-
1.
+2yıl 96, bir sene yüksek tercihten açıkta kaldıktan sonra, (eskiden önce tercih yapılırdı, sınava (ÖYS) girerken tercihlerinizi de teslim ederdiniz) ne işim var orada diye yazmadığım eskişehir'de iibf işletme bölümünü kazandım. kendim küçük bir anadolu şehrinden olmama rağmen, aklımda 3 büyük şehirden başka bir hedef yoktu.
haberi aldığımda kemer'de bir otelde animatörlük yapıyordum, ortam acayipti, mecburen kayıt- kürek işleri için ağustos sonunda ayrıldım. 2 yazlık turizm maceralarımı belki sonra yazarım.
saçlar uzun, kulakta küpeler, o dönem için marjinal sayılır bir tipim vardı. kayıtta babamın arkadaşı bir profesörün yanına gittik, yardımcı oldu. yalnız tipime baktı, hadi bizim fakültede olsa normal ama (iletişim) i.i.b.f'de bu tiple sıkıntı yaşar, saçlarını kestir bence dedi. (yok amk öyle sıkıntı i.i.b.f'de, adam kendisi tilt oldu belli ki). bölümü 2.likle kazanmışım, 32 puan yukarısında almışım tabanın. kayıt işlemlerinden sonra memlekete döndük, saçlar gitti amk.
KYK'nın dumlupınar yurduna yerleştim. ama öncesinde yunus emre caddesinde bir yakının oğlunun evinde kaldım 2-3 gün.
ilk kez yalnız çıkışımı hatırlarım dün gibi: hamamyolu'nda gezerken sokakta bir melodi ile irkildim "your breath is sweet, your eyes are like two jewels in the sky... " sokakta bir grup canlı one more cup of coffee'yi söylüyor, bütün ekipmanlar kurulmuş, sokağa resmen stage kurmuşlar gibi, ETK'nın (eskişehir tiyatora kumpanyası) önünde (lead gitarist sonradan ev arkadaşım oldu, 3 yıl kadar sonra) nereye geldik mına koyim dedim. açıkçası hiç beklemiyordum eskişehir'de böyle bir ortamı. cıvıl cıvıl, her yerde cıbırlar fink atıyor...
böylece 6,5 yıl sürecek eskişehir maceram başladı. -
2.
+1yurda yerleştim, altıncı blokta üçüncü katta bir oda, altı kişilik. arda diye bir arkadaşla hemen kaynaştım. ankaralı iyi bir çocuk. ilk gün okula gittim arda ile birlikte 32B ile. arda'nın bölümü farklıydı ama o da i.i.b.f.'de. daha ana kapıdan girer girmez yunus emre heykelindeki yazı dikkatimi çekti: "doğru olmayan (odun bile) bu kapuya layık değildir." ne demek istiyorlardı amk? geldiniz ama burası gib gibi bir yer, layık değilsiniz buna mı demek istiyorlardı?
önce kubbeli kerhaneye gittik. kubbeli kerhane i.i.b.f kantinine öğrencilerin verdiği isim. dairesel formda çatılı, binalara ucundan bitişik bir yapı. çay- simit takıldıktan sonra anfiye gidelim dedim. amfi iibf nin dışında kampüste başka bir noktadaymış: merkez anfi diyorlar. gittim kapıdan içeri girdim: amk bu ne bin kişi var! okulun o zamanki kontenjanı 400 ne bekliyordun lan? kendime boş kalan yer bulmak zor olsa da arkalardan bir koltuk kapmayı başardım. -
3.
0Devam et
-
4.
0Anlat kardeş, bende 5 sene önce ordaydım, anılar aklıma geldi tekrar
-
5.
0ben de burdayim dinlemedeyim
-
6.
0Reserved
-
7.
0sınıfı süzdüm önce, bir çok adam var... yanımda uzun saçlı bir çocuk var, merhabalaştık. adı mertmiş. biraz muhabbet ettik, istanbul'dan gelmiş abisiyle kalıyormuş. abisi gsf'de. anime sever çıktı, o dönem daha naruto, death note falan yok tabi, dragonball'dan bahsettik, güldük eğlendik.
ilk ders işletme giriş 1, hoca rıdvan karalar. anlattı bir şeyler, pek ilgilenemedim dersle, insanları incelemekle meşguldüm. güzel kızlar var, yaklaşık 300-400... şimdi diyeceksiniz ki, kontenjan 400 nasıl 1000 adam oluyor içerde? alttan alanlar çoktu rıdvan hocanın dersini. tıpkı iktisata giriş gibi, ergül han'ın dersi...
arada mertle çıktık, çay- kahve için kubbeliye gittik. hınca hınç, oturacak yer yok. o dönemler kantinde sigara da içiliyor, her yer dumanaltı. neyse sıkıştık bir yerlere. muhabbet ederken bir grup adam girdi kantine, ortalık biraz açıldı. başladılar istiklal marşı söylemeye, eller kurt işareti yapıyor tabi. kalktık ayağa, bu amcamlar söylediler istiklal marşını sonra bir kaç slogan... dağılıp gittiler sonra. çok komik gelmişti o zaman. baya taşağını yaptık mertle.
başlık yok! burası bom boş!