-
9.
0Ben kara kara düşünürken, Şennur hanım, “Senden çok hoşlanıyorum, buTümünü Göster
doğru. Aramızdaki yaş farkı umurumda değil. Uzun zamandır kimseyle
beraber değilim. Eğer istersen, Ekin’in haberi olmadan, sevgilin
olabilirim. Başka kimse bilmez bunu!” diye resmen bana teklif
etmişti. Şennur hanımdan çok hoşlanıyordum, gizli ilişki yaşamak çok
heyecanlı geliyordu bana. Üstelik Ekin’den de bu şekilde bir tür
intikam alabilirdim. Ekin’i zaten sevmiyordum, hatta şu anda
iğreniyordum ondan. Şennur hanıma, “Tamam, sevgilin olurum!”
deyince, gülümsedi. Devam ettim, “Ama lütfen, sana bağlanmamı bekleme benden. Daha çok
gencim ben, önümde dolu dolu yaşamak istediğim uzun seneler var.
Yani, seni aldatırsam kırılma, üzülme. Belki de ilerde evleneceğim.
Seni ailemin karşısına nasıl çıkarırım? Tamam, istediğin gibi
gezeriz, tozarız, sevişiriz, ama evlenemeyiz! Üstelik Ekin sorunu da
var!” dedim. “Biliyorum canım, bilmez miyim! Ama olduğu kadar artık,
seni mutlu da ederim ben. Belki hiç evlenmezsin, kim bilir. Başka
bir kızla yattığın zaman da, bu benim için sorun olmaz. Gençsin,
bunu anlıyorum…” dediğinde, en azından ilişkimizin temelleri
ortaya çıkmıştı. Yani sadece gibiş arkadaşı olacaktık Şennur
hanımla.4-5 biradan sonra, kalktık oturduğumuz yerden. En azından
hoşlandığım kadın şimdi benim sevgilimdi. Hayatımın dönüm noktası o
gün olmuştu. Artık hiçbir şey için üzülmeyecektim. Üstelik, hayatı
dolu dolu yaşayabilecektim. Evine kadar bıraktım onu. Kapıda bana,
“Ekin yok evde, arkadaşında kalıyor bu gece, içeri gel istersen!”
dedi. Hemen atlamamak için, “Başka bir zaman!” dedim. Ben öyle
deyince üzüldü, başını öne eğdi. Çenesinden tutup başını kaldırdım,
dudaklarına öpücük kondurdum ve “Başka bir zaman bakarım tadına!”
dedim. Şennur hanım, “Fazla bekletme!” deyip girdi içeri. Ben de
evime gittim.Eve geldiğimde, Cenk salonda Laptopunu açmış internette geziniyordu.
“Naber kanka?” deyip ensesine vurdum ve “Ne konuşacaktın lan bugün?”
dedim. Cenk laptopu kapattı ve “Eda ile ilgili konuşacaktım… Sence
Eda nasıl bir kız?” dedi. “Ulan manitanı tanımıyor musun dıbına
koyum?” dedim. “Yok lan, o anlamda değil. Yani vücudu falan nasıl?”
diye sordu. Anlamsızca bakıyordum, “Abi, iyi güzel, hoş kız yani!”
dedim. “Peki, hiç Eda’yla… düşündün mü?” dedi. “Neyi?” dedim.
“Neyi olacak lan, gibişmeyi!” dedi. “Kanka, kankamın gibtiği kızdan
bana ne? O senin sevgilin!” dedim ben de. Cenk biraz geveledikten
sonra sonunda ağzındaki baklayı çıkardı, “Oğlum, açık konuşacağım.
Uzun zamandır Eda’yla ciks yaparken değişik fantaziler kuruyoruz.
Bunların arasında 3’lü ciks de var. Eda’nın fantazisinde sen varsın
hep, bazen benle gibişirken Ertunç diye böğürüyor kız! Açıkçası
benim de fantazim, Eda’nın bir başkası tarafından gibilmesini
izlemek!” dedi. Cenk te, Eda da sadece ciks için beraberlerdi, bunu biliyordum. Ama
yine de bana ters gelen birşeyler vardı, yani en yakın arkadaşımın
karşısında nasıl çıplak duracaktım ve o bakarken nasıl Eda’yı
gibecektim? Bunu ona söyleyince, “Kanka, benim de hiç tecrübem yok
bu konuda. Ne olacak dıbına koyum, ben de senin karşında çıplak
olacağım! Olmazsa karanlıkta yaparız bu işi! Ne diyorsun? Tamam mı?
Eğer istiyorsan, Eda yarım saate yakın gelecek!” dedi.Bir gün içinde ikinci şoktu bu benim için. Eğer ilişkileri ciddi
olsaydı ve Cenk buna rağmen gelip sırf kendi fantazisi için bunları
bana söyleseydi, herhalde Cenk’i orda bir güzel döverdim. Ama zaten
amaçları belliydi, gerçek anlamda sevgili bile değillerdi. Sadece
ciks fantazilerini uygulamak istiyorlardı. Ben de, “Tamam!” dedim. Yarım saat sonra Eda kapıdan içeri girdi. Eda yurtta kalıyordu, ama bizim evin anahtarı bile vardı kendisinde. Cenk yanımda oturuyordu.
Eda salona girince Cenk’le bakıştılar. Cenk başını ‘Tamam!’ der gibi
sallayınca, Eda yanıma geldi, yanımdaki koltuğa oturup, ellerini
boynuma doladı. Üçümüzden de çıt çıkmıyordu. Ben akışına bırakmıştım
olayı. Dudaklarımız birbirine kavuştu Eda’yla. Alt dudağımı verdim,
ben de üst dudağını emerek öpüşmeye başladık. Dillerimiz birbirine
kavuştu, ben iyice döndüm Eda’ya doğru. Arkamda da Cenk vardı. Ne
yaptığını bilmiyordum. Cenk bir süre sonra kalkıp içeri gitti.
Eda’yla daha rahat öpüşüyordum böylece. Üstündeki tişörtü çıkardım.
Mor sütyeninin içinde göğüslerine oldukça çekici görünüyordu. Eda
kucağıma çıktı, oturdu. Artık kot pantolonum gibimi rahatsız
ediyordu, Eda bunu anlayınca kalktı ve fermuarımı açtı, indirdi
kotumu. Sonra kendi kot pantolonunu çıkardı. ince, mor külodundan
dıbının bir kısmı görünüyordu, sulanmıştı. -
8.
0Aslında Eda önceleri benle ilgileniyordu, ama ben yüz vermeyinceTümünü Göster
Cenk’le çıkmaya başlamıştı. Halen de ilgileniyordu benle. Açıkçası
onlar da benim Ekin’le yaptığım gibi sadece ciks için çıkıyorlardı.
ikisi de ciddi değillerdi, evlilik falan düşünmüyorlardı.Eda göğüslerini tutarak Cenk’in gibinin üstünde zıplıyordu. Onları
gibişirken görünce moralim bozulmuştu, bir sigara içmek için balkona
geçtim. Balkondan Cenk’in inlemeleri de duyuluyordu. Bir süre sonra
sesler kesildi. Eda salona çıktı, pantolonunu giymişti, gömleğinin
düğmelerini ilikliyordu. Siyah sütyeni oldukça güzel gösteriyordu
memelerini. Eda beni balkonda görünce, “Sen burda mıydın? Kusura
bakma yaa.. Rezil olduk!” dedi. “Önemli değil!” deyip arkama döndüm.
Eda evden çıktığında, Cenk yanıma balkona geldi, bir sigara da o
yaktı. Cenk’e gülerek, “Oğlum ne gibtin kızı lan!” dedim. Cenk, “Ya
Ertunç, senle bir şey konuşmam lazım. Ama aramızda kalacak, tamam
mı?” dedi, ama tam anlatmaya başlayacakken benim telefonum çaldı. Arayan Şennur hanımdı, telefonu açtığımda bana, “Ertunç, konuşmamız lazım!” dedi. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. “Tamam, konuşalım.”
dedim, bir yerde sözleştik. “Kanka nereye?” diyen Cenk’e, “Kusura
bakma, acil gitmem lazım!” deyip hemen çıktım dışarı, aceleyle
sözleştiğimiz yere gittim. Şennur hanım çoktan oturmuş, birasını
içiyordu. “Erken başlamışsın içmeye?” dedim, ben de bir bira
söyledim. Şennur hanım gözlerime baktı, “Yaptığımız çok yanlış ve
vicdan azabı çekiyorum! Ama senin bilmediğin şeyler var!” dedi.
“Neymiş o bilmediğim şeyler?” dedim. O sırada benim de biram
gelmişti.“Ben Ekin’in annesi değilim!” dediğinde şaşıp kalmıştım. “Nasıl
yani?” dedim. “Evet, annesi değilim, hatta ben Ekin’in babasıyla
evli bile değilim!” dedi. “Peki neden bana yalan söyledin? Ya
Ekin’le evlenseydim, o zaman ne olacaktı?” dedim. “Dur anlatıyorum.
Bundan yaklaşık 5 sene önce ben Ekin’in babasıyla bir ilişki
yaşadım. O ara tanıdım Ekin’i. Babasıyla evlenmeye hazırlanıyorduk
ki, hatta onlarda bile kalmaya başlamıştım, babası aniden evi
terketti. Ekin o sıralar beni çok sevdi, beni anne olarak değil de,
bir abla olarak görüyordu. Çok acılar çektim, en sonunda Ekin’le
aynı evde kalmaya başladık. Zaten gidecek kimsem yoktu. Ekin de anne
babasız ortada kalmıştı. Ben o sırada ona bir yandan ablalık,
biryandan annelik yapıyordum. En sonunda, Ekin’le izmir’e geldik,
kimse bizi tanımadığı için anne-kız rolü yapıyorduk, çünkü kimsesiz
yaşamak oldukça zor, bunu iyi biliyorum!” deyince daha da şaşırdım.
Şennur hanım devam etti, “Ekin, senin onunla sadece ciks için
çıktığını zaten biliyordu. Ama seni çok seviyordu. Seni bırakmak
istemiyordu. Onun için bu ilişkiye devam etti. Ama sonradan senle
bir geleceğinin olmayacağını anladı!” deyince, gerçekten olayların
karıştığını anlamıştım. Çok ta üzülmüştüm…
Bu arada biraları yuvarlıyorduk. Ben sesimi çıkarmaya kalkınca,
Şennur hanım, “Sus, dinle beni! Ben seni daha ilk gördüğümde senden
çok hoşlandım. Ekin’le o sırada problemleriniz yoktu, ama Ekin onu
kullandığını anladığında başka biriyle çıkmaya başladı. Yani seni
aldattı Ertunç. Senin haberin yoktu, ama o çoktan başkasıyla
sevgiliydi. Ekin’in de kafası çok karışıktı Ertunç, bir yandan seni
seviyordu, ama başkasıyla beraberdi, üstelik beraber olduğu adam onu
cinsel yönden hiç tatmin etmiyordu anladığım kadarıyla. Saçma bir
ruh hali yani!” deyince, bir de aldatılığımı öğrendim. Ekin’in artık
huur olduğunu düşünmeye başlamıştım. -
7.
0bu hikaye gerçek gibi sanki.
-
6.
0Ekin’le 1 hafta falan görüşmedik. Bir akşam 3-4 kez aradığım haldeTümünü Göster
telefonlarıma çıkmayınca, ben de evlerine gittim. Şennur Hanım
üstünde pijamayla açtı kapıyı, “Ekin içerde, odasında!” dedi, manalı
manalı bakarak. Ekin’in odasına gittim, bilgisayarda birşeylere
bakıyordu. Ben gelince hiç istifini bozmadı, halen bilgisayarla
ilgileniyordu. Bir sigara yaktığımda, “içme şunu odamda, git
balkonda iç!” dedi. Odasına girdiğimden beri kurduğu tek cümle
buydu. Kalktım balkona gittim. Balkonda Şennur Hanım da sigara
içiyordu. Benim geldiğimi görünce terlik verdi. Balkonda birlikte
sigara içmeye başladık. ikimiz de konuşmuyorduk, birbirimizin yüzüne
de bakmıyorduk. Sigarası bittiğinde, ikincisini aynı hızla yakınca, Şennur Hanım’a,
“Canınınz sıkkın galiba?” dedim. “insan canı sıkkın olunca peşpeşe
yakıyor!” dedi. “Anlatmak isterseniz, dinlerim!” dedim. “Neyi
anlatacakmışım Ertunç?” dedi ve sigarasını balkonun korkuluklarında
söndürdü, başka da birşey demeden içeri gitti. Sigaram bitene kadar
ne demek istediğini düşündüm, ama bir sonuca varamadım. Sonra
Ekin’in odasına gittim, yeniden konuşmayı denedim.Ama Ekin, Nuh diyor Peygamber demiyordu. Sanki birşeylerin
farkındaydı kız. Vakit geç olmuştu, Şennur Hanım da yatmıştı.
Ekin’le saatlerdir konuşuyorduk, ama bir yere varamıyorduk. Bir ara
kendimi affettirmek için Ekin’e sarıldım, ama karşılık vermeyince,
ben de sarılmayı bıraktım. Ekin, “Vakit geç oldu, uykum geldi,
yatacağım! Bu gece burda kalmak istersen salonda yatabilirsin!”
diyerek, elime bir yastıkla battaniye tutuşturdu ve beni resmen
odasından kovarcasına çıkardı, kapısını kilitledi. Yastıkla battaniyeyi salondaki kanepenin üstüne atıp, balkonda bir
sigara daha içmek istedim. Bu aralar çok içiyordum sigarayı. Balkona
giderken, mutfakta Şennur Hanım’la karşılaştım, su içmeye gelmişti.
Geceliğinden belli olan iri göğüsleri dışarı taşacakmış gibi
duruyordu. Yaklaşıp tam önünde durdum, birkaç saniye bakıştık,
dayanamayıp dudaklarına yapıştım. Üst dudağını öpmeye başladım.
Şennur Hanım benden çok daha hızlı ve istekli öpüşüyordu. O anda
hiçbir şey umrumda değildi, elinden tutarak balkona çıkardım.
Elerini boynuma atmıştı, balkonun korkuluklarına dayanmış
öpüşüyorduk. Elimi geceliğnin eteğinden içeri daldırıp, dıbına attım. inanılmaz
ıslanmıştı külodu. Külodunu hafif aşağı sıyırıp, dıbını okşamaya
başladım. Boynunu öpmeye, emmeye başladım. Bir yandan dıbını
okşarken, biryandan da kulak memelerini ve boynunu emiyordum. Diğer
elimle tüm vucudunu dolaşıyordum. Sertleşmiş meme uçlarını
geceliğinden çıkarıp ısırmaya başladım. Sonra elimi arkasına attım.
Kalçasını ayırıp, orta parmağımla, her kadında müptelası olduğum
arka deliği zorlamaya başladım. zütünü bir süre parmakladım. Şennur
Hanım, “Yeter, yeter, Ekin görecek, bırak!” deyince bıraktım. Hemen
külodunu düzeltti, memelerini geceliğine yerleştirdi ve banyoya
doğru yöneldi. Peşinden gittim, ben de girmek istedim, ama eliyle
‘Hayır!’ dercesine bir hareket yaptı, kapattı banyonun kapısını.
Kapının önünde kalakaldım. işeme sesi kesilip, sifonu çektikten
sonra banyodan çıktı. Sarılıp öpmek istedim, ama beni itip, direkt
odasına gitti ve kapısını kilitledi.Önümde çadırla kalakalmıştım. inanılmaz da tahrik olmuştum.
Parmaklarımda da halen dıbının sıvıları duruyordu, parmaklarımı
koklayıp yaladım. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Mecburen
31 çekerek indirecektim kalkık yannanımı. 31 çekmek için banyoya
girdim. Tanrım, bilerek mi yapıyordu bu kadın bunu? Az önce
kıçındaki külodu çıkarıp, duşakabinin cdıbına asmıştı. Külodun
içindeki am kokusunu koklayarak 31 çektim ve boşaldım. Külodu geri
yerine asıp, evlerini terkettim.Eve vardığımda sabah saat 06:00 olmuştu. Hemen telefonumu aldım
elime, Ekin’e mesaj yazdım, “ilişkimize ara verelim, bu ikimize de
iyi gelecek!” diye ve yolladım. Yatağa yattım ve zor bela da olsa
uyuyabildim. Saat 09:00 gibi Ekin’den mesaj geldi, “Bence tamamen
bitirsek daha iyi olacak!” yazıyordu. Ekin’den ayrılmıştım böylece. Annemleri arayıp ayrılık haberini verince, çok üzülmüşler ve canları çok sıkılmıştı. Ben iyi olduğumu söylesem de, artık nasıl
inandırmışsam onları, yanımda olmak için izmir’e gelmeye kalktılar,
Gerek yok desemde, gelmeye kararlı görünüyorlardı. Ev arkadaşım
sevgilisiyle kahvaltı yaparken kalktım, “Ekin’le ayrıldık!” dedim.
Ev arkadaşımın sevgilisi de çok üzüldüğümü zannedip, beni teselli
ediyordu. Ev arkadaşım ise birçok şeyin farkında olduğu için
susuyordu. Bu arada kızın adı Eda, ev arkadaşımın adı da Cenk. Eda
oldukça kısa boylu, iri göğüslü ve dışarı çıkık kalçaları olan, sarı
saçlı, mavi gözlü, çok güzel bir kız. Ev arkadaşım Cenk te uzun
boylu ve oldukça yakışıklı bir çocuk. Kalhvaltıdan sonra dışarı çıktım, akşama kadar gezdim dolaştım.
Aklımdan Şennur hanım çıkmıyordu, akşama kadar onunla ilgili
fantaziler kurup durdum. Gece eve geldiğimde Eda ve Cenk salonda TV
seyrediyorlardı. Birkaç dakika muhabbet edip odama geçtim, yattım.
Bir süre sonra onlar da TV’yi kapatıp odalarına çekildiler. Ben
halen Şennur hanımı düşünerek uyumaya çalışırken, Cenk’in odasından
yatak gıcırtıları gelmeye başladı. gibişiyorlardı. Eda sessizce
inliyor, buna rağmen Cenk, “Sus, Ertunç duyacak!” diye Eda’yı
susturmaya çalışıyordu. Bunu duyunca kendi kendime güldüm. Sonra
aklıma ne estiyse kalktım, kapılarına gittim ve anahtar deliğinden
baktım. Eda’nın yüzü kapıya dönük, Cenk’in gibinin üstünde
zıplıyordu. -
5.
0Amından çıktım, tekrar memelerini yalamaya başladım. Ben yaladıkçaTümünü Göster
Ekin’in göğüsuçları dahada sertleşiyordu. Yarağımla dıbına fırça
çekmeye başladım, sokar gibi yapıp Ekin’i delirtiyordum. Sonra
göbeğini, dıbının üstünde belirginleşmeye başlamış olan sık kıllarını
yalamaya başladım. dıbına gelince, dıbının dudaklarını parmaklarımla
ikiye ayırdım, pespembe olan içini ve yanındaki kabarık dudaklarını
yalamaya koyuldum. Ekin altımda bir yılan gibi kıvranıyordu, adımı
sayıklayarak çığlık çığlığa dıbını yalatıyordu bana. dıbının içine
dilimi soktum, sağlı sollu darbeler atarak onu mutlu etmeye
çalışıyordum. Klitorisini dilimle uyarmaya başladım, aynı zamanda 2
parmağım da dıbının deliğinden içeri kayıyordu. Parmaklarımın bir
boğumunu büküp, G noktasını uyarmaya başladığımda, Ekin’in artık
gözleri kaymıştı, başını sağa sola atıyor, anlamsız sesler çıkarıyor
ve titriyordu. En sonunda orgazm olmuş, dıbının tüm sıvıları çıkmıştı
dışarıya. Yaklaşık 1 dakika kasıldı tüm vücudu, ileri geri
titremelerle. Kudurtmuştum kızı. Sonra domalmasını söyledim, aynı işlemi züt deliğine de yapacaktım.
Dört ayak pozisyonuna geldi. Önce amından aldığım sıvıları züt
deliğinin kenarlarına yaydım ve dudaklarımı hafif kıllı züt deliğine
koydum. Delirmiş gibi zütünün her yerine dil darbeleri atıyordum,
kalçalarının yanlarını yalıyordum, zütünü ısırıyor, uçuruyordum
Ekin’i. En sevdiğim şey, bir kızın delirmiş gibi inlemelerini
duymak. gibim artık zonklamaya başlamıştı, gibimin başına okkalı bir
tükürük atıp, züt deliğine bir hamlede soktum. Ekin’den, “Ohhhh!”
diye bir inleme çıktı. Sertçe züt deliğine kaymaya başladım. Ben pompaladıkça, Ekin daha
çok bağırıyordu, artık komşuların duymaması için ağzına yastığı
tıkmıştı. Ama bazen engel olamıyor, “gib beni aşkım, gib zütümü,
daha hızlı pompala!” diye bağırıyordu. Benim aklımda ise o an Şennur
Hanım vardı, o bağırıyordu sanki. Ben gibtikçe Ekin elleriyle daha
çok ayırıyordu kalçalarını. gibimi zütünden tamamen çıkarıp, hızlıca
giriyordum içine. Biraz sert olmaya başlamıştım, poposuna tokatlar
atarak, saçını çekerek Ekin’in zütünü gibiyordum ve yavaş yavaş
zirveye gelmiştim. Ekin boşalacağımı hissettiğinde, elini dıbına attı
ve klitorisini okşamaya başladı. Az sonra ikimiz de resmen anırarak,
ben Ekin’in zütüne, Ekin de eli amında, aynı anda boşalmaya
başladık. zütünden çıktığımda, çarşafın ortası Ekin’in dıbının
sıvıları, döllerim ve tükürükle ıslanmıştı. Resmen yığılarak yattım Ekin’in yanına. Ekin halen nefes nefese bir
şekilde kasılıyordu. Ekin dudağıma bir öpücük kondurarak, “Seni çok
seviyorum, biliyorsun değil mi?” dedi. Ben de öpücüğüne öpücükle
karşılık verdim. Ekin gibiştikten sonra kirli durmaya dayanamazdı, hemen duşa girdi.
Ben yatakta bir sigara daha içerken, aklıma annesinin garbrobunu
karıştırmak geldi. Kalktım, açtım gardrobu. Şennur Hanım’ın
kıyafetleri, iç çamaşırları, sütyenleri, herşeyi karşımdaydı. Öyle
çok iddalı kıyafetler, iç çamaşırları yoktu. iç çamaşırlarının bir
çoğu pamuklu ve dantelliydi. Birkaç tane tanga vardı, bir tanesini
aldım kokladım. Sabun kokuyordu, belki onun kokusu vardır diye
ümitlenmiştim. Annesinin külotunu koklarken, Ekin’in sertçe,
“Napıyorsun?” diyen sesiyle irkildim. Elimdeki külotu fırlatmaya
kadar varan bu korku, Ekin’in yatağa havluyla uzanmasıyla azaldı.
Benden açıklama bekleyen bakışları vardı.“Senin külotlarının nasıl koktuğunu merak etmiştim!” diye
saçmaladım. Ekin de, “Külotlarımın orda olmadığını biliyorsun şapşal
sevgilim benim!” dedi. “Ne bileyim, annelerle kızları genelde aynı
gardroptan giyinirler diye düşündüm…” dedim. Kendimce haklı
bulduğum bir bahane sunmuştum, Ekin de, saf kız, inanmıştı. Ekin
havlusunu açıp, dıbını göstererek, “Aşkım, gerçek kokum burda zaten!
Ergenler gibi külotlarda aramana gerek yok * ” dedi. “Sen nerden
biliyorsun bakayım ergenlerin öyle yaptığını?” dedim. Ekin, “Bir iki
kere ben de muzurluk yaptım, komşuya misafirliğe gittiğimizde,
banyolarına girip kirli sepetini karıştırmıştım, yakışıklı kocasının
külodunu bulabilirmiyim diye!” deyince, ben gülmeye başladım ve
“Bari birşey bulabildin mi?” dedim. “Evet, karısının külodunda
dölleri vardı!” dedi. Gülerek, “Naptın, yaladın mı onları?” dedim.
“iğrençsin, hayvan!” deyip güldü. Daha sonra ben de duşa girmeye karar verdim. Ben duşa yürürken,
arkamdan Ekin, “Kirlilerde iki üç tane külodum olacak, ergenliğin
tutarsa al kokla birini!” diye benle dalga geçiyordu. Acaba
annesinin külotları da varmıdır diye aklımdan geçirdim. içimdeki
şeytana uydum, açtım kirli sepetini. Silme çamaşırdı sepetin içi.
Biraz karıştırdıktan sonra, klagib tipte bir külot buldum. Ten
rengi, biraz genişçe bir külottu bu. Aldım, koklamaya başladım.
Biraz ter, biraz sidik kokuyordu, tek bir tane am kılı vardı.
Ekin’in dıbının kılları bu kadar uzun değildi, bulmuştum aradığım
şeyi. Annesinin külodunu koklayarak, gibime sararak 31 çektim. içine
boşaldığım külodu yine kirli sepetine, ilk bulduğum gibi biraz
derinlere koydum. Sonra duşumu alıp, belimde havlu ile odaya girdim.
Saat 03:00’e geliyordu. Ekin zütünü dönmüş, çoktan uyumuştu, havlusu
sıyrılmıştı. Ekin’e arkadan sarıldım, annesini düşünerek ben de
uyudum. Sabah birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, okullarımıza
gittik. ikimiz de uykusuz ve yorgun olduğumuzdan, o gün birdaha
görüşmedik Ekinle. Ertesi günü çalan telefonla uyandım. Ekin arıyordu. Telefonu açar
açmaz, bana, “Gerizekalı!” diye bir küfür savurdu. Ben daha ne
oluyor demeye kalmadan, Ekin taramalı tüfek gibi hakaret
ediyordu.“Ekin sakin ol! Ne oluyor, söyler misin?” dedim. “Sen
biliyorsun ne olduğunu! Ben yetmiyormuyum sana da, banyoda kirli
külotlara 31 çekiyorsun! Bundan sonra taklu, sidikli külotları sana
yollarım, bir dahada nah gibersin beni, gerizekalı! Ayrıca 31
çektiğin külot ta benim değil, annemin! Mal herif!” deyip kapattı.
Muhtemelen kirlileri çamaşır makinesine atarken, annesinin içini
döllediğim külodunu görmüştü. -
4.
010 dakikadır koridorda bekliyordum. Gelmeyince meraklanmıştım,Tümünü Göster
“Şennur Hanım?” diye seslendim. “Geliyorum, bir dakika!” diye cevap
geldi, ama bir 5 dakika daha geçti. Odasına doğru yürüdüm, kapının
önüne geldim, ses yoktu. içimden kapı deliğinden bakmak geçti.
Eğilip baktığımda, Şennur Hanım yatağın kenarında oturuyordu. Ne
yapıyor bu kadın diye düşündüm, çünkü üstünde sadece bir külotla
öylece oturuyordu. Biraz sonra ayağa kalktı, külodunu çıkardı.
Çırılçıpalktı şimdi. Uzun kıllarla kaplı bir amı vardı. Aynadan
kalçalarına baktı, sıktı kalçlalarını. Gözlerime inanamıyordum,
müthiş tahrik olmuştum, ama anlam veremiyordum tabi ki. Sonra
gardrobun alt çekmecesinde bulunan külotlarından birini almak için
domalınca, kısa bir süreliğine de olsa, arka deliğini de görmüş
oldum. Çekmeceden pembe bir külot aldı, giydi. Sütyenini taktıktan
sonra, üzerine elbisesini giyinirken, ben de ordan uzaklaşıp
koridora gittim, önümdeki kabarıklığı indirmeye çalışarak.
Az sonra odadan çıktı, “Hazırım, çıkabiliriz!” dedi. Kadının
gözlerine bakamıyordum. Birlikte evden çıktık. Arabasına atladık.
Nereye gideceğimi sordu, adresi tarif etmemi istedi. Eve gideceğimi
söyleyip, yolu tarif ettim. Eve dönerken aklımda tek bir soru vardı,
neden yatakta öylece oturuyordu?
Beni evimin önünde indirdikten sonra, kendisi gideceği yere devam
etti. Evde sürekli Şennur Hanım’ı düşünüyordum, kadınla aramda
enteresan bir çekim olmaya başlamıştı, üstelik tanışalı daha bir gün
olmasına rağmen. Sevgilim dediğim bir kızın annesinin bu kadar
özeline girmiş olmak beni utandırıyordu, aynı zamanda çok
heyecanlandırıyordu. Ama anlamadığım tek bir şey vardı, kadın
yatakta o kadar dakika oturup ne yapmıştı? Birşeylerle mi
uğraşmıştı? Yoksa… Evet, beni beklediği ihtimalini de
düşünüyordum, ama neden yapsın ki böyle bir şeyi? Sonuçta daha bir
gün olmuştu tanışalı. Ama bu sürede, görülmemesi gereken herşeyi
görmüştü.
Ekin’i merak etmiştim, evlerinden apar topar ayrılmıştım. Ekin’i
aradım. “Efendim aşkım?” diye herzamanki ses tonuyla açtı. “Seni
merak ettim canım…” dedim. “Ertesi gün hapı kullandım, sorun yok,
ama birdahakine dikkat et! Sen nerdesin, görüşelim!” dedi.
“Evdeyim…” dedim, ama şu anda onu görmek istemiyordum nedense.
“Hastayım…” diye bir bahane uydurdum, belki görüşmekten vazgeçer
diye. Ama umduğum gibi olmadı ve akşam bana bakmaya geldi. Ekin’e
biraz soğuk davranıyordum, aslında ondan da utanıyordum. Bana çorba
yaptı. Biraz kaldıktan sonra evine gitti. Görünüşe göre, Şennur Hanım kızına o konudan bahsetmemişti…
ilerleyen günlerde okullar açılmıştı yeniden, derslerime gidiyordum.
Arada sırada da Ekin’le gece gezmelerine çıkıyorduk. O gecelerin
birinde annesi evde yoktu, Ekin’le annesinin yatağında gibişmiştik.
Annesinin çift kişilik yatağında uzanmış orgazm sonrası sigarası
içiyordum. Ekin de arada sırada bir tane alır yakardı. Göğsüme
uzanmış, sigaralarımızı içerken, Ekin’e annesinin nerede olduğunu
sordum. “Ankara’ya gitti, görüşmesi varmış.” dedi. “Ne görüşmesi?”
diye sordum. “Annem sigorta işi yapıyor, çalıştığı şirketin merkezi
Ankara’da.” diye cevap verdi, sonra başladı annesini anlatmaya.
Annesi 43 yaşındaymış. Gençken evlenmiş, ama şiddetli geçimsizlik
sonucu ayrılmışlar. “Peki annenin hayatında kimse yok mu?” diye
sordum. “Hayır yok, uzun zamandır yok!” dedi. Aslında annesiyle o
konuda birbirimize benziyorduk, ikimiz de eski sevgililerimizi,
eşlerimizi unutamamıştık. Daha çok annesini düşünmeye başlamıştım
artık.Bu yatakta bir süre önce annesini dikizlemiştim. Bunu hatırladıkça
halen heyecanlanıyordum. Ekin de annesine çok benziyordu. ister
istemez annesi aklıma gelmiş ve gibimde kımıldanmalar başlamıştı.
Annesinin o gün giydiği pembe külot geldi aklıma. Ekin’e, “Pembe
külodun var mı?” diye sordum. “Bende yok, ama annemde olacak birkaç
tane. Niye ki?” dedi, “Hiiç. Pembe sana çok yakışırdı,
anneninkilerden birini giysene!” dedim. Kalktı, annesi gibi gardroba
domalarak, annesinin pembe külodunu çıkardı, giydi. Annesinin
kopyası gibiydi. “Yakıştı mı?” diye sorunca, “Harika oldun. Şimdi şu
yatağın kenarına otursana!” dedim, oturdu. Ben de elim kalkmış
gibimde odadan çıkarken, “Nereye?” dedi. “Geliyorum hemen!” deyip
çıktım ve kapıyı kapadım. Sanki o anı tekrar yaşamak istiyordum.
Biraz kapının önünde oyalandım, sonra elim gibimde girdim içeri.
Ekin yatağın köşesinde oturuyor ve neden böyle birşey yaptığımı
soran bakışlarla bana bakıyordu. Birşey demeden yanına oturdum,
dudaklarını öpmeye başladım. iri ve dolgun dudaklarını öperken
elimle belinden tuttum. Sanki Şennur Hanım’la öpüşüyordum. Ekin
yavaşça bacaklarını belime doladı, kucağıma oturdu ve öpüşmeye
başladık. Bir hamlede Ekin’i altıma aldım, külodunu indirip ama tam
olarak çıkartmadan, irileşmiş gibimi Ekin’in sürekli ıslak olan
dıbına soktum. Dudaklarım dudaklarında, yavaşça ileri geri yapmaya
başladım. Dillerimiz birbirine dolaşmıştı. Yatağın gevşeyen yayları
gacur gucur sesler çıkarırken, benim dilim Ekin’in, iri ve
kahverengi göğüs uçlarını bulmuş, gibim de dıbının derinliklerini
dövmeye başlamıştı. Ben dıbına soktukça, Ekin inliyor, saçlarımdan
asılarak başımı göğüslerine daha çok bastırıyordu. -
3.
0Benim açımdan, Ekin’le birlikteliğimiz, tamamen ciks partnerliğineTümünü Göster
dönüşmüştü. Ama Ekin benle ciddi düşünüyordu. Ben de artık eski
sevgilimi asla unutamayacağımı düşünüyordum. Kaderime razı bir
şekilde Ekin’le gün geçtikçe dahada ciddileşen bir ilişki
yaşamaktaydım. ilişkimden ailemin haberi vardı. Annemler geldiğinde,
Ekin’le tanıştılar. Annemler izmir’den ayrılırken çok mutlulardı,
Ekin’i gelinleri olarak görmeye başlamışlardı. Ben ise mutlu
görünmeye çalışıyordum. Hikayemin asıl ilginç tarafı, Ekin’in beni annesiyle tanıştırmasıyla
başladı. Ev arkadaşım evde uzun süreler geçirmeye başladığından,
Ekin beni evine davet ediyordu, annesi evde olmadığı zamanlarda
doyasıya ciks yapıyorduk. Bir gün, öğlen vakti, Ekin’in evinde
buluştuk. Yaklaşık 3 saatlik ciksimizden sonra, üzerimizi giyinmiş
halde Televizyon izlerken, annesi gelmişti. Böylece annesiyle
tanışmış oldum. Annesi Şennur Hanım, 40’lı yaşlarda bir kadındı.
Ekin’e inanılmaz benziyordu, dolayısıyla eski sevgilime de. Çok hoş
sohbet bir kadındı. O gün gece 23:00’e kadar oturduk, sohbet ettik.
Eşinden boşanmıştı. O konulara fazla girmesek te, o gün çok güzel
sohbet ettik. Eve gitmek istediğimde, annesi orda kalmamı teklif
etti. Her ne kadar ben bunu istemesem de, o gece orda kalmama karar
verildi. Misafir odasına yattım, uyumaya çalışıyordum. Ekin de odasına gitmiş
yatmıştı. içerde annesi halen Televizyon izliyordu. Derken
Televizyonun sesi kapandı, annesinin karşımdaki yatak odasına
girdiğini gördüm. Yaklaşık 10 dakika sonra Ekin ayaklarının ucunda
yürüyerek odama girdi. Çok şaşırmıştım, ama neden geldiği belliydi.
Hemen kucağıma oturup, dudaklarıma yapıştı, yatakta hızlı bir
sevişmeye başlamıştık. Boynunu öpüyor, sonra tekrar dudaklarına
dönüyordum. Ekin’in iri göğüslerini emmeye başladığımda kısık sesle
inlemeye başlamıştı bile. Sertleşen gibimi eşofmandan çıkardı, kendi
eşofmanını ve külodunu indirdi ve bir hamlede yarağımı dıbının içine
aldı. Yavaş yavaş zıplıyordu gibimin üstünde, çok kısık bir şekilde
inleyerek. Hırkasını ve içindeki tişörtü iyice yukarı sıyırmıştı,
göğüsleri sallanıyordu. Kafasını geriye atmış, dıbının içindeki gibin
zevkini çıkarıyordu. Zıplamaları arttı Ekin’in, ben de oluruna
bırakıp, gözlerimi kapatmış, sevişmeye başlamıştım. Yaklaşık 20 dakikadır kucağımda gibişiyorduk, artık zirveye
geliyordum. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde alttan dıbına
pompalarken, Ekin titremeye başlamıştı. ikimiz aynı anda
boşalacaktık. Ekin, “Sakın içime boşalma ne olur!” diye inliyordu,
ama ben boşalmaya başlamıştım. Kendimi durdurmaya çalışıyordum,
ancak döllerimle çoktan Ekin’in dıbının içini doldurmuştum. Gözlerimi
açtığımda, kapıda dikilen annesinin bakışlarıyla karşılaştım.
Ekin’in sırtı kapıya dönük olduğundan farkında değildi. Annesi
birşey demeden, gölge gibi sessizce uzaklaştı. Ekin’e bu durumdan bahsetmedim. içimde çok büyük bir korku
oluşmuştu. Ekin’in titremeleri geçince, aceleyle üstümden kalktı,
külodunu ve eşofmanını çekti, iri memelerini tişörtüne yerleştirdi
ve yavaşça odamdan çıkıp, tuvalete girdi. Büyük bir ihtimalle
içindeki döllerimi çıkartmaya gitti. ilk ciksimizden beri hep
korunuyorduk, ilk korunmasız ilişkimizde içine boşalmıştım Ekin’in.
Ama her şeyden önemlisi, annesi beni Ekin’i giberken görmüştü,
“içime boşalma!” diye inleyen Ekin’i de…Utancımdan ve suçluluk duygusuyla, sabaha karşı, kimse uyanmadan
sessizce çıktım evlerinden. Eve kadar yürüyerek gittim, yolda hep o
anı düşündüm. Yaklaşık 1 saat sonra evdeydim. Eve girince hemen
elimi yüzümü yıkadım, yetmedi, duşa girdim. Duştan sonra bir sigara
içip, yatağa uzandım. Olanları düşünürken uyuyakalmışım. Uyandığımda öğlendi. Kalktım, birşeyler yedim. O sırada telefonum
çaldı. Ekin evden arıyordu. içimde büyük bir korkuyla açtım, ama
telefondaki Şennur Hanım’dı. Konuşurken sesim titreyerek çıkıyordu.
Cüzdanımı orda unutmuşum. Eve yürüyerek geldiğim için cüzdandan da
haberim yoktu tabi. Gidip almam gerekiyordu, yapacak birşeyim yoktu. Evlerine gittiğimde, Şennur Hanım kapıyı açtı, “Hoşgeldin canım, cüzdanını unutmuşsun!” deyip beni içeri davet etti. “Yok girmeyeyim,
gitmem lazım…” gibi cümlelerim işe yaramadı tabii. Şennur hanım,
yeni demlenmiş çayı olduğunu, bir bardak içip öyle gitmemde ısrar
edince, mecburen içeri girdim, oturdum kanepeye. Ekin yoktu
ortalarda, “Ekin uyuyor mu?” diye sordum. “Hayır canım, bir işi
varmış arkadaşlarıyla, oraya gitti.” dedi. O gün Ekin’in bir
kampanya için okula gideceğini unutmuştum, “Hatırladım…” dedim.
Şennur Hanım birer bardak çay doldurup getirdi, karşılıklı oturup
çaylarımızı içmeye koyulduk. Utancımdan sesim soluğum çıkmıyordu. Sessizliği Şennur Hanım bozdu, havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Biraz gevşemiştim. Annesi o konuyu açmayınca, (Belki bizi görmedi,
belki bana öyle geldi?) diye düşündüm bir an. Ama emindim, kadın
resmen kapının aralığından bakıyordu bize ve tam Ekin’in içine
boşaldığım anda görmüştü. Çayımı aceleyle içip, bardağımı mutfağa
zütürdüm ve gitmek için müsaade istedim. Kendisi de dışarı
çıkacakmış, “Nereye gidiyorsan bırakayım! iki dakika bekle, hemen
hazırlanırım!” dedi. Cevabımı beklemeden, hazırlanmak için içeri
gitti. - 2.
-
1.
0Lisenin son senesinde sevgilimle gerçekten güzel bir ilişkimizTümünü Göster
vardı. Yaşına göre oldukça olgundu sevgilim, ben de öyle bir yapıya
sahip olduğum için ilişkimiz çok güzel gidiyordu. Üniversite
sınavları açıklandığında, sevgilim yaşadığımız şehirde kalmış, ben
izmir’in yolunu tutmuştum. Ailemle de tanışıyordu sevgilim, ama
ailem bu şekilde bir ilişkiyi devam ettireceğimi düşünmüyordu.
Tek başıma ev tuttum izmir’de. Üniversite hayatıma alışmaya
çalışıyordum, ama çok tanıdığım yoktu. Üstelik yalnız yaşamaktan
sıkılıyordum. Sevgilim geliyordu izmir’e, bir gece bende kalıp
ertesi gün dönüyordu geri. Bazen ben gidiyordum, görüşüyorduk
sevgilimle. Ancak, uzun mesafe ilişkileri yürümez diyen ailem haklı
çıkmıştı. Telefonda bitmek tükenmek bilmeyen kavgalarımız sonucu,
bir gün sevgilimin yanına gittim. O gün ayrılık kararı almıştık,
izmir’e geri döndüm. Günlerim derslere girmekle geçiyordu. Okul ve ev arasında gidip
geliyordum. Gerçekten etkilemişti ayrılık beni. Bir süre sonra,
yavaş yavaş ister istemez arkadaş edinmeye başladım. Davet edildiğim
bir arkadaş ortamında Ekin’le tanıştım. Ekin’de sanki ayrıldığım
sevgilimi buluyordum, inanılmaz derecede olan benzerliği yüzünden
beni kendine çekmişti. Aynı esmer yüz, aynı boy, gören kardeş
sanırdı Ekin’le eski sevgilimi. Ekin’le flört etmeye başladık, bir
süre sonra artık elele geziyorduk her yerde. Çıkma teklifine gerek
bile kalmadan sevgili olduğumuzu bir arkadaş ortamında öpüştüğümüzde
anlamıştım. O günün devamında Ekin bende kalmıştı. O gece çok ateşli
bir ciks yaptık, ama sanki ciks yaptığım kız Ekin değil, eski
sevgilimdi. Okulum yaz tatiline girdiğinde ben izmir’de kalmaya karar vermiştim.
Pgibolojik olarak kendimi Ekin’i sevmeye zorluyordum. Annemler her
ne kadar çağırsa da, gitmek istemiyordum. Çünkü o şehir zaten
küçüktü ve her yerde eski sevgilimle anılarımız vardı, o anılardan
korkuyordum belki de. Ekin’le ilişkimiz (en azından onun açısından)
gayet güzel gidiyordu. Yavaş yavaş Ekin’le vakit geçirmekten zevk
almaya başlamıştım, ama bir şeyler halen ekgib gibiydi. Ekin
çocuksuydu, sanki halen olgunlaşamamıştı. Liseli kızlar gibi trip
atıyordu, ama kendini affettirmeyi bir şekilde başarıyordu. O
günlerde, eski sevgilimin yeni sevgilisi olduğu haberi beni iyice
mahvetmişti. Artık Ekin’i sevmeye çalıştığımı anlıyordum, ama
kendime bile söyleyemiyordum bunu. Her sorana, “Ekin’i seviyorum!”
diyordum, sanki eski sevgilimden intikam alırcasına. Evet Ekin’le iyi anlaşıyorduk, gülüyorduk, eğleniyorduk ve yatakta
harika zamanlar geçiyorduk. Ekin’in, her erkeğin hastası olduğu
fantazileri vardı. Benim fantazim ise anal ciks, inanılmaz derecede
tahrik edici buluyorum anal ciksi. Hatta o kadar ki, ilk gittiğim
huurya, fark olarak 200 lira daha verip, zütünden gibmiştim.
huur bile ilk başta anal ciksi istememiş, ancak bir seanstan 500
lira gibi bir para kazanınca, sırf para için vermişti hiçbir
müşterisine vermediği daracık zütünü. Ekin’den zevk almamın sebebi sanırım oydu, anal ciksi çok severek ve
isteyerek yapıyordu. Enteresan bir şekilde, anal ciksle bağlanmıştım
kıza. Benim evde bol bol zütten gibiyordum Ekin’i. Ancak kiranın,
öğrenci bütçemi sarsmasından dolayı, yanıma mecburen bir ev arkadaşı
aldım. Ev arkadaşım evde olunca, Ekin’le çok sık ciks yapamaz olduk.
Ben rahatsız oluyordum ve Ekin de çekiniyordu. Sonuçta ne kadar
rahat gibişebilirsiniz ki, yan odanızda ev arkadaşınız otururken?
-
kayra panelden adres buluyor
-
kayra tek basina incicilerin ozeti hersey
-
hayat artigi yani deyyusi kebir öldürecem seni
-
bora gözün arkada kalmasıın
-
cccrammsteinccc buraya gel acill
-
havuca saç ektim
-
kayra burda uslu uslu takiliyodu
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 17 01 2025
-
kayra valla mal amg
-
izmirde 60 yıllık boyozcuya çökmüşler
-
560binlik panpam gitti herkes birbirine düştü
-
nefret31 ayağını denk al
-
mavi ruhlu adam selamün aleyküm kardeşş
-
sözlükte çok fazla kafası gidik adam var
-
nefret31in babası geberincee
-
benim ya futbolcu ya da dovuscu fln olmam
-
ooo kavga mı var gençler
-
inceller sizi s
-
tamam kayra videoyu çektiysen o meyve bıçağını
-
mını gibim herşeyim var
-
wow girle yazdıklarım kime dert olmuş la
-
bir lyrica atıp kendime geleyim
-
ao smith su aritma cihazi
-
gram altın ne kadar olduğunu öğren
-
murat cemcir ayak bağıydı ayrıldığı iyi oldu
-
makarasla bana asyadan tetikçi
-
gotcapsivarmı nın karısı konstant tarafından
-
az cok diyip
-
abdullah ucmakdan gotcpsivarmi yorumu
-
tas kafa elemanlara veren kadınlar
- / 2