1. 126.
    +4
    merlin bizi uçan devasa kuşların üzerine bindiriyor , biciriği de ellerinden kendine bağlıyor düşmesin diye. ah kadim dostum merlin , ne yufka yüreklisin. camelota vardığımızda arthur bizi bekliyor. ne güzel karşılama tanrım , herkes gülüyor neşe içinde.
    ···
  2. 127.
    +3
    hemen arthura soruyorum , yuvarlak masa etrafında ne zaman toplanacağız? yemekten önce mi yemekten sonra mı?

    hiç değişmedin arthur hala kaba ve inciticisin "sktirtmesin masasını atın şunu gözümün önünden" ne demek..
    hem ayrıca biciriğin tepesine niye çıktın , nasıl taşısın lan seni?
    "halkına zulmeden kıral olmaz olsun" diye bağırıyorum ve gözlerim kararıyor , nefes alamıyorum..
    sanırım büyücüler yüzüme zehir attılar
    ···
  3. 128.
    +3
    kendime gelmeye başladığımda, bir zindanda olduğumu anlamam uzun sürmüyor. bicirik yanımda değil. başım çok kötü ağrıyor.
    parmaklıkların ardında lancelot ve galahad bana bakıp gülüyorlar. hainler..
    hücremde başka biri daha var biraz dikkatli bakınca "lady guinevere" olduğunu anlıyorum..
    leydim sizi niye tıktılar bu karanlık zindana diye hüzünleniyorum.

    bu nasıl leydi lan.."gah gah gah ne diyeo bu meannyak" diyen leydiye tükürürüm.
    ···
  4. 129.
    +5
    lancelot şekerli bir su veriyor bana. "iç kendine gelirsin" diyor. önce almak istemiyorum ama çok susadım.
    suyu içtiğimde renkler pesleşmeye , sesler normalleşmeye başlıyor. barok müzik kesiliyor.

    arthur'un, "başkomiser necati" olduğunu anlamamak için mal olmak lazım.
    ···
  5. 130.
    +5
    "başkomiserim, hamzullahı savcılığa ifadeye zütürdüler bu genci ne yapacaz" diye soruyor lancelot. aslında adı komiser yardımcısı lütfü. kast nasıl sıralanıyordu?

    arthur = başkomiser necati
    merlin = polis memuru ibrahim
    lancelot = komiser yardımcısı lütfü
    galahad = polis memuru hamdi
    inanılmaz devasa kuş sesi = polis sireni
    inanılmaz devasa kuş = polis arabası
    lady guinevere = huur

    ne içirdin lan bana zalım cüce.
    ···
  6. 131.
    +6
    torbacı hamzullahı paketlemek için bekliyormuş polis zaten..bir suçum olmadığı gün gibi ortada. arthur fırça kayıyor bana.
    ne işim varmış esrarkeşle torbacıyla.. ulan sanki mal almaya gittim.. anlattım başımdan geçenleri tek tek.
    "deli lan bu" diyip yaka paça attılar beni camelottan.

    unutma arthur , unutulanlar unutanları asla unutmazlar.. tekrar gelicem
    ···
  7. 132.
    +5
    karakol çıkışında bir çocuk , elinde çubuk kraker var..ver la bi tane diyorum. erojen bölgesini göstererek "bunu ye "diyor... ulan nasıl bir mizahın içindeyim , 10 yaşındaki çubuk posta koyuyor bana.. halbuki ürkütücü bir görüntüm var..

    la olum gibtir git başımı belaya sokma diyerek püskürtüyorum saldırıyı.

    "ablaaaa " diyerek bağırıyor ibiş.
    gel pamuk prenses sen ekgibsin hayatımda
    ···
  8. 133.
    +3
    çok geçmeden geliyor pamuk... en az ikiyüz elli kilo.
    bu nasıl pamuk? demirden ağır..
    "ablacım" diyorum.."yanlış anlama var"...

    "yek yeaaa" diyor ve ekliyor "abaaeeeyyyyyyyyyy".

    gibene yakalanma hastalığı var bende.. başka açıklaması olamaz
    ···
  9. 134.
    +4
    pamuğun iletişim kurduğu yaratığı uzaktan görüyorum. kaçmak için zamanım var.
    ama kaçmıyorum..ne olacaksa olsun ulan , yeter artık diyorum içimden.
    gibmez ya? en fazla dayak yerim , sanki rejimdeyim amk.
    ···
  10. 135.
    +5
    çok geçmeden yanıldığımı anlıyorum.. adam üstüme gelirken uçkurunu çözüyor..
    bu da varmış kaderde.. çubuk krakerin abisi tarafından skilmek... olaya iyi tarafından bakmaya çalışıyorum.
    belki skilirken ölürüm biter bu zulüm..
    dur lan bi dakka tavuk mu skiyonuz siz?
    şimdi belanın kalaylısını buldunuz , çubuk krakerliyi rehin almak geliyor aklıma...
    dahi olduğumu söylemiş miydim?
    ···
  11. 136.
    +2
    gel la buraya cücük diyerek sarılıyorum boynuna krakerin.
    bağırıyorum... "yaklaşmayın keserim çocuğu".
    ···
  12. 137.
    +3
    evet. beklenen esnaf dayanışması oluşmak üzere , manav, bakkal , kasap , işportacı ve daha mesleğini hatırlayamadığım , unutulmaya yüz tutmuş zenaatlerin ustaları tarafından son yolculuğuma uğurlanmak üzereydim. Son çocuğu kesmeye çalışmayacaktım.
    ···
  13. 138.
    +3
    bütün mahalle yavaşça üzerime yürüyor. Durum hiç iç açıcı değil.
    artık başka çarem kalmadı son kozumu oynamak zorundayım.
    ···
  14. 139.
    +4
    bağırarak dans etmeye başlıyorum. Şarkının sözleri mi?
    hayat sevince güzel
    sevince tatlı günler
    bir kuşu kelebeği
    bir taşı sevin yeter.

    eğer mahalleli zamanında yeterince ayşecik filmi izlediyse hep beraber dev bir performansa dönüştürebilirdik bu tatsız durumu.
    ···
  15. 140.
    +4
    dışarıdan nasıl göründüğünü tahmin etmek zor değil. ama son kozum buydu.
    ve size bir sır vereyim "işe yaradı"
    coştukça coştum , ayşeciğin figüranı gibi dans ediyordum resmen. iki elimi belimin yanına koyup kalça atma hareketi bile yapıyordum. sanırım tek eksiğim mahallenin delikanlısı idi. beni kolumdan tutup bir o yana bir bu yana atarsa, prodüksiyonun %80'i bitmiş olacaktı.
    ···
  16. 141.
    +4
    aksi ihtiyar , şişman teyze , kötü kalpli ev sahibi , evsiz çocuklar , hepsi etrafımda toplanmış şemsiyelerle dans ediyorduk.
    en son şarkının bitmesine yakın , "sevelim, sevelim, sevelim" üçlemesi çektim ve mahallenin delikanlıları kule yaparak beni başa oturttular. dev alkış kopuyordu , mahalleli beni bağrına basmak için birbirini boğazlıyordu resmen.
    ···
  17. 142.
    +4
    bir anda mahallenin ayşeciği olmuştum. beni omuzlarında taşıyarak caddenin diğer tarafına geçirdiler.
    sevmiştim bu insanları , yeni evim burası olsun diye düşündüm. içimde garip bir huzur var.
    ···
  18. 143.
    +4
    yeni mahalleme alışmam lazım.

    gerçi eskisine de hiç alışamamıştım.
    bu arada pamuk prenses ve abisi bile artık bana iyi gözle bakıyorlar.
    mahalleli tam anlamıyla deli olduğumu düşünmeye başladı.

    bunun üzerine yatarım hacı.
    ···
  19. 144.
    +3
    daha sonra düşündüğümde yarım kalan işlerim olduğunu anladım.
    ceren beni bekliyor olmalıydı.
    kızıda feci korkuttuk
    ···