http://youtu.be/OusbNhdY7XI

sabaha kadar açlıktan ve sinirden uyuyamadım.o kadar aç değildim tabi ama bilirsiniz karın gurultusu çok ses yapıyor.

sabah kalktığımda akşamki açlık ve soğuktan sebep midem ekşimişti.güne hem bedenen hemde ruhen,bundan daha kötü bi başlangıç olamaz.

hem yıkılmış bir yapıyı düzeltmem(şuan ki hayatım) hemde üstüne kat çıkmam gerekiyor(ebruyu elde etmek)

sabah kalktığımda sarhoş yataktaydı,hala kalkmamıştı.dünyayı kurtarmak yada şirket toplantısına katılmak gibi bi program yok bu gün.uyumayıp ne yapıcak.zaten dün zor bi gün oldu.

yataktan kafamı kaşırayarak kalktım.

saçlarım soğuk ve bakımsızlıktan kaşınıyor.saçlarımı yıkamak için su ısıttım.tutam tutam saçlarım banyonun giderinden uzak diyarlara akıp gitti.saçlarım dökülüyor kirden pasaktan.

kokmayan.en az kokan,elbiselerimi giyip rızkımı kovalamak için çıktım evden.bu gün diğer günlere göre daha bi zor olacak.

cebimde 4 lira para,sigara paketimde 10-15 sigara,telefonumda 20 kontör var.

3 bucuk milyar parası olan birine göre durumum kötü.varlık içinde yokluk çekiyorum.ebruya parayı verdiğim iyi oldu aslında.ne güzel para olduğu gibi duruyor ebruda.kötü tarafı ise açız.yol param yok.

burcudan istesem mi diye düşündüm?

bütün birikimini gözünü kırpmadan getirir verir,iyi biliyorum ama tipsize kadın parası yemek yakışmaz.

okuyan tepkisi:ee milletin karısına kızına bakmak yakışıyor ama yarrraam!

orayı karıştırmayın.o farklı bi mevzu.mesele aşk konusu.

ebru şuan hayatının en sıkıntılı dönemin yaşıyor eminim.gazetelerde,televizyonlarda görürsünüz.kadına musallat olan pgibopat erkeği.ben tertemiz bi insanım beyler kimseye zararım olmaz.ebruya zarar veremem.ebruyu düşündüren kendime zarar verebileceğim.

nasılda oflayıp pufluyor parayı bulduğumu görünce.

3 bucuk milyarda durup kaldım dahada bulmam lazım.

enerjim sıfıra yakın.beni yeniden mücadele içine sokailecek tek şey ebruyu bir kez görebilmek.zaten o gün daha iyi bi işim olamaz.ebrunun yanına gitmeye karar verdim.

haber vermeden mekana gittim.ebruyu aradım gözlerim ama sonuç yok.garson kızları şüpheye sokmadan sordum.bilet almaya gitmiş.

ne bileti amk?yıl başına 2-3 ay var.yıl başı bileti olamaz.otobüs bileti muhtemel.

mekanda parasızlığında verdiği etkiyle oturmadan çıktım.elerimle sakalımı kaşıyarak düşünüyorum.

otobüs bileti ne alaka?

acaba ikimiz için mi yer ayırtıyor?dikkatli davranmam lazım.pamuk ipliğiyle araba çekiyormuş gibi.

ebruyu aradım.

+ebru napıyosun cafedemisin?
-evet ama gelme şimdi.

işte yalan bir.kadın otobüs biletini aldığını bilmemi istemiyor.bu demek oluyor ki işin sonu bana değicek.hiç bozuntuya vermedim.

+tamam ozaman.4-5 gibi gelirim.işten çıkınca dolaşırız.
-yok oda olmaz.hem sen dediğin yere gitmedin mi?uzaklar falan diyordun.
+gitmedim yarın gidicem.tamam dediğin gibi olsun yarın gelirim ozaman.
-yarın olur.görüşürüz by.

telefonu çeneme bastırıp sinirle kafamı salladım.

sana iyilik yaramıyor ebru.senin için hayatına balina yrağı sokan adama yaptığın işe bak.

akşam evlerine gidicem.ahmet abiyle konuşmayalu uzun oldu.evlerine gidince kaç zamadır gitmiyorum diye sorgulayacaklar.aynı mantıkla cevap vericem.ne zamandır gelmiyorum bi ahmet abimi göreyim dedim diycem.

saat 11 bucuk.burcunun öğle arası vermesine 30 dakika var.gerçi beni ablamlarda biliyor sorun yok,aramaz.

ebru canımı sıktı.bilet olayını araştırmam lazım.belki başkasına almıştır.da ne neden yalan söylüyor?

sırf benim yüzümden buralardan kaçmaz heralde.en azından bunu gizli kapaklı yapamaz.ahmeti bırakıp gidemez.zaten ona razı olsa gelip benimle kaçar.
ahmetin yanına gitmem lazım.bu zor olacak.ne zamandır ahmeti görmüyorum.pot kırmadan muhabbet kurmak zor olacak.akşam giderim diye kararlaştırmıştım,dayanamadım şimdi gidicem.
hem ebru yanında olmayınca ağzını arayabilirim.

ahmetin atolyesine yürüdüm tedirgin şekilde.kesilen tahta sesleri kulağıma gelince içimi korku sardı.ahmete hiç bi zararı dokunmayan bu tahtalar böyle kesilip biçiliyorsa,karısını zütüren adamı nasıl keser diye düşünüyorum.bu düşünce hem korkutuyor,hemde acele ettiriyor.bi an önce yakalanmadan gitmeliyiz.sona doğru yaklaşıyorum sanki.

atolyeye girdim.biraz avare gibi dolaştıktan sonra işçilerden biri fark etti,ahmete söyledi.hastalığın etkisi hala geçmemiş,başım yerinde değil,ahmettende inanılmaz korkuyorum son zamanlarda.pgibolojim züt veren olmuş.hayal aleminde gibiyim.

ahmet güler yüzle yanıma geldi.

ahmet:oo tipsiz napıyosun kardeşim.
+sağol ahmet abi sen?
ahmet:ne yapalım çalışıyorum.ee naptın?karımla aran nasıl?kaçabiliyomusunuz?

ne diyor lan bu?korkudan halisilasyon görüyorum yada telafuz edemediğim başka bişey.(yanlış yazdıgımın farkındayım sakin)

dona kaldım.ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim.kamyon farlarına maruz kalmış play boy davşanı gibi kalakaldım.

ahmet konuşmamı bekliyor.

ahmet:noldu tipsiz?bi cevap ver lan?

lan diyişi gayet dostane bi tonda.

sonuna kadar inkar et ve anlamamazlığa vur kuralını yapmalıydım.

+ne sormuştun abi?
ahmet:ne yaptın çalışıyomusun dedim.bide evle aran nasıl.babanla anlaşabiliyomusun dedim.ne oluyor oğlum iyimisin?
+haaaa..evet abi.evet.çalışıyorum.evle pek aram yok.herzman ki gibi.

amk o kadar uzun sorumu sorulur pezvenk.zaten beyin amcıklaması içindeyim,tabi yanlış anlarım.

ahmet ne diyor bu amk?yüz ifadesiyle beni dinledi.sonra geçtik oturduk.neden bu adamlar ne içeceğini sormadan hemen 2 çay diyip sparişi verir anlamam.belki hastayım nane içicem.

ahmet:ee tipsiz hayırdır böyle.kesin yine bi işin düştü.kaç zamandır aramıyosun sormuyosun.
+ayıp ediyosun abi.çok kötü durumdayım.kesin haberin vardır.
ahmet:evden kovulmuşsun.
+kim?ben evi terk ettim abi.şimdi rahatım valla.en iyisini yaptım .

hemen kendimi iyi göstermeye çalıştım.

ahmet:az önce çok kötü durumdayın dedin.
+öyle demedim.ne alakası var.sen yanlış anlamışsın.
ahmet:tipsiz geldiğinden beri garip davranıyosun oğlum.
+ben iyiyim. durumumda iyi.
ahmet:tipsiz ben yabancı değilim. cemil den sana zarar gelir. evine dön.
+cemil kim?
ahmet:alkolik ayyaşı diyorum.

bilmiyorki o ayyaş dediği adam benim ciğerimin bi parçası. isminin cemil olduğunu bile unutmuşum. varsa yoksa dayı diyorum adama.

yine beyin yakan,ruh s iken nasihatlarını sıraladı.10 dakika konuşup durdu.ben nerdeyim sen nerdesin abi? karın 15 güne kadar kaçmış olacak,sen hala beni eleştiriyor, nasihat veriyorsun.

lafı nasıl ebrudan açabilirim diye düşündüm. biletle ahmetin alakasını bulmaya çalışıyorum. sonunda susunca lafa girdim.

+boş ver abi beni,sen mutlu ol,kendine bak.
ahmet:çok şükür tipsiz mutluyum, sende mutlu ol.dediklerimi düşün.
+ebru abla nasıl göremiyorum ne zamandır?
ahmet:iyi nasıl olsun. akşam gel oturalım. herzaman gel. bişeye ihtiyacın olursa çekinme?
+akşam gelirim abi. neden olmasın.
ahmet:paraya falan ihtiyacın var mı?

100 tl lazım da alamam.

kendimi alçak gösteremem,en nihayetinde o benim rakibim.hem bu çok zalimce olur. adamın parasını alıp karısını kaçırma yolunda harcayamam. sanırım kişiliğim azda olsa gelişti.

+yok abi para konusunda sıkıntı yok.
ahmet:tipsiz yanlış anlamazsan gitmem lazım. yetişmesi gereken bi ton iş var.
+yok abi bende kalkacam.

kalktık. ahmet beni yolcu ederken telefonu çaldı. vedalaşma merasimini yapmadan telefonu açtı.bi kulağım ahmette. arayanın ebru olduğunu anlayınca daha bi dikkatli dinlemeye gayret ettim.

ahmet:haa naptın gülüm.(telfondaki sesini dinliyor)haa taam tamam.3-4 tamamdır. görüşürüz.

3-4 ne olabilir acaba? askeriye nöbeti gibi yada halı saha maçı saati gibi. başka ne olabilir ki?

ahmet sormama fırsat vermeden,son nasihatlerini anlatıp beni uğurladı.

o sıralar delirme aşamasına geldiğimden, plan yapamıyordum. daha kötüsü arkamdan çevrilen işleride anlamıyordum. ebruyu görmeliyim. beni hayata şarz eden tek varlık ebru.

saat 16 hava yavaş yavaş kararıyor. günler kısa. sarhoş ne yaptı acaba bi eve gideyim.

telefon çalıyor. arayan burcu. beni ablamlarda sanıyor.

+alo burcu napıyosun?
burcu:yokluğunun yasını tutuyorum.ne yapabilirim.
+hımm arkandan gelen kızların gülücükleri mi?
burcu:onlar gülebilirler.ben gülüyormuyum?
+sende gül.
burcu:ben sensiz gülmem.sen gülersin ama ben gülmem.ne zaman geliyosun?
+2 güne gelirim.
burcu:çabuk gel ama.
+tamam.ben akşam yine ararım burcu kapatmam lazım.
burcu:tamam bekliyorum.

kısa kesip eve doğru yola koyuldum. sarhoş umarım yiyecek bişeyler bulmuştur.

eve yaklaştığımda dumanları fark ettim. evin bacasından duman yükseliyor. sarhoş sobayı kurmuş.iyi bu akşam sadece aç olarak yatıcaz. üşümek yok.

+dayı napıyosun? sobayı kurmuşsun.
sarhoş:he oğlum yoksa geberip gidicez.la bişeyler bulamadın mı? açım.
+yok dayı, bende sen bulursun sandım.
sarhoş:hiç para yok mu?
+4 lira var.
sarhoş:git ekmek al ısıtıp yiyelim.bi kalıpta yağ al sürer yeriz.
+2 ekmek alıyorum bide yağ.
sarhoş:çabuk ol tipsizim bayılacam açlıktan.

son 1 ay içinde ne kalsiyum,ne potasyum, fosfor,karbonhidrat ve aklınıza gelebilecek hiç bi besini alamadı vucudum.

afrikadaki yüzüne sinek konan çocuklara benzememe az kaldı. zayıflıyorum.

markete girdim.

marketin içinde binlerce ürün varken, sistem bana sadece 1 kalıp yağ ve 2 ekmek alma hakkını tanıyordu. insan düşününce garip geliyor.

sadece şarkuterinin yanından geçerken hep ebruyu değilde birazda başka şeyleri istedim.şu etler, tavuklar,balıklar...

ömründe oruç tutmamış bi adama açlığı öğretemezsiniz. yaşamam gerekiyordu ve yaşadım.
sarhoşun dediklerini alıp eve döndüm. sobada ekmeği ısıtıp yağ sürdük yedik. yağ dediysem tere yağı falan değil, margarin.yokluktanmıdır bilinmez, ömrümde yediğim en güzel yemeklerden biriydi yağlı ekmek.

hava ısınmaya başladı. sabah ebruya kızıp akşam evlerine gitmeyi kararlaştırmıştım ki zaten ahmetinde davetlisiyim. ebruyu bazen sinir etmekten zevk duyuyorum. sabah ki bilet mevzusu kafama çok takıldı.bu aralar suçluluk hissediyormuş gibi davranıyor, şüphe duyar oldum.