elin oğlu medeniyet dediği, felsefe kitapları yazdığı, yanında çatır çatır oğlan gibtiği yıllarda oradaki üretimi var olan insanların yüzde 90ını köleleştirek elde etmiş.

kendilerine bu kölecilik düzeni ve sözde özgür yurttaşların yaşantısına "polis" demişler orta asyanın bozkırlarındaki özgür, kölelik ve kölecilik nedir bilmeyen ahlaklı bireylerine barbar.

sonra gün gelmiş şu şehirleri imparatorluk yapalım demişler, bu sefer bütün dünyayı köleleştirip imparatorluğun üç-beş şehrinde yaşayanlara büyük medeniyet getirmişler, tabi bu şehirlerde yaşayan medenilere ne din özgürlüğü ne de başka bir şey.

sonra gün olmuş devran değişmiş, bu kölecilik düzeni tepetaklak gitmiş, e sonuna kadar birileri çalışıp birileri yiyecek hali yok ya, tabi oğlancılık düzeni de gitmiş, gibim sokum tanrılara inanmak zorunda bırakılmak da.

arada uzun süreli bir karanlık.

taa ki modern kölecilik düzeni tekrardan dönene dek.

hal böyleyken yani batı denen insan düşmanı dünya bütün medeniyetini, ahlaksızlığını kölecilik üzerine kurmuşken kimse türkleri bu köleciliği överek yeremez. bugün o uçakların kanatları milyonlarca aç sususuz insanların emeği sömürülerek inşaa edilmişse, geçmişte de yazılan uyduruk felsefe kitapları, uyduruk öğretiler geçmişin yüzbinlerinin hayatı çalınarak yazılıyordu.

türkler tarih boyunca böyle olmamıştır, buna rağmen 1.500 yılı aşkın süre dünyanın en kudretli, en üretken, en adil milleti olmayı başardılar.

şimdi sormak lazım bu üretim ilişkileri ve sonuçlarında üretilenler kimin üstün kimin aşağı olduğunu kanıtlıyor.

hala batılıların üstün olduğunu kanıtlıyor diyen varsa ailesinden 3-5 kişiyi bana köle versin o kişiler benim için çalışsın benim derdim tasam olmasın ben ne uyduruk felsefe kitapları yazarım. benim gibi kölecilerin sermayesini birleştirip ne uçaklar ne gemiler tasarlarım.

kanımla kazandığım özgürlüğü, kanımla ödediğim bedelleri taşa kazımam yan gelip yattığım yerden çevreye bakıp geyikler yazarım. sınırlı ve maliyeti yüksek hammaddeyle gemi yapmaya çalışmam giderim maliyeti sıfıra yakın hammadde, sıfıra yakın işgücüyle, sıfıra yakın yakıtla gemi yaparım.