1. 251.
    0
    telefonu yastığımın altına koyup öyle uyuyordum, aradığında hemen duyayım diye, babam gelmiş, “oğlum radyasyon saçıyor onlar oraya koyma çok zararlı” diyor. ulan zaten iyice gibilmişiz, bi gibmeyen radyasyon kalmıştı o da gibsin dıbına koyim ne olacak. günlerce bilgisayar başında nöbet bekledim, facebookta bi şey paylaşması bile beni mutlu ediyordu, iyi lan diyorum bi şeyler yapıyor ne güzel falan diye seviniyorum… gözüm sürekli telefonda büşrayı gözlüyorum, ara lan diye ara… gittikçe korku büyüyor artık içimde, özkanı aradım, oğlum aramıyor lan dedim kaygılı bir şekilde. benimki de aramıyor kardeşim dedi… sustum.. belki yazar diye günlerce uykusuz kaldım koltuk başında. telefonla uyudum, bilgisayarla kalktım.

    o hafta hiç yazmadı..
    ···
  2. 252.
    0
    ben gittikçe eriyorum, çocuk gibi duygusala bağlamışım. yine bilgisayarda msn listesinde nickine bakıyorum, yazıcak diye… birden elimdeki telefon çaldı, odaklanmışım tabi korktum o an. tırsıp telefonu yere düşürdüm. ekrana baktım, büşra ..

    ohhh dıbına koyim…

    telefonu açtım, alo dedim.

    alo, nasılsın dedi.

    tak gibiyim, hayatımın en uzun 1 haftasını yaşadım dedim.

    benim için de kötüydü dedi, buluşalım mı dedi, konuşacaklarımız vardır..

    tamam dedim. buluşcağımız yeri konuştuk kapattık…

    özkan bizdeydi o gün, ne dedi lan diye sordui, buluşmak istediğini söyledim, o da sevindi.

    üstümü giyindim güzelce, özkan omzuma dokundu birbirinizin kıymetini bilin dedi. üzüldüm, özkan ne dese üzülüyordum zaten.
    ···
  3. 253.
    0
    uyudu mu la herkes..
    ···
  4. 254.
    0
    beyler yazının sonunda, "son" yazmadığı sürece bitmemiştir, bitti mi deyip durmayın.
    ···
  5. 255.
    0
    buluşcağımız yere gittim. bekliyorum. bu karşıda belirir belirmez heycan bastı, yüzümde gülümseme oluştu… kalktım sıkıca sarıldım, ne kadar da özlemiştim kokusunu, ne kadar da özlemiştim o yumuşak tenini. güldü… ne kadar da özlemiştim o gülüşünü, o gamzelerini…

    oturduk.. o da bana bakıp gülümsüyordu, özlemişim.. dedi. durgun gözüküyordu, onur dedi bu 1 haftadır çok şey düşündüm dedi..

    nedir dedim.

    anlatmaya başladı, benim gibi içini döküyordu

    başladı içindekileri anlatmaya, benleyken, benim baskım sonucu arkadaşlarıyla nasıl ters düştüğünden, kısıtlamalarımdan dolayı nasıl sosyal ilişkilerinin daraldığından, en az benim kadar onun da aklının bende olduğu için okula vs yoğunlaşamadığından, o gün her ne kadar bana hak verdiğini söylese de burağa muallaklik olsun diye yaptığım hayvanlıktan dolayı kırıldığını anlattı.. gelecekten bahsetti, ben nasıl bi anda içimi dökmüşsem o da aynı şekilde içini dökmüştü, ağlamaya başlamıştı… bense donmuş bir şekilde onu dinliyor, fark etmediğim düşüncesizliğime hayret ediyordum..

    onur… belki de en iyisi ara vermek bir süre dedi.. ağlayarak.

    nefesim düğümlenmişti,

    boğuk bir şekilde peki.. diyebildim sadece.

    arabasına kadar yanında gittim.

    vedalaştık, binmeden önce büşra dedim.

    döndü.. ne yapacağını biliyordu, gözyaşlarını silip zoraki bir şekilde gülümsedi.

    gamzeleri çıktı..

    bu sefer öpemezdim…

    özkanlara gittim, kapıyı açtı,

    "kutluyor muyuz" dedi...

    cenaze kutlanır mı be özkan..
    ···
  6. 256.
    0
    durumu anlattım o da üzüldü..

    öyle karşılıklı boş odada sessizce oturuyorduk.. ikimizin de ağzını bıçak açmıyor.

    ben artık eve gideyim abi dedim...

    eve gittim, facebooka baktım, online dı, resmimizi de kaldırmıştı. hepsini...

    o gün yine oturdum nöbet bekledim bilgisayar başında yazsın diye..

    o gün hiç yazmadı.

    telefonla uykularım, facebook nöbetlerim iyice artmıştı, bunun ayrılık anldıbına gelmediğini söylüyordum kendi kendime çünkü ilişki durumumuz hala duruyordu...

    2 hafta geçti, ilişki durumunda ismim yerine sadece "ilişkisi var" yazıyordu..

    iyice kendimi salmıştım, asosyal olmuştum, tek hayatım büşranın internette yaptıklarıydı..

    2 ay böyle geçti,

    2 ay bilgisayar başında nöbet tuttum..

    2 ay hiç yazmadı...

    artık bu belirsizliğe son vermem gerekiyordu, harekete geçmeye karar verdim.
    ···
  7. 257.
    0
    bunun o intikam aldığım günde, gelen kız vardı, onunla irtibata geçtim. kız mesafeli davranıyordu ama bi şekilde muhabbete girip dertleşme ayağına muhabbeti kurdum, kızı bağladım iyice, bildiğin dost gibi olduk kızla... alttan girdim üstten çıktım, büşrayla ilgili bilgi istedim, söylemedi. büşra hayatına devam ediyor diyordu sadece. sordum benle ilgili bi şey diyor mu diye, ilk başlarda çok kötüydü, şimdi sadece ara ara senin için yaptıklarından bahsediyor dedi.. sevindim, hala beni düşünüyordu.. iyice duygusala bağladım kızı bir şekilde, görüşme imkanımızın olduğu bir bilgi almaya çalıştım. vur tut, sonunda haftasonu bostancıda arkadaşlarıyla görüşeceğinden bahsetti, hep beraber, tüm o iğrenç grup...

    o güne kadar nasıl yapsam diye düşünüp sonunda bi şeyde karar kıldım, tesadüf eseri karşılaşmış gibi yapıcaktık. haftasonu geldi, özkanla gittim mekana oturuyoruz bira içiyoruz. dıbına koyim bi hedef için gelmiişz, içki için toplanmamışız, muhabbette çıkmıyor o yüzden, dedim heralde kız gibti bizi. yalan söyledi. hadi kalkıp gidelim, kalktıp hesabı ödedim. bi baktım tuvaletten büşra çıkıyor. dıbına koyim bi heyecan sardı beni, zütüm atıyor, renkten renge giriyorum..
    ···
  8. 258.
    0
    o da gördü beni, endişeyle karışık bir gülümseme oluştu suratında ,aa sende mi burdaydın dedi, evet dedim. ne tesadüf... hal hatır sorduk, nasılsın iyiyim vs. ben sigara yakıcam, kapıda seni bekliyorum gelir misin dedim. tamam olur dedi. gülerek. gamzeleri çıktı, ne kadar da özlemiştim..

    kapıya çıktım sigara yaktım büşraya hayran hayran bakıyorum o yürürken, masaya gitti, burağa bi şeyler söyledi, burak ona bi şeyler söyledi, sonra büşra konuştu, burak hafiften masaya vurdu, büşra konuştu.. sonra büşra oturdu...

    - büşra yanıma gelmemişti..
    ···
  9. 259.
    +3
    ben dondum kaldım kapıda. büşraya bakıyorum sadece, masalarından kimse dönüp benim olduğum tarafa bakamıyor... kapının ağzında millet çarpa çarpa geçiyor bana, ittiriyorlar. özkan'da şok oldu, o da bakıyor boşboş... abi hadi dedi, omzumdan çekti, yerimden kıpırdamadım, çakılmıştım adeta olduğum yere, hadi abi.. hadi.. dedi çekti yerimden oynamadım, nasıl yaa nasıl diyordum... özkan son bi gayret, abi lütfen.. dedi omzumdan geriye doğru çekti, en son gördüğüm sahne büşra gözleri dolmuş bir şekilde utanarak bana bakışıydı... ittire ittire yürütüyordu beni, taş kesilmiştim.. biraz yürüdük. durdum, özkanı tuttum.. "oğlum gelmedi lan" dedim... bi şey demedi... gel bizde kal bugün dedi, yok dedim gerek yok. eve gittim akşam. facebook'a girdim, büşranın profiline...

    "büşra x arkadaş olarak ekle" yazıyordu...

    sahile indim, iki şişe şarap aldım, o en son güzel kıyafetlerle oturup, benim en son içimi döküp karar alması gerektiğini söylediğim yere oturdum... bu sefer yalnızdım, son gördüğüm sahne aklıma geldikçe ağlamam hızlanıyordu, sahilde taşlara oturmuş bi yandan şarap içiyor bi yandan iç çeke çeke ağlıyordum... o gün sahilde uyudum. eve gittim bilgisayara oturup msn listesine bakarken buldum kendimi... alışkanlık işte. zaten o günden sonra msn de de online görmemiştim...

    günler, haftalar, aylar geçti, benim özlemim kat be kat arttı, her girdiğim kalabalıkta onun seini duyduğumu sanıp bi heycanla arkama dönüp bakınıyordum, olur olmaz kokusu burnuma geliyordu, heycanlanıyordum, olur olmaz gülüşü aklıma geliyordu dağılıyordum, olur olmaz gamzeleri aklıma geliyordu gözlerim doluyordu...

    böyle aylar geçti, arkadaşların zoruyla bir kızla tanıştırıldım zorla, hayata döndürmeye çalışıyorlardı, adı deryaydı, çilli, yeşil gözlü, güzel bi kızdı. muhabbet ediyorduk ama ben durgundum, zaten büşrayla daha önce geldiğim bi yerde nasıl konuşmam beklenir ki...

    öküzlük olmasın diye güleryüz gösteriyordum işte.. mekandan kalktık otobüslere doğru geldik. binmeden, derya diye seslendim..

    dönüp baktı.

    gülsene dedim.

    güldü,

    gamzeleri yoktu...

    gülümsedim...

    yarın da görüşür müyüz dedi. farketmez gibilerinden kafamı salladım, sevinip yanıma geldi öptü, ben de onu öptüm yanağından, hiçbir şey hissedemiyordum, sevgi dolu öpücüklerim büşranın gamzelerinde gömülü kalmıştı…

    eve gidip yattım, sabah telefon sesine uyandım, telefonun ışığı karanlığa alışmış gözlerimi rahatsız ediyordu, baktım, derya arıyordu, kapattım.. karanlığa büşrayla alışmıştım, ondan sonraki herhangi bi ışık hüzmesi, bi hareketlilik beni yoruyordu. büşrayla olduğum zaman elimde kalani, yokluğunda alıştığım tek şey olan karanlığa geri döndüm, yalnızlığa...

    son.


    http://fizy.com/#s/1m602j
    Tümünü Göster
    ···
  10. 260.
    +2
    okuyan herkesin gözlerine sağlık arkadaşlar, teşekkürler hepinize dinlediğiniz için, kendinizi üzmeyin.

    hepinize iyi geceler...
    ···
  11. 261.
    +1
    @556 reyiz, o konuda rahat ol. artık kızları biliyorum aşşağı yukarı. duygusallık yok. büşrayla yaşadıklarım sadece 1 kere olacak bi şey, sadece 1 kere yakalancak bir masumluk... bazı şeyler kirlendi mi bir daha eskisi gibi olmuyor istesen de ... olmaz da.

    burda ve bi önceki başlıkta dinleyen herkesin yeri farklı benim için. şurda en yakın arkadaşlarımın bilmediğini siz biliyorsunuz. bi özkan biliyor bir de büşra da bu sözlükte, okursa veya okumuşsa o da bilicek bu denli ayrıntısını...

    bu son söylediğimde neden bu kadar ciks anlatıyorsun diye soranların cevabı...

    tekrardan gözlerinize sağlık.
    ···
  12. 262.
    +1
    @556
    @557 neye eee lan neye eee??
    ···
  13. 263.
    +1
    @566 5-6 ay öncesinin olayı bu, biteli 5-6 ay oldu yani. büşra benden ne kadar süre sonra burakla çıkmaya başladı bilmiyorum, öğrenmek te istemedim. ama şu anda çıkıyorlar ve araları iyi değil. fazla ayrıntıya girmem sakıncalı şu an..
    ···
  14. 264.
    0
    @568 5-6 ay yanılmıyorsam.
    ···
  15. 265.
    0
    @574 yok reyiz. hikaye bitti.
    ···
  16. 266.
    0
    @577 hayat devam ediyor elbet... bu olayda ucu kapalı tek hikaye özkan'ın hikayesi.
    ···
  17. 267.
    +1
    @580 heh di mi kardeşim. ölen öldüğüyle kalıyor, ateş düştüğü yeri yakıyor...

    herkes sevgilisinden geç gelen bir mesaja, asık suratına üzülüyor. hayatı adam gibi yaşamak varken bazı tabular(bekaret vs) uğruna, birbirlerini kırıyorlar. kızlar adam gibi anlatmak yerine trip atıp işi daha da zorlaştırıyorlar, kendilerini kraliçe sanıp kendini göklerde gören kızlar daha büyük bir düşüşe itiyorlar kendilerini haberleri yok...

    ne kadar taktan şeyler di mi? şimdi şurda yazdıklarım...

    o yüzden kıymetini bilin, salak salak şeyler yüzünden birbirinizi üzmeyin, ben isterdim ki şurda bi kız olsun da kız gözüyle yorumlasın, her neyse..

    kırdığınız hayaller, kurduğunuz hayaller olabilir...

    bunun bilincinde olup yaşayın..
    ···
  18. 268.
    +2
    insanlar başlamış birbirini dış görünüşe göre seçmeye markasına göre seçmeye... o ne giyiyor bu ne giyiyor. hepimiz mallaşmışız haberimiz yok, bu toplum bizi eşya haline getirmiş, üzerindekilerin fiyatı kadar ilgi çekersin, paran kadar adamsın... insanlığına değil, etiketine bakarlar. gerizekalı boş beleş adamlar sırf cebinde 3 kuruş fazla para var diye kızla takılır, hayatını yaşar, diğer tarafta zehir gibi zeki adam sırf gözü renki değil diye, yakışıklı değil diye, parası 3 kuruş az diye gibtir edilir. artık bu devir böyle, değiştiremezsinizde, halbuki uzun vadede herkes çirkindir bu gibtiğimin dünyasında...

    takılmayın detaylara..
    ···
  19. 269.
    +1
    @590 burak hakkında yorumları size bırakıyorum... ben anlatacağımı anlattım.
    ···
  20. 270.
    0
    @625 reyiz, size yapmamanızı söylüyorum, çünkü ben yaptım sıçtım. karşılıklı hatalarımız oldu elbette. ayrılık konuşmasından önce yaşanan olay artık son damlaydı, tabi ki okuduklarından yola çıkarak bunu demen normal ama anlatmadığım birçok olay var bunların dışında, örneğin ben gelecekten bahsederken, bana inanmaması... bana hep önemli değil dese de her zaman belli ederdi, ailesiyle görüşlerinin benzer olduğunu. o konuda tam anlamıyla destek alamadım hiç. ayrılık konuşması yapıp 2 gün sonra ben pişman oldum tekrar barışalım demek abes kaçar, eğer dediğin gibi bana karşı hisleri bu kadar yoğun kalsaydı, en azından denemeye çalışırdı, tekrar konuştuğumuzda. gerçekten bana inandığını belirtebilirdi, ama ben konuşmayı yaparken onun fikirleri hakkında öngördüğüm şeyleri haklı çıkardı. bana karşı olan sevgisi yüzünden bu kadar güçsüz düşüp burak'la birlikte olabiliyorsa. benim zaten yapabilcek bi şeyim yok. o duruma da anlamaya aklım yetmez zaten.

    ayrıldıktan sonra ailemle konuştum derslerimin durumunu, zaten ailem bi şey dicek diye derslerime kafayı takmıyordum, kendim için kafamı takıyordum. genel durumdan bahsettim. aile ne demesini beklersin ki? "tamam".

    özkan'a mümkün olduğunca sevgiliden vs den bahsetmemeye çalıştım malum sebeplerden dolayı.

    olay artık düzenden vsden geçti. hangi pgibolojide olursa olsun, benden sonra attığı adım çok yanlıştı. çok yanlış kişiyle...

    onun için bitse de.

    her şey bitmedi evet.

    benim için bitmedi.
    ···