-
26.
0gir bakalım nick6 yı
-
27.
0kardeş değiliz
-
28.
0yolla panpa bekliyom
-
29.
0panpalar bi toplanın
-
30.
0200 tl nin arkasında yunus emre var
-
31.
0ilk olarak twitter çalınması falan yok yapmak isteyen yapar istemeyenlerde yarak kürek şeyler yazmasın
yapacağın iş basit önce takipcihavuzu.com'a girip uygulamaya izin verin sonra açılan sayfada takipçi kazanmaya başla deyin.
bu sayede 50 kredi bitene kadar (50 kredi yaklaşık 50 takipçi demektir) takipçileriniz artsın. eğer bende para tak dersen ücretli kredi alıp isteğini kadar kasarsın o senin bileceğin iş. bu birincisiydi geldik 2. adıma
twiends.com'a girip aynı şekilde üye olun ve uygulamaya izin verin. interest bölümüne turkey, ankara, turkiye, istanbul gibi şeyler yazın ki aynı ilgi alanlarına sahip takipçiler kazanın.
zaten üyeliğiniz bittiği zaman otomatikman bi kısım takipçi kazanacaksınız. bundan sonrası için iyi dinleyin. bu insanların sizi takip etme sebebi sizin onlara verdiğiniz seedslerdir. her takipçiye min. 2 seeds verirsiniz. sizin seedleriniz biter takipçi kazanırsınız. eğer seedsleriniz bittiyse new people sekmesinden insanları takip edip seeds kazanabilirsiniz. seedsleriniz arttıkça insanlar yine sizi otomatik olarak takip ederler. sistemi bu şekilde. yine paranız varsa seeds alırsınız ama bence hiç gerek yok. takip edip seeds kazanın sonrasında unfollow çakarsınız olur biter.
bir başka konuda şudur. twiends. comda yeni bir twitter hesabı açarak girmeyin çünkü sizi bir süre sonra kısıtlar.
kısıtlama gelmemesi için belli bir güvenilirlik seviyesinde olmanız lazım bunu twiends.com/twust adresinden görebilirsiniz. o sayacı %70in üstünde tutmanızı öneririm. sayacı etkileyen faktörler
1-) normal takipçi sayısı
2-)profil bilgileriniz
3-)hesabın açılış tarihi
4-)tweet sayınız
5-)arka planınız temanız vs.
6-)takipçi listeleriniz
bunlar güncel olursa kısıtlama yemezsiniz
hepinize kolay gelsin sorunu olan olursa ulaşsın yardımcı olurum -
32.
0haha salaksın kim bilir ne yapt..
bi dakka kapı çaldı -
33.
0olası sağcı diyalogları
baba:oğlum bugün bir görevimi daha yerine getirdim
oğul:ne yaptın baba
baba:2 kilo kömüre zütümü verdim
edit:@11i de es geçmeyelim ince görmüş -
34.
0köle no1 adaminson5harfi - ilk göz ağrım
köle no2 dogu kagan - canım benim ikinci nesil kıyamam
köle no3 anima libera - ne güzel de nicki vardı panpanın
köle no4 zbs amet - bu nickle giberim bile ikinci nesil
köle no5 zarokeroj - @2 olarak bana dil uzatmaya çalıştı
köle no6 gazmann - naughty america sever haklıda
köle no7 lacivicpanpa - dötüncü haniyy ;)
köle no8 facx - ferreci bin
köle no9 catlakbilek - acaba neden
köle no10 gulusubehayirlim - ilk evrim amk önce ana, bacı, etrafa küfürler falan filan
köle no11 zickherin - kendisi benim kafadadır. (bkz: #98817539) haklıda
köle no12 karabatmazlar - o kontörü atmazsan yarak özgürsün amk
köle no13 jfkfdfgff - böyle bir köle olmaz olsun amk
köle no14 gibeyim adini - kendisi kimlik giber
köle no15 zaggarin - ikinci nesil -
35.
0o
-
36.
0marstan gelen birine insanı nasıl tarif ederdiniz
-
37.
0cok acım panpa
-
38.
0ulan ben 95 yılını hatırlıyorum be
- 39.
-
40.
0lan huur evladı bak şimdi bak iyi dinle
bir arkadaşımın problemleri şu ve intihar etmiyor
cinsel hastalığı var. orgazm olamıyor ve doktorların dediğine göre ömür boyu olamayacak. erkeklikten mahrum yani
tipi frankestein gibi amk insanlar daşak geçiyor
yanma problemleri var. otobüse her bindiğinde her insan içine çıktığında alev alev yanıyor bebe vücudu kabarıyor acıdan duramıyor
babası huur çocuğunun biri. 5 kuruş vermiyor çocuğa. bi üstte ki problemden çocuk işe de giremiyor
biraz az zekalı. esprileri anlayamaz, el yeteneği de yoktur bi taku beceremez. matematik falan hak getire. kendini hiç geliştirmemiş
karaciğer problemi var. tedavi alıyor. bütün bu dertleri efkarları dağıtabilmek için ne bir dal sigara içebiliyor ne alkol alabiliyor
gelecekten hiç umudu yok. gibko bir bölüm okuyor
ve en kötüsü de bütün bunların farkında. kendini oyalayamıyor.ona hayat yok gibi bir şey
ee dıbını gibtiğimin dengesizi, tedavi edilebilecek bir hastalığın var, bunun dışında hayatını kurtarabilirsin. çok seviyorsan aileni git adam akıllı bir bölüm kazan oku zengin ol da aileni yaşat
eğer böyle kolay yolu seçiyorsan zaten doğman hataymış. amk güçsüz embesili
edit: şimdi baktım adam çorumluymuş amk ölebilirsin asdljdfsadsadsa -
41.
0a href http //i capsspot com/s/3/10/220758 jpg target blank http //i capsspot com/s/3/10/220758 jpg/aTümünü Göster
Gürbüz Evren: "Birgün beni yanına çağırdı ve... "
26.09.2012 02:53
Neşet Ertaş’ı ilk tanıdığımda 6 yaşımdaydım. Ankara’da, Cebeci’deki Perşembe pazarının yanında, Dumlupınar Caddesi’nde oturduğumuz apartmanın altındaki dükkânlardan birisi de, Bayburtlu halk sanatçısı Recep Kırıcı’ya ait olan Kırıcı Saz Yapımevi'ydi. Halk müziğinin ünlü isimleri, TRT’nin tanınmış sesleri buraya gelir ve sazlarını, bağlamalarını, curalarını, Recep Kırıcı’nın büyük oğlu Kenan ustaya yaptırırlardı. Mahallenin çocuğu olarak, bu dükkânın önünden hiç ayrılmaz, kimi zaman da saz, bağlama yapımında Kenan ustanın verdiği ufak tefek işleri yapardım. Ama hep elime saz almayı, öğrenmeyi, çalmayı isterdim.
Buraya gelen nice ünlü sanatçı arasında bana en çok yakınlık gösteren iki isim vardı. Özay Gönlüm ve Neşet Ertaş. Özay Gönlüm’ün elindeki o 3’lü sazın yapımına, Kenan ustanın elinden çıkışına başından sonuna kadar şahitlik etmiştim.
Birçok ünlü ismi, sazını, bağlamasını akort ederken, Türkü söylerken birebir dinleme olanağımın olduğu bu dükkanda, saz çalma merakım, en çok Neşet Ertaş’ın dikkatini çekmişti. Hiç unutmuyorum, ilkokul ikinci sınıfa başladığım gündü. Eylül sıcağı vardı. Okul dönüşü, saz yapımevinin önünde oturmuş Neşet Ertaş’ı gördüm. Bu gün bile kulağımda olan o güzel Kırşehir, Çiçekdağı aksanıyla, “Yanıma gel Karaoğlan” dedi.
Koşarak gittim. “Madem bugün okulun ilk günü, gel sana biraz da ben öğretmenlik yapayım” dedi. (Neşet Ertaş, çocukluğunda hep öğretmen olmayı istediğini, ancak yaşam koşullarının zorluğundan dolayı bunu yapamadığını üzülerek anlatırdı)
Yeni yaptırdığı bağlamayı bana uzattı ve “ilk kez sen tutacaksın bunu, tellerine sen vuracaksın” dedi ve “Aklına geldiği gibi vur tellere, sanki biliyormuşsun gibi çal” diye de ekledi.
Bağlamada bozuk düzen nasıl olur, akort nasıl yapılır, bağlama nasıl tutulur, bam teli nasıl boş bırakılır hep Neşet Ertaş’tan öğrendim. Ama saz çalmayı hakkıyla öğrenemedim. Saz evine her geldiğinde, yanına çağırır, o zamanlar 3 numara traşlı olan kafamı okşar, yeni bir şey öğretmeye çalışırdı.
Ankara’nın en iyi saz ustası Kenan Kırıcı ağabeyimin, “Bundan sazcı olmaz, boşuna uğraşma” demesine rağmen ilgisini ekgib etmezdi. O zamanlar dikkat ekgibliği vardı bende. Saz elimde, aklım başka yerlerde olunca, beceriksizlik ortaya çıkıyordu.
Karıncayı bile incitmeyen Neşet Ertaş bunu çoktan görmüştü. Cebeci Ortaokuluna başladığım yıldı. Müzik dersinden ikmale kalmıştım. Karnemi gösterdiğim Neşet Ertaş, “Üzülme, ben kafamdan geçenleri saza söyletiyorum, sen de kafandan geçenleri kaleme söyleteceksin Karaoğlan” dedi.
Sonra da,”Ne zaman istersen al eline sazı, aklına geldiği gibi vur tellere. Aman dikkat et, o sırada yanında kimse olmasın. Belli ki senin işin, düşünmek, yazmak olacak” dedi.
O günden sonra da, bakkaldan aldırdığı, artan paraya da Ankara gazozu içtiğim bir deftere, bugün dillerde olan birçok türküsünün sözlerini ilk kez bana yazdırdı. Hem de “Yaz kâtip” diyerek.
Sonra Almanya’ya gitti ve uzun süre göremedim. Paris’te öğrenci olduğum yıllarda, bir kez, Dortmund kentinde ziyaret ettim Neşet Hocamı.
Türkiye’de ise son olarak, sanırım 2 yıl önceydi, Ankara Altınpark’taki konseri öncesi ziyaret edip elini öptüm. imzaladığım kitaplarımı hediye ettim. “3-5 parça dışında sazı yine çalamıyorum, ama güzel türkü söylüyorum. Kafamdakileri de kaleme söyletiyorum” dedim.
Beni en çok üzen ise çalıştığım Kanal B televizyonunda, adına Ergenekon denilen soruşturma kapsamında yapılan aramada, polislere çok yalvarmama rağmen odamdaki Neşet Ertaş CD’lerine el konulmak istenmesi oldu.
Nur içinde yat Neşet Hocam. Dediğini yapıyor, “Kafamdakileri kalemime söyletiyorum”, dinleyenler fena değil dediği için de türküler söylüyorum. Kırıcı Saz Evinin önünde, yanına oturtup bana sarıldığın, üzerimde ilkokul önlüğü olan siyah beyaz fotoğrafı ve ilk kez sözlerini bana yazdırdığın türkülerinin olduğu defteri de saklıyorum.
Bir de, “Hep efendi ve saygılı ol. Çok ama boş konuşanlardan olma. Seni küçümseyenlerin aslında kendilerini küçümsediklerini unutma” öğütlerine uygun davranıyorum.
Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci
Odatv.com
(bkz: http://www.odatv.com/n.ph...un-beni-yanina-cagirdi-ve ... -2609121200) -
42.
0http://i.capsspot.com/s/3/10/220758.jpgTümünü Göster
Gürbüz Evren: "Birgün beni yanına çağırdı ve... "
26.09.2012 02:53
Neşet Ertaş’ı ilk tanıdığımda 6 yaşımdaydım. Ankara’da, Cebeci’deki Perşembe pazarının yanında, Dumlupınar Caddesi’nde oturduğumuz apartmanın altındaki dükkânlardan birisi de, Bayburtlu halk sanatçısı Recep Kırıcı’ya ait olan Kırıcı Saz Yapımevi\'ydi. Halk müziğinin ünlü isimleri, TRT’nin tanınmış sesleri buraya gelir ve sazlarını, bağlamalarını, curalarını, Recep Kırıcı’nın büyük oğlu Kenan ustaya yaptırırlardı. Mahallenin çocuğu olarak, bu dükkânın önünden hiç ayrılmaz, kimi zaman da saz, bağlama yapımında Kenan ustanın verdiği ufak tefek işleri yapardım. Ama hep elime saz almayı, öğrenmeyi, çalmayı isterdim.
Buraya gelen nice ünlü sanatçı arasında bana en çok yakınlık gösteren iki isim vardı. Özay Gönlüm ve Neşet Ertaş. Özay Gönlüm’ün elindeki o 3’lü sazın yapımına, Kenan ustanın elinden çıkışına başından sonuna kadar şahitlik etmiştim.
Birçok ünlü ismi, sazını, bağlamasını akort ederken, Türkü söylerken birebir dinleme olanağımın olduğu bu dükkanda, saz çalma merakım, en çok Neşet Ertaş’ın dikkatini çekmişti. Hiç unutmuyorum, ilkokul ikinci sınıfa başladığım gündü. Eylül sıcağı vardı. Okul dönüşü, saz yapımevinin önünde oturmuş Neşet Ertaş’ı gördüm. Bu gün bile kulağımda olan o güzel Kırşehir, Çiçekdağı aksanıyla, “Yanıma gel Karaoğlan” dedi.
Koşarak gittim. “Madem bugün okulun ilk günü, gel sana biraz da ben öğretmenlik yapayım” dedi. (Neşet Ertaş, çocukluğunda hep öğretmen olmayı istediğini, ancak yaşam koşullarının zorluğundan dolayı bunu yapamadığını üzülerek anlatırdı)
Yeni yaptırdığı bağlamayı bana uzattı ve “ilk kez sen tutacaksın bunu, tellerine sen vuracaksın” dedi ve “Aklına geldiği gibi vur tellere, sanki biliyormuşsun gibi çal” diye de ekledi.
Bağlamada bozuk düzen nasıl olur, akort nasıl yapılır, bağlama nasıl tutulur, bam teli nasıl boş bırakılır hep Neşet Ertaş’tan öğrendim. Ama saz çalmayı hakkıyla öğrenemedim. Saz evine her geldiğinde, yanına çağırır, o zamanlar 3 numara traşlı olan kafamı okşar, yeni bir şey öğretmeye çalışırdı.
Ankara’nın en iyi saz ustası Kenan Kırıcı ağabeyimin, “Bundan sazcı olmaz, boşuna uğraşma” demesine rağmen ilgisini ekgib etmezdi. O zamanlar dikkat ekgibliği vardı bende. Saz elimde, aklım başka yerlerde olunca, beceriksizlik ortaya çıkıyordu.
Karıncayı bile incitmeyen Neşet Ertaş bunu çoktan görmüştü. Cebeci Ortaokuluna başladığım yıldı. Müzik dersinden ikmale kalmıştım. Karnemi gösterdiğim Neşet Ertaş, “Üzülme, ben kafamdan geçenleri saza söyletiyorum, sen de kafandan geçenleri kaleme söyleteceksin Karaoğlan” dedi.
Sonra da,”Ne zaman istersen al eline sazı, aklına geldiği gibi vur tellere. Aman dikkat et, o sırada yanında kimse olmasın. Belli ki senin işin, düşünmek, yazmak olacak” dedi.
O günden sonra da, bakkaldan aldırdığı, artan paraya da Ankara gazozu içtiğim bir deftere, bugün dillerde olan birçok türküsünün sözlerini ilk kez bana yazdırdı. Hem de “Yaz kâtip” diyerek.
Sonra Almanya’ya gitti ve uzun süre göremedim. Paris’te öğrenci olduğum yıllarda, bir kez, Dortmund kentinde ziyaret ettim Neşet Hocamı.
Türkiye’de ise son olarak, sanırım 2 yıl önceydi, Ankara Altınpark’taki konseri öncesi ziyaret edip elini öptüm. imzaladığım kitaplarımı hediye ettim. “3-5 parça dışında sazı yine çalamıyorum, ama güzel türkü söylüyorum. Kafamdakileri de kaleme söyletiyorum” dedim.
Beni en çok üzen ise çalıştığım Kanal B televizyonunda, adına Ergenekon denilen soruşturma kapsamında yapılan aramada, polislere çok yalvarmama rağmen odamdaki Neşet Ertaş CD’lerine el konulmak istenmesi oldu.
Nur içinde yat Neşet Hocam. Dediğini yapıyor, “Kafamdakileri kalemime söyletiyorum”, dinleyenler fena değil dediği için de türküler söylüyorum. Kırıcı Saz Evinin önünde, yanına oturtup bana sarıldığın, üzerimde ilkokul önlüğü olan siyah beyaz fotoğrafı ve ilk kez sözlerini bana yazdırdığın türkülerinin olduğu defteri de saklıyorum.
Bir de, “Hep efendi ve saygılı ol. Çok ama boş konuşanlardan olma. Seni küçümseyenlerin aslında kendilerini küçümsediklerini unutma” öğütlerine uygun davranıyorum.
Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci
Odatv.com
http://tinyurl.com/99zf9ct -
43.
0yolla panpa
-
44.
0gibilmiş bir dıbına hikayesi
-
45.
0sut kuzusu sut sut
-
memati her platformda
-
yolda yürürken yerde telefon buldunuz
-
cefakar vikings sözlüğü savunuyor
-
cefakar vikings sözlüğü savunamıyor
-
facia anani gibeyim
-
wolfteam geliinn
-
titanik 2 çıkmış
-
ferre sekmesinde elinizi
-
recep içerik filminde şirketteki adam soruyor
-
titanige benim dedemde binmiş
-
10 lahmacun 730 lira
-
beyler taşaklarım yanmış kablo kokusu gibi
-
bir adam inci sözlüğü açtı
-
ben size demiştim meltem cumbul 10 yıl sonra
-
facia reis seni gördüğüm yerde
-
telefon sarj cok gec doluyooooor
-
kamil emmi sen de ki motor
-
bu saattew uykum geliyo sabah da
-
beyler japonya vize istiyor mu
-
umut gunduz
-
ucan kedi bızırınla boğ beni
-
zalinazort hiç bu kadar üşüdün mü
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 08 02 2025
-
6 dakika sonra sözlük çökecek
-
endonezyalı sevgilimin fotosunu ifşa ediyorum
-
eksi 8 derece havada krop giyen şahısa
- / 1