dokunamayısın gunlugu

fatih de c2 hesabını kapamış, neden kapadı acaba. içli çocuk, kızmaya hakkım yok da... keşke kapamadan önce yüzünü göstermeseydi. eşgalini aldım şimdi. eskişehire gittiğimde denk gelmeyiz umarım onla. kaldırıp porsuga atarım. gerçeği bir yandan da iyi oldu yüzünü görmem. görünüş olarak benden daha çok hak ediyormuş seni ama tutumu... şaka gibi. jiiiiyyyzzz

bir de vafılcı da bu konudan konuşmuştum. olayı biliyordum ama içeriğini bilmeden ne de güzel tutturmuşum.

"kızımı başkja ilde üniversite okumaya göndermem. çünkü çok kötü şeyler gördüm ben, kızlar kandırılıyor, kullanılıyor genelde."

kime ne anlatmışım ki ben. insan kullanmakta üstüne olmayan birine kullanılmaktan sakın demişim. üstada ders vermek neyime.

bir yandan da güzel ama. o içkili gecede olayın olduğu gün, nasıl rahatsızdı içim. piano odasında sevdiğime 5. postayı veriyorlar diye yazıp duruyordum. hissetmişim. hatta ilk abdi gecesinde de bunun olacağını öngörmüştüm. abi gibi tembihlemiştim. dur bir tahmin daha yapayım. onunla da yatacaksın. ya da belki çoktan oldu. birkaç kişiyle daha bir şeyler oldu bunu görebiliyorum ama onlar da var mı bunu kestiremiyorum şu an. neyse işte olmasa da olacak o dediğim.

bir de "sana acıyanlara yanaşıyorsun" demiştim. sonra da fatih olayının içeriğini öğrendim. ve acıdım dedi. hissetmişim. sana karşı gerçekten güçlü hislerim varmış lorelei. bu konuda içim rahat.

gerçekten birkaç bilgi kırıntısını senden alıp, onları mantıkla çoğaltmamın dışında, zeka dışında, şans ve tesadüfün dışında metafiziksel sayılabilecek güçlü bir bağımız varmış. çünkü bu kadar çok olayı öngörmem bunları biraz aşar. hissetmek gibi başka bir etmen lazım... bağımız yanlış oldu bağım.

daha önce çok nefret kusmuştum sana. çoğu anlık şeyler zaten. hepsini geri alıyorum ama umarım güzelliğini görmeye meraklı olmayan, bunu anlayamayan, sana acıyan, sadece karanlıklarda ve sarhoş bir kafayla seninle birlikte olabileceklerle olaya devam edersin. bu lanet devam eder. çünkü bunu hak ediyorsun.

içtikleri içki kadar güzelsin lorelei, seni göremedikleri kadar çekicisin sen. karanlıklara hapsolsun güzelliğin.

gerçeği başına gelecek olan gelmiş zaten. ilk öpücüğünü acınası bir şekilde alan biri kadar alçak bir durum olabilir mi? adının bile hatırlanmaması... daha ne kadar dip yapabilir bir insan. hoş sen bunu umursamayacak kadar huursun ama, devam etsin böyle. bu güzel. huur.

o fatih'in dediği gibi duygusal gay müziklerini de dinleme. o insanlar yaşadıkları şeylerden yola çıkıp, bunları anlayabilecek kişilere merhem olması için yazıyorlar onları. senin gibi huurlar bu müzikleri duymayı hak etmiyor.

birazdan rüzgara fısıldayacağım. söylediklerimi duyunca buz kesip sana eser umarım.

http://youtu.be/9umHJS-6DUY

bugün bununla uyuyacağım.

özledim, niye özlediysem. özledim ama işte. gibeyim.

hala geçmiyor be. niye böyle özlem oldu bugün. şu duygu hemen geçmeli. istemiyorum.

aramızda ayaz var. yalnız şöyle ki, benim ruhum çırılçıplak. çünkü neyim varsa üstüne örtmüşüm.

şu soğuğa dur diyebilirdik sıcak bir yatakta, hem eriyebilirdi de buzdağının görünmeyen kısımları.

tesellisizlik... çünkü olabilecek en kötü hale büründü olay. leibniz diyordu, muhtemel dünyaların en iyisinde yaşıyoruz diye... değil, muhtemel dünyalarımın en kötüsü bu.

"teşhisim bitti, yok senin rengin"

boğazımdaki acıyı hangi kelimeyle ifade edebilirim ki? belki "toska"

parmağımı şıklattığımda hepimiz aynı anda ölsek ya la.

https://www.youtube.com/watch?v=M862yMVmRLU

bu gece de bu.

"kutusunda kaldı hediyen uykusundan ayaklandı uyandı bir gece
bir çakmak ve biraz benzin almak için eline
ve yazmak son kez kendine bi mektup senin elinden..

gel ruhumu çal hüzün kesesi bedenim
ama parmak izi bırakma"

hüzün kesesi bedenim. ne güzel söz.

at kadar özledim be.

umarım ebola olursun. eskişehire çabuk yayılır zaten

canım o kadar sıkkın ki, sanki içimi avuçluyorlar.