1. 1.
    0
    başlıktan da anlayacağınız üzere dün gece bardaydım panpalar, içip eğlenmek, bir ihtimal kız kaldırıp geceyi mutlu sonla kapatmaktı amaç. gittiğimiz barı bir arkadaşın tavsiyesine uyarak seçtik. bizi oraya zütürürken menülerindeki kokteyllerin türkiye'de eşi benzeri olmadığını anlatıyordu.

    bara girince arkadaş müdavim olmanın rahatlığıyla gidip en şekil garsonla enseye tokat züte parmak selamlaşıp, bizi güzel bir masaya aldırdı. sora menüler geldi, kokteyl seçmeye çalışırken arkadaşımız mekanın molotov adında inanılmaz güzel bir kokteyli olduğunu, onu denemezsek mekanın ritüeline saygısızlık etmiş olacağımızı söyledi. biz de peki ulan deyip molotov isimli bu kokteylden 4 adet istedik.

    muhabbet ederken bir yandan da yan masadaki kızlarla kesişiyorduk, derken kokteyllerimiz geldi. görünümleri çok ilginçti; bardak yerine şişe içinde gelmişti, kırmızı, sarı ve yeşil renkte üç içkinin karışımından yapılmıştı ve üzerinde ilginç bir şekle sahip süs bayrağı vardı. arkadaşlardan biri ısrarla bunun güneydoğu anadolu bölgesi şeklinde olduğunu ısrar ediyordu.

    sıra içme faslındaydı, müdavim olan arkadaş bize kokteyli içmeden önce absinth gibi ateşe vermemiz gerektiğini söyledi. tam söndürecekken "bunu yanarken içmeniz lazım" dedi. "olur mu kan öyle şey, ağzımızı yakarız" demeye kalmadan, adam tek dikişte bitirdi kokteyli ve gülümseyerek "çok yavaşsınız beyler" dedi. yan masamızdaki kızlar da bize bakıp kıkırdamaya başlayınca, o gazla kafaya diktik şişeleri.

    tarif edilemez derecede korkunç bir deneyimdi kokteyli içmek. mideye doğru akarken dudak, dil, gırtlak önüne çıkan ne varsa yaktı hep. "zehir gibiymiş lan bu!" demeye gelmeden vücudumu korkunç bir kaşıntı kapladı, sonrasında her yerimden kıllar çıkmaya, derimin rengi esmerleşmeye başladı. yüzümü yokladım, o sabah yeni traş olmuş olan ben, bir anda 2 aylık sakal çıkarmıştım. tek kaşa dönmüş, neredeyse avuç içlerimden kıl çıkacak hale gelmiştim. diğer iki arkadaşın durumu da benden farksızdı. çektiğim acıdan dolayı ambulans çağırmalarını istediğimde, dudaklarımdaki ve dilimdeki yanıklardan dolayı konuşamadım, sadece biji diyebiliyordum.

    derken mekanı polis bastı. herkesin kimliklerine bakmaya başladılar. sıra bize geldiğinde kimlikleri uzattık. benzetemediği için sorular sormaya başladı polis, ama cevap olarak sadece "biji" diyebiliyorduk. masamızda yanmakta olan şişeleri de görünce bir anda bizleri yere yatırıp kelepçeledi. o geceyi nezarette geçirdik.

    sabah uyandığımızda normale dönmüştük. komiser amcayla konuşup derdimizi anlattık. sağolsun babacan adam çıktı, hafifçe kulaklarımızı çekip bilmediğimiz şeyleri içmemezi öğütledi be gitmemize izin verdi.

    karakoldan çıkınca ilk iş, bizi bu duruma sokan arkadaşı dövmek oldu. şimdi evdeyim, durumum iyi olsa da içimde hala evin yakınındaki inşaatlarda işe başlayıp, türkü söyleyerek leş gibi kokana kadar kazma-kürek sallama isteği var.
    ···