Eveet beni bilen bilir panpalarım.
Biraz asabi bi panpanızım.
(bkz: bimdeki liseliyi hunharca dövdüm)
Bu başımdan geçen olayda ise bu sefer daha karışık. Bildiğiniz üzere son maceramda bimin camlarını alaşağı etmiş, markettende birçok materyal alıp 5 kuruş ödememiştik. Ama öyle bir dünya yokmuş. Akşam kapıma polis dayandı. Tutanaktı senetti sepetti yaptık bişeyler fakat borcun ödenmesi lazımdı. Naaparım neederim derken aklıma dursun dayı geldi. Bir alt katımda oturan emekli bir işçi emekçiydi ve son model bir dolmuşa sahipti. Hemen ödemeli atıp dursun dayıya mevzuyu anlattım. Acıdı halime fukara gel al anahtarları dedi. Temmuz ayında olmamıza rağmen siyah pardesümü beyaz yakalığımı aynı tondan siyah pantolonumu üstüme çekip basamakları 3'er beşer atlayıp binadan çıktım. Dursun dayıdan dolmuşunu alıp teşekkür üstüne teşekkürle yanından ayrıldım. Kafamda muazzam planlar vardı beyler. Düşünsenize dolmuşçusunuz liseliler size el yapıyo durun diye siz giblemeyip eziyosunuz yada ne biliyim zütürme vaadiyle soyup soğana çevirdikten sonra hem okula geç bırakıp hemde dayak atıyosunuz falan derken rüyadan uyandım. Çünkü şu bir gerçekti ki toplu taşıma popülasyonunun büyük kısmını liseliler oluşturmaktaydı. Bu yüzden kırmızı çizgilerimi geçmek, tabularımı yıkmak zorundaydım. Eve dönüp iyi bir uykudan sonra geçtim dolmuşumun başına fiyat tabelamı güncelleyip
vatandaşa 1tl
emekliye 50krş
Liseliye 10tl
işbaşına başladım. Kalabalık bi ortamdan bolca müşteri alıp hat üzerinde seyir hali konumuna geldim. Görmeliydiniz alemde benden iyisi yoktu... tabii o kara ana kadar... dolmuşta 2 liseli mevcuttu. Kendi aralarında salak salak muhabbetler edip hayvanlar gibi gülüyorlar yaşlı teyzeleri, dayıları ve biricik amlıları rahatsız ediyorlardı
Tam tahmin ettiğim gibi okuldan kaçmışlardı. Emekçi anne babaları onları okutabilmek uğruna kapitalist düzenle savaşırken onlar okulu asmışlardı. ilk başlarda sakinliğimi korumaya çalıştım. Sonuçta artık kamu hizmeti veriyordum ve bu işin de bir raconu vardı fakat dıbına kodumun liselileri rahat durmuyordu. Teyzelerin türbanlarıyla oynuyor dayılarla alay edip amlıları taciz ediyorlardı. En son bi tanesinin ayağa kalkıp seyir halindeki dolmuşta şoför koltuğunun yanındaki muavvin kabinine geçip pencereyi fütursuzca açıp, cebinden çıkardığı prestij paketinden bir dal çekerek bana dönüp "biladerim çakmak varmı" demesiyle başımdan aşşağa kaynar sular boşaldı. Hem okuldan kaçmış, hem prestij içmekte hem dursun dayının dolmuşunda içmekte hem amlıların huzurunu kaçırmakta hemde dolmuş halkının gözündeki itibarımı yerle bir etmekteydi. Buna daha fazla müsaade edemezdim sigarasını tuttuğum gibi camdan fırlattım yüzünde asi çocuk bakışalarıyla "napıyon sen yiaa" dedi. Ebenin dıbını puşt diyip cevap hakkı tanımadan jöleli kafasını torpidoya vurdum hava yastığının devreye girmesiyle çırpınmaya başladı bu pekekent. Diğer arkadaşı yürek yemiş olmalı ki elindeki çakma nike çantasıyla kafama kafama vurup beni sersemleterek biricik dursun abinin dolmuşunun hava yastığını patlatıp yaratık arkadaşını kurtarmıştı
Şimşek hızıyla kendime geldim. Direksiyonu emniyet kemeriyle sabitleyip bayramlık kunduramla gaz pedalını ayarladım ve bütün konsantrasyonumu liselilere yönelttim. ikiye tektim.. bütün gözler bize çevrilmişti. Saatin 12'ye vurmasını bekleyen kovboylar gibiydik. Tam hücuma kalkacak olduk ki öndeki arabaya önden giydirdik. Büyük bi savruluş sonrası ilk atak şansını yakalayarak arkadaşını kurtaran liseliye movasito vuruşu gerçekleştirdim. Arka camı patlatarak otoyola uçtu yanlış hatırlamıyosam 3 araba tarafından hunharca ezildi. Bütün dolmuş eşrafı hamlemi alkışlayarak tebrik tezavratlarında bulundu asi gençle teke tek kalmıştık. züt cebinden sustalısını çıkarıp başıbozuk bir şekilde üzerime hamle etti. pekekent böbrek üstü bezimden soktu bıçağı. Büyük bir acıyla vites topuzunun üstüne düştüm. Görüşüm bulanıklaşıyordu. Asi genç yanıma eğilip gömlek cebimden çakmağımı alarak prestijini yaktı. Bana acır gözlerle bakıyordu. Fakat son kozumu henüz oynamamıştım. En büyük silahımı çıkarma vakti gelmişti.
Asi genç arkasını dönüp amlılardan birine sakso attırırken fırsattan istifade torpido gözünü açtım. içinden dursun dayının gençken operasyonlarında kullandığı uyku ilacı ve gazozu aldım. Gazoza bütün kutuyu boşalttıktan sonra teyipten o efsanevi müziği fon olarak ayarladım
(Bununla okuyun tavsiye ederim)
( https://m.youtube.com/watch?v=XpmckRnpdgA )
Liseliye bakıp timsah gözyaşları dökerek. "Al bakalım genç sen kazandın" gibisinden babayiğit bi kaç sözcük sıkıştırıp zütünü kaldırdıktan sonra gazozu uzattım. Bu ağzını eye eye aldı gazozu tek dikişte içti hayvan. Uykuya dalması saliseleri geçmedi. Yine ben kazanmıştım. Yarama bu binin yakası kalkık gömleğiyle tampon yaptım. Sakso çeken amlı bu sefer bana yönelmişti. Fakat bu tür dünyevi zevkelerin sırası henüz gelmemişti. Bukadar olayın arasında yolcularımı unutmuştum. Kimisi işine kimisi hastaneye yetişecekti belki. Fakat emekçi halkım mütevaziydi. Davama hak vermişlerdi. Pert haldeki dolmuşta asi genci çıkarıp köprüye kadar taşıdık. Ve atalarımızın düşmanı yüzdürdüğü o boğazda bizde zaferimizi ilan ettik. Asi genç boğazın haşin sularında kaybolurken dolmuşta bulunan doktor yaranı dikip beni iyileştirdi. Tabi böyle bir olayın üzerine derhal bir sigara yaktım. Pardesümü üstümden çıkarıp omuzlarıma attıktan sonra 3 amlıdan kusturmalı boşnak,7 dayıdan damada takı merasimi,5 teyzeden de bekar bayan numaraları alıp fakirhanemin yolunu tuttum.
EDiT: hepinizi seviyorum beyler liseliyi de diğerlerini de. Hepinize sonsuz teşekkürler...
EDiT2: Diğer yazılarım hikayelerim için
kafirimambenim eserleri