düşüncelerim

önemsenir mi yada önemsenmeli mi?

nerde kaliteli başlık var taşakaltı oluyo. yok yok incinin %80i salak. tepki gelirse %20si akıllı dicem.

ccc aziz reyiz ccc

bazen sevgilimin yanında gerizekalı gibi davranıyorum. 2 senedir niye benle çıkıyo hala anlamış değilim. çok da güzel kız, hayır fiziksel ya da zihinsel bi özrü de yok. çok ilginç lan. bugün tartştık ama. dersanede kızın yanında oturmucan dedi. nye? kızı tanımıyomuş. yaaa sırf senn yannda olayım diye 6 milyar verip gittiğin dershaneye gelmişim. ben 2 buçua başka yere gdecektim. ben ayaana kadar gelmişken kalk tanış bi zahmet aq. yok arkadaş bu sefer alttan almıcam. haksızmıyım muhittin? haklısın abi. saol muhittin. eyvallah abi. muhittin? efendim abi? bana abi deme muhittin. tamam abi. bak gibecem artık. neden abi? ulan takunu çıkardın! sıçıyım mı abi sıç de sıçayım! sus muhittin. tamam abi. "... "

bir işi yapmakta zorunlusun, ama yapmak istemiyosun. bilinçaltı sürekli o işten kaçmak için bahane arıyo. çişin geliyo karnın acıkıyo uyku bastırıyo. bilinçaltımı gibebilecek cevval bir arkadaş lazım.

vatandaşlara hakaretler etmiş, özgürlüklerini kısıtlamış, vatansever insanları tutuklatıp hapse atmış. gel zaman git zaman bu ucube kendini iyice padişah zannetmeye başlamış. öğrencinin ağzına biber sürmüş. gazeteleri karalamış. televizyonları kapatmış. internete bile el atmış. herkesi korkutmuş, herkesi sindirmiş. öyle ki... bunları hiç kimse açık açık söyleyememiş. insanların gözlernin içine baka baka ülkeyi satmış, satmadım dediği zaman kimse çıkıp da

atma recep, din kardeşiyiz!

diyememiş.

aradan elli sene geçmiş. tam o kötü günler unutuldu derken, bir ucube, bir garip birşey gelmiş asil milletin karşısına. yalanlar söylemiş. asil milletin saf temizliğini kullanmış. onları kandırmış. önce ceplerinde ne varsa alıp sonra 2 kilo kömür vermiş. asil milletin şizofenlerden dolayı cahilleşmiş halkı o ucubeye inanmış, o ucubeye destek vermiş. ucube git gide gücü ve kontrolü arttırmış. dvletin he kademesine kendi gibi ucubeler koymuş. ama hiç bir ucube asıl ucube kadar zeki değilmiş. tamam, ucubeymiş ama zeki bi ucubeymiş. öyle ki bütün ülkeyi barbarlara satmış ama bi dur diyen olmamış.

bazı şizofrenler, o güllük gülistanlık, o hoşgörü dolu, o allahın kuluna gönderdiği en güzel nimet olan, en nurlu hikmet olan dini yanlış anlamış, yanlış anlatmış. dine duyulan saygı büyük olduğu ve bu şizofrenler de din bilgini sayıldığı için halk onların sözünü dinlemiş. bir kısmı bizim dinimiz bu değil! demiş. siz dini yanlış anladınız! demiş. bizim dinimiz bu saçma şeyleri gerektirmez, bizim dinimiz hoşgörü ve adalet dinidir demiş. o aydın insanlar dinlenmemiş. susturulmuş. asil millet barbar millete benzemeye, barbarların yaptıklarını yapmaya, onlar gibi yaşamaya başlamış. kadınlar karanlıklar arasına saklanmış, kadın erkek eşitliği bozulmuş. şizofrenler para yemeye başlamış, zengin fakir eşitliği bozulmuş. o günden sonra o asil millet asla tam olarak toparlanamamış.

her varlığın bir sonu olduğu gibi, elbette bu devletin de bir sonu varmış. asil milletin egemenlik alanı yavaş yavaş daralmaya başlamış. hükmettiği alanlar azalmış. asil millet bunu pek önemsememiş, çünkü kendi ırkından olanların yaşadığı cennetten bölge hala onlarınmış. bu son toprak parçasını sarı saçlı, mavi gözlü bir mucizenin önderliğinde savunmuşlar. barbarları topraklarından def edip yepyeni, modern bir devlet kurmuşlar. insanlar bir süre mutluluk içinde çalışmış, çabalamış. nüfuslarını, gelirlerini ve refah düzeylerini arttırmışlar. her alanda modernleşmeye başlamışlar. taa ki o gün gelene kadar...

daha sonra bu millet kendilerininkine çok benzeyen bir din ile tanışmış. bu öyle bir dinmiş ki burada herkes eşitmiş. ne zengin fakir ayrımı varmış, ne de kadın erkek. asil millet bu dini beğenmiş. dinin onlara yaklaştığı gibi, onlar da bu dine hoşgörü ile yaklaşmış. daha sonra gittikleri her yere de bu hoşgörüyü zütürmüş. gel zaman git zaman, bu asil ve soylu millet at sırtında gezmez, kıl çadırda yaşamaz olmuş. öyle ya, tüm dünyaya hükmeden bir millet dünyanın en güzel yerine başkent kurmalıymış. öyle de yapmışlar. yedi kıtanın yedincisinde, cennetten kopup gelmiş bir yerde başkent kurmuşlar. orayı başkent yapmak da öyle kolay olmamış haaa! nesillerdir istenen bu yeri şanlı bir aferle almışlar, bir çağı kapatıp bir çağı başlatmışlar.

çoook eskiden yedi kıtanın yedincisinde, kaf dağının ardında, ebabil kuşlarıyla dolu bi ülke varmış. o ülkenin insanları soylu ve asil bir geçmişe sahipmiş. orda yaşayan insanlar bir milletmiş. öyle bir millet ki, yeri yurdu olmadığı, çadır içinde at üstünde yaşadığı halde yedi düvelin içine korku salarmış. yapılmaz denilen işleri onlar yapar, geçilmez denilen yerleri onlar geçermiş. yedi kıtanın keşfedilmişine hükmeder, bir vuruşta il devirirlermiş.

allah allah kimse bişey yazmamış nasıl şaşırdım allaam yerabbim. hiç felsefe havamda değilim lan şuan. sümüğüm akıyo. sigara içmem lazım odama gitmeye üşeniyorm. uykum var. yorgunum. geçen bi kızı gibicektim o da yalan oldu. dolar yükseldi dolarım yok. çok skindirik işler ya.

ben okuyorum panpa sen devam et

Rez3rvad

rezerved

neden yunanların felsefede daha üstün olduunu anlayabiliyorum. ben de zütü verimli toprağa, gibi egeye dayasam ben de rahat rahat düşünürdüm. kafanda kurtlar kuşlar uçuşurken düşünemiyosun. bak nkdr aman geçmiş son entryi gireli.

bu arada benim ateşlediğim bi fitille ankara zirvesi yapıldı. böle bişeyi başlattığım ve organizatör ekipte yer aldığım için kendmle gurur duyuyorum.
(bkz: ankara zirvesi capsleri ve özeti burda)

dha da gurur duyduğum bişey varsa, zirvenin getirdiği gazla yeni bi organizasyonun fitilini ateşlemiş olmamdır. incisözlük yazarlarının göz kamaştırıcı katılımıyla bu organizasyon da gerçekleşecek:
(bkz: ankara lösev ziyareti)

hiçbir şeyi tek başıma yapmadım. ben sadece ortaya fikir atan adamdım. geri kalanını inci sözlğk olarak hep birlikte başardık. inciyle duyduğum gurur, kendimle duyduğumun yannda hiç kalır.

iyi ki varsınız inciciler.

inci amlılarının capslerinin hepsi burdaymış. http://www.multiupload.com/D3U5MJ8AD1

zorunlu askerlik hizmetinin yararsız olduğnu düşünüyorum. evet, her türk evladı askere gidip temel eğitim almalı, ancak askerlik dönemini boşa geçirmemeli. çok büyük bir enerji potansiyeli kışlalarda heba oluyor. asker, eğitimi sırasında bir dil öğrenmeli, bir beceri kazanmalı, ya da sosyal devlet adına birşeyler yapmalı. örneğin askere ingilizce öğretebilir, ya da enerjisinden faydalanabiliriz. cumhuriyet tarihinden bu yana düzenli ordunun erleri her gün kışladaki tuğla yığınını a merkezinden b merkezine, ertesi gün b merkezinden a merkezine taşıyor. asker bu zamana kadar tarlalardaki taşları sınıra taşısaydı tarım alanları genişler, sınırda çin seddini bi kalemde gibecek bi duvar oluşurdu. bunun gibi şeyler işte. haksız mıyım?

5 gündür yamıyorum. elbette çok şeyler düşündüm, çok tespitte bulundum, ama inciye girip yazamadım bunları. keşke unutmasaydım, not etseydim, biyee yazsaydım. zihinsel ürünlerin yok olması beni üzüyor. ama en çok üzüldüğüm, bana en çok koyan şeyi buraya yazmadan geçemedim. koştum gelim, inciye dert yanmak istedim.

artık pgiboloji okuyanlar terapist olamıyo ey inci.

sosyal çıkışlı olup, tarh coğrafya felsefe mantık pgiboloji edebiyat bilen biri zaten pgiboloji okuyamıyodu. onu sadece tmciler okuyabiliyodu.

şimdi tmciler pgiboloji okuyabilecek... ama terapist olamayacak.

mfciler tıp okuyup... terapist olacak.

vay aq.

olm ferrecilara aşık oluyorum lan. mesela tori black. jenna jameson. gavatmıyım la ben.