamış 10 yıl sonra biyerde denk gelmişler çobanın biri çok zengin diğeri gene fakir çoban. Fakir olan sormuş nasıl zengin oldun diye aga kırdım yumurtayı çok para istedim demiş her yer para oldu demiş ikinci ve üçüncü de de çok para istedim zengin oldum demiş ve sormuş sen ne yaptın demiş fakir olan sorma başıma geleni demiş yumurtalar elimde koşarken ayağım takıldı yumurtanın biri düştü kırıldı aha şimdi yarağı yedik dedim ve her taraftan yarak gelmeye başladı demiş zengin olan ikinci de ne diledin demiş fkir olan ; ikinciyi kırıp bütün yaraklar gitsin dedim bütün yaraklar gitti demiş zengin olan; peki üçüncü de ne Diledin demiş fakir olan; kendi yarağımı geri çağırdım demiş

Bizim Namık Kemal zamanında papağanlara kafayı takmış. Gitmiş bi tane almış eve zütürmüş. Bizim Namık ı bilirsiniz eli yüzü düzgün eee birazda hayta tabi eve her gün farklı kız atıyor. Neyse Namık yine getirmiş bi kızı eve ama papağan bunları aç gibi izliyor rahatsız olmuş Namık bunu satın aldığı yere zütürmüş anlatmış böyle böyle satıcı demiş Namık abi sen hiç merak etme ben onu böyle durumlar için eğittim istediğin zaman git papağanin kulağına senin zütünü giberim de gözlerini kapatıyor. Namık eyvallah demiş gitmiş evine sonraki gün yine eve fıstık gibi bir hatunla gelmiş hemen papağanın kulağına fısıldamış senin zütünü giberim diye papağan da kapamış gözleri. Sonra hatuna dönmüş sen orda bacaklarını aç ben önce koltuğa ordan sehpaya ordan yatağa ordan da senin üstüne atlayacağım demiş. Sonra bakmış papağan yine izliyor. Dönmüş yine küfür etmiş bu sefer papağan cevabı vermiş. Kardeş kusura bakma anamıda gibsen bu pozisyonu kaçırmam.

Bir gün ormanda yangın çıkar. Hayvanlar rastgele kaçıyorlardır ama olacak gibi değildir. Aslan da der ki "Hangimizin baş harfi alfabede daha önceyse o daha erken çıksın". Hayvanlar bunu kabul eder ve aslan koşmaya başlar. Fakat farkeder ki bir bit aslanın önünde koşmaktadır. Aslan der ki " Lan mına kodugum benim ismim senden daha önce geliyor." Bit de döner ve der ki "Ben am bitiyim yarram"

padişah , kavuğunun altından kafasını kaşımış,
- eeee! ne vergisi koyalım?, demiş...
vezirler:
- köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
padişah,
- tamam, demiş.
aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- nasıl, halk hayatından memnun mu? her hangi bir şikayet var mı?
- hiç bir tepki yok sultanım!
- iyi o zaman köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!

aradan bir süre geçmiş, padişah tekrar sormuş vezirlerine:
- var mı halinden şikayet eden?
- yok!

halkının tepkisizliğine kızan padişah, gürlemiş:
- köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni köprünün ortasında gibsin!
aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini,
-halkı dinleyelim hele bir, demiş.
gitmişler halka, padişah sormuş:
- halinizden memnun musunuz, var mı bir şikayetiniz?
ses yok.
padişah tekrar :
-ulan demiş, taş üstünde taş omuz üstünde baş komam!!! var mı şikayeti olan hemen söylesin!
diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
-padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- eeee!, demiş padişah bir umutla... ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
- akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız...

temel birgün bir yarısmaya katılır yarışmadan Düz mantık adında kitap kazanır spikere sorar bu kitap neyi anlatıyor diye. Spiker başlar sormaya
S:Spiker, T:Temel
s:evinde akvaryum var mı ?
t:var
s:e ozaman içinde balıkta vardır
t:var
s:o zaman sen hayvanları seviyorsun
t:evet seviyorum
s:o zaman sen insanlarıda seviyorsundur.
t:evet seviyorum
s: sen evlisindirde
t: evet evliyim
s: O zaman sen muallak değilsin.
der. temel köyüne döner dursunu görür dursun sorar temel one diye temel kitap der dursun sorar neyi anlatıyor, temel başlar sormaya
t: evinde akvaryum var mı ?
d: yok
t: o zaman sen muallaksin

Temel Fadime'yi çok seviyormuş ve onunla evlenmek istiyormuş. Gün gelip evlenmişler ama Temel Fadimeyi çok sevdiğinden ve ona kıyamadığından onunla ilişkiye gitmiyormuş. 5gün 1hafta derken artık fadime bu işe bozulmaya başlamış. Gitmiş mevzuyu aile büyüklerine söylemiş. Ailedekiler bir plan yapıp Temele Fadime hastalandı Fadimeylen ilişkiye girmessen ölecek demişler. Temel bunun üzerine yatağın yolunu tutmuş. sonra malum işe başladıktan sonra bu temelin çok hoşuna gitmiş. dakikalar geçtikçe dahada hoşuna gitmiş bunun üzerine fadimeye bağırmış: Bu işin bu kadar zevkli olduğunu bilseydim, senin sülaleni s*kerdim demiş

TEMEL ASKERE GiDECEK, FADiMENiN YANINA GiDER VE BENi BEKLEYECENMi DER. FADiMEDE, SEN GÖNÜL RAHATLIĞIYLA GiT GEL BEN SENDEN BAŞKASININ YAR OLAMAM BiR BAŞKASIYLA EVLENEMEM DER TEMELDE RAHAT BiR ŞEKiLDE GiDER VE GERi DÖNDÜĞÜNDE DUYAR Ki FADiME DURSUNLA EVLENMiŞ ; HEMEN DURSUNUN EViNE GiDER KAPIYP ÇALAR KAPIYI FADiME AÇAR VE DER Ki HANi, BENi BEKLEYECEKTiN BAŞKASININ YARi OLMAZDIN NE OLDU DER FADiME DE OLDU BiRKERE TEMEL YAPÇAK BiRŞEY YOK HADi GiT DER TEMEL ESKi GÜNLERiN HATIRINA BiRKERE VER YOKSA GiTMEM DER FADiME KABUL EDER iÇERi ALIR ÜSTLERiNi SOYUNDUKLARI SIRADA KAPI ÇALAR FADiME BAKAR DURSUN TEMEL TELAŞA KAPILIR FADiME SEN ÖYLE KAL BEN HALLEDERiM DER DURSUN iÇERi GiRER ULAN FADiME TEMELiN NE iŞi VAR DER BURDA FADiME DURSUNUM BiLiRiM TEMELi SEVMEZSiN O YÜZDEN JAPONLARA TEMELiN ROBOTUNU YAPTIRDIM BU SENiN AYAKLARINI ELBiSELERiNi YIKAYACAK BENiMDE ÇAMAŞIR ÜTÜMÜ YEMEĞiMi BÜTÜN EV iŞLERiMiZi YAPACAK DER DURSUN iYi O ZAMAN DER AMA CANLISINI gibEMEDiM BARi ROBOTUNU gibEYiM DER VE YARRAĞI KALDIRIR TEMELiN ARKASINA GEÇER VE SOKMAYA ÇALIŞIR TEMELDE GÖTÜ KASAR VE GiRMEZ BiRDAHA DENER TEMEL GÖTÜ YiNE KASAR DURSUNDA BU iŞ BÖYLE OLMAYACAK EN iYiSi AŞAGIDAN MATKAPI GETiREYiM DELEYiM ONDAN SONRA OLUR DER TEMEL MATKAPI DUYUNCA BiP BiP BiP LÜTFEN BiRKEZ DAHA DENEYiN DER

On numara 5 yildiz sukularim helal olsun panpa

ilk okul 5. sınıfta öğretmen:"Çocuklar konu serbest, hayvan resimleri çizin bakayım." demiş. 10 dk sonra küçük Ali el kaldırıp hocasının yanına gider ve kağıdını masasının üzerine koyar. Hoca kapışın üstünde bi sinek görür ve çocuğun sinekten rahatsızlık duyduğunu sanarak eliyle kovmaya çalışır fakat sinek gitmeyince anlarki bu gerçek bir sinek değil mükemmel bir resimdir. Hoca şaşkındır ve bu sefer küçük Ali'den başka bir resim çizmesini ister. Küçük Ali bir at çizer ama o kadar harika çizer ki sanki at birazdan kağıttan fırlayacak gibidir. Bunun mükemmel bir yetenek olduğunu düşünen hoca çocuğun elinden tuttuğu gibi velisiyle konuşmak için evlerine gider.

Dar bir patikadan gecekondu eve vardıktan sonra yatakta yorganın altında yatan Ali'nin babasını görür ve konuşmaya başlar(- öğretmen + baba)
-Geçmiş olsun efendim.
+Sağ olun.
-Oğlunuz gerçek...
+Allah kahretsin onu.
- Ama beyfendi oğlunuz...
+Allah onun belasını versin
-Beyfendi neden bu kadar sinirlisiniz oğlunuza?
+Neden olcak bir gece sarhoş ve geç vakitte eve geldim. Bu eşşoğlu eşşek sobanın üstüne çıplak karı resmi çizmiş.

Devam bekliyok
(2. Süper)

Şuku veriyoooruuummm

Rez gece gece tebessüm ettim

ilgi gelirse daha da paylaşmaya devam edeceğim