donnie darko (2001)
paranoid şizofren bir liselinin - dur liseli diyince kaçma hemen - başından geçenler. bu filmle alakalı daha ne diyeyim git seyret.
inglourious basterds (2009)
alternatif tarih filmi. 2. dünya savaşı sırasında nazi hakimiyetini kırmak isteyen amerikalı yahudi askerlerden özel bir tim kurulur. timin görevi nazileri öldürmektir. bu film nasıl anlatılır bilmiyorum. sonu her ne kadar mastürbatif olsa da izlenmesi gereken bir film.
requiem for a dream (2000)
uyuşturucu batağına battıkça iyice taka saran hayatları konu alıyor. bağımlılığın insanın sevdiği, istediği şeylerin önüne geçmesini güzel anlatıyor. bu filmi de pek izlemeyen yoktur ama varsa hemen açığını kapatsın.
the way back (2010)
2. dünya savaşı sırasında stalin'in toplama kampı gulag'lar vardı bildiğiniz gibi. bu film gerçek bir öyküye dayanmakta. sibirya'daki gulag'lardan kaçan küçük bir grubun hayatta kalma mücadelesi. özgürlüklerine ulaşmak için 7000 km yolu yalınayak yürüyen insanların hikayesi. izlenmesi gerek diye düşünüyorum. survival türünden bir eser.
moon (2009)
astronot sam bell 3 yıllık kontratı gereği ay üzerine kurulmuş bir istasyonda tek başına görev yapmaktadır. görevinin bitmesine kısa bir süre kala halüsinasyon görmeye başlar. ilerleyen zamanla beraber kendini muazzam bir tezgahın içinde bulur. ancak kaçacak yeri de yoktur. bu filmi kaçırmayın derim. türünün en gibici filmlerinden biri.
stay (2005)
film 21 yaşında intihar etmeyi düşünen hastasını vazgeçirmeye çalışan bir pgibiyatristi anlatıyor. sonunu izleyene kadar saçma bir film olarak düşünmüştüm ama son sahnesiyle gönlümü fethetti, bütün düğümleri çözdü. alternatif gerçeklik üzerine bir film diyebiliriz.
leon (1994)
profesyönel bir suikastçı, ailesi katledilen kız çocuğuna sahip çıkar ve onu intikamı için eğitir. aralarında tuhaf bir ilişki filizlenir. türkçeye sevginin gücü diye çevirmişlerdi sanırım.
the fountain (2006)
3 ayrı koldan anlatılan bir hikaye. 16. yüzyılda ölümsüzlük çeşmesini arayan ispanyol bir kaşif. günümüzde kanser hastası karısının ellerinden kayıp gitmesine karşı koymaya çalışan bir bilim adamı. ve gelecekte uzay seyahatinde tek başına bulunan bir astronot. tek sefer izlemek yetmeyebilir.
shutter island (2010)
akıl hastalarının kapatıldığı hastane denizin ortasında bir adaya inşa edilmiştir. 1950'lerde birden çok cinayetten hüküm giymiş bir kadın herkesin kaçılmaz dediği hastaneden kaçar. ancak adadan ayrılmasının bir yolu yoktur. adli polis ve bir ortağı olayı araştırmak ve kadını bulmak için adaya gelirler. ama adada kahramanımızı esrarengiz şeyler beklemektedir.
12 angry men (1957)
bu filmi yazdım sanıyordum amk. siyah beyaz bir film . tek bir mekanda geçiyor yine. 18 yaşındaki genç babasını öldürmekten hüküm giymiştir ve muhtemelen idam edilecektir çünkü bütün kanıtlar bunu göstermektedir ve herkes çocuğu suçlu kabul etmiştir. 12 kişilik jüri son kez toplanır ancak içlerinden biri çocuğun masum olabileceğini düşünür. ve diğer jüri üyelerini ikna etmeye çalışır. filmde her tip insan temsil ediliyor. önyargının ne gibimsonik bir şey olduğuna dair. izleyin.
novaya zemlya (2008)
2013 yılı rusyasında geçiyor filmimiz. hapishaneler aşırı dolduğu için yeni bir proje geliştirilir ve hapishane mahkumları novaya zemlya bölgesindeki bir adaya bırakılır. 200 adet katil, hırsız vs. bir adaya bırakılırsa ne olur? sonu dışında oldukça güzel bir film. hayatta kalma mücadelesi, kanibalizm vesaire konularını işleyen bir film.
la habitacion de fermat (2007)
4 adet matematikçi ciddi bir problemi çözmek üzere başka bir matematikçi tarafından bir eve davet edilir. bir süre sonra farkederler ki odanın kapısı dışarıdan kilitlenmiştir ve pda cihazına gelen soruları 1 dakika içinde çözemezlerse odanın hacmi giderek küçülmektedir. o panik ortamında hem sakin olup problemleri çözmeye hem de çıkmak için alternatif bir yol bulmaya çalışırlar.
le scaphandre et le papillon (2007)
gerçek bir yaşam öyküsü filmi daha. elle dergisinin editörü jean-dominique bauby denilen eleman 1995 aralığında 43 yaşındayken felç geçirir. 3 haftalık komadan uyandığında sol gözü dışındaki bütün vücudu felç olur. yani insanlarla iletişimini sağlayan tek şey sol göz kapağıdır. o şekilde hayata bağlanmaya karar verir. film öyle çekilmiş ki izlerken kendinizi adamın yerine koyuyorsunuz. çok güzel bir fransız filmi. fransızca da çok kral dil. şukusunu verdiğim bir film.
eden lake (2008)
ıssız bir göl kenarını dinlence yeri olarak seçen nişanlı bir çift ile bir grup serseri çocuğun arasında yaşanan olaylar. gerilimin kitabını yazan filmdir. ingilterede giderek artan çocuk suçlarının etkisiyle çekilmiş. sosyal mesaj vermeye çalışıyor film. sizin almanıza gerek yok tabi.
memento (2000)
karısını öldüren katilin peşine düşen bir adamın öyküsü. peki neden sıradan bir hikaye değil. çünkü katil karısını öldürdüğü sırada adamın kafasını zedeler. kahramanımız kısa süreli hafıza kaybından mustariptir. kısa süreli aralıklarla hafızanıza reset atıldığını düşünün. işte bu şartlarda intikam arayan bir adamın hikayesi. anlatabilmişimdir umarım. film de biraz kafa zorlayıcı. tek sefer izlemek kesmeyebilir.
waking life (2001)
uzun süredir durgundum. ve bu şükelade filmle geri döndüm. lucid, false awakening, hayatın anlamı, özgür irade vs. bir çok kavram etrafında çekilmiş bir animasyon film. önce normal çekilip sonra animasyon ortdıbına aktarılmıştır. kesinlikle izlenmesi gerekiyor. felsefi sorgulamalar için önemli.
the truman show(1998)
sanal gerçeklik, simülasyon konularına bağlayabiliriz çok istersek. bu muazzam film hayatı bir televizyon programı olan ama bunun farkında olmayan bir adamın farkındalık sürecini anlatıyor. aslında hepimiz birer truman'ız, film bunu çok hassasça gösteriyor.
mar adentro (2004)
çok önce izlemiştim bu filmi ve geçenlerde ötenazi hakkında tartışırken aklıma geldi. şu ana kadar yazmadığım için hayıflanıyorum. boynundan aşağısı felç bir adam diyeyim. yaşama iradesinin sönmesi, ötenazi anahtar kavramlar. derin bir film. tüm ötenazi karşıtlarına izletilmesi gereken. gerçek bir öyküden alınma.
lebanon (2009)
yine bir tek mekan filmi. seviyorum böyle filmleri amk. film bir tankın içerisinde geçiyor. zorlu bir şehir savaşı sırasında tanktaki bir avuç insanın yaşam mücadelesi. bir israil filmi. savaş pgibolojisini çok iyi anlatıyor. pıravo ona.
law abiding citizen (2009)
karısı ve kızı katledilen adam kanunun verdiği cezayı yeterli bulmayınca kendi adalet arayışına girer. adalet ve hukuk aynı şey değildir bunu göstermeye çalışıyor film. çürümüş yargılama sistemlerimizin amacından saptığını yüzümüze vuruyor. iyi adam, kötü adam, hak, hukuk, adalet, dürüstlük, erdem, suç ve ceza gibi kavramlar üzerine çekilmiş en çarpıcı filmlerden biri kesinlikle. riyanın makyajları siliniyor. sonu yannan gibi olsa da izlenmeli.
black (2005)
doğuştan kör ve sağır olan bir insan düşünün. hiç görmeden ve hiç duymadan, sadece dokunarak, koklayarak ve tadarak deneyimleyebilseniz nasıl bir dünyanız olurdu? işte bu hint filminde doğuştan kör ve sağır olan bir insanın mücadeleye devamı ve siyahtan oluşan dünyasında hissettikleri, yaşadıkları var. dans mans da yok içinde, izleyin.
celda 211(2009)
hapishanede gardiyan olarak çalışmaya başlayacak kahramanımız bir kaza sonucu bayılır. gözünü açtığında ise hapishanede isyan çıkmış ve otorite mahkumların eline geçmiştir. ancak yeni eleman olduğu için onu tanıyan yoktur. hayatta kalmak için bir mahkumu oynamaya karar verir ve olaylar gelişir. denecek çok şey yok. hapishane denince aklama gelen 1-2 filmden biridir. ccc malamadre reyiz ccc
the jacket (2005)
Jack Starks, Körfez Savaşı sırasından başından ağır yaralanmasına rağmen hayatta kalabilmiş eski bir askerdir. iyileşmesine rağmen sürekli hafıza problemleri yaşayan Jack, hiç akrabası da olmadığı için bu krizleri daha da ağır geçirmektedir. Son çare olarak doğduğu kasabaya, Vermont'a geri dönmeye karar verir. neyse izleyin işte iyi bi pgibolojik film.
talaash (2012)
Bir polis(Aamir Khan) , Bir ev kadını(Rani Mukherjee) ve bir fahişe(Kareena Kapoor) beklenmedik bir şekilde hayatlarını bağlayan bir gizem içinde buluşurlar. izleyin binler hint filmiyse ve amir khan varsa o film giber atar
don 1(2006)
Mumbaili bir vatandaş olan Vijay, bir polis memuru tarafından uyuşturucu kaçakçısı Don'un yerine geçmesi için görevlendirilir. Fakat herşey ters gider ve polis memuru öldürülür. Artık Vijay tek başınadır ve gerçekte Don olmadığını sadece sevdiği kız Roma ve eski bir mahkum kanıtlayabilir.bol ekşınlı bi filmdir.don 2 si de var bunun onu da izleyin binler.