dünyaya gönderilişimizin sebebi

dünyaya gönderiliş sebebi sınav olmakla birlikte, bu kadar basit değildir aslında. şöyle ki; her an bir sınav. sınavın olmadığı bir an yoktur insan hayatında.

öncelikle insan beyni iki kısımdır. sağ ve sol loblardan bahsetmiyorum. korteks denilen, beynin üstünü kaplayan, bilinç dediğimiz, iradeyi belirleyen kısım. bir de onun altı var ki ona da bilinç altı diyorlar. bu alt beyin, açlık, ciks, hayatta kalmak vb. konularda üst beyini yönlendiriyor. işte bu alt beyine nefis diyoruz. bu her insana verilmiş olan. bir de yine her insanda bulunan üst beyin var ki insanın nefsiyle olan mücadelesi ölene kadar devam ediyor.

reklamcılıkta sıkça kullanılan subliminal mesaj yöntemi var. görsel yahut işitsel mesajlar, mantıksal sınama yapmaktan aciz alt beyine mesajlar gönderiliyor. beni al diyor alt beynine. (bkz: 25 kare) bu telkinler görsel olabileceği gibi işitsel de olabiliyor. üst beynin algılayamadığı bu mesajlar direk alt beyne ulaşıyor. lafı getirmek istediğim, insan aklı ile nefsine karşı mücadele ederken, subliminal olarak sürekli telkinler alıyor ki, bu telkinlere vesvese diyoruz. burada bir adaletsizlik olduğunu düşünebilirsin belki ama öyle değil. akıl bu nefis ve şeytan ikilisine karşı yetecek güçte aslında. ne yapıyor bu ikili;

allah hakkında bilmediğin şeyler söylemeni emrediyor sana. çokca telkin var sana yaptırmak istediği. mesela allah a soru sormak gibi. kimin haddi? işte akıl bunun olmaması gerektiğini bilecek kapasite de yaratılmış. fakat nefsinin hoşuna gidiyor. sana sorduruyor. "madem öyle de beni niye yarattın" gibi allah a iysan eden cümleler kuruyorsun.

bir de ilavet etmek istiyorum ki hakkında çok şey söyleniyor. soru şöyle; "allah neden kusursun yaratmadı, madem kusursuz yaratmadı neden hesap soruyor?"

birincisi; allah ın yarattıklarının kusursuz olduğunu sadece ilk okul din kültürü derslerinde falan duyarsın. kesinlikle böyle bir bilgi yanlıştır. kusursuzluk yalnızca allah a mahsustur. dolayısıyla, yarattıklarının hepsi ama hepsi kusurludur.

ikincisi; allah kimseye kaldırabileceğinden fazlasını yüklemez, ve kimseyi vermediği şeyle hesaba çekmez. herkes aynı imtihana ve aynı sorguya tabi değil.

üçüncü olarak, allah her şeyi yaratmaya kadir. ve bununla birlikte, yarattıklarını özgür iradeleriyle imtihan etmeye de kadir. o yaradıcı, o sonsuz ilmiyle, senin hangi yoldan gideceğini biliyor sadece. seni bir yola gitmen için programlamıyor. sen bir bilgisayar yazılımı hazırlıyorsun. rastgele bir milyon sonuç vermesi için yazmışsın. o bir milyon sonuç içerisinden ne çıkacağını sen dahi bilemezsin. ama yaradıcı, senin özgür iradenle kendini ne hale getireceğini biliyor. son olarak allah kimseye zulmetmez. insan yalnızca kendine zulmeder yaptıklarıyla.