bu sefer farklı günahlar yüzünden cehenneme kömür gönderecem sanırım.
mazeretim var. hepsi ebru için. sevda için.

nereyi soyayım, kimi gasp edeyim?

silahlı soygun ile gecenin bir yarısında milletin evini gizlice soymak arasında fark vardır. biri şerefsizce ama erkekçedir, diğeri ise hem şerefsizce hemde kancıkça.

aslanın zebranın hayatını çalması, çakalın aslanın avladığı zebrayı sinsice kapıp kaçması. işte fark aşağı yukarı böyle.

aklıma o gün düştü o fikir. sürekli saçma sapan şeyler düşünüyorum.

faliyete geçirmediğim günahlar için tövbe-tövbe diyip düşünmeyi bırakıyorum. düşünceler beni bırakmıyor.

yapacak hiç bi aktivitem yada planım yok, sadece düşünüyorum.
arkadaşınla beraber, arkadaşının akrabalarını ziyarete gidersinde, yrak gibi yabancı kalırsın ortama. ortada boş boş durursun, muhabbete yancı olmak istersin,ne yapacağını bilemezsin ya işte öyle bir boşluktayım.
g öt donduran bi bankta otururken, bankın ıslak olduğunu fark edemeyip oturdum. pantolum ıslandımı diyip arkayı kontrol ederken arka cebimde 5 lira fark ettim. gözlerim parladı. kötü zamanda gelen 5 lira iyi zamanda gelen 5 milyardan iyidir. gidip bi yerde sıcak bişeyler içeyim dedim.

starbaksa gittim. şaka lan mahalle kahvehanesine gittim. cepte yükte hafif, aynı zamanda pahadada hafif 5 lira var. kahvehaneden başka bi yerede gidemezsin o parayla. zaten her nedense bütün p iç fikirler orda geliyor aklıma.

kısaca kahvehane tanımı;

kahvehaneler ananın değilde annenin a mına koyimdiyen kibar gençlerin tiskindiği yerlerdir.

mahalle kahvehanemizde kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışan onlarca insan var. geçip oturursunuz 5-10 dakika sonra biri yeni bi fikirle yanınıza gelir ve sizinle bu işe girişmek istediğini söyler.hep girişim yapmak isterler ama icraat sıfır.cem yılmazın doritos rekldıbını düşünün.

içeri girdim. kapıyı açar açmaz yüzüme umutsuzlukla karışık sigara dumanı çarptı.

bu sözü ben sçıyorum beyler;

umut, umutsuz insanlar içindir. mutlu insanların umuda ihtiyacı yoktur.

yukarda ne dediğimi bende anlamadım. sadece karizmatik olmaya çalışıyorum bilirsiniz.

burnumu sızlatan sigara dumanımı yoksa duman sızdıran soba borusu mu?
belkide ebru aklıma geldi diyedir.

öperken kokusunu çektiysen, özlerken burnun sızlar.

buraya işe yaramazlar ve umutsuzlar lokali diye isim koymaları gerek.bu yaşıma kadar kahvehanede kahve içen adam görmedim.
burdaki kıdem sıralaması dişin sarılığına göre sanırım. mekanın daimi müşterileri en sarı dişe sahip adamlar. adamların çay içmekten sararmış dişleri, paralı altın diş sahibi adamların dişleriyle renk rekabeti yapacak kadar sarı.

mahalle arkadaşlarımla dargınım.bi kaçıyla aram iyi onlarda fırlama tipler. fırlamaları sevmem.o fırlamalardan birine takıldı gözüm.oda beni gördü ama muhabbete girmemek için gözlerimi kaçırdım.
bu tipleri bilirsiniz. herkesin kızına teklif sunar, parası olmasına rağmen para ister, olduk olmadık yerde patavatsızca konuşur, yalçın çakırın yalan makinasını patlatacak güçte karı kız ve kahramanlık hikayeleri anlatır.

masasından kalktı yanıma geldi. haydi bide bunla uğraş.

fırlama:oo tipsiz hiç sormuyosunda ha kankii.

kanki nizin amk.bu mu lan çılgın gençliğimiz. dejenere olmanız skimde değil. sorun kalitesiz olmanız. gidin kasap havası eşliğinde, kedi kanı içerek bakire kız kesin umrumda değil ama kaliteli olun. geliştirin lan kendinizi. jargonunu sktiklerim.

bu pzevenkle ne zaman muhabbete girsem kendimi bi anda ya bi kavgada yada bir günahın içinde buluyorum. illegal piyasaya hakimdir bu,biraz çıtlatsam bi kaç bağlantıyla para bulabileceğim bi maceraya sokar beni ama tereddütdeyim.yok hiç gerek yok.boşver tipsiz zaten deniz seviyesindesin iyice batırma kendinidiyorum kendime.

durgun gözlerle biraz çocuğu süzdüm. çocuk hafif bozuldu. ardından elimle kafamı sıvadım.

+nasılsın kardeşim?
fırlama:iyi be ne olsun. hiç görünmüyosun mahallede. bizimkilerle aran yok galiba?
+aram bozuk boşver.
konuşmuycam. sustum muhabbet açmadım ki sıkılıp gitsin.
fırlama:ee anlat be kanki.
+ne anlatayım kardeş?

--20 dakika sonra--

+yukardaki site çocukları zengindir oğlum. onları kaçırıp fidye isteyelim.
fırlama:ordakilerin babası ya savcı yada general. olmaz.kuyumcu soyalım yada benzin istasyonu.
+altınları bozduramayız. çeyrek bozdurmaya gitsek adamlar tipimizi görüp kepenk kapatıyor.
fırlama:bozarız merak etme.bi kaç adam bulup ayrı ayrı bozdururuz. benzinliğe ne diyosun?
+benzin mi çalıcaz oğlum. oralarda para yoktur. herkes kredi kartı kullanıyor.
fırlama:nasıl yok. adamlar para basıyor. gecenin bi yarısında gideriz. tehlikesi çok az.kimse olmaz o saatte orda.bi pompacı bide kasaya bakan adam.
+3-5 milyar için olmaz(alternatif arıyorum)
fırlama:postane soyalım.bak buda iyi.iyi kaldırırız.
+çok tehlikeli olur.hem silahı nerden bulacaz.
fırlama:kuzenlerden bulurum makina. kuru sıkıdan bozma işimizi görür.
+bozma olmasın lan.
fırlama:tamam gerçek silahta bulurum ben merak etme.
+onu demiyorum lan. kuru sıkı olsun ama bozma olmasın. yani kaza olmasın.
fırlama:ne kazası kanki? istersen vurursun istemezsen vurmazsın. adam bize silah çekerse ne yapacaz. silahı yavaşça yere bırakıp teslim mi olcaz. bela istemiyormuyuz? amerikan sinemasımı bu?
+vurmak olmaz. adam mı öldürecez.
fırlama:orospo çocukları asgari ücretle çalışıp, milletin parası için hayatını tehlikeye atıyor. bırak gebersinler!
+kim?
fırlama:güvenlik görevlileri. hepsi bi kahramanlık peşinde.

-sessizlik-

fırlama cevap bekleyen yüz ifadesiyle yüzüme bakıyor.

fırlamayla bu muhabbete nasıl geldim anlamadım. işte yine beni belaya sürüklüyor.

5 saniye sessizlik oldu. ısrarla gözlerimin içine bakıyor ve ağzımdan çıkacak sözleri bekliyor.

+sen ciddisin.
fırlama:ciddiyim tabi. nereye kadar böyle devam edecez kanki? sinir sitresle yaşıyoruz.bu sinirle, boşlukla illa birini ya vurucaz yada vurulacaz. adam gibi yaşayalım. niye şu p içler gibi bmw ye binmeyelim.

diyip. tekelden içki alan muhtemelen ismi oktay olan zengin çocuğunu ve arkadaşlarını gösterdi.

+benimki başka bi muhabbet.
fırlama:bak ben burdayım. mahallede tek adam varsa oda sensin. diğerleri ödlek. cesur adamsın oğlum sen.tek sefer, çok para.
+ne yapıcaz?
fırlama:soygun.
+onu demiyorum. nereyi?
fırlama:haaaa. postane yada kuyumcu.
+postane mi kuyumcu mu?
fırlama:tamam tamam. kuyumcu.

15 dakika kısır döngü halinde nereyi soyacağımıza karar vermeye çalıştık.

telefon sesi beni tehlikeli muhabbet ve onun getirdiği tehlikeli hayallerden alıp gerçeğe geri getirdi. gerçekte hayallerim kadar tehlikeli.

arayanı tahmin etmek pek zor değil. çocuktan musade isteyip dışarı çıktım.

+alo burcu
burcu:yiğidim nerdesin?
+yiğidim?
burcu:ne biliyim dün türk filminde gördüm söyliyim dedim. nerdesin?
+evdeyim.
burcu:gelip seni alıyorum. kardeşimi almaya gitcez.
+sen kardeşini al sonra beni alırsın, biraz işim var.
burcu:geliyorum itiraz istemiyorum, gelince konuşuruz öptüm.

diyip kestirip attı. illa kendi dediği olacak. ulan onca derdin arasında senin sevgi pıtırcığı aktivitelerinle uğraşamam burcu.

fırlamadan para istemek için girdim içeri.

+kardeş benim gitmem lazım.

diyip tam para isteyecekken. araya girdi.

fırlama:kanki üzerimde para yok. çayları ödermisin?(yüzünü ekşitti)

çayları ödedim.

çocukla beraber dışarı çıktım dışarda biraz hayatından yakındı.

fırlama:bak çay parası vercek param yok.hep borçları ödedim. işte benim hayatım bu.ben hazırım tipsiz. tamam de patlatalım.

hiç bişey demedim. kafamı sallayıp yürüdüm. cepte parada kalmadı.

sıfıra vurdum.

sıfır değersiz değildir. sıfır başlangıç noktasıdır aslında

cacacola reklamından alıntı yapan olursa skerim. sıfır hiç bişeydir. değersizdir.ve sıfırla hiç bişeye başlıyamazsınız.

burcuyu tekrar aradım. muhtemelen evdeyim dediğimde ailemin evi zannetti. caddenin birine çağırdım. kaldırımın aşağısında gelmesini bekledim. saçlarım kaşınıyor. sakallarımla atı tımar edebilirsiniz.

siyah focus araba üzerime doğru geldi aniden frene bastı. camlar siyah.

noluyor amk. ebru kiralık katil mi tuttu dağamı kaldırılıcam?

bu aralar biri silahı kafama dayasa,naptım? diye sormaktansa direk öldürmemesi için yalvarırım. illa birine bişey yapmışımdır.

hepinizin böyle basit şakalar yapan arakadaşları vardır. arabayı üzerinize sürerler,tam kapıyı açacakken gaza basarlar.bu hangi dengesiz arkadaşımdı? yada ebrudan dolayı canımı almaya gelen birimiydi?
korkuyla karışık sinir.o duyguyla arabanın sürücü cdıbına yanaştım.cam yavaşça yarıya kadar indi. kimse yok arabanın içinde. kimse görünmüyor.

aniden burcu fırladı.

burcu:ahaha korktun mu erkek.
+kızım ne yapıyosun sen?
burcu:kızma be şaka yaptım. korktun ama : )
+ne korkucam? refleks işte.
burcu:hımm tabi.
+ne gerek vardı şimdi?
burcu:tamam özür dilerim. korkuttuysam özür dilerim.
+hala korktun diyor! korkmadım kızım.
burcu:tamam her neye kızdıysan özür dilerim : (
+araba kimin?
burcu:xxx amcadan(patron) aldım.gel sen kullan, nede olsa eski şöförümsün.
+o adamın arabasına binmem ben!

herzaman ki gbi yine burcunun dediği oldu. biraz tartışmadan sonra bindim arabaya. terminale doğru yol aldık.

burcu:pek sağlıklı görünmüyosun. halsiz gibisin.
+hiç sorma bu aralar boşladım kendimi. traş bile olmadım.
burcu:yok yok iyisin.onu demek istemedim,bi garipsin. yine kızacaksın ama sanki tereddütlü gibisin.
+ne tereddütü?
burcu:bişeylerden tırsıyomuşsun gibi. kızma.

dışardan öyle gözüküyor olabilirim. beni dikkate alan tek insan burcu.bu yüzden bazı şeyleri hissedebiliyor.
+arabayla beni korkuttun ondandır.
burcu:hani korkmamıştın.
+korktum.
burcu:nasıl korkuttum ama : )
+korktum kabul.o yüzden öyle görmüşsündür, kapat şu konuyu. kardeşin geliyor demek.
burcu:hımm inmeden gidelimde üşümesin.

yavaş yavaş, ilerlemenin farkında olmadan burcu beni ele geçiriyor gibi. annemle tanışmıştı. şimdide kardeşiyle tanışacam.1 aya elimde çiçekle istemeye gideriz. herşey kontrolüm dışında.

gidip kardeşini aldık. zayıf bi çocuk. burcuya benziyor. futbol değilde basketbol sevenlerden, uzun boylu marka giyinen biri. oturarak işeyen tiplerden. bilirsiniz memur çocuğu işte. tanıştık arabaya bindi. ismimi biliyor. peki burcunun yanında hangi vasıfla durduğumu biliyormu?

burcu:işte bu benim yakışıklı kardeşim.
+naber kardeşim.
can:iyi abi biraz yorgunum.
+birazdan uyursun.
burcu:anne niye gelmedi?
can:izin alamadı ki.
burcu:nasıl özlemişim seni?

burcuyla kardeşi konuşurken ben düşünüyordum.bu çocuğu kaçırsam ailesi kaç para fidye verir.o parayla ebru kaçırılır mı? çocuğumuza bakabilir miyim?

burcunun sesiyle kendime geldim.

burcu:hımm tipsiz? sencede öyle değil mi?
+ne burcu anlamadım?
burcu:havalar diyorum soğudu iyice.
+harbidende soğudu.bu akşam kar yağar.

diyip yolu izlemeye devam ettim.

ikisi birden gülmeye başladı. istemeden esprimi yaptım acaba diyip bende sırıttım hafif.

+noldu?
burcu:bişeyler yiyelim mi?diye sordum.sen dalıp anlamayınca değiştirdim soruyu. nasılda saf gibi cevap veriyosun.kar yağar dimi ahahaha
+öyle dalmışım düşünüyordum
burcu:ne düşünüyorsun aşkım?

kardeşin yanında aşkım?
geri kafalı biri değilimdir ama çok modernde değilimdir. kardeşinin yanında aşkım diyince biraz afalladım. genelde birlikte olduğum kızların kardeşleri yada akrabaları benden nefret eder.bu hep böyledir. kız kardeş sevgilisi cinsel tehlikedir, potansıyel ırz duşmanıdır.

kaşlarımı kaldırarak, kardeşine çaktırmadan burcuya kardeşini işaret ettim.

burcu:utangaç : ) )
+kızım sus.
burcu:ne var bunda yha?

terliyorum ama arabanın son teknoloji klimasından değil, ister istemez çekiniyorum.

+burcu pişman etme beni.

çocuk burcunun gevezeliklerine alışkın oldugundan aramızda geçen polemiği duymamazlıktan geldi. burcuda susup arabayı kullanmaya odaklandı.

elime telefonu aldım, kurcalamaya başladım. arananlara baktım.

ilk sırada burcu, ikinci sırada ebru var. ebru ne yapıyordur acaba. büyük ihtimal düşünceli bir şekilde sigara içiyordur. eğer çocuk yüklemem basarılı olduysa sigara içmesi problem. çocuğa zarar verebilir. çocuk nasıl oluyor biliyorumda fazlasını ögrenemedim. ebru hamile kalmışmıdır onuda bilmiyorum.
kafam çok karışık.

zaten açmıycak düşüncesiyle bastım tuşa aradım. açmadı telefonu.

burcu yarım kalan sorusunu tekrar sordu. çocuk uyumuşa benziyor.

burcu:bişeyler yiyelim mi?
+benım gıtmem lazım burcu
burcu:bi yere gitmek yok

ne olur ne olmaz diye burcuya yaklaşıp sessizce;

+işim var burcu valla. kardeşini alacaz dedın aldık işte. kendımı ona gore ayarladım.
burcu:yani mecbur olduğun için geldin kardeşimi almaya!
+niye mecbur olucam kızım. onumu diyorum.
burcu:zorlamı geliyosun yanıma?
+niye zorla olsun burcu?
burcu:ne zaman bişey desem hemen muhalefet ediyosun.
+sen hep kendi dediğinin olmasını istiyorsun, ondan öyle sanıyorsun.
burcu:ben mi sen mi?
+hep kendi tarafından düşünme. hiç düşünmüyosun bu adamın bi derdi vardır diye. belki bu yüzden gitmek istiyorumdur.
burcu:ee anlat ozaman niye gidiyosun? nereye gidiyosun?
+boşver burcu. anlatılacak şeyler değil.
burcu:bak maddi bişeyse elimden geleni yaparım.

aklıma şerefsizce fikirler belirdi. burcudan para al ebruyu kaçır.

burcu düşündüğümü görünce, sorunun maddi olduğunu ve çekindiğimi sandı. üsteledi.

burcu:bunun için mi sıkılıyosun? kaç para lazım.

bu benim gibi bi adam için bile fazla. yapamam.ortada cevaplanmamış bi soru bırakmak en iyisi. sorunun ebru olduğunu bilse ne tepki verir acaba?

+anlatamayacağım şeyler burcu. ailevi meseleler.

durumu toparlamaya çalıştıkça dahada batıyorum. keşke ilk başta açıklama yapmadan kestirip atsaydım.bu kızla tartışmaya girmek tek ihtimallidir. kaybedersin.

burcu:ailevi demek?ooo tipsiz bey özür dilerim ozaman.ben kimim ki?salağım ben. yardım etmeye çalışıyorum.
+burcu kendi kendine uyduruyorsun. öyle olmadığını biliyosun.
burcu:ben senin neyinim tipsiz. ailevi diyosun. anlatamam diyosun.
+eee ne dedim?
burcu:bana anlatmayacaksında kime anlatacaksın tipsiz?
+bak anlattıklarımın hepsini unut. gitmem lazım işte. anlatamayacağım şeyler var.
burcu:her ne sorunun varsa anlat tipsiz.ne olursa olsun yanındayım.(sessiz kaldığımı görünce, anlatacağımı sandı)

nasıl anlatayım be burcu? ikimizinde ebru ablasını hamile bırakmaya çalıştığımı nasıl anlatayım.onu kaçırmaya çalıştığımı nasıl anlatayım?
+köşede indir beni burcu.
burcu:ne?
+köşede indir burcu.
burcu:sen... sen varya sen(kardeşini kontrol ettikten sonra)sen gerizekalının tekisin. pisliksin oğlum sen. beni üzmek için yapıyosun. kasıtlı yapıyorsun.
+şu otobüsün arkasında indir.
burcu:alçaksın sen. nasıl bi halt yedin ki anlatamıyosun.
+indir.

kenra çekti arabayı. durmadan konuşuyor. kapıyı açıp indim. arkamdan söylenmeye devam etti.

burcu:

patinajla basıp gitti.
neden burcu değilde ebru?

seçimimi çoktan yapmıştım zaten. burcuya kötülük yapamam.bu ilişki devam ettikçe burcuyla geçirdiğim her saniye haram. kızı kandırıyorum. burcunun gülüşünü her görüşümde sorguluyorum.

aşk ne lan?

yani bi kadını neden istersin. neden ebruyu bu kadar istiyorum.

bi tarafta tertemiz gelinlik bi kız var. mesleği var, melek gibi, ailesi temiz, beni seviyor.

ebruya baktığımda herşey olumsuz.ama işte o ebru. nasıl anlatayım bilmiyorum ebru işte...

bu kafayla benim normal olmam imkansız. normal insanların içinde bu şekilde dolaşamam. bana anormal insan lazım. sarhoş nerdesin amk?
eve gittim. sarhoş evde yok. aradığında açmamıştım. küsüp evi terk mi etti ne?

elbiselerimi çıkarmadan yorganın altına girdim. beynimde zerre yer yok.hep düşünceler. soru işaretleri milyon tane. ünlemler yüzlerce.

damlatan musluk sesi eşliğinde muhasebe yapmaya başladım. malesef umuda ihtiyacım var.

ebru sonunda razı olacak biliyorum.

zaten ebru duygularından çok mantığını kullanır. mantığı tipsizle kaç diyorsa öyle yapar. beni sevip sevmediğini bilmiyorum ama ahmeti sevmediğinden eminim. biraz menfehat birazda minnettarlıktı ahmet. hepsi bu kadar.

razıyım lan ben, kaçalım yeter.ben kendimi sevdiririm ona. burda mecburiyetten kadını kızdırıyorum, üzüyorum.mecburiyetten tecavüz ediyorum. hele bi kaçalım düzeltecem.

yoksa ben istermiyim kadına saldırmayı.

musluk sesi kesildi. muhtemelen sular kesildi. sarhoşu aradım telefonu kapalı. içime kuşku düştü.
büyük ihtimal çalacak bişeyler arıyordur.

biraz zaman geçmesi lazım. zamanın geçmesini beklemek biraz sıkıntılı olacak.

zaman herşeyi gösterecek...

---1 hafta sonra---

1 haftadır sarhoş yok.50 kere aradım yok telefonu kapalı. sokak sokak gezdim dolaştım yok. belki kışı geçirmek için bi akrabasına gitmiştir.son aradığındada onu bildirmek istemiştir belkide.

o 1 hafta içinde her nedense karakola gitmek aklıma gelmedi. kanunlar ve kanun adamları düşman gibi geliyor.ben suçluyum.

merakla bekledim sarhoşumu. kadim dostumu.

1 hafta içinde akrabalardan bulduğum 30-40 lirayla geçindim. burcuyla ara ara takıldım. onun haricinde anlatılacak bişey yok. çoğunlukla evde uyudum. ebruyu aramadım,ona zaman verdim. arkamdan iş çevirmesin diye hep uzaktan izledim.3 gün işe gitmedi. gittiği zamanlarda yine uzaktan izleyip kontrol ettim.en son gördüğümde kendi toparlamıştı.
beni unutmasını istemem, yakın tarihimizi unutmasını istedim.

evde soba dumanının altında oturuyorum, gözlerim yanıyor dumandan. camı açsam üşürüm, açmasam kör olacam. çıktım kapı önüne. ebruya ait eski tehlikeli mesajları hiç bi zaman silmemiştim. kronolojik sıralamaya göre okumaya başladım. içim yine cız etti burnum sızladı.

3 ay öncesinde gönderdiği mesajda şöyle yazıyordu;

kendine dikkat et,seni seviyorum

beni seven kadın nasıl oluyorda bu noktaya geldi?

dayanamadım ebruyu aradım. içimde yine gö tveren bi sıkıntı var.

+ebru

4 kez çaldıktan sonra, kısık bi nefes sesi ile telefonu açtı. belliki ses tonlamasını ayarlıyor.ne konuşçağımı bilemedim. anlamsız hakaretler savurmasını bekliyordum.
-efendım tıpsız.

gayet normal cevap verdi. ezbere bir nasılsın dedim.

+nasılsın?
-ıyıyım sen?

nasıl oluyorda böyle normal konuşuyor? kuşkuluyum.delirmiş olabilir.

+ıyıyım de,o anlamda demedım. yanı nasılsın?
-ıyıyım dedım tıpsiz.

bi an o geceyi rüyamdamı gördüm yoksa gerçekten oldumu diye düşünmeye başladım. kadın öylesine konuşuyor ki olaylar sanki hiç olmamış gibi. başlangıçta açmayı düşünmediğim konuyu açtım.

+ılla soyletecekmısın?o geceden sonra iyimisin?

bıraz sustu.
-yaptıgın tam bi hayvanlıktı.
+bencede ama mecburdum, beni anlamanı beklemiyorum. zamanı gelince anlarsın.

suyun durulmasını istiyormuşçasına konuşuyor. bağırma yok, küfür yok, tehdit yok.

-zamanı gelince...
+evet zaman.bi zaman gelecek, herşey yoluna girecek.
-zamanı gelsin görürüz.(imakar)
+affet beni
-aklından geçenleri tahmin edebiliyorum.
+belkide öyledir. sence aklımdan ne geçiyor?
-beni mecbur bırakmak istiyorsun.o yüzden o akşam öyle yaptın.
+başka yol bırakmadın bana. arkamdan iş çeviriyordun. aptal mı sanıyorsun beni ebru.

5 saniye sessizlik. çekiniyorum sormaya.

+noldu şimdi o akşamdan sonra.
-nolmasını umuyorsun?
+sorun ahmette dimi?
-hamile kaldım mı diye soruyorsun.
+evet.
-nolacak tıpsız hamıle kalırsam?
+ahmetın sana veremedıgını verıcem. çocuğumuz olacak.
-ahmet ne dıycek sence.aa yıllardır olmayan cocugum bir anda oluverdi.
+kimsenin izimizi bulamayacağı bi yere gidecez.
-senin amacın beni mecbur bırakmak!
+ben hep mecbur yaşıyorum ebru, sende mecbur ol.
-tipsizzzz(sesi titredi, sinirlendi)

mecbursun diyince yaptıklarım ve içinde bulunduğu durum aklına geldi o yüzden sinirlendi, zoruna gitti.

+akşam yüz yüze konuşalım. herşeyi yoluna sokacam ağlama.hem kendini hem beni üzüyorsun.bi kere güven bana.
-olur. sana diyceklerim var. kimsenin olmadığı bi yere gidelim.
+sen bana güven ben herşeyi halledecem.

karşılık vermeden kapadı telefonu.iyi razı olmuş kaçmaya. anlamadığım o pgibolojiyi nasıl üzerinden atabilmiş? hiç birşeye inanamıyorum. ağzından çıkan sözün doğruluğunada, sahteliğinede inanamıyorum. ebru ne istiyor bilmiyorum.

telefon kapanınca içime mutluluk doldu. büyük bir adımı düşmeden atmıştım. umarım çocuk olur.

akşama kadar uyudum. kalktığımda sarhoş hala eve gelmemişti. aradım telefonu yine kapalı.
akşam saat 9
ebruyu aradım. kimsenin bizi göremeyeceği bi mekana çağırdım,red etti. adresi kendi verdi. belediye parkında buluşmak istedi. hava yine mevsime göre sıcak ve aydınlık.

o saatte ahmete nasıl bi yalan atıp gelecek merak ediyorum.

buluşma saatine 20 dakika var. açım,sigarasızım ve en önemlisi parasızım. umarım ebrunun yanında karnım guruldamaz. ebrunun son halini merak ederek bekledim 20 dakika.20 dakika düşündüm olanları. düşünceden düşünceye zıplaya zıplaya bekledim.

aklıma korkunç bi şüphe düştü.

bu kadın nasıl o olaydan sonra bu kadar sakin olabiliyordu? yani neden?
konuşmanın sonunda ağladı, üzgün olduğu belliydi. peki ona rağmen neden davetimi kabul etti?
önce izin vermediği sonra beceremediği işi yapmayamı geliyordu acaba?
öldürürmüydü beni?
bu yüzden tenha bi yer istemiş olabilir. öte yandan kimsenin bizi konuşurken görmemesini istemeside gayet normal. çünkü ilişkimiz anormal.

benım gıbı bı adamın faili meçhul şekilde ölmesine kimse şaşırmaz.
gençken ölecek insanlar üzerine bahis oynanılsa, tipsiz cingene cocuguna 1.05 verirlerdi heralde.
almanyanın san marino karşısındaki kazanma oranı.

büyük olasılıkla gelecekteki karım, çocuğumun annesi ebru.

ebru bile beni öldürmek istiyor olabilir mi?

içime düşem kuşku, yaptığım konuşma planını kafamdan silip attı. önce ebrunun beni öldürmemesi için bi konuşma yapmam lazım.

kutusu bile olmayan 2 dal sigaramı cebimden çıkardım, birini ateşledim.

ben ölmeden ebruya rahat yok gibi.ben bi hayat verirken o can mı alacak?

gtümü donduran bankta oturup düşünürken, sola çevirdim kafamı. ebruyu 1 metre uzağımda görünce kalbim dahada hızlı çarpmaya başladı.bu sefer aşk değil.

korku.

çoğunuza göre ben ölmeyi, ebru ise öldürmeyi hak etti.

ne konuşacağımı şaşırdım.

+ebru gelmişsin.
-gelicem dedim geldim.
+sana bakmayı özlemişim.
-neden?her gün uzaktan beni izliyorsun. farkında olmadığımımı sanıyosun?
+aaaa? geç oturalım istersen.(ne diyeceğimi bilemedim)

herşeyin farkındaymış. büyük ihtimal bi kaç kere izlediğimi fark etmiştir.

-ilerde oturalım ağaçların orda. burda bi gören olur.
+neden?(iyice işkillenmeye başladım)
-bi gören olur dedim ya.
+ebru sence hangisi kolay?
-ne diyosun?
+kaçıp mutlu mesut yaşamak mı? yoksa...
-yoksa ne?
+buralardan gitmekten başka bütün seçenekler aptalca olur. ikimiz içinde doğrusu kaçmak.

diyip önce yüzüne sonra cebindeki ellerine baktım.

elleri uzun paltosunun cebinde. kafasında bere var. peki cebinde ne var?

-bütün seçenekleri düşündüm tipsiz.
+bak bana güven. senin için herşeyi yaparım. senin mutluluğun için yaşıycam yemin ederim. sadece hayal et.sen hayal edemiyorsun. sorunun bu işte.
-hayallerle yaşıyorsun zaten.
+kendine bi sorsana.bu adam benim için neden bunları yapıyor. neden başkası değil. neden tehlikeli olmasına rağmen ben. neden hayatını alt üst ediyor benim için. milyarlarca kadın arasında teksin ebru.

parkın en kuytu köşesine doğru ağırca yürümeye başladı. yüzü mimiksiz. arkasından yürüdüm. ağzından çıkanlara muhalefet etmek için ağzım açıkta bekliyorum. yüzüm asık. korkuyorum.dünyada en çok sevdiğin insan seni öldüreye kalkarsa ne yapabilirsin ki?

tek seçenek var ikna etmek.

-ben anladım ki ne dersem diyeyim ikna olmayacaksın. şeytana uyup seninle yaptığım şeyler olmamalıydı yada bi sürelik olmalıydı. bilemezdim bu noktaya geleceğini.
+belki ebru. belki öyle başladı ama şimdi bambaşka bişey içimdeki.(heyecanla)
-belki de sadakatsizliğimin cezasını çekiyorum.(dediklerimi dinlemiyor bile)
+bunları çıkar aklından. ortada bi suç yok ki cezasını çekesin. hemen yarın gidip biraz daha para bulacam yada istediğin kadar bulurum. kaç para istiyorsun söyle, valla bulurum.

saniselik gülme refleksinden sonra döndü bana. baştan aşağı süzmeye başladı ve konuştu;

-kendini dışardan bi görebilsen(kafasını sağa sola salladı ağırca)

donup kaldım. yaşı benden büyük olduğundanmıdır bilmiyorum, karşısında azarlanan küçük bi çocuk gibi kaldım.

-herşeyi oyun sanan, kendinden başkasını düşünmeyen, zerre şerefi olmayan bi çocuksun sen!

bu sözler ağır giblet taksörün yumrukları gibiydi. karşılık veremiyorum.bu konuşmalardan sonra çıkarıp ateş mi edecek.

-minicik bi çocuk. istediği olmayan şımarık, aptal bi çocuk.

ağzım açık ama konuşacak kelime bulamıyorum.

-annen, baban,abin. hepsi keşke olmasaydın diyordur. kaç defa babandan duydum bi bilsen. büyük pişmanlıksın tipsiz.

konuşmaya çalışıyorum. ağzımdan kelime şöyle dursun ses bile çıkmıyor.

-beni sevdiğini söylüyorsun. hepsi yalan.sen kendi mutluluğunu düşünüyorsun. keşke olmasaydın be tipsiz. keşke olmasaydın.

diyip, dona kalmış bedenimin etrafında ağırca yürümeye başladı. yürürken konuşuyor.ben ise öylece bekliyordum.

-beni sevseydin, mutlu olmamı isteseydin bırakırdın beni.ben burda mutluyum. sensiz mutluyum.

sol tarafıma geçti.

-keşke hiç olmasaydın tipsiz.

-keşke bıraksaydımda orda kendini kesip ölseydin.
bu son söz içim yaktı. konuşmaya yeltendim ki ebru son darbeyi vurdu.

arkama geçip. enseme yanaştı. soluğu ensemi ısıttı.

-keşke ölsen.

yutkundum.

nerden bulduğunu tahmin edemediğim silahla ateş etmesini bekliyorum. bende olanların bitmesini istiyorum belkide. belkide haklıydı.

benim 2 seçeneğim var.

1-ebru ile kaçmak
2-ölmek.

ölmek istemiyorum,bu şekilde yaşamaktan, mücadele vermekten yoruldum. artık bitsin istiyorum. hani ölmek istersinizde gtünüz yemez ya öyle bişey.

hayatımda duyduğum en kırıcı sözler bunlar olmalı. kimden duyduğuma bakın.bu sözleri duymak ölümden az daha iyi.

gözlerimi kapadım. güzel kokan ağzından çıkan son sözler bumuydu. öldürecek misin beni ebru?

son sözünü söyleyince, şuan ölmeyeceğimi, ebrununda beni hiç affetmeyeceğini anladım.

-ölmeni bekleyeceğim tipsiz.

diyip gitti.1 dakika öylece bekledim. buzlarımın çözülmesini bekledim. kalbimin buzlarından bahsediyorum.

bu söz ebrunun bunu yapamayacağını gösteriyordu.

gözlerimden 3-5 damla yaş aktı, üşüyen yüzümü ısıtarak geçip gittiler. yumruklarımı sıkmışım. dişlerimi kırılırcasına sıkıyorum. ebru kafamın arkasında.

az önce narin, kibar,şık giyinimli bir kadın,22 yaşındaki bir adamı sadece konuşarak derbeder etti. saat 21:15

kendimi toparlayıp ağır adımlarla yürüdüm. nereye yürüdüğümü bilmiyorum. şehrin şatafatlı mağazalarının önünden yürüyorum. lüks cadde ışıklandırmaları yüzümdeki karanlığı aydınlatamıyor.

gök kuşağının içindeki kara lekeyim ben.

cebimde tek kalan sigarayı yaktım. kafam aşağıda yürüyorum. gözüm giyim mağazalarının birine denk geldi.

kulağımda ebrunun o sözü yankılandı.

-dışardan kendini bi görebilsen-

mala bağlamış vaziyette, mağazaya girdim.

çocuk:hoş geldiniz efendim. yardımcı olmamı istermisiniz.
+aynaya bakıp çıkacam.

adam dalgamı geçiyorum yoksa ciddimiyim karar veremedi. kötü espriye karşı yapılan sahte gülümsemeyi yapıp gitti.

geçtim aynanın karşısına. bakıyorum kendime. karşımda