dolmuşta yağmurlu bir günde onunla tanıştım

bi anda sarıldı gibime daha ne oldugunu anlayamadan beni apartmanın içine soktu bodruma inene kadar çırılçıplak kalmıştık bile eee bende dururmuyum yerleştirdim malafatı bi yandanda tokatlıyorum çaat çuut yağmurda iyice bastırmış şimşek seslerinden gaza gelip nasıl zorluyorum nasıl anlatamam tebessüm etti içim bi hoş oldu tam gelmeye yakın çıkardım boşaldım suratındaki gamze çukuruna şimdi evlendik aklımıza geldikçe mutlu oluyoruz,o tebessüm ediyo ben salak salak tribe giriyorum öyle işte..

adam fakir beyler, gerisini okumaya gerek yok, züğürt tesellisi hahahaha, otur ağla dolmuş parası veremiyon daha yok aşk tanışma dolmuş hahahah, fakir hahahaha

derse yetişmem gerekiyodu. yarım saatim vardı ve yürüyerek gidiyim dedim. para harcamıyım öğrenci halimle. derken amk çat yağmur yağmaya başladı. neyse ufak ufak yağıyo bişey olmaz deyip yürümeye devam ediyodum. ama yok, daha da hızlandı. ve mecburen en yakın durağa gidip dolmuşu beklemeye koyuldum.

ya bi gibtir git amk fakiri

@74 panpa aradan 1,5 saat gibi bi süre geçti. yağmur kısa sürdü zaten. amasya'yı bilen yoktur sanmıyorum ama oranın havalar anormaldir.

dıbına kodugumun cocugu kız acıklamayı yapıyo kabul etsene gerizekalı senin beynini gibiyim yarram kimsin sen lan

ilgi alanını keşfetmeye çalışıyodum. yabancı dizilerden bahsettim. ikimizde supernatural hayranıydık. ordan konuya feci bir şekilde giriş yaptım. güldürebiliyodum nihayet. dean tam bin ya falan diyodum. burda öyle pek dizi izleyene rastlamadım dedi. bende aynı şekilde rastlamadım dedim. senin izlemene sevindim dedi. başka dizilerden de bahsettik. beraber 1 saat geçirdik. hava kararıyodu. baya bi konuştuk ama. birbirimize ısınmıştık. off ahmet çok pisliksin falan demeye başladı. bana iyice alışmıştı. şu arkadaşların kusura bakma ama tam ergen ya dedim. hiç sorma dedi. etrafımda pek anlaşabildiğim yok dedi. sevinmiştim. yalnız bi kız ve ben. hem de kafadengi. yavaştan kalkmalıydık. bi bahaneyle numarasını aldım. cafeden kalktık, evine bıraktım. evlerimiz birbirine yakındı...

napıcağımı yemin ederim bilmiyodum. indik. artık ondan bi adım beklemek oçluk olurdu. bu sefer adımı ben atmalıydım. ve nihayet cesaret denen kavram bana da uğradı. ders saati gelene kadar bişeyler içer miyiz? diye sordum. cafeye geçeceklerini bilmiyomuş gibi. bizde zaten cafeye geçiyoduk dedi kız. şimdi bunun ardından yani "bizde zaten cafeye geçiyoduk, olur gidelim" demesi gerekiyodu dimi? demedi. bizde zaten cafeye geçiyoduk. dedi ve sustu. bende sustum. arkadaşı da sustu. ee davet etmiyo musunuz? dicektim. onu da demedim amk. 5 saniye herkes suskundu...

eh iyi madem, sonra görüşürüz umarım. hoşçakalın dedim ve arkamı dönüp gittim amk. görüşürüz dediler aynı anda. dönüp arkama bakmadım bile. dıbına kodumun kızı, dıbına koduklarım diye söyleniyodum. çok sinirlenmiştim. yaptıkları huur çocukluğuydu diyodum. söylene söylene kampüse doğru yürüdüm. etrafıma hiç bakmıyodum. oturdum ve tekrar bi sigara yaktım.

@32 uzun lan daha başı bile değil amk.

@31 sağol bin.

binler yarın uyanınca devam edicem. moralim yine bozuldu amk.
@95 sevgili kardeşim açıklamasını yaptım yukarıda oku. giberim seni de yalanını da dıbına kodumun çocuğu ciddi bişey anlatıyorum şurda.

sınıftan, pek sevmediğim bi zütveren geldi yanıma. sende mi derse girmedin? dedi. yoo dersteyim görmüyo musun dıbına koyim dedim. güldü. espri yaptık sanki amk. oturdu yanıma. bişeyler anlatıyo. giblemiyorum. sigarayı içtikçe sakinleşiyodum. ama o dıbına kodumun kızı niye böyle yaptı diye söylenmeden edemiyodum. çocuk sustu nihayet. noldu lan dedi. ne noldu amk? dedim. canın sıkkın gibi dedi. bişey yok olm ya dedim. geçiştirdim. uzaklaştım yanından. çıktım kampüsten. zaten 3 ders vardı. iyice dıbına koyim devamsızlığın dedim, sonra sürekli gelirim amk dedim ve çıktım gittim gözüm kapalı...

neyse sonra hallederim diyip cafeye dogru yürüdük. gidene kadar ikimiz de konuşmadık. hava da çok sıcak ya dedim. evet öyle dedi. oturduk. sigara içer misin dedim. içmem ama bi tane iyi olur aslında dedi ve o da yaktı bitane. soğuk bişeyler söyledik. bi yerden konu açmalıydım ama aklım durmuş konuşamıyorum amk. ee seviyo musun burayı? ben hiç sevmiyorum. istanbuldan buraya gelmek büyük hataydı dedim. o da sevmiyomuş. oturdugumuz yerlerden bahsettik. yine tebessümlerini içtenlikle gönderiyodu bana. çok güzel gülüyodu. gamzeleri vardı. siyah saçlı ve benim gibi uzun boyluydu. saçlarını serbest bırakmış, ordan oraya savruluyodu rüzgarla birlikte.

bi bank buldum kendime. eve gitmiyorum niyeyse. banka oturdum. öyle bakınıyorum boş boş. derken o lavuklardan biri geçti önümden. lan?? dedim. acaba sevgilisi olduğu için mi çağırmadı? e sevgilisi olsa dolmuşta bana niye zarf atsın ki dıbına koyim? dedim. kararsız kaldım. en iyisi peşinden gitmeli dedim. çaktırmadan koyuldum binin peşine. kendimi polisiye filmlerindeki gibi hissetmiştim amk o an çok güzeldi. değişik bi duyguydu. arkada gerilim müziği çalıyo, kameraman yan tarafta. değişik açılardan çekiyo falan. neyse bu binte onların yanına gidiyomuş zaten. cafeye girmek istemedim. bu arada derse 10 dk var. kızlarla karşılaşmak istemedim, cafeye girmedim.

@45 lan it yalan hikaye yazıp napıyım amk içimi döküyorum şurda. ayrıntıya girmiyorum, o yüzden yalan geliyodur büyük ihtimal. yoksa deli mi gibti amk.

neyse uzaktan uzaktan dikizliyorum bunları. kalktılar. bizim kızın sevgilisi değilmiş. öbürününmüş. hareketlere bak dıbına koyim ergen lan bunlar dedim kendi kendime. ama benimki kendi halinde takılıyodu. ikisi arkada oynaşa oynaşa yürüyo. benim kız ise sakin bi şekilde, birazda etrafa bakar bi şekilde yürüyodu. arkadan ona seslendiler. buse dediler... bi an heyecanlandım. karşı yoldayım ama gerideyim. öküz gibi bağırıyo amk çocuğu. sen git biz bi yere uğricaz dediler. soldan dönüp gittiler. kesin gibiş vardı binler. neyse buse tamam dedi, beni görür gibi oldu. ya da giblemedi. ben göz göze gelmeyelim diye, yanlış anlamasın diye kafamı eğip yürüyodum. lan telefonla oynar gibi yapıp kıza bakıyım derken karşı yola geçip yani yürüdüğüm yola geçip bana doğru gelmesin mi?

eve bırakmadan önce aramızda sıcak bi sohbet geçti. sokağın başında. açıkçası mal gibi içimi döktüm kıza. şu tebessümlerin cidden çok değişik dedim. nasıl yani? dedi. yani ne bilim insana huzur veriyosun dedim. yine güldü, bak işte bu an dedim. bu sefer kahkaha attı. bende güldüm niyeyse. ikimizde sokağın ortasında gülüyoduk. seninde gözlerin sanki bana güven veriyo dedi. birden gülmeyi kestim. bişey diyemedim. sustum. iyiki yağmur yağmış dedim kendi kendime. efendim? dedi. hiiç öyle söyleniyorum kendi kendime dedim...

kabul etmis beyler cok heyecan yapmısım pardon

ananın amı dedim yavaşça. terslemeliydim direkt, gibtir git demeyi düşündüm. harbi harbi bana doğru geliyodu. ama yüzünde tebessüm vardı. kusura bakma ahmet(takma isim) dedi. arkadaşımın sevgilisi biraz yobaz olduğu için seni davet edemedim. tek olsaydım otururduk, öyle bi kabalık yapmazdım dedi. öyle bi konuşuyodu ki. o kadar pürüzsüz bi sesi vardı ki. o kadar ikna edici bi sesti ki. dona kaldım. küfürleri beynimde hazırlamışken kız bana neler söyledi. ööhhmm önemli değil ya, olur böyle şeyler dedim. gözlerine baktım. 2.derste başladı galiba, en iyisi bugün derse girmemek dedi. ben zaten girmicektim ya bugün biraz kötüyüm galiba dedim. peki o zaman dedi. görüşürüz dedim. sustu. cafeye davet edicegimi zannediyodu. gel bişeyler içelim demedim. sittin sene demezdim. ondan bekledim. tam gidecekken peki şimdi bişeyler içebilir miyiz cafede? dedi. biraz işim var dedim. acayip kafayı takmıştım. halbuki kız açıklamasını yapmıştı...