/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +23 -1
    Ben kendimi bildim bileli uzaydaki yaşama merakım vardı. Bunda babamın da etkisi vardı. Daha 5 yaşındayken bana uzun ince bir teleskop (yaklaşık 50 cm boyunda, 15 cm çap mercekli, çinko kaplamalı) almıştı. Yanında da "Galaksi Rehberi" adında bir kitap hediye etmişti.

    Çocukluk aklı işte babamdan gelen bu hediyeye gözüm gibi bakmıştım. Yatağıma yatarken bile hep baş ucumdaydı. Sabah kalktığımda, akşam yatmadan önce tripoduma takar gökyüzünün içimi ferahlatan engin denizinde seyre dalardım. Ve bu buna gerçekten büyük bir haz verirdi.

    Zaman geçti ama bendeki uzaya olan iştah hiç bitmedi. Aksine artarak devam etti. 23 yaşında TÜBiTAK'ta Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü biriminde görevli asistan olarak göreve başladım. Uzay Mühendisi olarak görevimi icra etmekteydim ve hedeflerim vardı. Yaklaşık 2 ay sonra burs alarak NASA'ya görevli olarak gidecektim.

    Size anlatacağım hikayede tam da burada başlıyor. NASA'daki görevimde karşılaştığım gariplikler, Türkiye ve Arap Yarım Ada'sında planlanan gizli proje ve Dünya'nın sonuna hazırlık...

    Önemli Duyuru: Yeni okuyacak bir kitle olursa yarım kalan hikayeyi devam ettirebilirim.
    ···
  2. 2.
    +9
    Beyler okuyup, beğenen panpalarım emeğe saygı mahiyetinde baş entrye şukularını atarlarsa çok memnun kalırım. Bu bana şevk verecek ve hikayenin kaldığı yerden devam etmesi için motive edecektir. Teşekkürler...
    ···
  3. 3.
    +8
    05.09.2013

    Bugün doğumgünümdü. Herkesten ve herşeyden yine uzakta kendi içimde bir doğum günü. Ankara'da yaşam çok garipti. Havası soğuk olduğu kadar bazen insanları da içimi üşütüyordu. Ama alışacaktım. Herşeye rağmen alışıcaktım. Hayallerim için bu şehirede, bu TÜBiTAK'a da , buradaki çalışanlarada alışacaktım.

    Bugünkü deney için yeni çizelge hazırlanıp asılmıştı. Bölüm B'de yeni yerçekimsiz ortam simülatörünün denemesi için ben ve yeni arkadaş olmaya çalıştığım Ahmet'i bir de yeni mezun Berna'yı bu göreve yazmışlardı. Bugün için fena bir takım değildik. Başımızda çok saygı duyduğum Dr.Faruk hoca olunca belki de bu fikre kapılmıştım.

    Doğum günüm için arayan belki yoktu ama kapım çalınıp odaya Ahmet girince daldığım düşüncelereden sıyrılmıştım. Ahmet, " Neredesin oğlum Faruk Hoca bizi bekliyor? Yeni yetme Berna'yı gördün mü? Onu da yazmışlar. Ne alaka lan? Daha dün mezun bugün teste veriyorlar. Bu dünyada bir karış şeyin olacak... Neyse ya. Biz işimize bakalım" dedi. Benim pekte konuşmama müsade etmeden, sanırım çok da umursamadan, cümlelerini sırayalayıvermişti.

    "Tamam" dedim. "Sen odanın dışına çık. Kapıda bekle beni. Ben laboratuar kıyafetlerimi giyip gelecem. Olmazsa sen direk Faruk Hoca'nın yanına git. Orada buluşalım. Kızmış olabilir hem. Yatıştırırsın."

    Radyasyon emici tulumumu ve bonemi takıp, beyaz önlüğümle kapıyı kilitledim. Bir senelik asistan olsamda TÜBiTAK'ın imkanları hiçte azımsanacak gibi değildi. Bana oda bile ayarlamışlardı. Hoş, bu benim işime de geliyordu. Yatıp kalkmak için bir evimde olmuştu bu oda benim için.
    ···
  4. 4.
    +7
    5,4,3,2,1... Ve AR-35 cihazının başlama tuşuna Dr. Faruk Hoca bastı.

    Berna elindeki dosyaya ana kontrol masasındaki kontrol değerlerini yazıyor, Ahmet ve diğer TÜBiTAK personeli camın arkasındaki makinenin çalışmasını ve işleyişini pür dikkatle izliyordu. Bu arada başkanımız ve NASA ekibi kendi aralarında ingilizce olarak bir kaç diyaloğa girmişti. Ben ise bir Dr. Faruk Hoca'ya bir de ana kontrol paneline bakıyordum.

    Ana kontrol paneldeki değerler normal gözüküyordu. Fakat Faruk Hocamdaki yüz ifadesi bir garipti. Onu yaklaşık bir seneyi geçik tanıdığımdan bunu fark edebiliyordum. Derken makinenin rutin çalışma sesinden farklı garip tonda, zorlayıcı ve yüksek perdede sesler gelmeye başlamıştı. Başta çokta tedirginlik vermese de giderek artan ve rahatsızlık edici bir boyuta ulaşmıştı. Hemen daha sonra, bu zamana kadar şahit olmadığım acil durum kırmızı ışığı yanıp sönmeye başladı. işte o anda, odanın içindeki herkesten bir uğultu yükseldi. Personel birbirlerine bakıp, bu işe anlam veremediklerini ifade etmeye çalışıyordu.

    Tam bu sırada, Faruk Hocam bana döndü. "Hikayeci işler ters gidiyor. Ahmetle, Berna'yı da yanına alıp içeri girmen gerekiyor. Bu çok tehlikeli biliyorum ama makineyi şu an elle durduramıyorum. Eğer durduramazsam tehlike çok büyük. infilak etme riski var. Hemen hazırlanıp içeri girin." dedi. Ve son olarak yüzüme yaklaşıp, "Oğlum şu an elimden bir şey gelmiyor. Oradan kapatmak gerekiyor. Buradan da ben uğraşacağım. Birisinin girmesi gerekiyor. Sana güveniyorum. Hadi utandırma beni. " diyerek ekledi.

    Bunları söylerken benim benzim attı. Her şey normal giderken ne oldu da bu noktaya gelindi anlam veremiyordum. Kendimi toparlamaya çalışıyordum. Faruk Hoca, tekrar bakıp " Hadi oğlum. Vaktimiz yok acele et." dedi. Ahmet kolumdan sarstı. Ve koşarak odaya girdik.
    ···
  5. 5.
    +6
    Beyler okuyan hiç mi panpa yok? Okuyan varsa ses versin.
    ···
  6. 6.
    +6
    Daha sonra Berna Ahmet'le de tanıştı. Ahmet'in bakışlarından yılların verdiği hasretle kıza abayı yaktığı izlenimi vardı. Ama beni çokta ilgilendirmezdi. Berna hoş kızdı, hatta ilk görüş için çekici bile denilebilirdi. Ama benim amacım ve niyetim, dikkatim işimi layıkıyla yerine getirmek, NASA bursunu kapabilmek için elimden geleni yapmaktı.

    Faruk Hoca, " Tanışma faslınız bittiyse geç kalmayalım teste." dedi. Böylelikle Ahmet'le ben oturduğumuz yerden kalktık. Önde Faruk Hoca ile yeni asistanımız Berna, arkada Ahmet ve ben Bölüm B'deki test 3 odasının yolunu tuttuk.

    Kapıya geldiğimizde bir hareketlilik vardı. Bir kaç siyah takım elbiseli adam ve bölüm başkanımız ve yine bizim gibi önlüklü bir kaç personel gözüküyordu. Kalabalıktan anladığım kadarıyla bugünkü deney önemli olacaktı. Çünkü, bu deney bir kaç aydır TÜBiTAK olarak NASA ile ortaklaşa çalıştığımız Uluslararası Uzay istasyonundaki ek bölüm kapasitesini artırmaya yönelikti. işin ciddiyeti ve önemi de buradan geliyordu.

    Faruk Hocam önden biz arkadan kalabalığa yaklaştık. Faruk Hocam, bölüm başkanımıza yaklaşıp bilgi aldı. Daha sonra Amerika'dan geldikleri tiplerinden belli olan görevlilerle selamlaşıp tanıştı. Bizde onları arkadan izliyorduk. Faruk Hoca sonunda bana döndü, " Hikayeci, Ahmet ve Berna ile test odasına geçin. Son hazırlıklarımızı tamamlayın." dedi. Son olarak da kulağıma eğilerek ve fısıldar şekilde "Oğlum, bunlar NASA'dan gelen burs için adam seçecek görevlilere benziyor. Bugün dikkatli ol. Aman diyeyim bir hata yapma." dedi.

    Ben bunu duyduktan sonra hafif sararır hafif kızarır gibi oldum. Ama çokta bozuntuya vermeden Berna ve Ahmet'le ön sterilizasyon bölümüne girdik.
    ···
  7. 7.
    +4
    Ön Sterilizasyon bölümünde Berna bayanlar bölümüne geçti. Kıyafetlerini değiştirdi. Tulumunu ve bonesini taktı. Ahmet ve ben önceden hazır olduğumuzdan sadece püskürtücü dezenfekte kapısından geçerek test odasına girdik. Berna da arkadan dezenfekte aracından geçerek bize katıldı.

    Test odasının içi bembayaz yangın ve radyasyona dayanaklı beyaz EM koruma malzemesi ile kaplıydı. Bu gerekliydi çünkü radyasyon değeri belli bir SAR seviyesinde olmalıydı. Zemin ise kendini daha belli edici gri kauçuk ile kaplıydı. Bu ise statik elektrik akışını engellemesine katkı sağlıyordu. Yani işin özeti, odanın olabildiğince yalıtılması gerekiyor, deney şartlarının elverişli olması gerekiyordu.

    Ben yerçekim sönümleyici AR-35'in yanına doğru yöneldim. Kontrol panelindeki değerlere baktım. Ahmet ve arkamızdan gelen tanımadığım iki TÜBiTAK personeli ise makinenin ön ve arka sönümleyici merkezlerini kontrol ediyorlardı. Berna ise yanımda beni izliyordu. Aralarında en kıdemli asistan olarak bunu ona ben tembihlemiştim. Çünkü ilk testen onu bu deneye dahil etmek istemedim.

    Test odasının içinde, dikdörtgen bir cam panel vardı. Cam panel'in arkasında Dr. Faruk Hoca, bölüm başkanımız Prof. Şemdi Gürsoy ve yakalarında NASA amblemi olan görevli personel vardı.

    Son kez kontrol panelindeki değerleri kontrol ettim. Ahmet ve diğer arkadaşlarının onayını aldım. Ve panele doğru bakarak Dr. Faruk Hocama tamamdır işareti verdim. Hocam'da gözüyle onay verdikten sonra test odasından çıktık. Ekiple birlikte ana kontrol masasının olduğu odaya, yani cam panel arkasındaki odaya, Faruk Hocam ve NASA ekibinin yanına geldik.

    Görev başında Dr.Faruk Atasoy ve yardımcı ekibi olarak geri sayım için saymaya başladım.
    ···
  8. 8.
    -4
    KENDiSi TAM BiR SEX MANYAGIDIR
    ···
  9. 9.
    +4
    Ana giriş binasının bekleme lobisinde oturuyorlardı bizimkiler. Ahmet el kaldırıp selam verdi. "Hocam geldi işte bizim hikayeci. Gidebiliriz" dedi. Faruk Hocam, kafasını çevirip bana baktı. " Berna'da gelsin öyle gideriz. Kız daha yeni. B Bölümü'nü dahi bilmiyor. Bekledik bekleyeceğimiz kadar zaten." Bu konuşmaları dinlerken onların yanına gelip selam verdim. Oturdum yanlarına.

    Faruk Hoca, Ahmet ben sohbete koyulduk. Bir ara konu döndü dolaştı NASA'nın burslu araştırma görevlisi alma mevzusuna geldi. Benim yıllardan beri hayalini kurduğum bu bursu Faruk Hoca'dan duymak ayrı bir heyecan vermişti. Faruk Hoca'da bunu fark etmiş olacak ki, "Hikayeci sen ne düşünüyorsun? Başvurmak için yeterli koşullar var sende. 1 senelik tecrüben bile var bu kurumda. Bana sorarsan denemelisin şansını." Ahmet ben söze girmeden atladı hemen. "Hocam, hikayecinin çocukluk hayali bu. O başvurmasında kim başvursun." Ahmet iyi çocuktu da bazen bin olabiliyordu.

    Biz muhabbete dalmışken uzaktan ateş kırmızısı elbiseyle, elinde büro klipsli dosyayla bir bayan yaklaştığını fark ettim. Altın sarı saçları çoğu erkeğin tekrar dönüp bakmasına sebep verecek kadar dikkat çekiciydi. Ve yanımıza doğru yöneldi. Tam yoksa bu Berna mı derken, Faruk Hoca araya girdi. "işte bu da yeni asistanımız Berna." Sonra bizim şaşkın ve açılmış gözlerle görünce "Siz tanışmamış mıydınız?" diye sordu. Ahmet durur mu, " Hocam tanışmış olsak daha bir dikkatli giyinir, süslerdim" dedi. Ah Ahmet ah diye iç geçirip, " Merhaba ben hikayeci. Uzay Mühendisi, asistan araştırma görevlisiyim" dedim. Berna da hafif gülümseyerek "Merhaba bende Berna. Yeni nükleer mühendisi asistan araştırma görevlisiyim." dedi.
    ···
  10. 10.
    +1 -1
    Hikayem kurguya dayalıydı. Fakat gerekli ilgi görmediğinden burada kesmek durumundayım. Okuyanlara teşekkürlerimi sunarım.
    ···
  11. 11.
    -1
    sabaha kadar niye beklettin lan
    ···
  12. 12.
    +1
    Rezervasyon
    ···
    1. 1.
      +2
      Gözünün yağını seveyim be. Harbi şevk verdin. Ciddi ciddi yazmayı bırakmayı düşünüyordum.
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz kardeş zaman geçiyor okurken
      ···
    3. 3.
      0
      #176487411
      ···
    4. diğerleri 1
  13. 13.
    0
    Rezerve.
    ···
  14. 14.
    0
    yeter ya sıkıldık
    ···
  15. 15.
    0
    rezerved
    ···
  16. 16.
    0
    Okuyoduk amk
    ···
  17. 17.
    0
    De⊂( ̄(工) ̄)⊃⊂( ̄(工) ̄)⊃
    ···
  18. 18.
    0
    QuaRezma
    ···
  19. 19.
    0
    Rewerse
    ···
  20. 20.
    0
    Kesme lan
    ···