-
426.
0hayırlı olsun bi liseliden daha kurtulduk
-
427.
0geri yolla o ferreYU bana silme
-
428.
0google görseller terk
-
429.
0cok acım panpa
-
430.
0ulan ben 95 yılını hatırlıyorum be
- 431.
-
432.
0lan huur evladı bak şimdi bak iyi dinle
bir arkadaşımın problemleri şu ve intihar etmiyor
cinsel hastalığı var. orgazm olamıyor ve doktorların dediğine göre ömür boyu olamayacak. erkeklikten mahrum yani
tipi frankestein gibi amk insanlar daşak geçiyor
yanma problemleri var. otobüse her bindiğinde her insan içine çıktığında alev alev yanıyor bebe vücudu kabarıyor acıdan duramıyor
babası huur çocuğunun biri. 5 kuruş vermiyor çocuğa. bi üstte ki problemden çocuk işe de giremiyor
biraz az zekalı. esprileri anlayamaz, el yeteneği de yoktur bi taku beceremez. matematik falan hak getire. kendini hiç geliştirmemiş
karaciğer problemi var. tedavi alıyor. bütün bu dertleri efkarları dağıtabilmek için ne bir dal sigara içebiliyor ne alkol alabiliyor
gelecekten hiç umudu yok. gibko bir bölüm okuyor
ve en kötüsü de bütün bunların farkında. kendini oyalayamıyor.ona hayat yok gibi bir şey
ee dıbını gibtiğimin dengesizi, tedavi edilebilecek bir hastalığın var, bunun dışında hayatını kurtarabilirsin. çok seviyorsan aileni git adam akıllı bir bölüm kazan oku zengin ol da aileni yaşat
eğer böyle kolay yolu seçiyorsan zaten doğman hataymış. amk güçsüz embesili
edit: şimdi baktım adam çorumluymuş amk ölebilirsin asdljdfsadsadsa -
433.
0a href http //i capsspot com/s/3/10/220758 jpg target blank http //i capsspot com/s/3/10/220758 jpg/aTümünü Göster
Gürbüz Evren: "Birgün beni yanına çağırdı ve... "
26.09.2012 02:53
Neşet Ertaş’ı ilk tanıdığımda 6 yaşımdaydım. Ankara’da, Cebeci’deki Perşembe pazarının yanında, Dumlupınar Caddesi’nde oturduğumuz apartmanın altındaki dükkânlardan birisi de, Bayburtlu halk sanatçısı Recep Kırıcı’ya ait olan Kırıcı Saz Yapımevi'ydi. Halk müziğinin ünlü isimleri, TRT’nin tanınmış sesleri buraya gelir ve sazlarını, bağlamalarını, curalarını, Recep Kırıcı’nın büyük oğlu Kenan ustaya yaptırırlardı. Mahallenin çocuğu olarak, bu dükkânın önünden hiç ayrılmaz, kimi zaman da saz, bağlama yapımında Kenan ustanın verdiği ufak tefek işleri yapardım. Ama hep elime saz almayı, öğrenmeyi, çalmayı isterdim.
Buraya gelen nice ünlü sanatçı arasında bana en çok yakınlık gösteren iki isim vardı. Özay Gönlüm ve Neşet Ertaş. Özay Gönlüm’ün elindeki o 3’lü sazın yapımına, Kenan ustanın elinden çıkışına başından sonuna kadar şahitlik etmiştim.
Birçok ünlü ismi, sazını, bağlamasını akort ederken, Türkü söylerken birebir dinleme olanağımın olduğu bu dükkanda, saz çalma merakım, en çok Neşet Ertaş’ın dikkatini çekmişti. Hiç unutmuyorum, ilkokul ikinci sınıfa başladığım gündü. Eylül sıcağı vardı. Okul dönüşü, saz yapımevinin önünde oturmuş Neşet Ertaş’ı gördüm. Bu gün bile kulağımda olan o güzel Kırşehir, Çiçekdağı aksanıyla, “Yanıma gel Karaoğlan” dedi.
Koşarak gittim. “Madem bugün okulun ilk günü, gel sana biraz da ben öğretmenlik yapayım” dedi. (Neşet Ertaş, çocukluğunda hep öğretmen olmayı istediğini, ancak yaşam koşullarının zorluğundan dolayı bunu yapamadığını üzülerek anlatırdı)
Yeni yaptırdığı bağlamayı bana uzattı ve “ilk kez sen tutacaksın bunu, tellerine sen vuracaksın” dedi ve “Aklına geldiği gibi vur tellere, sanki biliyormuşsun gibi çal” diye de ekledi.
Bağlamada bozuk düzen nasıl olur, akort nasıl yapılır, bağlama nasıl tutulur, bam teli nasıl boş bırakılır hep Neşet Ertaş’tan öğrendim. Ama saz çalmayı hakkıyla öğrenemedim. Saz evine her geldiğinde, yanına çağırır, o zamanlar 3 numara traşlı olan kafamı okşar, yeni bir şey öğretmeye çalışırdı.
Ankara’nın en iyi saz ustası Kenan Kırıcı ağabeyimin, “Bundan sazcı olmaz, boşuna uğraşma” demesine rağmen ilgisini ekgib etmezdi. O zamanlar dikkat ekgibliği vardı bende. Saz elimde, aklım başka yerlerde olunca, beceriksizlik ortaya çıkıyordu.
Karıncayı bile incitmeyen Neşet Ertaş bunu çoktan görmüştü. Cebeci Ortaokuluna başladığım yıldı. Müzik dersinden ikmale kalmıştım. Karnemi gösterdiğim Neşet Ertaş, “Üzülme, ben kafamdan geçenleri saza söyletiyorum, sen de kafandan geçenleri kaleme söyleteceksin Karaoğlan” dedi.
Sonra da,”Ne zaman istersen al eline sazı, aklına geldiği gibi vur tellere. Aman dikkat et, o sırada yanında kimse olmasın. Belli ki senin işin, düşünmek, yazmak olacak” dedi.
O günden sonra da, bakkaldan aldırdığı, artan paraya da Ankara gazozu içtiğim bir deftere, bugün dillerde olan birçok türküsünün sözlerini ilk kez bana yazdırdı. Hem de “Yaz kâtip” diyerek.
Sonra Almanya’ya gitti ve uzun süre göremedim. Paris’te öğrenci olduğum yıllarda, bir kez, Dortmund kentinde ziyaret ettim Neşet Hocamı.
Türkiye’de ise son olarak, sanırım 2 yıl önceydi, Ankara Altınpark’taki konseri öncesi ziyaret edip elini öptüm. imzaladığım kitaplarımı hediye ettim. “3-5 parça dışında sazı yine çalamıyorum, ama güzel türkü söylüyorum. Kafamdakileri de kaleme söyletiyorum” dedim.
Beni en çok üzen ise çalıştığım Kanal B televizyonunda, adına Ergenekon denilen soruşturma kapsamında yapılan aramada, polislere çok yalvarmama rağmen odamdaki Neşet Ertaş CD’lerine el konulmak istenmesi oldu.
Nur içinde yat Neşet Hocam. Dediğini yapıyor, “Kafamdakileri kalemime söyletiyorum”, dinleyenler fena değil dediği için de türküler söylüyorum. Kırıcı Saz Evinin önünde, yanına oturtup bana sarıldığın, üzerimde ilkokul önlüğü olan siyah beyaz fotoğrafı ve ilk kez sözlerini bana yazdırdığın türkülerinin olduğu defteri de saklıyorum.
Bir de, “Hep efendi ve saygılı ol. Çok ama boş konuşanlardan olma. Seni küçümseyenlerin aslında kendilerini küçümsediklerini unutma” öğütlerine uygun davranıyorum.
Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci
Odatv.com
(bkz: http://www.odatv.com/n.ph...un-beni-yanina-cagirdi-ve ... -2609121200) -
434.
0http://i.capsspot.com/s/3/10/220758.jpgTümünü Göster
Gürbüz Evren: "Birgün beni yanına çağırdı ve... "
26.09.2012 02:53
Neşet Ertaş’ı ilk tanıdığımda 6 yaşımdaydım. Ankara’da, Cebeci’deki Perşembe pazarının yanında, Dumlupınar Caddesi’nde oturduğumuz apartmanın altındaki dükkânlardan birisi de, Bayburtlu halk sanatçısı Recep Kırıcı’ya ait olan Kırıcı Saz Yapımevi\'ydi. Halk müziğinin ünlü isimleri, TRT’nin tanınmış sesleri buraya gelir ve sazlarını, bağlamalarını, curalarını, Recep Kırıcı’nın büyük oğlu Kenan ustaya yaptırırlardı. Mahallenin çocuğu olarak, bu dükkânın önünden hiç ayrılmaz, kimi zaman da saz, bağlama yapımında Kenan ustanın verdiği ufak tefek işleri yapardım. Ama hep elime saz almayı, öğrenmeyi, çalmayı isterdim.
Buraya gelen nice ünlü sanatçı arasında bana en çok yakınlık gösteren iki isim vardı. Özay Gönlüm ve Neşet Ertaş. Özay Gönlüm’ün elindeki o 3’lü sazın yapımına, Kenan ustanın elinden çıkışına başından sonuna kadar şahitlik etmiştim.
Birçok ünlü ismi, sazını, bağlamasını akort ederken, Türkü söylerken birebir dinleme olanağımın olduğu bu dükkanda, saz çalma merakım, en çok Neşet Ertaş’ın dikkatini çekmişti. Hiç unutmuyorum, ilkokul ikinci sınıfa başladığım gündü. Eylül sıcağı vardı. Okul dönüşü, saz yapımevinin önünde oturmuş Neşet Ertaş’ı gördüm. Bu gün bile kulağımda olan o güzel Kırşehir, Çiçekdağı aksanıyla, “Yanıma gel Karaoğlan” dedi.
Koşarak gittim. “Madem bugün okulun ilk günü, gel sana biraz da ben öğretmenlik yapayım” dedi. (Neşet Ertaş, çocukluğunda hep öğretmen olmayı istediğini, ancak yaşam koşullarının zorluğundan dolayı bunu yapamadığını üzülerek anlatırdı)
Yeni yaptırdığı bağlamayı bana uzattı ve “ilk kez sen tutacaksın bunu, tellerine sen vuracaksın” dedi ve “Aklına geldiği gibi vur tellere, sanki biliyormuşsun gibi çal” diye de ekledi.
Bağlamada bozuk düzen nasıl olur, akort nasıl yapılır, bağlama nasıl tutulur, bam teli nasıl boş bırakılır hep Neşet Ertaş’tan öğrendim. Ama saz çalmayı hakkıyla öğrenemedim. Saz evine her geldiğinde, yanına çağırır, o zamanlar 3 numara traşlı olan kafamı okşar, yeni bir şey öğretmeye çalışırdı.
Ankara’nın en iyi saz ustası Kenan Kırıcı ağabeyimin, “Bundan sazcı olmaz, boşuna uğraşma” demesine rağmen ilgisini ekgib etmezdi. O zamanlar dikkat ekgibliği vardı bende. Saz elimde, aklım başka yerlerde olunca, beceriksizlik ortaya çıkıyordu.
Karıncayı bile incitmeyen Neşet Ertaş bunu çoktan görmüştü. Cebeci Ortaokuluna başladığım yıldı. Müzik dersinden ikmale kalmıştım. Karnemi gösterdiğim Neşet Ertaş, “Üzülme, ben kafamdan geçenleri saza söyletiyorum, sen de kafandan geçenleri kaleme söyleteceksin Karaoğlan” dedi.
Sonra da,”Ne zaman istersen al eline sazı, aklına geldiği gibi vur tellere. Aman dikkat et, o sırada yanında kimse olmasın. Belli ki senin işin, düşünmek, yazmak olacak” dedi.
O günden sonra da, bakkaldan aldırdığı, artan paraya da Ankara gazozu içtiğim bir deftere, bugün dillerde olan birçok türküsünün sözlerini ilk kez bana yazdırdı. Hem de “Yaz kâtip” diyerek.
Sonra Almanya’ya gitti ve uzun süre göremedim. Paris’te öğrenci olduğum yıllarda, bir kez, Dortmund kentinde ziyaret ettim Neşet Hocamı.
Türkiye’de ise son olarak, sanırım 2 yıl önceydi, Ankara Altınpark’taki konseri öncesi ziyaret edip elini öptüm. imzaladığım kitaplarımı hediye ettim. “3-5 parça dışında sazı yine çalamıyorum, ama güzel türkü söylüyorum. Kafamdakileri de kaleme söyletiyorum” dedim.
Beni en çok üzen ise çalıştığım Kanal B televizyonunda, adına Ergenekon denilen soruşturma kapsamında yapılan aramada, polislere çok yalvarmama rağmen odamdaki Neşet Ertaş CD’lerine el konulmak istenmesi oldu.
Nur içinde yat Neşet Hocam. Dediğini yapıyor, “Kafamdakileri kalemime söyletiyorum”, dinleyenler fena değil dediği için de türküler söylüyorum. Kırıcı Saz Evinin önünde, yanına oturtup bana sarıldığın, üzerimde ilkokul önlüğü olan siyah beyaz fotoğrafı ve ilk kez sözlerini bana yazdırdığın türkülerinin olduğu defteri de saklıyorum.
Bir de, “Hep efendi ve saygılı ol. Çok ama boş konuşanlardan olma. Seni küçümseyenlerin aslında kendilerini küçümsediklerini unutma” öğütlerine uygun davranıyorum.
Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci
Odatv.com
http://tinyurl.com/99zf9ct -
435.
0yolla panpa
-
436.
0gibilmiş bir dıbına hikayesi
-
437.
0sut kuzusu sut sut
-
438.
0bıyıklı kaliteli toplum düşmanı bir huur çocuğusun kimlere çalışıyorsun bilmiyorum ama bunu bilinçli olarak yaptığını düşünüyorum. ne yaparsan yap başarılı olamayacaksın kanını gibtiğim.
-
439.
0biji risk budur
-
440.
0ccc manowar ccc
-
441.
0bu metal bir harika dostum
-
442.
0baya dolmuşsun la sen
edit : hepsini okudum panpa ağzına eline sağlık -
443.
0olagan altı nasıl oluyor ya la analtıncı gıbıymı
-
444.
0lazım beyler var mı elinde link i olan
edit: ukte dolduruyoz lan saygı -
445.
0bu capsleri görünce gemi mühendisli yazmayan aklıma küfrettim
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 04 01 2025
-
mkultravictim31 ve gwynplaine adlı yazarlarr
-
sozlukte gorevli yazar olunca
-
beyler kırgız bir kadin bana numarasını
-
bdsm seven insan neden yok lan
-
mkultravictim31 seninn kafana orakla vura vuraa
-
onlisans diplomasi ise yarar mi siizce
-
kumpir ayrı bir lezzettir atatürk
-
wow girl youtube kanalı link aşağıda
-
bunu güreşte yeneceksiniz
-
bugün online sayısı çok az
-
telefondan google sildim simdi diceksinizki
-
gassal denilen djziyi izleyen en fhafif tabirle
-
nerdesiniz lan yazar müsveddeleri
-
gwanypline
-
inci sözlük üyeleri nekadar salak olduğunu
-
insanlığın yüz karası yine gelmiş
-
sözlükte benimle uğraşmaya çalışanlar var
-
bu sozlugu dondurecek adamlar lazim
-
beyler neden benden nefret ediyorsunuz
-
bilkentli kızlar dehşet bişey panpalar
-
rahibe de değil lakin ortalık malı da olmamış
-
04 01 2025 tyler dursun bacınıı
-
eğer bırakmayı denersen intihar edersin
-
kediyi aç bırakarak terbiye etmek
-
keşke tarkan kadar güzel bir sesim olsaydı
-
sozluge gelen yeni cocugun ppsine bakın
-
wow girl olarak amima sinek girmesi
-
beyler zütümüzdeki kıllar nasıl oluyorda
-
wow girl olarak kasık traşım
- / 2