NCE ONU ANLAMADAN; ONUN DÜŞÜNCELERiNi AYNA NÖRONLARI KULLANARAK BENiMSEMEDEN; O OLMAKTAN; VE SONRA ÇATLAKLARI YARARAK ONA ULAŞMAKTAN GEÇER. ÖNCE DÜŞMAN TANINMALIDIR!! ( Dikkat:Yazı bir ders niteliğinde olduğundan uzundur. Militarizm bir öğrenme sürecinin sonucunda uyanacağından okuyunuz, öğreniniz ve saldırınız... !)

Bu yazı okunurken çerçeveler bırakılmalı bir Çevreci gibi düşünülmeli; sonra da; onların hataları; avellikleri bulunmalı ve ideolojinin çürümüşlüğü ortaya çıkarılmalıdır.

Feminizmin içeriğini gösterip; çürüttükten sonra bu haftaki ideolojimisde; her takta ortaya çıkan çevreciler; ekolojistler.

Yine belirtelim ki ideolojilerin hepsini bitirdikten sonra Türkçülüğün bunların her birine karşıt önerisini sistematik olarak sunacağız.
---
Ecologism, Environmentalism--Ekolojistlik, Çevrecilik Nedir.?

Ekolojizm ve Çevrecilik insanın doğaya verdiği zararın önemini vurgular; endüstrileşmeden bunun hızla arttığını vurguladıktan sonra; endüstriyel büyümenin enflasyonel büyümesinin büyük bir aşamaya geleceğinden ve bu aşamanın iNSANLIĞIN ve diğer TÜRLERiN tamamen sonunu getireceğinden kesin ve sık bir şekilde söz etmektedir.

En güçlü argümanlar olarak herkesin bilebileceği; küresel ısınma; soyu tükenen türler; lokalize olmuş hava, su ve toprak-çevre kirliliğinden dem vurur. Ayrıca doğal kaynakların tükenme hızını "exaggerate" etmek yani aşırı abartmak gibi bir huyları vardır.

Ekolojizm şu ana kadar insan oğlunda "antropocentric" yani insan merkezci dünya görüşünün, aptal bir zihniyet olduğunu ileri sürer ve bunu sürekli yineler.
insan Merkezci görüş; dünyanın, doğanın ve onun içerdiği her şeyin; hayvanların, bitkilerin, doğal kaynakların sadece insana amade olduğu; onun için bir araç olarak var olduğunu savunan bir görüştür. Bu anlamda insan merkezcilik; insanı her şeyin merkezine koyar.

Bunun karşısına Ekolojizm, "ECOCENTRiC": çevre merkezciliği önermektedir. Bu görüşe göre insanların özel bir yanı yoktur; insan oğlu doğanın bir parçası olmaktan öte bir özellik barındırmaz. insan sadece bir hayvandır ve hiçbir şey insan için değildir; her şey, her şey içindir.

Ekolojizm'in Fraksiyonları :

Liberal Ekolojistler: Bu kanat insan merkezciliği göz ardı eder onu önemsemez; ona sinsice destek verir. Liberal bir kanat olduğundan insan merkezli "Liberal Piyasa Ekonomisi"nin tüm dertlere deva olacağını savunurlar. "Doğanın yozlaşmasına kirlenmesine kim sebep olduysa onlar bunun cezasını; belli tazminatlarla ödemelidir" derler ve "Green Techlonogy" yani yeşil teknolojiyi ön saflara sürerler.

Sosyalist Ekolojistler: Tahmin edileceği gibi bu kanat; doğanın kirliliğine neden olan şeyin; kapitalizm olduğunu ve sermayeciliğin belirli aşamalarının yozlaşmayı hızlandırdığını söylerler. Sosyalist bir devrim tüm doğanın kurtarıcısı olacaktır; böyle aptalca bir düşünce içerisindedirler. Halbuki silah ve çelik sanayine tüm kapitali ve kaynakları akıtan Lenin ve Stalini ise bu konuya mazur görürler... Neyse bu konuya Sosyalizm'de değineceğiz.

Radikal-Deep Ekolojistler: Eğer bu dünyaya karşı olan tavır ve tutumlarımızı değiştirmez; antropocentric görüşü bırakmaz isek bir "Dooms Day" yani mahşer günü ile karşılaşmamızîn kaçınılmaz olduğunu savunurlar. Ekolojistler endüstrileşmeyi sevmezlerken; Radikal Ekolojistler bizzat buna karşıdırlar; derin ekolojizm endüstri öncesi; ilkel "PRiMiTiVE SOCiETY" denen şeye geri dönmek ister.
Derin ekoloji hem Liberal hem Sosyalist Kanatları "sığı bir canavar" olarak nitelerler.
---
BU iDEOLOJiNiN ELEŞTiRiSi

Ekolojism de pek çok ideoloji gibi indirgemeci bir yanlışa düşerek her şeyi; insan merkezci görüşün karşıtı; çevre merkezciliğe indirger.

Endüstrileşmeye karşı olmak ise ayrı bir avellliktir; ne piyasa ekonomisinin yani kapitalizmin her türlü doğa sorununu çözeceği liberal ekolojizm; nede kapitalizmin kaldırılmasının her türlü doğa sorunu karldıracağı sosyalist ekolojism gerçekçidir.

Asıl akıl dışı olan: derin ve radikal ekolojizmin; endüstri öncesi bir toplum düzeyine; pastoral hayata geçme argümanıdır. Bu realiteden de dağlar kadar uzakdır.

Ekolojistler sürekli " kıyamet senaryoları" üreterek bizzat insan oğlunun potansiyelini küçümseme hatasına düşmüşlerdir.

Çere ile ilgili problemleri abartır; insanlığın sonunu getireceğinden aptallıkla bahsederler. En basit bir cevapla; dünya adlı gezegen yok olsa bile başka gezegenlerde kolonileşmek insanların kudreti dahilindedir.

Pek çok ideolojinin pratiği yoktur bunlardan ilki önceki dersimizde verdiğimiz gibi feminizmdir. Bir ikincide çevreciliktir. Çevreciler ota taka karşı olarak sürekli doğayı kurtarmayı savunur ama bunun nasıl bir sistematiğe oturacağını söylemezler; söyledikleri şey " ilkel topluma geri dönelim, bunları durduralım gibi " kalbur üstü saçmalıklardır.

Bir kere global dünya siyasetinde ve dünya ekonomisinde "PROBLEMS OF COLLECTiVE ACTiON" adlı büyük bir sorun vardır. Bu şu demektir: Kolektif Hareket Sorunu...

Her devlet çevre ile ilgili yatırımlarda bir başkasından atılım bekler bunun en büyük sebebi de şudur. Dünyadaki çevreye verilen zarar USA için %70 ise Türkiye gibi bir ülkede bu %3 tür. Türkiye gibi bir devlet kalkıp "gelin şu dünyayı temizleyelim, kurtaralım demez"; çünkü asıl zararı o vermemektedir. Hipotetik olarak Türkiye ya da Azerbaycan gibi ülkelerin böyle bir atılım yaptığını var saysak bile; bu lokal bile olamayacak bir atılım gerçekleştirecektir. TÜRKiYENiN HAVASI Türkiye'ye has değildir; sermaye devi ülkelerin yarattığı kirlilik ve her nevi hava kirliliği global etkidedir.

Şuan Hitler ile Nikita Khruschev aynı havayı solumaktasınız; hava akışkandır...

Şu halde küçük devletlerin böyle bir atılım yapamayacağı ve bu atılımların belli "fonlar" ile yapılacağı göz önünde bulundurulduğunda; bizim gibi gelişmekte olan ülkeler bu fonu hem sağlayamaz hemde kapital devlerin yardımı olmadan sağlamak istemeyecektir...

Ekonomisi ise bunun üzerine kurulu ülkeler zaten bu atılımda bulunmayacaktır bile. Bu yüzden kimse harekete geçemez ve Kolektif Harekete Geçme problemi vuku bulmuş olur.

Bu nedenle ekolojizmin real ve uygulanabilecek bir yanı yoktur.

Uygulanamayan bir ideoloji üzerine temellenmiş bir harekat asla amacına ulaşamaz.

-Turancı- Barış sadece savaş için bir Hazırlıktır