1. 1.
    +2
    köylüden işçiden emekçiden ve ezilenden yanaydı.
    ···
  2. 2.
    +1
    sahabelerden biridir.
    ···
  3. 3.
    +1
    çok haklısın la yavşağım. helal olsun şeriati'den okumak lazım bir de ebu zerr'i
    ···
  4. 4.
    +1
    en delikanlı ve vatansever milliyetçi, amerikan düşmanı sahabedir.
    ···
  5. 5.
    +1
    mermer yediği günler olmuştu.ama o yılmadı, çalıştı ve şimdi uluslararası bir şirketin ceosu
    ···
  6. 6.
    +1
    bu başlığı ekşi sözlüğe hibe edelim..
    ···
  7. 7.
    +1
    aferin la harbi efendi çıktınız
    ···
  8. 8.
    0
    kesinlikle milliyetçi değildir çünkü islamda ırçılığın yeri yoktur

    Ashab-ı Kiramın önde gelenlerinden Ebu Zer ile Bilal-i Habeşi arasında bir tartışma yaşandı. Tartışmanın etkisiyle Ebu Zer kendine hakim olamadı ve Bilal'e "Ey siyahın oğlu" deyiverdi. Bu söz renginden dolayı hor görülen Bilal'i derinden yaraladı. Yara gün geçtikçe büyüdü ve Bilal bu yaraya dayanamadı Efendimiz (s.a.V.)'e geldi ve şikayetini söyledi. Efendimiz (s.a.v.) son derece rahatsız oldu ve hemen Ebu Zer'i çağırttı. Ebu Zer geldiğinde

    Peygamberimiz (S.a.V.): "Ya Ebu Zer! Sende hala cahiliye kalıntıları görüyorum. Kişi hiç anasından dolayı kınanır mı?' diye sordu. Ebu Zer (r.a.) yapmış olduğu hatanın bu kadar derin yaralar açacağını düşünememişti. içine pişmanlık ateşi düştü. Ne yapıp edip Bilal'in gönlünü almalıydı. Sabahın seher vaktinde Bilall'in evine vardı. Yüzünü Bilal'in eşiğine koyarak uzandı. Az sonra Bilal kapısını açtığında Ebu Zer'i yüzü eşik üzerinde olarak gördü.
    Bilal-i Habeşi:
    - Bu ne haldir ya Ebu Zer! Lütfen hemen kalk!
    Ebu Zer:
    - Ya Bilal kesinlikle kalkmayacağım. Ancak o siyah ayağını yüzüme sürersen o zaman kalkarım diye karşılık verdi.
    Bilal:
    - Ya Ebu Zer sen ne diyorsun! Lütfen kalkar mısın?
    Ebu Zer:
    - Asla! Ancak ayağını sürersen!
    Bilal anladı ki Ebu Zer kalkmayacak. Çaresiz kaldı ve ayağını hafifçe Ebu Zer'in yüzüne sürdü bunu yaparken de gözyaşları döküıüyordu. Bilal ayağını sürer sürmez Ebu Zer de kalktı ağlayarak kucaklaştılar kardeşlik havasını derin derin teneffüs ettiler
    ···
  9. 9.
    0
    peygamberimize göre göklerdeki ünü yerdekinden daha yaygın olan yüce şahsiyet. islam dini kullanılarak 300 bin liraya makam odası yenilenmesin diye canını vermiştir.
    ···
  10. 10.
    0
    anarşist diyorlar araştırcam
    ···
  11. 11.
    0
    ebu zerr ile ilgili yazmamın sebebi şu anki durum ile hz. osman dönemindeki müslümanların şatafatlı hayatının birbirine çok benzemesi.
    ···
  12. 12.
    0
    zamanının ilk büyük devrimcilerinden ve milliyetçilerinden. yaşasaydı bugün mhp'ye oy verirdi.
    ···
  13. 13.
    0
    Soyundan gelenler
    Ebu Zer'in torunu Yahya ve büyük torunu Akil Kerbela muharebesinde şehit düşmüştür. Akil'in soyundan gelenler, günümüzde hala Gifari soyadını taşıyan insanların yaşadığı iran'a göç etmiştir. Ebu Zer'in soyundan geldiğini iddia eden, iran'ın Keşan kentinde yaşayan Gifari ailesi çok sayıda politikacı ve aydın yetiştirmiştir. Bunların arasında Kerim Han Zend yönetimi (1760 - 1779) esnasında Keşan, Natanz ve Kum valisi Muezzin; ressam Kemal el-Mülk ve iran'ın Fransa Büyükelçisi Faruk Han Emin Ed-Doleh de vardır.
    --alıntı wikipedia
    ···
  14. 14.
    0
    Şiî rivayetlere göre Ebu Zer
    Şiî rivayetler, Ebu Zer'i, Selman el-Farisi, Mikdad ve Ammar bin Yasir ile birlikte en büyük ve en sadık sahabilerden biri olarak addetmektedir. Medine'ye hicret esnasında Suriye'deydi ve daha sonra Medine'deki Müslümanlara katılmıştır. islam peygamberi muhafazid o zaman Medine kapılarında onun gelişini beklemiştir. Uzaktan gelen bir gölgeyi gördüğünde, ona "Ebu Zer ol" demiştir. Peygamberin ölümünden sonra sahabede Ebu Bekir'i destekleyenler ve peygamberin Gadir-i Humm denen bir yerde yaptığı konuşmada "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır" sözlerine dayanarak Ali bin Ebi Talib'den başkasını kabul etmeyenler arasında bölünme meydana gelmiştir. Ebu Zer Ali'nin en güçlü ve bilgili dostlarından biri olup yeni yönetime karşı sözlerle mücadele etmiştir, zira imam Ali ümmmetin bölünmemesi için kılıç kullanmaktan çekinmişti. Ebu Zer önceleri Şam vilayetine sürgüne gönderilmiş ve böylece Muaviye'nin kontrolü altındaydı. Şam vilayetinde (bugünkü Lübnan ve Suriye toprakları) Şiî inancını yaymaya başlamıştır ki halen bugün özellikle yaşadıı güney Lübnan'da Şiî inancı yaygındır. Orada Muaviye'ye karşı mücadele etmiştir. Bunun üzerine Muaviye Osman'a artık Ebu Zer'i tutmaya tahammülü olmadığını ve onu Osman'ın himayesine geri göndermek istediğini bildiren bir mesaj göndermiştir. Bunun üzerine Osman onun Medine'ye eyersiz bir at üzerinde geri gönderilmesini emretti. Medine'ye döndükten sonra, Osman daha önce Muaviye gibi aynı sorunlarla karşı karşıya kaldığından, Ebu Zer'i daha sonra açlıktan öleceği Rabaza diye bir yere sürgüne göndermiştir. Müslümanlar halifenin gücünden korkarlardı. Bunun için sadece bir kaç sadık dostu onu yolcu etmiştir. Bunlar Ali bin Ebu Talib, kardeşi Akil, oğulları Hasan ve Husain ve büyük sahabelerden Ammar bin Yasir.

    Ali bin Ebu Talib onu yolcu ederken şöyle demiştir:

    Ebu Zer, sen Allah için çok öfkelendin. insanlar senin dinin hakkında endişe ediyor, sense onların dini hakkında endişe ediyorsun. Bırak, onların endişe ettikleri senin elinde kalsın ve onlardan endişe ettiğin şeylerle kurtul. Ve senden esirgedikleri şeylere ihtiyacın yok. Yarın kimin galip olacağını bileceksin. Ebu Zer, seni mutlu eden tek şey haktır, seni kızdıran tek şeyse yalan.

    Akil dedi ki: Seni sevdiğimizi biliyorsun ve sen de bizi seviyorsun. Allah'tan kork, zira Allah korkusu selamettir. Ve sabırlı ol, zira sabır cömertlik demektir.

    Ve peygamberin torunu, Hasan bin Ali dedi ki: Amca, Resulullah ile karşılaşacağın güne kadar sabret. O senden memnun olacaktır.

    Husain bin Ali dedi ki: Amca, Allah'tan sabır ve galibiyet dile.

    Ammar bin Yasir gözyaşı içinde dedi ki: Allah seni öfkelendirenleri sevindirmesin. Sana sıkıntı verenlere de aman vermesin. Allah'a ant olsun! Onların dünyasını tercih etsen onlar sana aman vereceklerdir. Ve onların hareketlerinden memnun olursan, onlar seni seveceklerdir.

    Ebu Zer ağlayarak şöyle dedi: Rahmet ehlinin fertleri, Allah'ın merhameti hepinizin üzerine olsun. Sizleri gördüğümde, Allah'ın resulünü hatırlıyorum.

    Ebu Zer, karısı ve kızıyla birlikte El-Rabaza çölüne gitti. Efendisi peygamber muhafazid'in sözlerini hatırlıyordu: Ebu Zer, Allah sana merhamet etsin. Sen yalnız yaşayacaksın, yalnız öleceksin, yalnız diriltileceksin ve cennete de yalnız gireceksin.

    Peygamber muhafazid onun hakkında şöyle demiştir: "Ebu Zer ümmetimde züht ve dindarlıkta isa ibn Meryem gibidir."
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    Sünni rivayetlere göre Ebu Zer
    Bir hadisin rivayet zinciri Ebu Zer'e isnat edilmektedir. Kendisi ilk Müslümanlardan, halis bir mümin, dürüst bir adam ve hatalı davranışlara çekinmeden karşı çıkan biri olarak bilinmektedir. Sünni rivayetlere göre, kaba, tahsilsiz bir bedevi olup yüksek bir makamda olmamıştır fakat ümmet'e elinde ne varsa feda ederek hizmet etmiştir.

    islam peygamberi muhafazid'in ölümünden sonra, Suriye çölüne yerleşip, Ebu Bekir ve Ömer'in hilafeti boyunca orada kalmıştır.

    Osman'ın hilafeti süresince Şam'da kalmış ve orada Müslümanların, dünya zevklerine heves ederek islam'dan uzaklaşmalarına tanık olmuştur.

    Bu duruma üzülen ve tiksinti duyan Ebu Zer'i Osman yeniden Medine'ye gelmeye davet etmiştir. Ancak burada da halkın dünya malına ve zevklerine meyli onu yaralamıştır.

    El-Rabaza

    Osman onun için Medine yakınlarında küçük bir yerleşim birimi olan El-Rabaza'ya gitmesini emretmiştir. Ebu Zer burada insanlardan uzak bir şekilde hayatını sürdürmüş ve muhafazid'in sünnetine sarılmıştır.

    Rivayete göre onu ziyaret eden bir adam ona şöyle sormuş: "Senin malların nerede?"

    Ebu Zer şöyle cevap vermiş: "Ahirette bir evimiz var, servetimizin arasından en iyisini oraya göndeririz."

    Soruyu soran adam Ebu Zer'in neyi kastettiğini anlamış ve bu sefer şöyle demiş: "Ancak bu dünyada bulunduğun sürece bir takım varlıkların olması gerekir."

    Ebu Zer bunun üzerine, "Bu dünyanın sahibi bizi burada bırakmayacaktır", diye cevap vermiş.

    Aynı şekilde Suriye emiri Ebu Zer'e geçimi için 300 Dinar para gönderdiğinde, Ebu Zer "Emir bu parayı benden daha fazla hakkedecek bir kul bulamaz mıydı" sözleriyle iade etmiş.

    Ebu Zer sade yaşdıbına devam ederek hicri 32 yılında ölene kadar kendini Allah yoluna adamıştır.
    ···
  16. 16.
    0
    islam Peygamberi muhafazid'in Vefatından Sonraki Hayatı
    Ebu Zer, Peygamberin vefatından sonraki halifelik ihtilafında Ali ibn Ebi Talib'in sadık bir destekçisiydi. Tanınmış Şii ve Sünni tarihçiler bu konuda mutabıktır.

    Tarihçi Wilfred Madelung'a göre, Ebu Zer, Osman bin Affan'ın hilafeti esnasında halifenin gözünden düşmüştür. Osman bin Affan kendi akrabalarını islam Devleti'nin değişik vilayetlerine vali olarak tayın ediyordu ve onlara beytülmal'den para kaynağı sağlıyordu. Ebu Zer bu davranışın islam'ın prensiplerine aykırı olduğunu görüşünü savunuyordu.

    Osman, ifrikiya Gazvesinden (27 h./647 m.) elde edilen ganimetten alınan Hums vergisinden kendisi gibi Emevi kabilesinden olan kuzeni Mervan bin el-Hakem'e 500.000 Dirhem, Haris bin el-Hakem'e 300.000 Dirhem ve Medineli Zeyd ibn Sabit'e 100.000 Dirhem verince, Ebu Zer Medine'de bu uygulamaya karşı çıkmaya başlamıştır. Zenginlikleri biriktirenleri cehennem ateşini vaat eden Kuran ayetleri okumuştur. Mervan bunun üzerine Ebu Zer'i Osman'a şikayet etmiş ve Osman Ebu Zer'i ikaz etmek amacıyla ona kendi hizmetçisi olan Natil'i göndermiştir, ancak Natil Ebu Zer'i ikna etmeyi başaramamıştır. Osman bir süre Ebu Zer'in muhalefetine sabretmiş, ta ki Ebu Zer halifenin huzurunda, halifenin beytülmal paralarını kullanma usülünü destekleyen Ka'b el-Ahbar'ı kızgın sözlerle yerene kadar. Bunun üzerine Osman Ebu Zer'i azarlamış ve kendisini Şam'a göndermiştir.

    Ebu Zer Şam'da da tavizsiz tutumundan vaz geçmeyerek, Osman'ın yeğeni ve Şam vilayetinin valisi olan Muaviye bin Ebu Sufyan'ın şaşaalı yaşam tarzını ve savurganlığını tenkit etti. Bunun üzerine Medine'ye geri gönderildi. Beytülmal'dan yapılan usülsüz harcamalarını yine de tenkit etmekten vazgeçmeyince, doksan yaşlarındayken haksız bir şekilde Medine çölü yakınındaki El-Rabaza kentine, eyersiz bir deve üzerinde, sadece tek kızı refakatinde sürgüne gönderildi.

    Madelung'a göre, Ali bin Ebi Talib, Osman'ın ilk Müslümanlardan ve Peygamber'in en sevdiği sahabilerden olan Ebu Zer'i cezalandırmasını kınamıştı. Ali'nin bu tutumu, halife yasakladığı halde Ebu Zer'i kent sınırına kadar eşlik edip, onu en iyi dileklerle ve hürmet göstererek sürgüne göndermesinden de anlaşılmaktadır. Ebu Zer'e iyi davranmak için halifenin yasağını çiğnemeyi göze almıştı.

    Ebu Zer'in ölümü Osman'ın askerleri tarafından aldığı darpların etkisiyle ya da çölde açlıktan olmuştur. Bir rivayete göre, Peygamber muhafazid Ebu Zer'in bu hazin sonunu öndecen bu sözlerle haber vermişti: "Allah sana merhamet etsin, ya Ebu Zer! O yalnız yaşayacaks, yalnız ölecek ve yalnız diriltilecektir."
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    0
    Gençliği
    islam dinini kabul etmeden önceki yaşamı hakkında çok az şey bilinmektedir. Ebu Zer çok ciddi bir genç adam, dünya nimetlerinden uzak ve islam dinini kabul etmeden önce bile tek tanrılı inanca sahip biri olarak tarif edilmektedir. Kabilesi küçük ve fakir olduğu için, Mekkeliler arasında yüksek bir mevkiye sahip değildi. Gifar kabilesi, Mekke ve Medine'nin batısında kurulmuş olan Kinane kabilesinin bir koluydu.

    Ebu Zer hakkında yaygın söylentilere göre kabilesinin geçim kaynağı bölgeden geçen kervanların soyulmasına dayanmış, ancak Ebu Zer çoban olarak fakir ama dürüst bir hayat sürdürmeyi tercih etmiştir. Mekke'de ortaya çıkmış yeni bir peygamberin haberini alır almaz, peygamberlik iddiasında bulunan bu kişiyi bulmak için Ebu Zer kardeşi ile birlikte Mekke'ye doğru yola koyulur. Hak dini arayan genç adam tereddüt etmeden yeni dini kabul eder ve vakit kaybetmeden o zamanlar putperest bir dinin merkezi olan Kabe'nin önünde yeni inancı hakkında şehadet getirir. Mekke müşrikleri kendisini bu küstahlığı için döver. Kabilesine döndükten sonra, başkaların da islam'ı kabul etmesini sağlamış ve islam Peygamberi muhafazid'in Medine'ye hicretinden sonra ya da Hicret'te (M.S. 622) muhafazid'e katılır.

    Erken dönem Müslüman tarihçi Taberi'ye göre, Ebu Zer islam'ı kabul eden dördüncü ya da beşinci kişidir. Diğer bazı erken Müslümanlar da aynı iddıada bulunsalar da, islam'a geçiş sırası hiçbir zaman tam olarak netleştirilmemiştir. Ancak erken Müslümanlardan olduğu konusunda şüphe yoktur.
    ···
  18. 18.
    0
    Cundub bin Cunade bin Sekan (Arapça: جُندب بن جَنادة), lakabı Ebu Zer, Ebu Zer el-Gifari (Arapça: أبو ذر الغفاري) islam'ı ilk kabul eden sahabilerden biriydi. islam Peygamberi muhafazid kendisine Abdullah adını vermiştir. Beni Gifar kabilesindendi. Doğum tarihi bilinmemektedir. M.S. 652 yılında, Medine çölü yakınlarındaki El-Rabaza kentinde ölmüştür.

    Ebu Zer zahitliği ve aynı zamanda üçüncü halife Osman Bin Affan'a karşı muhalif tutumu ile bilinmektedir. Şia mezhebi onu, Ali Bin Ebu Talib taraftarları erken Şii Müslümanlardan olan Dört Sadık Sahabi'den biri olarak addetmektedir.

    Ebu Zer, islam peygamberi ile birlikte Mekke'den Medine'ye hicret eden Muhacir Müslümanlardandır.

    Türkiye'de, Adıyaman ilinin Ziyaret köyünde Ebu Zer'e ait olduğu iddia edilen, Osmanlı Sultanı IV. Murat tarafından Bağdat seferi dönüşünde inşa ettirilmiş olan bir türbe bulunmaktadır.
    ···
  19. 19.
    0
    Şuan ki zengin müslümanlar ebu zerri umursamazlar.
    ···