Dünyanın en güçlü ülkeleri denince akla: ‘Her şeyin başı Amerika, arkasında da israil var. ingiltere zaten sinsi ülke. Hepsini elinde oynatıyor.’ düşüncesi gelir. Doğrudur da. Ciddiyet arz eden ortamlarda bunları ifade etmek, farz konumundadır. Muhakkak söylenmelidir.
Ama aslında dünyanın en güçlü ülkesi Papua Yeni Gine’dir. Yenidir sonuçta. Tanımıyoruz etmiyoruz.
Bir savaş çıksa havadan mı yoksa karadan mı gelirler belli değil. Belki üzerimize ‘Bööööö‘ diye koşup ödümüzü başkentinden patlatacaklar. Papua ne demektir mesela. Orada bir subliminal mesaj mı vardır. Belki Papua sempatikliğini kullanıp bilinçaltımızda: ‘Bu ülkeden zarar gelmez, baksana isme Papua..‘ fikrini yerleştiriyorlar.
Mesela güçlü olduklarına dair bir fotoğraf göstereyim. Allah aşkına şu tipi gece görseniz korkmaz mısınız? Korkarsınız, tamam bitti. Bunlar dünyanın en güçlü ülkesi.

Bu fotoğraf neyi anlatıyor? Çok iyi kamufle olduklarını… Bakınca ne görüyorsunuz?

Bir insan mı yoksa tarladan yeni toplanmış, toprağı üzerinde bir patates mi? Elbette kipatates görüyoruz. Bir savaş çıksa hangi asker patatese ateş eder ki? Etmeyiz, müsrifliktir, nimete ateş edilmez. Düşünsenize karşınızda üzerinize doğru koşan yüzlerce patates var. Ne yaparsınız? Gidip köfte pişirirsiniz. Köfte patates iyi oluyor. Üstüne biraz da ketçap mayonez.
Bunlar önem arz eden meselelerdir. Amerika’nın, ingiltere’nin, israil’in ne malı olduklarını az çok biliyoruz. Amerikan malı. ingiliz malı. israil malı vs.. Peki Papua Yeni Gine? Dünyayı işgal etmek için kocaman patates taklidi yapan bir topluluk mu? Yüzlerini V for Vantetta gibi gizleyip, dünyaya kendi düşüncelerini hakim kılmaya çalışan bir oluşum mu? Uçak düşünce hiçbir şey olmayan kara kutu mu yoksa Papua?
Dünya haritasında yerini göster deseler: ‘Papua Yeni Gine dünya haritasında mıydı ki? O güneş sistemindeki Plüton’a komşu gezegen değil miydi?‘ diyecek haldeyiz. Bu nedenle dikkatli olmak gerekiyor