duygusal mallar ibretlik aşk hikayemi anlatıyorm

her bi hatırlatma geldiğinde egomda kıpırdanmalar oluyordu. ego bir insanın airbag idir zaten. büyük bir çarpışmadan önce ortaya çıkar. olaylardan daha fazla etkilenmenizi engeller. yalnızlığa mı düştünüz, o dönemlerinizi bi hatırlayın, bir çok insan o dönemlerde suçu etrafında bulur, kendi suçlarına da bir bahane bularak, bu yolla kendini iyi hissetmeye çalışır. kendi başına ne kadar düşünmeye vakti olursa o kadar hatasına bahane üretir, “kendi gözünde” çok iyi bir insan olduğunu düşünmeye başlar

@204 alttan worde yazıyorum reyiz.

o günden sonra tek hakim olduğumu düşündüğüm, ilişkinin kontrolünü kaybediyorum korkusuyla bende saman alevi şeklinde agresiflikler başladı. büşrayla yavaştan kavga etmeye başlıyorduk. bazen anlam veremiyordu aşırı tepkilerime ama uysal yapısından dolayı fazla sesini çıkartmıyordu, sen nasıl istersen diyordu. bu süre boyunca büşraya bir sürü kısıtlamalar getirdim, burak biniyle uzun yıllardır devam eden arkadaşlığı vardı, aileler arası toplanma olmadığı müddetçe görüşmesini istemediğimi söyledim. tamam dedi. kıyafetlerine daha çok karıştım, arkadaşlarıyla ilişkisine karıştım. i̇lişkide tatmin olmak için salak salak, otorite adı altında kısıtlama getirdim. hepsine tamam dedi. konuşma sırasında da bazen çıkışlarım oluyordu. arada o da sinirlenirdi, tartışırdık. tartışma çıktığında beni köşeye sıkıştaracak gibi olduğunda hep sorardım,
”mutlu mu olmak istersin haklı mı?” diye. haklı olmayı seçer, yani tartışmayı seçerse; sen mutluluğumuzu istemiyor musun, kavgayı devam ettiriyorsun gibisinden karşı çıkıp, üste geçme şansım oluyordu, büşra hiçbir zaman böyle bir tepki vermeme izin vermezdi.
bi şey demezdi, konuyu değiştirir, eğlenceli başka şeylerden bahsederdi. o hep mutluluğu seçerdi…

@206 güldüm dıbına koyim.

bu şekilde haftalar geçti. ben kendimi toparlama adı altında çalışmalar yapıyorum ama okul çoktan züte gelmiş, 4 dersim gitmiş çoktan. seneye alabilceğim derslere, kredilere baktım. durum o kadar kötü değildi. bu biraz moralimi düzeltmişti, telefonum çaldı, büşra arıyordu, açtım. özkan-pellin çağırıyor, seni aramış ulaşamamış.. ne diyorsun ? dedi. tamam dedim. neşeyle hazırlandım, büşra arabasıyla geldi aldı beni. gittik buluşcağımız yere, özkan pelin ben büşra oturduk. sohbet muhabbet, tabu falan oynuyoruz. eğleniyoruz gayet. fakat benim ufak parlamalarım devam ediyor. genel olarak mutlu bir görüntü çiziyor ortam ama arada yine o otorite kompleksinden dolayı büşrayı bozuyorum ufak ufak

. nasıl desem çok bilmiş konuşmalar falan yapıyorum… oturduk biraz daha sonra, büşra, babası arayınca gitmesi gerekti gitti. özkan ben pelin kaldık masada. kendi açımdan çok mutlu bir gündü, okulun durumu fazla kötü değildi, babamla aram düzeliyordu, büşrayla yine çok mutluydum… büşra gittikten sonra, pelin bana baktı. ne oluyor sana dedi.
ne olmuş? dedim.
büşrayı nasıl bozduğumdan bahsetti, ben fark etmesem de konuşurken nasıl üste geçmeye çalıştığımı anlattı. fazla üstünde durmadım sözlerinin. keyfimi bozmasına izin vermedim o an. kalktık, evlere dağıldık. yatağa attım kendimi, uzun süre sonra kendimi biraz olsun özgür, rahat hissediyordum. pelin’in dedikleri aklıma geldi. çok haklıydı, kavga ettiğimiz zamanlar, “haklı mı olmak istersin mutlu mu” diye soruyordum, o hep mutluluğu seçiyordu. tartışmayı sonlandırmak adına ona bu soruyu yöneltirken, mutluluk yerine hep haklı olan taraf olmayı seçtiğimi fark ettim, mutluluğu istemeyen bendim... bu yaptığım haksızlıktı, hele ki büşra hiç hak etmiyordu böyle bir tutumu. bana hiçbir zaman çaktırmazdı üzüldüğünü ama artık canını sıkmaya başladığımı biliyordum. düzeltebilirdim bu durumu...

@210 reyiz yavaş yavaş yarısına geliyoruz. hepsini bugün bitirirsem millet gibilir...

. babamlar ertesi gün, amcamın sağlık sorunları sebebiyle, yanına, yani şehir dışına çıkıyorlardı. bu dükkanın yine bana kaldığını gösteriyordu, ama ev uzun bir süre boş olacaktı. o gün babamlarla zaman geçirdim, biraz yalakalık yaptım. ertesi gün uçağa biner binmez kuzeni aradım. o da dükkanda benimle kalıcaktı. aradım, durumlardan bahsettim, 2 gün dükkanı ben yokken idare etmesini rica ettim ve ekledim, babama çaktırma… onay geldi. hemen büşrayı aradım yarın bize gelsene. bi konuşim dedi, kapattık. 10 dk sonra döndü, ordan da olumlu cevap gelmişti. gerisi kolaydı.

@211 fazla türkçe dinlememeye çalışıyorum. duygusal dinliceksem yabancı dinliyorum, arada anlamıyorum ne dediklerini orantılı oluyor. güzel şarkıymış dinliyorum..

gittim, o 50 lik paketlerde olan küçük mumlardan aldım. şaraba zaten gerek yoktu, babamın şaraplarından brini açıcaktım. pelin i çağırdım, yemek yapması için, o güzel yemek yapardı, değişik güzel bir yemek yaptı, o yemek yaparken ben evin her köşesine mumları yerleştirdim, traş falan oldum, güzelce giyindim.. pelin munzur munzur gülüyor bana. hazırılklar bitti, pelin’e teşekkür edip yolladım. büşrayı beklemeye koyuldum…

kapı çaldı, sonunda gelmişti. özel bir gün olacağını o da anlamış olacak ki o da çok güzel giyinmişti. evin halini görünce iyice neşelendi, o güzel gülücüklerini evin her tarafına saçıyordu yine. biraz sohbet ettik, acıktın mı diye sordum, evet dedi. sen burada bekle dedim, kalktım sofrayı hazırladım, şaşkın şaşkın bana bakıyordu. oturduk yemeği yedik, bunları sen mi yaptın diye sordu, evet dedim.
”sittir len” dedi. gülerek beklemediğim bir cevap olunca ben de güldüm. şarabı açarken, o günün ambiansına karşı şaşkınlığını gizleyemiyordu. sadece mum ışıkları, loş bir ortam, arkadan hafif bir tonda jazz çalıyor, oturuyoruz sohbet ediyoruz. bir kızla şarap açmış karşılıklı uzun süre muhabbet edebiliyordum, artık ilişkiye alışsam da bu farklılık beni mutlu ediyordu. saatler ilerledikçe şarabın ve ortamın etkisiyle yavaş yavaş gevşemeye başladık, artık konuşamıyorduk ta, kelimeler tükenmişti artık. elimle yanağını okşuyordum, gülüyordu. kadehini yavaşça yere bıraktı, bende sehpanın üstüne koydum, yanağından kendime doğru çektim, gamzesinden bir öpücük aldım ve dudaklarımız birleşti.

http://fizy.com/#s/1ajcwd

loş salonda sadece öpüşme seslerimiz geliyordu artık kulaklarımıza. sarmaş dolaş bir vaziyette öpüşüyorduk. yavaşça kucağıma aldım, boynundan öpmeye başladım. nefes ritmi değişti, kıyafetlerinin üzeriden göğüslerini yavaşça ısırdım. kucağımdayken ayağa kalkıp odaya doğru gittim. müziği kapattım. başka bir ses duymak istemiyordum. üstündeyken öpüşmeye devam ettik, boynunundan yavaşça göğüslerine doğru indim, üstündeki body i çıkardım, kucağıma aldım, öpüşürken sütyenini çıkardım, elimle büşrayı biraz ileri itip göğüslerini yalamaya başladım. sakin olmaya çalışsamda üstümden alevler saçılıyordu

. iyice sabırsızlanmaya başlıyorduk, altıma aldım tekrardan, boynunda yavaş yavaş aşağı inip vücuduna öpücükler kondururken pantalonun düğmelerini açtım. doğrulup pantalonunu ve tangasını çıkardım. pürüzsüz vajinasına doğru hareketlendim. daha dilimi değdirir değdirmez, hafif bir inilti yükseldi. nefesleri gittikçe hızlanıyordu. vajinasına parmağımı sokarak klitorisini yalıyordum. bir de uzun süredir cikse olan açlığım büşrayla ilk ciksimize ve onun güzelliğiyle birleşince iyice kendimden geçmiş vaziyetteydim.. büşra da uçuşa geçmişti, zevkten çıldırmıştı. doğruldu, üstüme çıktı, boynumdan başlayıp aşağıya doğru indi pantalonumu çıkardı. üstümden her bi şey çıkardığımda heycanım bi kat daha artıyordu. boxer’ı çıkardı, zevkten demir gibi olmuş penisimde, ellerinin soğukluğunu hissettim. daha sonra dilinin ıslaklığını…

penisin baş kısmını vakumluyordu adeta, zaten hassas bölge ben yatakta kıvranıyorum, yatağı çarşafı tutuyorum. kendimden geçtim iyice gözüm karardı. doğruldum, büşrayı altıma aldım. penisimle vajinasına hafif hafif vuruyordum, ikimiz de kontrolden çıkmıştık. penisin başını vajinasının girişine yerleştirdim, muzip bi gülümseme vardı suratında, yavaşça içeriye soktum, derin bir nefes vererek başını geriye doğru yatırdı. tamamen girdim. o kadar yalamama rağmen vajinası hala dardı, içine girerken o kaygan sürtünme zevki iki katına çıkarıyordu. misyoner pozisyonunda git gele devam ettim, bi yandan öpüşüyorduk, o küçük ellerini sırtımda gezdiriyordu. dakikalar geçtikçe iyice kendimi kaybediyordum, azgınlıktan titriyordum nerdeyse, gittikçe hızlanmaya başladım, piston gibi çalışıyordum kıza. bi hızla üstüme çıktı. zıplamaya başladı, zıplarken çıkardığı zevk çığlıkları beni iyice tahrik ediyordu, kolundan tutup kendime doğru çektim, vücudunu vücuduma yapıştırıp sıkıca sarıldım, daha hızlı bir şekilde git gel yapmaya başladım.

gibişe gelince sesiniz kesildi lan.

devam..;

http://fizy.com/#s/1mwdqs

aşırı istek, aşırı arzu beni sona yaklaştırıyordu. kısa sürmesini istemiyordum. i̇yice boşalmaya yakın, içinden çıktım. altıma aldım. vücudunun her karesini öpmeye başladım. vajinasını tekrar yalamaya başladım, vajina dudaklarının bir sonbahar yaprağının ağaçtan düşmeden önce titreyişi gibi titremesini dilimle hissedebiliyordum. bir kalp gibi atıyordu, titriyordu vajinası. nefes alışlarının hızlanması beni daha çok azdırıyordu. uzun süre yalamaya devam ettim, zevkten çıldırmış bir şekilde eliyle saçlarımı çekiyordu titremeye başlamıştı. doğruldum, penisimi vajinasının üstünde gezdirdikten sonra tekrar içne girdim. bacaklarını omuma aldım, daha hızlı gidip gelmeye başladım. artık bağırmaya bile takati kalmamıştı, sadece hızlıca nefes alıp veriyordu. yoruldum, tekrardan misyoner pozisyonunda döndüm, gözlerinden yaşlar süzülüyordu, son bi nefesle çığlık attı, beni üstünden itti. adeta bir fıskiye gibi boşalmasını seyrettim. tüm vücudu titremeye başladı, yatağa parmaklarını geçirerek inleye inleye sağa sola dönüp duruyordu. bu tablo şüphesizki benim göğsümü kabartan bir durumdu. zevkten ağlamaya devam etti, bi hışımla dudaklarıma yapıştı.

@229 reyiz, neden yazdığımın sebebini bitirince söylicem. sen bilirsin, buraya kadar okuduğun için sağolasın.

i̇yice vahşileşmiştik, çenemi ısırıp duruyordu ben de daha agresif davranmaya başladım, o küçük, narin bedenini tekrardan altıma aldım. hükmediyordum ona. tekrardan içine girdim, sıkıca sarılıyordu bana, zevkten mayışmış bir gülümseme hakimdi suratına, ben de yorulmaya başlamıştım, hızımı kaybediyordum, bi gayretle beni geriye doğru ittirdi, penisimi ağzına almaya başladı, vakumluyordu yine. o vakumladıkça benim vücudum titriyordu, benzersiz bir duyguydu. gittikçe sona yaklaşıyordum artık, ellerini sıkıca tutarken, vücudum inanılmaz bir şekilde uyuştu, gözüm karardı, nefesim kesildi… boşalmıştım. zevkten baygın bir şekilde yatağa geri düştüm. o da tuvalete gitti

vücudumdaki uyuşukluk bir süre devam etti. sigara yaktığım sırada odaya geri geldi. işığı açınca karanlığa alışmış gözlerim rahatsız oldu, kapat kapat dedim. güldü kapattı tekrardan. yanıma yattı, başını göğsüme koydu. yaptığımız ciks daha önce yaptıklarımdan benzersizdi, inanılmaz bir duygu yoğunluğu vardı, ciks yaparken içimdeki aşk daha da körükleniyordu. hem mental hem de fiziksel olarak tatminin doruk noktasıydı yaşadığım. büşra da benzersizdi, zaman zaman agresif yapıma rağmen beni hep dinlemiş, her kararımda yanımda olmuş, ego tatmini uğruna dayattığım kurallara hiç karşı çıkmamış, anlayışla karşılamıştı. artık gözlerim karanlığa büşrayla alışmıştı. o varken güzeldi karanlık. o varken tahammül edebiliyordum, karanlığın içindeki tek renkti o. benzersiz bir renk. sigara dumanını üflerken dumanın ciğerlerimi gıdıkladığını hissedebiliyordum. sigarayı söndürdüm. büşraya baktım, uyumuştu. sıkıca sarıldım. tek hissedebildiğim mutluluktu. bomboş ve mutlu…

tek hissedebildiğim mutluluktu. bomboş ve mutlu…

birinci bölüm bitti beyler...

bi 10-15 dakka ara verelim, bi şeyler atıştırim.

ikinci partı isterseniz yarın anlatayım, şimdi ağır olmasın.