bir kaç hafta sonra iki günlük eğitim programladık merkezde tüm birimlerin sorumluları da gelecek şehirdışı olanlar otelde kalacaklar. dünyalar benim oldu. hemen arayıp süprizi verdim. çok sevindi. planımızı yaptım. o gece ben de bir oda tutacaktım ve geceyi birlikte geçirecektik. zaman geldi çattı gündüz eğitim yapıldı. akşam servisle birim sorumlularını otele bıraktılar. ben de eve gidip yemek yedim üstüme başıma çeki düzen vererek çıktım. mesaj attı diğer birim sorumluları ile gezmeye çıkmışlar. hemen otele gidip bir oda ayarladım farklı bir katta. haber verdim oda numarasını. başının ağrıdığını otele dönüp hemen yatmak istediğini söylemiş diğerlerine. odasına gidip üstünü değiştirmiş. birazda korkuyor kameralardan gören olursa diye. birşey olmaz sen gel dedim.
çok geçmeden kapı çaldı. açtım hemen yapıyı. üstüme atladı. sarıldık bir süre. kapıyı hemen kapattım koltuğa geçtik. ellerimi tutup kalbine zütürdü. çok heycanlandım korktum da dedi. ellerimi kalbine zütürünce göğüslerini okşamaya başladım. uslu dur yoksa giderim dedi. gözlerimizi ayıramıyorduk gözlerimizden. yanağına bir öpücük kondurup çok özlediğimi söyledim. yanağımdan öpmek için uzandı bana doğru. aniden yüzümü çevirerek dudaklarına yapıştım. sevişmeye başladık. dudaklarımı ayrılmadan kucağıma aldım. dur ne yapıyorsun demeye kalmadan attım yatağa ve üzerine uzandım. seviştik uzunca bir süre. soymaya başladım. ya lütfen yapma dedi. içerisi çok sıcak olmadı mı sence dedim ve üzerindeki eşofmanı çıkardım. sütyen takmamıştı. beyaz bir atleti vardı. göğüs uçları belli oluyordu.

yaz panpa yaz

amk bi ses verin la kimse okumuyorsa yazmayalım emek harcıyoruz okadar

o geceyi onunla beraber geçirmek isterdim ama kocası vardı amk tuvaleti saymazsak yaklaşamadım bile. o gece geri döndüler. telefonla konuşmalarımız devam ediyordu akşamları bazen gün için de bulunduğu birimi aradığımda hep o açardı telefonu. bir gün başka bir bayan açtı. sevgi hanımla görüşebilir miyim dedim. yemekte olduğunu söyledi. gelince beni aramasını söyledim. teşekkür edip kapattım telefonu. telefonu açan kız beni sormuş kemal diye biri aradı abla kim o sesi çok etkileyiciydi demiş. bizimki merkez çalışıyor siparişlerle ilgileniyor demiş. günde 10 kez arıyorsam 7 sinde o kız açmaya başladı telefonu. ben sevgiyi istiyorum tabi. iş hakkında konuşarak muhabbet açmaya çalışıyor telefonda sevgiye vermeden. yardımcı oluyorum. bi gün sevgiye abla ben çok etkilendim kemal beyden arasam kızar mı diye sormuş. bizimki kıskançlık triplerine girdi. ne böyle böyle söyledi bana etkileyecek ne yaptın kıza falan dedi. sonra aman niye kıskanıyorsam havalarına girdi ama içten içe kuduruyor. elime bir koz geçti. arada onu soruyordum iyice delleniyordu. çok hoşuma gidiyordu benimde kıskanılmak kimin hoşuna gitmez ki. amk ilgi bu kadar mı yahu ses verin de varlığınızı hissedeyim kendi kendime konuşuyorum sanki.

üzgün smile attım. kalktım birşeyler atıştırıp işe gittim. felaket uykum var aşırı duygusallaştım. amk trafikte biri küfretmeyi bırak korna çalsa ağlıcam o durumdayım. yaşadıklarımız aklıma geliyor mutluyum ama gittiği için üzgünüm. sarıldık yine telefona. görüşüyoruz tadını aldık yetmiyor artık telefon.
1-1,5 ay sonra şirketin 35. yılı için yemek düzenlendi. eşiyle birlikte geldiler. biz bekarlar da takılıyoruz. karşı masasına oturduk. kesiyorum arada bir kaçamak bakışlarını yakalıyorum. bileğine. lavaboya giderken onun oturduğu masanın yanından geçtim. bileğinde benim verdiğim künye vardı. arkamdan masadan kalkmış. lavaboya girecekken farkettim. özürlü tuvaletinin ışığı sönüktü. şirkette özürlü de yok. tuttum elinde özürlü tuvaletine girdik. sarıldık sımsıkı. biri gelecek falan umrumuzda değil. seni çok özledim dedi ve dudaklarıma yapıştı. 2-3 dk kadar seviştikten sonra. gidelim artık dedi. önce ben çıktım lavabodan kimse yoktu. çıkması için kapıyı çaldım. o masasına gitti. ben bir sigara içip masama döndüm.

Kumkum devam et ben dinliyom

yırtık olan gömleğimi çıkarıp tişörtü giydim. ve koştum peşinden. arkasında geldiğimi farkedince gelme bir gören olacak dedi. seni çok seviyorum diye karşılık verdim. hızlı adımlarla otobüse doğru yürü ben de arkasından gittim. otobüse binip koltuğuna oturdu. ben de bulunduğu tarafa geçtim. gözlerimiz birbirimizden başka hiç birşey görmüyordu. dolu gözlerle birbirimize bakıyorduk. otobüs hareket etti sonunda el salladım görüş alanımdan çıkana dek. arabaya doğru yürüdüm. göz yaşlarıma hakim olamadım. sicim gibi akıyordu yaşlar gözümden. arabaya binip eve döndüm. sabahın 7 buçuğuydu. herkes uyuyordu evde. ben de odama gidip yattım hemen. rüyamda bile onunla deliler gibi seviştim. öğlene doğru mesaj sesine uyandım. ben vardım yazmış.

bir süre seviştik arabanın arka koltugunda aurilik vakti iyice yaklasmisti artik yola koyulma vakti geldi. Terminale dogru ciktik yola ayrilmayi hic istemiyorduk ikimizde yolda bi cebe cektim araba yapistim yine dudaklarina. Yapma yoksa gidemeyecegim dedi. Ben de bunu istiyorum zaten dedim. Gözleri doldu. Tekrar mecburen çıktık yola. Terminale girdim otoparkta sen inme zorlastirma daha cok dedi. Bilegimde iki kunyem vardı birini vçıkarıp ona verdim. Son kez öptüm dudaklarından. Elveda deyip indi arabadan. Salinarak yuruyusunu izledim arkasindan bagajda bi tişört vardi

sen hiç bir şeye sebep olmuyorsun. zaten beni istemeyen oydu. dedi. gözlerimiz birbirlerinden hiç ayrılmadan konuştuk uzun bir süre. saçalarıyla oynuyordum kahkahalarımız duyuluyordu bomboş limanda. hava aydınlanmaya başladı yavaş yavaş. çok mutluydum o an ama hava aydınlanmaya başlayınca mutluluğun yerini bir hüzün aldı. ayrılık vakti yaklaşıyordu. güneş kendini göstermeye başladı karşıki tepelerin ardında. doğrulup sarıldım sımsıkı. dudaklarımızı ayırmak mümkün olmadı yine.

tek elimi amcığına attım ve orta parmağımı yavaşça soktum içine. içerde hareket ettirdikçe daha da arzuladığını belli ediyordu. tek eline benim ufaklığı aldı biraz okşadı. çaktırmadan prezervatifi takma çalışırken farketti. hayatımın en büyük hatasıydı o sen beni bunun için mi getirdin buraya dedi sinirle ve giyinmeye başladı. çok özür dilerim o benim her zaman yanımda durur olay bu noktaya gelince önlemimi almak istedim desem de ikna edemedim. giyindik ikimizde. ağlamaya başladı. oysa ben ne hayaller kurmuştum falan. arabaya yürüdük bir sigara yakıp onada uzatım ama hala özür diliyorum. kısa bir sessizlik oldu. arabanın bir kaç metre uzağından bir çıtırdı geldi. ya kuş yada bir hayvandır diye düşündüm korktu iyice sokuldu yanıma araba binmek istedi. sarıldım sadece çıtırtıları duydukça daha da sokuldu. sigaramı bitirip arabaya bindik. yol çok dar olduğu için dönek biraz sorun oldu ama döndük sonunda. beni terminale zütür diye ağlamaya başladı yine. bu saatte otobüs bulamayız gerçekten böyle olsun istemezdim deyip defalarca özür diledim. sarıldım sımsıkı. ne kadar çok sevdiğimi dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. ona bir çikolata sözüm vardı. torpidodan çıkardım ve ona uzattım biraz yumuşadı. yarım saat kadar dil döktüm ve affettirdim kendimi. limanın ordan geçiyorduk. baktım kimseler yok limana çektim arabayı. indim tekrar ay ışığı mehtap oluşturmuş su yüzeyinde. onun için bir şiir daha yazmıştım. okudum gözlerine bakarak. sarıldı sımsıkı. üşüdüm arabaya geçelim mi dedi. olur dedim. ama arka koltuğa geçelim daha rahat otururuz. arka koltuğa geçtik dizlerine yattım. konuşmaya başladık yine. sana bir şey itiraf etmek istiyorum dedi. tabiki dedim. uzun bir süredir bırak birlikte olmayı aynı yatakta bile yatmıyoruz diye anlattı. suçluluk duygusu hissettim böyle birşeye sebep olmak istemediğimi anlattım.

bu mu sizin ilginiz amk neyse bir kaç kişinin hatrına devam ediyorum ama ilgi istiyorum
şehveti daha da artmış gibiydi. bir an duraksadı. gözlerime bakarak yaptığımız doğru değil dedi. sarıldım sıkıca seni çok seviyorum dedim. tekrar yapıştım dudaklarına. yavaşça öperek boynuna indim. emme morarmasın dedi. hafif ıslak dudaklarımla kulak memesini sömürdüm ilk başta. tekrar boynuna inerek kırmızı gömleğinin düğmelerini sabırla açtım. çıkardım tamamen. üzerinde kolsuz bir body vardı. göğüslerinin üst kısmına indim dudaklarımla. bodye gelince onu da çıkardım. ardından südyenini arkadan açarak çıkardım. dilimi göğüs uçlarında gezdirirken inlemesi hala kulaklarımda. emmeye başladım ardından göğüslerini. bir süre emdikten sonra yukarı çıktım tekrar önce boynuna ardından dudaklarına. şehveti iyi artmıştı artık. yine aşağı yöneldim göğüslerinde 5 saniyelik moladan sonra göbeğine pantolonun düğmelerin açtık ayağa kaldırp hafifçe sıyırdım pantolonunu. bacaklarına yöneldi dudaklarım. bacakalrında bir süre gezindikten sonra kiloduna göneldim bu sefer. ve çıkardım kilodunu donunda. bir iki öpücük kondurdum dıbına sulanmıştı. başımı tuttu hayır dedi. bu yaptığımız yanlış. toparlamaya çalıştı kendini. tekrar sarıldım. dudaklarına yapıştım yine. sonra yeniden inledi. daha yüksek bir tonla daha özgürdü sesi. vucüdunda dolaşmamı dudaklarımın dişimin göğüslerinde karnında bacaklarımda gezinmesini en gizli en özel en hassas noktalarına dokunuşunu tatlı iniltilerle yönlendirdi. nerede bekleyeceğimi nerede oyalanmam gerektiğini daha sert yada daha yumuşa kolmamı istediğini tek szcük kıllanmadan anlattı. dıbına yöneldim yine. dil darbelerimle kendinden geçti adeta. sırılsıklam olmuştu artık. ellerinden çekerek ayağa kaldırdım ve ben oturdum. pantolonumu çıkardım çakmak cebimde bir prazervatif vardı. farkettirmeden onu çıkarıp masanın üzerine koydum. üstüme çektim artından sevişmeye devam ediyorduk. artık kontol ondaydı. boynumu göğüslerimi tüm vucudumu gezdi dudaklarıyla.

küfür etme bin el cezirene malzeme çıkıyo amk senin gibi boş adam değiliz işteyiz fırsat buldukça yazıyoruz.

dudaklarını ayırmadan giyisilerimle savaşmaya başladı. üstümdeki gömleğin iki yakasından kavradı. düğmeleri açmaya çalıştı ama beceremeyince bir hamlede kopardı. omuzlarımdan aşağı sıyırdı. fakat kol düğmelerime gücü yetmedi. o an toparladı kendini ne yapıyorum ben diye. yakınımızdan geçen arabalar rahatsız etti beni. arkadaşımın bağ evi var yakında oraya doğru sürdüm arabayı konuşuyoruz bir taraftan. ne kadar çok özlediğimizden falan bahsediyoruz. bağ evine geldik korktu ilk etapta karanlık kimse olmasın burda falan dedi. sen merak etme burası bir arkadaşımın bu saatte kimse olmaz dedim. biraz uzağımızda bir elektrik direği var onun ışığı ve ay ışığı aydınlatıyor bağ evinin balkonunu. balkonda hani parklarda olur ya masa iki yanında oturma yerleri olan büyük ondan var 1 tane. oturduk masaya. benim gömlek düğmeleri yok kapanmıyor önü. özür dilemeye başladı. iğne iplik olsa hallederdim hemen falan. olsun dedim problem değil. elleri ellerimde yaklaştık yine birbirimize. dudaklarımız birleşti yine.

Yola koyuldum tekrar. elini tutmak için uzattım elimi. tuttu elimi deniz kenarında meşhur bir tepe var manzarası müthiş oraya çıktık gece saat 12 tenha olur birazda. en tenha yerine çektim arabayı. kontağı kapatır kapatmaz sımsıkı sarıldım yine. öyle bir sarıldı ki askerden gelen oğluna sarılan anne misali belki saatlerce. gözlerime baktı seni çok seviyorum dedi. nasıl oldu bilmiyorum ama bi an dudaklarımız birleşti. birkaç saniye hafifçe geri çekildik. birbirimizin gözlerini görebilecek kadar sadece. cevaplanması gereken sorular vardı gözlerimizde. ben onun buğulu yemyeşil gözlerindeki derin karsızlığı ve bir türlü engelleyemediği arzuyu gördüm. o benim gözlerimde şehveti. geri dönülemeyecek noktayı geçtik o an. dudaklarımız bir kez daha kavuştu birbirine. öpüşmenin de ötesinde dudaklarımızla sevişiyorduk. dudaklarımla dudaklarını eziyor dilimi ağzında gezdirip onunkini arıyordum. her dokunuşuma her isteğime boyun eğiyor bende da istekli daha şehvetli olduğunu gizlemeden yanıt veriyordu.

Cuma günü işe gittim akşamı sabırsızlıkla çekiyorum. zaman geçmiyor amk kendimi işe veriyim belki geçer diyorum ama yok. neyse akşam oldu eve gittim yemekten sonra duşa girdim temizlenmek lazım kıllardan bi kurtulalım. üste başa bi çeki düzen verip indim sahile arkadaşlar buluştum onunla mesajlaşıyoruz arada nerede olduğunu sordum 1 saatlik daha yolum var bitmiyor yol bir an evvel sana kavuşmak istiyorum yazmış. artık ona kavuşabilmek için çok az bir zaman kalmıştı. heyecanım gittikçe artıyordu. atladım arabaya oyalanıyorum nasıl olsa gelmesine daha var diye. benzinliğe girdim telefon çaldı arayan o. nerdesin sen ben geldim dedi. şok oldum en az yarım saat daha yolu vardı. amk uçarak mı geldi. normalde terminale 20 dk mesafedeyim. benzinliğin kenarında güller vardı. kopardım ordan bir tane. ne kadar hızlı gittiğimi bilmiyorum 8-9 dk civarında girdim terminale. nerdesin diye aradım geri dönüyorum dedi. kızmış biraz. bulunduğu yeri tarif etti koştum yanına. karşıdan gördüm saçları uçuşuyor rüzgardan. üzerinde kot pantolon kırmızı bir gömlek. o an aşık olduğumu hissettim ona kalbim yerinden çıkacak. açtım kollarımı sarıldım sımsıkı. ben sana küsüm geri döneceğim korkuyorum dedi. lütfen bu güzel geceyi birlikte geçirelim diye karşılık verdim. elinden tutup arabaya zütürdüm. açtım kapısını bir centilmen misali. onu biraz beklettiğim için küs gibi davranmaya çalışıyor. ama beceremiyordu. bindim yanına tekrar hoşgeldin diyerek arka koltukta duran gülü aldım. bu gül belki beni affedebilmen için aracı olur dedim. yüzü daha bir gülmeye başladı. gönül almayı iyi biliyorsun dedi.

yine bir gün konuşurken çok özlediğimi söyledi.
gel o zaman dedim. nasıl diye planlar yapmaya başladık. ama bir türlü bulamadık. toplantı var desen izin gününde çıkıp gelsen. çalıştığı yerdekiler eşini tanıyor sorar falan problem olur. ben geleyim diyorum gören olur burası küçük bir yer daha büyük problem olur. 1-2 ay böyle geçti. eşi yıllık izne çıktı. sadece o işteyken görüşebilir olduk birkaç gün. dualarımız kabul oldu allahım o da ne eşi çocukları alıp tatile gideceğini söylemiş. önce tuhaf geldi. seninle neden gitmiyor dedim. aramız çok iyi değil boş ver gitsin dedi. eşi perşembe gitmiş antalyaya hemen cuma günü için plan yapmaya başladık. akşam 6 da işten çıkacaktı. 7 otobüsüne aldık biletini. saat 11-12 gibi terminalde olacaktı. geceyi birlikte geçirip sabah 6 gibi geri dönecekti.

mesai bitmişti onu terminale bırakmaya gitti bizim şoför ben de eve doğru yola koyuldum. otobüse binince aradı.
- şiiri çok beğendim.
+hislerimin yansımasıydı
-ben de seni çok seviyorum
+ee nasıl buldun beni hayal ettiğin gibi biri miyim?
-aslında ses tonundan hayal ettiğim kısa boylu biraz kilolu saçları dökülmüş biriydi ama sen baya uzun boylu yakışıklıymışsın.
-teşekkür ederim...
diye devam etti görüşmemiz.
eve vardığında mesaj attı maalesef ki eve geldim diye.
kapıyı açan ben olmak isterdim diye karşılık verdim. bazen sadece hayallerle yaşıyorduk. çocukları olduğu için eşiyle farklı vardiyalarda biri 10-18 ise diğeri 14-22 saatlerinde çalıştıkları için rahat görüşüyorduk. farklı iş yerlerindeler bu arada.

Haykırıorum sevgimi dağlara denizlere
Belki sesimi duyarda gelirsin diye
Yine yalnızlar rıhtımındayım bu gece
Gök yüzünü seyrediyor seni düşünüyorum
işte bir yıldız daha kayıyor
ve ben yine seni diliyorum
Gözlerimden gitmiyor gözlerin
Her gece seninle uyuyup seninle uyanıyorum
Korkuyorum duygularımı ifade edemekten
Korkuyorum beni reddetmenden
Korkuyorum seni kaybetmekten
Bu yüzden söyliyemiorum
Ama düşünüyorumda
Seni sensiz yaşamaktansa
Göze alıp tüm korkularımı söylüorum
Seni çok ama çok Seviyorum...

Özlemin yanına gitti oturdu. 2 dk geçmeden geldi yanıma bazı ürünler hakkında bilgi alma bahanesi ile. sessizce ne kadar çok özlediğimi söyledim. sarılmamak kendimi zor diye yanıtladı. toplantıya odasına çağırdılar. özlemle birlikte gitti. ben de dosyalarımı toparlayıp gittim toplantı odasına. ben içeri girdiğimde tüm gözler üzerimdeydi. beni hiç görmeyen başka birimlerin sorumluları da vardı. arkadaşlar hepiniz hoş geldiniz dedim yüksek bir sesle. henüz yüz yüze tanışmadığım diğer birim sorumluları ile tanıştım. toplantıya yemek arası verdik. sevgi birim sorumları ile yemekhanede yedi yemeğini ben de diğer arkadaşlarla bahçede. sigara içmek için çıktılar bahçeye birkaç kişi. yanımıza geldiler sohbet etmeye başladık. gözleri sürekli bende belli edecek diye korkuyorum.
ona yazdığım şiirlerden birini çıktı aldım yazıcıdan. katlayıp cebime koydum. toplantı bittiğinde tokalaşarak vedalaştık diğer sorumlularda sıra ona geldiğinde elime aldım hemen cebimdeki kağıdı. tokalaşırken tutturdum eline çaktırmadan.

Kusura bakmayın iş güç derken giremedim devam ediyorum
toplantı günü geldi çattı geceden çıkmış bizimki yola 4 saatlik mesafe sabah 6 da terminaldeymiş. şirketten başka biri almaya gidecekti. ben gitmek isterdim ama anlaşılmasını istemem aramızdaki durumun. 8,30 gibi uyandım. uyanır uyanmaz mesaj attım hoş geldin diye. seni görene kadar hiç de hoş bulmayacağım yazdı. 9,30 da şirkete gittim. şirketteki odalarımızda duvar yerine cam olduğu için herkes birbirini görebiliyor. koridordan gelen birini gördüm yanında bizim insankaynaklarındaki kız. askerliğin çıktığı yeri öğrenecekler gibi heyecanlıyım duramıyorum yerimde. kapıyı özlem açtı içeri girdiler. kemal beyle tanıştırayım seni deyince kıpkırmızı oldu.
hoşgeldiniz dedim. elimi uzattım. tokalaşmak için uzattı elini işte şimdi hoş buldum dedi sessizce.