duygusal mallar ibretlik aşk hikayemi anlatıyorm

@237 ikinci part ağır reyiz. asıl olay ikinci part ta. burdaysanız anlatayım. biraz kitle olsun.

en azından başlığı atayım,

devrim & ölüm.

yarın yine bugünle aynı saatte başlarım.

neyse o zaman kimse yoksa yarın devam ederim, yine bu başlıktan...

@246 reyiz, ikinci kısmı yazarım şimdi ama, hepsini birden yazmak istiyorum bugün bitsin diye. dolayısıyla uzun sürer... malum vize haftası herkes duramaz o kadar uzun, şimdi başlarsam yarıda kalmasını istemem..

beyler bu arada şunu da belirteyim, gibiş kısmını anlatırken bazılarınız şöyle bi durmuştur. o kadar hisli anlatıyorken neden bunları anlatıyor diye. nedenini şimdi söylersem olmaz. ama hikayeyi bitirdiğim vakit, o son yazıyı buraya yazdığım vakit beni anlayacaksınız.

@256 reyiz, çok etki altında kalıyorsan okuma. sevgilisinden ayrılan oldu dıbına koyim, anlattığıma pişman etmeyin.

saat 9 da başlıyorum. herkes toplansın beyler. bitiriyoruz bugün..

görüşürüz..

@276 9 da başlicam reyiz. vizeye çalışıyorum şimdi. hem de biraz toplanın, finali kalabalık varken yapmak istiyorum.

başlıyoruz...

2. bölüm


--spoiler--
o varken güzeldi karanlık. o varken tahammül edebiliyordum, karanlığın içindeki tek renkti o. benzersiz bir renk. sigara dumanını üflerken dumanın ciğerlerimi gıdıkladığını hissedebiliyordum. sigarayı söndürdüm. büşraya baktım, uyumuştu. sıkıca sarıldım. tek hissedebildiğim mutluluktu. bomboş ve mutlu…
--spoiler--

burda kalmıştık..

sabah uyandım. büşraya baktım, boynuma sinmiş bir şekilde tatlı tatlı uyuyordu. yavaşça yataktan kalktım. ne yapsam diye düşünüyordum, onu mutlu etmek için ne yapsam? içimde inanılmaz bi mutluluk ve enerji vardı. mutfağa gittim kahvaltı hazırlamaya.

şimdi mutfak konusunda da kazmanın önde gideniyiz dıbına koyim. yumurta kırmayı bile bilmem. yoksa ben istemezmiyim filmlerdeki gibi şairane bir tavırla kızın önüne omleti vs dizmek. ama yok işte, yapabildiğim en güzel şey tost. karışık tost...

kişi sayısı arttıkça daha da hızlanıcam.

tabağa diğer kahvaltılıklardan da koydum, tostun başında bekliyorum. kıza sabah süpriz olsun diye kahvaltı zütürcem yatağa, kahvaltı da tost. ulan dedim iyi ki yumurta kırmayı bilmiyoruz. bilsek, sucuklu yumurta yapıp zütürcez yatağa, bandıra bandıra yesin... neyse tostu yaptım, tabağı tepsiye koydum yatağa zütürcem.

arkamı döndüm büşra bana bakıyor.

birden korktum, refleksle "ananı gibiim" deyip tepsiyi yere düşürdüm. tepsi olduğu gibi yerde, tabak falan kırıldı. büşra yerlere yatmış gülüyor. ulan mis gibi kahvaltıyı yere düşürdüğüme mi üzüleyim kızın anasını gibtiğime mi bilemedim.

gelenler ses versin ona göre hızlanayım..

- ya kusura bakma, birden çıktı ağzımdan dedim.

umrunda bile değildi küfür etmem, sadece kahkaha atıyordu.

durdu, yerdekilere baktı,

"peynir, zeytin, karışık toost ! domatesleri de iyice dilimleseydin iyi olurdu, iki yarım halinde zor yenir" dedi iyice gülmeye başlayarak.

dünyanın en tatlı erkeğisin heralde dedi.

gözlerinden yaşlar akıyordu.

ulan zaten çok güzel gülüyor. ben iyice gaza geldim, "yaktım seni" gibilerinden saldırdım buna. tuttum kucağıma aldım, öpmeye başladım. yatağa zütürdüm...

tişörtünü çıkartıp göğüslerini yalamaya başladım. eskti titrekliğimi atmıştım ne de olsa. geriye doğru ittirdi, yatağa oturttu. ve penisimi ağzına aldı. bir süre yaladıktan sonra arkasını döndürüp domalttım. elimi o ince beline koydum. içine girdim. gittikçe hızlanıyordum, iyice baskı uygulayıp yüzüstü yatırdım daha hızlı git gel yapıyordum.. bu sefer ilk seferki kadar dayanamadım, uyuşukluk tüm vücuduma yayıldı daha sonra içinden çıkardım ve o güzel yuvarlak kalçasına boşaldım. tuvalete gidip temizlenip geldi, ben çok acıktım dedi. mutfak batmış bir vaziyetteydi. dur ben poğaça alayım dedim evden çıktım..

@293 dışardan ne demek lan?

@295 bitiririm reyiz, 12 yi geçmez diye düşünüyorum.

@294 yok reyiz sonuçta siz de varsınız size de ayıp olmasın. ağırdan alıyorum işte biraz. kuru kuruya anlatmak istemiyor insan ne kadar olsa..

@298 nerde söyledim bakire olduğunu?

poğça almaya giderken bu kadar mutlu olacağım aklıma bile gelmezdi. evden anahtarını almadan çıkıyorsun, canından çok sevdiğin insanla yemek üzere bi şeyler alıyorsun, evde seni çok seven birinin bekliyor olması… eve dönerken suratımda salak bi gülümseme vardı, hani böyle mutluluktan kahkaha atasınız gelir de kahkahanız kursağınızda düğümlenir “hıiiyk” gibi sesler çıkarırsınız ya aynı öyleydim. o kadar hevesli ve mutlu hissediyordum ki gülemiyordum bile… halbuki yolsa biri sorsa sen niye böyle gülüyorsun diye, “sevgilimle beraber yemek üzere poğça aldım ondan” desem, tımarhaneye zütürürler deli bu diye. belki de ben ilk defa yaşadığım için böyle triplere giriyordum ama hepinizin o mutluluğu tatmasını isterim. eve gidiyor, anahtarla çalmak yerine zile basıyorsunuz çok sevdiğiniz insanın kim o diye karşılık veriyor yukarı çıkıyorsunuz, kapıyı çalıyorsunuz yine o deli gibi sevdiğiniz insan o muhteşem gülümsemesiyle kapıyı açıyor, içeri giriyorsunuz…

açılışı bunla yapalım, iyiymiş bu.

http://fizy.com/#s/23f46e