1. 1.
    -1
    @15 de chp yaziyor beyler viral reklam.
    not akp liydim chp li oldum amk
    ···
  2. 2.
    +1
    dil bilen amcıklara kurgu bir video: +58

    http://www.youtube.com/watch?v=QuzrTAwGMKg
    ···
  3. 3.
    +1
    korku filmlerinde işlenen "vahşi doğanın kucağında bilinmeyen varlıklarla mücadele eden gençler" temasının gerçek yaşamdaki bir örneğine tanık olacağız. bir grup kayakçı, ural dağları'nda geziye çıkarlar ancak esrarengiz bir dizi olay onları deliliğin sınırlarına ve ölüme sürükler. gerilim filmi konusu gibi duruyor değil mi? ama bir zamanlar rusya'yı çalkalayan ve sonradan unutulan bu olay gerçek.
    igor dyatlov, zinaida kolmogorova, lyudmila dubinina, alexander kolevatov, rustem slobodin, georgyi krivonischenko, yuri doroshenko, nicolas thibeaux-brignollel, alexander zolotarev. 27 ocak 1959 günü sovyet rusya'da dokuz genç kayakçı ural dağları'nın uçsuz bucaksız eteklerinde 2 haftalık bir tırmanış ve kayak gezisi için yola çıktılar. aslında 10 kişiydiler ancak bir tanesi sağlık problemleri yüzünden son anda geride kalınca yola 2 kadın 7 erkek çıktılar.

    http://imgim.com/dyatlov-gecidi-olayi_427600.jpg

    yolculukları kuzey'deki en son yerleşim birimi olan vizhai'den otorten dağı'na kadardı. rotaları dağcılıkta en zor kategori olarak bilinen "kategori 3" sınıfındaydı ancak başta liderleri igor dyatlov olmak üzere takım kendilerinden çok emindi. her biri tırmanış ve uzun kayak gezisi tecrübeleri olan yetenekli sporculardı. 2 haftadan fazla bir süre dondurucu soğukla mücadele edecek olmaları ve tehlikeli rotaları gözlerini korkutmuyordu. takımın deneyimden kaynaklanan bir cesareti vardı ve hiç birisi kolay kolay korkuya kapılacak insanlar değillerdi.

    gezi planına göre grup vizhai kasabasına geri döndükten sonra dyatlov hemen bağlı oldukları spor klubüne telgraf çekecekti. 12 şubat günü kararlaştırıldığı gibi telgraf gelmediğinde kimse bir tepki vermedi. bu tür zorlu gezilerde gecikmeler neredeyse her zaman olurdu. birkaç gün sonra birşeylerin ters gitmiş olabileceği ihtimali düşünülmeye başlandı.

    sporcuların ailelerinin ısrarı üzerine enstitü bir kurtarma ekibi oluşturarak 20 şubat 1959'da arama çalışmalarına başladı. polisin ve ordunun da helikopterler ve uçaklarla katıldığı arama 6 gün sonra, grubun varış noktasından 10 km uzaklıktaki kholat-syakhl dağında ilk sonucunu verdi; bu aynı zamanda kurtarma ekibinin yaşadığı ilk şoktu.

    ekip kamp çadırını oldukça tahrip olmuş halde buldu. bir dizi ayak izi yakındaki ağaçlık alana gidiyor ancak 500 metre sonra karla örtülüyordu. ağaçlık alanda büyük bir çam ağacının altında bir kamp ateşinin kalıntılarıyla birlikte ilk iki ceset bulundu. cesetlerin üzerinde sadece iç çamaşırları vardı. daha sonra bulunan üç ceset ateş ve kamp arasındaydı ve durumlarına bakarak kampa geri dönmeye çalıştıkları düşünüldü. üç ceset arasında yaklaşık 150'şer metre mesafe vardı.

    http://imgim.com/2120incin6985476.jpg

    bulunan cesetlerin incelenmesi sonucu sporcuların hipotermi, yani vücut ısısının aşırı düşmesi sonucu öldükleri saptandı. bir tanesinde kafatası zedelenmesine rastlandı ancak ölümcül değildi. diğerlerinde ise hiçbir tahribat yoktu.

    diğer 4 cesedin bulunması biraz uzun sürdü. araştırma ekibi 4 mayıs'ta ikinci şokunu yaşadı. bir nehir yatağında, 4 metre karın altında kalan cesetleri buldular. ilk iki cesede göre daha uzaktaydılar ve diğerlerinden bir farkları vardı. 3 tanesi şiddetli darbe sonucu ölmüşlerdi. bir tanesinde ölümcül derecede kafatası zedelenmesi vardı, ikisinin ise göğüs kafesleri parçalanmıştı. uzmanlar bu tür hasarları verebilecek bir gücün, bir araba kazasına eşdeğer olması gerektiğini söylediler. dikkate değer bir nokta ise cesetlerin hiçbirinde dıştan gelen yaralanma olmamasıydı, yüksek basınç sonucu ezilmiş gibiydiler. otopside kadınlardan birinin dilinin kayıp olduğu görüldü.araştırma kapsamında ilk keşifte bulunan günlükler ve amatör video kayıtları incelendiğinde (blair witch? cloverfield? rec? noroi?) ortaya çıkar ki, grup 31 ocak günü dağlık araziye varmış ve tırmanışa hazırlanmıştır. dönüş için yiyecek ve ekipmanları için ormanlık alanda bir stok çadırı kurduktan sonra 1 şubat'ta tırmanışlarına başlarlar. hesaplarına göre 1 günde tırmanışı bitirip ertesi gece kampı öteki tarafta kuracaklardır. ne var ki giderek sertleşen hava, kar fırtınaları ve azalan görüş mesafesi bir şekilde onları hedefleri olan otorten dağı yerine mansi dilinde "ölüm dağı" anldıbına gelen kholat syakhl'a zütürür. dağın ismi hariç buraya kadar yaşananlarda pek olağandışı bir durum yok. kampta bulunanlar buradan sonra ne yaşadıklarına dair bir ipucu vermiyor.

    her ne kadar cesetlerdeki hasarın insan gücüyle yapılmış olamayacağı söylense de rus polisi bir cinayet olasılığını düşünerek adli araştırmalara başlar. böylece zaten soru işaretleriyle dolu olan olaya bir yenisi eklenir: radyasyon. cesetlerin üzerlerindeki giysilerde radyoaktif kirlenme vardır.

    ural bölgesinde yaşayan mansi yerlilerinden şüphelenen polis geniş çaplı bir arazi taraması yaptığında çevrede hiç insan izine rastlayamaz. zaten kamp alanı etrafında sporculardan başkasına ait ayak izi yoktur.

    deliller detaylı incelenince birkaç ilginç nokta daha göze çarpar. kamp çadırı dışarıdan değil de içeriden yırtılmış gibidir. ormanlık alanda ateş yakan grup üyeleri çok yakında duran kuru dalları değil de nedense ıslak dalları kullanmışlardır.

    http://imgim.com/dyatloff_group_51.jpg

    genç sporculara ne olduğu tam bir merak konusu olur. gazeteler olaya geniş yer verir. komplo teorileri üretilmekte geç kalınmaz.

    eldeki verileri gözden geçirince, yapılabilecek en kesin varsayım birşeyin grubun ödünü kopardığı. üzerlerine giysi giymeden çadırı yırtıp çıkarak ormanın içine koşmuşlar (tabii neden üzerlerinde giysileri olmadığı yine muamma). daha sonra ormanın girişinde durup ateş yakmışlar. aralarından ikisi (ölü ya da canlı) ateşin yanında kalırken üçü kampa geri dönmeye karar vermiş ancak yolda birer birer ölmüşler. dördü ise ya önceden ya sonradan ormanın içlerine ilerlemiş. bir varsayıma göre grubun düzensiz hareketi ve ateş yakarken çok yakındaki kuru dalları kullanmamalarından kör oldukları düşünülüyor. bu ilk bulunan cesetlerin birindeki kafatası zedelenmesini de açıklayabilir, zira
    kör birisinin ormanda koştururken ağaçlara çarpması gayet doğal.

    peki bu gözüpek sporcuları ölesiye(gerçekten ölesiye) korkutan şey neydi? ayı veya başka bir yabani hayvan olsaydı eğer yaralanmaları gerekirdi. etrafta da ayak izleri, mücadeleye dair izler olurdu. hem radyasyon?

    rus polisi ve kgb bu bilmeceyi çözemiyor (ya da halka öyle söyleniyor). mayıs 1959'da dosya kapanıyor. sporcuların hepsinin "bilinmeyen zorlayıcı bir güç" yüzünden öldükleri söyleniyor. olay dosyası resimleriyle birlikte gizli bir arşive yollanıyor. resimler ancak 1990'da ortaya çıkıyor - ekgib olarak.

    1967'de, araştırmalar sırasında görev almış ve fotoğrafçılık yapmış olan gazeteci yazar yuri yarovoi olaydan esinlenerek "en yüksek derecede karmaşa" isimli bir roman yazıyor. ancak sovyet yönetiminin olayla ilgili bilgileri sır olarak sakladığı bir dönemde yazıldığı için pek çok detayı es geçtiği biliniyor. tanıdıkları ise yazarın romanın yayınlanmamış detaylı bir kopyası olduğunu söylüyorlar. yazar 1980'de hayatını kaybettikten sonra yazarın fotoğraflar, günlükler ve el yazılarından oluşan arşivi bulunamıyor.

    1990'da yazar anatoly guschin olayla ilgili bir araştırma yapıyor. rus yetkililerin ona tanıdığı ayrıcalıklar sayesinde bazı fotoğrafları ve önceden bilinmeyen detayları gün ışığına çıkarıyor. pek çok belgenin ortadan kaybolduğunu farkediyor. araştırmasıyla ilgili "sırların bedeli dokuz yaşam" isimli bir kitap yazıyor. kitapta sovyet yönetiminin gizli araştırmaları sonucu geliştirilen bir "gizli silah" teorisine ağırlık veriliyor.

    kitabın verdiği cesaretle 1959'da araştırmayı yürütmüş olan emekli polis subayı lev ivanov bir makale yazıyor. makalede araştırma timinin olaya hiçbir açıklama getiremediğini söylüyor. en önemli nokta ise, ivanov'un iddiasına göre gökyüzünde bazı "uçan küreler" görmüş oldukları. üstlerine bunu rapor ettikten sonra timin araştırmayı bırakması ve bulguları gizli tutması emri geliyor. ayrıca olayın olduğu tarihte grubun rotasından 50km güneyde olan bir yürüyüş grubu kuzeyde garip turuncu küreler gördükleri ve o çevrede şubat ve mart aylarında meteoroloji yetkilileri ve askerler dahil değişik kişilerden benzer raporlar geldiği biliniyor. araştırmalarda bu tanıklar gözardı edilmiş.

    bir de şu aşağıdaki fotoğraf var. olayla ilgili polis dosyasında yer aldığı söyleniyor.
    olay yerinde bulunduğu iddia edilen metal parçası

    http://imgim.com/5493inciy1987559.jpg

    grup lideri igor dyatlov'un adı geçide veriliyor. sovyet yönetimi olayla ilgili detayları tüm gücüyle gizliyor. ufolar mı, paranormal varlıklar mı, gizli ordu araştırmaları mı bilinmez ama ortada alışık olmadığımız birşeyler olduğu kesin.
    1959'da kholat syakhl'da o zavallı dokuz gence ne oldu sorusu hala yanıtsız.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +1
    gizemli olduğu ortada olsa da bunun çok da fazla abartılmış olduğunu düşündüğüm tuhaf olay. bütün detayları olmasa da genel olarak açıklanamayan unsurların hepsini okudum. mansi yerlileri, yeti, ufo gibi şeyleri kafadan eliyorum. bunlar saçma zırvalardan başka birşey değil ve özellikle ufolar vs her tuhaf ve açıklanamayan olaya yapıştırılır nedense. bir kere olayın başlangıcında içten yırtılmış çadıra odaklanmak gerek. bir grup dağcı uyudukları çadırın içinden ne kadar panik ve dehşet içinde olurlarsa olsunlar çıkmak için çadırın girişi varken çadırı içten yırtmaya mı kalkarlar? hem tişört değil ki bu cart diye yırtasın? bayağı uğraşmaları gerek onu yırtmaları için. büyük ihtimalle çok şiddetli bir kar fırtınası vardı ve o sırada uyumakta olan ekip birden bire büyük bir gürültüyle uyandı ve çığ düşüyor sanarak uyku tulumlarının içinden çıkıp ormanlık alana doğru kaçmaya başladılar. fırtına da çadırlarını yırttı. bu arada muhtemelen ekipten 5 kişi panikle çıplak kaçarken diğerleri giyinme fırsatı buldu ama bu sırada fırtına yüzünden kaçan arkadaşlarının yerini kaybettiler. ve belki de bunlar çığ düşmediğini anlayıp panik yapmadılar. sonra hemen diğer arkadaşlarını aramaya başladılar ve fırtına onları yanlış yerlerde aramaya yönlendirdi. grup ikiye bölündü. çıplak kalan 5 kişi ormana ulaşınca ateş yakarak ısınmaya çalıştı, baktılar olmuyor, 3'ü kampa dönmeye çalıştı ama nafile hepsi soğuktan öldü. diğer 4 kişi de arkadaşlarını ararken gece kötü havanın ortasında görmedikleri bir uçurumdan düşerek öldüler. kayıp olan dil de ya çarpma sırasında koptu ya da grup öldükten günler sonra bir uçan yırtıcı kuş tarafından yendi. yoksa öyle mistik bir hava, sovyet ordusunun deneyleri, portakal küreler filan çok zorlama senaryolar.
    ···
  5. 5.
    +1
    vallahi benim aklıma direk doğaüstü varlıklar geliyor lan. inanılmaz bir olay.
    edit:@62 panpa mantık çerçevesinde fazla uçmadan en mantıklı teori bu olabilir lan.
    ···
  6. 6.
    +1
    saat 16:30'da grup daha sonra holatchahl ismi verilen dağın doğuya bakan yamacında durur. dyatlov kamp yeri olarak burayı belirlemiştir. yamaç çığ düşebilecek kadar sarp değil ve tırmanmayı düşündükleri tepeyi görebilecek seviyede... hava şartları yüzünden kampın kurulması beklenenden uzun sürer. birlikte çalışarak birkaç saat içinde çadırı kurarlar... çadırın içinde ve dışında sarfedilen çabalar sonunda çadır çok güçlü rüzgarlara dahi dayanabilecek hale gelmiştir...

    çadırın içinde battaniyeler hazırlanır, giysiler kuruyabilecek şekilde çadırın içinde dağıtılır. dışarıdaki rüzgarın sesi fısıldama ile uluma arasında çıkmaktadır. daha iyi yalıtım sağlanabilmesi için çadırın girişini bir çarşafla örterler. saat 21:00'de gruptakiler artık yerleşmiş durumdadırlar ve vücut ısıları çadırın içini yavaşça ısıtmaya başlar. hafif bir akşam yemeği yedikten sonra uzanırlar. çadıra daha sonra giren sasha ve kolya yemeklerine devam etmektedirler. bu esnada bu kişilerin dış giysileri ve botları hala üstlerindedir. gregory saatini, sabah uyandırma görevini üstlenen kolya'ya verir. kolya'nın da saati var ancak soğukta çalışabilecek bir yapıya sahip değil. sabah uyananama riskine girmemek için yedek saati de alır...

    gecenin bir vakti tente sallanmaya başlar. saatler geçtikçe dağın tepesinden ilerleyen rüzgar hız kazanmaya devam eder. dağcılar rüzgarın rahatsız edici, çığlık gibi sesine aşinadır ancak bu seferki rüzgarın sesi tepeyi yıkıp çadırdan geçen bir treninki veya trenlerinki kadar. dyatlov ve arkadaşları bu hava olayı hakkında hiçbir şey bilmemektedirler. vücutları da olaya tepki vermeye başladığında gruptakiler kendilerine ne olduğunu anlayamazlar. uzanmış olanlar telaşla yerlerinden kalkıp oturur vaziyete geçerler. hepsi birden migrene tutulmuş gibilerdir. göğüsleri de tuhaf bir şekilde titremeye başlar. bu sonu belli olmayan endişe durumunun başlangıçta hissettirdikleri birden çok daha kötü bir hale gelir. dışarıdaki rüzgar infrasound eşiğine ulaştığında durum artık dayanılmaz bir işkence haline gelmiştir. bununla beraber çok daha derin bir korku başlar.

    infrasound frekansı dağcıları rasyonel düşünme yetisinden iyice uzaklaştırır. artık kaçma refleksinin etkisi altındadırlar (fight or flight response). dağcıların artık tek istekleri bu yoğun huzursuzluğun biran önce sonlanmasıdır. çadır o anda süratle batan bir gemi gibidir. dağcıların da, ne pahasına olursa olsun gemiyi terk etmeleri gerekmektedir. tüm düşünebildikleri budur. sasha ve kolya çadırın arka tarafındaki mandalları çözerek dışarı çıkarlar. diğerlerinden biri de bıçakla çadır bezini keser. açıklık dağcıların çıkabileceği büyüklükte. teker teker çadırdan çıkıp karanlığa doğru kaçmaya başlarlar. dağcılar yetersiz bir şekilde giyinmiş vaziyetteler ve ayaklarında da sadece çorapları var. umdukları şey vücutlarını esir alan azaptan kurtulmak ancak çadırdan çıkarak sadece bir acıdan başka bir acıya erişeceklerdir.

    rüzgar dağın tepesinde ikiye ayrılıp ikiz girdaplar şeklinde aşağı inmektedir (von karman girdabı resim). dağcıların yanından geçen bu rüzgarın hızı saniyede 18 m ve girdapların dönme hızı da 50 m/sn-70m/sn arasında (f2 seviyesinde bir hortuma eşit). rüzgarlar duyulabilir uğultu dışında dağcıların zihinlerini allak bullak eden infrasound da üretir. yalnız bu hortumlar çadıra önemli bir miktar uzaklıkta ilerlemektedir. bu da dağcıların çadırdan kaçabilmelerine ve yamaçtan aşağı inerek uzaklaşmalarına olanak sağlar. buna ek olarak hortumlar tepeden uzaklaştıkça daha büyük bir hale geldikçe dönme hızları da azmaktadır. ömürleri de bir dakikadan az.

    grup parçalara ayrılır. henüz ay yükselmemiştir ve ortalık zifiri karanlıktır. girişe en yakın olanlar, sasha ve kolya fenerlerini yanlarına alır. ancak sasha telaş yüzünden kendisininkini düşürür. çadırı farklı zamanlarda terk etmeleri karanlıkla birleşince dağcılar küçük gruplara ayrılır. bunun yanı sıra rüzgarın uğultusu iletişim kurmalarını engellemektedir. dağcılar ağaçlı bölgeye yaklaşırlarken infrasound'un etkisi de azalmaya başlar. acı ve kafa karışıklığı vücutlarını tam olarak terk etmese de yavaş yavaş rasyonel düşünme yetisini geri kazanırlar. dağcılar dörtlü, üçlü ve ikili gruplara ayrılmış durumdalar. çadıra göre nerede oldukları konusunda hiçbir fikirleri yok, dahası soğuğu ayaklarında hissettiklerinde büyük bir korkuya kapılırlar. bu haldeyken çadırdan yaklaşık 275 metre uzaklıktalar.

    gregory ve doroshenko kendilerini sedir ağacına kadar zütürecek bir yolu takip ederler. burada, grubun geri kalanından ve kamptan ne kadar uzakta olduklarını bilmeden geceyi geçirmek için dururlar. burada ateş yakmaya çalışırlar. ancak zifiri karanlıkta ateş yakma işlemi son derece yıldırıcı bir görev. doroshenko sedir ağacına çıkar ve birkaç kuru dal koparıp gregory'ye atar. geriye küçük dal kalmadığında doroshenko cep bıçağıyla daha kalın dalları kesmeye başlar. ancak etkisini göstermeye başlayan hipotermi yüzünden dengesini kaybedip ağaçtan düşer ve yaralanır. yalnız bu iki adamı da felç edecek seviyedeki dayanılmaz soğuk karşısında hiçbir şey değil. şanslılar ki sedir ağacı, köknar ya da huş gibi değil. bu iklimde dahi yanabilecek kadar kuru bir ağaç. dalları yakmayı başarırlar... üzerlerine çöken tuhaf huzur hissiyle ateşin yanına çöküp uzanırlar.

    bu esnada kolya, lyuda, sasha ve kolevatov ters yönde gregory ve dorashenko'nun kuzeyine doğru ilerliyorlardır. kolya bi yerlerde düşüp yaralanır ve yürüyemeyecek duruma gelir. sasha ve kolavetov yaralı kolya'yı taşır. ancak karanlıkta yollarını göremeyen bu grup önlerindeki zemini kayalık olan çukura düşerler. kolya, sasha ve lyuda çarpmanın etkisiyle ciddi bir şekilde yaralanırlar. kolevatov bir şekilde bu kazayı fazla yara almadan atlatmıştır. arkadaşlarını sıcak tutabilmek için bulduğu köknar dallarını çukur boyunca serer. ateş yakacak yakıtı yok ayrıca etrafta fazlasıyla nem tutan köknar ve huş dallarından başka bir şey yok. bir anda kolevatov geldikleri yönde bir parıltı görür. diğerleriyle bir araya gelme ve çukurdakilere yardım edebilme umuduyla ateşin göründüğü yere doğru harekete geçer.

    kolevatov sedir ağacına ulaştığında iki arkadaşının kor halindeki ateşin etrafında bilinçsiz bir şekilde yattığını görür. kolları ateş çukurundadır ve elbiselerinin ve kollarının bir kısmı yanmıştır. kolevatov arkadaşlarını yüzüstü çevirir. ancak artık çok geçtir. hipotermi etkisiyle çoktan ölmüşlerdir. kolevatov'un artık tek düşüncesi çukurdaki üç arkadaşını kurtarmaktır. ölen arkadaşlarının elbiselerinden en sıcak kısımlarını keser. iki arkadaşının bedenini yapabileceği en saygın şekilde yan yana yerleştirip diğer üç arkadaşının yanına döner. kolevatov, kollarında kazak, pantolon parçalarıyla geri döndüğünde arkadaşları artık sona gelmişlerdir. kazağın bir kısmını kullanarak lyuda'nın açıktaki ayağını sarar. ancak lyuda ve kolya için çok geçtir. şimdi tek hayatta kalan sasha'dır. onu korunabileceğini tahmin ettiği ormanlık alana zütürmeyi düşünür ancak çukurun kenarına kadar dahi ilerleyemez. artık soğukla ve yorgunlukla başedecek gücü kalmamıştır. o anda sasha'nın yanına yığılır. huzurlu bilinçsizliğe doğru ilerlerken arkadaşına sarılır. beraber gözlerini kapatırlar...

    dyatlov, rustik ve zina çadıra en yakın dağcılardır ancak birbirlerinden ayrı düşmüş durumdadırlar. dyatlov artık hipoterminin son aşamasına gelmiştir. yanında kibrit olmasına rağmen çevrede yakılabilecek uygunlukta dal yoktur. iyice üşümüştür ve arkadaşları 150 metreden daha kısa bir mesafede olduğu halde yalnızdır. küçük huş ağacının yanında yere yığılır, ağacın dallarını sıkıca tutarken son nefesini veririr. rustik bi'şeylere takılarak düşer ve kafasını taşa çarpar. bilincini kaybeder, sonunda soğuğa teslim olur. zina da sert bi cisme çarparak burnunu kırmıştır. yüzünden kanlar akarken çadıra doğru sürünmek ister ancak kaslarında bunu yapabilecek derman kalmamıştır. o da kısa bir süre sonra pes ederek hipotermi yüzünden ölür.

    saat 03:00'da ay yükselip bulutların arkasından mavi ışığını verirken dokuz dağcının tamamı hareketsizdir. her biri son anlarında yaşadıkları teslimiyetin ve yoğun çabalamanın izlerini gösteren pozisyonlarda donmuşlardır. o gece vahşi kış şartlarında, bu uçsuz bucaksız yerde dokuz dağcı kendilerinin ve diğerlerinin hayatı için, cesurca ve sabırla savaşmışlardır.

    -donnie eichar (dead mountain, 2013)

    alın kitaptan alıntı sokayım komplo teorilerinize
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    +1
    1) Ruslar bir silah denemek için denekler arıyordu bu rus askeri üssün yakınında ve kazanın ıssız bir yerde olmasını açıklıyor.
    2)Bir gezi yapılacağı zaman önce fikirler alınır sonra karar verilir 10 arkadaş karar almışlar bu geziye gitmeye ama biri yan çizmiş bu eleman silah denemesi için bu insanları bu geziye yönlendirmiştir ve arkalarında şahit bırakmamak için bu adamıda öldürmüşler.
    3) Çadırın içinde çıplak olmaları radyasyonun vucudu ısıtmasından dolayı olabilir insan hayati tehlike altında iç güdüleriyle hareket edip çadırı paralamıştır.
    4)Radyasyon verilen bölgeden çıkınca vücutları kendine gelmiş ve üşüyüp ateş yakmış olabilirler.
    5) Nehir kenarına gidenlerin içten hasar alarak kemiklerinin kırılması ise tetanozdada olduğu gibi vücudun kas kasılmalarından kırılmış olabilir.
    6) Ateşin başındakiler ve kampa geri dönenler ise kas kasılmaları başlamadan donarak ölmüş yada nehir kenarına gidenler radyasyona daha çok maruz kalmış olabilirler.
    ···
  8. 8.
    +1
    dağcıların ilk kez denenen bir tür uyuşturucu kullandıkları da ileri sürülmüştür. ama bu yönde bir bulgu yok.
    ···
  9. 9.
    0
    olayı açıklıyorum beyler kısa ve net. Ruslar yeni bir bomba yapıyor soğuk savaş dönemi malum bu bomba insanlara fiziksel olarak değilde direk beyinlerine etkiyerek şoka girip anlamsız hareketler yapmasını sağlıyor ve ilk denemesini Ural Dağlarına yani bu gençlerin olduğu bölgeye atıyor metal parçası ve radyosyon böylelikle açıklanıyor ve bu gizleniyor çünkü kamuoyuna açıklanabilecek bir deney değil ve deliller ört pas edilerek olaya nokta koyuluyor.
    ···
  10. 10.
    0
    ananızı gibim tırstım ama hala araştırıyorum merkalı kişiliğimi gibeyim amk
    ···
  11. 11.
    0
    reserved
    ···
  12. 12.
    0
    olaya dair ileri sürülen tezler yeni değil. başka bir şey oldu burda.
    ···
  13. 13.
    0
    @71 parçalanan çene, kayıp gözler, vücut kırıkları, ekip arkadaşının şüpheli ölümü, bilimsel kabullerin aksine bulgular vb, şu sözlükte lsd içen adamlara sor bakalım başlarına bunun benzeri şeyler gelmiş mi? hallüsinasyon hariç.
    ···
  14. 14.
    0
    @70 panpa o son fotoyu atabilir misin? merak ettimde .
    edit:pek belli olmuyor ama ürkütücü lan.
    ···
  15. 15.
    0
    reserved
    ···
  16. 16.
    0
    en iyi ihtimalle bunlar aşırı derece uyuşturucu çekmişlerdir. lsd falan halüsinasyon olayın içine girerse herşey mümkün
    ···
  17. 17.
    0
    http://www.imgim.com/image/6syyqiq.png/
    ···
  18. 18.
    0
    reserved
    ···
  19. 19.
    0
    korkunç bi olay lan hoşlandığım kız paylaştıktan sonra araştırdım ama çok fena korkunç bi durum
    ···
  20. 20.
    0
    panpa galiba birinin gunlugunde mi kamerasinda mi hersey varmis ona ulassak
    ···