-
51.
+3yine kendi kendime bağırarak konuşup gülüyormuşum, sesimi duyup gelmiş babam, babam uyu oğlum hadi yanındayım dedi, uyudum sabaha kadar, kalkınca ilk iş kitabın arasına koyduğum kağıdı alıp kitapçıya gitmek oldu, rüyamda kül ile alnıma yazılan şey ile kağıtta yazan şey aynıydı bayağı bir merak ettim ne olduğunu, kapıdan çıkacakken annem çağırdı, kahvaltı hazırlamış, yemem için ısrar etmesine rağmen acelem olduğunu söyledim, babam sofrada oturuyordu ona da biraz geç gelebilirim sen kahveye falan git istersen baba dedim, aslında geç gelme gibi bir niyetim yoktu direk sözlük alıp kitabı incelemekti amacım, vardım şu cemaatçi kitapçılardan birine onlar bilir diye, adam kağıdı aldı bana baktı, bu arapça dedi, ne yazıyor abi dedim, gel yazıyor dedi, donup kaldım, adam iyimisin dedi, iyiyim abi dedim bana arapça geniş kapsamlı bir sözlük verirmisin dedim, aldım sözlüğü verdim parasını çıktım kitapçıdan, eve doğru gidiyorum, ancak aklımda türlü düşünceler var rüyamda resmime neden gel yazılmıştı neden gel diyorlardı, benden ne istiyorlardı bu düsüncelerle eve vardım, babam kahveye gitmişti, annem açtı kapıyı eve girdim, direk odama geçtim
-
52.
+2kitabı açtım, yanına sözlüğü koydum, ilk olarak kitabın başındaki 2 kelimeyi sözlükten arayıp buldum, ateş ve ilim çıkıyordu, ateşin ilmi demek oluyordu bu sanırım, sonra atakanın söylediği sayfadaki kelimeleri tercüme etmeye çalıştım ancak bunların karşılıgı yoktu harf harf tercüme ettim, tuhaf kelimeler çıkıyordu, bunlardan biri de atakanın bahsettiği 5 isimden biriydi, 3 harfli bir kelime isteyen olursa söyleyebilirim, atakanın söyledigi sayfadaki başlıgı tercüme edince yok etmek oldugunu gördüm, yok etmek yazan bir sayfanın altında, atakanın söyledigi isim vardı, atakan bana onlardan birini yok ettirmeye calısıyordu o zaman, peki neden bana yaptırıyordu bunu, onun aklına benim kitabın heryerini acıp inceleyecegim gelmemişti sanırım, direk onun dedigi sayfayı acıp yazıları yazıp yakarım diye düsünüyordu, ilk sayfayı actım, rüyamda gördügüm gözlere benzer bir resim vardı sadece tasvirdi, o sayfanın capsini atarim isteyen varsa
-
53.
+2kitabı sadece sözlükten tercüme etmek anlamak çok zordu, harflerin hepsi birbirine benziyor zaten, ancak ilk sayfadaki ateş ilmi yazısını görünce bunun pekte tekin olmayan bir kitap olmadığını anlamak zor değil, sayfaları çevirdikçe şaşkınlığım arttı, birbirinden çok alakasız şekiller vardı sayfalarda, boyama kitabı karalayan cocuk gibi, harf harf çevirmeye çalışmaktan bıkıp sadece resimlere bakıyordum, sonlara yakın bir sayfa da muma benzer şekiller gördüm, resimde tam 28 tane mum vardı, aklıma direk atakanla o gece yaptıgımız ayin geldi, o gün de atakan 28 mum kullanmıştı, demek ki o ayini bu kitaptan öğremiş, oturdum 2 saat tek tek bu sayfayı çevirmeye çalıştım, bu bir ritüelmiş, bazı varlıklarla iletişime geçmek için bu mumlar bir kapı görevi görüyormuş, bu mumlardan yükselen duman, onlara bir beden sağlıyor ve bu duman vasıtası ile iletişime geçilebiliyormuş, o gece atakan bana sessiz olmamı söylediginde buna istemeyerekte olsa uymadıgım icin, o varlıklardan cocuklarının birini istemeden de olsa öldürmüşüm, en azından o geceden sonra olaylar arttıgı icin böyle düsündüm, bu yüzden benden intikam istiyorlardı cocukları icin, karar vermiştim kendim bu ritüeli tekrar yaparak hicbirseyin suclusunun ben olmadıgımı onlara anlatacaktım, bu derece kurtulmak istiyordum onlardan
-
54.
+2tek tek çevirdim o sayfayı, malzemeleri ayrıntılı vermek ne kadar doğru bilmiyorum ama yine de söylüyorum, 28 tane mum, ifritler tarafından lağvedilmiş bir kolye, herhangi bir kolye olabilir bu sadece boynunuza takacagınız ve üzerine resminizi koyabileceginiz bir şekli olsun yeter, ve o kitapta yazan sözler ile, çagırmak istediginizin adının yazılı oldugu kagıtlar, bütün mumları hazırladım ve kitapta belirtilen ayrıca atakanda bizzat şahit olduğum şekli yaptım, ortasına kendi resmimin olduğu kolyeyi koydum, isimleri yazdım, ışıkları kapattım, mumları yaktıkça tekrar atakanın evinde olan şey olmaya başlıyordu, yani bir hayli boş olan odamda, istemsizce dolaşan binlerce gölge vardı sanki, ama sadece mumlara odaklanmalıydım, başka yere bakmamalıydım, bu tehlike arz ederdi, kitaptaki sözlerin türkçe okunuşlarını da bir kagıda yazdım yani türkçe anlamlarını değil sadece nasıl okunduklarını türkçe olarak yazdım ve ordan okumaya başladım, o sözleri okuyup arkasından birinci ismi okudum, sonra sırasıyla aynı işlemi diger isimlere de uyguladım
-
55.
+2Olm ses verin
-
56.
+3size bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum, kendi kendinizle konuşmak gibi bir duygu bu, bir rüzgar sizinle konuşuyor gibi diyeyim ya da, öyle duyduğunuz gibi arapça falan konusmuyor, siz onu anlıyorsunuz, cünkü sizin icinizden konusuyor sanki, ancak dısardan bu ritüeli izleyen birisi sizin kendi kendinize arapça konustugunuzu zanneder, tıpkı köpeklerin kendi aralarında anlastıkları ama bizim sadece hav hav sesi duymamız gibi, siz onlarla iletisime gecince dısarısı sizin arapca konustugunuzu zannediyor, kitaptaki yazıları okudum 1. yi *** kabilesinden *** oglu kendini tanıt dedim, gel dedi sadece, sus dedim, sadece kendini tanıt
-
57.
+2fazla ayrıntı vermeyeceğim, kendimi kötü hissettiriyor, ayrıca sizin için de uygun olmaz, ben katil değilim dedim, sen katilsin dedi 7 sülalene geleceğiz, 7 sülalenden intikam aldıktan sonra seni rahat bırakacağız diyor, katil değilim dedim, sadece 7 sülalene geleceğiz diyor, sizi öldürürüm dedim, hepimizi mi dedi, mumlar öyle bir alev aldı ki o korkuyla hepsini devirmişim, perde tutuştu, babamgil koştu kurtardı beni dışarı zor attık kendimizi, size haberin linkini vereceğim, gazetelerde çıkmıştı, kaynagı belirlenemeyen nedenle yangın cıktı diye ancak kaynagı belliydi aslında
-
58.
0dışardan odamın yanışını seyrediyordum, hersey o odadaydı, kitap, kolye hepsi içerde kalmıştı, elbiseler falan umrumda değildi, son umudum olan o kitap cayır cayır yanıyor ben onu seyrediyordum, alevler öyle şiddetliydi ki, sanki alevlerin üzerine biri sürekli benzin döküyordu, sanki bir ateş topu odayı kaplamıştı, sadece izliyordum, yanımda babam ve annem ile, konu komşu dışarı çıkmıştı, itfaiye geldi uzun uğraş sonucu söndürmüştü odayı, diğer yerlere sıçramamış kimseye zarar vermemiş sadece benim odam alevlerin arasında kalmıştı, sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum, yorgun bir halde eve çıktık, aşagıda 1 kelime etmemiştik ne babam sormuştu yangının nedenini ne annem, sadece kaygılı, bitkin gözlerle odamın yanışına bakmışlardı, yukarı çıkınca sordum babama merak etmiyormusun neden çıktıgını diye, sadece başını öne eğdi hiçbir şey söylemedi, oturduk salonda ücümüz, ne zaman kurtulacagım baba dedim aglıyorum bir taraftan, bilmiyorum oğlum dedi, bilmiyorum, odaya hiç girmedim o gece, sabaha kadar uyumadım, sabah ezanıyla beraber odaya girecek cesareti kendimde buldum ve son durumunu görmek için odaya girdim
-
59.
+2odaya girdim, her yer simsiyah, aslında odaya girince yine bana bir oyun oynayacaklarını düşündüm, eskisi gibi korkmuyordum onlardan, çünkü okulumu mahvettiler, ailemi mahvettiler, en fazla ne yapabilirlerdi ki, herşey harabeye dönmüştü, ayağımın altında bir fazlalık hissettim, ayağımı kaldırıp baktığımda kolyem yerde duruyordu, ancak simsiyah olmuştu, kitabı arıyordu gözlerim ama o yangından yanmadan cıkması imkansızdı, kolyemin kapağını açtım, resmim hala duruyordu ancak, o ana kadar yaşadıklarımdan en ürkütücüsüydü belki de, resmimin alın kısmında o yazı vardı bu sefer rüya degildi herşey bizzat oluyordu, rüya ile gerçegi karıstırıyordum sanki, yazı kül ile yazılmıştı, kolyem kapalıydı, resim sağlamdı peki o yazıyı oraya kim yazdı neden yazdı, artık bu soruları sormuyorum, cünkü biliyorum onlar yaptı, hatta ismiyle söylersem 5 inin arasından yapan *** olmalıydı kesinlikle, bu kolyeyi hocaya zütürmeye karar verdim, cebime koydum, babama hocaya gitmek istedigimi söyledim tamam oğlum dedi, benden cok o bıkmıstı ama birsey söyleyemiyordu iste, ne yapabilirdi ki, onlardan kime bahsedebilirdi, deli damgası yerdi belki de
-
60.
+2hocanın evine gittik, kapıyı diğerlerinde olduğu gibi genç kadın açtı, bu genç kadın bayağı yer etmiş sanırım bende, çok ilginç bir yüzü vardı, gözleri hep yere bakıyordu, o an dikkatimi çekmişti bu kadının gözlerini hiç görmemiştim, buyrun dedi, geçtik babamla içeri hoca oturuyordu evdeydi gittiğimizde, niye daha önce getirmedin dedi, neyi hocam dedim, cebindeki lağvedilmişi dedi, babamla biz birbirimize baktık öyle kalakaldık, gel otur dedi bana, karşısına oturdum yine, ver dedi, aldı elimden içine baktı, bu yazı ne demek biliyormusun dedi, kafamı evet anlamında salladım, seni neden istediklerini biliyormusun dedi, yine evet anlamında salladım, peki hiç iletişime geçmeyi denedin mi dedi, hayır dedim, gözlerime bak dedi, gözlerine baktım, hiç iletişime geçmeyi denedin mi dedi, evet dedim, sana yazdıgım şeyi takıyormusun dedi, hayır dedim, onun yerine bunu mu takıyorsun dedi, evet dedim, bana tokat attı, hiç unutmam öyle tokatı ilk defa yemiştim hayatımda
-
61.
+1babam bayağı şaşırmıştı hocanın bana tokat atmasına ancak hiç birşey demedi, sen ne halde olduğunu biliyor musun dedi, hiçbirşey demeden yere bakıyordum, ağlamıyordum da, yüzüme bak dedi, baktım gözlerine, ne halde olduğunu biliyor musun dedi, hayır dedim kısık bir ses tonuyla, gel buraya diye gelinini işaret etti, sonra da gelinini işaret ederek bak dedi gözlerinin içine, kadının yüzünü kaldırıp bakmasıyla ilk şoku yaşadım gözleri alev gibiydi, gözlerini görmemle yere bakmam bir oldu ayakları da tersti bu kadının onlardan oldugunu anladım, babana bak dedi, baktım, sor bu odada kaç kişiyiz dedi, sordum, 3 kişiyiz oğlum dedi, artık gözlerimden yaşlar akıyordu, hoca, korkma dedi, sadece durumunu bilmen için bunu yaptım dedi, meğer biz oraya gittiğimizde kapıyı calınca hoca girin diyormuş kendimiz giriyormuşuz ancak öyle bi durumdaymışım ki kapıyı o kadının actıgını zannediyormuşum, bu hoca bayagı ünlü biri, evine gelen misafirler eğer hoca evde yoksa oturur beklerler, oduna gittiği gün oturup beklemişiz, o gün bu kadın bir köşede oturup bekliyordu bizle beraber, ancak babamgilin bu kadınla hiç konuşmaması tuhafıma gitmiş, böyle birşeyin olacagını hic düsünmemistim, böyle birşeyi mantıgım almıyordu lakin mantık kaldı denebilirse, genelde rüyamda bu olayları yaşadıgım icin cok cok ürkmüştüm
-
62.
+2bir odada benim ve hocanın görüp babamın göremediği bir varlık olması, gördüğüm rüyalardan daha korkunçtu, rüyalarımda gördüğüm şeyi bu sefer rüya olmadığına emin olduğum bir zaman diliminde görüyordum, tıpkı rüyanızda uçurumdan düşünce uyanırsınız da oh be rüyaymış dersiniz ya, lakin gerçekten bir uçurumdan düştügünüzü düşünün, uyanamadığınızı, o zaman dilimine sıkışıp kaldığınızı, gerçekle rüyayı ayırt edemediğinizi, bunu kimseye söyleyemediğinizi düşünün, uyumadan kabusu yaşamak bu olsa gerek, olayın gerçekten vehametini, durumun ne kadar vahim olduğunu anladım, hoca yüzüme bak dedi, baktım, anlat dedi, içimde bir yerde biri bana herşeyi anlatma diyordu, kitabı anlatma, diyordu, ancak bu sefer o sesi dinlemedim, hocaya bu olayları ilk öğrenci evinde kaldığım arkadaşımın yüzünden yaşadığımı, onun kolyesini bulduğumu, benim odasına girdiğimi hiçbir kanıt olmamasına rağmen ayrıntılarıyla bildiğini anlattım, onun verdiği şeyi boynuma asmak yerine, atakan'ın verdiği kolyeye kendi resmimi koyup onu yanımda taşıdığımı söyledim, rüyalarımdan bahsettim, hoca 1 kelam dahi etmeden dinledi dinledi, en sonunda gözlerimin içine bakarak, oğlum dedi, durumun vahim olduğunu biliyordum lakin vehametin bu derece büyük olduğundan bihaberdim dedi, içimdeki korku çukuru daha da derinleşti, bu uzun bir süreç dedi, kurtarmak için herşeyi yapacağım ancak, başına, 5 tanesini vermişler dedi, hiçbirşey diyemiyorum gözlerim dolu dolu sadece dinliyorum, lakin bu 5 tanesi dedi çok çok tehlikeli hayatı ömrümde gördüklerimden çok daha güçlüler dedi, bunun sebebi onların çocuklarını öldürmen dedi, şu kapının dışında seni bekliyorlar, her yerde yanındalar, lakin bu eve giremezler dedi
-
63.
+13 gün boyunca hoca evinde kal, hoca ekmeği ye, hoca suyu iç dedi, susuyordum sadece, ben susuyordum, babam susuyordu, bezmiş bir vaziyette oturuyorduk sadece, peki dedim aileme bir zarar verirlerse ne yapacağım, başka çaremiz yok dedi, hayır ailene zarar vermezler demesini beklerken beni derin bir endişeye sevk etti, babama dönüp baktım, sadece yalandan bir gülümseme vardı suratında, ah baba ah içinden neler geçiyordu o an ne korkular ne ızdıraplar kimbilir, babamla konuştuk, oğlum dedi merak etme kimse bize birşey yapamaz sen 3 gün boyunca hocanın evinde kal 3 gün sonra almaya gelirim dedi, gözleri dolu doluydu, ben babamı öyle görünce ağlamaya başladım, babam ağlamadı sadece sarıldı bana ve çıkıp gitti, arabada ağlıyor olmalıydı, aklım ondaydı, bir taraftan annemi düsünüyordum, hep evde dursaydım okumasaydım, yada sanayide işçi olsaydım daha mutlu olurdum diye düsündüm, milli egitime sövdüm, üniversiteye sövdüm, evden ayrımama sövdüm, o cocukla hic tanısmasaydım bunların hicbiri olmazdı diye düsündüm, kendime sövdüm insanlara cabuk güvendigim icin, bu düsüncelerle gözlerim dalıp gitmişken hocanın sesiyle irkildim, ne düsünüyorsun dedi, gözlerim dolu dolu cevap verdim hocaya, neden ben dedim neden ben, anlayacağız oğlum dedi anlayacağız
-
64.
+1hoca devamlı içinden birşeyler okuyor ben kenardaki minderde oturmuş başım eğik düsüncelere dalıyorum, yatsı vaktine kadar bu böyle devam etti, yatma vakti gelince hoca odanın birini bana gösterdi, zaten kücük sayılacak bir ev vardı girişte oturulan salon gibi yer, 2 tane bundan farklı oda vardı, biri hocanın odası idi, diğeri misafirler içindi zannedersem çünkü ben orda kaldım, hoca gelinini işaret ederek arapça birşey söyledi, gelin tepki vermedi, verdiyse dahi ben anlamadım, hoca bana döndü senin kapına *** yı koyacağım, evin içine şerli varlıklar giremez, lakin pencereden seni çağıran biri olursa sakın o tarafa dönme dedi, tamam dedim, yatacağım odaya gittim, *** kapıda bekliyordu, ayaklarına baktıkça ürperiyordum, evin tavanı hasırdandı tavana gözlerimi diktim, camdan bir gölge geçti gibi oldu, başımı hemen o yöne çevirdim, kimse yoktu, kaldığım odanın penceresi dağ tarafına bakıyordu, zaten çok ev olmayan bu yerde, kapkaranlıktı dışarısı, tekrar tavana bakarken pencereden birinin bana baktığını gördüm, kesinlikle emindim bu sefer, boynumu çevirmemle şok oldum, dünya üzerinde görmediğim kadar güzel bir kadın bana bakıyorudu, büyülenmiştim sanki, gel diyordu parmağıyla işaret ediyordu, ayağa kalktım, pencereye yöneldim, pencereyi açıyorken, o arkamdaki gelin birden önüme geçerek, o güzel kıza il şerrin ifrütün *** dedi böyle yılan gibi tıslayarak söylüyor, o güzel kız rüyalarımda gördüğüm pis uzun yağlı saçlı siyah dişli şeylerden biri olmuştu sanki bir anda, öyle bir irkildim ki, bir çığlık attım hoca koşarak geldi, ne oldu oğlum dedi, konuşamadım kekeledim, su getirdi hoca, anlattım penceremde çok güzel bir kadının belirdiğini sonradan, *** ın beni kurtardığını söyledim, hoca birşeyler okudu pencerenin yanına gitti
-
65.
+1hoca pencerenin önüne gitmişti, birşeyler orda dolanıyor, sesler geliyor, gülüşmeler geliyor, ben evde ve üniversitede oldugum zamanlarda her zaman onların yanımda olduklarını bilmek korkunç birşeydi, kendi kendine düşündüm bunlar hep yanımdamıydı diye, gözlerimden yaşlar aktı, bir rüzgar uğulduyordu sanki, gırtlaktan gelen arapça olduğunu tahmin ettiğim bir lehçeyle sesler bağırışmalar, nefret uyandıran bir ses geliyordu, hoca gözlerini pencereye dikti gözlerini kapattı birşeyler okuyor, bu sefer sesli, bağırıyor, dışardan hocaya gülüyorlar, hoca bağıra bağıra okuyor, dışardan daha sesli gülüyorlar, ama bu gülme normal bir gülme değil, nefretle dolu korkunç bir gülme, şiddetli bir rüzgar var dışarda, sesler seslere karışıyor, hoca okumaya devam ediyor, arkamı dönüyorum, hocanın gelini yok, hocam diyorum bağırıyorum beni duymuyor sadece pencereye bakarak okuyor, o okudukça dışardan gelen gülüşmeler artıyor, gelini arıyor gözlerim, odamın kapısından bakıyorum, dış kapının açık olduğunu görüyorum, kapıdan bana bakıyorlar
-
66.
+2kapıdan bana baktıklarını görüyordum, hoca sadece sesli bağıra bağıra okuyordu pencerenin önünde ayakta, bana bakanların en önünde gelin duruyordu, kapıdan içeri giremiyor beni çağırıyorlardı, o kadar cezbedici bir sesleri vardı ki, kapıdan onlara bakıyordum, gelin bana bakıyordu arkasındakiler bana bakıyordu hiç kımıldamıyor sadece çağırıyorlardı, gel diyorlardı, dağlara gidelim diyorlardı, sadece gözlerini görebiliyordum gözlerinin konumundan boylarını anlayabiliyordum, gidiyordum onların yanına, beni zütüreceklerdi, kendimi teslim ediyordum, hocanın okuduklarını duymuyordum, sadece onlara gitmek onların olmak istiyordum, ilerliyordum çıkış kapısına, hocanın sesiyle irkildim dur dedi, hakim olamıyordum kendime gitmeliydim, hoca geldi önüme geçti kapıya doğru okudu okuyor bir taraftan nefesini kapıya veriyordu, kapıdan bir çığlık yükseldi gözler kayboldu hoca kapıyı kapattı bitkin düşmüştü, biraz kendine geldikten sonra, gelin neden onların arasında dedim, onu sana koruyucu tayin ettim dedi, onları uzaklaştırmak için kendini feda etti oğlum dedi, koskoca adam ağlıyordu gözlerinden boncuk boncuk yaşlar akıyordu, onu aldılar dedi, ben sadece korkulu gözlerle bu yaşlı adama bakıyorum, sadece ikimiz kaldık ve sabaha saatler vardı, hocanın elinde kolyem gözüme çarptı bunu istiyorlar dedi, neden dedim, seni almak için dedi, evi mühürledim oğlum dedi, lakin sabah olana kadar dışarı çıkamayız artık bana da düşmanlar dedi, sonra kapı çaldı, hoca kimsin diye seslendi, gelen ses babama aitti
-
67.
+3Oglum arada bisiler diyin hikaye baya uzun okuyan yoksa birakiyim
-
68.
+2hoca bana baktı, sonra kapıya yöneldi kapının dibine gelince durdu, arapça birşey söyledi, dışardan ses gelmedi, hoca bağırarak bir kez daha söyledi, yine ses gelmedi, sonra *** senmisin dedi babamın adını söyleyerek, benim hocam dedi, kapıyı açtı hoca dışarda gerçekten babam duruyordu, hoca gir içeri dedi, bir taraftan babamın ayaklarına bakıyor ve eve girebilecek mi onu kontrol ediyor, ayakları normaldi ve eve girmişti, gerçekten babamdı, telaşlıydı, oğlum dedi sarıldı, ne oldu baba dedim, iyisin değil mi oğlum dedi, iyiyim baba gecenin bu saatinde ne yapıyorsun burda dedim, bizim evin yakınında depomuz vardı orda yangın çıkmış, kullanmıyorduk depoyu, yıllardır öyle duran depo cayır cayır yanmış, babamda benim odamın yanmasından sonra depo da yanınca korkmuş ben iyimiyim diye bakmaya gelmiş, bu olaylarla alakası var diye düsünmüş, benim yanımda hiçbirşey yok sadece gömlek ve pantolonla gelmiştim hocanın evine, öyle duruyorum hoca evinde, cep telefonu cekmiyor, hocanın ev telefonu dahi yok, tv yok, adam elektrigi sadece ışık icin kullanıyor, sadece oturup devamlı okuyan biriydi zaten, devamlı düsüncelere dalıyor gibiydi, baba dedim annem nerde ne yapıyor, oğlum dedi seni buraya getirince anneni de dedengile zütürdüm, yalnız kalmasın diye dedi, cok iyi yapmışsın baba dedim, evde annemin yalnız olmasını düsünemiyordum bile, baba dedim dışarda tuhaf birşey gördün mü, hayır oğlum dedi sadece yolda gelirken önüme bir keçi çıktı köyün girişinde birden durdum indim baktı keçi yoktu bende yaban keçisidir diye tekrar binip geldim dedi, o gece babamda hocanın evinde kaldı sabaha kadar uyumadan oturduk
-
69.
+3sabaha karşı uyuyakalmışım, hiç rüya görmedim ilk defa iyi bir uyku çektim, uyandığımda babam başucumda oturuyor hoca ortalıkta yok, babama baktım güldü, iyi uyudun oğlum dedi, cok iyi uyudum dedim, babam hiç uyumamış, hoca da hiç uyumamış, hoca dışardan bize seslendi gittik, hocanın koyunlarının hepsi telef olmuş, yardım edin şunları gömelim dedi, hocam dedim durup duruken niye telef oldu bu koyunlar, boşver oğlum hastalanmışlardır dedi, bu sırada gözüm koyun ağılına takıldı, ağılın duvarlarında tırnak izleri vardı, bildiğiniz tırnakla her yeri birileri boydan boya çizmiş, hocam dedim bu izler nedir, yüzüme baktı, seni alamayınca hırslarından yapmışlar oğlum dedi, babamın kulağına eğildim, hocanın telef olan koyunlarının parasını nasıl ödeyeceğimizi sordum, hoca bunu duymu, bana baktı, bu senin suçun değil oğlum dedi, artık burda durma dedi, gelininin zütürülmesinden çok etkilendiği belliydi, belki söylemiyordu üzmemek için ama bunda benim payımın olduğunu biliyor belki de onun başına gelenlerden beni sorumlu tutuyordu, burası güvenli değil dedi, kolyeyi bana verdi, artık kendi evinize gidin dedi, koyunları gömdük hocayla vedalaştık arabaya bindik, arkamı döndüm hocaya bakıyorum, hoca bana bakıyor, ordan uzaklaştık, dedemlerin evine gittik babamla köye annem de ordaydı, sanki gizli gizli iş yapıyoruz gibi hemen girdik dedemin evine, pek memnun olmadı dedemle babannem beni görünce, sadece annem sarıldı, onlar hoşgeldin demekle yetindi
-
70.
+3sofraya oturduk, kimseden çıt çıkmıyor sadece yemek yiyoruz, yemekten sonra da dedemden pek ses çıkmıyor, sanki benim orda olmamı istemiyor gibi, yatsı vaktinden sonra üst kata çıktık, annem babam ben, oturuyoruz üçümüz üst katta, annem hocadan alıp ona verdiğim kağıdı deriyle kaplatıp zincir takmış al oğlum tak bunu dedi, aldım taktım, atakanın verdiği kolye ise elimde duruyor, annemin dizine yattım, babam karşımda oturuyor, herkes kafasından birşeyler düşünüyor, bu huzurla uyuyakalmışım, uyandım, üzerimde bir ağırlık var, yine üniversitedeki evimizdeyim direk kalkıp pencereye koştum, hava kırmızıya çalan bir kızıllıkta, dışarda heryer alev alev yanıyor, sokaklarda hiç insan yok, arkamı dönüyorum, atakan bana bakıyor, ancak bu sefer benden çekiniyor gibi, boynumdaki hocanın verdiği şeye bakıp, eliyle çıkarmamı işaret ediyor, hayır diyorum, arapça bana kızıyor bağırıyor anlamıyorum sadece anladığım hocanın verdiği şeyi çıkarıp onunla gitmemi istediği, kapıdan bana bakıyorlar gel diyorlar, boynumdakini çıkar gel bize katıl diyorlar, o kadar cezbedici ki, çıkarıyorum, onlara doğru gidiyorum, babamın sesiyle irkildim, uyurken boynumdakini çıkarmaya çalışıyormuşum, arapça yine kendi kendime bağırarak konuşuyormuşum, ter içindeydim yine, babama şunu söyledim, defalardır kendimi üniversitedeki evimde kendi odamda görüyorum baba dedim, o odayla alakalı olabilir bu yaşadıklarımız dedim, üniversite okuduğum şehre gidip odayı iyice inceleyecektim, çünkü hep aynı kabus hep aynı odadayım, tekrar uykuya daldım rüya görmeden uyandım, babamla yola çıktık
başlık yok! burası bom boş!