1. 101.
    0
    kimse yok mu lan?
    ···
  2. 102.
    0
    . şarabın geriye kalanını bitirdim, viski koydum kendime karanlık salonda oturdum öylece. sigara içip içki içiyorum ama kafamdan bir düşünce geçmiyor. düşünmek için oturuyorum ama kafam bomboş. kendime dair hiçbir düşünce yok, sadece kafamda, “bakire değilim” lafı yankılanıyor. sıkıntıdan içim daralıyordu düşündükçe. yatmaya karar verdim. diğer odaya gidip yatağa uzandım. yine düşünme adı altında tavana boşboş bakıyordum. saatler geçiyor gözüme uyku girmiyor. i̇çimde inanılmaz bir huzursuzluk. “ah bee diyorum ah bee” keşke hiç açıklamasaydı diyorum, bi türlü yediremiyorum. ama yedirmek zorundayım, deli gibi seviyorum... tavana bakarken, taş zeminden yükselen çıplak ayak sesleri dikkatimi dağıttı. büşra geliyordu. ne diyeceğimi, nasıl davranacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. uykudan gözlerini fazla açamıyordu. sadece bakıyordum ona. konuşmasını bekliyordum.
    ”hani ben hep sıkıca sarmalayacaktın, gözünden düşerken koltukta olduğu gibi tutmadın” dedi.
    bi şey diyemedim. o da başını öne eğdi.
    yatağın ucuna kıvrılıp yattı, düşecek gibi duruyordu. yine ne yapacağımı bilmiyordum, mantığım durumu idrak edemiyordu. kalbimin sesini dinledim, sıkıca sarılıp kendime doğru çektim..
    ···
  3. 103.
    0
    . saçını kokladım, biraz doğrulup bana baktı, “lütfen bana güven, lütfen” deyip öptü. başını göğsüme koyup yattı. o an hiçbir şeyin önemi kalmadı benim için, ne aptal bi bekaretin ne aptal erkeklik gururum. mutluydum. daha önce yaşamadığım tarifsiz bir duyguydu. i̇lk defa bir insanın bana bu kadar güvendiğini hissediyordum. i̇lk defa bir kıza bu kadar saf duygular besliyorum. o küçük bedeni güçlü bir güven duygusu ile bana sarılıyordu.. saçlarını kokluyordum bir yandan. büşrayı biraz yukarı çektim, kafamı boynuna yaslayarak o güzel kokusunu koklamaya başladım. bu koku diğer kokulardan farklıydı, ne parfümdü ne başka bi şey. bu koku oksijenin kokusuydu, bana hayat veriyordu
    ···
  4. 104.
    0
    @164 reyiz, insan tuhaf oluyor yine de.
    ···
  5. 105.
    +1
    yavaş yavaş uyanıyordum. ama daha önce alıştığım tarzda değildi. önce boynumda bir ıslaklık hissediyordum, daha sonra yanaklarımda, yüzümün çeşitli yerlerinden yükselen öpücük sesleriyle uyanıyordum. o uyuz alarm sesiyle uyanmaya alışmış biri olarak, garip geliyordu. güzeldi.
    gözlerimi açtım, gözlerini iyice büyüterek muzipçe bana bakıyordu,
    - kalk artık öpmekten yoruldum dedi gülerek.
    ben de güldüm. kalktı, elimden tuttu gel bak süprizim var dedi. kaldırdı salona getirdi. kahvaltılık bi şeyler hazırlamıştı, bulabildiği kadar.
    - aa ne iyiymiş dedim içimden. her ne kadar mutlu gözüksem de bekaret olayını hemen atamamıştım içimden. önemi de kalmamıştı ama işte huzursuz ediyordu. hani hafta sonu eğlenceli bir gün geçirirken ertesi gün iş olduğu gerçeği aklınıza gelir tüm hevesinizi o anlık kaçırır ya, aynen öyleydim bende. i̇nanılmaz mutluydum ama o durum düşündüğüm anda huzursuz ediyordu, ben de o yüzden düşünmemeye çalışıyordum. bi şeyler yedik, oturmaya devam ettik. sırtım hala ağrıyordu. otururken arkama yaslanırken istemsizce belli ediyordum ağrıdığını. yat biraz masaj yapim dedi. uzandım yatağa, üstme çıktı masaj yapmaya başladı. o küçük elleri sırtıma değdiği anda ağrıyı hissetmiyordum zaten, ağrıyan yere baskı uyuygulasa bile acımıyordu, acısa da gülüyordum. dedim ya, kimyamı değiştirmişti bu kız.
    ···
  6. 106.
    +3 -1
    @171 burda artı ve eksi oy un bi katkısı olmuyor gerçi ama ben de bitirdikten sonra okuyanlara bi şuku atarım.
    ···
  7. 107.
    0
    nasıl iyi geliyor mu diye sordu.
    hem de nasıl dedim.
    eğildi, ensemden öpmeye başladı. tişörtümü çıkardı. ensemden sırtıma doğru öpmeye başladı. zaman zaman ufak ısırıklar alıyordu. ben ise zevkten değil de mutluluktan uçuyordum. beni tahrik etmiyordu öpücükleri, ereksiyon olmuyordu. sadece yüzümdeki gülümseme daha da artıyordu, daha da mutlu oluyordum. yine kendimi yanlış tespit ettiğimi anladım. benim uzun süren yalnızlık döneminden sonra sadece ciks yapacağım bir kıza değil, bana mutluluk veren birine ihtiyacım vardı. neyse ki bu yönde diretip böylesine bir mutluluğu kaçırmamıştım.
    öpmeyi kesti, yanıma yattı. nasıl şimdi geçti mi ağrısı dedi. gülerek.
    hangi ağrı? dedim.
    gamzesinden öptüm. sarılıp bir süre öylece uzandık. öğleye doğru ben kalkıyim , evi daha fazla meraklandırmiyim dedi. tamam dedim. vedalaştık. kapıdan çıkarken, büşra dedim.
    - gülsene.

    ya of dedi gülerek .

    gamzesinden öptüm. sonra gitti.
    ···
  8. 108.
    +1
    http://fizy.com/#s/1mbhc4

    biraz hızlanak yahu.
    ···
  9. 109.
    0
    büşrayla 1.5- 2 ay bu şekilde çok mutlu bir şekilde devam etti ve bu süre boyunca çok sefer alt alta üst üste gelmemize rağmen hiç sevişmedik. ben bu süre zarfında biri devamsızlıktan olmak üzere 3 dersten kalmayı garantiledim. okul tak gibiydi. halbuki iyi de bir öğrenciydim. eksper olmak gibi takıntı haline getirdiğim hedeflerim vardı. sadece okul değil, ailemle çok da iyi olmayan ilişkim de iyice bozulmuştu. evi pek giblemiyordum. otel gibi kullanıyordum. yemek yiyorum, odama geçiyorum. babamla da aram gittikçe açılmaya başladı, adam sürekli bi şeyden konu açıp bana laf sokmaya çalışıyor, benim umrumda değil. . dükkana gel diyor boş zamanlarında, ben bi palavra sıkıyorum gitmiyorum. kafama göre paraya ihtiyacım olduğunda gidiyorum. adam da haklı.
    arkadaşlarımla aram gittikçe açıldı. açıldı derken resmen koptuk. arıyorlar açmıyorum, ya da 2 saat sonra dönüyorum bi bahane uyduruyorum. niye gitmiyorum? çünkü onların yanına gidersem param gidecek. büşrayla harcadığım para azalıcak. zaten benim param yoktu. büşrayla benim paramdı..
    ···
  10. 110.
    0
    arkadaşları geçtim, özkan ve pelinle bile adam gibi görüşmüyorduk. 1-5 – 2 ayda en fazla 3 kez görüşmüşüzdür. özkan benim nasıl kendimi kaptırdığımı bilip fazla sesini çıkarmazdı da, pelin bozulurdu bu duruma biraz. biraz da kendini düşün derdi. o da olaylara benim gibi gerçekçi bakardı ama o benim gibi ilişkiye başladıktan sonra mantığı körelenlerden değildi, beni de uyarırdı hep. hedeflerimi hatırlatırdı, babamla olan ilişkilerimi hatırlatırdı, gelecek planlarımı hatırlatırdı… fakat bu konuşmaları hep canımı sıkardı. aldırış etmezdim. bunların ben de farkındaydım, onun bana hatırlattığından ben daha çok düşünüyordum hatta düzeltmeye de çalışıyordum ama sadece kendimi kandıracak kadar. bunları düşünmek huzurum kaçıyordu, pelinin bu konuşmaları da huzurumu kaçırıyordu… bir şekilde bu büyünün bozulmaması için elimden gelen her şeyi yaptım. gibeyim hedefleri diyordum, onu ihmal etme bunu ihmal etme derken mutluluğumu ihmal etmek istemiyordum.. büşrayla mutluydum, çok seviyordum. o da beni seviyordu.
    ···
  11. 111.
    0
    2 ay bir şekilde geçmişti..
    ben yine paraya ihtiyacım olduğu, biraz da babama yalaklık olsun diye dükkandayım. e tabi bana elemana verdiği kadar para vermiyor, adam ucuz işgücü olarak görüyor beni. gibilene kadar çalıştırıyor, elemandan daha fazla çalışıyorum, “özellikle yapıyorum ki hayatı öğren” lafı altında. tüm gün sağa sola koşturmaktan amı zütü kaybetmişim, oturuyorum dükkanda. telefon çaldı, büşra arıyor.
    kadıköye gelir misin sana süprizim var.
    şimdi mi dedim.
    evet evet deyip nerde olduğunu söyleyip kapattı. hayda..

    babama açıkladım durumu, o da artık illallah etmiş zaten git napim, git dedi trip atarak. kadıköye geçerken düşünüyorum sürpriz ne olabilir aklıma bi şey gelmiyor. meraktan çatlıyorum. gittim buluşma yerine. uzaktan bi baktım, yanda yaşlı bi adam ve kadınla oturuyor.

    hasgibtir ailesi…
    ···
  12. 112.
    0
    utanmasam geri dönücem dükkana öyle panik oldum. bundan daha kötü bir zaman olamazdı heralde. dükkanda sağa sola koşturmaktan terlemişim, saçım başım dağılmış. kartuş makinesinin arızası sebebiyle sol elim yer yer siyah mürekkepe bulanmış… lakin yapacak bi şey yoktu. yanlarına gittim.
    merhaba dedim.
    ”ailem” diyerek tanıştırdı büşra. tokalaştım anne ve babasıyla oturdum. kimse olmasa büşraya saldıracak derecede kızgınım. konuşuyoruz ama ben şaşkınlığı atamamışım üstünden tutuk konuşuyorum, arada büşra ya kaş göz yapıyorum şimdi mi çağırılır diye…
    ailesi iyi insanlar, babası sert mizaçlı ama muhabbeti sağlam adamlardan, annesi de işte ev hanımı kızı için en iyisini isteyen normal bir anne… kızı elbet daha önce bahsetse de merak eder tabi, sormak şarttır, sordu,
    - sen ne işle meşgulsun evladım diye.
    ···
  13. 113.
    0
    @186 verdim şukunu o zaman.
    ···
  14. 114.
    0
    @188 yine hızlandım lan, ilk seferkinde 10 dakikadan önce yazmıyordum. şimdi neleri anlattığım aklımda hızlı gidiyorum.
    ···
  15. 115.
    +2
    anlattım tek tek, hedeflerimden, yapacaklarımdan, prensiplerimden… okuldan da bahsettim sorusu üzerine.
    ama kızınızla takılcam ayağına 3-4 dersten kalıp okulu uzatma ihtimalimden bahsetmedim. okul durumu açılınca babasının ifadesi değişti, memnuniyetsizlikti bu. haklılardı da evlenme çağına gelmiş, okulu bitmekte olan kızlarının mesleğini eline alıp, evlenmesini bekliyorlardı artık. damat adayı ise, daha okulu kaç senede bitirceği meşhul. elinde sadece “-ecek, -acak” kipinde hayalleri olan, askerliğini yapmamış, elinde bi garantisi olmayan, evlenmek için kafadan 5 yılı olan bir tip!
    e haklılar tabi.. babası, “önünde uzun yıllar varmış” dedi. bi şey diyemedim.
    ben anlatmayı bitirip, babası konuşmaya başladığından beri kafamı öne eğmiş, sol elimdeki siyah mürekkep izlerini diğer elimle ovuşturarak silmeye çalışıyordum…büşra aşktan sevgiden bahsediyor, ulan hadi ailesinin aşkla yoğrulmuş bir evliğini olsa bile bu devrin zorluklarını biliyorlar, eskisi gibi aşkın meşkin evliliği kurtaramayacağını biliyorlardır... bi süre daha konuştuk. annesi hadi bey kalkalım biz artık dedi. kalktılar. vedalaştık ailesiyle, babası, “tanıştığıma memnun oldum” dedi. tabi ya eminim öyleydi. gittiler. moralim alt üst olmuştu… tek yapabildiğim elimle sol elimdeki mürekkep izlerini silmeye çalışmaktı. kafamı kaldırdım, büşra üzgün bir şekilde bana bakıyordu.

    - güldüm.

    mürekkep izi de bi çıkmıyor ya. dedim.
    ···
  16. 116.
    0
    @191 ne ferresi lan. ferreyle alakalı ne anlattım?
    ···
  17. 117.
    0
    @195 bittiğinde görürüm seni.
    ···
  18. 118.
    0
    bir süre öylece oturduk.

    - babanlar haklı deyip, sessizliği bozdum.
    olabilir ama ben öyle hemen evleneyim derdinde bir insan değilim ki. seninle hayatımın en mutlu günlerini geçiriyorum, babamlar mürüvet görücek diye bu mutluluğun bozulmasını aklımdan bile geçiremem dedi.
    bi süre daha muhabbet ettik. hadi kalkalım dedim, hem de annenler fazla beklemesin, merak etmesin. öpüştük vedalaştık. dükkana geri dönücektim ben de, vapura bindim.
    vapurdayken düşündüm, babası haklıydı, bu gerçekleri bu denli söylemesi bir tokat gibi gelmişti. sersemletip bi an kendime getirmişti. hayallerimi büşra üzerine kuruyordum ama o hayalleri gerçekleştirmek adına bi çabada bulunmuyordum. varsa yoksa büşraydı. bu durumu düzeltmem gerektiğini gittikçe kafama işliyordum, çeki düzen vermeliydim toparlamalıydım kendimi.. aslında babasının söyledikleri de değildi bu gerçeklerle yüzleşmeme sebep olan.
    baban haklı dediğimde,
    ”olabilir ama” diye söze başlayan büşraydı…
    ···
  19. 119.
    +2
    dükkana geri döndüm babam anladı bende bi taklar olduğunu fazla bulaşmadı. kapattık dükkanı, eve giderken özkanı aradım, buluşalım. o beni aradığında, “ ne oldu” diye geri dönmezken, işim düştüğünde onu arıyordum. sadece bu bile benim ne kadar değiştiğimin en ufak örneklerinden biriydi. özkanla buluştuk sahile indik, durumlardan, bendeki bozulmalardan bahsettim. önceden de bahsederdim ama artık bunun ufaktan rahatsızlık vermeye başladığını söyledim. özkan da benim gibi arsız adamdır, o kadar takmaz, sorun etmez bu tip arama muhabbetlerini. sorun değil seni anlayabiliyorum, aynı dönemden ben de geçtim dedi. yalan söylüyordu. kendisi 4 yıllık ilişkisi boyunca, ne okulunu ne ailesini ne arkadaşlarını ne beni ne de sevgilisini aksattı. hep imrendiğim bir adamdı bu konuda. ben, daha bu ilişkiye yeni başlarken fazla üstüne düşme, senden değerli değil kendinden fazla değer verme derdim. o da o gün aynılarını bana söyledi gülerek. burada bi hatırlatma vardı aslında, bu hatırlatma da benim görüş olarak ta ne kadar değiştiğimin bi örneğiydi. kendime şaşıp kalıyordum, o gün aynaya baktığımda, soğuk bir ifadesi olan, kendini beğenmiş bir yapısı, hayata elinden geldiğince gerçekçi bir şekilde bakan onur değil de, büşra’yı nasıl mutlu etsem’i düşünen, büşrayla harcayacağı para azalmasın diye en yakın arkadaşıyla bile buluşmayan, telefonlarına bile çıkmayan, okulu sekteye uğratmış, ailesinden yabancı, zayıf bir onur vardı. bu beni sinirlendiriyordu.
    ···
  20. 120.
    0
    nick reyizden devam edek,

    http://fizy.com/#s/1mb38g
    ···