1. 351.
    +1
    Güvende değilsen kalp koy
    ···
    1. 1.
      0
      Uuuu
      ···
  2. 352.
    +1





    ···
  3. 353.
    +1
    dammmbılldoreeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
    ···
  4. 354.
    +1
    Yaşına hürmeten susuyoruz yüz bulup yavşıyor. Taşlayın bunuuuuuuu
    ···
  5. 355.
    +1
    Çık gel bayburttan sarı saçlım mavi gözlüm
    ···
  6. 356.
    +1
    Nickine kurban
    ···
  7. 357.
    +1
    Geliyor gönlümün efendisi
    ···
  8. 358.
    +1
    "Yokluğunda bir kuş sütü ekgib.
    Yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik…”
    ···
    1. 1.
      0
      O benim lafım la . Nikahimizda davetiye ye yazmıştım.
      Bıçağimi kaçtım geliyom emin . Dogrucam Seni.
      ···
      1. 1.
        +1
        Oo cemal süreya da aramızdayıç
        ···
      2. 2.
        0
        Tape lam yaşıyorum pen ölmedim.
        ···
  9. 359.
    +1
    ben de büyücü olmak istiyorum pelerinim var nerden oluyoruz
    ···
    1. 1.
      +1
      Ooo ozlettin kendini nerdesin sen
      ···
      1. 1.
        +1
        geldim yine : ) teşekkür ederim
        ···
  10. 360.
    +3
    Ben, bu yaz serin geçer sanmıştım. Uzun zamandır konuşmayı unutmak, hiç bir şeyi bilmemek, yalnızca, evet yalnızca gece yarısı edilebilecek bir telefonla uyanıp, eski, çok eski bir arkadaşın sesini duymak istemiştim. Galiba, en büyük hatalarımdan biriydi bu. Ses ne kadarını anlatabilir ki bir insanın: görmeden, dokunamadan, ansızın kapatarak avcunu, bir kelebeği orda hapsetmek gibi bir şey olmalı. Oysa ağrılı yaralarım, ‘janti’ taklalarım, hububata dönüşmüş yanlarım vardı. Oysa ben, bu yaz serin geçer ve sessiz kalmayı tercih ederek, evimde, odamda, fallar açarım, belki biraz müzik dinler, ağlarım diye ummuştum. Hatırdan hiç çıkmayan yüzlerin hiç çıkmayacak fallarını açarım, bir parça tarihe geçerim diye ümit etmiştim. Ama olmadı. Olmadı işte, savruldum. Şaşkın çocuğun elindeki patlak, şapşal balon gibi, muhit itibarını yitirmiş delikanlı gibi, kalakaldım. Artık her şeyi biliyorum. Artık her şeyi bilmekten başka çıkar yolum kalmadı. Bu ne sancılı bir telaş benim için; bedenimden mahrumum. Onlar önemsemesinler, hatta alay etmeleri bile mümkün ve belki böylesi daha yıpratıcı, daha bir mazlum kılıcı. Oysa neleri özlemiştim, ne şahane hisler beslemiştim. Oh, artık çok geç? ! Onlara söylemek için şarkılar, okumak için şiirler, anlatmak için çok kaliteli ciks fıkraları ezberlemiştim günlerce; ben, bu yazı serin geçer sanmıştım. Alev alev. Her yer alevler içersinde; ve ben, bu korkunç yangında çatıya kaçacak gücü bile kalmamış bir kötürüm gibi, tekerlekli sandalyemde havanın her zaman olduğundan daha çabuk ve daha fazla kararmasını, damların hesapsız kediler ve matematisyen martılarla dolmasını bekliyorum şimdi. Aşk, beni ünlü yapar sanmıştım! Neleri özlemiştim, ne mükemmel hisler beslemiştim: çıt çıkarmadan çekildiler, hükmen yenildik. Kaybolanları da gördüm. Samimi söylüyorum, hem de çok yakından gördüm. Kendi aralarında konuşuyorlardı. O mesafede gidip gelen bir nefes topluluğu, ağızdan kulaklara mugibisi noksan bir söz kümesi taşıyordu. Bu kümeste tek tavuk da bendim! Ah, bir parça ağlarım diye ummuştum. Nafile! Olmadı velhasıl. Artık her şeyi biliyorum. Artık her şeyi bilmekten başka çıkar yolum kalmadı. Bütün bütün boğuldum. Karaya da vuramam / vuramam. Neden benden söz ettiler kısaca. Neden dolaştım bir serseri kurşun gibi oradan oraya. Oradan oraya ve kime zütürüyordum parklardan topladığım oksijen oranı yüksek çiçekleri. Kim koklamaya cesaret edecekti, kim onları alıp bir vazoya yerleştirecek kadar kendini tanıyordu, bana inanıyordu, beni seviyordu, mıncıklıyordu, kolluyordu… hiç. Hiç kimse. Bunu da biliyorum. Buna da erdim. Bir kere, en başta sezmiştim yanılacağımı… ilkin, telefon defterimi attım. Sonra fotoğraflar, ah çok hoş, elbette o mükemmel fotoğraflar. Renk renk, çeşit çeşit, insan insan, düşman düşman fotoğraflar. Topluca otururken, içki içerken, grup ciks takılırken, hususi sevdaların o “sözü geçmese iyi olacak, mayonez alır mıydın” tipindeki sohbetlerinde çekilmiş, arşivlenmiş, çerçevelenmiş fotoğraflar! Deklanşöre basanın, karşısındaki topluluk içinde olamayışının da hüznünü, burukluğunu taşıyan o canım fotoğraflar! Kestim kendimi. Kestim kendimi, çıkarttım fotoğraflardan: Bir şiirde geçer ya hani: Oramda buramda biraz el, biraz bacak, biraz omuz ve penis kaldı. Oyup çıkarttığım o adamı, o Aptal Surat’ı attım, yani kendimi. Şimdi o fotoğraflardaki o insanlar bensiz, ben zaten mekansız, yurtsuz, huysuz ve savruk, anne tarafından serseri, baba tarafından alkolik, ölmüş ve yarı diri bir adamım. Olmadı işte. Artık her şeyi biliyorum. Bağırsam çağırsam, “Ne bağırıyon lan bu saatte lavuk, manyak mısın? ! ” diye karşılık verecek bir yabancı bile yok. Artık her şeyi bilmekten başka çıkar yolum kalmadı. Romantizme kızıyorlardı. Evet, onlar da gözyaşlarını bir sır gibi saklamayı erdem sayanlardandılar. Kollarımda kör jilet yaraları, mutfakta üç haftalık bulaşık, ciğerimde dışarı atılması kasten unutulmuş bir miktar esrar dumanı, kulaklarımda fış fış kayıkçının ilk iki mısrası, gidilmesi gereken ülkeler, kalınması gereken oteller var aslında. Godot’yum desem, bekleyenim olmaz! Acayip bunalımdayım. Sevmiyorum bu tür hijyenik cümleler kurmayı. “Artık” kelimesini kullanmaktan nasıl da sıkıldım. “Dert yanmak” fiiliyle başım uzun zamandır dertte! … Gecenin bu yarısında… Gece Yarısı Edilebilecek Bir Telefon! Evet, aslında ben yalnızca buna değinecektim. Hatta sabaha karşı… Kafanı gibtiysem kusura bakma, özür dilerim, eğer, rahatsız…ediyorsam…eğer…
    Sen… Peki sen benim telefon numaramı hatırlıyor musun hala?
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Kor oldum amk ozet gec
      ···
  11. 361.
    +2
    En güzel niiick6.
    ···
    1. 1.
      +2
      Delice yavru kurt seni odullendirecegim. Unutturma malum 978 yas zor
      ···
    2. 2.
      +3
      Mobilden nick6 nasil atilir arama yapmadan
      ···
  12. 362.
    +2
    En guzel nick6yi okuyorsunuz
    ···
  13. 363.
    +2
    Göç etmek için doğdular ya göç edecekler ya da ölecekler.. korkunç tehlikelere rağmen ilerliyorlar.. yaşlılar bunu defalarca yaşadı, gençler sürüden ayrılmama gereğini biliyorlar. büyük tehlikelere rağmen ilerliyolar yollarına devam etmeliler. dünya onlara fısıldadı; harekete geç, harekete geç ve yaşa...
    ···
  14. 364.
    +7


    en guselini hepli pen yaparım xd



    ···
    1. 1.
      +4
      Ahauahau işsiz herfi
      ···
      1. 1.
        +3
        Saol canım xd xd hahaha
        ···
    2. 2.
      +3
      Issiz kral 😼😼
      ···
    3. 3.
      +3
      Kiskandim oglum yazdim bunu :(
      ···
      1. 1.
        +3
        zaaaaaaaaxD
        ···
      2. 2.
        +2
        zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
        ···
      3. diğerleri 0
    4. 4.
      +2
      kıskandım banada yap
      ···
      1. 1.
        +2
        ZaaaaaaaaxD
        ···
    5. diğerleri 2
  15. 365.
    +2
    ddaammmbıllldoreeee adam ın dibi dibi
    ···
  16. 366.
    +2
    küfür yapayım mı buraya en güzel nik6 yı tak edeyim mi he?
    ···
  17. 367.
    +3
    Gelip size zamandan söz ederler
    Yaraları nasıl sardığından ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
    Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
    Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
    Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
    öyle düşünürler.
    Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak,
    sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle
    yeniden kucaklaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla
    başetmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.

    Zaman
    Alır sizden bunların yükünü
    O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
    dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir
    yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
    O boşluk doldu sanırsınız.
    Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

    Gün gelir bir gün
    başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
    o eski ağrı
    ansızın geri teper.
    Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten
    Bitmişsinizdir.

    Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır
    anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın
    şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı
    halini alır.
    Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
    Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
    Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır...
    ···
  18. 368.
    +2
    Al zamqi 15999.entry mi sana veriyorum :D

    16k satanistin cok istedi
    ···
  19. 369.
    +4
    Bir gün buralardan göçersem entelyobaz olarak büyücüyü bilin

    https://youtu.be/NoNqqsEwEF8
    ···
  20. 370.
    +1
    Ne çok istemesi yalançı pislik. Cevap veeeer EHUEHEHEHEHEHEUEHEUEHEUEHE
    ···