eşcinsellik hastalık mı dürtu mü içgüdü mu

yoksa tercih mi..bu başlıkta lezbiyen arkadaşlarımla bu konuyu tartışıcam

dışlanmışlık, cinselliğe dair korkular, çekingenlik, karşı cinse yakınlaşmanın önüne geçer. kaldı ki bayanlarda bir de bekareti kaybetme korkusu bunu çok ciddi şekilde artırır. lezbiyenliğe iten sebepleri aramak bu bağlamda daha mantıklı olur. tercihen lezbiyen olanlar da vardır illa ki ama sonuç olarak toplum lezbiyen olduğunu söyleme cesaretini gösteren bi bayana pek hoş davranmaz bu da açık ve net.

sevişme esnasında bir erkek tarafından aşşağılanacağıma aynı hisleri hissedebilen bir bayanla ilişki yaşamak daha mantıklı geliyor.

bi erkeğin sevişirken bi kadını aşağılaması pek normal bişey değil. şimdi bunu burda ayırmazsak daha önce hiç bi erkekle sevişmemiş kızlarımız da "bende mi aşağılancam" hissiyatına kapılabilir. yok öyle bişey..

@1 kadınlardan hoşlanan bir erkek olmak neyse aynısı eşcinsellik için de geçerli. erkeğin kadından hoşlanması içgüdü değil mirastır. (lacan diye bir adam var, şimdi oralara girmiycem). miras da reddedilebilen birşey. cinsel davranışların tamamı ne tercih, ne içgüdü ne de bunlarla ilgili herhangi bir şeydir.

cinsel temas yöntemi tamamen şartlanmışlıkla, refleksle alakalıdır. aslında sen bırak insanı, hayvanı, uygun olduğu anda kavunu karpuzu, biberi, poşedi, subwoofer'ın bass'la titreyen deliğini bile gibersin.

çünkü id sana "şunu gib" demez. id sana "gib" der. süperego ise "aaa, ama öyle olmaz, gibemezsin" der. sen de egonu kullanır "madem öyle, şunları gibmiyim ama şunu gibiyim" o zaman gibmeye izin var heralde dersin.

bu kadar basit. zaten benim homociksüellere gıcık olduğum nokta da o. tamam kardeşim, ben heteroluğun daha iyi ya da üstün ya da onurlu olduğunu iddia etmiyorum. ama siz de muallakliğinizin (!) en az benim biçmlerim kadar, şartlanmışlık ürünü olduğunu kabul edin.

baudrillard diye bi adam var. şu soruyu soruyor: içinde yaşadığın gerçekliğin bir hiperrealite olduğunu ve sanal olduğunu anladın. peki buna başkaldırdığın zaman, eski gerçekliğinin yerine koyduğun şeyin hakiki real olduğunu nereden biliyorsun? ya o da sanalsa?

sen şartlanmışlığı kırıp, heterociksüellikten caydın, homociksüel oldun tamam da... o durumun da heterociksüellik kadar fason olmadığını nereden biliyorsun?

zaten bu tüm konularda böyledir. insan hiçbir şeyden, hiçbir zaman emin olamaz ve yargılarını kesinleyemez. insan ayırt etmez, insan algılamaz ve bilmez.

insan sadece yapar ve yaşar.

kadin teni erkek teninden daha cekici

bence de kadın teni erkek teninden daha çekici.. o konuda senle hemfikirim ,')

sayfayı abazanlar terk ederse sevinirim. sabahtan beri saçma sapan mesajlar alıyorum.. şahsa tacizden dava açma hakkım pek tabi var lütfen unutmayalım. gerçi bu ülkede lezbiyenleri koruyan yok ama...

avrupa da bu konuda tutucu özellikle fransa, orada da homociksüel ilişki hakkında tabular var.en rahat yaşayabileceğiniz ülke pek tabi norveç ve yunanistandır.

ben bir erkek olarak lezbiyenim kardeşim ve çook içgüdüsel

illa bunun bir adını koymak lazım mı elinde ne varsa onunla idare etmeyi bileceksen karıysa karı erkekse erkek olay budur
not:lezbiyenim

hormonal bir hastalık aslında. gerekli hormonlar verilirse birey düzelir.

yönelimdir. yani heterociksüellik kadar doğal bir durumdur.

burda ilkokul bilgileriyle gelmiş boş beleş cahil kafalar görüyorum
Tam türksünüz işte dünyadaki tüm bilimin ve sağlık örgütlerinin kanıtladığı şeyleri ısrarla dogmalarınızla reddediyorsunuz!
Eşcinsellik ne hastalık ne de hormonal bir bozukluktur, sağlıklı bir durum olum hayvanlarda da görülür bu hem lezbiyenler hem gayler için geçerlidir. Hala hormon ekgibliğinden kaynaklandığı savunanlar var

Onlara sorum kıllı, kamyoncu gayların sizden daha ekgib hormonları olduğunumu düşünüyorsunuz yoksa? ahaha asla bence sizden daha erkeksiler sadece erkekler ona cinsel haz veriyor hepsi bu

muallaklik

seçeneklerle alakalı bişey dengesizlik

lezbiyenlik bir yaşam tarzıdır lezbiyen olunmaz lezbiyen doğulur hatta her türk lezbiyen doğar

hiçbiri

zevk meselesi

içgüdü