-
26.
+1"Bir kişi bile değilim yalnızlıktan"
Düşün -
27.
+1düşlüyor ölümünü ruhi beyTümünü Göster
niye ölmemeli öyleyse
yaşamak mutlu bir devinimse.
ölüsünü bekliyor ruhi bey
bir yanda ruhi bey bir yanda ölü
ve görmemek ister gibi ölüyü
oturmuş bir iskemleye.
ben ki bir ölüyü beklemekle geçirdim geceyi
bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini.
getirdiler beni sayrılar evine bir sabah
asansörle yukarı çıkardılar
tertemiz bir yatağa yatırdılar - ben böyle istedim böyle oldu -
oda numaran 283'dü aklımda doğru kaldıysa
pencereden tepeler görünüyordu, bulutlar ve birtakım kuşlarla devinen tepeler
yakınımdan geçiyordu bazı kuşlar da
beyaz bir saat asılıydı duvarda. duvarın her yerinden
bembeyaz saatler asılıydı
ve her şey o kadar beyazdı ki, ayrıntılar
yılların eklem yerlerini gösteriyordu sanki
ve bütün eklem yerlerinde koskocaman bir ölü
ruhi beyin ölüsü
hepsi de ur gibi beni
sarmıştı ur gibi ruhi beyi
o gün sigara içtim akşama kadar
- ikinci gün aldılar sigaramı -
ve saatler biraz sarardı
sarardı bütün ayrıntılar.
ve otuz sekizin altına düşmedi ateşim
yataktan kalkamadım
o gece uyuyamadım sabaha kadar
koridorlarda ayak sesleri, bağrışmalar
kapı gıcırtıları ve acayip sesler
bilmem böylece kaça çıktı beklediğim ölüler.
üçüncü gün kan şişeleri, tüpler, serumlar
doktorlar, hastabakıcılar
aralıksız girip çıkmalar
gidip gelmeler
tepelerden pencereye akan kuşlar
pencereye sıvanan kuşlar
ve benim mutluluğumun altında
kararıp yitti bütün ayrıntılar
bir daha görünmedi
ve artık hiç görünmeyen
şişeler, tüpler, serumlar.
ve o gün ilk defa ölüsünü gördü ruhi bey
soğumuşgövdesini gördü
donuk gözlerini, durmuş kalbini
gördü neye benzerse bir ölü.
- ben ruhi bey nasılım
- mutlusunuz ruhi bey.
yarın gazetelerde çıkacak ilanlarım
ruhi bey öldü
bu ölüm töreninde mutlaka bulunacağım
bir daha görmek için ölümü
çelenkler yığılacak avluya
ki benim sayısız ölülerime
yaldızlı yapraklarını kıpırdatarak bakacaklar
sevgiyle
ve babam elinde gümüş kırbacıyla
bir başına bir ölü
annem bir limon görüntüsünün önünde giyinmiş ölümlüğünü
ölüler halinde duracak onlar da
dışımdaki ölüler, içimdeki ölüler
bir alaşım halinde, donuk güneşin altında
ve benim mutluluğumun altında
akıp gidecek bütün kötülükler
ölümün armaları gibi
akıp gidecekler en sonunda
niye ölmemeli öyleyse
yaşamak mutlu bir devinimse.
koro
(çiçek sergicisi, meyhane garsonu, meyhane patronu, kürk tamircisi yorgo,
hayrünnisa, genelev kadını, otel katibi, cenaze kaldırıcısı adem, akordeoncu
kadın, emekli postacı, vb.)
çelenklerimizle geldik, yoktunuz
ara sokaklarda, pasajlarda aradık, yoktunuz
meyhanelere baktık, otellere sorduk, yoktunuz
nerdesiniz, ruhi bey?
ruhi bey
o kadar bekledim ki, geliyorum
ölümümü bekledim, geliyorum
bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini
bekledim geliyorum.
ben ruhi bey, mutlu olan ruhi bey
ölümü gömdüm, geliyorum
bir sonbahar günüydü, geliyorum
güneşler buz gibiydi, geliyorum
ve bütün kötülükler
ölümün armaları gibiydi
size anlatırım, geliyorum.
hepsini, hepsini gömdüm, geliyorum
havuzun kırık taşlarını - siz bilmezsiniz -
limonluğu ve kırmızı konağı - siz bilmezsiniz -
aynalarda kendini seven ruhi beyi - siz bilmezsiniz -
ve bildiğiniz ruhi beyi -ya da pek bilmediğiniz -
gömdüm ben, geliyorum.
koro
iyi biliriz sizi biz, iyi biliriz
nerdesiniz ruhi bey.
ruhi bey
gömdüm hepsini, geliyorum
bütün ölülerimi gömdüm, geliyorum.
koro
peki ya sonuç, ruhi bey, ya sonuç
biz sizi tanımaz mıyız
siz ne yaparsınız bundan sonra, biz ne yaparız
bir bütünün parçalarıyız, bir bütünün parçalarıyız.
ruhi bey
sonuç mu dediniz, ne dediniz, ne dediniz
sonuç hiç gömülür mü, geliyorum
ben yalnız ölülerimi gömdüm, geliyorum.
koro
doğrusu anlamıyoruz ruhi bey
her insan biraz ölüdür
biz ki bir bütünün parçalarıyız, biliriz
her insan biraz ölüdür.
ruhi bey
insan yaşıyorken özgürdür
yaklaştım iyice, geliyorum.
koro
her insan biraz ölüdür
biz de biraz ölüyüz.
ruhi bey
ölüler ki bir gün gömülür
içimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler
insan yaşıyorken özgürdür
insan
yaşıyorken
özgürdür. -
28.
+1otel şiirinden bir alıntı.
denizse her şeyi unutturan bir adam gibi
gelecekti bir gün yeniden
demeye kalmadı geldi
sinirli bir gürültüyle yükseliverdi hemen
ardından bir iki şey daha oldu - nasıl anlatsam
kimse bunu daha yaşamadı ki -
sanki bir akvaryumun içinde
yapayalnız kaldım da ben
yanımda başka akvaryumlar ve
i̇çinde başka birileri
doğrusu müthişti bu, denizin icat ettiği bir mezarlık gibiydik =
başka değil
hepimiz az çok kımıldanıyorduk çünkü
hepimiz ağzımızı açıyorduk arada
bir sesi dışından olsun yakalamak için
ama nafile
yoktu ses
yok bile yoktu ki bir yerde
kapıdaki bir yaylı arabayla
süslü bir cenaze arabasına benzer bir arabayla
solukların iniltili bir dram yaratmasa
yoktu ses
ve yaşlı barmenin başı tezgahın ardında
saint jean de baptiste'in kegib
kegib desem kegib, yaşayan desem yaşayan
başı gibi sakin durmasa
şair burda ne demek istemiş
-şair burda ortalığın dıbına koymuş -
29.
+1diş değil tırnak değil bir mendil niye kanar mendilimde kan sesleri.. usta şair gibi ben de bilmiyorum sebebini.. bildiğim bu soruyu şiire kazıyan kişinin edip cansever olduğu..
-
30.
+1ortak bir dili vardır edip canseverin şiirlerini okuyanlarının, mutsuz bi hayatları.
-
31.
+1yalnızlıktan bir kişi bile olamayan, çağrılmayan, mendilinde kan sesleri olan şair.
ne ara dara düşsem koşup sarıldığım.
dayım, amcam, komşum olsaydı istediğim.
"bugün de / tam nerede kalmışsam." -
32.
+1Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla -
33.
+1büyük şair
-
34.
0büyüksün be reyis.
-
35.
0yerçekimli karanfil
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
adam yazmış abi , saygılar. -
36.
0ikinci yeni nin en sevdiğim yazarlarındandır. yazdığını anlamlamak saçma hazzı almak daha mantıklı olsa gerek.
-
37.
0sevilir
-
38.
0açılmamış bir şarap şişesiydim
ki öyle kaldım
acımı köpürtmedim
içime sağdım
gözyaşlarımı göstermedim
ki sildim
özgürlüğüm beni tutsak düşürdü
başaramadım
içimde kara kara bulutlar sallandı
ki sallandılar
dışarı yağamadım
Ve yenildim
ve sustum. -
39.
0Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bigiblet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu. -
40.
0bana sessizlik et , kimseye bişeye dokunmasın
-
41.
0Çünkü bu kahverengi akşam saatlerinde
Her şeyi en soğuk ölçülere vuruyoruz
Bir uzak han kavrdıbına. Hanların
Rahmindeki bir yolcuya, bir semendere
Ve soğuk bir çağdan geçiyoruz. Çağlardan
Başımızda siyah bir hale.
KORO
Birdenbire yapayalnızsanız her yerde
Ve bundan korkuyorsanız
En küçük şeylerden bile. Örneğin birine saati sorsanız
Karşıdan karşıya geçseniz bir caddede
Sesinizi alçaltıp dikkatle bakaraktan çevrenize
Biriyle bir şeyler konuşsanız
Ve her gün kitaplar, dergiler alsanız. Postacı her gün mektup getirse
Sözgelimi bir resmi dairede
Fazlaca oyalansanız
Şöyle bir iki otobüs kaçırsanız üst üste, neden olmasın
Kaldı ki, hiçbir şey yapmasanız bile
Tuhaftır
Sanki herkes kuşkuyla bakacaktır yüzünüze.
Ve işte bir lokantaya girdiniz, garsonla çene çaldınız
Şarapla yiyecek bir şeyler söylediniz, hepsi bu kadar
Biraz da güldünüzdü aklınızdan geçen bir şeye
Ya gülünç bir olaya, ya önemsiz bir söze
Ama az ötede düğmeleriyle oynayan
Ve yiyen tırnaklarını bir adam
Duraksız sizi izliyordur belki de.
Ya da bir dernekte üyesiniz, azıcık mutlusunuz
Ya da küçük bir memur bir banka servisinde
Durmadan suçlusunuz
Durmadan suçlusunuz
Durmadan suçlusunuz ve artık kendinizi
Gücünüz yok ödemeye.
Giderek siz oluyorsa bütün bir kalabalık
Yüzünüz yüzlerine benziyorsa, giysiniz giysilerine
Ansızın bir hastanın kendini iyi sanması gibi
Gücünüz yetse de azıcık bağırsanız
Bir yankı: durmadan yalnızsınız
Durmadan yalnızsınız. -
42.
0EPiSODE
Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler
Doğrusu en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte
içimizde kahverengi bir dağ ölüsü yatar
Bir yarasa ayaklanır. Aç gözlü bir kuş
Varır kocaman bir şey olmanın bilincine
Birden bir ses biçiminde, radyomuzun içinde
Duyurur iki caz parçası arasından biri
Ya gülünç bir yas töreni
Ya toptan bir öldürme.
Belki de
Soğumaya yüz tutmuş bir fincan sütlü kahve
Dönüşür ellerimizde kanlı, kırbaçlı
Bastırılmış bir greve, yırtılmış dövizlere
Örneğin üç yüz ölü, bir o kadar yaralı
Ve sömürge şapkalı ve sten tabancalı
Gözü dönmüş biriyle
O güvenlik manşetleri birtakım gazetelerde.
Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler
Belki en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte
Ki bütün işkenceler, ezinler ve kırımlar
Damlayan bir musluktur yerine göre
Yoksa bir enkaz altında bir ölüm
Ya da puslu bir havada, bir cinayette
Bir ölüm
Ölümün anlamı ne? -
43.
0KORO
Sizin hiç korkmadığınız şeyler ya da hep öyle sandığınız
Beslenir kimi zaman de sevgilerle
Çok içten bir selamla ve içten bir gülümsemeyle
işte her sabah rastladığımız birinin
Durakta, yolda, işyerinde
Ya da bir meyhanenin kuytu bir köşesinde
Yıllarca süren o dostça ilişkinin
Ve hatta bir sevgilinin
Yerine
Kin dolu gözleriyle bir ölüm yargıcı gibi
Biri
Kapkara giysilerle, özenti bir zincirle
Öyle
Dikilmiş sorguya çekiyor sizi
Ve sakın sormayın işte: bir hesap yanlışlığı mı, değil mi
Vakit yok öğrenmeye.
Canım en basiti, arkanızdaki bir duvarın
Mineler, sarmaşıklar, o yaban gülleriyle
Örtülü bir duvarın ansızın
Kanlı, kireçli bir taş yağmuru halinde
Korkunç bir silah olduğunu yerine göre
Düşünün
Ve sakın sormayın işte: bir hesap yanlışlığı mı, değil mi
Vakit yok öğrenmeye.
Ya da bir düşte yürüyor gibi
Islak mavi bir sabahtı, açtınız pencerenizi
Şöyle bir gerindiniz, gökyüzüne baktınız
Tutarak sapından bembeyaz bir karanfili
Sevinçle okşadınız
Ve içerde kahvaltınız bekliyordu sizi
Öyle ki, kahvenizi içiyordunuz, birazdan çıkacaktınız
Tam o sıra kapının zili
Tuhaf şey.. bu saatte.. kim olabilir ki
Ve işte az önce aldınızdı gazeteleri
Öyleyse?
Yaktınız bir sigara daha, kapıya yöneldiniz
Bırakıp masaya kahvenizi
Kilidi çevirdiniz, açtınız kapıyı usulca
Bir kurşun!
Birden o zamansız, o yersiz başdönmesi
Hani av araçları satılan bir dükkan vardı
içi doldurulmuş çulluklar, kardelen çiçekleri
Bir kurşun!
Geçerken uğrardınız, iyiydi, cana yakındı
Yeleğinden çıkmazdı elleri
Bekardı, umutsuzdu, yalnızdı
Ve belki..
Bir kurşun!
Sormayın kendinize: bir vahşet mi bu, değil mi
Düştünüz sırtüstü yere ve işte avlandınız
Sadece avlandınız
Ağız dil bilmaz söylemeyi.
Ötede
Islak mavi bir sabahtı. Gökyüzü
Bembeyaz karanfiller, pencere
Kahveniz, masanız, kahvaltınız
Bir yankı
Ve bütün çay fincanları: durmadan yalnızsınız
Durmadan yalnızsınız. -
44.
0AĞIT
Gün bitti. Saat kaç. Bitecek mi bir gün savaşımız
Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
Dönüp dönüp arkamıza baktığımız
Bir dünya kalıntısı üstünde
Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de.
KORO BAŞI
Daha bir sürü böyle
Silahlar eleştirecek sizi belki de
işte siz
Toplayıp susacaksınız içinizdeki ölüleri
Bakmadan geçeceksiniz o duvar diplerine
Gözleriniz olacak, yüzünüz, elleriniz
Ne korku, ne kin, ne de yenilme
Ve asıl günleriniz olacak, günleriniz
Duyup da bilmediğiniz, bilip de tatmadığınız
Dünyanın tekdüzenli renginde. -
45.
+1 -1Her şeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever.
-
çıkarınn beni bu cehennemden
-
ilkokuldayken siniftaki kızları döverdim
-
tylerr dursun burayaa gel
-
cccrammsteinccc günaydın başlığı cügü rekoru
-
bu elaman akil hastasi hayalinde ulke
-
maske kafali ibo
-
yatiyom ben ya
-
türkiyenin dünyadan övgü aldığı video
-
lahana haşlamiştim kendime
-
konstant ile öpüşmek
-
gözümü ifşalıyorum beyyler
-
gassaldim
-
gapdan girk beri bag hele
-
kendimle ilgili beklentileri baya dusurdm
-
michael scofield kolu
-
nee erkek penisimi yalayacaksınız
-
ınci sözlük geyler odası
-
çaycı hüseyin kendine bir horozz alsa
-
gay pataklayan allah şahidim olsun ki
-
gran torino sana selam getirdim
-
bazı bayanlar başına gelenleri hak ediyor
-
560bin tl olan adam insan eti satiyor
-
maske kafali ibrahim nikli yazar
-
bu kolla türkiyede bakir kaldım
-
gassal izleyen ve ya izlemiş ne kadar insan varsa
-
elazığ çuf çuf hikayesi
-
ilk önce iş
-
560 bini olan adam günün nasıl geçti
-
beyler bu eskorta gitmeyi planlıyorum
-
kaka deliğimi emmek isteyennnn
- / 2