-
1.
+2 -3cannsever vardı lan ateşli piliç
-
2.
+6 -1cemal süreyanın deyimiyle fazla şiirden ölen ,ikinci yeninin şiiri biraz soyut kaçan dev şairi. edip canseverin ilk şiirleri dönemin baskın anlayışı olan garip anlayışına paralel şekildedir, zaten daha sonra cansever ilk şiir kitabı olan ikindi üstünü reddederek toplu şiirlerine almamıştır. Maalesef yky bu şiir kitabını cansevere rağmen toplu şiirlere almakta ısrar etmiştir. canseverin ikinci yeni ile teması yerçekimli karanfil ile başlar,bu kitap pazar postasında sert tartışmalara neden olmuştur. karakoç bir materyalist şiir başlıklı yazsında bu şiirlerin düpedüz maddeci bir anlayışla ele alındığını söylemiştir. yerçekimli karanfil cansever şiirinin ancak ipuçlarını barındırabilir,onu açıklayamaz. canseverin şiirlerinde özellikle de tragedyalar kitabında teatral bir hava görülür. zaten cansever de kendisiyle yapılan söyleşilerde şiirini oluştururken resim, tiyatro,müzik sanatların öğelerinden yararlandığını belirtmiştir. canseverin şiiri öncelikle okuyucudan ilgi ve sabır ister, şirinin uzun dize yapısıyla bazen düzyazıya yaklaşması kimi okuyucuları ondan uzaklaştırmıştır. cansever hem nitelik olarak hem de nicelik olarak üst seviyeyi tutturmuş ender şairlerdendir.ben ruhi bey nasılım adlı şiir kitabı devlet tiyatroları tarafından sahnelenmiştir.
'bir kişi bile değilim yalnızlıktan' -
3.
0phoenix en sevdiğim şiiri.
-
4.
0entel olduk lan iiyice
-
5.
+3@4 cagrilmayan yakup.
-
6.
+2mendilimde kan sesleri
-
7.
0seviyeyi yükseltti iyice huur çocukları
-
8.
+4tragedyalar'dan:
Korkunçtur, bana kalırsa adımıza
Hazırlanmış bir oyun var bizim
Hepimizi yalnız bıraktıkları bir oyun
Ve bilirler, insanlar yalnız kaldıkça
Konuştukları dil de değişir
Sonunda hiç anlaşamazlar. Öyle ki
Bir zaman parçası içinde, bir durumun
Değişmez akışında, tekdüze
Kalırlar bir sıkıntı avcısı gibi
Ve bir gün anlarlar ki, bir güc değildir artık yalnızlık
Ve bunu anlayınca, işte o zaman Lusin
Aşıvermek isterler bu zamanla durumu
Koşarlar, koşarlar, tam sınıra gelince
Sanki o tel örgülere yapışmış gibi
Bir duman oluverirler ya da kaskatı
Bir kömür parçası, bir ceset..
Nedir bu durumda insanın anlamı? -
9.
+3bu adama küfreden insan olamaz.
-
10.
+4MENDiLiMDE KAN SESLERiTümünü Göster
her yere yetişir
hiçbir şeye geç kalınmaz
çocuğum beni bağışla
ahmet abi sen de bağışla.
boynu bükük duruyorsam eğer
içimden böyle geldiği için değil
ama hiç değil
ah güzel ahmet abim benim
insan yaşadığı yere benzer
o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
suyunda yüzen balığa
toprağını iten çiçeğe
dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
konyanın beyaz
antepin kırmızı düzlüğüne benzer
göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
denizine benzer ki dalgalıdır bakışları
evlerine, sokaklarına, köşe başlarına
öylesine benzer ki
ve avlularına
(bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
ve sözlerine
(yani bir cep aynası alım-satımına belki)
ve bir gün birinin bir adres sormasına benzer
sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüne
camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
öyle bir cigara yakımına, birinin gazoz açmasına
minibüslerine, gecekondularına
hasretine, yalanına benzer
anısı ıssızlıktır
acısı bilincidir
bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
gülemiyorsun ya, gülmek
bir halk gülüyorsa gülmektir
ne kadar benziyoruz türkiye’ye ahmet abi.
bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
dirseğin iskemleye dayalı
-- bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --
cigara paketinde yazılar resimler
resimler: cezaevleri
resimler: özlem
resimler: eskidenleri
ve bir kaşın yukarı kalkık
sevmen acele
dostluğun çabuk
bakıyorum da şimdi
o kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
ve zaman dediğimiz nedir ki ahmet abi
biz eskiden seninle
istasyonları dolaşırdık bir bir
o zamanlar malatya kokardı istasyonlar
nazilli kokardı
ve yağmurdan ıslandıkça edirne postası
kıl gibi ince i̇stanbul yağmurunun altında
esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
kadının ütülü patiskalardan bir teni
upuzun boynu
kirpikleri
ve sana ahmet abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
sofranı kurardı
elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
cezaevlerine düşsen cigaranı getirirdi
çocuklar doğururdu
ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
o çocuklar büyüyecek
o çocuklar büyüyecek
o çocuklar...
bilmezlikten gelme ahmet abi
umudu dürt
umutsuzluğu yatıştır
diyeceğim şu ki
yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
çocuklar, kadınlar, erkekler
trenler tıklım tıklım
trenler cepheye giden trenler gibi
i̇şçiler
almanya yolcusu işçiler
kadınlar
kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
ellerinde bavullar, fileler
kolonyalar, su şişeleri, paketler
onlar ki, hepsi
bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlerde büyüyenler
ah güzel ahmet abim benim
gördün mü bak
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
gelse de
öyle sürekli değil
bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
o kadar çabuk
o kadar kısa
işte o kadar.
ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
mendilimde kan sesleri -
11.
+3en sevdiğim şiirlerden bir tanesinin büyük şairi
YERÇEKiMLi KARANFiL
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce. -
12.
+1otel şiirinden bir alıntı.
denizse her şeyi unutturan bir adam gibi
gelecekti bir gün yeniden
demeye kalmadı geldi
sinirli bir gürültüyle yükseliverdi hemen
ardından bir iki şey daha oldu - nasıl anlatsam
kimse bunu daha yaşamadı ki -
sanki bir akvaryumun içinde
yapayalnız kaldım da ben
yanımda başka akvaryumlar ve
i̇çinde başka birileri
doğrusu müthişti bu, denizin icat ettiği bir mezarlık gibiydik =
başka değil
hepimiz az çok kımıldanıyorduk çünkü
hepimiz ağzımızı açıyorduk arada
bir sesi dışından olsun yakalamak için
ama nafile
yoktu ses
yok bile yoktu ki bir yerde
kapıdaki bir yaylı arabayla
süslü bir cenaze arabasına benzer bir arabayla
solukların iniltili bir dram yaratmasa
yoktu ses
ve yaşlı barmenin başı tezgahın ardında
saint jean de baptiste'in kegib
kegib desem kegib, yaşayan desem yaşayan
başı gibi sakin durmasa
şair burda ne demek istemiş
-şair burda ortalığın dıbına koymuş -
13.
+3bu şiyiri ezberlemeyeni açık havada giberim. (bkz: masa da masaymış ha)
-
14.
+1diş değil tırnak değil bir mendil niye kanar mendilimde kan sesleri.. usta şair gibi ben de bilmiyorum sebebini.. bildiğim bu soruyu şiire kazıyan kişinin edip cansever olduğu..
-
15.
-2modlar bu entry altına yazan herkesi banla dıbınakoyduklkarım kesin ekşiici ya da kesin entellektülülü
-
16.
0bülbül sesli cansever bacımın babası
-
17.
0an gelir
an gelir de,
anlatamazlar ya kelimeler anı.
yüreğimden bir fısıltı,
sorar ya,beni ne kadar sevdiğini.
cevap almasa da olur.
yalnız senin duyabileceğin,
mırıltılarla anlatır ya,
yüreğim, ölüp ölüp dirilten,
sevda yangınını.
senden bir el uzatmanı bekler,
ölüm,son nefesini
çekerken içime,
seni çekmeyi istercesine,
etrafına bakınır!
ve seni bulamazsa
i̇nan ki aşkım,
ölüm, sandığından da zor gelir -
18.
+1Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla -
19.
+1"bakmayın etrafımda çok insan dolandığına; sırılsıklam yalnızım aslında.."
-
20.
+2otellerden çıkmıyorsun, dükkana uğramıyorsun