dost kazığı yemek koyuyormuş

beyler ertesi gün biz bunlarla buluştuk lojmanda ki bütün çoluk çocuk kız erkek kim varsa topladık buraktuğçeyi almaya gitti. tuğçe başta istememiş ama burak kandırıp gelmeye ikna etmiş bunu. tuğçe geldiğinde yapıcağımız olay ise ibretlikti beyler. yaklaşık 15 20 civarı adam toplamıştık bizimkiler haricindeki herkes tuğçenin doğum günü var sanıyordu, biz ise sinan ben murat anıl ve memet öğlenden hazırlıkları tamamlamıştık. gelenlere tuğçe benim için çok değerli biliyosunuz o yüzden hediye alamamış olanlara vereyim siz almış gibi tuğçeye verirsiniz dedim herkes kabul etti. gündüz ayarladığımız hediye paketlerini tuğçe geldikten sonra ne olduğunu anlamadan vermeye başladık iyi doğdun hapy bört dey nidaları atarak taşşak geçiyorduk olayı bilen tayfa olarak. hediyeleri açmıyordu bense taşşak geçercesine aşkım hediyelerini açmıycak mısın diyordum göz kırparak. hediyeleri orda açmak zorunda kaldı ve ibretlik hediyeleri görünce bembeyaz olup kaçmıştı. bi daha lojmanda görmedim kızı beyler. arada sırada kardeşini okuldan almaya kapıya geliyordu ama hiç içeri girdiğini hatırlamıyorum. hediye paketlerinin içinde ise kaşar peynirler, vazelinler ve bimden alınmş condomlar vardı. hediyeleri kendi almış gibi verenlerde utandı ama gibimde olmadı tabi ki.

tuğçeyi de attı önüne ben izin verdim.1 saat sonra geldiler tuğçenin saç baş dağılmış. meğerse cin bunları çalılığa kadar takip etmiş tuğçenin üstünü başını yırtmış. arkadaş da bunu korumuş. inanasım gelemdi ama inandım. aklımdan binbir türlü şey geçiyordu tuğçe ona sarılıp sürekli teşekkürler edip öpüyordu

bilederimin bilederi o kızın anasını gibeyim ben o arkadaşının da anasını gibeyim

neyse beyler biz bu olayları tartışırken falan bi ara burak banktan kaldı top oynayan çocukların oyununa falan yavşamaya başladı çoluk çoçuğa çalımlar atıyo aklı sıra makara yapıyor bende sigara üstüne sigara yakıp ulan ayrılırsam kimle yiyişcem zaten kızların alayı kampta düşüncelerini beynimde çeşitli mercilere soruyorum. o sırada anıl geldi amk çocuğu başımızı zaten belaya soktu bi de şimdi gelmiş gece gördüğü rüyayı anlatcakmış. geldi bu selam sabah yok direk beyler rüya gördüm anlatıyorum falan başladı amk yok neymiş tuğçenin dayısının adı ramazanmış aramızdan birine çok sinirlenmiş çamlığa bizi sokmayacakmış da bilmem ne de o fincanın kırıldığı asfalttan istese arabaları geçirmez insanları geçirmezmiş de falan da filanda anlatıyo ben de olayın heyecanı ile üstüme alındım benden başka kime sinirlencek fincanı ben kırdım amk , zaten tuğçenin dayısı musallat olacak bi de tuğçeden ayrılıp onu üzersem yannanı yerim düşüncesi beynimi sardı bi an. nasıl bir çocukluksa amk bu. neyse bu anıl bini rüyayı anlattı ve beyler akşam görüşürüz size olayı anlatmaya geldim dikkat edin çamlığa gitmeyin biz evdekilerle yemeğe gidiyoruz dışarı dedi ve gibtirdi gitti. ortada kalmıştık grubumuzun bi lideri yoktu artık. resmen çaresizdik. tuğçede cevap atmıyodu doğru düzgün neler olduğunu hala tam kavrayamamıştım amk yerinde. neyse bu anıl gitti dün olayı yaşayan tayfa toplanmaya başlamıştık artık 4 kişi falan olduk benim zaten kafam karışık burak olaylara inanmadığı için dünya gibime minare zütüme havalarında takılıyo, bizlede taşşak geçti korkuttu kafası rahat tabi binin. neyse bunlar yine çocukların oyuna salça oldular burak sinan falan top oynuyolar o sırada burağın telefonuna mesaj geldi beyler

bu kevaşeyi esenyurtlu kekolar taciz etmiş zamanında bu da saklamış bizden annesine anlatmış gidip. anneside geniş bi kadın. seni getirip zütüren biri olmassa seni göndermem lojmana demil. kız burağı seviyomuş huur. ama burak bunu tuvalet kağıdı gibi kullanıp bırakıyomuş hep eve falan zütürmüyomuş yiyişip salıyomuş başından. bu da burakla görüşebilmek ve kendini evden alıp eve zütürcek bi enayi bulma kararı almış kendince. ve benimle bu yüzden berabermiş. beni takdan daha değersiz bi duruma düşürmüştü beyler. ama bundan intikam almak şarttı ne yapabilirdim. köprüyü geçene kadar ayıya dayı deme misali burağı aradım hemen. eve gittin mi dedim hayır dedi. gel dedim parka. geldi bu 5 dakika sonra beyler. bak dedim burak biz eski dostuz am uğruna yazık ediyoruz seni affedicem ama ne olur sana güvenimi bu kez boşa çıkarma dedim. tamam ne istiyosun dedi. tuğçeyi al getir yarın dedim al getir ona burda dersini verelim bi daha da görüşme o zaman seni affederim dedim

ooo bilederimin bilederi de burdaymış

rezrvuar

en sakinimiz olan murat bile sinirlenmişti vurmazdı kimseye ama burağa vurmaya yeltenmişti resmen en olgunumuz da oydu zaten ben bu şartlarda nasıl sakin kaldığımı anlamış değildim. burağa dur deim başlama bi saniye sinana muratı al zütür onu ilk kez böyle sinirli gördüm amk dedim

olmaz dedi yanında durucaz. iyi dedim o kargaşada bi de onu ayarlamak olmazdı şimdi murata sahip çık gaza geldi iyice zaten olayı anlamadan kavgaya bağlarsak sır olur gider dedim. tamam dedi. burak başladı anlatma. kardeşim siz çıkmadan önce biz tuğceyle sürekli yiyişiyorduk böyle böyle diye başladı cümlelerine. içim içimi yiyordu susuyordum. sakin olmak için dilimi ıssırıyordum sadece kendi kendime. bak dedi sen tuğceyle çıkmaya başlayınca ben elimi ayağımı çektim mesaj bile atmıyordum dedi. ee sonra dedim, ama dün ben sizin yanınızdan ayrılınca tuğçeye mesaj attım sıkıldığım için gayet iyi duygularla dedi. alaycı bi sırıtmayla ee diyorum buna sadece. ben bu ruh cin olaylarından korkarım kardeş o yüzden kantinin önünde tıstım yoksa tuğçeye yine mesaj atmazdım dedi. tuğçe buna parktayım gelsene diye cevap atmış hemen. bu da gitmiş sonra tuğçe eski günlerden laf açmış huur kevaşe. bunlar muhabbet muhabbeti açtıkça ortam romantikleştikçe biz şeytanlarla cinlerle ruhlarla cepheden cepheye çarpışırken bunlar yiyişmeye başlamış o gece tekrar. burak bu iş böyle olmaz demiş kendime yediremiyorum o yüzden ona cevap atmıyosun ayrılıyosunuz yoksa senin bi daha yüzüne bakamam bana yakışmaz demiş. o mesajlarında sebebi oymuş. sen nerden öğredin diyiverdi burak bi an bana. mesaj dedim sadece mesaj geldi telefonuna açtım. özür dilerim dedi yüzüme bakarak. aslında tuğçeyi sevmiyordum ama affetmekte gavatlık olurdu bi nevi ne yapacağım konusunda kararsızdım. derken anıl geldi yine ortama tipini gibtiğimin cinlisi

o esenyurt hangi esenyurt?

Devam panpa hızlı

neyse okuyan olursa devam ederim gibleyen yok amk

geliyorum dedi bu 10 dakika sonra. geldiğinde biraz ürkekti dağ gibi çocuktu korkmazdı hiç bişeyden ama utanmıştı sanırım sezmişti olanları anladığımı. sinan ve muratın kötü bakışlarıyla benim acımaklı nefret bakışlarım onu yıpratmaya yetmişti o anki piskolojik savaşımızda. senle konuşalım dedi bana sadece. konuşalım dedim konuşalım kardeş dedim alaycı bi gülümseme ile, ama murat ve sinan her şeyin farkında yine de özel mi konuşalım dedim, gerek yok dedi, beyler ben bi hata yaptım pişmanım dedi, sinan atladı sen yıllardır en güvendiğimiz adam am için bu gün bu çocuğu sattın yarın biz sana nasıl güvenelim dedi. haklısın dedi burak. ne desem boş diyordu bi açıklaması yoktu. orda ne oldu diye sordum. bu gün yemin ederim hiç birşey olmadı sana yemin edderim dedi. ama dün dedi ve sustu. murat bi an ayağa kalktı çok sinirliydi kolunu tuttum muratın anlat dedim. anlat ama bu sefer yalan yok dolan yok burak yoksa seni silerim dedim. beni severlerdi beyler grubun en makara en fırlama çocuğuydum grubun beyni bendim bi nevii. bunu göze almazlardı benim birini silmem demek herkesin onu silmesi en azından benimle olduğu vakitlerde onunla olmaması demekti. başladı anlatmaya burak

beyler tuğçe ve burak tahmin ettiğim gibi tadilatlı bloklara girdi, demir sopayla burağı dövmeyi hayal eden ben adete korkmuştum içeri bile giremedim, e napıcaktım peki ? tek çare sinan ve murata mesaj attım bana ancak onlar yol gösterirdi mesaj attım acil taş sahaya gelin diye, gitti taş saha da bunları bekliyorum geldiler noldu diye, tek tek anlattım olanları. bunlar bi an şaşırdı sinan baya sinirlendi muratsa sakin çocuktu zaten ve durun bi emin olalım mavraları atıyordu, ulan ne emini kızı gibiyor diyodum sakin ol diyodu gavat. neyse bunlar dedi hadi basacaz bunları, beyler olayların büyümesi işime gelirdi haklıydım ama korkuyordum, burağı orda dövsek dışlasak bile beni tek bulduğunda pestil ederdi. ben dedim oturup konuşalım murat haklı. sonra parka gittik tekrar o zamanlar içtiğim west silverımdan yaktım yine, bunlarla sigaranın kattığı dumanlı ve efkarlı ortamda konuşmaya başladık bi ara ağlamışım. dünkü olay da hala aklımdaydı zaten iyice dibe batıyordum. sevglim diye yanımda gezdirdiğim kız başkasına veriyor bense dayak yeme korkusuyla kendimi frenliyordum. bu nasıl bir gavatlıktı anlamadım gitti. burağa mesaj atmaya karar verdim. parkta bekliyorum yazdım buna sadece. anlamadı tabi benim her şeyi bildiğimi tamam kanka yemek yiyip gelcem 1 saate gelirim yazdı yüzsüz bin. acil dedim sadece ve beklemeye başladık

tepki verin huur çocukları

bunları kendi içimde düşünürken bi anda kalktılar ve yürümeye başladılar, hemen takibe devam ettim gittikleri yer tahmin ettiğim yerse katil bile olabilirdim, bana yapılırmıydı ulan, bana lan burak olum 4 yıldır en samimi dostumdu bu adam benim, esenyurdun kekolarına karşı beraber saf tuttuğumuz sırf burağın javasıyla gezmek için kaç km ötede ki benziliğe benzim almaya yürüdüğümüz, ehliyetsiz adamla motorla alidağına çıktığımız yılbaşında içtiğimiz vişne kiraz erik ve bilumum ağaç türlerine çocukluktan beri beraber daldığımız adam bana ihanet ediyordu. hemde olay ciddiye bağlamıştı tadilatlı bloklara yürüyorlardı, bu tadilatlı bloklar lojmanda fuhuşun en çok arttığı dönemlerdi beyler herkes orayala ilgili fantezi anlatırız aşıklar tribün kalabalıklaşınca hemen oraya giderdi, resmen boş evlerdi buralar beyler hemde güvenli

bu anıl mutluydu nedense ortama neşeli şekilde geldi ama gerginliği farkedince sustu hemen. ben burağa seni affetmem demiyorum ama affettimde demiyorum burak çok kırgınım gibi şeyler söyleyip atlattım. utandı benden 2 yaş büyük çocuk önümde kızardı eyvallah bilader dedi döndü gitti kimse dur demedi. olaylardan habersiz olan anıl bile dur diyemedi o havayı o atmosferi sezmişti o da. noldu falan diye sormaya başladı ama ben o an burağı tuğçeyi unutmuştum sen bi rüya anlatmıştım onu iyice bi anlat bakıyım dedim. oğlum yalanmış lan hepsi dei. şaşırdık hayatımızın ilk deneyiminde hüsrana uğramıştık. ne alaka oğlum noldu dedik biz buna. annesi pgibolog bunun beyler kadın baya anlayışlı iyi bi kadın anıl her şeyini annesine anlatır belki bize anlatmadğı şeyleri bile onla paylaşır. annesine yemek dönüşü arabada rüyasını anlatmış dün böyle böyle bi saçmalık yaptık bu gece rüyama girdi demiş. annesi sakinleştirmiş çocuğu bana her ay bu şekilde kaç tane hasta geliyo demiş. bilinçaltı diye açıklamış anlayacağı dilden. anıl tuğçeye dayısının adını sorduğunda ise ramazan falan değilmiş neşetmiş amk. bunu duydukça üstümde ki ramazan baskısını atıyor biraz olsun rahatlıyor inanmak içi can atıyordum ama o sokak lambası nasıl patlamıştı tesadüf müydü ?

@1 panpa ben bir kere yedim ve böyle bir kazık yok oyle boyle değil

rezerved

@58 başka hikayelerim var dedin