+2
nefret ettiğim bir yazar kendisi.. gerçeği acımasızca anlattığı için.
insancıkları vardır onun, sonunda boğazın düğümlenir, yaşama söversin, dostoyevski'ye söversin, neden daha iç açıcı bir son yazmadın diye...
öteki'si vardır onun. şizofren bir böceği anlatır, bu böcek kendisinin zıttı karakter yaratmıştır beyninde, onunla çatışır
yeraltından notlar'I vardır. bütün böceklere, bütün o kuantumculara , bütün insanlıktan çıkmış felsefecilere kan kusar yeraltı canavarı
suç ve ceza'sı vardır onun. raskolnikovun gözünden adaleti müthiş bir şekilde sorgular. asıl cezanın vicdan olduğunu bağıra bağıra anlatır...
vs
vs
vs
daha bir sürü eseri vardır, ama yazmaya üşendim...
dostoyevski bambaşka bir insandır. örneğin sen yolda giderken bir dilenciye rastlarsın, hiç dikkat etmezsin ona, öylece geçer gidersin, sonra dostoyevski'nin ezilenler kitabını okursun, birden bakmışsın ki dilenciler gözünde değer kazanmış, onların da yürekleri duyguları olduğuna, onların da aşkları acıları sevinçleri olduğuna inanırsın. öyledir dostoyevski, en dipteki insanlara ayna tutar, en dipteki o fakir insanlar hummali bir şekilde bağırır bize romanlarında biz de varız diye
dostoyevskinin en sevdiğim özelliğidir ruh bilimsel çözümleri... sinir krizleri, sıtmalar, titremeler, sayıklamalar, kabuslar... sanki bütün karakterlerinin kafasında cinler vardır... o kadar derine inerki, gerçekten insan ruhunun çok büyük olduğunu düşünürsün...
dostoyevski bana acıdaki zevki öğretmiş tek yazardır... belki de kendisini hiç anlamamış olabilirim, üzerinde hala düşündüğüm defalarca kitaplarından kesitler okuduğum bir yazar...