duygusal mallar ibretlik aşk hikayemi anlatıyorm

@304 reyiz sen doğru yeri okuduğundan emin misin? bi ara lisede bi kızla anımı anlatmıştım dicem orda da bakire değildi. dıbına koyim hiç bakire kız arkadaşım olmadı lan benim. cenabetlik bende mi anlamadım.

poğçaları yedik. ben banyo yapim dedi, tamam dedim. gitti banyoya. bi sigara yakıp viski koydum kendime. hayatımdaki toparlama çalışmalarının, büşrayla ilgili olan kısmını mükemmel bir şekilde toparlamıştım. geriye okul artık iş işten geçse de seneye daha iyi toparlanma adına çalışmalar, özkanla peline eskisi yavşaklık etmeyip onlara da gereken ilgiyi göstermeye, aileyle ilişkileri toparlamaya, ve para durumunu toparlamaya çalışacaktım. zaten dükkana gittiğim sürece para geliyordu her türlü. babamlar olmadığı sürece, daha da iyi gelicekti. zevkle viskinin kalan kısmını da bitirdim… dikkatim banyodan gelen sesle dağıldı bi an. hasgibtir banyo da sevişmemiştik…

@313 afiyet olsun reyiz. bende de bi atmık viski kalmıştı dün bitti. bu arada bu camel blacck midir nedir, ne gibim bi sigaraymış.

hemen banyoya koştum, kapıyı açtım hızla. i̇rkildi, daha girmemiş banyoya havlusunu hazırlıyormuş… yardımcı olmamı ister misin dedim. güldü.

beraber duşun altına girdik. öpüşüyorduk. başımızdan aşağı sıcak su akıyordu. beni geriye itip oturttu. lifi sabunlayıp vücudunu sabunluyordum. her yerini… ben de izliyordum. elimden tutup ayağa kaldırdı. vücuduma sürtünmeye başladı. kendi vücuduyla sabunluyordu, yıkıyordu beni. sırtıma sarılıyor, kalçasını kasıklarıma sürttürerek sabunluyordu. gittikçe tahrik olmaya başladım, kendimi kaybettim. döndürüp kucağıma aldım, duvara yasladım. içine girdim. bi yandan elimle suyu açtım, önceden suyun altında o kadar durmuşuz ki termosifon sıcaklığını kaybettiği için buz gibi su sırtıma boşalır boşalmaz soğuktan nefesim kesildi..

bu da içen puştlara gelsin bari,

http://fizy.com/#s/1aj7sg

. kısa süreli bir şok geçirdim. ama bi yandan git-gele devam ediyordum. benim tepkime gülmüştü, ben de karşılık olarak kucağımdayken buz gibi suyun altına soktum onu. onun da nefesi kesildi, gülmeye başladı. öpüşüyorduk. artık suyun soğukluğuna da alışmıştık. dondurmuyor, üşütmüyordu artık bizi. sevişirken vücudumuzdan yükselen ateşe karşı bi etki gösteremiyordu o da. yavaşlamaya başladım, elini sıkıca tuttum, boşalıcaktım. son anda içinden çıkartıp boşaldım. artık ikimiz de yorulmuş bir vaziyette soğuk suyun altında öylece sarıldık birbirimize. daha sonra düzgün bir şekilde banyo yapıp çıktık. yatağa attım kendimi, üstümü giyinmeye halim yoktu. o da aynı şekilde yanıma kıvrıldı. birbirimize sarılı bir şekilde uyuduk…

yavaştan mevzuya giriyoruz..

öpücükleriyle tekrar uyandığımda üstünü giyiniyordu, artık gitme vaktiydi onun için. evi daha fazla meraklandırmamalıydı. gitmeden son bi kez gamzesinden öpüp uğurladım…

gitti.

eve bi baktım, salon incin, mutfak rezalet, odam incin, banyo incin. ev komple yarağı yemiş. bi güzel evi topladım, mutfağı temizledim. kuzeni aradım, işleri sordum ne alemde diye. işlerle ilgili bilgi aldım. babamı aradım, hal hatır sordum, sesi bozuktu.

iki gündür dükkanı arıyorum nedense hep tuvalette oluyorsun. ne taklar çeviriyorsun lan sen yine, güvenemicem mi ben sana diye fırçalamaya başladı.

hemen karşı atağa geçtim, kuzenden aldığım bilgilerden bahsettim, şuraya gittim, şunu yaptık bunu yaptık diye. üstüne bir de müşterilerle yaşadığım sorunları anlattım tam da onun uyuz olduğu konular üzerinden. i̇yice ikna oldu, o da küfür etmeye başladı öyle öyle o huur çocukları diye konuşuyor. her neyse onu da öyle kapattık. tam artık hazırlanmışım yatıcam telefon çaldı pelin arıyor.

açtım,

- naaptın naaptın diye soruyor.
+ valla yaptık dedim. güldü
- senin için iyi gelmiştir onu boşver asıl yemeği beğendi mi diye sordu.
ve cidden yemek harikaydı…
+ çok beğendik, ellerine sağlık dedim.
- ne demek canım az özkanla kahrımı çekmedin, ufak bi karşılık olarak kabul et dedi.
tekrar teşekkür ettim.
yarın özkanlardayım sen de gel bi de aramızda eğlence yapalım dedi.
tamam dedim kapattık

@335 reyiz, 31 in gelmiş senin amk.

sabah kalktım, dükkana gittim, yine klagib sağa sola koşturmaca. akşam oldu kapattım dükkanı özkanların yanına ..

içki falan da aldım gittim özkanlara.

özkanla pelin bana bakıp gülüyorlar. ne var lan , yeni milli olmuş gibi bakıyorsunuz dedim. güldüler. pelin bu sefer güzel şeyler söylüyordu, bu şekilde gidersen mutluluğumu devam ettirebilceğimden, büşrayla aramızdaki uyumun güzelliğinden, büşranın tavırlarına kadar her şeyi övüyordu. ama hala oklun sıçmış, ortalamanın dibe vurmasından şikayetçiydi. büşrayla ikimiz hakkında güzel şeyler söylemişti ama benle ilgili hiç umut verici sözler söylememişti, kendimi haddinden fazla kaptırdığımı söylüyordu. doğruydu da…

o gün çok eğlendik, içtik oyun falan oynadık, sonra hepimiz bir koltukta sızdık…

işler rayına giriyordu iyice..

@341 reyiz merak etme, kandırmaca yapmıyorum.

sabah alarmın sesine uyandım. bu duygudan nefret etmişimdir oldum olası. çok eğlenceli bir gün geçirmene rağmen yine içinde yarın işe gitmek zorunda olmanın huzursuzluğu var. üç kuruşluk eğlencende kursağında kalıyor, sabah binbir küfür ede ede kalkıyorsun o alarmın sesine, sabahın köründe herkes fosur fosur uyurken işe gidiyorsun. izdırabını gibim yazarken bile soğudum..

her neyse bu şekilde 3 hafta geçti, babam zaten tatile de girmişim artık rahatça dükkanı bana çakıp taşak gezdiriyor adam… aslında onların olmaması benim işime gelirdi. büşra yine ara ara bize gelip kalırdı. ben bi yandan kendimi düzeltme uğruna ara ara tatsızlıklar olsa da günler çok güzel geçerdi, kendimi koca gibi hissederdim dükkandan eve giderken. eve yorgun argın gidip, onun o küçük dizine kafamı koyup güzelliğini seyrederken yorgunluk falan kalmazdı. onun o gülüşü stres falan bırakmazdı bende…

bi gün yine dükkanı kapatıyorum, kepenkleri indirmişim, z raporu alıyorum. telefon çaldı. özkan.

telefonu açtım ağlıyor…
ne oldu lan neye ağlıyorsun dedim.
hıçkıra hıçkıra ağlıyor bu, benim de moralim bozuldu, meraklanmaya başladım aklımdan türlü türlü şey geçiyor.
ne oldu dıbına koyim söylesene diye bağırdım..
biraz toparladı sesini, abi…
ölmüş dedi…

http://fizy.com/#s/1lsgu8

...

benim başımdan aşağı kaynar sular döküldü, elim ayağım uyuştu… karşılıklı susuyorduk. koltuğa yığıldım ben, büşranın öldüğünün düşüncesi aklıma gelir gelmez dağıtmıştı beni.
kim… kim.. diyebildim ağlamaklı bi ses tonuyla.
ağlaması gittikçe şiddetlendi, ben de ağlamaya başladım..
- pelin ölmüş dedi.. telefonu kapatmadan önce...

dondum kaldım telefonun başında. dayak yemiş gibi hissediyordum kendimi.. şok olmuş bir vaziyette, duruyordum sadece. nasıl hissetmem gerektiğini idrak edemedim… sersemlemiştim,
benim canımdan çok sevdiğim sevgilim, büşra ölmemişti. can dostumun 4 yıllık sevgilisi, bugüne kadar birçok güzel günler yaşadığımız pelin ölmüştü… bu hayat böyleydi işte, en kötü durumda bile insana bencil duygular hissettirip iyice kendinden nefret etmesini sağlardı. en mutlu olduğun zamanda en büyük gerçeğini hatırlatırdı böyle…

darmadağın olmuş bir şekilde kapattım çıktım dükkanı. hiçbir şey düşünemiyorum, idrak edemiyorum. büşra arıyor. açmadım. özkan’ı aradım, yanına gittim. darmaduman olmuştu çocuk. sarıldık bi 10 dakika ağladık. trafik kazası, karşıdan karşıya geçerken minibüs çarpıyor…
ikimiz de kabullenemiyoruz. ben ona nasıl ya diyorum o bana nasıl ya diyor..
”abi ben seviyordum ya, niye böyle oldu ki” diyordu sürekli.. bi şey diyemiyordum, aptallaşmıştım.

kuzeni aradım, durumu izah ettim. o da tanırdı, özkan’ı pelin’i o da şok oldu, ben dükkana gelemeyebilirim ara ara dedim. tamam dedi sen rahat ol. babamı aradım, durumu açıkladım böyle böyle, o da çok üzüldü, tamam dedi. büşra tekrar aradı, telefonu açtım, bi yandan ağlıyor bi yandan bana bağırıyor niye açmadın telefonu diye, sinirleri bozulmuş… yarın yanınıza geliyorum dedi. gelme dedim, bir süre sen özkan’a görünme sevgilisini kaybetmiş bi de senle ben deşmeyelim adamı iyice dedim. ve peşinen söyledim, bir süre görüşemeyebiliriz, özkanın yanında olmam lazım. cenaze, defin vs işlemleri yapıldı. özkan her gün çöküyor. mütevazı, fazla şımarmayan adamdı, asıl iyi durumdayken eğik durulmalı ki, diklik kötü günlere kalsın derdi hep. ama bu tahmin edemiceği derecede ağır bir durumdu. hayatı boyunca, sevgilisi varken, kendi hayatına da aynı özeni gösterebilmiş, hayatı hiçbir alanda ıskalamamış adamı, bu sefer de hayat ıskalamamıştı…

@362, @363, güzel.

günlerce sahilde oturduk özkanla. sürekli içiyorduk, alkol normalde olduğundan daha da kolay hükmediyordu vücuda. zaten bu alkol çok içmekten değil çok dertten, bahaneden sarhoş ederdi insanı. çok geçerli derdimiz vardı bizim de.. sarhoş olmadığımız gün olmadı. tam her şey düzeliyor derken, bu çok ağır olmuştu. 3 kişi güzel bir gruptuk, pelin özkan ben.. eğleniyorduk, gülüyorduk, sevinçlerimiz acılarımız bir oluyordu, şimdi grup yine 3 kişiydi ama bu sefer pelin yoktu…büşrayla 2-3 haftadır düzgün görüşmüyordum, özkan bu durumdayken büşrayı düşünmek, özkana ihanet ediyor gibi hissediyordum...

her sahile indiğimizde, bir süre sonra dinlemekten sakındığımız bu şarkıyı dinliyorduk,

http://fizy.com/#s/1ls7hd